Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
£ Yaziyeti Paj Ğ F %'îm şimalinde yapılan tban: ? harekâtta, dün mu- İ b::_:u S$€Yri üzerinde esaslı su- y uımu:“" olabilecek bir hâdi- : um"-_Alman taarruzu ve - !idt; u?'-lltefik mukavemeti vi *tiyle devam etmekte- Mbr, ia"l"ı Valenciennes'le, Arasından garbe doğru ğer :"'m teksif etmişlerdir. , hq,m:f;n&n Manş sahilinde Stlemez N Boulogne'a kadar » bir ı“ Muvaffak olan alman- ğ [_qî"ffün St. Omer'e doğru Ü Ue'ye d": diğer taraftan da OKM tebligi T© sıkmışlardır. Al- Te K, Sine inanmak İâzımge- d clth .m“lîlhanrı altındadır. | “h"!b:ıl bölgesinde yapılan kbir, © hakkında henüz et- Hida eehhl ©Y almamamıştır. Bu- Ütiye eı_"i tayin etmek im- * Bizzat fransız tebliği İöy|. tayin etmenin zorlu- *mektedir. SİRİ Mınfakasında & ul'"l'n Cambrai - lle Arras ve ': *Nciennes arasında müt- kuvetleri biribir- B rmişlerdir. Alman- firkal, büyük kütlelerin ve larm iştirâk ettiği ge- harbi kabul etmişler- ĞA çahış, Araf da biribirini sar- a fada Smaktadır. Şimdi bu mın- h." Bu *K takım helezonlar var- k Bi n elezonların — kıvrılışları Firk, v ticesini tayin edecektir. N dı, 'ç_"l bilinen bir şey var- Lyg”/ #Malde Flandre'dan ya- Mbrap Tağının bund bar, pyiside gi ttâ hş î,te P'arp vaziyeti ve İtalya'nın takip ettiği siyaset kuvetini Alp hudutlarında ala- koymuş, müttefiklerin Akdeniz donanmasını Akdeniz'de hapset- miştir!” Bu aşağı yukarı bir blö- fün ustaca itirafıdır!. Son fedbirler imdi vaziyet şudur: Fransa- nın şimalinde harbin şiddet- lendiği bir zamanda İtalya, üç bü- yük transatlantiğine hareket et- memek için emir vermiştir. Akde- niz limanlarında bulunan bütün ticaret gemilerini çekmektedir. İtalyan üniversitelileri, sanki hü- kümet emrederse, silâh altına git- miyeceklermiş gibi, icabederse, harbetmek için Musolini'ye mü- racaat etmişlerdir. Hattâ işe, ge- çen harbin malülleri bile karış- mıştır. Sanki topallar, körler, kol- suzlar harpte bir işe yararmış gi- bi bunlar da ön safta harbedecek- lermiş! İtalya, bu malüllerle şimdi blöf kozunun en sonuncusu, yedili- sini oynamaktadır. Diğer taraf- tan, Kont Ciano, bir kruvazörle, Arnavutluğa gitmiş ve hattâ Üs- küp'e kadar uzanmıştır. Arnavut- luk'ta 50.000 amele, Yugoslavya, ve Yunanistan istikametinde de- miryolu yapmaktadır. Bir aralık, Yugoslavya hududunda bir köyün evleri bile taşlandığı halde, Yu- goslav - Sovyet anlaşmalarından sonra bu gibi harekât biraz tavsa- mıştır. Dün öğrendiğimize göre, son bir çare olarak, İtalya, sivil seferberlik kanununu kabul etmiş- tir! İtalya ve Amerika göz Ö- F uzak tutmıyalım: akat hakiki vaziyeti ni ; B.n:m biraz altında bulu- Farp, 'lll:e'n kadar çok şîdı:ıet- p Tın cereyan ettiğidir. dl?:'ı" Somme ırmağı ara- kilometrelik bir sahada EP Cdi :.d'iî hâlâ devam etmek- İ meh?_lnhr işte bu gedikten î:ıuı kvvı ve Manş sahillerini h Müuı:_“erle beslemektedir- y bu .iklerin bütün gayretle- '“h[.n 'ğ' kapamağa ve şimal- u..m Üvetle cenuptaki ku- İ & muvasalayı temine n ) Nüun için, netice hak- ""':_;den bir hüküm vermek İT'dın favrı ö a) .::::“ safhada bıraktıktan İi("'h!’