27 Kasım 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27-11- 1939 ULUS [ DIŞ POLİTİKA ) Deniz harbi ve bitaraflar Bir taraftan Almanya, diğer ta- raftan da İngiltere ve Fransa ara- sındaki deniz harbi gittikçe şiddet- lenmektedir. Harp başlar başlamaz, ngiltere ve Fransa, Almanya'ya harpte kullanılmıya yarıyacak eş- Yyanın girmesine mani olmıya karar verdiler. Almanya da buna karşı de- nizaltı muharebesini açmakla mu- kabele etmiştir. Deniz muharebesi bu safhasında iken, biri muharip devletler, ikincisi de muharip dev- letlerden her biriyle bitaraflar ara- sında bir takım ihtilâflar belirtmiş- ti. 1 — Almanlar iddia etmişlerdi ki İngiltere'nin Almanya hakkında tat- bik ettiği abluka kanunsuzdur. 2 — İngilizler, kendi hareketle- rinin kanuna uygun olduğunu, fa- kat Almanya tarafından başlanan denizaltı harbinin kanunsuz oldu- ğunu iddia ettiler. 3 — Bitaraf devletler ise, hem İn- giltere'yi, hem de Almanya'yı hak - sız telâkki ettiler. Bununla beraber, her iki devlete de meram anlatamı- yaacklarmı bildikleri için bu döğüş- te bir nevi “ara dayağı” yemeğe katlandılar. Almanya geçen hafta deniz mu- harebesini burada bırakmıyarak a- çık denizlere mayn dökmeğe karar Vvermiştir. İngiltere de buna karşı mukabele bilmisil olmak üzere, ya- rından itibaren menşei Almanya o - lan eşyayı, bitaraf gemiler içinde nakledilse dahi, müsadere etmeğe başlıyacaktır. Binaenaleyh bir defa daha, bitaraflar her iki tarafın da kanunsuz hareketi karşısında kal- maktadır. Ve bu defa her iki taraf da müracaat ettiği tedbirin kanun - luğu inkâr ktedir. Almanlar, İngiltere'yi “yola ge- tirmek” için bunu yapıyoruz diyor- lar. İngilizler de aldıkları tedbirin “mukabele bilmisil” olduğunu söy- lemekle bunun kanunsuz olduğunu itiraf etmiş oluyorlar. Devletler hu- kul alelâde hukuktan ayıran bir nokta şudur ki bu hukuku tatbik ve infaz için bir icra vasıtası yoktur. Binaenaleyh karşı tarafın haksız bir tecavüzü karşısında kalan bir dev- let için müracaat edilecek yegâne şpre, | uğa karşı | mukabele bilmisil adı verilir. C ARY A Avusturya hududu, 26 a.a. — bulmuş ve bu hâdiseler sonunda Bunun üzerine köyün 200 kişiden ibaret olan bütün erkekleri tevkif e- dilmiş, ve katil bulunmadığı takdir- de aralarında her on kişide bir kişi- nin kurşuna dizileceği bildirilmiştir. Prag ve Dyce'de yapılan bu tethiş ha- reketleri amele arasında gayet büyük bir heyecan uyandırmış, 22 teşrinisa- nide umumi bir grev ilânına karar ve- rilmiştir. Fakat casuslar — vasıta - siyle bu grev kararını haber - a- lan almarilar, grev vuku bulduğu tak dirde fabrikalardaki - bütün komite âzalarının kurşuna dizileceklerini i- lân ettiğinden grev yapılamamıştır. 