29 Ağustos 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Na 939 POLİTİKA ÂLEMİ Harpten değil harbin mesuliyetinden korku Harp için lâzımgelen bütün un- surlar tamamdır. Seferberlik, san- sür, hudutların kapanması, iaşenin vesikaya binmesi, tahşidat, tren- lerim işlememesi, ecnebi tebaala- rın mukabil taraf topraklarını terk etmesi ve saire ve saire. Eksik olan bir tek şey var: ültimatom ve harp! Emellerine kavuşmak için her teh- likeyi ve hattâ o müthiş harp faci- asını bile gözlerine alanlar ancak bir tek şeyden çekiniyorlar: harbin Mmesuliyeti. Cebir ve şiddet politika- cılarının bile korktukları yegâne nokta budur. ; Dün gelen haberlere bakılırsa, iyi niyet ve aynı zamanda nüfuz sahibi insanların yaptıkları bütün Yatıştırma ve uzlaşma teşebbüsleri akim kalmıştır. Ruzvelt'in, Kanada başvekilinin alman devlet reisine gönderdikleri mesajlardan sonra, fransız başvekili Daladiye'nin yap- tığı teşebbüs kati ret cevabiyle kar- şılanmıştır. Hitler'in, — Fransa'nın Berlin büyük elçisi. M. Coulondre Vasıtasiyle fransız başvekiline gön- derdiği cevap, aşağı yukarı şu şe - kilde hülâsa edilebilir: “Polonya ile anlaşmak mümkündür. Fakat eğer hgiltere ve Fransa hükümetleri Polonya'ya Danzig'i ve Koridor'u Almanya'ya vermesi için bir tavsi- yede bulunurlar ve Polonya da bu- hu kabul ederse...,, Hitler bu sefer Danzig serbest şehri yanında bir başka meseleyi daha ortaya atmıştır. Koridor! Bu Suretle Almanya, “milletlerin kendi Mmukadderatını kendi tayin etmele- ri,, ne dair ileri sürdüğü prensipi çekoılovnkyı'dın sonra ikinci bir 'ğeh daha bozmak kararında oldu- 8unu açıkça ilân etmiş bulunuyor. , Koridor nedir? Koridor, Dan- Zig'le Almanya arasında bulunan Ve Pomorze, yani “deniz kenarı Memleketi,, namiyle anılan yerdir. 1921 de yapılan istatistiklere naza- Yran burada 758.000 polonyalıya Mukabil 175.000 alman vardır. Po- Morze mıntakasının tarihi tetkik e- dilecek olursa, burasının, kısa istilâ evreleri müstesna olmak üzere hiç ir uzun üddet al | Tın elinde bulunduğu — görülmemiş- Almanya'nın Koridor'u istemek- le takip ettiği gaye meydandadır. Asıl Almanya'yı, Koridor ve Dan- ZIğ vasıtasiyle şarki Prusya'ya bağ- “f"ılı İngiltere ve Fransa'ya izafe Efiıleu çemberleme siyasetini kendi- si Polonya'da tatbik ederek Lehis- tan'a bütün Baltık denizini kapa- Maktır. Peki, Koridor ve Danzig Alman- Ya'ya verilirse, ihtiras burada bite- cek mi? Daha Polonya ile halledi - lecek birçok meseleleri vardır: bir ::nesi de meselâ, yukarı Silezya'- ir. Daha Danzig meselesi açık bir Sürette meydana konmadan evel, alman gazeteleri yukarı Silezya akkında neşriyata başlamışlar, ve *ğer “bu mıntaka Almanya'nın e- linde bulunsaydı, biz bu kadar kö- Mür sıkımtısı çekmezdik!,, diye Manşetler koymuşlardı. Maksat a - Çlıktır: Almanya'nın istediği yukarı Silezya'daki 30 milyon ton kömür değildir; maksat, Polonya'yı parça- amak ve 1914 hudutlarıma kadar &gidip onu kendi arzusuna râmettik- f_"l sonra Varşova — hükümetini muhtar Slovakya,, şekline sok- Daktır. Evelce h ezeli “_İırak ilân olunan Nasyonal Sosya- ga DÜNYA HABERLERİ Franko İspanya'yı delice maceralara atmıyor Avrupa buhranı karşısında İspanya hiç bir tedbir. almadı Madrid, 28 a.a. — Havas: İspanya'nın Avrupa buhranı karşısında- ki vaziyeti hakkında siyasi mahfillerde General Franko'nun beynelmi- lel münasebetlerde yeni bir siyaset, yani İspanya'nın yegâne gayesi o - lan imar ve ihya işlerine müsait bir muhit ihdasına medar olacak bir bitaraflık siyaseti takip etmek ar - zusunda olduğuna delâlet eden ilk nişanenin görülmüş olduğu be- yan edilmektedir. Filvaki, İspanya'nın, zabitanın me- zuniyetlerinin ilgası tedbiri müstes - na olmak üzere hususi askeri hiç bir tedbir ittihaz etmemiş olan yegâne memleket olduğu görülmüştür. Bun - dan başka general Frankonun geçen- lerde irat etmiş olduğu bir nutukta memleketi “Delicesine maceralara at- mak,, niyetinde olmadığını müteaddit defalar söylemiş olduğu tebyin edil - miştir. İspanya ve mihver devletleri İspanyanın iki mihver — devletine karşı beslemesi muhtemel olan şük - ran hislerine ve bu hisler dolayısiyle o iki devlete karşı olan teahhütlerine gelince, iyi malümat — almakta olan mahfillerde Almanyanın İspanyaya şarta mutlâk olarak yardımda bulun- muş ve İspanyanın bu yardımı tedrici surette zirai ve madeni mahsulât ita etmek suüretinde ödemiş olduğu tas - rih edilmektedir. Bu bapta menfaat hissinden çok âri ve ideolojik olan italyan yardımı ile alman yardımı a- rasında bir fark bulunduğu tebarüz et- tirilmektedir. İspanya Almanyaya karşı bürudet hissediyor Nihayet, iyi malümat almakta olarf mahfiller, mamafi son derece gizli olarak, alman - sovyet misakının im - zası keyfiyetinin İspanyada iyi bir TESİK içla Cuti Vayuğu CuÜÜmüyer- le kaydedilmektedir. Almanlara kar- şı bürudet hissedilmek lduği gösteren bir takım âlaim vardır. Bu meyanda bilhassa hariciye nazırı ge- neral Bugbederin Fransa, Amerika ve Polonya büyük elçileriyle, Romanya, Macaristan ve Belçika orta elçilerini kabul etmiş olduğu halde alman bü- yük elçisi ile hiç bir mülâkatta bulun- mamış olması keyfiyeti ileri sürül- mektedir. Bı'tar'aflığm iki sebebi Bundan başka “Kuvet, neşeden do- ğar,, teşkilâtında yapılan kabul me- rasiminin hararetten âri olduğu ve bu teşkilât mensupları sekiz gündenberi İspanyada bulundukları halde başlıca hükümet erkânı tarafından kabul e - dilmemiş oldukları dikkate şayan gö- rülmeRtedir. Hülâsa, ispanyol şefinin itirazlı ve ihtiyatlı hareket hattı se- bebiyle kati beyanatta bulunmayaca- ğı siyasi mahfillerin mütaleaları cüm lesindendir. İspanyol şefi, ihtiyar et - miş olduğu sükütu ihlale icbar edil- diği takdirde mutlâk bitaraflığını i - lân edecektir. Bu bitaraflık, iki kay - gudan mülhemdir : 1 — İspanyanın imarı işini iyi bir neticeye İsal etmek, 2 —Alman - sovyet itilâfı. Fransız - İngiliz askeri heyetleri İngilterede Londra, 28 a.a. — General Doumenc ile fransız askeri heyeti âzası Mos - kovadan avdet ve sabahleyin Heston tayyare meydanına muvasalât etmiş- lerdir. General, Parise dönmek üzere derhal Croydon tayyare meydanında tayyareye binecektir. Paris'te Paris, 28 a.a. — B. Daladiye, Mos - kovadan dönmüş olan general Dou - menc'i kabul etmiştir. ratorun nezdine giderek kabinenin, Siyasi mahfillerin kanatine göre, ka binenin istifası, alman - rus paktı ü - zerinde değişen Avrupa vaziyetinin tabif bir neticesidir. Yeni kabinenin nasıl kurulacağı hak kında tahminlerde bulunan Domei a- jansı, hariciye nezaretine Japonya' - nın şimdiki Londra büyük elçisi Şige- mitsnun getirilmesi ihtimalinden bah- seylemektedir. —Maliye — nazaretine de japon bankası umumi müdür mua - vini Tsuşina tayin olunacaktır. Baron Hiranuma'nın beyanatı Tokyo, 28 a.a. — Hiranuma, kabine- nin istifanamesini imparatora takdim ettikten sonra beyanatta bulunarak demiştir ki : “— İmparatorun emri ile kabineyi 3* *s *3'— -— nAdanheri amın ar- zularını yerine getirmek ve arkadaş - larım ile birlikte, Çind'eki askeri ha- reketlerin hedefe ulaşması ve şarki Asya'da yeni bir nizam teesssüs ede - bilmesi için Japonya'nın karşılaştı - ğı güçlükleri yenmek azmiyle elim - den geleni yaptım. Harici siyaset ah- lâk prensiplerine dayanılarak ve esas hedef dünya sulhuna hizmet olmak üzere takip edilmiştir. Arasıra impa- tora arzedilen Avrupa siyasetimiz bu prensibe istinat ettirilmiştir. Yeni ih- tilâflarla alman - sovyet ademi teca - vüz paktı neticesinde Avrupa'da hâ - dis olan garip vaziyet Japonya'yı, ha- zırlanmış olan harici siyaset formülü- nü tamamiyle yeni bir harici siyaset formülü bulmıya sevketmiştir. Bu buhran devresini geçirmek üzere da - hili siyaset unsurlarında yapılacak is- lâhat ile harici siyasette vukubulacak değişikliğin siyasi vaziyette bir tebed dül ve halkın hissiyatında bir tahav - vül husule gelmesini istilzam etmek - te olduğuna kuvetle kaniim. Bundan dolayıdır ki, bu sabah kabinenin isti - fasını imparatora takdim ettim.,, Almanya Çin'e Jelmî el atıyor? Londra, 28 a.a. — Alman - Sovyet paktı ile uzak şark vaziyeti arasında izmin “Mein Kampf” kad des kitabındaki şimdiye kadar vâ- zedilen bütün akideler bu maksat- la inkâr edilmiş, komünizmle bu Maksatla, yani Polonya cephesinde :el'best kalabilmek için anlaşılmış - lr, e Almanya'da yeni bir iddianın, *ugün bitaraflığı garanti olunan Bel ç'.ku'aıki Eupen - Malmedy'yi, Da- himarka'daki Şlezvig - Holstein'i Stemiyeceğini kim temin edebilir? 'ayeye “vasıl olabilmek için” ken- di akidelerinden bile fedakârlık Yapabilenlerin, imzalarını ve ga- Fantilerini tutacağına — inanmak Mümkün müdür? Alman devlet reisinin Daladiye- Ye verdiği cevap çok elâstikidir. E- '€r Almanya'ya:Danzig ve Koridor Verilmiş olsa, cihan sulhu yirmi beş Sene devam edermiş. 1914 ten İ 'ı_939 a kadar olan müddet zaten Yirmi beş senedir. Demek ki bu Müddet geçtiğine göre, Almanya Yeni bir hudutta değilse de uzak- B"da yeni bir istekte bulunabilir. U istek belki de sömürgeler, belki * daha geniş bir orta Avrupa he - zelılnııyuııdır. Fakat şimdi tutulan usul başka- ::;ı'“' istediğini koparabil. ı_ A M de harbin mesuliyetini üzerin- Vakı hari mesuliyetini başkalarına yükliyebil- mek için elde birçok vasıta vardır: Göring'in gazeteleri, Göbels'in ga - zeteleri ve propagandası! Fakat a- sıl büyük tehlike tarihin karşısına temiz çıkmaktadır. İnsanların ha- yatı kısa, milletlerin ve tarihin ha- yatı ise ebedidir. Şimdi ne olacak? Bunu kestir- mek zor değildir. Fakat insanın ne kalemi, ne dili evelden keşfedilmiş de olsa bir facia hakkında hüküm yürütmeğe yaklaşamıyor. Vaziyet şu: dün akşam ingiliz kabinesi tarafından, Berlin büyük * | yle bir olup olmadığını araştı ran “Fi ial Times” gazetesi diyor Wi -& “ Sovyetler birliğinin Almanyaya yaklaşması Japonyaya gerek ticaret, gerekse siyaset bakımından büyük korkular tevlit edecektir. Japonyanın Çindeki iktısadi menfaatleri şimdi doğrudan doğruya tehdit edilmekte- dir. Bir taraftan Sovyetler Birliğinin elleri Çinde serbest kalacak, diğer ta- raftan Almanya ağlebiihtimal Sovyet ler birliğinin yardımiyle Çin ticare - tinin mümkün olduğu kadar büyük bir kısmını ele geçirmeğe ve Çin'in fevkalâde münbit topraklariyle top- rak altındaki zenginlikleri işletmesi için bu lek malzeme vermek elçisi Nevil Henderson Berlin'e son bir imkân daha verildi. Daladiye'nin insani teşebbüslerini kategorik bir şekilde reddeden nas- yonal sosyalizm politikasıdır. Gebe kadınlara, süt çocuklarma bile ec- zacı dozlariyle gıda vermeğe, yani kendi milletine bile acımamağa başladıktan sonra bu teklife razı o- lur mu? İki milyon alman bırakılamaz diyorlar, fakat bu tarafta 85 milyon alman ıstırap içinde kıvranmakta- dır. Ve bir harp çıkarsa kaç mil- yon alman ve kaç milyon insan top- rakla bir olacaktır. Ve Al suretiyle âzami menfaat temin etme- ğe gayret edecektir. Esasen “Almanya ile Japonyanın antikomintern ismi verilen müşareketinde bir fevkalâde- lik vardı. Çünkü Almanya Japonya ile beraber olduğunu söylediği halde Çinde bu memlekete karşı amansız bir ticaret harbi açmıştı. Yeni kabineyi general Abe kuracak Tökyo, 28 a.a. — General Abe, yeni kabineyi teşkil etmek vazifesini kabul etmiş ve görüşmelerine başl, r Nazırlar listesi bir de “neşeden kuvet doğar!,, teş- kilâtının beşiğidir.! Hiranuma kabinesi dün istifasını verdi Hariciye Nazırlığına Japonyanın Londra sefirinin gelmesi muhtemel Almanya Çin'e de el afacakmış! Tokyo, 28 a.a. — Hiranuma k.»inesi istifa etmiştir: Başvekil impa- müşterek istifalarını vermiş ve im- parator bu istifayı kabul ile yeni kabinenin teşekkülüne kadar eski ka- bineyi işlere bakmıya vekâleten memur eylemiştir. Gazeteler, hariciye nezareti için, bilhassa Londra büyük elçisi B. Şige- mitsu ile halen Paris büyük elçisi bu- lunan sabık hariciye nazırı B. Sato- nun isimlerini zikreylemektedir. Japonya'nın alman - sovyet paktına gireceği şüpheli Tokyo, 28 a.a. — Domei ajansı bil- diriyor: İyi haber alan japon mahfil- lerinin fikrine göre, Japonya ile Sov- yetler birliği arasında muallakta bu- lunan meseleleri sulh yolu ile hallet- mek için bir çare olarak iki memleket arasında muhtemel bir yaklaşma vu - kua geleceği hakkında alman - sovyet menbalarından verilen haberler, Al- manyanın kendi dahili propagandasi ve İngiltereye karşı tahrikâtı için çı- karılan haberlerdir. İsalyanın da sevyet - alman paktına iştirâk etmesi ihtimallerini teyit eden ve aynı alman - sovyet menbaından verilen haberler de, bilhassa İtalya - nın Tokyo büyük elçisinin, İtalyanın Japonya ile iyi münasebetlerinin inki- şafta devamını arzusu hakkında B. Aritaya teminat vermesinden sonra, şüpheli telâkki olunmaktadır. Yüksek Sovyet meclisi dün toplandı Moskova, 28 a.a. — Yüksek sovyetin fevkalâde toplantısına bugün öğle ü- zeri birlik sovyetinin kısa bir içtimaı ile başlanmıştır. Tasvip olunan ruznamede üç mad- de vardır: 1. — Ziraat vergisi kanun projesi, 2. — Umumi mecburi askeri hizmet kanun projesi, 3. — Alman - Sovyet ademi tecavüz paktının tasvibi hakkındaki kanun projesi, ABirlık sövyetinin toplantısında, ez- cümle Molotoy, Kalinin ve Kaganoviç de bulunmuştur. M.illiyetler soövyeti de öğleden son- ra bir toplantı yapmış ve aynı zaman- da ruznameyi kabul etmiştir. İki meclis, müşterek bir toplantı yapacaktır,. Pakt hakkındaki kanunun müzakereleri geri kaldı Mokova, 28 a.a. — Yüksek sovyet, alman - sovyet ademi tecavüz paktını tasvip eden kanun projesini, ziraat vergisi kanun projesi ile yeni askerlik !:a.nı:ı.nu Projesinden sonra, yani ancak ıl.u üç gün sonra müzakere edilecek- tir. —— İzmir'de memnu mıntıkada gezen şahıslar yakalandı İzmir, 28 (Telefonla) — İnciral- tında memnu mıntakanın karşısına kayıkla gelip fotoğraf çeken italyan Narik, türk tebaasından boyacı Kris- tiyan ve çiçekçi Jorj yakalandılar. Makineleri müsadere edildi ve kendi leri sorguya çekildi. Yapılan tahkikat neticesinde iki kadın artistle birlikte gezerlerken yalnız şahsi fotoğraf çek tikleri anlaşıldı. Ancak memnu mın - yarın iı;ıpırı;ora arzedileceği kuvetle tahmin edilmek- tedir. takada gezdikleri için adliyeye sevk olımdular; n ( BÜ NK İSTANBUL HABER Trakya sahibi Türkiye'den Bulgarlara komşu nasihati Hasan Kumçayı, başına yukarıdaki sa- tırı büyük bir manşet halinde geçirmiş olduğu bu yazısında bu buhranlı za - manlarda Bulgaristandan dikkate değer bazı haberler gelmekte olduğunu, bul - gar gazetelerinin Akdeniz mahreci ol - mak üzere ileri sürdükleri — Dedeağaç dâvasının adını şimdi de mutlâk bir (Trakya) şekline çevirmiş olduklarını yazdıktan sonra “İçimize bir bulgar hu- sumetinin ateşini düşürmesinir, Bulga- ristanın menafii tahriklere kapılmakta değil, kmşulariyle dost geçinmektedir,, ' AKŞAM En emin Balkan memleketi (Dikkatler) sütunu muharriri, balkan- Lrların, “Hükmetmek için tefrikaya uğ- ratmak,, oyununa gelmemeleri ve bütün fırka dâvalarını ünutup âfet gününde milletçe elbirliği eden büyük millet - lerden ibret almaları lâzım geldiğini ha- tırlatıyor ve diyor ki: “Coğrafi nokta- dan tehlikeye en uzak, kendini koruma- ya en ehil ve kadir Türkiyedir, buna rağ- men bu fikir ve tavsiyeler gene Türki- yeden çıkıyor. Diğer balkanlılar, bal- kan vahdeti idealine bizden ziyade dört elle sarılmak mecburiyetindedirler..,, Türk milletinin vakur manzarası Vâ-Nü, (Akşamdan akşama) sütunun- da, bazı devletlerin patırdılı vaziyetine karşı tarafın da aynı şkilde tedbirler al- masına sebebiyet verdiğini söyliyerek *“Türk milleti bu imtihanda da asabının ne kuvetli olduğunu gösterdi,, diyor ve ilâve ediyor “Keptanın, ileriyi gören gözü ufuklarda, dümencinin titremiyen eli dümende, herkes işinin başında, türk milleti, sükün ve itidaliyle diğer mil - letler arasında teferrüt etti.,, YENİ SABAH Demokrasilerin kuveti Hüseyin Cahit Yalçın, bu serlevha altındaki başmakalesinde, silâh harbi henüz başlamadığını, fakat ondan evel ikir ve maneviyat sahasında tarihin en büyük fikir ve maneviyat sahasında ta- rihin en büyük muharebelerinden biri - rinin, demokrasilerin muazzam ve kati bir zaferiyle neticelendiğini söyliyerek Berlin ve Roma ile Moskova arasın- da yapılan anlaşmadan sonra tefekkür ve felsefe artık ne nazilik ne f lik ve ne de komünizmin ayakta dura e sine imkân kalmadığını ve demokrasi aleyhindeki ideoloji şeflerinin birer si- yaset hokkâbazından başka bir şey ol - madıkları meydana çıktığını ilâve edi - yor. İnönü'nün von Papen'e vermiş olduğu cevap |-Dün gece Paris radyosunun şu hava- disi verdiğini kaydediyor: “Alman büyük elçisi Fon Papen'in Türkiye Reisicüm- huru İsmet İnönü nezdinde yapmış ol - Gazeteleri ——— aa. Matbuat servisi duğu teşebbüs muvaffakiyetsizlikle so- na ermiştir. . Türkiye Reisicümhuru, Türkiyenin İngiltere ve Fransa ile yap- mış olduğu ittifaklara sadık kalacağını kati bir lisanla söylemiştir.,, CUMHURİYET Yugoslavya'da milli birlik Yunuüs Nadi, başmakalesinde, bugün- lerde vukubulan ve fevkalâde bir hâdi- se teşkil eden yugoslav birliğini bahis mevzuu ediyor ve hırvatlarla slovenler arasındaki geçimsizliğin tarihçesini yap- tıktan sonra, bu son birleşmenin Yu - goslavyanın milli birliği ve istiklâl ba- kımından en makul hareket olduğunu söylüyor ve şimdiye kadar Yugoslavya- nın ihtiyatkâr ve herkesle dost şekilde hareketlerde bulunmasının milli birlik- ten mahrumiyetinden dolayı mazür gör- mek lâzım geldiğini ilâve ile “Her hal« de Yugoslavya milli birliğini tesis et - mekle günün emrettiği en büyük vazife- yi yapmıştır,, diyor. TAN İkinci bir Münih, harbin önünü alamaz M. Zekeriya Sertel, bu başmakalede, Hitlerin İngiltereye gönderdiği mesa - jı, garp devletlerinin kati ve âzimkâr hareketi karşısında ilk ricat olarak tav- sif ediyor ve bu mesajda istenilen mü- zakerelerin iki taraflı ikinci bir Münihe mi götüreceğini yoksa bütün —Avrupa meselelerini esasından halleden bir sulh münasınamı oturtacağını — araştırdıktan sonra Hitlerin dâvaları Danzigden ibaret olmayıp çok daha geniş olduğundan i- kinci bir Münihin bu dâvaları halletmiye- ceğini, bütün Avrupa meselelerini tet- kik edecek bir konferans toplarım.sı lâ- zım geldiğini söylüyor. Londra radyosunun bir yoruşu Londra radyosunun, Türkiyede de ih- tiyat sınıfların silâh altına çağrılacağı- na dair verdiği haberi kaydederek bu- nun oranın bir tahmini mi, yoksa heye- canlı havadis yetiştirmek merakma ya- pılan bir yabancı gazete — muharririnin bildirişi mi olduğunu soruyor ve hükü- metin dünkü resmi tebliği buna kâfi bir cevap teşkil ettiğini söyledikten son- ra “Tam vaktinde ingilizlerle bir anlaş- ma imzalamak suretiyle siyasi basireti- nin kemalini göstermiş olan hükümet iş başındadır. Yurdun selâmet ve müda - faası' neyi icap ederse onu yapacaktır,, diyor. Vakit gazetesinden Fransızca İstanbul gazetesinden ik - tibasen yazıldığına göre, (Deyli Ekspres) in Neyyork muhabiri, Berlinden, sov - yet - alman ademitecavüz paktına bağ- h gizli protokolun metnini öğrenmiş - tir : 1 — Çine iktisadi ve askeri yayılma ile mücadele için uzak şarkta sovyet Rusyaya hareket serbestisi, 2 — Nüfuüz mıntakası taksimi, Alman nüfuz mıntakası: Macaristan, Romanya, Yugoslavya, Yunanistan, Tür- kiye, Bulgaristan. Sovyet nüfuz mıntakası: Baltık dev- letleri, 3 — Polonyanın parçalanması, Rusya, quonya Ukranyasını alacaktır. yonda Genel Kurmay Yarbaşkanı müdürü tarafından karşılanmıştır. Misafirlerimize bir askeri kita ihti- ram resmini ifa eylemiş ve muzika Mısır ve Türk milli marşlarını çal - mıştir. Ziyaretler Mısir askeri heyeti reisi tümgene - ral Hüsnü Ezzeydi pagz' saat on birde genel kurmay başkanı mareşal Fevzi Çakmağı, müteakiben asbaşkan örge - neral Asım Gündüz'ü hariciye vekili Şükrü Saraçoğlunu, milli müdafaa vekili Naci Tınaz'ı ziyaret etmiş ve Ankara valisine kart bırakmıştır. Âbideye çelenk konuldu Mısır askeri heyeti saat 12.10 da U- lus meydanında zafer Mısır askeri heyeti dün şehrimize geldi Heyet dün törenle Zafer abidesine bir çelenk koydu Mısır askeri heyeti'âzaları bir arada İstanbul'da bulunmakta olan Mısır Askeri Heyeti bu sabah 9.10 da Anadolu ekspresine bağlı hususi bir vagonla şehrimize gelmiş ve istas- Tümgeneral Veysel Ününvar, An- kara mevki ve merkez komutanları, Genel Kurmay istihbaret şubesi Mısır türk marşlarını çalmıştır, Çelenk koymasını müteakip gene - ral Hüsnü Ezzeydi paşa merasimde bulunan askeri kitayı teftiş eylemiş - tir. / (ak) Maske fabrikasında Mısır Askeri Heyeti Reisi Tümge- neral Hüsnü Ezzeydi Paşa refakatin- de mihmandarları olduğu halde öğle- den sonra gaz maskesi fabrikalasını ve Çubuk barajını gezmiştir, Mısır Askeri Heyeti şerefine dün akşam şehir lokantasında Büyük Er- kânı Harbiye ikinci reisi Orgeneral Asım Gündüz tarafından bir ziyafet AT el ge dti . li Üü bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: