8 Kasım 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* s-11-1939 AA — —AcyTTRETTE DY - ! —- ULUS dit n Günün meseleleri : Kahve ithalâtı - Dikili'dezelzelenin Ankara kız meslek .. best bırakılı yaptığı hasarlar ü G — Asrımız harbinin. — 50005 20 esbit olunacak- | mektebi imtihanında : ğ t nun 1939 tarihinden itibaren yurdu- HPN : . e ; yeni cephesi DA at Srme sketedelere de ona göre | kazananların İistesi ' Yazarit Sadreddin ENVER | göncü maddeni bükümleri - aahitinde — devrelerle görelim: - din devri, iktisat devri. — harbının ideolojisi kendiliğinden or- vrü — leri muayyeriş; en fazlaya sahip ol- — la refah, her gün dünden daha fazla, /— en fazla ve daima fazla. D — sanı erişilmez hayallere kaptıriyor. — Zaman, zaman da bu tatlı hayalin aş- — kiyle insanlık acı hakikatin ıstırabı- — na katlanmak zorunda kalıyor. He- — gününda hâd bir seviyeyi buldu. Bu — nen sessiz ve dumansız bu cidal sü- “âleniyete vuruldu. Gizlenecek tarafı " “Asrımız harbının husüsiyetini be - |— lirtmek için tarihi kurunlarla değil, fütuhat — devri, Fütuhat devrinde harbı gazanferlik hissi körükledi. Din devrinde Âdem oğlunun hırsı ruhani bir ki bü- Almanya'nın 1933 de petrol idha- Tâtı 2.700.000 ton iken 1938 de 4 mil- yon 900.000 ton olmuş. Bu beş sene- lik idhalât fazlalığı iki kısma ayrıl- mak icap eder, Bir kısmını son sene- lerde mühim inkişaf gösteren alman Tündü. Kutunuâhiriye de “iktisat dev- ri” diye modern ad takınca asrımız taya çıkar; harbır müsebbibi ve he- defi bizzat iktisattır. İdeal ekonominin inkişaf prensip- mak. Daha fazla istihsal, daha fazla istihlâk, daha fazla kazanç, daha faz- Bü hoş mnazariye kâğıt üzerinde in- fazlalık k dileği y iş: Bunun haricinde kalabilecek kısmını harp ihtiyacı için depo ettiği —kabul olunabi - lir, Fakat bu ihtiyat deponun mühim Mmiktâar tutmıyacağı ve harp sanayii- nin obur gövdesi çok çabuk eriteceği muhakkaktır, Vakıa Almanya kömür- den mühim miktarda sentetik benzin ile dâhilden de petrol istihsal etmek- tedir. Fakat Almanya'nın 1938 de — Avusturya ile beraber — petrol istih- sali altı yüz bin ton olup, halen eline geçen Polonya'nın Galiçya kuyuları da buna ilâve edilirse elde edebilece- ği yekün bir milyon tonu pek az a- şar. Buna Romanya'dan elde edeceği bir, bir Buçuk milyon tonluk idhalâtı da ilâve edilirse Almanya'nın mevcut sapsız ş bir hastalığı oları kriz denen keşme- ' keşi doğurduğu gibi önlenmiyen be- |ger hırsı da harp âfetini yaratıyor. " Bu dileği, bu hirsi ümumt harbin fa- ciâları bile körletemedi. Alemin sulh we selâmete kavuştuğunu zannettiği Oyıllatda — istatistik — cetveİlerindeki durmadan artış “1929” un kara Bir ' kâbusun tesiri de çok çabuk dünyaya yayıldı. Dampingler, gümrük dıvar- Jarı, kontenjanlar, kliringler derde /“deva olmadı. Hirs da — tatmin edil- - meyince — tahrik edildi. İktisadi ci- dal başlamıştı. Kılıçlar şakırdamadı — toplar gürüldemeden, bombalar patla- madan dünyayı saran bu gizli sava- ga kübik bir isim de kondu: Beyaz | harp!.... Milletler arasında 'beyaz harp” de- ' rüp giderken kara harp hazırlığı da aldı, yürüdü. Askerler