“hlmlı alâkadar o- * ler iİr mevzu üzerine dö- *Bi da İtalya'nın vaziyeti- "ıld:n çok evel yazdığımız q"'"ııqh"_ıt_ll)'ı'nm takındığı —L!uı İ lpılık sıfatını tahlil e- :::b;,rm, devletler hu- bi M bir şey olduğunu, t:l::::ğ:ı:ı bitaraflık arasında Pu ş“hiri » kâh bitaraflığa, ü h:hn'!lık ıp liğe yaklaştığını kay- , '.')rim tıığ'l'nm vaziyeti, ya- Ünmr .m:ı:"l'_liği son günlerde, | B*h!:n' h.ı aripliğe doğru yol &a. * Sirmi Ya, harp etmeden, ) ı.:::;, Röı* bir memleket man- İ k... u gn?"llekledîr. Alman ' S t dııl:n"kyînce, bunun bil- ! nışi;:üygm:'z'h bir şekil aldığı- "li, u"ixıi * İtalyanlar, galebe & al tartarak, ona göre tadırlar. D İyaseti ı , tu""'m i | d'*:q:mii * $imdiye kadar takip W 'A, S şey ç MSetten bizim anla- İ fık“"'l Sadak, ür: bir zafer olur- “İn..::n , Asını temin etmek, e kalakı p, p de duadan fariğ W Sazşdar AyıYa filhakika şimdi- Ü n e Sf yANYA'ya, eğer tâbir D larştniştir, ANEVİ sahada — yar- W Bi Sleyhi, *'Ya'da da mütte- B l“*k? M'::ıı:î sezahürler çoğal- | Baliyelarnı 4 padoglio hudut is- ah * tazıı EtİŞ etmiş, nafıa n :.uı:; lg.ı,:,ı:" Yaptıkları beya- eh Bederç * Düçe'ni i ,I h_rh' a er; (ik ın emrin- 4 bi e Veya bu şekilde ; » , Sirehi S | C..::*ıl.g, lîlleceklni lüzumsuz D h M ilanorga Jamışlar, / Kont 4 s Msolin , .* Dir nutuk r .b'hd ir îı.ıy_' söylemiştir. Ni- | Many AA çıkarı Sâzetesi baklayı SŞ LA % d'lı..l"kîl '& lnl'.;i::ü yardı- | W: *:lııly.,'.:îlî,t:;, .. nn büyük bir Amerika, İtalya'nın harbe girme- sine şiddetle muhalefet etmekte- dir. Ama İtalya harbederse, A- merika ne yapacak? diyenler bu- lunur. İtalya harbederse, Ameri- ka derhal bitaraflık kanununu tat- bik etmeğe başlıyacaktır. Bu ka- nunun iatbikı isepİtalya'yı yalnız Amerika'dan temin ettiği, birçok kıymetli iptidai — maddelerden mahrum bırakacaktır. Unutma- mak lâzımdır ki, İtalya'nım son yedi ayda Amerika'dan yaptığı hammadde ithalâtı 53 milyon do- lar kıymetindedir. Bu hammad- delerin bir kısmının Almanya'ya gitmediğini kim temin edebilir? O halde İtalya'nın harbe girmesi Al- manya'nın da aleyhinedir. Fakat buna rağmen iki ahbaplar, biribir- lerine tempo tutmakta kusur et- miyorlar. Amerika'nın feşebbüsleri ün gelen haberlerden öğre-« niyoruz ki, Ruzvelt'in Papa- lık nezdindeki mümessili Myron Taylor Papa ile uzun bir mülâkat yapmıştır. Bu mülâkatın İtalya- nın harbe girmemesi lehinde bir teşebbüs olduğu bahis mevzuu- dur. İtalyan taraftarı bir Yugos- lav gazetesinin verdiği malüma- ta göre, İtalya, Akdeniz'e artık “Mare Nostrum” demek sevdasın- dan vaz geçmiş, ve burasının bir bitaraf deniz, yani bir nevi No mans land haline konmasını temin için Amerika nezdinde teşebbüs- te bulunmuştur. Eğer bu haber doğru ise, evelce, “Akdeniz diğer devletler için bir yol, fakat bizim için hayattır!” diyen Musolini'nin şimdi realitelere daha çok yaklaş- tığını tahmin edebiliriz. İşin ha- kikati şudur: İtalya da harbe gir- mek istemiyor. Fakat hazır dün- ya karışmışken bir şeyler kopar- mak arzusundadır. Fakat unutmu- yor ki, kendisi, farzımuhal, Kor- 'sika'yı, Nis'i alsa bile, bundan sonra tepesinde muazzam bir al- man imparatorluğu onun için dai- ma bir tehlike halinde kalacaktır. Mümtaz Faik FENİK Alman - Bulgar anlaşması - Sofya, 25 a.a. — Neşredilen bir teb- liğde alman heyeti murahhasasının Bulgaristan'la, her iki memleket için memnunniyetbahş neticeler veren bir itilâfname imza ettiğini bildirmekte- dir. Müzakerat altı hafta sürmüştür. İsviçre'de vaziyet Bern, 25 aa. — Gazette de Lausanne'ın bildirdiğine göre İsviçre efkârı umumiyesi şimdi daha sakindir. Bununla beraber is - tilâ tehlikesi henüz zall olmamıştır. Va- ziyet değişmemiştir ve gerginliğini muha- faza etmektedir. ULUS Bükreş'te yapılan Balkan bisiklet yarışları Bükreş, 25 aa. — Dört Balkan devletinin bayraklariyle süslenmiş o - lan Bükreş veledromunda bugün saat 16 da bisiklet Balkanyadı başladı, E- kipler milli marşlar çalınarak halka takdim edildikten sonra yapılan geçit resmini müteakip müsabakalara baş- landı. Bugünkü programa göre vites yarışı seçmesi ile dömi final ve 33 ki- lometrelik, veledromda 58 tur tutan dömi final müsabakası yapıldı. Vites yarışında çekilen kura üze - rine her milletten iki koşucu olmak ü- zere 8 bisikletçi ikişer olarak dört grupa ayrıldı. Bu suretle birinci grup: Georgief (Bulgar), Veferyadis (E- len), birinci: Georgief. İkinci grup: Goryadis (Elen), Orhan (Türk), Birinci Goryadis. Üçüncü grup: Gabrk (Bulgar), Bragomit (Ro- men). Birinci: Gabrak. Dördüncü grup: Talât (Türk), Steinhard (Romen). Birinci: Steinhard. Bu dört grupun ikincileri elimine olmuş, birincileri arasında çekilen kura üzerine dömi final bulgar Geor- gief, yunan Goryadis ile koştu. Bul- gar birinci oldu. İkinci grup: Bulgar Dolers, türk Talât ile koştu. Bulgar birinci Talât ikinci. Yarın (Bugün) vites yarışının fi- nali iki bulgar koşucu arasında birin- cilik ve ikincilik için, Türk ve Elen koşucular arasında da üçüncülük ve dördüncülük için yapılacaktır. Üçüncü müsabaka, dömifunk 33 ki- lometre 58 tur. Türk ekibi: Talât, Or- han Suda, Nuri Kuş ve Kirkor'dan müteşekkildi. Yarış büyük bir hız ile başladı. 10 uncu turda evvelâ Kirkor ve sonra da Talat yapılan hatalı bir vaziyet ile, Talat'ta ağır ve Kirkor'da hafif yara olmak üzere bu iki kıymet- li koşucumuz yarış harici kaldılar, Bu suretle 20 kişinin iştirâk ettiği bu yarışta takımımızdan yalnız Orhan Suda ve Nuri Kuş kaldı. Ve nihayet diskalifiye edilen birçok koşucular - dan sonra yarış 9 kişi arasında neti- celendi. Genç koşucumuz Nuri Kuş, İstikbal için çok iyi şeyler vâdeden güzel bir koşu yaptı. Her iki turda vites yapmak suretiy- le puvan verilen bu koşunun netice- sinde yunan Goryadis 43 puvanla bi- rinci, bulgar Cambagof 28 puvanla i- kinci, bulgar Yurgief 27 puvanla ü- çüncü, yunan Meonidas 18 puvanla dördüncü, romen Georgief 14 puvan- la beşinci, Türk Nuri Kuş 12 puvanla altıncı. Pazar günü yapılacak yarış vites müsabakasının