Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
-€ephenin kendisine bırakmak- 15.8-1939 Mütareke değil, sülh! (Başı I. inci sayfada) nat eden hudutsuz bir genişleme mistiği imdada yetişti. Kışlalar Yeni dinin mâbetleri hâline gel- di. Milletler, maddi manevi, u - zun bir riyazete mahküm oldu- ar. Ne zaman, nasıl ve nerede biteceği malüm olmıyan bir feth'in rüyası, bu ıstıraplı haya- tın tek tesellisini teşkil ediyor. Fakat ümit ve teselli de beslen- Mmek ister. Her gün bir kale sar- Mmak, ya bir burç düşürmek, ya- hut meçhul bir istikamette hare- ket hazırlığı yapmak Jâzımdır. Tabit olmıyan ve bilhassa da- imi mahrumiyeti gerektiren u- suller başka türlü müdafaa edi - lemez. Normal bir rejimde, ikti- dar partisine uzun müddet itibar temin edeceğine şüphe olmıyan Habeşistan gibi bir kazanç, fa- $izmi kaç gün doyurabildi? Ar- navutluk'un hazmı kaç gün sür- dü? Kayserlerin rüyasına bile girmiyen büyük ittihat, nasyonal * sosyalizmin ihtirasını ne kadar dindirebildi? Geçen gün Roma'- da intişar eden nimresmi gazete- nin, harp tehlikesini önlemek i- çin, demokrasileri yeni teklif ve tavizlerde bulunmağa davet e- den son yazısı, eğer bu misaller olmasaydı, yeni bir münakaşa vesilesi olabilirdi. Fakat demok- rasilerin mesul adamları, kaç defa, italyan ve alman şehirleri- ne teklifler ve tavizler götürdü- ler? Hattâ, onların teklif ve ta- vizlerinin dışında, iki rejimin emrivakilerini kaç defa kabul ettiler? Karşı taraf atalette mi, emrivakile almak, karşı taraf harekette ve kararda mı, müza- kere ile almak, fakat mütemadi- yen almak! Ve bunun için de harp tehlikesini vesile olarak kullanmak! — —— — Bir tehlike, vermekle bitmez! Her tarafta milli sulh faaliyetle- rini az çok tatil ettiren bü tehli- Ütün neticeleri ile kabul etmek, ve devamlı bir hal tarzının ara- nıp bulunmak külfetini totaliter tan ibarettir. İlk sabırsızlanan - lar, derin mahrumiyet hayatın - dan bir an evel kurtulmak ihti- Yacını hisseden milletler olacak- tır. Tecavüz siyasetinin muvaf- fak olacağı hakkında yeni delil- ler vererek, bu sabırsızlığın önü- ne geçilmesine mani olmak lâ- zımdır. Anlaşmak, fakat ne bir gün, ne de bir hâdise için! Bir istikrar nizamının şartları ve i- nancaları münakaşa edilmiyen yeni bir masabaşı, tekrar o taraf- ta cüreti, bu tarafta ataleti teş - vik etmekten gayri bir işe yara- maz. ÂAvrupa'nın bir mütareke değil, bir sulh rejimine ihtiyacı Vvar, Falih Rıfkı ATAY Luvr'dan aşırılan “Lâkayt ,, tablosu bulundu Paris, 14 a.a. — Boguslavski ismin- de genç bir parisli ressam, öğleden sonra koltuğunda bir paket ile, adli- ye sarayına gitmiş ve getirdiği tablo- nun 11 haziranda Löouvres müzesin - den çalınan Watteau'nun meşhur “Lâkayt,, tablosu olduğunu söyliye- rek adliyeye teslim olmuştur. Genç ressam, verdiği ifadede, bu şaheser tablo üzerinde müteâddit de- fa yapılan restorasyonlardan mütees- sir olarak tabloyu üstadın fırçasından çıktığı hale irca için Louvres'dan al- dığını ve bugün yerine konmak üzere geri getirdiğini söylemiştir. Tablo eksperlere gösterilmiş