toplandı, stra- “tejik noktalar tutuldu. Nihayet nifak te- / kalmıyan harp ilân edildi, yani kemmül etti. Şimdi de inkişaf halin- k gçok dayanamıyacağı meyda- na çikar. Bilahassa Almanya'nın 1938 deki petrol istihlâkı 6.600.000 ton tah- min edildiğine göre bu miktar harp- te artacağı da şüphesizdir. Bakü'dan Almanya'ya kadar olan uzun mesafe yüzünden (x) petrol ihtiyacının açı- ğını tamamen Kafkas petrolleriyle kapamasına imkân tasavvur edilemez. İkinci misal olarak bakırı alalım: Almanya 1937 de (245.000), 1938 de (420.000) ton bakır idhal etmiştir. Bu idhal rakamları ile Almanya'nın harp için mühim miktarda bakır stok etti- ğine hükmedilebiliyor. Fakat umumi istihlâki (200.000 - 250.000) tom ara- sında olan bu kırmızı metal ihtiyacı da nihayet bir seneliktir. Çünkü Al- manya'nın harp esnasında esaslı bakır idhal edebileceği memleket yalnız Yugoslağaa'dır. Onun da bütün istih- salâtı (40.000) ton etrafında olup al- man sanayiine büyük bir yardım de- ğildir. Kara hududu ile bağlı olan di- ğer memleketler kendileri bizzat ba- kır idhal ettiklerinden, bu yoldan ba- kır temini bahse mevzu teşkil etmez. Vakıa Belçika mühim miktarda bakır olarak takas yolu ile serbest bırakıl- mMmasını kabul etmiştir. yardım - edilecek Dikili ve Bergama havalisi zelzele felâketinden zarar görenlerden yar - vazım stoku da dahili ve iktisadi ha reketlerde çok az yer verir. ne askeri cepheden — 1914 e nazaran — üstün bir mükemmeliyet ile girer- ken iktisadi cephesi çok zayıflamış- tır. Evet, (1914) de harbe giren alman milletinin sırtı pek, karnı tok idi. Bu- gün ise alman milleti dört, beş sene- yaşamaktadır. Buna mukabil İngiltere adaları vi sâkinleri harpten ötürü iktisadi v mali müşkülâtla uğraşacağı şüphesiz- dir. Nitekim İngiltere idhalâtı Alman ya'dan daha müsait nisbt bir adet göstermiyor. İngiltere hükümeti Bri- tanya adalarında ihtiyaçlarının an - tak ©6 25 ini dahilden tedarik etmek- te ve üst tarafını dışardan getirmek- tedir. Fakat, İngiltere esasen umumi iktisadiyatı buna göre teşkilâtlıdır. İngiltere'nin sahip olduğu bahri ti- caret gemilerinin yekünu “6.722” dir. Bugüne kadar denizaltı gemilerinin tahrip ettiği miktar da ancak (330) da biri kadar; büyük ve tesirli bir nispet değil. Buna fransızların sahip olduğu 3.600 vapur ile 8.400 olarak hesaplanan bitaraf sancaklı bahri ti- caret gemileri de ilâve edilirse İngil- tere'nin deniz rabıtasının kesilmesi- ne imkân olmıyacağı meydana çıkar. İngiltere'nin mali vaziyeti de son senelerde daima salâh — göstermiştir. Kriz başlangıcı olan 1929 yılında İn- giltere'nin altın stoku “710” milyon altın dolar iken her yıl muntazam bir tezayüt kaydederek 1938 de (1.589) milyon altın dolara çıkarmağa muvaf- fak olmuştur. Bunlara dominyonlar- daki altın stokunu da ilâve etmek i- cap eder ki 1938 de Avusturalya'da “15” milyon, cenubi Afrika'da 130 milyon, Kanada'da 114 milyon altın h ki, harp zamanlarında asker we le- Görülüyor ki, Almanya 1939 harbi- denberi zaten sulh değil harp rejimi dım yapılması zaruri görülenlere ilk yardımlar tamamen ikmal edilmiş ve Dikilide açıkta kalanlar