Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
ULUS 14.9- 1939 böblt n gönüdEke A eli Führer bir taraftan alman ordu- larına Polonya'ya taarruz emrini ğ verirken diğer taraftan harbin çık- masına nihayet ingilizlerin sebebi- yet verdiğini alman radyoları ciha - na ilân ediyordu. İngilizler ve fran- sızlar ise daha kuvetli ve daha man- — tıki delillerle harp müsebbibinin — Nazi Almanyası olduğunu iddia e- “diyorlar. Şimdi acaba mücrim kim- — dir? Her hâdisenin dayandığı bir — gebep vardır. Bir cisim şeklini de- ğiştirmek ve kımıldamak için harici bir tesire nasıl ihtiyaç gösteriyorsa - böyle hâdiselerin çıkmasında da ge- — ne birçok sebep ve tesirler aramalı- — dır. Almanya arişlus yaptıktan ve Çekoslovakya'yı ilhak ettikten son- ra artık Versay muahedesinin son | zleri de silinmişti. Tarihin hiç bir devrinde, cermen milleti bu kadar toplu olarak bir bayrağın altında — toplanmamıştı. Artık milli izzetine- — fis meselesi de tamamiyle tatmin e- dilmişti. Fakat hiç bir surette halli- ne imkân görülemiyen tek bir mese- — levardı. Alman iktısadi refahı, ğ 1914 tenberi kaçırdıkları bu saadet he? perisi cermen topraklarına bir daha ,*.şıvdet etmiyor. İşte alman milleti- ! nin aradığı budur. Almanlar kabar- mış bir ihtirasla sağda, solda führe- ıl' rin arkasından bunun için koşup Ü duruyorlar. F; ı bir istik - Harbin mesuliyeti - man milletinin iktısadi ıstırapları malümdur. Eğer führer harbe ka- rar vermeyip de normal vaziyetin avdetini temin etmiş olsaydı, Al- manya zenberekleri boşalmış bir makineye benziyecekti. İşte bunun için normal hale dönemedi, O, tâkip ettiği siyasi ve iktısadi sistemle Al- manya'nın felâketini adım adım hazırlamış oldu. Eğer alman milleti Ştrezman politikası ve Vaymar ka- sisinin peşi: gitmiş ol- saydı, Almanya'nım ıstıraplarının birçoğunun halli kabil olurdu. Al- man milleti gibi son derecede teşki- lâtçı ve velüt bir milletin sefaletine medeniyetin vicdanı tahammül ede- mezdi. Almanya'ya karşı sempati gösteren en çok ingiliz ve Amerika milletleri idi. Bunu da filen birçok yardımlarla ispat ettiler. Eğer al- manlar tarafından o yol takip edil- seydi bugün halli çetin gibi görülen bütün meseleler halledilecekti. Fa- kat alman milleti bugün ilmi sultası şüpheli olan Ruzenberg gibi bir a- damın telkini altında kendisinde ilâhi bir mâna gören führerin peşi- ne takıldı. Bu sistemdir ki bizzat Almanya'daki cehennemi hayatı hazırladı. Kendi küçük varlıkları içinde şen ve mesut bir hayat yaşı- yan, Avusturya ve Çek - Slovakya Nazi istilâsından sonra perişan ol- Hayat da i l K | A ve l y ŞA | a. te Ç tını tayin eden sistemdir. Bu siste- — min doğmasında zamanın yardımı i olduğu gibi milletlerin bizzat kendi — bünyelerinin de büyük tesiri vardır. — Alman ruhu, alman felsefesi daima mistik bir hâle ile örtülüdür. O, b devleti, hukuku daima mücerret bir — şahsiyet içinde görmüş ve öyle te- | Jlâkki etmiştir. Bu tarzdaki görüş- Günün peşinden Münih bir yaşında