15 sonteşrin karışıklıkları nasıl oldu? y Zagrap, 26 a.a, — Havas ajansı bil- diriyor: Bir yugoslavyalı talebe 15 sonteşrin tezahüratını - takip ed.en Prag hâdiselerini şöyle nakletmiştir: « — Gece kamyonlarla gelen S. S. ler, Alexandre ve Masaryck kollejle- rini işgal ederek bütün talebeyi, kam yonlara bindirip şehrin üç kilometre haricinde bulunan Rujin manejine gö türdüler. Kaçmak istiyenler, projek- törlerle takip edilerek kurşunlarla vuruldu. Yirmi yaşından aşağı olan ecnebilerle Çekler, isticvaptan sonra serbest bırakıldılar. Kitalden kurtu- lanlar kampa gönderildiler. Başta kollejlerde, talebe, tankların ve mitralyözlerin yardımı ile yapılan muhasaralardan sonra yakalanıp gö - türüldü. 17 sonteşrin günü S,S. ler doktor Jirarek'in kliniğini bastılar. Hitler'in tehditleri Doktor S.S. ler tarafından işkence edilen bir talebeyi tedavi etmişti. S. 8. ler talebenin veremden öldüğüne Doktör bu vesikaya'malaikiı edince, kendi Almanya'nın | ne karşı İngiltere'nin bu kanunsuz hareketi, yalnız iki devleti alâkadar etseydi, ortada mesele kalmazdı. Fakat döğüşün şiddeti içinde bita- raflar daha şiddetli bir “ara daya- ğı, yemektedirler. — Almanya'nın mayn harbi, bitaraf gemileri batır- maktadır. İngiltere'nin mukabele Ter. Akibeti hakkında hiç bir haber alınamadı. Cehennemf günlerden sonra, hima- ye hükümetinin Berlindeki mümessi- li Şvalkovsky, Hitler tarafından dâ - vet edilmişti. Hitler kendisine, mart ayında Pragı tahrip etmediğine na - dim olduğunu söylemiş ve dökülen a- ziz alman kı intik alacağı- bilmisli de bitarafları, kendi gemil Ti içinde alman eşyası taşımak hak- kından mahrum ediyor. Binaena- leyh bitaraflar her iki tarafı da bu hareketlerinden dolayı mesul tutmı- ya karar vermişlerdir. Japonya, mayna çarparak batan ticaret ge - Mmisi için Almanya'dan tazminat iste- meğe karar vermişken, İngiltere'yi de protesto etmiştir. Diğer bitaraf devletler de İngiltere'ye ve Frnasa- ya birer protesto notası göndermiş- lerdir. Bu ihtilâfta kim haklı, kim hak- sız? Böyle bir suale cevap vermek kolay değildir. Bir defa harp başla- dıktan sonra, her devletin karşısın- dakini mağlüp etmek için elinden gelen vasıtaya müracaat etmesi ta- biidir. Çünkü harp, bilhassa bugün- kü şeklinde milletler için bir hayat Mmemat mücadelesidir. Devletlerin harp kaidelerine ve bitarafların haklarına riayet ederek muharebe Yaptıkları zamanlar olmuştur. Fa- kat o zamanlar artık arkada kalmış- tır. Milletler, siyasi olsun, stratejik Veya iktısadi olsun karşılıklı müna- sebetlerinin her safhasında biribiri- he bu derece sıkı surette yaklaştık- ları bir zamanda bu haklara riayet ederek döğüşmek mümkün değildir. Amerika'nın bitaraflık haklarından Ve salâhiyetlerinden büsbütün vaz- ğgeçmesi bunu isbata kâfidir. Hakikat şudur ki harp sonrası beynelmilel nizamr içinde bitaraflık denilen vaziyete yer yoktur. Millet- ler cemiyeti ve Kellog misakı, harbi kanun haricine atmakla bitaraflığı da yeni devletler hukukunun lügat kitabından dışarı atmıştır. Harbin $u, bu suretle, insani veya gayriin- Sani, devletler hukukuna uygun ve- Ya uygun olmıyan şekilde yapılma- sından 'ziyade devletler, harbi milli siyasetlerine âlet olarak kullandık- ârı için mesul addedilmelidirler. Asıl suç budur. Ve mesele bu nok- tadan mütalea edilince, suçun ÂAl- Manya'ya ait olduğundan şüphe et- Mek bile caiz değildir. Almanya