Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
9.7- 1939 ULUS SPOR Milli küme Demirspor Vefayı dün 2 -0 yendi İstanbul, 8 aa. — Milli küme maç- Jarına bugün Taksim stadyomunda de- vam edildi. Şampiyonanın en kuvetli namzetlerinden olan Ankara şampiyo- nu Demirspor ile Vefa arasında yapı- lan müsabakada iki bini ancak geçebi- len bir seyirci kalabalığı bulunuyor - du: Saat 17.30 da takımlar sahaya Şşu kadro ile çıktılar: Vefa: Safa - Lütfi, Vahid - Abduş, Hakkı, Şekip, Necip, Muhteşem, Sul- Ri, Şükrü, Adnan. Demirspor: Necdet - Gazi, Şevket - Kâmil, İbrahim, İbrahim, Mustafa A- rif, Orhan, Orhan, Zeki. Hakem Ahmet Adem: Oyunun ilk dakikalarında demir - sporluların hâkimiyeti göze çarpıyor- &u. Rüzgârı arkasına alan Ankara ta- kımı yerden ve görerek oynuyor. Ve- falıların canlı olmakla beraber daha ziyade tesadüfi görünen mukabelesi ve ankaralıların cansızlığı oyunu he - yecansız bir hale sokmaktadır. Topun Vefa yarı sahasında dolaşmasına rağ - men ankaralılar müessir bir hâkimi- yet gösteremiyorlar. Belki bir gün sonra yapacakları mühim maç dolayı- siyle fazla yorulmamak için olacak, a- ğir ve enerjisiz gözükmektedirler. De- mirspör mühacimleri Vefa kalecisinin biraz zayıf olmasından istifade için yirmi beş metre içinde mütemadiyen şüt atiyorlar. Fakat rüzgâr top kont- rolünü müşkilleştirdiği için bu şütle- rin hiç biri kaleyi tutmadı. 15 inci da- kikada sol iç Orhan, soldan aldığı bir pası şüte tahvil ederek Demirspora ilk golü kazandırdı. Bu gol vefalıları canlandırdı. Gay- retlerini arttırdılar ve oldukça şiddet- li esen rüzgâra karşı oynadıkları hal - de, vaziyete hâkim oldular, fakat bil - hassa hücum hattında bir ahenk ve be- raberlik olmadığı için, müdafilerle muavinlerin ileri verdikleri top, bir türlü muayyen hedefe yaklaştırılamı- yor. Vefalıların zaman zaman tehlike- li olmalarına rağmen demirsporlular- da hâlâ sonu kadar bu tempo muhafaza edildi ve demirsporlular birinci devreden 1 - 0 galip çıktılar. İkinci devre, rüzgârla beraber oy- nıyan vefalıların hücumiyle başladı, ilk dakikalarda Ankara kalesi fena halde sıkışıyor. Birinci on dakika i- çinde vefalılar yedi korner kazandı- lar. Fakat ne bu koörnerlerden ne de daha müsait fırsatlardan gol çıkarmı- ya müuvaffak olamadılar ve Demir - spor, on ikinci dakikada, yine Orha- nın ayağiyle ikinci bir gol daha çı - kardı. Bu gol maçın artık mukadderatını halletmişti. Vefalılar ümidsiz, fakat sinirli ve hırçın bir öyun oynuyorlar. —Ankaralılar yine o hareketsiz ve Bgâay- retsiz tempoları içinde, uzun vuruş- larla topu harice atarak vakit kazan- mıya çalışıyorlar. Ve muvaffak da o- luüyorlar: Devrenin sonuna doğru o0- yun hızlandı, Hakkıyı da ileri alan Vefalılar, bir şeref golü çıkarmak i- çin bütün gayretleriyle çabalıyorlar. Ankaralılarda da mukabil bir gay- ret gözüktü ve karşılaşan bu mesai o- yunu hızlandırdı. “Mamafih Vefanın canlı oyunu, ne- ticesiz bir hâkimiyet temininden baş- ka bir işe yaramadı ve maç 2-0 De- mirsporun galibiyetiyle bitti. Tenis teşvik müsabakaları Dün 19 Mayıs tenis sahalarında te- nis birinciliklerine başlanmıştır. Dün alınan neticeleri aşağıya yazıyoruz: Tek Bayanlar: Jülide Parkan - M- Kayaalp'a 6-1, galip, Adalet - M. Enis'e 3-6, 6-3, 6-4 galip. Çiftlerde: D. Çiğiltepe ve Stritzel - Cemil Erk ve Atasoy'a 6-0, 6-2 galip. Tek erkeklerde: Orhan - A. Tuncaka 6-0, 6-2 galip S. Ulutürk - A. Öngören'e 6-1, 6-0 ,, D. Çiğiltepe - Galib'e 7-5, 6-İ İ. H. Tekçe - S. Öngen'e 7-5, 6-1 K. Bükey - A. Sermet'e 7-5, 7-5 M. Özdeş - U. Alagaş'a 6-1, 6-1 Stritzel - C. Renda'ya 6-2, 5-0 . Türemen - M. Ber' (hükmen ,, ”» » ” * ” Ticaret Vekilimiz mühim beyanatta bulundu Altıncı Büyük Millet Meclisi, birinci faaliyet senesinin son toplantı- sını dün, B. Abdülhalik Renda'nın reisliğinde yapmıştır. Celse açılmca, riyaset makamı, şu takriri okutmuştur: Şu iki noktayı Meclis kürsüsünden tenvir buyurmalarını muhte- rem Ticaret Vekilinden rica ederim: düşünülüyor mu? 1 — Harici ticaretimizde tatbik edilmekte olan usullerin tâdili 2 — Bütçe müzakeresi esnasında, hayat pahalılığı hakkında yapı- lacağı beyan buyurulan esaslı tetkiklerin ne zaman tedbir sahasına intikal etmesi beklenebilir? Ticaret vekilimizin izahları Sual takririnin okunmasından son- ra Ticaret Vekili Cezmi Erçin söz al- mış, şu izahlarda bulunmuştur. “ — Mühterem Rânâ Tarhan arka - daşımız, harici ticaretimizde tatbik e - dilmekte olan usullerin tadili düşünü- lüyor mu? sualini sormuşlardır. Çok e- hemiyetli ve ticaret politikamıza hâ - kim olan esasları alâkadar eden bir su- aldir. Bu suale mümkün olduğu kadar vazıh ve şamil bir cevap verebilmek i- çin, bugünkü mübadele ve tediye re - jimimizin hangi müessirat altında şe- killendiğine ve nasıl bir istikamet ta - kip ettiğine, ana hatları içinde, temas eylemek lâzım gelmektedir. * Mübadele ve tediye rejimi Her şeyden evel şu ciheti arzetmek isterim: Mevcut mübadele ve tediye re jimimiz esasen sabit bir manzara gös- termemektedir. Bu rejim, yalnız dahi- Hi şartlarımıza göre değil, memleketin hudutları haricinden gelen bir , çok es- yal vaziyetlerin icabatına uyarak ida- re edilmektedir. Binaenaleyh devamlı bir tahavvül havası içinde yaşadığımı- zı, serbest mübadele rejimine umumi şekilde girmek imkânları elde edilin - ciye kadar diğer memleketler gibi bi - zim de ticari münasebatta bulunduğu- muz memleketlere ait konjonktür ta - havvülatına, harici mübadele rejimimi- zi intibak ettirmek zarüretinde bulun duğumuzu, mebdei hareket olarak ka- bul eylemeliyiz. İstitraden ilâve ede - yim ki, beynelmilel şartların arzeyle - diği, seyyaliyete ve her gün kendini gösteren yeni icaplara serbest dövizli memleketler bile uymak iztırarında kalmaktadırlar. Bunun en yeni misali- ni, İngiltere ile Amerika Birleşik dev- letleri arasında, on gün kadar evel bir emniyet istoku vücude getirmek mak- sadiyle pamuğa mukabil kauçuk ve - rilmesi şeklinde yapılan ayni mübade- le anlaşmasında görmekteyiz. Bu tejimlerdeki tahavvüller Bizim mübadele ve tediye rejimimiz nedir? Nasıl bir tahavvül