ve fil- hakika “11 haziranda Louvres müze- sinden çalınan “Lâkayt” tablosu ol- duğu tahakkuk etmiştir. Polonya'da toplanan Alman teşekkülleri Varşova, 14 a.a. — Poznan makamları, statülerine muhalif faaliyetlerde bu- lunduklarından dolayı, bir seri alman teşekküllerini tasfiye etmiştir. Bun - lar arasında,ezcümle, alman halk kü - tüphanesi ile alman mesleki teavun cemiyeti bulunmaktadır. CEPHENİN MUHTELİF NOKTALARINDA Çinliler mukabil taarruza geçtiler Bir çok şehirler geri alındı Japonlar bozg Hong-kong- 14 a.a. — Çekiai a kov ve Tiençin - Pukov şimendifer hatları uzunluğ_und.ı ’l_:rulunın Çin kuvetleri şiddetle mukabil taarruza geçerek Tiençin'in cenu- bundaki japon kıtalarını büyük bir hezimete uğratmışlfırdır. Şim- di müdafaa noktaları arıyan japonları takip etmektedirler. Diğer cihetten Yangtze nehrinin cenubunda tahaşşüt eden 15.000 Çin askeri birkaç gündenberi Mongham ile Taihu arasında bulunan düşman kıtalarına taarruz ederek üç şehri is- tirdat etmeğe muvaffak olmuşlardır. Hupeh - Honan hududüunda faali - yette bulunan merkezi Çin ordusu Tung-pe ile Sinyang arasında düşma- na şiddetle taarruz etmiştir. Mukave- met edemiyeceğini anlıyan ve tama - miyle mahvolmaktan korkan düşman, şark istikametinde 20 kilometre ricat etmiştir. Bu mıntakada japonlar, sahada çok miktarda ölü ve cephane bırakmışlar- dır. Şansi'deki mukabil taarruz Chungking, 14 a:a. — Cekiai ajansı bildiriyor: Şansi'nin cenubu şarkisin- de bulunan Çin kuvetleri düşman mev zilerine karşı umumi bir taarruza geç- mişlerdir. Süngü süngüye üç saat de- vam eden bir çarpışmadan sonra ja- ponlar sahada bir çok ölü birakarak geri çekilmişlerdir. Japon askerleri arasında sâri hastalıklar var — ) ohüng'king, 14 aa. — Çekiai ajansı bildiriyor: Havaların pek sıcak git - mesi yüzünden japon kıtaları arasın- da bir sari hastalık baş göstermiştir. Hastaları meçhul bir semte taşıyan xatarlar, biribirini takip etmektedir. Japonlar, kadroları yenilemekte ve Çin'e takviye kıtaları göndermekte çok müşkülât çekmektedirler. Tuğyan karşısında geriliyen japon kuvetleri Hongkong, 14 a.a, — Çekiai ajansı bildiriyor: Şimali Çin'de Hpei eyale- tinde Yuan - Ting nehrinin suları ka- barması üzerine japon kıtalari geri çekilerek bazı noktalarda toplanmak- ta iseler de Çin kuvetleri tarafından takip edilmektedirler. Londra'dan Tokyo'ya tâlimat gelmek üzere Tokyo, 14 a.a. — İngiltere büyük elçisi Craigie, öğleyin Kato'yu ziya- kret ederek, Londradan tâlimatı iki güne kadar alacağını ve bu tâlimatın iktısadi meseleleri ve bilhassa Çin pa- rası ve Fapi'nin imtiyazlı mıntakada tedavülünü de ihtiva eyliyeceğini bil dirmiştir. Büyük Elçi bu teahhürün işleri sü- ; rüncemede bırakmak zihniyetinden de ğil münhasıran meselenin karışıklı - ğından ve Fransa ve Amerika ile is- tişarede bulunmak zaruretinden ileri geldiğini temin eylemiştir. Askeri azanın Tokyo'dan ayrılmış olmasına rağmen japon heyeti muralı hasası arasında bazı nikbinlik göste- rilmektedir. Dört çinliyi hâlâ teslim etmediler Londra, 14 a.a. — Selâhiyetli mah- fillerde