Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
KADIN Kadınların ezeli korkusu: İhfiyarlamak K adınların hayat ve kalplerini karartan gölgeler- den en koyu olanı, yaşlılığın çok erken çatıp gelmesi korkusudur ki, bu korku, onları, tam zevkine Varmadan asıl ve kâmil hayattan uzaklaştırmaktadır. Güzel kadınlardan biri, vaktiyle şu mütaleada bulun- Muştu: “Yaşlanmak, kadın için her gün bir parça öl- mek demektir; ayine ise, durmadan ihtarda bulunan bir ölüm elçisidir.,, Diğer bir kadın da, “erkekler ölüm gelince ölü- Yorlar; kadınlar ise yaşlılık yaklaşınca!” demişti. Eskidenberi hâkim olan bu telâkki karşısında, ebe- diyen genç kalmak sırrını keşfetmiş oldukları intibar- Ni veren veya hiç değilse, tabiatin müsaade ettiğinden ©n beş yirmi yıl daha fazla genç kalabilen hayat sanat- kârlarına herkesin hayran kalması gayet tabiidir. T abiatin çizdiği huduttan on beş yirmi yıl daha fazla, cazibeli, güzel, kabiliyet ve kudretli kal- Mak... Binlerce yıldanberi bütün kadınların ideali ol- Muştur. Ancak, son iki nesil, bu gençliği uzatmak da- Vasını halletmeğe muvaffak olmuştur. Bu öyle bir bi- Yolojik zaferdir ki, bunun azameti henüz idrâk edile- Memiştir. Neslimizin kadınları, büyük annelerinin gözünde, Onların hayret, nefret, haset ve zevkle seyrettikleri bi- Ter harikalardır. Çünkü, elli yaşındaki film yıldızları- Dın, kendilerini sinema perdesinde seyreden erkekleri çileden çıkarmaları, elli yaşındaki kadınların yeniden €vlenmeleri, altmışlık ve hattâ daha yaşlı kadınların Beçmişteki varlığın harabeleri üzerine yeni bir hayat kurmaları, vaktiyle ancak dâhi derecesindeki kadınla- Tın gösterebildikleri kabiliyetlerdi. Y eni kadın neslinin hayati kudreti, tükenmez bir kaynağı andırıyor. Hele son biyolojik icatları da kavradıktan sonra, dermansız düşmek, şişmanla - Mak, iki büklüm olmak, ve nihayet süzülüp sönmek gibi, yaşlanmanın bugüne kadar bildi- Bimiz şekillerinden eser kalmıyacak - tır. Biçim, tavır ve cazibe kudretini Yaşlılığın son haddine kadar muhafaza ede(_:eğiz; zira bütün bunları manen temin etmeğe muvaffak olacağız. Fakat, buna rağmen, ölünceye kadar 39:19 kalmalı mı? Büyük anneler, ni - Önlerk eee BNYi GÜT VE'NA reketleri, düşünüş tarzları, kızlarının Ve torunlarınınkinin ayni olup da, ci- h_andı yalnız bir nesil mevcutmuş gi- bi bir vaziyet meydana gelmeli mi? Bl_lnun böyle olacağını sanmak iste - Miyoruz. Güzelliklerini otla, kökle, ilâçla mu- afaza eden ve nihayet günün birinde, ._“ _letafet sihrini, canlariyle ödiyen 'h_lrbaz kadınlar, hemen bütün millet- *rin masal hazinelerinde mevcuttur. B ugünle yarın ve hayal ile haki - kat arasında, bildiğimiz güzel hdm, günün birinde bir acuze oluyor. U dediğimiz masallarda çok derin bi- Yolojik hakikatler de gizlidir. Şu iti - rla ki, tabiatte tesahüp edilebilen, ik.Bt mukabilinde yapılan tediye, ek- Seriya kazancı da mahveden sihirli 'Uvetler mevcuttur. İnsana gençlik ve- Tildiği gibi yaşlılık da verilmiştir. Gençlikten yaşlanmıya, yani olgunlu - a giden yoldan herkesin gitmesi, bu Yolu mücadele ederek aşması, onda ya- Saması lâzımdır. Ancak, olgunlaşmak, 'Enbelleşmek, dermandan düşmek de - Mek değildir. Olgunlaşmak, daha ziya- & maddi hayat şekillerinden manevi Ayat şekillerine bir intikal safhasıdır vlgunlaşmak. ihtiyarlamak, bezmek :z geçmek değil, tadil etmek yenisin “':-mık ve nihayet yaşlı olmak demek Ş u kanaatteyiz ki, bugüne kada! h bildiğimiz şekilde bir ihtiyar - ik artık olmıyacak ve olmamalıdır. E- Ser yıpranma davasını on beş yirmi ş' daha geriye atmağa muvaffak o - Ursak, şüphesiz ki, bunu daha ileriye * sürmeğe muvaffak olacağız. Bu Mesele bir biyolojik telâkki ve hare - ©ttir, Gel gelelim, hepimiz olgunlaşmak Makiyaj, elli yaşındaki bir kadına bile yaşından en aşağı yapmalı on sene “tasarruf” etmek imkânını verir, Son iki nesil, gençliği uzatmak dâvasını halle muvaffak oldu Yüzün cildini beslemek ve dinlendirmek için her hafta bol yağlı kfemle bir maske Yağlı bir ruj kullanmak en iyisidir. Dudaklar kalın olmalı. lar ihtiyar gösterir İnce dudak- Tatlı renkli bir kosmetik, kirpikleri dik tutacak ve uzatacaktır. | Genç kızlar makiyaj yapmalı mı? O n yedi veya on sekiz yaşına giren bir genç kız, ablasının bir parça ruj ve biraz pudra ile da- ha güzel göründüğünü farkedince, ekseriya aklından şu suali geçirir: — Acaba ben de makyaj yap g dır. Sürah'tan, ekose de - senli bir caket. Vualet şapkaya bir maske gi- bi tesbit edilmiştir. YUKARIDA: Evelce bir rop üzerinde, açık renk krepten bir ca - ket, biçimi, spor ca - keti gibi düzdür. SOLDA : Göz alıcı renkleri 0 lan bu ekose tayyörü giymiş o- lan genç kadın, domuz derisin - den bir çanta ve uzun bir şem- siye taşımaktadır. SAĞDA: Küçük bir ropla bir tayyör jaketten mürekkep em- prime krepten bir ansambi ya - kada koyu renkte bir çiçek var- AŞAĞIDA : 7/8 uzunluğunda, yünden yapılmış bir Yakada kadifeden motifler var- redengot At yarışlarında giymek üzere ya- pılmış, emprime krep dö suadan bir rop: Robun desenleri, Walf Disney'in bir filmindeki resimlerden mülhem- dir. SAĞDA: Geniş eteği ve plilerle süslenmiş korsajı ile çok sade ve zarif duran, beyaz pualı sürah'tan ya - pılmış bir rop. * Aparlmanınız güzel kokmalı! Basit ve ucuz bir çare Mutfaktan odalara yayılacak kokuları gidermek veya sadece a- partı güzel kok te« min etmek için basit, ucuz ve eğlen- celi bir çare : Ağzı sımsıkı nız. Bi içine çiç rin yapraklarından ( gül, leylâk ve saire gibi...) bir kat koyup üzerine bir kat ince tuz ilâve ediniz. Aynı şekilde devam - ederek kabı ağzına kadar bir kat çiçek yaprağı ve bir Rat ince tuzla doldurunca, hepsi- nin üzerine birkaç kaşık alkol ilâve ediniz. Apartımanınızın güzel kok- masını istediğiniz zamanlar bu kabı açarak birkaç dakika açık tutunuz, sonra tekrar kapayınız. Bu “müs- tahzar,, çok kolay yapılır, uzun müddet bozulmadan durabilir ve birçok defalar işinize yarıyabilir. kapalı bir kap alı- : bi W reeliri mı? Ona derhal şöyle bir sual sormak lâzım: — Bir bebeğe makyaj yapmak kimsenin aklından geçiyor mu? Hayır, değil mi? O halde, o yaş - lardaki bir genç kızın da hatırına böyle bir sual getirmesi, bir bebeğe yapılacak makyaj kadar gayri man- tıkidir. Şüphesiz, 16 yaşındaki bir genç kız da çehresine itina göstermelidir, fakat suni çareler kullanarak değil. 16 yaş, ekseriya ergenliğin, sivilce- lerin yaşıdır. Sıhati ve muvazenesi muhafaza edilecek bir uzviyet, bu müzic şeyleri pek âlâ önliyebilir. C ildi sıcak su ile yıkamalı, bi- raz sertce bir fırça ile fırça- lamalıdır. Cilt kuru ise, haftada bir, yağlı ise her gün fırçalamak müna - sip olur. Cildi beslemek için de ter - kibinde lanoline bulunan bir krem kullanmalıdır. 16 yaşında bir genç kız, her halde, pudrayı tutsun diye, makyaj kremi kullanmağa kalkma- malıdır. Bunun için önünde daha u- zun seneler, bütün bir ömür var! Sıcak veya soğuk, güneşli veya gölgeli havalarda sık sık sokağa çı - kan genç kızlar, deniz banyolarında deriyi y ktan kurtarmak için ol- zı““'etindeyiz, ve — olgunlaşmalıyız. ü husus, bizlerin otuz yaşında değil, ö tmış yaşında olduğumuzu göstere - | *k şekilde bünyemizde de tezahürü - Ü yapmalıdır. Itmışlık bir kadın, otuz yaşın- daki bir kadından çirkin, şiş - ve bakımsız olmamalıdır. Fakat, Karıncalarla mücadele ::1'-]"1_. _kızına benzemiyen, başka bir gü- CAĞi, tavrı, görünüşü olmalıdır. SYyle bir kadın daha fazla bilir; onun o:h' çok tecrübesi vardır, bu tecrübe | 40 çehresinde ifadesini bulmalı, bil- ise, vücuduna şekil vermelidir. Çal alma ayni biçimi muhafaza etmeğe Vü';ln bir kimsenin çehresi bom boş, yııî:du ifadesizdir. İlerlemekte olan i rla birlikte kendimizi inkişaf et- Tmek zaruretindeyiz. Çok mühim o - h noktayı hiç bir zaman unutmi - 250 gram kükürt çiçeği ve 125 gram potas alınız. Bunları, iki mad- de tamamen biribirine karışıncıya kadar, toprak veya maden bir kap içinde, ateşte ısıtınız. İyice soğu- duktan sonra elde edeceğiniz mah- lütu toz haline koyup üzerine çey- rek litre su ilâve ediniz. Sonra bu su- yu, karıncaların dolaştıkları bütün yerlere ve eve girebilecekleri bütün yarıklara dökünüz. duğu gibi, yüzlerine hafif bir krem tabakası sürmelidirler. Bunun üze - rine de ciltle ayni renkte ve gayet in- ce bir pudra tabakası sürebilirler. Pudranm renginin ciltden ayrı ol - ması, çirkin durur, buna çok dikkat etmek lâzımdır. R uj meselesine gelince: bu da çok naziktir. Annelerin mu- vafakati alınmak şartiyle, işte bir u- sul: dudakların rengine uygun renk- te bir rujdan az miktarda sürüp bu- nu parmaklarla iyice ezerek yayma- lıdır. Siklamen ve sair gibi, daha su- ni ve 20 yaşını geçmişlere mahsus renkler kullanmak doğru değildir. Kirpiklerin düzgün ve parlak durmaları için bunları bir parça hindyağına veya yağlı bit kreme ba- Küçük favsiyeler Piliç veya tavuk pişirirken su ilâve et- meyiniz. Böylelikle et bütün güzel kokusunu muhafaza edecek, güzel bir kızarmış renk alacak ve gayet gevrek olacaktır: Biftek'in “kanlı” olmasını istiyorsa- nız, önceden iyice kızdırılmış bir tavaya her et parçasının önce bir, sonra öbür tarafını koyunuz. Bu kı- sa zaman zarfında husule gelecek “kabuk” bifteğin “kanlı” olmasını kolaylaştırır. Tavada kızartılmış patateslerin piştik- ten sonra biribirlerine yapışmama- larını istiyorsanız bunları doğra- dıktan sonra itina ile yıkayıp sonra kurulıyarak pişirmeğe başlayınız. Tavada kızartılacak yemekler için, zeytinyağını uzun müddet saklama- yınız. Unutmayınız ki tavada yapı- lacak yemekler, taze zeytin yağiyle daha lezzetli olurlar. Krem rengi eldivenleri temizlemek i- çin bunları sabunlu su ile yıkayıp duruladıktan sonra temiz bir bez ü- zerine “yaydıktan” sonra gölgede ve ateşten uzak olarak kurutunuz. tırılmış bir fırça ile fırçalamalıdır. Kaşlar için de ayni şey tatbik oluna- bilir. Kaşları “almak” modası geç - meğe başlamıştır. Onun için yalnız şurada, burada beliren ve bunların biçimini bozan kılları “almakla” ik- tifa etmelidir. ü Y Nat rüR İ Açık bej renkte bir spor tayyörü ( Blüz kırmızı renktedir, ) e