için' baraka- lar kurulmak üzere Kızılay genel mer kezince lüzumlu tedbirler alınmış - tır, © * recesine göre para yardımı yapacak - tır, Kızılay müfettişleri mahalli Kı - zılay mümessilleri, idare âmirleri ve belediye reisleri ve fen memurların - dan mürekkep heyetler teşkil oluna - hat lerde tetkikler ve Haber aldığımıza göre Kızılay ge- nel merkezi nihat ve kati zelzeleler - den yıkılan veya az çok hasara uğri- yan binaların sahiplerine zararın e - hemiyeti ve sahiplerinin ihtiyaç de - cak, bu heyetler hasarın olduğu yer- Mâarif Vekâleti, Ankara Kiz İr ve parasız yatılı veyâ nehari Meslek Muallim mektebine para- olarak kabul edilenleri tesbit et- miştir. Bunları sırasiyle yazıyoruz: Yeni Norveç elçisi dün şehrimize geldi Norveç'in yeni Ankara elçisi B. J. Raeder dün sabahki ekspresle İstan- bul'dan şehrimize gelmiş ve Ankara istasyonunda elçilik erkânı tarafından karşılanmıştır. B. J. Raeder İstanbul'dan geçerken türk gazetecilerine aşağıdaki beyanat- ta bülunmuştur: n “— Türkiye - Norveç münasebatı bir şekilde devam etmektedir. K M Şi tarı tesbit olunacaktır. Dikili kasabasının inşası mir vâliliğince takdir olunacaktır. izdel i inşaat mevsi tır. Yalnız fakir ve mı M yapa- tak ve buna müsteniden yardım mik- jeolojik tetkiklerin bitmesine ve yeni kasaba plânının yapılmasiyle alâkalı oldu - ğundan bu kasaba halkına yapılack para tevziatının inşaata başlıyabile - cekleri bir zamanda yapılması ve ya- hut kendilerine derhal verilmesi İz- Tamamen yıkılan Kabakum köyü zeİzele mintakasında bulunan ve ha- rap olan köyler başka yerlerde önü - i i yapıla - cak plâna göre yaptırılacak buralar halkırlaa para yardımı yapılmıyacak - İki memleketin biribirine daha sıkı dostluk bağlariyle merbut olacağını ümit ederim. Türkiye ile aramızdaki ticaret işlerinin, iki memleket menfa- atlerine uygun olarak inkişafına ça- lışmak başlıca emellerimdendir. Ara- mızdaki her türlü münasebetlerin in- kişafı bu iki sulhperver memleketi biribirine çok daha yaklaştıracaktır. Türkiye gibi biz de sulh taraftarı- yız, Bu itibarla da siyasetlerimiz yek- diğerlerine uygundur. Devam etmek- te olan Avrupa harbine karışmamağa sureti katiyede karar vermiş bulunu- yoruz. Diğer İskandinav ve Baltık devletleri de aynı şekilde hareket et- parfa yardımı yapılacaktır, lerinin muvakkat iskânlarini gamada zelzele felâketine uğrıyan muh - taç olanlar varsa, bu kış sıkıntı çek- memeleri için bunlara şimdilik ufak 25 pacyonun inşası ihale edildi İzmir, 7 aa. — Dikili felâketzede- temin için şimdilik on ikişer odalı 25 pav - yonun inşası kararlaşmış ve dün bu pavyonların münakasası yapılmıştır. Pavyonların büyük bir kısmı bir bu- Ççuk ay içinde tamamlanacak ve böyle- ce 300 aile birden yerleştirilmiş ola- caktır. Diğer taraftan Dikili ve Ber- ktedirler. İstokholmde dört devlet reisi d lan konf: ga- Parasız yatılı olarak kabul olunanlar İzmir Cümhuriyet kız enstitüsün « den NilüferAlâgil, Perihan Koçtürk, Kadıköy kız enstitüsünden 'Tomris 'Tecer, Adana İsmet İnönü kız ens - titüsünden Mehcure İncirlioğlu, Ne - Zahet Öztürk, İstatbul, Selçuk — kız enstitüsünden Mükerrem — Yüceay, Yümniye Belgün, Trabzon kız ens- titüsünden Süreyya- Alpakın, Bursa Necatibey kız enstitüsünden Meliha Karagüzel, Muzaffer Özgür, Mahmu- re İner, Meliha Mutluöz; Muammer Yılmaz, Melâhat Öz, İstanbul Üskü- dar kız enstitüsünden Muazzez Kapı- cıoğlu; Ankara İsmet Paşa kız ens « titüsünden Nebahat Begin, Semiha Uslu, Türkân Toperi, Samiye Kızıl- tan, Efide Taşcı, Berrünnisa Benice, Aytekin Aykurt, Aytekin Akkuran, Baria Engür, Ferdiye Arda, Azize Okay, Belkis Güner, Melâhat İkizer, Paralı yatılı veya nehart olarak kabul olunanlar İzmit Cümhuriyet kız enstittlsüin - den Behiye Kaleci, İstanbul Kadıköy kız enstitüsünden Fethiye Ertunçay, Adana İsmet Paşa kız enstitüsünden Melâhat Sepici, Neriman Doğu, Huri kÇakan, İstanbul Selçuk kız enstitü- sünden Suad Aybar, Müzeyyen Kı- zıltoprak, Kadriye Uzbay, Trabzon yesi de bundan ve bunu ilân etmekten başka bir şey değildir. Şimdiki halde bitaraflığımızı mu- hafazaya devam edeceğiz. Fakat he - defi başka olan yeni bir harp çıkarsa ne olacağını bugünden kestirmek im- kân haricindedir. Bugünkü harbin ne şekil alacağı hakkında da bir şey söy- liyemem.,, Deftardarlar arasında kız enstitüsünden Kebire Karaçen - gel, Bursa Necati bey kız enstitüsün- den Memduha Kökel, Hidayet Berke, Muazzez Güner, Seniha Argun, Hil - miye Zünbülova, İstaribul Üsküdar kız enstitüsünden Semiha Uzel, An - kara İsmet paşa kız ” enstitüsünden İsmet Karacabey, Atiy'e'»'l'ıngür, Mu- azzez Tok, Sabahat Cuüvaç, i Ege, Nuran Altan, Melâhat Öner, Rez zan Elâgöz, Yaşar Erkuş, Naciye Ya- man. * ; Bu kızlarımız meslek muallim meke tebide-biçkiy-dikiy—moda, çammmgır, ların muhtaç bit halde kalanlarına ait vergi borçlarının terkin ve tehirine dair hazırlanan mazbatalar vilâyet i- dare heyetince tetkik ve tasdik edil- miştir. Ziraat Bankası da Dikili ve Bergamadaki muhtaç köylülere pek dolardır. Müttefiki olan Fransa'da i- se (1.435) milyon altın dolar hazine stoku vardır. Bunlara İngiltere'nin hariçte yatan muazzam sermayesi de döviz aktifine yatırılırsa finans ve ser a h : Diih ' “kişeeti tâyin ve nakiller — Jev idaresi, yemek pişirme, nakış e - sim, çiçek üzerinde ihtisat görecek - Samsun varidat müdürü BB. Suat | lerdir. Kudat Elâzığ defterdarlığına, Sam- b sun tahsilât şefi Süreyya İrten Bin« mustahsili ise de bunun ihraç mın- takası Afrika'da olduğundan Belçi- ka'nın kendi ihtiyacından fazla idha- lâtına muharip devletlerin abluka ne- zaretleri müsaade eder mi?... d.ı ” — Polonya'nın işgâli, hattâ Majino'- — ya yapılacak binler, belki de yüz bin- — lerce cana mal olacak hücum ile elde edilecek bir kaç karış toprakt henüz — harbın neticesi üzerinde müessir ol- — maktan çok, amma pek çok uzaktir. -— mazide bunun en canlı örneğidir. Bu — gadece çok korkunç ve feci olan za- / teriyor. Bilhassa 1939 harbının em- /" beri hazırlanan muharipler bütün va- İ)ir boşluk yaratmıyacaktır. Bunün se- Asrımızda askeri zafer mutlak ola - /Tak harbın galibiyetini temin etmi- yor. Kahraman Çanakkale'nin şanlı zaferi ile Mondros muahedesi yakın gibi vekayiin resmt tebliğlere kaydı mmanımız harbının inkişaf