Çe- slovakya'ya ve Polonya'ya karşı tecavüze geçerken, suçun en büyü- Sünü işlemiş ve sözü silâha bırak- ıya nın kar; la Kü- | na yemin etmiştir. Hacha radyoda bir hitabe iradına mecbur oldu. Şehir susturuldu ve bir grev yaparak protestoda - bulunmak istiyen amele, Gestaponun komite mü messillerini kurşuna dizeceği tehdidi karşısında bu grevden vaz geçmeğe mecbur oldular. — Bulgar ajansının bir tekzibi Sofya, 26 a.a. — Bulgar ajansı bil- diriyor: Wabancı bir ajans 23 teşrinisanide neşrettiği bir haberde Başvekil Köse- ivanof'un aşağıdaki beyanatta bulun- duğunu bildirmiştir: Kuvete müracaat etmiş ve tehdit ve taarruzlariyle komşularını tethiş et- mekte olan Almanya'nın tersine ola- rak, Bulgaristan isteklerinin müsale- met yoliyle tahakkukunu arzu etmek- tedir. Bu haber tammamen uydurmadır. Ve Bulgar ajansı Başvekil Köseivanof'- un son zamanlarda hiç bir nutuk söy- lemediğini bildirmeğe mezundur. Bul gar siyaseti bugün de isteklerinin mü- salemet yolu ile tahakkukunu istih- daf etmekte berdevam olmakla bera- ber, Başvekil B. Köseivanof Alman- ya hakkında yukarıda zikredilen söz- leri asla söylemiş değildir. vetli olan Almanya bitarafların yar- dımınt istemiyordu. Fakat kendin- den daha kuvetli olan bir düşmanla karşılaşınca, bitarafların bir takım müphem haklara ve salâhiyetlere dayanarak kendisini bu bâdireden kurtarmalarını talep etmektedir. Bi- tarafların İigiltere ve Fransa'ya, protestolarını, Almanya'nın tazyiki altında tevdi ettiklerine şüphe yok- tur. Çünkü İngiltere'nin Almanya tarafından provoke edilen bir mu - kabele bilmisil hareketinden vaz- geçmesini hiç bir bitaraf devlet ü - mit edemez. rın verdiği malümata nazaran, Pragda - örfi idarenin ilâ evel Dyce mevkiinde almanlarla çekler arasındaki hâdiseler vuku mensup bir alma'nın cesedini keşfetmiştir. DÜNYA HABERLERİ Bohemya ve Morayya'da vaziyet halâ karışık Prag'dan gelen bir yolcunun anlattıkları “Havas” Pragdan gelen yolcula - A İngiltere'ye karşı Almanya'nın dört hedefi Londra: 26 aa. — Observa gazete. sinin diplomatik muhabiri, Almanya- Gestapo idaresi hücum krtalarına ti yaka]ayıp götürdü- İtalya'nın terhis edeceği kıtalar Roma, 26 'a.a. — Silâh altına çağrıl- mış olup 37 ay faal hizmet gören 1912 sınıfına, hükümetin bir emirnamesi mucibince, kış için fevkalâde bir me- zuniyet verilecektir. 1911 den evelki sınıflar ve yedek subaylar terhis edi- lecektir. Büyük harbe ve İspanya harbine iştirâk eden subaylar hakkında da ay- nı kararlar verilmiştir. Yunanistan'da terhis olunacak askeri sınıflar Atina: 26 aa — Askerlik talimleri- nın İngiltere ile her türlü ticarete ni- hayet vermeleri için bitaraf komşula- rını tazyik ettiğini ve dört hedef ta - kip eylediğini yazarak diyor ki: Almanyanın hedefleri şunlardır : 1 — Büyük Brtitanyayı abluka et - mek, 2 — Bitaraflar ticaretini Almanyaya çevirmek, 3 — Bitarafları, alman davasına bağ- layarak işin içine sokmak, 4 — İkinci hedefini elde etmek için zarurt olan ecnebi dövizini bulmak. Bu sön hedefte Almanyanın bir son plânı daha vardır ki, o da, “Estonya” malı adı verilen Emteanın Almanyaya döviz temin etmesi için, Baltık memle- ketlerinde fabrikalar kurmaktır. Almanya, üçüncü hedefi için ancak kendisi galip geldiği taktirde ödene- cek olan uzun vadeli krediler bulmağa çalışmaktadır. Bükreşte Claudiuseve Kopenhagda Walter'e bu vadide tali- mat vermiştir. Claudius, keza azami miktarda Romanya petrolü bulmak ü- zere talimat almıştır. Zira, Almanya- ni henüz tamamlıyan 1928 - 1935 sını- fına mensub efradın 15 kânunuevelden itibaren terhis hakkında hükümet bir kararname çıkarmıştır. nın güvendiği suni petrol, elinde mev- cut mikdardan daha fazla kömüre ih- tiyaç göstermektedir. Alman tayyareleri Paris, 26 a.a. — Büyük umumt Geceleyin Voges m tebliği Fransız akşam tı 'ğî bi Şimal denizinde İngiliz zırhlılarına neticesiz kalan taarruzlar yaptılar karargâh tebliğ ediyor: mıntakasında karakol faaliyetleri olmuştur. Paris : 26 a.a. — 46 teş aliyette bulunmuşlardır. Alman resmi tebliği Berlin, 26 a.a. — Ordu başkuman- danlığı tarafından tebliğ edilmiştir: Garpte, hafif topçu faaliyeti ol - muştur. 25 teşrinisanide alman: hava kuvetleri, şimal denizi şimalinde in - giliz deniz kuvetlerine taarruz etmiş- lerdir. Dün, hava keşif harekâtı, Shet- land adalarına kadar uzanmıştır. Dün öğleden sonra, düşman, Al ya'nın Keşif kolları ve topçu, mahdut fa-: 4" D Ü v “raf” K (Cümhuriyet Yeni Romen kabinesi aa. Matbuat Servisi yolda akıtmaktan ziyade kısmen aşılma- &ı daha kolay olan Hollanda ve Belçika« ya saldırmayı tercih eylemesi bir zaru- ret halinde görünmektedir. Bu itibarla her iki devletin de er veya geç muhare« beye sahne olmaktan kurtülamıyacağınt hakkal add kte hatâ k ge- Nadir Nadi, b kalesinde ezctim - le şöyle demektedir: “Bir seneden beri Romanya'yı mtr gul eden en mühim mesele, Almanya ile yapmakta olduğu alış - veriş münasebet- leridir. Harp halinde bulunan Almanya, Romanya'dan bir takım mühim madda - ler tedarikine mecburdur. Romanya her iyi niyetli devlet gibi, karşılıklı menfa- atler üzerine kurulan iktısadi münase - betleri Almanya ile de idameye şüphesiz taraftardır. Ancak, bu münasebetlerin denk gelmesi ve ortada yalnız bir karar lehine bir muvazenesizlik hasıl olmama- sı lâzımdır. Almanya karşısında bir sağ- mal inek vaziyetine düşmeyi Romanya hiç bir zaman kabul etmiyecektir.,, İKDAM M Hollanda ve Belçika Şükrü Ahmet, bu isimli başmakale - sinde ezcümle şöyle demektedir: *“Almanya, müuhakkak ki müşkül bir vaziyet içindedir. Başladığı harbı bitir- mek için ya müttefiklerin sulh şartları- nâ uyması yahut ta harp sahasında bü- tün tâli imkânları denemek mecbu- riyetindedir.. Hitler'in bütün imkânları tecrübe etmeden iktıdar mevkiini ter - ketmesi ve kurduğu rejimin istikbalini meçhul bir âkibete terkeylemesi bekle- nemez, Almanya içinde yakın bir ihtilâ- li ve umumi isyan vukuunu beklemek te rektir.,, VAKİT Romanya'da yeni kabine Asım Us, başmakalesinde şunfarı. ktadır: * “Romanya, bir hükümet buhranı goe çirdi. Argetoiano kabinesi yerine Tatas resko kabinesi geldi. Buhranm sebebi- nin Almanya tarafından yeni bir tica « ret mukavelesine esas olmak üzere ya « pılan teklifler ile alâkadar olduğu söy - lenmişti. Bükreş'ten gelen bir haber bu şayiayı tekzip etmekle beraber, diğer kaynaklar buhranın Alman - Romen mü« zakerelerinde mevcut müşkülüâttan çık « tiği noktası üzerinde 1srat ediyor. Buns dan başka yeni kabinenin Berlin mahas filinde iyetle karşıl dığı bakılırsa bu müşkülâtın ehemiyetini mü. hafaza ettiği anlaşılıyor. İstifa eden kae bine reisi Argetoiano almanlar tarafıns dan iktısadi teklifleri kabule mütemayil idi, yeni kabineyi siyast şahsiyeti tanmn« mış olan Tataresko'nun teşkil - etmesi, fazla olarak alman tekliflerine muhali olduğu anlaşılan Maliye nazırı Konstane tinesko'nun yerinde kalması Berlin'de hoşnutsuzluk uyandırmıştır. Bununla beraber yeni hükümetin but şekilde kurulmuş olmasından alman i romen münasebetlerinin bozulacağı mü« V doğrü değildir .B l hayalidir. Nihayet, Hitler'e i ların sayısı ne kadar iştisgar edilirse edilşin, şimdiki halde vukua gelen iktısadi taz- yik ve maişet darlığının umum? bir iş - yana vesile verecek mahiyette olmadığı- nı, aynı zamanda, rejimin ve inzibati nasırı çık doğrü milel siyasi hayatta kiyaseti malüm oe lan Tataresko'nun iş başına gelmesi al « man tekliflerinin makul şekil almasına bizmet edebilir.,, 4 ı'kme.ktelye netice olarak şunları ilâva kudretlerin halk üzerinde ir oldu- ğünu kabul etmek gerektir..,, Muharrir netice olarak şunları ilâve etmektedir: ... “Almanya, mali ve iktısadi vaziyeti itibariyle uzun bir müdafaa harbına mü- tehammil değildir. Müttefikler ise, uzun bir harpte ancak kârlıdırlar. Asla zarar- h değillerdir. Bu büyük tezad nihayet Almanya'yı taarruza sevkedecektir. Bu taarruzun yolu ise Maginot haricindı İngiltere'yi havadan, Fransa'yı karadı mevkiine gelen ye harici siy inde hig bir değişiklik olmıyacağı ç B. Gafenco'nun Hariciye nezaretinde mevkiini muhafaza etmesi de bunu açık« ça gösterir. Türk - romen etle rine gelince, gerek yeni başvekil Tata« reşco, gerek Hariciye nazırı Gafenco, birçok defalar memleketimize gelmiş enıkırı ile sıkı temaslarda bulı “Romanya'da İktıdar dövmek için Hollanda ve Belçika'dan eli öüyitaşel a çera lmilel siyaset bak a " metimizle iyice anlaşmış birer şahsiyet - milyonlarca insan harcanması ile müm- kündür. Almanya'nın bu milyonları göz- den çıkarmak ve saf alman kanmı bu dost ve müttefik mem- leketle olan samimi münasebetlerimiz olduğu gibi devam edeceğinde kimsenin en küçük şüphesi olamaz.., Yakında Doorn'dan ayrılacak Londra, 26 aa. — Sabık Kayzer, ingilizce People gazetesinin verdiği bir habere göre, en kısa bir zaman zar- fında Doorn'dan ayrılmağa hazırlan - şimali garbisine ulaşmak için, Helgö- land adası üzerinde uçuş yapmıya te- şebbüs etmiştir, fakat, şimal denizi sa- hiline gelince hava dafi topçusu tara- fından püskürtülmüştür. Alman tay - yareleri hiç bir hasar kaydetmemiştir. 301 numaralı ileri karakol gemisi bü- yük Belt'in çenubundan çıkarak bü - yük bir infilâktan sonra batmıştır. Tayfadan 16 kişi kayıptır. Akim kalan taarruzlar Londra, 26 a.a. — Alman tayyare - lerinin, ingiliz harp gemilerine şimal denizinde iki defa taarruz ettiklerini ve her ikisinde de, hiçbir muvaffaki - yet elde edemeden püskürtüldükleri, bahriye nezareti tarafından bildiril - mektedir. Bir alman deniz tayyaresi düşürüldü Londra, 26 aa. — İngiliz balıkçı gemilerinin verdiği malümata göre bir alman tayyaresi tahrip edilmiştir. Balıkçılar alman deniz tayyaresinin dün gemilerinin direğine sürtünerek geçtiğini ve diğer balıkçıların cuma günü şimal denizinde battığını gör - dükleri tayyarenin aynı tayyare oldu- ğunu zannettiklerini söylemişlerdir, İngiliz deniz tayyareleriyle bir kurtarma gemisi dün ingiliz sahilleri- nin açığında denize indiği haber veri- len alman deniz tayyaresini adamış - larsa da bu araştırmalar neticesiz kal- mıştır, D.N.B. nin bir itirafı Berlin, 26 a.a. — D.N.B. almanla - rın perşembe günü garp cephesinde yedi tayyare kaybettiklerini kabul ve teslim etmektedir. İngiliz tayyareleri Almanya üzerinde Londra, 26 a-a. — Dün, Almanya'nın şimali garbisinde bilhassa Heligöland ve Vilhelmshafen üzerinde ingiliz tayyarelerinin yaptıkları uçuşlar, bu hafta sonunda yapılan ikinci uçuştur. İngiliz tayyareleri ilk defa 24 - 25 teş rinisani gecesi uçmuşlardır. Bir kaç haftadan beri ingiliz tayyarelerinin ktadır. Bu maksatla, dört tayyare hazırlanmıştır. Bu tayyarelerden ikisi dörder kiş nakledebilecektir. Diğer i- kisi sabık hükümdarın menkul eşya- sını götürecektir. Sabık Kayzer, Do- orn'dan çıkacak olursa Norveç'e gide- cek, Oslo şimalinde Maisen gölü kıyı- sında küçk bir kasabada, bundan üç hafta evel kendi namına kiralanan bahçe içinde, geniş ve rahat bir eve yerleşecektir. Sabık Kayzerin evinin tefrişatı, Norveç ve Holanda hükümet leri tarafından el birliği ile tamamlan mıştır. İngiliz sansüründen kaçırılıp -Amerika'ya verilen bir haber Londra, 26 a.a, — Belfast kruvazö- rünün hasara uğradığı haberinin neş- ri İngilterede yasak edilmişken, Nev- yorkta intişar etmiştir. Bu haberin Nevyorkta nasıl şayi olduğunu anla - mak üzere, matbuat ve sansür bürosu tarafından tahkikata başlanmıştır. İn- gilizçe gazetelerden çoğu, salı akşamı veya çarşamba günü, Belfast hakkın- daki yazılarını, sansüre tevdi etmiş - lerdi. Bu meseleden bahsetmek, cuma günü akşamına kadar memnu bulunu- yordu. Fakat o günün sabahı, haber, Nevyorkta intişar etti, ve az sonra da radyo ile ilân olundu. Almanlar, der- halı Belfast'ı torpillediklerini ilân et- tiler. Ecnebt memleketlere telli ve telsiz telefonla gönderilen bütün haberler san&üre tâbidir. Nevyorka verilen bu haberin bir sansür memurunun gözün den kaçtığı tahmin ediliyor. Tahki- kat, matbuat ve sansür umum müdürü Valter Movekton tarafından açılmış- tır. rinın plânlarını almak ve birinci dere- Al üzeril dit defa uç- de ehemiyeti haiz malümat elde et - a7 NESSŞMUR. SURRLEMRR vOr E Vaşington, matbuata yapılan İ bargo koönul kabule Amerika Japonya'ya gidecek eşyaya ambargo koyacak mı? Parlâmentoda iki ayrı cereyan var j g() aa. — Japonya aleyhinde ekonomik tedbirler it- tihazma karşı cümhuriyetçi senatör Vandenberg ve Borah tarafından atbua beyanata cevap veren senato hariciye komisyonu reisi Pittmann senatoyu Japonya'ya gidecek bazı Y eşya üzerine am- malik bulunduğunu bildirmiştir. r edecek kâfi adette reye şimdiden Amerika Bahriye Nazırı diyor ki: Kongre kulvarlarında, Japonya'ya Pıaxşı takip edilecek siyaset hakkında iki cereyan mevcut olduğu teslim e- dilmektedir. Bazıları ticaret muahe- desinin mutasavver olduğu veçhile 26 kâ i 1940 da münkazi olacağı- Âmerikan filosu düşmanı çabuk ezmeğe âmadedir Nevyork, 26 a.a, — Nevyork Times gazetesi yazıyor: Bahriye nazırı Charles Edison yıl- lhık raporunda şöyle demektedir: Amerika filosu, düşmanı mümkün olduğu kadar çabuk ezmeğe ve bu müddet zarfında da Amerika sahille- rinden uzak tutmağa amade vaziyet- tedir. Şimdiki program tesri edilebilir, fakat yavaşlatılamaz. Nazır mürettebatın tamam olması- nı istemekte ve dünyada yalnız İngil- tere filosunun Amerika'ya faik oldu- ğunu, Fransa'nnı üçüncü, Almanya"- nın ise beşinci geldiğini kaydeyle - mektedir. Nevyork Times gazetesine göre bahriye nezareti deniz tahsisatının bir milyar üç yüz milyon dolara çıkarıl- masını teklif eden Edison, kanun lâ- yihasını kabul etmiştir. Bu kanun la- yihası kongrenin gelecek kânunusani toplantısının birinci haftasında mü- zakere edilecektir. Raporda ecnebi milletlerin deniz kuvetleri hakkında aşağıdaki malümat verilmekte ve şu sıra ile tasnif olun- maktadır. İngiltere 2.080.000 ton Birleşik Amerika 1.754.000 ” Fransa 750.000 "” İtalya 728.000 *” Almanya 541.000 - *” nı bildirmekte, diğer bazıları ise mu- vakkat bir yeni anlaşma yapılması su- retiyle Amerika, Japonya ve diğer a- lâkadar devletler arasında Uzak Şark umumi siyaseti için müzakerelerin ko- laylaştırılmasını tercih etmektedirler. Hariciye nezareti henüz kararsızlık göstermektedir. Zira birçok japon mah fillerinin müzakere açmak h di ki arzularına muttali olarak bütün kozlarını oynamak için acele etme- mektedir. Bahusus ki diplomatik mü- şahitler, muhariplerin japonlarla ti« taretlerine devamları güçleştiği nis- bette japonya'nın Amerikaya ihtiya- cının artmakta olduğunu görmekte- dirler. Finlandiya ve Sovyetler arasında tavassut mu? Stokholm, 26 a.a. — Riga'dan gelen bir telgrafa göre, Letonya, Litvanya ve Estonya'nın kânunu evel başında Tallin'de aktedecekleri konferansta Sovyetler Birliği ile Finlandiya ara - sında tavassut teklifinde bulunmaları muhtemeldir. Helsinki'de bu hususta hiç bir ma- lümat mevcut olmadığı bildirilmekte- dir. raber bu raporda japon filosunun to- nilâtosu bir milyon iki yüz altı bin elli dört ton olarak tahmin edilmek - tedir. Raporun sonunda 1930 Londra mu- ahedesinden sonra mektep gemisine çevrilen 20,000 tonluk “Hiyei” zırhlı- sının bugün yeniden muharebe gemisi olarak kullanılmak üzere silâhlandı - rıldığı ve modern bir hale konulduğu teril İSTANBUL Gazeteleri -

Bu sayıdan diğer sayfalar: