Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
İEteye saldıracak ? erkes merak içinde soruyor: D_lnimarkı ve Norveç'ten Ara şimdi nereye saldıracak? “""Pı bir aren, bitaraflar da Saün seyircileri oldu. Yalnız se- F cilerin büyük bir kısmı demir İ maklığın dışındadır. Dünyayı , “:îhı ateşe salan, kana boya- Ürüzü Uvet, ?îmdi hangi bitarafı Ha Tne _keılırîyor? Bir defa kanın h. Tetini aldıktan sonra, artık onu :ogrl , ndan vazgeçirmek zordur. İş çı- “Fîğ ) o dan çıkmıştır. Herkes soruyor: çandaya mı, Belçikaya mı, Ma- tana mrı, Romanyaya mı, Yu- , .’:TWRYŞ mı, İsviçreye mi? Ne- Ku Blf vakitler ortada İsve- Nm_v' ismi dolaştı? Filhakika | €ç harekâtının inkişaf ettiği uk f 'İet. k’ bu memleketin üzerine â- Yi âbus halinde çok büyük SŞ tehlike çökmüştü. Ha bugün; İkir !nı’ armm bir alman hareketi bek- yezii “p""du- Baltık Timanlarındaki ' temel âr dolusu asker, çok muh- Ce fak olarak İsveç'e doğru bir u- "thıte çıkacaktı. Bütün İs- 1 de i;înm' Yyukarı seferber bir hal- 4 Bilicin hi Birçok şehirlerin tahliyesi . İna Jazırlanan plânların tatbikı- aT © geçilmişti. İsveç'te hayat he k“!' dükkânlar kapanmış ve bira AF seferber olmuştu. Sonra a #im ;_;'_b“’e _tehlikenin hiç olmazsa he hlıııl 'k Zail olduğu anlaşıldı: Al- bi Ya insafa mı gelmişti? Hayır. Z sevgili dostu Sovyetler 1 ile Moskova'da yapılan gö- İeı-de' İsveç'in bitaraflığının t 311;.: eh.neıî kararlaştırılmıştı. TAlm Mâanası şudur: Sovyetler, İ bir "'!ı_'nın Baltık hâkimiyetini ânonim şirket haline koyma- İ ı"'iyü;. onun İsveç'i alarak en n %.hınolıtî elinde bulundur- : Fıza göstermemişti! H ) İYa ve Almanya : İ 3veç, iki büyük devlet ara- #u &ında böyle bir koz oldu- Hdan hiç olmazsa bugünlük ya- ı Sıyırdı. Şimdi iki ihtimal ka- * biri Almanya'nın şimal ve Bej mşuları, yani Hollanda ve ' "'îi diğeri, şark, ve cenubu- hel maç Komşuları. Fakat eğer Al- SN alna &, Hollanda ve Belçika'yı su, 'Ğl _kıllnru, büyük komşu- & © birçok istilâların sigortacı- “lil“ talya ne der? Bütün bu is- _“"?ln hiç pay almadan, Al- Ya'nın kendi ense kökünde ğ dar büyümesine tahammül v '—liı.,.l." mi? Malümdur ki iki to- tiç * Tejim, ikisi birlikte bir ne- M eç sekil eder; Almanya bu nes- ÜÇ y? mudi iplikleri ise, İatlya, uf- 18 dan bi eridir. Birisi diğeri olma- y Hlb." eser meydana getiremez. ""hn!—y Meselesine Almanya, A- 15 Sine $ A ve Çekoslovakya mesele- Ü He AŞ Ya, Arnavutluk meselesi- b“ü:“!l. Polonya ve nihayet lıı,ı arka ve Norveç istilâsına İ- gi l'“kıı;q çıkarmamışlardır. Hal- Ü S&nda IM te Dolfus'un katli esna- talya, şimdi bütün bu Av- tolir; *selelerinin Hitler'le, Mu- | ::umdı münakaşa edildiği K geçidinde tahşidat yap- ::':M o Zamandanberi iki totali- t :glşt_ arasındaki dostluk, mü- ' L“Dîl itimat değilse bile, müte- W aü _;'L"lfııt havası içinde tekâ- İ F L e & &debi w Mğişlîrîyor : re yerleşmek imkânlarını aramış- lardır. Fakat bereket versin, Bal- kanlar, Norveç gibi gafil değil- dirler. Her şeyi vakit ve zama- niyle sezmişler ve ona göre ted- birlerini almışlardır. Bu tedbir- lerden bazıları içerdeki düşmana, yani kaleyi içerden fethetmeğe memur “beşinci kol” a diğerleri harici tehlikeye karşıdır. Birincisi için bu nazi seyyahları grup ha- linde hudut harici edilmekte, di- ğeri