gösteriyor? inkü mübadele ve tediye reji - mimizin esaslarını, 1937 senesi ortala- rında meriyetfe konulmuş olan 2/7005 numaralı kararname ile bunu takip ve kısmen tadil ve ikmal eyliyen mütead- dit kararnamelerde bulmaktayız. Esas- lar şunlardır: 1 — Memleketimiz ihracatına karşı, bu ihracatı müteessir edecek hiç bir takyit koymamış olan ve memleketi - mizin müstemirren aktif kaldığı mem- leketlerden vaki olan ithalâta, mevzu- atımız dahilinde, ithal serbestisi veril- mektedir. Bu memleketlerin başında Birleşik sAmerika devletlerini zikre - debiliriz. 2 — Aynı esas, ihracatımız lehine 94 20 den aşağı olmamak üezre bir marj veren ve aramızda kliring veya benzeri bir anlaşma mevcut olan mem- leketlerden vaki olacak ithalâta da şa- mildir. Bu grup memleketler arasında Almanya, İngiltere, Fransa, Belçika gibi memleketleri sayabiliriz. 3 — Anlaşmalarda Türkiye ihracatı lehine, 95 20 den aşağı marj veren ve- ya böyle bir marj mevcut olmiyan memleketlerden vaki olacak ithalât, anlaşma hükümleri dahilinde konten- jana tâbidir, Yugoslavya, Polonya, Macaristan gibi memleketler bu grup- tadır. 4 — Yukardaki katagorilere dahil olmıyan ve aramızda anlaşma bulı_ın - mıyan memleketlerden herhangi biri - ne yapılacak ve usulü dairesinde tev- sik edilecek ihracata mukabil, bu memleketlerin herhangi birinden vaki ithalât keza kontenjana tâbidir. Sayısı fazla olan bu memleketler arasında, Cenubi Amerika devletleri, Hindistan, Kanada, Danimarka dahil bulunmakta dır. Deri, jüt, kalay, pamuk ipliği, çay, kahve, kakao gibi maddeler, konten - janda mühim yer almaktadırlar. Bazı muvazenesizlikleri önlemek için İthal rejimimizin tatbikında hâdis olan bazı muvazenesizlikleri önlemek üzere munzam bazı tedabir de alınmış İstanbul Mebusu ALİ RÂNA TARHAN gelecek dövizin 95 80 ine tekabül e - den miktarda ithalât bedellerinin öden mesi şeklinde bir takyit konulduğu gi- bi; muvazenesizliğe âmil olan ham de- ri, pamuk ipliği, bakır, kalay, çuval, jüt gibi maddelerin ithalâtını, memle- ketimizin muayyen mahsullerinin ih- racı şartına bağlamak şeklinde tedabir de alınmış bulunmaktadır, Umumi hat larına temas eylediğim ithal rejimimi- zin neticeleri, 938 ticaret muvazenesi rakâmlariyle şu şekilde ifade olunabi - lir: 938 senesinde 145 milyon lira et - rafında olan ihracatımızın 119 milyon lirası kliringli memleketlere ihracat teşkil eder ki, umumi ihracatımıza na- zaran nisbeti 95 82.2 dir. 21 milyona yakın ihracat, serbest dövizli memleketlere vakidir, ki umu- mi ihracatımızın ?4 14,4 ünü ifade e - der. 5 milyon lirası da, anlaşma mevcut olmıyan memleketlere aiddir ki bu da umumi ihracatımızın 95 3,4 ünü teşkil eyler. n İthalâtımız.. İthalâtımıza gelince: 149 milyon Jlirayı mütecaviz olan yekün içinde, 126 milyon liralığı kiliringli mem- leketlerden ithalâttır. Umumi ithalâ- tın 95 82,4 ünü teşkil eder. 18 milyon lirayı mütecaviz ve ser- best dövizli memleketlerden vaki it- halât umumi ithalâtın 94 12,3 ünü teş- kil eder. 5 milyon lirayı mütecaviz ve an - laşmamız olmıyan memleketlerden va- ki ithalât, umum ithalâtımızın 75 3,5 nu ifade eyler. 1939 senesinin ilk dört aylık ihra - cat ve ithalâtı da kliringli memlekete- ler lehine cüzi bir fark ile, aşağı yu - karı, aynı seyri ve nisbetleri muhafa- za eylemektedir. Kliringli memleketlerle ticari mü- badelâtımız neden bu derece yüksek - tir? İçinde t lunduğumuz — bügünkül| kfir. Hususi takas Mübadele ve tediyelerimizde ehe- || miyetli bir mevkii olan hususi takas mevzuu üzerinde biraz durmak iste - rim : Takasların, ahdi hususi takaslar, deblokaj takaslarıı anlaş olmı - yan memleketle yapılan kararnamele - re müstenit takaslar, takas esası- na müstenit anlaşmalar ve nihayet memlekette raşa hakkının kullanılma- sından mütevellit tek taraflı olanları gibi muhtelif nevilerine, girecek deği- lim. Takas mevzuunda söylemek iste- diğim, takas primlerine taalluk ede- cektir. Gerek dahili, gerek harici bir ta- kim âmillerin tesiri altında bulunan bazı mahsulâtımızın dahili fiyat sevi- yesinin, beynelmilel fiyat seviyesiyle tam bir mutabakat halinde bulundu- ğundan bu malların ihracında tesa- düf edilen müşkülât, ihracatçıya te- min edilen primle karşılanmaktadır. Takas, ihracata talebi artıran bir mekanizmadır. Hâlen bu mekanizma iledir ki, ihracatı tahrik etmek ve ona vüsat vermek imkânlarını bulabilmek- teyiz. İthalâtçı, takasçılar delâletiyle, ihracatçıyı bulmakta: ona ihracat mallarının ecnebi pazarlarda satışını mümkün kılacak derecede bir prim vermekte ve ancak bundan sonra, it- halât yapabilmektedir. Takas primleri sabit değildir. Takas priminin teşek- külünde normal görülecek sebeplere ilâveten, anormal görülen sebepler de primin yükselmesine müessir olmak - tadır. Dahili - harici piyasalar arasın- daki fiyat farkı, arz ve talebin ademi tetabukundan mütevellit fark, takas- çının kârı normal sebepler arasında-| dır. Serbest döviz marjlarının mevcu- diyeti, ithal ve ihraç mallarına konu - lan cins itibariyle takyidat ve bilhas- sa açığa takas muameleleri yani spe - külâsyon da, anormal sebepler arasın- da yer tutar, Dahili fiyatlarımızla, dünya fiyatları arasındaki farkın iza- lesi mümkün olmadıkça ve dünya pa- zar şartlarına intıbak etmediğimiz müddetçe, takas sistemini terkedemi - yeceğimiz âşikârdır. Bu vaziyete gö - re, takası bertaraf etmek değil, takas primlerinin yükselmesinin ve gayri- tabif surette oynamasının anormal se- beplerini, mümkün olduğu kadar kal- dırmak suretiyle, onu tabif görülecek vaziyete getirmek ve tanzim eylemek istiyoruz. Kliring bakiyelerinin eritilmesi memlekgılerl_e ol_ın ahval ve şerait dahili Nüt ve muayyen anasıra istinat ettirmenin kifayetsizliği malüm olmakla beraber, denilebilir ki, bir taraftan İngiltere, Fransa gibi devletlerin büyük iktısa - di buhranı müteakip bünyevi bit ma- hiyet alan poltika icapları (metrepol ve imparatorluk mahsullerini himaye politikasına dayanan tedbirler gibi); ve diğer taraftan Orta Avrupa büyük devletlerinin yüksek fiyat politikası takip etmekteki devamlı mesaileri ve bu memleketlerden ecnebi dövizine ihtiyaç kalmadan mübayaatta bulun - mak suhuleti, kliringli memleketlerle olan mübadelât hacminin artmasına başlıca âmil olmuştur. Tediye rejimimiz Tediye rejimimize gelince; Umumi ticaretimizde serbest dö - vizli mübadelâtı bir tarafa ayırırsak, tediye rejimimize kliring ile onun ya- nı başında işliyen takas usulünün hâ - kim olduğunu müşahede ederiz. Malüm olduğu veçhile, ithal ve ih- raç edilen malların bedellerinin Mer- kez Bankalarında veya bu vazifeyi gö- ren takas ofislerinde, milli para ile ö- denmesini ve bunların evelden tesbit edilen esaslara göre — mütekabilen milli paralara transfer edilmesini ve tediyelerin bu suretle ifasını tazam- müun eden kliring usulü, ancak mal mübadelelerinin müşkilâtsız bir suret- te vukuu ile iyi bir tarzda, işliyebilir. İç ve dış tesirlere tâbi olarak eşya mübadelesinde ya fiat bakımından ve- ya mikdar ve ihtiyaçlara göre müteka- bilen bir ahenk ve tenazur temin edi - lemediği takdirde - ki bu ekseriya bünyevidir - alacakların teraküm et - miş, müteakip ihracatı durdurmak su- retiyle makanizmayı atalete sevkey - ler. Bunu önlemek için kliring maka- nizması dahilinde ve fakat kliring he- sapları haricinde olmak üzere ihracat ve ithalâtın karşılaşmasını istihdaf e - den ve ithalâtçı ile ihracâtçının muta - bık kalmak suretiyle, kliring hesabına geçirebil inin tediyatı kün kı- lan usul yani, hususi takas vücuda ge- bul ktadır. Ezcüml leketi - miz ile tidaret muvazenelerinde öte - denberi Türkiye lehine kayde değer bir aktivite mevcut iken, 937 senesi harici istatistiklerimize nazaran, anor- mal sebeplerle bu vaziyetlerde deği - şiklik hasil olması üzerine, Türkiyeye karşı aktif hale girmiş olan memleket- lir. Ar da anlaşma mevcut olmi - yan memleketlerden vaki olacak itha - lâtı tanzim eden ve karşılıklı 95 100 mübadeleye istinat eden mecburi ta - kliringlerin işlememesi sebeplerini ve ıslahı çarelerini araştırırken mütea- kip mübadeleleri de aynı vaziyete dü- şürmemek ve kliringi, burada işler tiyaçlarımızla mübadeleye esas ola- cak maddeler arasındaki irtibat ve â- hengi daha iyi temin edebilecek suret- te ticaret mukavelelerimize yeni isti- kametler vermek istiyoruz. Bu esas- lardan mülhem olarak Fransa ile baş- liyan müzakereleri, diğer müzakereler takip edecektir. Tekrara hacet yoktur ki; kliring ve takas ile tediye şekilleri harictinde, mütekabil ihracat ve ithalâtın serbest dövizle tediyesini kabul eden memle- ketlerle olan münasebetlere de, inki - şaf ve hız verecek tedbirlere tevessül eylemek gayemizdir. İthal Ye tediye rejimimize hâkim ©- lan esaslar ve bu esasların takip eyle- diği tahavvül seyri budur. Dün de bu gün de mevzuubahis olan milli men - faatlere uygun surette işlerin daima daha iyi tanzim ve idaresini temin e- dici tedbirleri araştırmak ve kabiliic- ra olanlarını tatbik eylemekten iba- rettir. Yeni mahsul senesi ihracat vaziyeti Muhterem Rânâ Tarhan arkadaşı - mıiza, harici ticaretimize dair izahat- ta pulunmak fırsatını bana verdiğin - den dolayı teşekkür ederken, bu fır- sattan bilistifade, yeni mahsul senesi ihracat vaziyetine de birkaç kelime ile temas eylemek isterim: Şurasını bilhassa işaret eylemek lâzım gelir ki, yeni mevsime girişimi- ze tekaddüm eden bu aylarda bizi taz- yik edecek bir vaziyet yoktur. Esasen belli başlı istihsal ve ihraç maddele - rimizi teşkil eden kuru üzüm, fındık, incir, pamuk, yapak, palamut, tiftik, zeytinyağı gibi maddelerde stoklar ya tamamen erimiş ve yahut erimiş sayılacak derecede ehemiyetsiz bir rakam ifade etmekte bulunmuştur. Tütün sahasında da endişe verecek bir stok vaziyeti karşısında bulunmu- yoruz. Memleketin yüksek menfaat - leri bakımından kuvet ifade eden Üzüm Kaldı ki, cemiyetimizin — bü- yük kütlelerini alâkadar eden üzüm ve incir gibi maddelerden üzüm hakkında alınan malümata — göre, bu sene Avusturalya'da geçen sene- ye nazaran mahsulün mühim mik- tarda az oluşu ve bu sebeple, impa- ratorluk — mülâhazalariyle — mezkür memleketten geniş mikyasta üzüm tedarik eden İngiltere'nin bu açığı memleketimizden mübayaa ile kapat- mağa temayül etmesi tabii, ve Kali - forniya gibi rakip yerlerden serbest dövizle bu mahsulü tedarik vaziyetin- de olan kliringli memleketlerin de memleketimizden üzüm tedarikini da- ha elverişli bulmaları ticari mantığa uygun görülmektedir. Kuru incir gi- bi, beynelmilel pazarda tarihi bir şöh- reti olan mahsulümüzün de, ecnebi memleketlerde ötedenberi geniş bir tevezzü imkânı bulması, mübadelele- rimizde takas tedbirlerinden de isti- fade etmesi gibi âmiller, bu mahsuü - lün vaziyetine itminanla bakmamızı istilzam eyler. Fındık Fındık mahsulümüzün bu sene, ge- çen seneden fazla oluşu mesut bir hâdisedir. Miktar bakımından bu faz- lalık dolayısiyle, maruz kalınması muhtemel müşkülâta karşı, elimizde Fransa ile münasebetlerimizde oldu- ğu gibi takas mevzuu ve buna benzer tedbirlerle şimal memleketlerinder başlıyarak diğer kliring memleketle- rinden İsviçre, İngiltere gibi memle- ketlere kadar plâsman imkânları ve Amerikaya satış cereyanları bu mev- zua atfedeceğimiz ehemiyete bir işa- ret olarak zikrolunabilir. Pamuk Pamuk sahasında, dahili pazarları- mızın büyük ihtiyacı bu maddeyi, müşkülât mevzuu olmaktan çıkarmak- la beraber, pamuklarımıza alıcı ola- rak piyasamızda görülen memleket- ler eksik değildir. Tütün mutaden a- lıcı bulmaktadır. Birkaç aydatberi mevsimine giri - len tiftik mevzuunda alınan tedbirler, bu mahsulün İngiltere gibi memleket- lere olan ihracatını genişletmiştir. Sovyetler ve almanlar da alıcı olarak piyasamızda faaliyettedirler. Yapak, buğday, zeytinyağı, pala- mut mevzularında endişeyi dâvet e- decek bir vaziyet görülmemektedir. Şimdiki halde vaziyetin objektif iza- Hayat pahalılığı “Muhterem Râna Tarhan arkadaşı - mizın bir suali de, hayat pahalılığı hakkında, bütçe müzakeresi sırasında beyan edilen tetkiklerin ne zaman tedbir sahasına intikal etmesi bek - lenebilir tarzındadır. Bu suale cevap verirken, evelemir- de, hayat pahalılığı mevzuunu hnasıl anladığımızı kısaca ifade etmekte fay da görüyorum, Hayat pahalılığı de - nilince, bundan fiyatların, sureti u- mumiyede indirilmesi Mmüânasıni çı- karmaktayız. Memleketimizde, fiyat- larının indirilmesi icabeden maddeler yanında, fiyatlarının korunması ve hattâ yükseltilmesi iktiza eden mad- deler de bulunmaktadır. Fiyatları in- dirilecek maddeler içinde de, kendi şartlarımıza göre normal addedilen birçok eşya ve mamulât fiyatlarının, bizden çok evel iktısadi kalkınma ha- reketine başlamış ve bu hareketi iler- letmiş olan memleketlerdeki fiyat se- viyelerine nazaran, belki uzun müd - det yüksek kalabileceğini berveçhi peşin kabul eylemek lâzımdır. Bun - dan başka, hayat pahalılığı mevzuu, geçinme seviyesini yükseltme dâva - n'fızla sımsıkı bağlıdır. Fiyatları in- dirme tedbirleri yanında, kazançların yükseltilmesi tedbirlerinin de birlik- te ele alınması zaruridir. Kazançları artıramazsak fiyatları ne kadar indi- rirsek indirelim birçok mevad ve eş- ya, birçok vatandaşlar için gene pa- halı kalacaktır. Binaenaleyh, bütün iktısadi kuruluşumuz ve şartlarımızla a- lâkalı bulunan bu mevzuun an - cak, muayyen bir plân dahilin - de şamil, sabırlı ve itinalı mesai- ye ihtiyaç gösterdiğini açıkça söylemek yerinde olacaktır. Geçinme endeksleri Yüksek heyetinizin malümu olduğu veçhile hükümet bu mev- zuu sistematik bir surette tetki- ke girişirken, birkaç ecnebi mü- tehassısın mütaleasını da almış- t Yapılan tavsiyeler meyanında ilk iş olarak, sahih fiyat istatis - tikleri, geçimin bahasını ve bu- nun değişikliklerini hakkiyle kasların bu kliring ından mec- buri takasların kliring makanizması haricinde cereyan etmesi ve bunl buğday stoku haricindeki"diğer hubu- m A dztAri kisi sto el r. Binaenaleyh yeni mevsime, bizi taz- ait ithalât bedell mel girmekteyiz. Bu hal, ileride maruz ka- klardan uzak bir halde ölçmeğe yarıyacak — endeksler meydana getirilmesi bulunmak- ta idi. Bu tavsiyeleri yerine geti rebilmek için faaliyete lryacak surette teşkilâtlandırıl - mıştır. Bu büro, istatistik umum müdürlüğü ile işbirliği yaparak fiyat istatistiklerini, mühim mad delerin fiyat teşekkülü tahlilleri- ni, geçinme endekslerini, hazır - hıyacaktır. Bu büronun, milli gelir, Türkiyede giıda maddelerinin fiyatları ve geçin- me masrafları türk çiftçisinin istih - sal ve geçinme vaziyeti gibi neşredil- miş etütleri malümunuzdur. Bundan başka büronun muhtelif vilâyetlerde geçinme masraflarına dair hazırladığı geniş bir anketi vardır ki, neticeleri alınmağa başlanmıştır. Bu yoldaki mesaiye kuvetle devam edilecek, böy- lece meydana getirilecek materiyel- den her daire kendi sahasında istifa- de edebilecektir. Bu tetkikler bir taraftan devam e- derken, milli iktısadiyat ile alâkadar her Vekâlet istihsale, imale, münaka- leye, inşaya ve iş sahası açılmasına, Deyvlet maliyesine teallük eden ve ha- hayırlı tesirleri bulunan tedbirleri al- maktadırlar. Vekil arkadaşlar, bu ne- vi faaliyetler hakkında fırsat düştük- çe arzı malümat eylemişlerdir. Bu meyanda Ticaret Vekâletinizi yakından alâkalandıran ithalât reji- mimizin hayat pahalılığı dâvasiyle o- lan sıkı irtibatı asla gözden uzak tu- tulmamaktadır. Himaye politikamı- zın terbiyetkâr, hazırlayıcı, ve yetiş- tirici bir himaye hududu içinde kal- ması için gümrük ithalât tarifesi üze- rinde bir revizyona ihtiyaç bulundus ğu muhakkaktır. Bu maksatla İktısat ve Ticaret Vekâletleriniz hazırlığa başlamış bulunmaktadırlar. Hazırlık müşterek mesai ile tamamlanacaktır. Takas primleri Keza ithalâtçının ihracatçıya öde« diği takas primleri de, hariçten geti- rilen mevadın dahili istihlâk eşyamı- zın fiyatlarının teşekkülünde ve yük- selmesinde âmil olması dolayısiyle, bu mevzuun şayanı dikkat bir safha- sını teşkil eyler. Müstahsili himaye için yapılan bu fedakârlığın da evel- ki suale cevap verirken arzeylediğim veçhile, normal hadde indirilmesi es- babının temini meşgüliyetlerimiz ara- sındadır. | Dış ticaret sahasında, yüksek fiyat politikası takip eden memleketlerin piyasalarımızda zaman zaman. ihdas ettikleri fiyat teşevvüşleri de nazarı gîkntimiıden kaçmıyan bir mevzu- ur. İhtikârla mücadele, fiyat tesbiti Hayat pahalılığı ile mücadele ted- birlerinin bu umumi çerçeve dışında ihtikârla mücadele, fiyat tesbiti, kali- te kontrolü gibi hususiyet arzeden safhaları da vardır. Bunlar için ceza kanunumuzdan tutunuz da hususi ka- nunlara ve belediye mevzuatına kadar muhtelif metinlerde cezat hükümler bulunmakta ve bunların tatbikinde daima artan bir dikkat gösterilmekte- dir. N ” Bu kısa cevabımla hayat pahalılığı davasını nasıl telâkki ettiğimizi ve tedbir sahasına ne suretle geçilmek mümkün olduğunu ve geçildiğini arz etmiş oluyorum.,, B. Râna Tarhan'ın teşekkürü Ticaret Vekilimiz B. Cezmi Er- çin'in bu izahlarından sonra sual tak- riri sahibi müstakil grup reis vekili B. Ali Rânâ Tarhan söz almış, şunla- rTı söylemiştir: “— Muhterem Ticaret Vekilimizin vekâletlerinin en mühim iki noktası hakkında lütfettikleri kıymetli malü- mata arzıteşekkür ederim. Harici alışverişin daha iyi işlemesi için alınmakta olan faydalı tedbirlere işaret buyurdular. İşi, ehemiyeti ve piyasanın hassasiyeti ile mütenasip he yoktur. ğ Hayat pahalılığına gelince; bu sa- hada muhtelif cephelerden çalışma zarüreti Ââşikârdır. Esaslı tedbirlere istinat etmiyen kararları almakta fay- da olmıyacağı da malümdur. Hattâ bu gibi kararlar menfi neticeleri itibariy- le itimatsızlığa da sevkedebilir. Yapıla cak işler hemen bütün Vekâletleri a- lâkadar etmekle beraber esaslı tedbir- ve esaslı tedbirlerin Ticaret Vekâle - tinden ifade olunması zaruridir. Ken- dilerine bunu arzetmek isterim ki, ça- lışmalarında, ihtiyaçların en hayati o- |lanları üzerinde yakında semere vere- cek bir yol takibine muvaffak olurlar- sa bütün vatandaşlar kendilerine mü- teşekkir olacaklardır. (Alkışlar), Bundan sonra Hariciye Vekilimiz' B’. Şükr_ü Saraçoğlu, B. Rânâ Tarha- n'in litikaya ait sual takririne yat pahalılığı dâvasına da müspet ve , süratte iltizam buyuracaklarına şüp- — lerin Ticaret Vekâletinde toplanması — 4| # Bis İ "i M