Finali “Kurs Pursüit” ve “Amerikan” yarışları olarak gene Veledrumda yapılacaktır. Bu yarışla- rın neticesi akşam Türkiye saati ile saat 20.15 de Bükreş radyo merkezin- den türkçe olarak neşrolunacaktır. Hava muharebeleri (Başı 1 inci sayfada) bombaların bir tesir yapmadığı ve az mad- dir. Yorkshire'e düşen bombalar Londra, 25 aa. — tir. İngiltere'de tedbirler paraşütçülerine ve dahildeki 79 bin işçiyi seferber etmektedir. Dikili'de zelzele zele olmuştur. Hasar yoktur. Londra, 25 a.a, — Şarkt İngilterenin köy- lerine alman tayyarelerinin atmış olduğu d! zarar verdiği teyit edilmektedir. Şimdi- ye kadar. olan resmi râporlar yalnız iki küçük evin harap edildiğini bildirmekte - Yorkshire'in şimal bölgelerine dün gece düşman tayyareleri- nin bombalar attığı hava nezareti tarafın- dan bildiriliyor. Sekiz sivil yaralanmış ve bazı maddi zayiat kaydedilmiştir. Şarki İngilterenin köylerine de bombalar atılmış is” de ehemiyetsiz hasarat husule gelmiş - Londra, 25 aa. — Düşmanın muhtemel teşkilâtına karşı mücadele tertibatı süratle devam et- mektedir. Londra yolcu nakliyat ofisi mu azzam münakale şebekelerinin en mühim noktalarında sabotajlara mâni olmak üzere İzmir, 25 a.a. — Gece saat 3 de Dikilide 6 saniye devam eden orta şiddette bir zel- ( Bisıivoımmnj Hâdiseler karşısında : Okun ucundan Güzide edip Yakup Kadri Karaosmanoğ- lu'nun “Erenlerin bağından” ismiyle evelce intişar etmiş olan nesirleri edebiyat âle - mimizde hakiki bir hâdise olmuş ve pek büyük bir rağbetle karşılanarak iki defa basıldığı halde kısa zamanda mevcudu kal- mamıştı. Remzi Kitabevi, muharririn “Erenlerin bağından” başlığı altında evelce kitap hali- ne getirilenler ancak küçük bir kısmını tutan nesirlerini şimdi “Okun ucundan" başlığı altında güzel bir cilt halinde bas - tırarak intişar sahasına koymuüştur. 150 sayfadan mürekkep olan bu kitapta Yakup Kadri'nin lezzeti hâlâ damaklardan çıkmıyan nefis metisurlarını toplu bir hal- de okumak mümkündür. Bu pek kıymetli eseri okuyucularımıza tavsiye ederiz, ARKİTEKT ( Mimar ) Bu derginin 109 - 110 cu sayıları in- tişar etmiştir, İçinde yapılmış müte- addit eserler ile köy mimarisine ait birçok projeler vardır. Bunlardan baş- ka, hava bombardımanlarına karşı ko- runma usülleri, Mimar Sinan'a ait ye- ni vesikalar, adli yazılar ile malzeme rayiçleri vardır. ARKİTEKT bu sayı ile onuncu in- tişar yılına girmiştir. Tavsiye ederiz. Kavgam Almanya'nın bugünkü şefi ve nasyonal sosyalizmin kurucusu Hitler, siyasi akide- lerini ve bu akideler uğrunda yapmış oldu- ğu mücadelelerin hikâyesini, iktıdar mev- kiine gelmeden çok önce Mein Kampf yani “Kavgam” isimli bir eserle tesbit etmişti. Bugün alman gençliği için bir mukaddes kitap haline gelmiş olan bu eserde Hitler yalnız akidelerini izah etmekle de kalma- mış siyasi programını, müstakbel hedefle- rini ve Almanya'nın takibetmesi lâzımge - len yolu da sarahatle çizmiştir. Söyledik - lerinin büyük bir kısmını bizzat tahakkuk ettirerek filiyat sahasına çıkarmış olan Hitler'i ve onun idaresi altındaki nasyonal sosyalist Almanya'yı anlamak için hiç bir eser şüphesiz bizzat bu “Kavgam” kadar öğretici bir mahiyet arzedemez. İşte bu noktayı göz önünde tutmuş ol - duğu içindir ki Hüseyin Cahit Yalçın bu eseri dilimize çevirerek bir gündelik gaze- tede tefrika etmişti. Şimdi “Kavgam” İs- tanbul'da Muallim Ahmet Halit kitabevi tarafından mecmuu 510 sayfa tutan iki bü- yük cilt halinde bastırılarak satışa çıkarıl- mıştır. Bugün dünyada çereyan eden kanlı ve feci hâdiselerin içyüzünü ve sebebini an - lamak ve nasyonal sosyalizm hakkında tam bir fikir edinmek istiyen herkes bu kitabı dikkatle okumalıdır. Kara gün yazıları Muharrir Bay Haşim Nahit Er - Bil uzun üddet neşir h uzak dık istifade ettirmiye başlamış bulunuyor. Mu- harrir, mütarekeyi takip eden vatanın ka- ra günlerinde muhtelif mecmua ve gazete- lerde neşretmiş olduğu şiir ve nesirleri bu kere bir araya getirerek “Kara gün yazıla- rı” başlığı altında bir cilt haline getirmiş- tir, Kitapta bir önsözle bu eski yazıların ni- çin tekrar neşredildiği anlatıldıktan sonra on bir şiir ve dört nesir yer bulmaktadır. Temiz bir ifade ile içli hislere tercüman olan bu parçalar bundan 20 sene önce ya - zılmış olmalarına rağmen gene zevkle o - kunmaktadır. Bu güzel eseri tavsiye ederiz. Çocuk Çocuk Esirgeme Kurumu'Genel Merke- zi tarafından çıkarılmakta olan (ÇOCUK) adlı derginin (191) inci sayısı çıkmıştır. Yüurt yavrularının sağlık, sosyal kültürel durumlarının inkişafına hizmet eden bu kıymetli dergiyi çocuklara, çocuklu ana ve babalara tavsiye ederiz. Belgratfa verilecek Alman konserinden niçin vaz geçildi! Bern, 25 a.a, — Belgrad ve Zagrep'te flarmonik orkestranın konserlerinden, yu- goslav makamları alman artistlerinin ve kendilerine refakat eden bazı kimselerin üzerinde silâh bulunduğu için vaz geçil « diğine dair verilen haberleri Berlin tekzip etmektedir. Bu tekzibi neşreden Bascler Nachrichten gazetesinin muhabiri, nazi mahfillerinde Belçika ve Hollanda'nın is- tilâsını takip eden günlerde yapılan teza - hürat kabilinden hâdiselere meydan verme- mek üzere Berlin'in yugoslav makamlariy- le hilittifak bu koönserlerin verilmesinden sarfı nazar ettiğinin söylendiğini ilâve et- sonra tekrar bizi düşünce ve duygularından | * İmanın Atatürk nutkunda der ki : “ Harp ve muharebe demek iki mil- letin -yalnız iki ordunun değil- bütün mevcudiyetleriyle, ve bütün mamülk- leriyle, bütün maddiyet ve maneviyet- leriyle, yekdiğeriyle karşı karşıya gel- mesi, ve biribiriyle vuruşması demek- tir, Millet efradı, yalnız düşman kar- şısında bulunanlar değil, köyde, evin- de, tarlasında bulunan herkes, silâhla vuruşan muharip gibi kendini vazife- dar hissederek bütün mevcudiyetini mücadeleye hasredecektir. Bütün mad. di ve manevi varlığını vatan müdafaa- sına hasretmekte teenni ve müsamaha gösteren milletler harp ve muharebeyi cidden göze almış ve başatabilecekle- rine kani olmuş addedilemezler. ,, ( Sayfa : 442 ) Fransız dostlarımız büyük günleri- ni yaşıyorlar. Tarihleri zengindir. İyi veya fena zamanları oldu. Kahraman yetiştirmiş “ Epopge ,, sini yazmış bir millet çetin imtihanlara göğüs gere - bilir. Büyük günlerin mânası onlara meçhul değildir. Bu; ne zaferin ay - dınlattığı, ne felâketin kararttığı gün- dür ! Büyük gün; milletlerin tarih - leriyle temasa geldikleri gündür. Fran sızlar şimdi tam bu nokta üzerinde bu- lunuyorlar. Tarihlerinin şerefli yazı- larla dolu bir yaprağı çevrildi, kendi- lerini istikbalin ilk sayfasına geçire- cekler,. Bunun içindir ki Fransa bü- yük gününü yaşıyoör. Zaman, tabut ve beşik yapmakla ge- çinen bir ihtiyardır : Tabut maziyi saklamak, beşik istikbali sallamak i- çindir. Ancak milletlerin geçmiş gün- leri çürüyüp dağılan ölüler değil, za- man içinde uzun uykularına dalmış ihtiyar realitelerdir. Arasıra, büyük günlerin sarsıntısiyle gözlerini açar, hale bakarlar. —Fransız tarihi de zamanın bu tabut - yatağından başını kaldırdı, 940 yılının talihini seyredi- yor, hâdiselerin acısiyle kıvranarak hale doğan bugün, yarınin sinesinde büyüyüp fışkıracak kadar canlı ve gürbüz müdür ? Onu anlamak istiyor. tılsimi Fahri ECEVİT kerek hür bir Fransa doğurmuştu. Sedan ana da kırk sekiz yıllık isti- raptan sonra Marn'i dünyaya getirdi. Fransızlar acıya metanetle karşı ko - yacaklardır, çünkü bilirler ki müzaf- fer ve büyük yarınlar sıkıntısız doğa- maz. Biz Türkler ise bunu herkesten iyi biliriz . . wkık Onlara ne öğüt, ne de teselli vermek niyetindeyiz, Çünkü ne birincisine muhtaç, ne de ikincisine müftekardır- lar. Yalnız, adı anılırken bütün insan« lığın baş eğdiği bir büyük adamın, gü. nün birinde Türk milletine söylediği birkaç sözü kendilerine tekrar etmek isteriz. Biz onları sık sık okur, sözünü ve sesini yüreklerimizin içinde - her gün iştiyakla dinleriz. Siz de okuyu- nuz, göreceksiniz ki kalbiniz başka türlü atıyor, damarlarınızda yorulmaz bir imanın büyük devriyesi dolaşıyor. Atatürk'ün tılsımiyle bağlananlar çö- zülmez, onun yapıştırdığı ruhu mad « deden ayırmağa insan gücü yetmez, Size bu tılsımın büyük duasından iki parçayı veriyorum, ve bizim niçin bir yumruk gibi sıkı, sağlam ve gevşemez olduğumuzun sırrını söylüyorum, Atatürk nutkunda ederken der ki : “ Bir gün, istiklâl ve cümhuriyeti gençliğe hitapı zifeye atılmak için, içinde bulunaca « ğın imkân ve şeraitini düşünmiyeceke sin ! Bu imkân ve şerait, çok nâmü- sait bir mahiyette tezahür edebilir. İs« düşmanlar, bütün dünyada emsali gö- © rülmemiş bir galibiyetin mümessili — olabilirler, cebren ve hiyle ile aziz vae . tanın bütün kaleleri zaptedilmiş, büs tün tersanelerine girilmiş, bütün ordu-. * şesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. K oakak “ İşte bu ahval ve şerait içinde dahi — vazifen Türk istiklâl ve cümhuriyetie — ni kurtarmaktır. Muhtaç olduğun küd- İhtiyar Vaterlo nine çok cefalar çe- cuttur, ,, a € Başı 1 inci Sayfada ) Bu raporlar bazı delegelerin mütaleala- rıma ve bunlara karşılık olarak kurum baş- kanı Şükrü Koçak ve alâkadar encümenler tarafından verilen izahata ittıla peyda e - dildikten sonra tasvip edilmiştir. Kurultay bunu takiben kurum genel mer- kez heyetini seçmiş ve kurumun mesaisi ve uçucu gençliğin muvaffakiyetleri hakkın - daki takdirlerini bildirmiştir. Reis Hilmi Uran, yeni merkez heyetine çalışmalarında başarılar ve delegelere de muhitlerinde kurumun inkişafına en geniş mikyasta yardım edecek muvaffakiyetler dileyerek kurultay mesaisine nihayet ver- miştir. Türk Hava Kurumu Kurultayı kurumun nizamnamesi mucibince genel merkez he- yetine aşağıdaki zevatı seçmiştir: Abdülhak Fırat (Erzincan mebusu), A- bidin Daver (İstanbul), Ali Rıza Erten (Mardin), general Cemal Mersinli (İçel), Cemil Uybadın (Tekirdağ), Cevdet Kerim İncedayı (Sinop), Emin Aslan Tokat (De- nizli), Esat Uras (Amasya), Faik Ahmet Barutçu (Trabzon), Hakkı Ungan (Van), Hamdi Ülkümen (Trabzon), İrfan Ferit mektedir. | Alpaya (Mardin), Kâmil Dursun (İzmir), # Baş _ ULUS Sinemasında « BER 10 - 12 ucuz matinesinde NİCEVO Son gün Rİ CAVUŞ rolde: HANS ALBERS TL: 6294 Başvekilimizin çayında kurultay âzaları Yedinci kurultay dün çalışmalarını bitirdi Kâzım Okay (Konya), general Kâzım Se- vüktekin (D. Bakır), Mahmüut Nedim Zap- çı (Malatya), Muhittin Baha Pars (Bursa), Dr. Mustafa Cantekin (Çorum), Bayan Nakiye Elgün (Erzurum), Rahmi Apak (Tekirdağ), Sabit Sağırroğlu (Elâzığ), ge- neral Seyfi Düzgören (Mardin), Süreyya Yiğit (Kocaeli), Şevki Ergun (Konya), Şükrü Koçak (Erzurum), Bayan Türkân Örs (Antalya), general Zeki Soydemir (Erzürum), Dr. Zilini Ülgen (Bolu), Zül- fü Tiğrel (D. Bakır), Kemal Zaim (Mer » kez Bankası Genel Direktörü). - Yedek âzalıklara da aşağıdaki zevat se- çilmiştir: Fethi Altay (Elâzığ mebusu), İskender Artun (Erzincan), Kemalettin Kamu (Ri- ze), Ziya Arkant (Yozgat), Hamdi Selçuk (Hatay), Remzi Ünlü (Isparta), Osman Erçin (Manisa). Bu intihabın akabinde ) Genel Merkez Heyeti de gene kurum nizamname- si mucibince merkez idare heyetine de a- ralarında aşağıdaki zevatı ayırmıştır: Başkan: Şükrü Koçak (Erzutum mebu- su), başkan vekili: Abdülhak Fırat (Erzin- can), Rahmi Apak (Tekirdağ). Âza: Bayan Nakiye Elgün (Erzurum), general Cemal Mersinli (İçel), Cemil Uy- badın (Tekirdağ), Hakkı Ungan (Van), Kâmil Dursun (İzmir), Rıza Erten (Mar- din), Süreyya Yiğit (Kocaeli), general Zeki Soydemir (Erzürum), Yedek âza: Abidin Daver (İstanbul), Fâik Ahmet Barutçu (Trabzon), Dr. Mus- tafa Cantekin (Çorum), Sabit Sağıroğlu (Elâzığ), Şevki Ergun (Konya). Mürakıplar : Kâzım Okay (Konya), Mahmut Nedim Zapçı (Malatya). Başvekilimizin çayı Başvekil Dr. Refik Saydam tarafından dün Türk Hava Kurumu yedinci kurulta- yı delegeleri şerefine bir çay ziyafeti veril- miştir. Ziyafette B. M. Meclisi Reisi Abdülha- lik Renda ile vekiller, Parti genel sekreteri [Fikri Tüuzer, Mebuslar, Hava Kurumu ve " illeri hazir b ). dır. müdafaa mecburiyetine düşersen, va- —— — tiklâl ve cümhuriyetine kastedecek — —© ları dağıtılmış, ve memleketin her kö- Kat ret, damarlarındaki asil kanda mev « —— ;