için de askeri tedbirler tak- viye olunmaktadır. Romanya'nın vaziyefi : B alkanlarda en nazik mevki- de bulunan memleket Ro- manya idi. Çünkü Sovyetler şimal- de Besarabya meselesinin henüz halledilmediğini — söylemişlerdir. Cenupta Bulgarlar, vakit vakit Dobriçe meselesini ileri atmışlar- dır. Garpte Macaristan umumi harpte kaybettiği Transilvanya ü- zerinde hakları olduğundan bah- setmiştir. İşte bundan dolayı Ro- manya, 1939 senesi nisanında in- giliz - fransız müşterek garantisi- ni kabul ettiği halde, sonradan bu garantiyi, bir ittifak haline koya- cak kadar ileri gitmemiştir. Bu- nun bir sebebi de şudur: evelâ ba- zı küçük devletler, bu harp çık- tığı zaman eskidenberi takip et- tikleri “revizyonizm” yani mua- hedelerin tekrar gözden geçiril- mesi siyasetini belki tahakkuk et- tirebiliriz, diye bir hayale kapıl- mışlardır. O zaman birdenbire farketmemişlerdir ki, eğer harp başlarsa bu harp, dünyanın yeni- den tanzimi için yapılmış bir harp olmıyacaktır; bu harp, yalnız ve yalniz Almanya gibi totaliter dev- letlerin istilâ emellerine hizmet e- decek ve belki küçük devletler, şimdi ellerinde bulurdurduklarını da kaybedeceklerdir. Bu hataya ilk düşen Polonya olmuştur: nete- kim Çekoslovakya'nın taksimi es- nasında “Teşen” diye küçük bir mıntakayı almanlar kendisine ver- di diye bayram yapmıştır. Karpat- laraltı Rutenyası'nın taksimi esna- sında Macaristan'la hudutlarımız birleşti diye Polonya zabitleri ma- - car zabitleriyle sarmaş dolaş ol- muşlar ve öpüşmüşlerdir! Küçük devletlerin basireti : akat şimdi küçük devletler vaziyeti gayet iyi kavramış bulunuyorlar. Polonya'nın düştü- ğü hatadan kendilerini kurtarmış- lardır. Macaristan, Romanya'da iddia ettiği haklardan vaz geç memise de, bunu münasip zama- na talik etmiştir. Bulgaristan çok basiretli bir idare altımdadır. Bul- gar hariciye nazırı geçen gün, “Bulgaristan komşularının vaziye- tini vahimleştirecek bir hareket- te bulunmıyacaktır!” dediği za- man, hiç şüphesiz en büyük fe- rahlık Romanya'da hissolunmuş- tur. Diğer taraftan, Romanya'nın büyük komşusu olan Sovyetler Birliği de muhtelif vesilelerle ve en selâhiyettar ağızlarla Avrupa harbine karışmıyacağını tekrarla- mıştır. Molotof. Yüksek Sovyet Şürâsında bunu teyit etmiş, ve ni- hayet Mareşal Voroşilof 1 mayıs bayramı münasebetiyle orduya hi- taben söylediği nutukta aynı cüm- leyi tekrarlamıştır. Demek Ro- manya'nın harp başladığı zaman bulunduğu nâzik vaziyet şimdi düzelmeğe başlamış ve Roman- Undan dolayıdır ki, şimdilik tehlikenin mevzi değiştire- B ae lden cenubuşarki Avru- tek bi Oğru yol aldığını söyler- > Bmm l_ıntı etmiş olur mu- ! İstleya, Plikenin birinci işareti M"'l'du-. Yugoslavya'ya, Ro- * .Yı, ve hattâ Macaristan'a a ı:llnıt gelmiştir. Ne garip- E*"İik U turistlerin hepsi de as- Yahur lşı_ğmc_lı olan gençler ve ı'"ılrı.:l“l giyinmiş kurmay — su- Alman . Harp halinde bulunan Romaz * dan bütün bu gençlerin, “öb "’lm:. veya Yugoslavya'nın "'biı'y. ;dsından” veya “menazıri- —%l.:"dın" istifade için, bu İnmez ötlere geldiği kabul edi- ı'. . unlar hiç şüphesiz, bura- Pake .rilnııfn görecek olan Ouis- 8i e i "':;.:hnık için, Aım.:y. tu- tir ki ya Almanya'nın tehditlerine daha az kulak asar olmuştur. Şimdi