Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
» 7-5-18 KN Edebiyai âleminde : Kendi dilinde şiir bulamıyanlar HAVA Dün şehrimize findık büyüklüğünde dolu yağdı Dün şehrimizde hava umumiyetle çok bulutlu, ve yağışlı geçmiş, saat 11,30 dâ ya- SPOR Güreşçilerimizin Ç KIŞTAN YAZA GEÇERKEN ) Yağmurlu Çubuk'a yazı —Kendi dillerindeki şiiri son damlasına _ıı içerek yabancı dillerde şiir arayıp lara ne mutlu! Asıl şiiri yabancı bir dilde tatmış olma- larına, şiiri yağdan kıl çeker gibi bir çok dillerde bulmalarına rağmen bir gün ağız- larımı silip kendi dillerinin sofrasına bağ- — daş kurup oturanlara ne mutlu! T Bir de şiiti yalnız yabancı dillerden ta - dan, yabancı çeşmelerden içen ve ana dili- mi yalnız gündelik işlerinde bir binek hay- vanrı gibi kullananlar var. Ben bir aralık bu — zevata gıpta ederdim. Ne olursa olsun bah- gesinde şiir gibi nadide güller açan her han- gi bir dile tesahüp etmek hakikaten grpta edilecek bir meziyettir. » İçlerinde konuştukları dile tamamiyle yabancı olduğum için bildikleri lisana nü - fuz kudretlerini müthiş merak ediyord! .v bir yerde aramak zahmetine katlanmadık- ları için yabancı lisanda rastladıkları ilk romana D » Ve bu on - lara bütün bir edebiyat ve sanat dersi ve- riyor ve böylece şiir susuzluğunu romanla gidermiş oluyorlar. ğan yağmurla karışık bazı semtlere fındik büyüklüğünde” kuvetlice —dolu düşmüştür. Rüzgâr cenubu şarkiden saniyede en çok 7 metre hızla esmiştir. Günün en yüksek sıcaklığı 21 derece kaydedilmiştir. Yurdda hava, Ege, orta ve şarki Anadolu mıntaka- ları, Trakya ve Kocaeli'de yer yer yağışlı diğer kalarda Çok bülütlü geçmiş, İz- İşin karışık tamfı şiir Bgi- deren bu nevi romanların ekseriya o dile üme edilmiş ) dur, Başka dilleri bilmiyorüm. Ama fransızca öğren - mek istiyenler fransızcaya başka bir dil - den tercüme edilen bir eserin daha kolay- lıkla anlaşıldığının her halde farkıma var- mışlardır. Ben kendi hesabıma fransızcaya Dostoi- evski'yi okumakla başladım. Rusça yazıl - mış bir eseri bir fransız tercüme ediyor ve ben onu okürken türkçe düşünüyorum! di- Lisan bilenler bu kimselerin mezkür dille- “ana dilleri” gibi bildiklerini söylüyor- dan zaman geçti. Bü zevatın ana lerini ne dereceye kadar bildiklerini öğ- €e artık yabancı dillerdeki küdretle - merak etmez oldum! ir susuzluğunu başka dillerde utmhı erini iddia edenler kendi dillerinin fânlı dan, onun mecr geçti- bih iilır. limin i » şiirlerinden o zaman tamamiyle bihaber olduğum için Dostoiev- ski'de bulduğum kıymetlerden birisine de şiir diyordum. Ve bu şiir beni doyuruyor- du. Romanda şiirin mükemmelen barmaca- ğına şahit oluyordum. Romanda şiiri çırıl- çıplak bulmak imkânsızdı. Romanda şiir karpuz çekirdekleri gibi hâdiselerin kalın kabukları arasına gömülmüştü. Az fakat öz şiiri ben kendi hesabıma ilk defa Dos - tolevski'de buldum. Zaman ıeçııl:ç: bu ta: y biricik kah Dilimizin bütün i onu besliyen, süsliyen