İngiltere başvekili Çemberleyn, geçen sene bugün tayyare ile Müni- h'e gitmişti. İhtiyar diplomat, haya- tında ilk defa tayyareye biniyordu. Kroydon'da kendisini uğurlıyanla- ra “sulhu kurtaracağım!,, diyordu. Münih dönüşü; çek meselesinin hal- ledildiğini, barışın , kurtulduğunu söylüyor ve Şekspir'in meşhur mıs - ramı tekrarlıyordu. Çemberleyn, belki ömründe ikin- ci tayyare yolculuğunu, birincisin- den tam bir yıl sonra dün Paris'e, sulhu kurtarmak için değil, belki sulha bir an evel kavuşmak için yap- tı: Çek meselesinin, bir konferans masası başında halledildiğinin bu - gün birinci yıldönümüdür. Bugün değil bu hal tarzından, Çek ve Slo- vakya'dan bile eser kalmamıştır. Sulhun hiç olmazsa bir on sene için kurtulduğu nikbinliğini veren Münih anlaşması, aradan altı ay geçmeden filen ortadan kalkmış ve bir yılımı doldurduğu bugün, imza- landığı toprakları ateş içinde bul - muştur. Bu kadar tezat dolu hâdiselerin sığıştığı sürpriz yılı tarihte azdır. İhtikârın çeşitleri; Afrika'da nihayetsiz müstemlekeler elde etse Almanya'nın müreffeh ol- masına gene imkân yoktur. Bunun için benim kanaatimce müttehem, bugünkü alman zihniyeti ve alman sistemidir. Fertlerin ve cemiyetlerin ruhuna daima aykırı düşen alman mistizması ancak belki sanat cep- ler med tin ilerleyişinde, insan- — lığın tekâmülünde bir merhale teş- kil edecek kuvetli tesirler yapmak- la beraber diğer taraftan da hem raedeniyet ve hem de kendileri için pek korkunç levhalar vücuda geti- |— ren felâketler de yaratmıştır. Al- hesinde feyyaz eserler verebilir. Şu hale göre bugün alman düşmanla- rı ve hattâ almanlar tarafından öl- dürülmesi iktıza eden işte bu nok - tadır. N. A. KÜÇÜKA T AT Avrupa'daki falebelerimiz Almanya'daki ; talebelerimizin hepsi döndüler Maarif Vekâletine gelen haberlere göre, Almanya'da devlet hesabına o - a İzmir tacirleri Ankara'ya bir heyet yollıyorlar İzmir, 13 a.a, — Dün, tacirler, tica- ret odasında bir toplantı yaparak Avrupa harbi karşısında millf ekono- mimizin kor ve ihr n devamını temin için müzakerelerde bul dır. Müzakerelerin neti- kuyan bütün talebemiz yurda dönmüş — bulunmaktadırlar. Fransa'da okumak- ta olan talebelerimizden mühim bir — kısmı da avdet etmiştir. Diğer mem - | leketlerde okuyanlar için de Maarif | Vekâleti bugünlerde bir karar vere- — cektir. Üi dönen talebelerin mu- adilleri mekteplerde tahsile devam et | * meleri esası üzerinde ve Maarif Vekâ- — letinin son tebliği hükümleri dahilin- — de bir karar projesi hazırlamak üze- — Te İstanbul inde bir ko- misyon teşkil edilmiştir. Bu komis - — yon, fakülteler dekanlariyle yüksek — mektep direktörlerinden mürekkep- tir. Komisyon toplantılarına başlamış- — tır. Bugünlerde bir karar alarak Ve- — kâlete bildirecektir. Maarif Vekâleti, kendi hesaplarına okuyup da hâdise- — Jer dolayısiyle memlekete dönmüş ©o- | lan talebeler için de aynı kararın teş- — miline ancak o zaman karar verebi- lecektir. î" Bazı muayyen ihtısas şubeleri ha - /| riç olarak talebelerimiz tahsillerine 1 leketimizdeki tahsil mü l — Tinde devam edebileceklerdir. Son se- — nede Avrupa'da devlet hesabına oku- — yan talebe sayısı 204 tür, Bunların 97 si Almanyada bulunmakta idi. PF 4 üniver " B İstanbul - İzmir vapur seferleri başladı İzmir, 13 aa. — İki haftadanberi tâtil edilmiş olan İstanbul - İzmir va- | pur seferleri yeniden başlamıştır. De- — niz yollarına ait Ege vapuru pazarte- İ- si sabahı İstanbuldan buraya gelecek- öt tir. SAYIN : MÜŞTERİLERİMİN K, Nazarı dikkatine: Memleket piyasasında yer almış o- lan Çapa Marka müstahzaratı tekmil — çeşitleri üzerinde en ufak bir fiat de- — ğişimi yapmadığını gördüğü lüzum v “Üüzerine sayın müşterilerine bildirir. - Her zamanki satış fiatlarından gayri |— fiat talebinin şiddetle reddedilmesini cesinde müşkülâtı mucip noktalar şu dört mesele üzerinde tesbit edilmiş - tir> 1 — Sigorta primlerinin gayritabit yükselmesi, 2 — İngiliz lirasının temevvücü, 3 — Takas primlerinin takas şirketi tarafından ödenmesinin geciktirilme- i, 4 — Milli bankaların döküman mu- kabilindeki avansları tahdit etmiş bu- lunmaları. İhracatçılar bu noktaları alâkadar vekâletlerle temas ederek halletmek için ticaret odası reisi Hakkı Kılıç- oğlu ile diğer dört zattan mürekkep bir heyet seçmiştir. Bu heyet bu sa- bah Ankaraya hareket etmiştir. Çağrı * Bugun nafıa encümeni saat 10 da toplanacaktır. * Arzuhal encümeni bugün saat 15 du. Bugün dünyada bir hıyıll_ulın.- sı arıyan Âl eğer l tan'ı Y ve tekmil Balkanları zaptetse ve şehir pazarından, meselâ Demirtepe veya Kocatepe civarına yiyecek taşıyan küfeci çocuklar, iki haftadanberi on kuruş yerine bir misli fazlasiyle yirmi kuruş istemek- tedir. Sebebini sorduğunuz zaman, senelerce bugünü beklemiş hınçlı bir mağdur gibi başını sallıyarak: “— Artık piyasa yükseldi, harp var!” diyor. Bu küfeci misali, bilhassa ihtısas işlerine kadar yükseldiği zaman i- nanılmaz bir fiyat yükselmesi gös- termektedir: tadil edilmekte olan bir evin mevcut havagazı ve su te- sisatma bir ilâve yapmak için 136 li- ra malzeme, fakat buna mukabil 200 lira işçilik parası ist Modern sığınak —— Kızılay Ankata'da ufak bir nümune yapfırıyor Kızılay umumi merkezi bir nümu- ne olmak ve icabında memurları için kullanmak üzere Yenişehirdeki mer- kez binası bahçesinde küçük bir sığı- nak yaptırmaktadır. Bu sığınak tama- miyle fenni şartları haiz olacak, en ucuz ve emin şekilde yapılmış bulu - nacaktır. İnşaatı hayli ilerlemiş bulunan sı- ğınağın yarısı toprak içinde yarısı dışarıda görünmektedir. On beş gün sonra inşaatın bitmesini müteakip is |" tiyenler sığınağı gezebileceklerdir. Kızılay maske satışı faaliyetine devam ediyor Kızılay umumi merkezi L-'k için temin edilen gaz maskesi satış yerle- rini 17 den 19 a çıkarmıştır. Halkımız çok müsait şartlarla satılmakta olan bu maskeleri tedarik etmek için her yerde satış mahallerine ve kızılay merkezlerine baş vurmaktadırlar. Kızılay merkezlerinde taskeler i- çin birer ölçü bulundurulmaktadır. Bu ölçü gayet kolay ve pratik bir şe- kilde maskenin büyüklüğünü tayine hizmet etmektedir. Kızılay umümi merkezi küçük ço- cuklar için de gazden korunma vası - taları temin etmek üzere bulunmakta- dır, Yerli mallar pazarı kredi muamelesine fekrar başladı Sümerbank yerli mallar pazarının memurlara yapmakta olduğu kredi nisbetlerinde bazı tadilât yapılmak ü- dir. Eğer bu fiyat, eylülden önce de böyle olsaydı, bugün için mesele yoktu. Fakat sizden bu fiyatı istiyen de gayritabiiliğin farkında olarak şu sebebi ileri sürüyor : “— Yirmi gün önce beş lira isti - yen bir usta, bugün on liradan aşağı çalışmıyor!,, “Niçin çalışmıyor?” suali cevap- sız kalmaktadır. Ve anlıyorsunuz ki, bütün bu işleri yapanlar, kendi aralarında fiyatları arttırmışlardır. Bu memlekette ticaret serbest- tir ve Türkiye, bütün hüriyetleri, hakları, imkânları vatandaşlara hu- dütsuz bir serbestlikle bağışlamış olan halk idaresinin eşsiz yurdudur. Fakat bu, hiç bir zaman, emeği- ni ortada hiç bir sebep yokken di - ğer bir vatandaş veya lek imarı, halk işleri hak va menfaatle- ri zararına ihtikâr derecesine kadar yükseltmek serbestliği vermez. Bu hakikat, evelki gün mecliste Başve- kilimizin salâhiyetli lisanımdan en veciz ifadesini bulmuştur. Bizi, cezai müeyyidelerle, takyit edici hükümlerle aslâ sıkmak iste - miyen ve böyle bir kararı ancak bi- zim sebep olduğumuz kati ihtiyaç - lar karşısında alan hükümeti bun - lara mecbur etmiyelim. Normal hâ- diseleri fevkalâdeleştirerek kendi zere on gündenberi kredi müamelesi kesilmiş bulunuyordu. Evelce yapı- lan kredi nisbetleri üzerinde bazı ten- ziller yapılmış ve kredi işine yeniden başlanmıştır. Dün hiç yağış olmadı Dün şehrimizde haya öğleye kadar açık, sonraları bulutlu geçmiş; rüz- gâr şimal istikametinden saniyede 2 metre kadar hızla esmiştir. Günün en yüksek sıcaklığı 24 derece olarak kay- dedilmiştir. Yurtta Karadeniz kıyila- riyle doğu Anadoluda hava bulutlu. orta Anadoluda yer yer az bulutlu, diğer bölgelerde açık geçmiştir. 24 saat içinde yurtta hiç bir yerde yağış ştır. Doğu bölgelerinde hava durgun geçmiş, Trakya bölgesi ile Akdeniz kıyılarında rüzgârlar ce- nup; diğer bölgelerde ekseriya şimal istikametinden saniyede en çok altı metre kadar hızla esmiştir. Yurtta en yüksek sıcaklıklar Balı- menfaatlerimize göre tefsir etmeyi ahlâk dışı say lâzımdır. İyi ve iyeli vatand p ve sişp kararlarını, günlük hâdiselerin üs- tünde tutan tam insandır. te toplanacaktır. KUTAY kesirde 28, İzmir ve Malatyada 30, A- danada 31, Akhisarda 32, İskenderun ve Manisada 33, Urfada 35 derece o- larak kaydedilmiştir. 1938 - 1939 ders senesinde Muallim mekteplerinden mezun olanların tâyinleri yapıldı Maarif Vekâletinde toplanan hususi bir komisyon 1938 - 39 ders yılı hazir>n devresinde Muallim mekteplerimizin verdiği mezunları vilâyet kadroları- na dağıtmış ve genç muallimlere tayin edildikleri yerleri tebliğe başlamış- tır. Kültür hayatımızda üzerlerine şerefi nisbetinde ağır vazifeler alan ma- rif ordumuzun yeni mensuplarının isimlerini ve tayin edildikleri yerleri yazıyoruz: İstanbul Kız Öğretmen okulundan mezun olanlar Hikmet Niğdeye, Melâhat Ekmen Balı - kesire, Safiye Hataya, Emine Muzafifer İh- san Mardin'e Fatma Tüzüner Bursaya, Safinaz Zoroğlu İzmire, Muazzez Orbun Zonguldağa, Halime Nevzat Günyüz Bi- leciğe, Fetiye Sebahat Erner — Bursaya, Yüceste Şencan Giresuna, Mühibe Özgüer Antalyaya, Makbule Akansu Antaiyaya, Sabahat Mollaoğlu Orduya, Raife Berkay Çoruma, Nezihe Tokmak Çoruma, Ayşe Naciye Evrensoy İzmire, Şevkiye Erdinç Manisaya, Nüzhet Ertekin Samsuna, Ha- tice Nevin Sakman İstanbula, Zeliha Aba- cı Bursaya, Emine Eğe Bursaya Fevziye Çabuk Adanaya, Rebia Sevengin Zongul - dağa, F. Ulviye Telin İspartaya, Fahamet Elmen Aydına, Fikriye Altay Zonguldağa, Muazzez Yeşilkaya Burdura, Muazzez î) nal Edirneye, Cahide Ercan Samsuna, Ha- sibe Germiyan Samsuna, Nazmiye Artabil Zonguldağa, Didar: Süer Bursaya, Fahrün- nisa Gülerman Çanakkaleye, Emine Nuriye Tüker Kocaeliye, Mediha Başel Niğdeye, Feriha Metel Niğdeye, Fatma Saniye Ye- şilkaya Kocaeliye, Semire Doğuer Koca- eliye, Adile Işıksaçan Tekirdağa, Vasfiye Özköy Bursaya, Hatice Alarkacıoğlu Bo- luya, Melâhat Tataroğlu Zonguldağa, Na- zire Belgen Diyarbakıra, Mediha Meh - metoğlu Amasyaya, Saniye Yüzsel Bile - ciğe, Güzin Ülgür Kocaeliye, İsmet Hacer Birkay Manisaya, Emine Münevver Bü - yükölçer Eskişehire, Ayşe Nezihe Sinoba, Refia Baran İstanbula, Feriha Yalçınkaya Muğlaya, Neva Büyüktintin Konyaya, Zü- hal Yurdanur İçele, Fatma Melâhat Gürkan Sıvasa, Meveddet Günüşen Sinoba, Peri- han Öztürk Orduya, Bedriye Kutluözen Orduya, Kâmile Kaya Seyhana, Muallâ Çu- vac Kütahyaya, Meliha Gürkan Sinoba, Bedia Bora Hataya, Leman Faiz Giresuna, Sabriye Çekilden Kütahyaya, Nimet Geç Kocaeliye, Fatma Nermin Heybeli Tekir- dağa, Fatma Ahsen Kutat Bur: , Halide Kaya Çanakkaleye, Nimet Sinoplu Sam - suna, Hasibe Alpaylargil Samsuna, Saba- hat Taşan Samsuna, Nimet İlter Boluya, Hadiye Koç İstanbula, Muazzez Serikaya İstanbula, Mebruke Öztürk Samsuna, Kad- riye Gürer Kastamonuya, Safiye Akar Ça- nakkaleye, İstanbul Erkek Öğretmen Okulundan mezun olanlar Basri Okul Zonguldağa, Kâmil Göksal Mahisaya, Lâtif Bağman Afyona, Ahmet Süteyya Zonguldağa, Zekeriya İşler Zon- ğuldağa, Sabahattin Öklcm Manisaya, Meh- met Erdem Kastomonuya, Enver Ruhi Ay- dıma; Mustafa Kızılgün Aydına, Zekeriya Alkay Yozğata, Fikret Tümer Samsuna, İsmail Çaklı İspartaya, Hulüsi Sarptürk Giresuna, H, Mutlu Manisaya, A, Kemal Yeşildağ Eskişeh e, Nurettin Tahtalı Ço- ruma, Hüseyin Elmalı Çankırıya, Hasan Murtaza Trabzona, Yusuf Onacak Çankı- rıya, Azmi Boytere Ankaraya, Mehmet Sa- rıkaya Çoruma, Mehmet Yurdakul Anka- raya, Necmi İnan Afyona, Ziya Ülgen Kır- şehire, Tahir Karaman Elâzığa, Edirne Erkek Öğretmen Okulundan mezun olanlar Yusuf Çakıray Bursaya, Ali Gündüz Samsuna, Saim Bilgisunar Giresuna, İbra- him Olcayto Tekirdağa, Tahsin Yalçın To- kata, Süleyman Ösügürler Elâzığa, Mefa- hil Tosun Niğdeye, Mustafa Ergin İspar- taya, Mustafa Kemal Süzer Tekirdağa, Hayati Önal Aydına, Bünyami Gökalp Kırklareline, Niyazi Tavukoğlu Zöongul - dağa, Mehmet Emin Yamaner Zonguldağa, Ahmet Köksal Çanakkaleye, Sezai Önal Çınakkaleye_ Zeki Çakır İzmire, Halil Der- ça Köcaeliye, Hüsnü Esen ' Kocaeliye, smail Hakkı Haylan Afyona, Hayrettin Süer Bursaya, İbrahim Bozunoğlu Kütah- î("" Ridvan Akın Trabzona, Fikret Esber Nncnllyeı Mehmet Özkan Zonguldağa, s_ecmetc(n Efe Zoığ:uıdığı. Zeki Sancak smobı. Muammer Özsoy Çoruma, Kemal üner '._rekirdşğa. Necdet Güler Eskişehire, Muhittin Erdilek Amasyaya, Ali Demiralp şmılgkılen Kadir Sürün Kırklareline, brahim Karahan Antalyaya, Vasıf Kaya- kıran Muğlaya, İrfan Saran Muğlaya, Asım 'zayata Samsuna, İstilâya ve müdafaaya dair “evexı Varşova halkı, kahir isti- lâ ordularına karşı şehirlerini canla başla müdafaa ediyorlar. Günde bir kaç defa dolup dolup başlarına cehennem yağdıran tay- yareler, onların maneviyatını sars- mamıştır. İşçiler vücuda getirdikleri tabur- I_arla düşmanla çarpışmaya gidiyor- tar. Kadınlar, savaş boy"ıındı. ateş hattında çarpışan vatandaşlarına kendi elleriye yiyecek, içecek ta- şıyorlar....” Haksızlarla haklıların mücadele- sini ve bu mücadelenin d! li Uzurmalar şovalılar da şehirlerinin önünde “gayri meşru — illegal” bir müda- faaya girişerek mânâsız ve maksat- sız helâk olup gidiyorlar.” Tuhaftır hâli âlem, bilmiyen söy_ller. bileni söyler! diyeceksiniz. Fakat .burada k_on_u—. şan “bilmiyen” değildir; bildiğini değiştirendir. Saldırgan ordu, Polonya'ya maki- neleri, tayyareleri, motörleri, tank- ları ve bütün bu modern, fakat kor- n - nı yazacak olan tarihe şerefle ge- çeceğinde şüphe etmediğim Varşo- va müdafaasına dair çıkan haberler arasında yukarıki satırları okumuş- sunuzdur, Evelki akşam Berlin tadyosu da kunç iyle ne götürüyorlar? İstilâ değil mi? 1918 yılına kadar esasen istilâ al- tında eziledurmuş olan Polonya'- nın o zamanki halini, bakınız, A- merika'nın salâhiyetli muharrirle- rinden Raymond Leslie Bueli, na- vil halkı Varşova'yı müdafaaya kış- kırtıyorlar. Bu sözlere _I y ayni hâdiseden aşağı yukarı, şu — Sıl anlatıyor: lâflarla bahsediyordu: “Leh köylüsünün yoksulluğu “Polonya'daki ingiliz ajanları si- — darb ! hükmünü alı tum. Bir tencere su ile, tuzundan istifade edebilmek için, tekrar tek- rar patates kaynatırlardı. Bir köy- de çok defa sabaha kadar bir tek 1- şık yanmadığı olmuştur. Kışın sonunda ahırlarında yiye- cekleri tükenen beygirler, bahar bir an önce gelsin de kendilerini açlık ve kıtlıktan kurtarsın diye istir- hamkâr gözlerle gökyüzüne bakar ve mütevekkilâne beklerlerdi.. Malaryadan kırılan köylüler, ü- zerlerinde lJime lime çullar ve deri- ler altında birer iskelet manzarası alırlardı; ayaklarına da pabuç ye- rine ağaçlardan soyulmuş kabukları geçirirlerdi. Polonya'nın bir çok yerlerinde köylülerin, çekmiş oldukları sefa- Tet ve ıstırabın derecesini bir garp- lının hayal ve havsalası kolay ko- lay kavrayamaz. ——— gören, yanıp yıkılan memleket ol- muştur, A;- 31 yukarı, 2.000.000 bi- nası yanmış, 11.000.000 dönüme ya- kın arazisi işe yaramaz hale gel- miş, 6.000.000 dönüme yakın orma- nı harap olmuştur. Alman - Ayusturya orduları mem- leketten çekilmeden önce de 7.500 köprüyü atmış, 940 şömendöfer is- tasyonunu harap etmişlerdir. Yersiz, yurtsuz kalan mültecileri dilenci haline girmiş, çocuklar sü- rünmüş, aileleri hastalık kırıp ge- çirmiştir....” İstilâ altındaki Polonya'nın ne hale geldiğini bitaraf bir muharri- rin kaleminden dinlediniz. Polonya, 1919 danberi bütün bu unulmaz yaralarını sarmağa, eksik- lerini tamamlamağa uğraşıyordu. Şimdi yeniden onu istilâya kal- kanlar, oraya bu yeni sarılmış yara- ların üzerindeki sargıları çatır ça- tiır sökmeğe mi gidiyorlar? Bu acı hatıraları unutmıyan bir milletin saldırğana karşı silâha sa- rılması için Göte dilinde kullanıla- cak tâbir “gayrimeşru » illegal” mi- olmalıdır? Edirne Kız Öğretmen Okulundan mezun olanlar Nüzhet Güntan E&kişehire, Huriye Oğul- türk Afyona, Zehra Sayın Nigdeye, Edibe Şarayder Bursaya, Leman Ozger Tekir - dağa, Melek Burgaz Kırklareline, Güzin Utku Samsuna, Firdevs Samurkaş Eskişe - hire, Ayşe Tanır Tekirdağa, Meliha Şenel Çanakkaleye, Şemsi Sağdam Manisaya, Sa- liha Altmtaş Eskişehire, Muazzez Ersöz Tokata, Remziye Yılmaz Çanakkaleye, İsmet Özçelik Tekirdağa, Hüsniye Somer Antalyaya, Hatice Sünalp Edirneye, Meli- ha Tüzün Edirneye, Rasiha Yurdakul Kırk- lareline, Münire Tucay Zonguldağa, Mü - hibe Günay Çanakkaleye, Lümia Emil Ko- çaeliye, Fetiye Karaca Eskişehire, Feriha İzgi Bileciğe, Meserret Divga Kocaeliye, Atiye Ak — Manisaya, Mihrinas Tosyagil Manisaya, Sevdiye Akal Kırklareline, Mu- zaffer Kılcı Kırklareline, Matluübe Kipay Manisaya, Aliye Değirmenci — Manisaya, Mecide Çatalkaya Manisaya, Nuriye Tü- kel Manisaya, Cahide Kumova İzmire, İnci Özçelik İzmire, Meliha Koza Manisa- ya, Fatma Taşpulat Manisaya, Seniha E- rülgen İzmire, Mediha Erinç Çanakkale- ye, Fatma İşgüder Çanakkaleye, Melâhat Göker Çanakkaleye, Fatma — Yalçınkaya Çanakkaleye, Melek Evren Antalyaya, Sa- miye Soyer Bileciğe, Züleyha Tuğcu İs- partaya, Zehra Saygılı İspartaya, Kevser Dunulugün Edirneye, Dilber Gökçen Af- yona, Leman Soyer İstanbul, Çatalcaya, Emine Tayşılı Bileciğe, Mediha Tekceer Tekirdağa, Vecibe Bender Eskişehire, Belkız Aytalan Amasyaya, Sacide Yüksel İstanbula, Mihriban Ersöz Kocaeliye, Şük- ran Akyel Afyona, Cahide Özçakmak Ça- nakkaleye, Mürüvvet Tibet Bursaya, Enise Ümit İzmire Fazilet Varol İstanbula, Saz ime Akalın Tekirdağa, Seniha Sırdaş Ba- hkesire, Meliha Erkut Balıkesire, Zehra Sevim Kırklareline, Cansel Selimoğlu İs-r tanbula. Konya Kız Öğretmen Okulundan mezun olanlar Feriha Türker İgocle. Şefika Erkmen Kocaeliye, Fahriye Özbay Amasyaya, Ha- cer Ergüneş Amasyaya, Zarife Alkan Af. yona, Hayriye Akçetin Afyona, Leman Ya- vuzcan İçele, Mürvet Okay Çankırıya, Münevver Özgür Çankırıya,Fetiye Muzaf- fer Gülhan Manisaya, Vasfiye Birant Kon- yaya, Hikmet Özdoğan Çoruma, Melâhat Ulusoy Afyona, Betül Karazsağın Niğde- | ye, Hikmet Ekmekçi Kayseriye, Kifayet Akkirpik Gaziantepe, Sadiye Günalp Ur - faya, Nedime Adyakmaz Sivasa, Naciye Ünlüer Seyhana, Nimet Erim Niğdeye, Melâhat Fatma Niğdeye, Nermin ğztürk İçele, Aliye Şangallı Malatyaya, Mediha Uraş Zonguldağa, Meliha Uğraş Zongul- dağa, Fehime Soylu İspartaya, Aliye Ta- las A“klfğyâ. Emine Memnune Şahin Niğ- deye, Hatice Hayati Ezen İspartaya, Ne- zihe Aniker Balıkesire, Ayşe Muzaffer Gökçek Boluya, Nimet Olcay Seyhana, Mukaddes Erdem Konyaya, Saadet Özkan Malatyaya, Sabiha Özark Kayseriye, Me; diha Özbezeyen Denizliye Saibe Uğurlu Kocaeliye, Cihan Tekay Konyaya, Bursa Kız Öğretmen Okulundan mezun olanlar Ayhın_Belıen Diyarbakıra, Behice A- lay Manisaya, Hatice Şentürk Trabzona, Fatma Aysel Aklan Zonguldağa, Hatice Melâhat Acundaş Sinoba, Melâhat Odabaşı Karsa, Cavide Elitez Manisaya, Sabahat Gürbüzer Bursaya, Perihan Turan Orduya, Manife Feriha Ertuyun Tekirdağa, İs - met Tezel Kırklareline, Ayşe Sacide Erbil Aydına, Şadiye Solmaz Afyona, Necmiye Alptekin Bursaya, Feriha Beştepe Anka- raya, Nazire Baksi Ankaraya, Havva Ba- bacan Trabzona, Nazire Semahat Özel Antalyaya, Zeliha Esmersoy Çanakkaleye, I'Çıdrıye İlgaz Kocaeliye, Hasibe Erdin Sinoba, Hikmet Kalaç Kayseriye, Fatmma Ferhunde Marmara Balıkesire, Redde Yıl- dız Erdem Mardine. « İzmir Kız Öğretmen Okulundan mezun olanlar Seniha Salk Maraşa, Muzaffer Sancak Kayseriye, Hatice Saadet Bursaya, Lütfiye Sarçın İzmire, Servet Koç Erzincana, Ha- tice Ata Orduya, Saniye Kıbrıslı Muğlaya, Nazife Coşkuntunca Manisaya, Seniha Ay- dına, Ayşe Nuraç Çanakkaleye, 'Şeküge Saltuk Bursaya, Emine Palantekin Çan - kırıya, Sabiha Yalçıntaş İzmire, Necibe oleıy Muğlaya, Didar Birol Denizliye, Türkân Güney Seyhana, Refika Ocalı İz- mire, Hatice Ok Çankırıya, Fatma Hayri- ye Haylı Aydına, Nezile Topçuoğlu İz - mire, Melâhat Peker Antalyaya, Melek E- rez İzmire, Türkân Önülter Aydına, Semi- ye Önülter Aydına, Ayşe Pekcan İçele, Cenan Doryar İzmire, Kadriye Güner Ço- ruma, Hatice İrfan İncetepe Muğlaya, Sa- ime Eryılmaz İzmire, Refet Şahin Ay - dm_a. Belkıs Altunsaç Denizliye, Mihriban Erülgen İzmire, Ayşe Saadet Ötügen İs- partaya, Zübeyde Tanil Aydıma, Muhsine Burdura, Ayşe Günaral İspartaya, Muzaf- fer Akarsu Giresuna, Halime Sabahat Se han Seyhana, Melâhat Atalay Samsu LE Leman B'ırğıı Manisaya, Hediye Karabh-. c:.ıkchnıılıyı. Fatma Nimet Ercebe | &- nizliye, (Sonu yarın) İstanbul'la Akdeniz limanları arasında seferler İstanbul, 13 (Telefonla) — Bir med dettenberi Akdeniz limanlariyle İ - tanbul arasında kesilen vapur seferıc- ri bugün resmen başlamış bulurnmaz- tadır. Bugün Kapoormo adlı ilk itaı- yan vapuru İstanbul limanına gelm - tir. nı balg.ş_ız yere zorlayanların hare- & l1 verilebilir? Bd