Ro- manya'nın vaziyeti 1939 martın- da Çekoslovakya'nın ve Memel'in istilâğarmın hemen ertezi günü, | büyük tazyik altında alman - ru- men ticaret muahedesini imzala- mağa mecbur olduğu zamandan daha başkadır. Ve nihayet, Ro - manya bitaraflığını silâhla ta - mamlamış, ve herhangi bir istilâ- ya karşı şimal ve garp hudutları- nr kuvetli bir hatla tahkim etmiş- tir. Romanya - Almanya : undan dolayıdır ki, Roman- ya, 1939 martında, imzala- nan ve imzalıyan adamın ismine izafetle “Wohltat anlaşması” ya- ni feci bir tesadüf eseri olarak “Hayırseverlik anlaşması” namiy- le anılan alman - rümen ticaret geçen ilkkânunda ge- ne devam eden tazyıklar yüzün- den Dr. Clodius'la yaptığı müza- K e betiş aei $ Müttefik kuvetler Narvik'e derece derece yaklaşıyorlar (Başı I. inci sayfada) da süratli harekâta intizar olunmaması fakat bir siper harbinin beklenmesi icap ettiğini kaydeylemektedir. Hava faaliyeti olmuyor Londra, 6 aa. — Royterin askeri mu- harriri yazıyor: Narvikte fena hava şartları dolayı- Biyle, iki taraftan da hava faaliyeti asga- riye inmiştir. Mamaâfih haber verildiğne göre, Narvik mı alman bombar- dıman tayyareleri gelmiştir. Narvik, son zamanlarda cenupta harp etmiş olan birçok norveçli askerler için bir tahaşşüt mevkii olmuştur. Norveç or - dusu, şimalde yeniden organize edilmek üzeredir. Namsos ve Andalsnes'te, mütte- fiklerin geri çekilmesine siper vazifesi görmüş olan Norveç askerlerinin ekserisi, söylendiğine göre, şimale doğru yol almak tadır. Narvik mıntakası dağlıktır. Münakâle vasıtaları azdır. Alman bombardıman tayyareleri burada, Trondheim'de olduğu gibi muvaffak olamıyacaklardır. Düşman hava üsleri de Narvikten çok uzakta bu - lunmaktadır. Bir ingiliz torpidosu battı Londra, 6 aa. — Amirallık dairesinin tebliği: İngiliz Afridi torpido muhribi Nam- sös'tan kıtalarımızın geri çekilişi esna - sında batmıştır. Afridi asker nakliyatını düşman tayya- relerinin ve denizaltı gemilerinin hücum- larına karşı muhafaza eden ingiliz harp gemileri grupunda bulunuyordu. Sabahleyin şafakla beraber, düşman hava kuvetleri, nakliyegemileri kafilesine mütemadi hücumlarda bulunmuştur. Fa- kat kafiley refakat etmetkte olan harp gemilerinin Aateş barajı o derec müessir bir mahiyet göstermiştir ki düşman nak- liye gemilerine hiç hiç dokunamamıştır. Bu harekât esnasındadır ki Afridi torpido muhribine bombalar isabet etmiş ve bu gemi batmıştır. Bu esnada iki alman tay- yaresi düşürülmüştür. Ölen ve yahut yaralanan müretteba- tın yakın akrabası hâdiseden haberdar e- dilmiştir. 4 Koht'un Londra'daki temasları Londra, 6 a.a, — Profesör Koht ve al- bay Ljundberg, dün akşam #orveç sefa - retinde Norveç elçisi ile birkaç saat gö- rüşmüşlerdir. Norveç nazırlariyle İngilte- renin Norveç sefiri Dornerin bugün Hali- faksı görecekleri bildirilmektedir. Almanlar Narvik'te âni bir taarruz yapacaklar Stokholm, 6 a.a. — Emin bir menbadan haber verildiğine göre kuvetli bir âlman hava filosu Norveçin şimal mıntakâısı ü - zerinden uçarak Narvik istikametine git - miştir. İsveç gazete muhabirlerinin bildirdiği- ne göre lar Narvik bir taarruzda bulunmak tasavvurundadır- Muhabirlerin kanaatine göre, yedinci Norveç fırkası henüz harbe iştirâk etmiş kerelerden sonra tevsi etmeğe mecbur kaldığı halde bu sefer doktor efendi aşağı yukarı Bük- reş'ten eli boş dönmüştür. Alman- ya, bir Reihsmark'ın fiyatını 48 ley'den 60 ley'e çıkarmak ister- ken buna muvaffak olamamış, petrol anla dok lma , mış, yalnız soya fasulyesinden a- lman ihraç resimlerinin azaltılma- siyle iktifa olunmuştur. Halbuki Almanya bir vakitler Slovakya'da yapılan tahşitlerden sonra Roman- ya'nın askere aldığı ziraat amele- sinin, Almanya'ya hububat yetiş- tirilebilmesi için terhisini ve Ro- manya halkının haftada iki gün etsiz yaşamasını istiyecek kadar işi ileri götürmüştü. Bugün ise Romanya'nın vaziyeti bambaşka- dır. Ve nihayet almanlar, rumen- lerin İtalya'ya sattıkları 800.009 ton petrole müsaade etmekle kal- mamışlar, ayrıca Romanya'nın serbest dövizle Fransa'ya, İngil- tere'ye ve Mısır'a sattığı petrole bile ses çıkaramıyacak vaziyete düşmüşlerdir. Yugoslavya : l şin Romanya tarafı bu şekil- dedir. Fakat bir de Maca- ristan ve Yugoslavya tarafı var- dır. Macaristan, İtalya ile şimdi- ki halde dosttur. Ve almanların Macaristan'ı işgal etmemelerinin sebebi, şimalde İsveç'i işgal etme- melerinin sebebine müsavidir. Fa- kat buradaki tahrikler de az te- lâkki edilemez. Macar nazileri- nin reisi İmredi geçenlerde Ber- lin'e gidip dönmüştür. Yugoslav- ya'ya gelince, burası, bir taraftan Almanya ile, diğer taraftan hem Arnavutluk'tan, ve hem Fiyume- den şimale doğru uzanan bir hat boyundan İtalya'ya komşudur. Sonra almanların hudutta Carint- hie'de mühim miktarda asker bu- lundurduklarına dair bir haber dolaşmaktadır. Maksat içerden hudut takalarında 'bul Slovenler ve Hırvatlar'la Belgrat hükümeti arasında bir ihtilâf çı- karmağa çalışarak, dışardan bir istilâyı kolaylaştırmak mıdır? Fa- kat Yugoslavya evelce bir yazı- mızda da söylediğimiz gibi birdir ve bütündür. Bu bütünlük her gün dünden daha fazladır dahi diye- meyiz. Çünkü artık tam şeklini almıştır. Mert, kahraman ve cen- gâver yug askeri hudud olduğu kadar istiklâlinin de nö- betçisidir. Mümtaz Faik FENİK AA? — ÇN ? olmadığı ve Narvikte mühim — müttefik kuvetleri bulunduğu için vaziyet böyle bir harekete müsait değildir. Hegra kalesi teslim oldu Alman hududuü, 6 a.a. — Havas: Alman istihbarat hürosunun bildirdiğine göre almanlar tarafından muhasara edil - mekte olan Norveç'te Hegra dağındaki is- tihkâm 15 zabit ve 160 neferden ibaret olan müdafileriyle dün teslim olmuşlardır. Naorveç'teki fransız askerleri - Stokholm. 6 aa. — Havas: İsveç gazete- leri, fransız kıtalarından sitayişle bahset- mekte ve fransız kitalarınım mümtaz bir ordu teşkil eylediğini söylemektedir. İsveç gazetelerinin yazdıklarına — göre, fransız askerleri, geri çekilmiye ve Nor - veç arazisinde başka bir yere ihraç edil - miye mecbur kaldıklarından dolayı derin sürette Mmütecessir bulunuyorlardı. Fransız askerleri, mücadele etmek mec - buriyetinde kaldıkları güçlüklere rağmen tamamiyle nümüne teşkil edecek bir cesa- ret ve tavır göstermişletdir. İsveçli muhabirlerden biri, askerlerin kendi alaylarınm sandıklarını şiddetli born- bardıman altında nasıl kurtarmıya çalış - tıklarını hayranlıkla hikâye etmekte ve bü- tün muhabirler, bu sandıklart kurtarırken askerlerin gösterdikleri cesareti — tebarüz ettirmektedir. Diğer taraftan Norveç devletinin altın ihtiyatlarmın Londra'ya nakledilmiş bulun- duğu da hâaber verilmektedir. Narvik'in borıbardımanı Paris, 6 a.a. — Havas ajansı, Norveç'teki vaziyet hakkında aşağıdaki malümatı ver - mektedir: Narvik'te, karadan, denizden ve hava- dan şiddetli bombardımanlara tâbi tutu - lan alman kıtaları, en iyi şerait dahilinde mukavsmet edebilmek için müfrezelerini bir araya toplamaktadır. Norveç'in cenubunda hâlâ çarpışmalar le Gİ Örfi iaare kanun lâyihasının metni ( Başı 1. inci sayfada ) dan ibarettir. Birinci kısım örfi idarenin konması ve kaldırılması, ikinci kısım örfi idare altında kalan yerlerde tatbik oluna - cak muameleleri, üçüncü kısım teşkilâtı, dördüncü kısım vazife ve usüle müteallik hükümlerle cezai hükümleri, beşinci kısım da müteferrik hükümleri ihtiva etmekte - dir. Dün birinci müzakeresi yapılan son şek- li aynen yazıyoruz: Örfi idare kanununun metni umumüi hükümler Madde 1 — Teşkilâtı esasiye kanununun 86 ıncı maddesine tevfikan verilmiş olan umümi veya mevzil idarei örfiye kararı Dahiliye Vekâleti tarafından münasip va - sıtalarla ilân olunur. Örfi idarenin hüdut veya müddeti üze - rinde yapılacak değişiklikler de aynı su - retle ilân edilir. Madde 2 — Örfi idare altına alınan yer- lerde umumi emniyet ve asayişe taallük e- den ve İcra Vekilleri Heyetince tayin ve tesbit olunan zabıta salâhiyet ve vazifeleri askeri makamlara intikal eder. Bu makam- lar kendilerine intikal eden salâhiyet ve vazifelere müteallik kararları ve emirleri mahalli zabıtası marifetiyle icra ettirir. : Örfi idarenin vazife ve selâhiyetleri Madde 3 — Örfi idare altına alman yer- lerde, askeri idare aşağıda yazılı fevkalâde tedbirleri ittihaz ve tatbika salâhiyetlidir. I — Görülecek lüzüm üzerine meskenle- ri ve her türlü cemiyet, kulüp gibi teşek - küllere ait binaları ve bunların müştemilâ- tını ve iş mahalleri ile sair kapalı yerleri ve mektup, telgraf ve sair mersuleleri şa- hısların üzerlerini gece ve gündüz aramak ve bunlarda subut vasıtaları olan ve yahut vardır, Norveç kıtaları, vadisinin şimal kısımlarında, almanlara kahramanca mukavemet etmektedirler. Dün Röros ve Stören ında da dereye tâbi bulunan eşyayı zapt ve radyo, telefon ve telsiz gibi bilcümle mu - habere vasıtalarını kontrol ve icabında ta- til ve k; çarpışmalar olmuştur. Alman tebliği Berlin, 6 aa. — Yüksek alman kumanda heyetinin tebliği: Narvik mıntakasında dün mühim muha - rebeler olmamıştır. Düşman şimalden top- çu takviye küvetleri getirmektedir. Alman hava kuvetleri bir harp gemisine bir bomba isabet ettirmiye ve bir askeri kampa taarruz ederek bir cephane deposu- nu infilâk ettirmiye muvaffak olmuşlardır. Alman krıtalarının Grong'dan şimale doğru ilerlemektedirler. Norveç'in cenup ve meriki l izl hareket- leri umumiyetle bitirilmiştir. Hegra kalesi alman himaye kıtalarına teslim olmuştur. Bu kıtalar şimdi Röros'un şarkında İsveç hududu civarında bul! h tadir. Norveç'in şimalinde Norveç karasula - tında demirli bulunan iki ingiliz deniz tay- yaresi hasara uğratılmıştır. Bir mayne çarparak hasara uğrıyan bir ingiliz tahtelbahiri 5 mayısta Kattegat'ta iki alman tayyaresi tarafından zaptedile - rek bir alman İlimanına götürülmüştür. Tahtelbahirin kumandanı ile bir küçük za- bit esir edilmiştir. 'Terschelling civarında iki ingiliz tay- yaresi düşürül Garp *hesind kayde değer bir şey yoktur. A ında İtalyan buhranı hakkında mülâhazalar (Başı 1. inci sayfada) terenin hâkim olmadığını isbat ede- cek fili tavizlerde bulunmalıdırlar; kendisine Korsika adasını, Tunus'u ve Süveyş'teki hakkını vermelidir - ler ve meselâ Dalmaçya istilâsına razı olmalıdırlar. Müttefikler İtalya'yı tatmin et - mek imkânlarımı araştırmamış de - ğillerdir. Fakat bu yukarıki ihtiras- lardan hiç birine boyun eğmiyecek- lerine zerre kadar şüphe yoktur. Bu vaziyet karşısında italyan ha- reketi iki türlü inkişaf edebilir: Sov- yetler Birliğinin Lehistan ve Baltık denizinde yaptığı gibi, müttefiklerle harbe girmeksizin, veya, onların kendisini dahi harp içine almaktan korktuklarını farzederek, Yugos - lavya ve Yunanistan aleyhine emri - vakiler yapmak! yahut, doğrudan doğruya Almanya'nın yanında har- be iştirak etmek! Bu ihtimallerden birine göre, müttefiklerin Norveç'teki müşkülâ - tını takip eden bu neşriyat, sâdece bu müşkülâttan istifade etmek gay- H — Memleketin inzibat ve emniyetini ihlâl etmek suçlariyle sabıkalı olanları ve emniyeti umuümiye nezareti altında bulu - nanları ve örfi idare altına alınan yerlerde muayyen. bir ikametgâhr olmıyanları ve şüpheli olan sair kimseleri örfi idare mın- takasından çıkarmak; , III — Türk ceza kanununun 189 uncu maddesinde yazılı olan silâhlarla âlet ve cephanelerin ve dinamit, boğucu gaz bom- ba ve buna mümasil alâtr muhribe ve me - vaddı infilâkiye ve müştaile ve bunların ihzar ve imaline yarayan edevat ve vesaitin teslimi için emirler vermek v: bunları a - rayıp toplamak; IV — Gazete, kitap ve sair matbuaların tab ve neşri veya hariçten ithalini menet - mek ve matbaaları kapatmak ve matbuat ve telgraf ve mektup üzerine sansür koy- mak; V — Kapalı ve açık yerlerde her türlü toplantılar?t menetmek ve cemiyetlerin fa- aliyetlerini durdurmak; illere iştirâk edenler örfi idare k tarafından talep edildiği takdirde sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun örfi idare hk lerinde muhak olunurlar : I — Türk csza kanununun ikinci kitabı- neın birinci babınm birinci, ikinci ve dör « düncü fasıllarında yazılı Devletin şahsi - yetine karşı cürümler; II — Türk ceza kanununun ikinci kitabı- nım beşinci babınım birinci faslında yazılr suç işlemeğe tahrik fiilleriyle ikinci fasılda yazılı cürüm ikar için cemiyet teşkil etmek suçları; III — Türk ceza kanununun ikinci kitas biımın altıncı babınmm ikinci faslında yazılr devlete ait mühür, damga ve sair alâmet«e lerin taklidi hakkındaki suçlar; j IV — Türk ceza kanununun ikinci kita- bının yedinci babında yazılı âmmenin seli- meti aleyhindeki suçlar; ğ V — Türk ceza kanununun ikinci kitabı- nn 10 uncu babınm ikinci faslında yazı: yağma, yol kesme, adam kaldırma suçları, — VI — Türk ceza kanununun 179, 180, 188, 234,235, 236, 241, 242, 248, 240, 254, 255, 256 257, 258, 260, 264, 316, 317 inci maddele - rinde yazılı suçlar; ı VII — Askeri ceza kanununun 75, 93, 94, 95, 96 mecr maddeleriyi. 148 inci madderin ikinci fıkrasında ve 160 mcı maddesinde yazılı suçlar, K Madde 7 — Örfti idare altma alınan yer lerde askeri idare tarafından ittihaz edilen tedbirlere karşı hareket edanler ve emir « lere itaatsizlik gösterenler ve hüviyetine dair hilâfı hakikat beyanatta bulunanlar hakkında türk ceza kanununun 526 ve 528 inci maddelerinde yazılı cezalar üç misli arttırılarak hükmolunur. j Madde 8 — Örfi idare ilânmı icabettiren ahvale taalluk eden fiilleri örfi idarenin ilânından evel içlemiş olanlarla örfi idare mahkemesinin vaziyet ettiği herhangi bir suçla irtibatı olup bu mımmtaka haricinde iş- lenen suçlar da birleştirilmek suretiyle ör- fi idare mahkemelerinde görülür. — d Usule ait hükümler Madde 9 — Örfi idâre altımâ alınân ma- hallerde teşkil olunan askeri mahkemeler- de askeri muhakeme usulü kanununun 250; 256 mc: madde hükümleri hariç olmak üze. re seferberliğe ait hükümler taâtbik olunur, Madde 10 — Bu kanunda yazılı suçlar « dan dolayı generaller ve amirallerle umu- mi müfettişler, valiler ve kaymakamlar, hâkimler- ve müddeiumumiler aleyhinde takibat yapılabilmesi için her birinin men- sup olduğu idareye göre Millf Müdafaa vs- ya Dahiliye veya Adliye vekilinin iznini almak şarttır. 4 Harp halinde hareket mıntakala:- rında tatbik edilecek takyitler Madde 11 — Harp halinde örfi idare ilân edilmemiş olsa dahi bu kanunun masuniyet ve hürriyetlerin takyit ve talikma aâit ü « Ççüncü maddesinin birinci, üçüncü, dördün- cü, beşinci ve altıncı bendlerinde yazılr tedbirleri harekât mıntakalarında almağa başk danlık salâhiyettar olduğu gibi VI — Kahvehane, biral J i: ti yatro, sinema, bar ve emsali umuma açık yerleri kapatmak- veya bunların açılma ve kapanma zamanını tayin ve tahdit etmek; VII — Örfi idare mmtakasma girip çık- mak istiyenler hakkında takyidat ve tahdi- dat koymak; VIII — Geceleri dolaşmayı takyit veya menetmek; IX — İcra Vekilleri Heyeti tarafından ittihaz ve tebliğ edilen emirleri ve ilân e- dilen sair tedbirleri takip ve icra etmek. Teşkilât Madde 4 — Örfiü idare altma alman yer- lerde bu kanun hükümlerini tatbik etmek üzere hazarda Genel Kurmay Başkanı ve seferde Başkomutanlık tarafımdan en az kolordu komutanlığı yapmış bir komutan, örfi idare komutanı olmak üzere seçilerek Milli Müdafaa Vekâletince tayin muame - lesi yapılır. Bu komutanın refakatine lü - zumu kadar subay ve askeri adli hâkim ve memuüur verilir. Madde 5 — Örfi idare mahkemeleri aşa- ğıda yazılı şekilde teşekkül eder: I — Örfi idare komutanlığı refakatinde askeri muhakeme usulü kanununun 31 inci ve 35 inci maddelerine tevfikan lüzumu kadar askeri mahkeme teşkil olunur. Bu mahkemeler toplandıkları mahallin ismini taşırlar. II — Örfi idars mahkemelerinin asıl ve yedek askeri ve adli hâkimleri, zabıt kâtip- leri ve diğer memur ve müstahdemleri Mil- H Müdafaa Vekili tarafından intihap ve tayin olunur. Askeri adli hâkimler bunlar- dan bilfiil hâkimlik etmiş olanlar arasın - dan seçilir. III — Müstacel ve zaruri hallerde örfi idare mahk leri üs edi kadar mahalli hâkim ve Ci iyet müddsiu - harp hareketlerinin ve askeri faaliyetlerin ve mahalli asayişin emniyet ve himayesi i- çin harekât kalarında — bul ları €aiz görülmiyen kimseleri bu mıntakalar « dan çık ğa harekât kalarına gin meyi, çıkmayı i ve bu k lara münakalât vasıtalarınm girip çıkması- n tahdit etmiye salâhiyetlidir. Madde 12 — Harp halinde, teshit edil « miş olan harekât mıntakalarında, yedinci maddenin birinci bendinde yazılı fiilleri iş- liyenler ve bu fiillere iştirâk edenler âmiri adli tarafından talep edildiği takdirde as « keri mahkemelerde muhakeme olunurlar. Bu hallerde dahi 10 uncu madde hüküm- leri mahfuzdur. Madde 13 — Aşâğıda yazılr kanunlarla bunlara müteferri hükümler mülgadır: I) 20 eylül 1293 tarihli idarei örfiye kae rarnamesiyle bunun 20 haziran 1320 tarih- Hi kanunu muvakkat şeklindeki zeyilleri, II) 18 eylüâl 1335 tarihli idarei örfiye ka. rarnamesiyle buna müzeyyel 24 teşrinisa « ni 1335 tarihli kararname, TII) Divanı harbi örfilere muhavvel cs- raimin heyeti tahkikiye bulunmıyan yerler. de sureti tahkiki hakkındaki 10 ağustos 1331 tarihli kanunu muvakkat, IV) İdarei örfiye mıntakalarında müte - şekkil divanı harpler tarafımdan verilecek idam kararlarınım süreti icrasma dair 31 mart 1341 tarih ve 595 numaralı kanım, V) Divanı harbi örfi hükümlerinin kabi- li temyiz olmadığına dair 29 nisan 1333 ta- rihli muvakkat kanun, : VI) Örfi idare cari olan mahallerde her nevi kütübü resail ve evrak ile matbuatı mevkute ve gayrimevkuteye mütedair 5 şubat 1335 tarihli kararname. K VII) Vakti seferde icraatf hükümete mumileri askeri adli hâkimin vazifesini gö- rürler. Örfi idare mahkemelerinin vazifeleri Madde 6 — Örfi idare altına alıman yer- lerde aşağıdaki fiilleri işliyenler ve bu fi- karşı gelenler için ciheti askeriyece itti - haz olunacak tedabire müteallik 14 mayıs 1331 tarihli kanunu muvakkat. İ Madde 14 — Bu kanun neşri tarihinden itibaren meridir. k Madde 15 — Bu kanunun icrasına İora Vekilleri Heyeti memurdür. retine hamlolunabilir. İkincisine gö- re, italyan halkını harp için mağnen hazırlamak gibi telâkki olunabilir. Eğer Brenner mülâkatında, bu har- bı 1939 yazında bir mihver harbı şekline sokmak kararı verilmişse, İtalya zarımı atacaktır. Eğer böy - le bir karar yok da mesele fırsattan istifade gayretinden doğmuşsa, buh- ranm yatışacağını beklemek yanlış olmaz, Fakat acaba müttefikler, bugün, Avrupa'da, Akdeniz'de veya Afri - ka'da 1939 eylülünde olduğundan daha az mı hazırdırlar, yahut, Al - manya ve İtalya 1939 eylülünden sonra her türlü tahminleri geride bırakan bir kuvetlenme esrarı mı keşfettiler? Çünkü müşterek bir mihver yıldırım harbı, umumiyetle, İngiltere'nin seferberliğine fırsat vermiyen bir ilkan darbesi gibi mu- hakeme edilmiştir. Acaba faşizm reisleri, Almanya'nın mağlübiyetin- de kendi rejimlerinin de mukadde - ratını alâkadar farzederek, her ne bahasına, Nasyonal - Sosyalizim ile beraber tâlihlerini tecrübe etmek fikrinde midir? İskandinavya'dan Karadeniz'e kadar inen ve İtalya'- nın bir kaç nesilde yetiştireceği ka -| * dar kesif nüfuslu bir Almanya'yı, İ- talya için hiç bi? tehlike addetme « mek hayali, yarımada vatandaşla - rının ancak pek küçük bir kısmına maledilebilir. İtalyan hükümet reisi, realist ve basiretli bir şeftir. Bütün buhra - nı, velev gülünç de olsa, dost Al- manya'yı çıkmazdan kurtarmak i - çin son bir sulh taarruzu farzede « lim ve cihan kuvetlerini, ergec, tota- litarizm aleyhine sefere kaldırmak ihtimali çok küvetli olan bu ihtilâtın kubul t i edelim. Falih Rıfkı ATAY