ııirl:rinı uıııxmı - n sonra bir halk türkü Benim gibi daha yüzlerce va - tandaşın ilk ve hakiki edebiyat dersini an- yükselen sahipsiz şiiri tadama - n sonra dilimizin koıeıme bucağına eyip, onun de, mahrem cak yab, dillerden aldıklarını görüyo - rum. Fakat Allaha çok şükür güzel tesa - düfler bana kendi dilimin imkânlarımı çok lerinde, çıkınlarında bir sır gibi sak - n şiiri sezemedikten sonra o dil? ana demek neye yarar? Bir toprak desti, içerisine konulan şara- ba nasıl kendisinden belirsiz bir parça ko- ku, bir parça lezzet katarsa her şair de di diline bir çeşni, bir lezzet verir. Her memleketin kıyısı bucağı vardır. Her kıyının, her iklimin kendisine has ak- sisadalarla dolu kelimeleri, dar lleri; imulmadık cümlelerin arkasına saklanan ânaları vardır. ' Herkes kendi başına kendi dilini fethe - demez. Senelerce lıimizi gören, ağzımızdan eksik k V ümleler var - ve — dır. Zaman geçtikçe bu kelimelsrin içeri - ' sinde saklı olân mâna başka başka kisvele- /— re bürünür, daralır veya birdenbire geniş- ler. Bu kelimelerin kabuğunu kırıp * içeri- " gindeki üsare dolu meyvayı bize sunan şa- irlerdir. Söylemek. istediğimi Y_ıı'tıl aldığım gu satırlar arasında bulacağınızı tahmin ediyorum: - Benim gönülcüğüm ey can çrkageldi çı- kagider. Bu ıözleı'lm dost yüzüne bakageldi ba- kagider. Dost bıhçcoinin gülleri kokageldi ko- kagider, R:rıüu kullanrlar, ayak altında gezen Ve söylene söylene aşınmış- cilâlanmış — emektar kelimeler vardır. Bu kelimelerin bitllk vüzubiyle derbal arkalat dan gelir. Onların kasdettiği mânayı bılım— — yen ve şimşek süratiyle idrâk etmiyen yok- “Yalnız şiirde değil, bütün sanat kolla- ıııh sanatkâr, maksadına en kısa yoldan kından takip etmek zahmetini verdi. V: yıbınev dillerde kırıntılariyle geçindiğim şiir ziyafetine ana dilimin sofrasında ka- vuştum. Darısı yarımyamalak bir dille Bau- delaire'leri, Rimbeau'ları, Malarmais'leri kemiren ve bütün şiir dünyasını garpta sa- nan, fransızca düşünüp türkçe yazan dost- lar başına! Resim memleketimize henüz girdi. Hey- kel keza, tiyatro öyle, roman öyle. l_?n!ıaı büu toprak mimarinin, tezyini sanatların ve şiirin en muhteşemini, en hakikisini, en ha- lisini bolbol yuğurmuştur.' Dilimiz yüzler- &e şairin bahariyle çiçeklenmiş yüzlerce hasadın bereketini görmüştür. Kendi dilin- de şiir bulamıyan, dillerinin ucundaki tad- dan haberi olmıyarı betbahtlar yabancı pe- klerdeki balı sunlar,' biz dili- mizin ini b y Ora- mir, Kocaeli ve İstanbul'da yağış esnasın- da dolu düşmüştür. Rüzgârlar cenubu şar- kide şimal, diğer yerlerde umumiyetle ce- nup istikametlerinden saniyede en çok 9 metre hızla esmiştir. 