seyrini gös- Osaline faik olması için senelerden “Orini yoğunu ortaya koyacaktır. Ölen bir kaç yüz kişi ile bir kaç milyonluk yaralı kafilesi medeniyetin garpte kâsif insan kütlesind nti nelerin kemireceği cephe gerisi kur- banlarının felâket bilânçosuna ilâve edilmesi lâzım!... — İşte daki Şimdi şu iki iptidai madde üzerin- de yürüttüğümüz mütaleayı buğday, tereyağ, kurşun, çinko, demir gibi... ilh - maddelere teşmil edebiliriz. Esa- sen bunları hemhudut veya bitaraf memleketlerden temin ettiği kabul o- lunsa bile acaba mukabilini nasıl ö- diyecektir? Biraz yukarıda yazdığı- mız gibi alman döviz ve altın stoku bu hale müsait bir zemin arzetme- mektedir. Vaziyet böyle olduğuna gö- re Almanya harp ihtiyaçlarının ne kadarını ticari mübadele suretiyle kapayabilir?... Farzımuhal bunu da alman ticaretinin yüksek kabiliyeti ile ümidin fevkinde bir muvaffakiyet hasıl olsa bile acaba nakil keyfiyeti tam ve organize olarak işleyebilecek midir?.. Almanya'nın son senelerde demiryolu nakil kapasitesi — beynel milel i tebarüz eder. Ne de olsa, ingiliz milleti de bugün ağır bir yük altındadır. Londra borsa- sı karışıktır. Henüz harbın istilzam | ağır vergiler tahmil e' zaltan enflasyonlar bile beklenebilir. İngiltere'de hayat şartları — ağırlaşa- caktır. Bu asrımız harbının yeni cep- hesidir ki, bu cephenin sıkıntısını yalnız haripler değil, bugünkü dünyamızın iktisadi şartlarına ve bağ larına göre bütün beşer az, çok bera- ettiği ekonomi sistemi teessüs etme- miştir. Hayat bahalılaşmaktadır. Hü- kümet giriştiği bu muazzam ve elem- li işi başarmak için teslihat ve harp azancı gibi mükelleflerine yeni ve Har- bın istilzam ettiği masraflar vergiler ve dahili istikrazlarla karşılanmaz ise memleketin istihlâk kabiliyetini a - yakında yemeklik ve tohumluk buğ- day, tevziine başlıyacaktır. İtalya ve Yunanistan'a balık ihracatı İstanbul, 7 (Telefonla) — İtalya ve Yunanistana yapılmakta olan balık ih- tacatı hararetle devam ediyor. Bugün de bü iki memlekete mühim miktarda sevkiyatta bulunulmuştur. Türkiye - Romanya ticaret görüşmeleri dürlüğü kontrolörü İzzettin Tekin tıwılgıt.“i , 7 (Telefonla) — Türk - n ticaret müzakereleri devam et- göl defterdarlığına, milli emlâk mü: Niğde defterdarlığına naklen tayin e- dilmişlerdir. P. T. T. Müdürleri arasında Muş P. T. T. müdürü Vehbi Altuğ Gaziantep P. T. T. müdürlüğüne, Gaziantep P. T. T. müdürü Bayram Remzi Akdamar Muş P, T. T. müdür- lüğüne naklen tayin edilmişlerdir. Ahırkapı - Yenikapı tren yolu güzergâhı istimlâk ediliyor Atatürk'ün ölüm yıldönümünde Halkevinde yapılacak ihtifâl Atatüirk'ün ölümünün ilk yildönü- mü mü: betiyle üzdeki cuma günü memleketin her tarafında bir ih- tifal yapılacaktır. Partimizin hazırla- mış olduğu ihtifal programı mektep- lerde, halkevlerinde, radyoda ve mat- buatta tatbik olunacaktır. Haber aldı- ğımıza göre Ankara Halkevindeki me- rasim Atatürk'ün ölüm dakikası olan saat 9,05 te başlıyacak ve B. Ferit Ce- lâl Güven ihtifal toplantısını kısa bir hitabe ile açacaktır. Bundan sonra birçok hatipler Atatürk'ün yüksek şahsiyeti ve büyük eseri üzerinde ko- istiklere