beyan olunduğuna göre japon lar tarafından istenilmekte olan Ti- ençin'li dört çinli, henüz ingiliz me- murlarının elinde bulunmaktadırlar. Bunların japonlara teslimi, şahsi olarak hareket eden iki kişi tarafın - dan Habeas Corpees kaâanunu mücibin- ce kendisinden bir istinaf talebinde bulunmuş olan imtiyazlar mintaka belediye meclisinin vereceği karara bağlı bulunmaktadır. Tiençin'de ingiliz makamlarının aldıkları tedbirler Tiençin, 14 a.a. — Bugün yapılma-" sı mukarrer ingiliz aleyhtarı nümayiş ler dolayısiyle ingiliz makamları im- tiyaz mıntakasında motörlü bölük ile gönüllü teşkilâtını seferber etmiştir. Takhrip edilen amerikan emlâki Hong-kong, 14 a.a. — Çekiai ajansı bildiriyor: Japonların Çin'i istilâsın- danberi japon askeri makamları Çin- deki amerikan emlâkini 20 kere tah- *|kamlarının Tokyodaki una uğradılar jansı bildiriyor: Peiping - Han- re hâdise çıkarmışlardır. Şanghay imtiyazlı bölgesi muhacir kabul etmiyor Şanghay, 14 aa. — Belediye mec- lisi bütün konsolosluklara ve vapür kumpanyalarına yaptığı bir tebliğde, Avrupadan hiç bir muhacirin enter- nasyonal mıntakaya gelerek yerleş - mesine müsaade edilmiyeceğini bil - dirmiştir. Bu kararın, japon kontrolü altında bulunan enternasyonal mıntaka hak - kında Japonya tarafından aynı yolda verilen kararı hemen takip etmesi, mezkür kararın ehemiyetini arttır- maktadır. Mevkuf ataşamiliterin vaziyeti Londra, 14 a.a. — Resmen bildiril- diğine göre Tokyo'daki ingiliz sefa - retanesi tercemanı yüzbaşı Gerard Parker, japonların elinde mevkuf bu- lunmakta olan albay Spears'ı ziyaret etmek üzere Kalgan'a gitmiştir. Şim- diden Pekin'e muvasalat etmiş olan Parker, Spears'ı yarın göreceğini ü- mit etmektedir. Bu ziyaretin gayesi, Spears'ın sıhatte olup olmadığın ve kendisine iyi muamele edilip edilme- diğini tahkik edip öğrenmektir. Japon mümessili Tiyençin'e döndü Tokyo, 14 a.a. — Tiençin askeri ma görüşmelere iştirak eden başmümessili — general Muto, tayyare ile Tiençin'e hareket etmiştir. General Muto, hareket etmeden e - vel gazetecilere beyanatta bulunarak demiştir ki : “— İngiltere hareket hattını ne zâ- man değiştirirse, o zaman — yeniden Tokyoya döneceğim. Tiençin vaziye- tinin inkişaf edeceğini ümit ediyoruz. İngiltereyi ister istemez fikirlerini B. Antoni Eden tabur kumandanı oldu Eski ingiliz hariciye nazırı B. Eden Londra, 14 a.a. — Anthony Eden, ihtiyat ordusunun manevralarına işti- rak etmek üzere Beaulieu kampına gelmiş olan “Kings Royal Rifle Corps, — taburunun kumandanlığını dün akşam deruhte etmiştir. Eski hariciye nazırı, taburun mev- cudu olan 600 kişi ile birlikte öğleden sonra trenle Londra'dan hareket et - miştir. “Maksim Gorki,, tipinde yeni bir Sovyet tayyaresi Moskova, 14 a.a, — 1936 da bir mı':i— sademe neticesinde parçalanan “Mak- sim Gorki, ebadnıda yeni bir mu- azzam tayyarenin sön tecrübeleri ya- pılmaktadır. n “Urss L, 1760,, tipinde olan bu tay- yare 63 metre boyunda ve 7 metre yük sekliktedir. Kanatlara konulmuş 8.000 beyir kuvetinde 6 motörle techiz edil- miştir. Ağırlığı boş iken 31 ton ve do lu iken de 45 tondur. 64 yolcu Ve se - kiz tayfa taşımaktadır. Tayyarenin ön kısmında bir salon, ve arka kısmında da üç salon, büfe tu- valetler vardır. Kanatların içine de değiştir diye icbar ederek doğru yo- la getireceğiz.,, dörder kişilik dört kamara konulmuş- tur. Tayyare Gorki'de yapılmıştır. Reno, “Nevada,, 14 aa. — Chicago- yu garp sahiline 39 saatten daha az bir zaman zarfında bağlıyan ve en sür atli lüks treni olan “Southern * Paci - fic,, sürat katarının yoldan çıkması neticesinde asgari 19 kişi ölmüş ve 60 kişiden fazla yaralanmıştır. Carlin'e 25 kilometre mesafede bu- lunan bir köprünün methalinde treni terkip eden 18 vagondan üçü yoldan çıkmıştır. Vagon restoran Humboldt nehrine yuvarlanmıştır. Alınan sön haberlere göre kaza bir suykast eseridir. Trenin makinisti Ho cox, tren köprüye yaklaştığı esnada üzeri dallarla örtülmüş olan rayların lokomotifin tazyiki altında yerinden oynadığını fakat saatte 80 kilometre - den fazla süratle yol alan katarı dur- durmağa vakit bul dığını söylemiş Amerikada bir sürat katarına suykast yapıldı 19 kişi öldü 60 kişi yaralandı Bir sovyet tekzibi , Moskova, 14 a.a. — Tas ajansı teb - liğ ediyor: Polonya'da çıkan “İllustrowany Kurjer Codzienny,, gazetesi, Ameri - ka Cümhurreisi Ruzvelt'in Amerika elçisi tarafından Molotof'a tevdi edi- len bir mektupta güya Sovyetler bir- liğine Japonyaya karşı uzak şarkta teş riki mesai teklif ettiğini ve Japonya ile Rusya arasında bir harp takdirin - de Rusya, Amerika'nın garantisini te- min eylemekte olduğunu yazmakta ve Amerika'nın şart olarak Sovyetlerin Fransa ve İngiltere ile askeri paktı imzalamasını ve çine Japonya'ya karşı ücadelesinde iktisadi yardımda bu - tir. Hocox, enkazın altında kalan rayla- rın vidalarının sökülmüş olduğunun görülebileceğini ilâve etmiştir. Kaza gece vuku bulmuştur. Yolcu - ların büyük bir kısmı yatmış bulun - makta idiler. Sağ kalan yolcuların söylediklerine nazaran son sademeden evel demirlerin biribirine çarpmasın- dan mütevellit müthiş bir gürültü işi- tilmiş ve bunu yaralıların feryadı ta - kip etmiştir. f Vagonların bir kısmı biribirine geç miştir. Kaza mahallinin tenha ve dağ- lık olması yüzünden kazazedelere der lık olması yüzünden kazazedelere der lunmasını ileri sürdüğünü yazmakta- dır. Tas ajansı, bu haberin baştan başa uydurma olduğunu beyana mezundur. Prag'da da yahudi aleyhları fedbirler alınmağa başladı Prag, 14 a.a. — Almanyada yahudi- ler aleyhine alınan tedbirlere müşa- bih olarak bütün Çek şehirleri için alınması mecburi kılınan yahudi a- lehtarı tedbirlerin tatbiki bahsinde, Prag şehri şimdiye kadar vakit ka- hal yardım edil iştir. Yolcular biz zat yaralılara yardım etmek ve vagon restoranla Humboldt nehrine yuvarla- nan cesetleri sudan çıkarmak mecbu- Tip etmişler ve amerikalılarla 600 ke- y muvaffak olmuştu. Fakat bugün Prag polisinin on beş gün son- ra meriyet mevkiine girmek üzere DÜ ( NB Ü bi İKDAM Matbuat hüriyeti Ebuzziya Zade Velid, bu başmakale - de, hüriyetin ve matbuat hüriyetinin Av- rupanın garbinde ve şimalindeki muayyen devlet ve milletlerde harikalar yarat - tığını söyliyerek, matbuat huriyetimgı e- hemiyetini tebarüz ettiriyor ve bizde şiddetli bir matbuat kanunu hükümran olmasına rağmen, gazetelerimizden nis- bi bir serbestiden müstefid bulundukla- rını şükranla kaydediyor, misal olarak kendisinin, on beş senedenberi ilk defa olarak hüviyetini saklamıya, imzasını gizlemiye lüzum görmeden serbestçe ya- zı yazabilmesini ileri sürüyor. Gayemiz harp'değil sulhtur 8. S. imzalı bu yazıda, mihvercilerin de demokrasilerin de harbi istemedikle- ri muhakkak olduğu izah edilerek, her iki tarafa da nasihat etmek, kabilse ara- larına girip uzlaştırmak — vazifesi bize düştüğü ve Türkiyenin, bu karışık dâ- vanın hal ve faslında hakemlik vazife- si görebileceği söyleniyor. Bizim için ağustos ayı (Görüp duyduklarım) sütunu, muhar - riri, bütün dünya gazetelerinin ağustos ayında | k felâketten bahsettikle - rini, fakat bütün dünyanın endişe etti- ği ağustos âyının türk talii için daima bir zafer senbolü olduğunu söyliyerek 26 ağustos 1071 den 30 ağüstos 922 Dum - lupmnar zaferine kadar olan muhtelif za- ferleri kaydediyor ve “İşte bizim tari- himizde ağustos” diyor. Casa d'İtalia, Tötonya salonlarının içyüzü Almanların Tötonya kulübü ile i - talyanların Casa d'İtalia'sı hakkında ba- zı malüâmat verilerek bu kulüplerin na- zi ve faşist propağandası yaptıkları ve her iki kulübün siyasi cemiyet merkezi halinde çalıştıkları söyleniyor. Uzak-şaarkta Hüseyin Cahit Yalçın, bu serlevha al- tındaki başmakalesinde, Avrupadaki si - yasi vaziyet devam ederken, japonla - rım uzak şarkta ecnebi nüfuzuna niha- yet vermek için Çini muazzam bir sö - mürge haline koymak plânını tatbikle meşgul olduklarını söyledikten — sonra, Çin harbinin uzaması Japonyanın mu - vaffakiyetlerini kendi aleyhine çevirdi- ğini izah ediyor, Sathı müdafaa (Her sabah) sütunu muharriri, mo - dern terakkilerin harpteki “hattı mü- dafaa,, tâbirini kaldırdığını söyliyerek, yarın bir harp kopacak olursa, düş - manla yalnız huduttaki asker değil, bü- tün memleketin çarpışacağını, bunun i- çin, İstanbulda yapılacak olan pasif ko- runma manevrasının büyük ehemiyeti olduğunu izah ediyor ve bütün vatan - daşların, bu manevrada, uhdelerine dü - şen vazifeyi yapmaları en büyük va- tan borcu olduğunu, huduttaki — haddı müdafaa gibi, yurttaki sathı müdafaanın da vazifesini aynı muvaffakiyetle ba - şaracağına inandığını ilâve ediyor. İçimizde yaşattığımız yılanların içyüzü Bu mevzu etrafındaki neşriyatına de- vamla, İstanbuldaki italyan işçiler bir- liği hakkında tafsilât veriyor, birlik a- zasından ve fransızca Beyoğlu gazete - sinin sahibi arslan ermeni priminin ital- yan sefarethanesinin yardımiyle Türki- yede yaptığı italyan propagandasını ba- his mevzuu ettikten soönra, işin bir de bizim tarafı bulunduğunu, Beyoğlu ga- zetesine ait 5 bin liralık teminatı Halk Partisinin tekeffül etmiş, gazetenin ka- m:ı:i ıpe:uliyeıi de maalesef bir türkün bulundurulmuş olduğ ilâ- ve ediyor. K TAN Tahrif edilen üç hakikat Sadri Ertem, bu serlevhalı makalede, alman ve italyan gazetelerinin bir yan- dan balkanlarda bir yndn arap âleminde YENİ SABAH İSTANBUL Gazeteleri — a.a. Matbuat servisi cek hangi vakayı misal göstermek müm- kün olduğunu sorarak, bunlarm.hedefı İngiltere ile araplar arasında miıcad_:le_ kapısı açmak ve türklerle arapları iki düşman olarak karşı karşıy bırakmak olduğunu, aynı tahrik dâvasının bir u - cu da balkanlara kadar uzandığını izah ediyor ve bu üç iddianım, hakikati nasıl tahrif ettiğini belirttikten sonra, “Dost- larımız hem tarih bilmiyorlar, hem de psikoloji. Bir de Üüstelik propaganda yapmak istiyorlar,, diyor. — * Konyanın bayrağı, Konyanın marşı Aka Gündüz, Konyadan yazdığı bu ya- zıda, garpte her şehrin bir bayrağı ile, bir de marşı bulunduğu gibi, bizde de âdet olsaydı Konyanın bayrağında ya bir çağlıyan ya bir santrifüj resmi bu- İunacağını marş yerine de, —İnönünün verdiği sözü tutmasını bekliyen Kon- yanın su istediğine dair her şey beste- lemiş olacağını söyliyerek, Konyanın susuzluğunu ve su ihtiyacını belirtiyor ve konyalının, Metris tepeden bugüne kadar verdiği her sözüne yerine getiren İnönü'nün, Konyayı da suya kavuştura- cağına emin olarak beklediğini izah e- dir or. Türk matbuatı, dikkat Sabiha Zekeriya Sertel, Danzig nazi lideri Förster'in iki gün evel söylediği nutuk, türk matbuatının birinci sayfa - larında intişar etmesi üzerine, alman radyosunun bundan cesaret alarak, türk matbuatının bu nutuk hakkında çok sempatik bir lisan kullandığını söyle- diğini yazıyor ve türk gazetelerinin na- Zi dâvasına, istemiyerek — propaganda vasıtası olduğunu izah ettikten sonra, bazı gazetelerin birinci sayfalarında al- man ve italyan ordularına ait resimle- rin intişarı da, bu kuvetler hakkında korku uyandıracak mahiyette bir hare- ket olduğunu, türk matbuatının bu hu - susta çok müteyakkız davranması icap ettiğini ilâve ediyor. Tren Erzuruma girince * Asım Us, bu başmakalesinde, Sivas - Erzürüm hattının inşaatı bitmek üzere olup eylülden sonra Haydarpaşadan trenle Erzuruma üç günde varmanın mümkün olacağını, trenin şark vilâyet - lerimizde her girdiği sahayı bir gün i çinde ortaçağ hayatımızdan yirmi a- sır devrine intikal ettirdiğini söyliye - rek, demiryolu şebekelerinin bütçemi - zi iki yüz elli milyon yükseltmek hu « susundaki tesirini tebarüz ettiriyor, tren Erzuruma vardıktan sonra garbi Ana - dolu ile şarki Anadolu arasındaki ikti- sâdi faaliyetin istikameti değişmiş olas cağını, Haydarpaşa tarafında yeni bir Hmaha ihtiyaç hissedileceğini, bundani başka esasen ihtiyaca kâfi gelmiyen Ankara - İstanbul hattının Bolu üzerin- den geçen ikinci bir hattı takviyesi i- cap edeceğini izah ediyor. (UMHURİYET Balkanlar Balkanlılarındır Yunus Nadi, başmakalesinde, Ulus ga- zetesinin türk - bulgar dostluğundan bahseden bir makalesi üzerine, ehemi - yetli iki bulgar gazetesinin bu dostlu- Bu teyid eden yazılarını memnuniyetle kaydederek, B. Köseivanof'un vaktiyle bü vadide söylediği sözleri hatırlattık- tan sonra “Balkanlar balkanlılarındır,, sözü büugüne kadar mühim ve müessir bir hakika tifadeciliği etmemiş olduğu- nu ilâve ederek, balkan — devletlerinin, müdafaa sahasında elbirliği ile hareket etmeleri lüzumunu tebarüz ettiriyor. AKŞAM Bu da tabiatın kanunu (Dikkatler) sütunu muharriri, tarihi türklük aleyhine aksettirmenin ve hata- ı yazmanın cürüm sayılacağına dair matbuat kanununa ilâve edilecek madde münasebetiyle, bugünkü vakaların bile salim surette kaydedilmesi usulü bulun- madığını, nerede kaldiı ki maziye ait vuküatın doğru kaydedileceğini söylü - yor, hata yapmamak kanun — kuvetiyle aleyhimize yaptıkları pr daları ba- his mevzuu ederek, bu tahrikâtı “Türk- ler emperyalist oldular, balkanları türk- lerden Avrupa kurtardı, Türkler Âta- türk'ün yolunu terkettiler,, şeklindeki iddialarla kısaca hülâsa edilebileceği - ni söylüyor ve bu iddiaları tevsik ede- Sgualus denizaltısı yüzdürülmek üzere Portsmouth, 14 a.a. — Kanada sa- hilleri açıklarında bir deniz gezintisi yapmak üzere evelki gün “Tuscalo- sa, krovazöriyle hareket eden cüm- hürreisi Ruzvelt, dün “Sgaulus,, tah- telbahirinin yüzdürülmesi ameliye- sinde hazır bulunmak için bir müddet burada kalmıştır. Ruzvelt bir balıkçı gemisine bine- rek yüzdürme işleriyle uğraşan “Fal- con” isine gitmiş ve in işe devam edebilmesi için merasim yapıl- mamasını kontramiral Cole'den rica etmiştir. “Sgualus,, dün sahile doğru çeki - lirken dibi kuma değmiştir. Geminin yüzdürülmesine uğraşılmaktadır. girecekleri büyük lokantalara, kahve- lere, banyolara ve belediye havuzla- rına kabul edilmiyeceklerdir. Yahüudi- lerin girebilecekleri yahudilere ait neşrettiği bir emirnameye göre, ya - hudiler, ari ırkına mensup olanların müesseselerin burası yahudi müessesesi konacaktır. — kün olamıyacağını, bunun — ancak kültür ü ile kabil olduğ i- zahtan sonra “Bu da tabiatın kanunu,, diyor. SON POSTA Merfaat ihtilâfları ve emniyetsizlik Muhittin Birgen, Moskova konuşma- larının gecikmesi sebebini — araştırdığı (Her gün) sütunundaki makalesinde, bu gecikmenin muhtelif âmillerini sa - yıyor ve meselâ Rusyanın uzun müddet garp demokrasileri tarafından uğradığı muamelenin intikamını almak istediği ak- la gelebilirse de bunun bahis mevzuu o- lamıyacağını Rusyanım, en mülâyim si- yaseti infirat siyaseti olacağını düşün- mekle meşgul bulunması muhtemel ol - duğunu teehhürün ideoloji ihtilâfından ileri gelebileceğini fakat asıl sebebin kendi fikrince bütün dünya kuvetleri a- rasındaki menfaat ihtilâfları olduğunu yazıyor. Ceza kanunumuz Burhan Cahit, caza kanununda yapı- lacağı söylenen tadilât münasebetiyle a- dam öldürmek, ırz ve namusa tecavüz etmek gibi suçlara karşı ceza kanunu - ir emniyet supapı vazifesi ia edilemiyeceğini, eski kı- sas nazariyelerine dönmenin bugünkü içtimaf telâkkilere göre mânasız, oldu- ğg.nu, fakat hafifletici sebeplerin müm- kün mertebe azaltılması da zaruri bu - lunduğunu söylüyor arkası bir türlü a - lxîıımıyın kan gütme vakalarının bu Zuzde_n ;_'ıpıldıimx şüphesiz sayarak Ce:.myıtm huzuru ve sükününu, ferdin emniyetini koruyan kanun ne kadar seri