24 saat içindeki ya- ğışların karemetreye bıraktıkları su mik- darları Marmara havzasında 2-3, Ege'de 3, orta Anadolu'da 1-18, Akdeniz sahillerinde 1, şarki Anadoluda 6-22, Karadeniz sahil - lerinde 2-9 kilogram arasındadır. Saat 14 de yapılan rasatlarda günün en yüksek sı- caklıkları Erzurum'da 10, Zongul'dakta 11, Edirne'de 14, Vanda 15, Nazillide 16, Es- kişehirde 17,Sıvasta 18, İstanbulda 19, Si- irtte 20, Konyada 23, Kırşehirde 24, Urfa- da 25, İskenderunda 26, Adanada 27 dere - ce olarak kaydedilmiştir. Belediye Meclisinin dünkü ftoplanlısı Belediye Meclisi dün reis vekille- rinden B. Fevzi Kütükçü'nün reisli - Kahiredeki muvaffakiyeli Kahire, 6 a.a. — İstanbul güreş e - kibi ile İskenderiye temsili takımı a- rasında yapılan güreşlerde Kandemir Hüseyin ve Yaşar sayı hesabiyle, Yu- suf ve Adnan tuşla galip gelmişlerdir. | Mustâfa berabere kalmış, Çoban Meh- met sayı heşabiyle yunanlı Lepakisi mağlup etmiştir. Maçlarda büyük bir seyirci kütlesi bulunmuş ve güreşçilerimizi - candan alkışlamışlardır. İzmir lisesinin afletizm bayramı İzmir! 6 aa. — Dün İzmir ikinci erkek lisesinin Alsancak Stadyomun- daki atletizm bayramı çok parlak olmuş 15 bine yakın seyirci ile hınca hınç dolan Stadda emsalsiz bir gün geçirilmiştir. Liseli gençlerimizin çok takdir edilen bu bayramlarında başta Korgeneral Rasim Aktoğu olmak üze- re Genenl Avni, General Hakkı ve kem mevki k Mahmut ğinde toplanarak ü lerden ge- len işleri müzakere ve kabul etmiş 1940 masraf bütçe projesini görüş- müştür, Bu münasebetle âzalardan bazıları söz alarak muhtelif şehir işle- ri hakkında mütalealar serdetmişler, Berkoz. emniyet müdürü ve şehnn İ- kutlamağ Geeltdhtimlı son pazar anane tari- hinin sayılı günlerinden birine ras- hyordu. Hhdrellez'e. Eski âdettir. Hid- lellez, Kkendine Mmahsus “yemekleri ve eğlenceleri arasında kırda geçirilir. Se- bep şü olsa gerek: kıştan adam akıllı kurtuluyor, sahici bahara Kkavuşuyo- rüz. Karakışın dolusu ve yağmuru, bu- lutu ve bulanık havası yerine, parlak baharın güneşi, yeşili ve çiçeği geliyor. Hidrellez kara ve ak meysimleri biribi- rinden ayıran gündür. 1 mayıs Tesmi tâtillerimiz arasına girmiş bahar bay- ramı idi. Fakat hafta arasına düşmüş- tü. Hava da tesadüfen kırda kalmış o- lahları bile çatı altlarına sokacak gi- * Bu yüzden, tâbir münaılpse iş- tahlar pâzara ays bir havada a gidenler leri misafirlerini, “mektebe,, lar. Mektebin geniş salonunda boya sofralar kuruülmuştu. Bu, Dum'" pınar nahiye ocağının mükellef ziyâf ti idi. Birkaç gün evel Ankara Halk niğ sahnesinde alkışladığımız halk sanatkârı yemeğe neşelt hayalaf iltihâak ettiler. emeği heyecanlı konferanslar şiirler takip etti. C, H, P. Duml pınat nehiyesi müdürü B. Sait bu £ zel ve samimi topluluğun mağna tebarüz ettirdi. Güzel yavrular, şilr , şarkılar ra Halkevi sanatkârları “Kanlı- Niğ temsil ettiler. Mektebin önündeki yef ni zamanda Hidrelleze raslaması — höş bir tesadüf olmuştu. Eminim ki pazar gecesi birçoklarımız gözlerimizi, erte- si günü kırda geçirmek arzusu, kır ha- yasının gerinliği ve ferahlığı - içinde yumduk. Derken sabah oldu... edi sekiz otobüs, arka arkaya sı- ralanmış bekliyor. Çabuk doldu- lar. Hareket edildi. Baraj yolundan sola sıpıldı Çubuk istikametindeyiz. Düğün pehlivan e dildi, Kara lluhmut'lı 'Tomnıkım ları dinlenildi. ğ Akşam, ortalık yeşil bu'anîığl ü nerken hareket... Ve günün n Ankara... Hülâsası bu; biz Hıdrellezi böyle çirdik. Yağmur yemedik, güneşten dık, diyemiyoruz. Fakat ne &anlı, ne &f mimi, ne hoş bir toplahtı oldu. Çok € bu && 1 andıran bu kafile, ( alayını Halk Partisi Dumlupınar nahlycılnln dâvetlileridir. Aşağı yukarı iki yüz ki- şilik bir grup.. Pazarı Ankara'nın bu en yakın karasında geçirmeğe, gülüp oynamıya, hoşça yakit geçirmeğe gidi- yoruz. Yol düz, fakat havanın ağzı eğ- ri.. Öyle anlaşılıyor ki 940 ın Hidrel- lezi eskilerinden hele ©o parlak bahar gününden biraz farklı geçecek... Bizim kaptıkaçtı azmanı otobüs, kuş misali bir şey; adı da “Çalıkuşu,,.... Ön- cılerı birkaçıncı idik, arkadan ıo!drı leri gelenleri hazır bul şlardır. Renk renk bayraklar, balonlar ve flâ- malarla süslenen stat çok cazip bir manzara arzediyordu. Bandı refakati ile gürbüz ve ne- reislik dan muayyen l ler hakkında temennilerde bulunmuş- lardır. Belediye meclisi bugün tekrar toplanarak 1940 bütçesi üzerinde gö- rüşmelerini tamamlıyacak ve kurulan muhtelit encümenden gelecek şehrin meydan, cadde ve yol isimleri hakkın- daki teklifleri görüşecektir. Balıklı rum hastanesinde Yedikule'de Balıklı rum hastanesi sinde dikilmiş olan Reisicümhuru - da bizi abâd edecek kadar şiir bulacağız. Bedri Rahmi EYÜBOĞLU “Orduda çocuk Cesirgeme kongresi Ordu, 6 aa. — Dün Çocuk Esirge - me Kurumnunun yıllık köngresi Parti reisinin başkanlığında toplanmıştır. Mesai ve hesap raporlariyle bütçe ka- bul edildikten Bonra kurumun çalışma sı takdirle karşılanmıştır. Kurum bir yıl içinde müteferrika yartdlımlar dı - şında 123 fakir talebeyi giydirmiştir. Yeni bütçe ile 940 da bir çocuk bakım yuvası açılacaktır. Kongre yeni idare hi — de her şey Çok ok! çiltler dolusu kitaplarla ifade etmek w , gündelik cümlelerden birisine — sığdırmıya mubırdnf Yahya Kemal'in : Bitsin hayırlısiyle şu beyhüde sonbahar. Mi B kelleilik. yür işaret ettiğimiz “hergün kullana kul- En ufak bir hsuzluk, bir bu- | seçimini yaptık büyükleri: ta- Z ik, hıı' hınd biı iıçüik ııyreti baş | zimli tıyit eyledikten sonra çal İşma iyliyeceğini çoktan uıııınııonvemi'tît bitirmiş olmalıdır. Karışık işlere aklı yatmıyan halk dilin- — Köy gendleri için açılan kurslar iyi nefice verdi Maarif Vekâleti, Bursa ve Konya'da tecrübe mahiyetinde köy kızları için sey - yar dikiş, biçki kursları açmıştı. Vekâlet nacaktır. Tam biletler 2, yarım bilet- ler 1 liraya satılacaktır. Tam biletle- rin 50 bin, yarım biletlerin 25 bin İira kazanmak ihtimali vardır. Bu piyan- muz Milli Şefimiz İsmet İnönü'nün büıtîl şeli hareketleri ile muntazam bir ge - çit yapan gençier çok beğenilmiştir. Bükreş büyük elçimiz dün şehrımıze geldi Birkaç beri bul'da Bükreş büyük elçimiz B. Suphi Tanrıöver dün sabah şehrimize gelmiştir. B. Tanrı- över bir kaç gün ıehrlmizde hlıeık ve ba- Vikâleti vt d dediler. Bir ara- hk başı tuttuk. Malüm yolculuk nükte- leri arasında, Çubuk'un güzel yolunda rahat bir yolculuk yapıyoruz. Otobüs halkı biribiriyle çubuk kaynaşıverdi. Neşeli Bir aralık içimizde buyük bir istidat da keşfolundu. Sarışın bir Baraj kenarını takip ederken: Sahilde sabah rüzgârı... diye tutturdu. Makamlar ve biribirinin peşinden geldi. “Aman kar- deş sesini iaraf etme” tavsiyelerine rağ- men Çubuk uzaktan görününciye ka- dar bu güzel sesli arkadaşı dinledik. Bulutlu hava bir aralık sıcak ç Ah güneş biraz daha cömert d&t yay aydı... eksilirdi sanki? Kemal Zeki Genco: 1940 Sayımıni hazırlıklar İstanbul; 6. ( Telefonla ) — İsti yımı yapılması dolayısiyle İstanbul' gelen İstatistik umum müdürü B. C lâl Aybar, şu beyanatta bulunmuştuf “ Bakırköy'de yaptığımız sayım 6' nemesi muvaffakiyetli olmuştur. E$ffi sen bızim bu kazada ynpnğıı:uı İ da gaye bundan evelki lanmıya başladı. O habbeler belirdi, büyüdü, hülâsası şa- kır şakır yağmur yağıyor. Bir yandan güzel sesli arkadaş fa- sıllâr arasında dolaşa dursun ben Hid- rellez kelimesini, kendimce, tahlile ça- hışiyorum. Efsane cuüt olmıyan son iki ıuıldır yıni. Fi rikalardaki işçi sınıfları ve pozii ların tefriki keyfiyetidir. Bu itib dır ki, biz sanayi faaliyetinin mı lduğu bu kazayı tesbit, gerek Bakif nün açılma töreni 19 Mayıs günü ği haber alınmıştır. Dahiliye memurları kanununda yapılacak değişiklik Dlhül!. VM uncu mıddalmni deglıt!ruı hlrkıııun projesi hazırlı 19 Mayıs bayramı için fevkalâde piyango Milli Piyango idaresi, yeni getirtti- ği otomatik dönen kürelerle ilk keşi- deyi önümüzdeki 19 mayıs bayramın- da şehrimizde yapâcaktır. Gençlik bayramı hürlerini takip edecek olanrı bu fevkalâde keşide, on binlerce kişinin huzurunda ve Ankara Stadyo- 29 | geçe biribirini * üç saniye devam eden iki zelzele olmuştur. Ha- Ayvalık'ta zelzele Ayvalık; 6. aa. — Dün burada biri 35 İzmirde Mersinli C H. P. Ocağı förenle açıldı İzmir, 6 aa. — Cümhuriyet Halk Partisinin Mersinlide yeni yaptırdığı bi açılma töreni dün par - murida' yapılacak Bu piy diğer piyangolaranazaran hüsusiyet- leri şunlardır: Piyangoda 200.000 numara vardır. bu numüaraların arasında 42228 numa- ra muhakkak surette ikramiye kaza- goda onda bir bilet bulunmadığı îçln kan Atıf İnan, tapuyu genel sekreter- nın uğurlu olması temennisinde bulu- tili ve köyhi kılnbalık bir halk huzu- ru-ile yapılmıştır. Törende ocak nahi- ye, kaza idare heyeti üyeleri ve ilyön- kurul başkanı bulunmuştur. Bu müna- sebetle söylenen nutuklardan sonra kendisine binanın tapusu verilen baş - liğe göndereceğini beyan etmiş, bina- narak kordelâyı kesmiştir. Bu yeni bi- otuz kırk asır ovıl yaşamış, Hızır'la İlyas adında iki 'benibeşer,, uğra- köy gerek İskenderun kazalarında y ğ bu iki tecrübede edindiğimi dünyayı mışlar.. Bu iki o zamandanberi, aynı hat fakat 'den 20 birinci teşrin 1940 aksi istikametlerde seyahat ediyor ve her yılın bir gününde karşılaşıyorlar. i sayım için de edecegız Propa.gnnda teşkilâtım Kısa bir gezip - haberleşme; sonra B lyan 365 günlük bir dünya devri.. Ef- saneler Hızır'la İlyas'ın nerede buluş- tuklarını da izahta güçlük çekmiyor: Merecüjbahreyn'de.. Ama . Merecülbah- reyn neresidir, nasıl buluşur, ne konu- şuür; niçin durup di dolaşır b v R “İcek ve bütün neşir vasıta faaliyete geçe alarından caktır. Bundan evelki istatistiklere bâ kılırsa, her beş senede umumi nüfu binde 21 nisbetinde arttığ dururlar? Bu cihetler üzerindö ne ben konuşmağa- muktedirim, ne de serdedi- lecek tarihi mütaleaları siz okumağa mütehamimilsiniz.. Diyelim ki Merecllbah Ank yim ki, elimizde bulunan bazı vesal) ve maarif istatistiklerinin goıgerdi nın Çubuk kazasıdır. Hızır'" Na İlyas pa- zar günü işte burada, ve yağmurlu bir hava altında karşılaştılar. Biz görme- dik, karşılaşmış olacaklar, ubuk kaymakamı Niyazi Toker, eldden mükemmel bir ev sahipliği yaptı. Misafirlerini kazanın uzağında karşıladı. Çubuk kazasının, iki yüz dâ- vetliyi ağırlıyabilecek çok yeri var. büyük bir hem ne göre, nüf: yalnız l da değil, Avrupa — memleketlerindef bir çoğundan daha fazla bir artış n beti ıouotmoktcdu'. BÜYT Armatörler — anlaştılar İıtnnbul 6. ( Telefonla ) — 'Ev sahipleri Ü k hall açık hem kapalı yerler Sünbült! havaya uzun boylu itimat ede- y ıçin tetkık mezdik; fakat belediyenin parkta bir nebze' dinlenmek zevykini ye- nemedik. İlk eğlentiler burada başladı. Davul ve zurna, bu iki eski dost mey- danda p 'diler. pek coşkundular. Ortada fir dönüyor, bütün hinçlarını gerili deriden çıkar« mağa çalışıyorlardı. Çubuklular misafirlerini nasıl ağır- lıyacaklarını bilmiyor, yağmur ve kötü hava sanki onların tedbirsizliği yüzün- yapan »Armatörler, ılınıcık ıılerl.n doğ dan doğruya armatörler birliği tara fından kabul olunarak tevziine karâf| vermişlerdir. Bu hususta Ankara'da t:maıhr patak hükü:ı;ctuı noktai nazarını Ö _3' renmek üzere armatörler heyeti Aı; aşman ve mânasını hukeıln ılnıui da b Anh n kiyle kavradılı” Fabiz sergdk li K ge Ydi MK | pa'ile B (nahiyesinde binasız |" den olmuş gibi âdetâ üzülüyor, sıkıı: | YAra'ya hareket etmiştir. ğ Ymı'm 0 öt Boi 0 - Ti DÖN tir. Bu | isabet ihtimali yüz-« | hiç bir ocak kalmamıştır. f genç ve şa gaa 5€- |de yirmi birden daha fazladır. kaymakamına takıldı: DOİmabahçe izdihamı Mdud ne yurdün muhtelif yerlerinde bu kurslar- ; Hayda: ve İzmi ihracat — Bütün hazırlıkların güzel, fakat ... dan açacaktır. Bugüne kadar alman ıııü" y x eklzlrarr eai bavayı temin edemedin.. İstanbul; 6. ( Telefonla ) — On bif gt Aıı dilimizi yalnız başımıza öğrenemi- | celer çok iyet verici old Çağ" gümrüğü müdürlükleri m&“ d';:;:' îf'ı"ı?ığ'- b:ğ' '“':’:f:'î vatandaşın ölümüyle neticelenen Do Tuz. Bize dilimizi öğreten ne anamız ne | Vekâlet, en kısa bir zamanda har köyümüz | — » T Üneli b .| Haydarpaşa gümrük müdürlüğüne Güm- | meğe Başladı. Çiseliyön yağmura rağ- | Mabahçe'deki: izdiham hâdisesi tir. Dilimizi Nıı öğreten onun ta- |için dikiş ve biçkiden anlıyan kızlarla, kö- aliye encümeni bugün saat on-| çük ve İnhisarlar Vekâleti ikinci sınıf | men kameriyede genç bir saz şairinin |bugün vaka mahallinde keşif yapıl « keli: -İyün ufak ve mübrem işlerini g k de - |'da topl ktır müfettişlerinden BB. Suphi Akay, İzmir| tatlı ve cana yakın sesi hiç istifini mıştır. Keşif e ında: bâdiseni , inlarını ancak onlar bilirler. t;lı -| mirci, kızlar yetiştirmek kara-| X Adliye Encümeni bugün saat 10 mt nm'!““d“'ıw ee S f aa paom SKK CA .:muîak Haa lküsiz ıarul::ı eski Emniyet :'üd:r: B lup bit ., i b:ı:. nlatabi : nııîl: rını İ buçukta toplanacaktır. m tayin edilmişlerdir. Öğle yemeği zamanı gelince, ev sahip- |Salih Kılınç ve muavini Kâmuran Gi li in d A h D ; : i ı Çeküiını bir Allah bir de münekkitler | 4pTONUTATOTAAMAAUACA DAT AR UKUU UDU Illl""IlllIİlİlIIlllIİIİIllllİİ"İI|ll"llİlİll"İlİİlİİ"İ"İll"l"l"lll"ll OLULDL LO DDD L bi g kendilerinden t alın; ir! İ eHet — * Güya ana dilinde şiir bulamıyanlardan ediyorduk! Evet kendi dilinin imkân- adan bihaber olanların başka dillerde sr büldukları hakikaten merak edile - bir şeydir! y Yabancı bir dilde öğrendikleri her ke - enin yerine kendi dillerinden bir keli - koyanlar ana dilleri tükenince acaba ım yerine ne koyuüyorlar? Kendi keli- eleri sıfırı tüketti mi fransızcadan fran- ızcaya bir lâgat gibi artık yalnız fransızca üyorlar, Ve böylelikle bu lisana ta - T iyle tesahüp ediyorlar. Fransızca düşünemiyen bir kimsenin bir şiirini ana dılınde yazılmış bir şiir kavrıyabi um, Ve izca düşünen bir kimsenin de ana di- e şiir bulacağından şüphe ediyorum! — Kendi dilinde şiir bulamıyanlara acıyo- İşin tuhafı onlar da can ve gönülden acımaktalar! “Onlara acıryorüm. Çünkü başka diller- iri doğrudan doğruya menbamdan de- umulmadık yerlerden, bilhassa roman- tadıyorlar. Her hangi bir dilin şiir nı tadacak kadar o dili benimseme - için daha ziyade basit bir tezi ta - # kavrıyabiliyorlar. Kendi dillerin- Dünya sulhü M asamın üzerinde Amerika'dan gelmiş bir mektup ve bir kart postal durmaktadır. Mektubu da, kartı da Birleşik Âmerika'da 1915 yılında, yani bundan tam bir çeyrek asır önce kurulmuş olan “ Dünya Sulh Cemiyeti ,, gönderiyor. Kartp ldaki resim, ILAR YANKIL mevcut beş muhtelif ırkı, yani kır- mızı, beyaz, kahve rengi, sarı ve si- yah ırkları temsil ediyor. Bu bay- rak, insanlar arasında birliğin, mü- sayatın, hüriyetin, sulhun, kardeşli- gök yüzünün biribirine kavuştuğu bir ufuktan doğan dokuz şualı bir güneşi tasvir ediyor. Bu şuaların ü- zerinde “dütya, bu güneşin doğuşu- nu bekliyor” yazısı ve daha ön plân- da uzunca bir gönderin üzerinde ufki ve biribirine muvazi beş renk- li - yukardan aşağıya: kırmızı, be- yaz, kahve rengi, sarı, siyah - bir bayrak var. “kardeşlik bayrağı,, is- mini alan bu bayrak hakkında kar- tın arkasında şu izahat verilmekte- dir: “Kardeşlik bayrağında hepsi biri- birine müsavi beş ufki renk vardır ve bayrağın uzunluğu da eninin tam hıı'iı_ mektep kitaplarından başka iki mislidir. Her renk yeryüzünde ğin ve yeryüzündeki bütün insanl: arasında beynelmilel — kanunların hürmet ve itibar görmesini istihdaf eden bir semboldür.” ğı altıtda töpliyabileceğiniz güne * Bir karikatür ve bir facia! na çıkırılan ecnebi bıt ırtistlerını'n yerini zamanında bir cemile olsun diye verilmektedir. çok uzak mesafeler var. İyi kalpli amerikalılar, şimdilik, Ankara Halkevindeki karikatür bayrağın bayrağa, karanlığın aydın- lığa, saldırganlığın mevzil barışla- ra hürmet etmesini temine çalışı- nız; bu da engin bir fazilet ödevi- ni yerine getirmeniz için kâfi gele- cektir. Daha altta bir de manzume var, 'a fakat, maksat ve gaye anlaşıldığına Hidrellez! göre, artık, o manzumeyi tercüme- ———cssc> ye lüzum görmüyorum. Hıdntleı.gohyuiyıe Server Bedi Barışa gerçekten &şık bir mille- Dit “Kakava” yazısı yazmış. Bir ak- tin yaşadığı bir vatanda dünyada — $8 gazetesi de aynı mevzua dair sulhu ebedileştirmek ülküsü ile ku- rahmetli Ahmet Rasim'in yirmi se- rulmuş, faaliyete geçmiş bir cemi- — "e Önce yazdığı l&i makaleyi kopya yete karşı duyulacak his ancak tak- ediyordu. dir olabilir. Fakat realitelerle bu u- Bu sene İstanbul'da Hidrellez'e zak ülküyü yanyana getirince insa- — bu kadar ehemiyet verilmesi birisi- nın içi biraz duraklıyor. Daha bütün- — e merak ol: insanları bir tek kardeşlik bayra- ğ vt Galiba bu ehemiyet, hudut dışı- sergisi hâlâ açık duruyor. Bu güzel eseri her gün nükte ve sanat me- raklıları kafile kafile gezmektedir- ler. Evelki gün bir daha gittiğim sergide Cemal Nadir'in bir fecaati zarafetle mezceden bir karikatü- rü önünde birkaç dakika durdum. Bu resimde erkekli, kadınlı kan- * lar içinde yerlere serilmiş insanlar tasvir edilmiş, altına da şu lejand yazılmıştır: “Köy düğünü”, miştir. KS SN İzmir'de yakalanan bir — Casusun evinde mühim evrak' ve vesikalar bulundu İzmir; 6.," Hususi ) — Bundan üddet evel kada fotoğ raf çekerken yakalanan alman askı muharriri Hermann'ın İstanbul'da! evinde yapılan araştırmalarda mühi! M muhtermneldir. Mahalli idareler daire reislikler Geçen sene yürürlüğe giren Dahilis Vekâleti mahlli idateler umum mü: Bü teşkilât kadrosunda - üç daire ı-eıaul—! Dünkü posta ile gelen İ: gazetelerinde “Kartalın Kurna kö- yünde kanlı bir düğün: bir iştial oldu; 10 ölü, 20 yaralı var” haberi- ni okuyunca sanatkâr dostumun ka- rikatürünü acı acı hatırladım: Cehalet! açık bi lunan bu dılro reisliklerine yıpılmk yinler için bir kımnme hazıı Bir doğum Ankara emniyet âmirlerinden t!nwnımt 'un bir kızçocugu dünyaya gel" mi <ü bul'da Bakırköy kazasında tecrübe $ip görülür. Maamafih, şunu da ilâve edef” denis'makliyatı' işlilE tifade ederek halkı sayıma hazılıya $" evrak ve icıtograîlax bulunmuştur * Gn ee"i ol |