göre — (8.438) mektedir. Müzakerelerin bu hafta için | İstanbulda Ahırkapı - Yenikapı a- İ yeni cephesini gözden ge- ber çekecektir. Hem kim bilir, daha —ham madde azlığı da gıda maddeleri- — tinin esasını teşkil eden halkın ve sa- çirelim: — Almanya'nin dünyadan toprak ola- rak hissesine düşen nispet “yüzde 5” nufusu da “yüzde 4” dür. Bu iki nis- |pet arasındaki aykırılık — nufus bol- Jluğu, toprak kıtliğı — çalışma veri- “mini azaltmaktadır. Alman toprakla- — rı sakinlerine gıdat madde ihtiyaçla- —rının — bütün takayyudata ve fenni — tekemmülâta rağmen — ancak 94 83 | “ünü temin etmektedir. 80 milyonluk bit kütlede bu noksanlık küçültüle- z bir kemmiyettir. Bunun yanında n üstündedir. Almanya bu noksan- ği bazu kuvetiyle gidermek için se- lerdenberi h Yalnız yıllarda askeri bakımdan silâh zirh kesilen Almanyanın bu ve- iz sanayi yüzünden de finans ve misi de konjoktürel bilânçolar- çok zayıfladığına şahit oluyoruz: 1929 da hazinesinde mevcut altın sto- .,.'— *“560” milyon altın dolar kıyme- “tinde iken, her yıl bir öncesinden a- milyon ton kilometredir. Deniz mü- nakalesinin umumi nakliyattaki his- sesi ise (9 30) dur. Almanya'nın de- niz rabitası kesildiğinden bütün ih- tiyaçların, iktisadi cevelânın ktra yo- liyle icrâsi mecbur? olacağına göre — bir haddi olması icâp eden — alman demiryollarının bu kapasitesi daha ne kadar!... kü ile Almanya arasında bir yük hat bu iki ancak beheri dört, ye dört katar tahriki mümkündür. Bu su. ne kadar yükseltilebilir? U: e (X) Mütehassısların tetkikine göre Ba- & vago - nunun gelip, gitme _mlddetıî_ bir aydır. Tek da beş yüz tönluk yevmi- de bitirilmesi için çalışılıyor. İki mem leket arasındaki ihracat işinde bir an- laşma mevcuttür. Römanyadan ithal edeceğimiz petrol ve keresteye muka- bil, tuzlu balık, zeytin ve saire ihraç edilmektedir. Yalnız mütekabil ihra- catın tevazününü temin için her sene “|olduğu gibi bu sene de bir miktar tü- retle taşınan petrol yekünü hem az hem de çok pahalı olur, tün ve pamuk da ihraç olunacaktır. rasındaki Gdemiryolu güzergâhında bulunan ahşap ve teneke evlerle sair gayri menkul malların istimlâki ka - rarlaşmıştır. Dahiliye — Vekâleti, bu yerlerin istimlâki için menafii umu - miye kararı vermiştir. İstanbul 'be - lediyesi istimlâk olunacak binaları yıktıracak ve demiryolu güzergâhını açtırarak tanzim ettirecektir. nuşmalar yapacaklardır. Taraftar - bitaraf ve tarafgir İstanbullu arkadaşlardan birisi- nin giriştiği yeni bir polemik ara- sında, kendisi gibi düşünmiyen iki muharririn bitaraf olmadıklarından bahsettiğini belki ok belki duymuşsunuzdür. Galiba bu iki muharrirden birisi ben idim ve birkaç gün önceki fık- ralarımdan birişinde buna dair iki /—şağı düşerek muahhar altın di - *17” milyon dolara düşmüştür. Buna mukabil ne elde iştir? Mükemmel we mücehhez bir ordu, ayni zamanda — mahdut miktarda iptidat ve gıda mad- “de stoku.... Acaba toplanan stok har- — bim devamı müddetince cephe küve- nayiin ihtiyacını temin edebilecek midir?... İstatistik cetvellerine ve üç söz y şi Bir dostum, gönderdiği kısa bir notta bu “bitaraf olmayış” in nere- den çıktığını sorüuyordu. Şunu söyliyeyim ki herhangi bir mesele üzerinde söz söylemek, yazı yazmak için bitaraf olmak lâzımgel- mez. Taraftarlar da söylerler, a- leyhtarlar da . İstanbullu bir arkadaşın aleyhtarı bulunduğu h gi bir mesele kar- çephe gerisi haberlerine — bakıl günkü muannid imtidat talebi kar- şısında bize taraftarlığı fazla görüp sında müdehhar maddeler mevcu « nihayet bir “bitaraflık” hak ve im- & iter düşünceleri için fazla şümullü bir optimizm değil midir? Bir maarif dâvasında maarife mensup olmak taraftarlığa da, ica- bında aleyhtarlığa da mâni olamaz. Netekim, kendisi de bir öğretmen olan İsmail Habib, birkaç gündür, bundan birkaç sene önce maarifçe kabul edilmiş bir edebiyat kitabını didikleyip duruyor. Bir başka muallimin de çıkıp o- nun kitabında tenkit edecek birçok taraflar bulması imkânsız değildir. Evet taraftar da olabiliriz, aleyh- tar da, Yalnız yeter ki körü körüne ne içerden, ne dışardan tarafgir ol- mıyalım. ğ “Yalnız bir nokta unutulmasın: LAR bulunup bulunmadığını araştırma- lısınız. Bana bir not gönderen dostumu tatmin etmek için söyliyeyim: Birçoök meselelerde olduğu gibi bBu meselede de aleyhtar değil, ta- raftarız; fakat bitaraf da değil, ta- rafgir de değiliz. Ki imizce he OO L L L DDD YANKI surette faydalanmayı neden düşün- memeli? Bu ker bay yaklaştığı şu günlerde yazışımız- 'daki maksat, birçoklarımızın asır- lardanberi yerleşmiş bir anane ha- Rize'de çok yağış oldu Dün şehrimizde hava açık geçmiş, rüzgâr cenuptan saniyede en çok 2 metre kadar hızla esmiştir. Günün en yüksek sıcaklığı 13 derece olarak test- bit edilmiştir. Yurdda; Egenin cenup linde k itiyadında bulunduk. ları fitre sadakasını muayyen ve faydalı bir maksada hizmet eder bir hale koymayı tavsiyedir. Gerçekten, fitreyi verenler, bunu şunun bunün elinde hiç bir işe yâ- ramıyacak perakende beş, on kuruş halinde heder et bunu Ha- keti öğretmenlik, ne de muharrirlik bir iki satırlık bir fıkra yazmak sure- tiyle yardakçılık ği ü edecek iki meslek de olmamıştır. * Fitre Bir takım ananeler vardır ki gün- delik hayatımıza uymuyorsa terke- dilir. Fakat bugünkü ihtiyaçlarımız ti- va Kurumuna, Kızılay'a ve Çocuk Esirgeme Kurumuna gidecek zarf- lar içine koyarlarsa yepyeni mâna- siyle hayır işlemiş, yardımda bulun- muş olurlar. Öyle bir hayir ki bir tayyateye bir vida, bir hastaya ilâç, bir yara- lıya sargı ve nihayet yoksul yav- h lariyle Antalya'da hava kapalı ve yağmurlu; orta ve cenubu şarki A- nadolu bölgelerinde açık, diğer yer- lerde bulutlu geçmiştir. 24 saat için- deki yağışların metremurabbaına bi - raktıkları su miktarı Rizede 20, Van- da 14, Bilecikte 7, Akhisarda 6, Geli- bolu'da 5 ve diğer yağış gören yerler- de 1-5 kiloğram arasındadır. Rüzgâr- lar, bütün bölgelerde ekseriyetle şi- 'mal istikametinden saniyede en çok 9 metre hizla esmiştir. Yurdda en yük- sek sıcaklıklar Balıkesirde 15, Antal- yada 16, Bursada 17, Manisa'da 18, Erbaa'da 21, Adana'da 22 derecedir, Fon Papen geliyor İstanbul, 7 (Telefonla) — Bir müd- rulara bir öğün yiyecek ve bir göm- İç

Bu sayıdan diğer sayfalar: