Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Radikal kalkınma tedbirleirini | UOLUŞĞ 559-1923 Kitaplar arasında İstanbul tramvay şirketfi de Nafıa Rakmlarla Türkiye SAĞ Devlet - geliri ihtiva eden yeni bir Devlet gelirimiz, devamlı olarak Boğaziçi - Yakından Sade Türkiye'nin değil, belki de bü- tün dünyanın en güzel parçasını türk olmıyan kalemler, Bosfor methiyele- riyle, bir çok kereler öğdükleri halde, bizim şairlerimize ,nedense, ilham ve- remiyen Boğaziçi, bu yaz, türk edebi- yatından zengin bir armağan aldı: Ruşen Eşref Ünaydın'ın “Boğaziçi - Yakından,, kitabı masamın üzerinde- dir. Ufak Kâhtane deresinin kıyılarına “Sâdabat” ismi vererek ballandıra ballandıra anlatan eski şairlerimizden Boğaziçi'nden bahseden ne kadar az /— mısra hatırımızdadır: Nedim: Kurbanın olam geçti Boğaz seyri zamanı Demişti. Galip de bir güzelliği: Güya ki Boğaziçi'nde mehtap! Diye vasıflandırır. Boğaziçi'ni ne kadar gönülden sev- diğini pek yakından bildiğim sayın e- dibimizin bu yeni eserinde türk yur- dunun ve dünyanın en 'güzel parçası, dünyanın en ahenkli diline ilham ver- miş oluyor. Eserin bir kaç parçasını bir İstanbul | gazetesinde okumuş, bir kaç parçası- nı ve Atina'da yazılan “Sonradan,, 1 muharririnin kendi ağzından dinle- miştim. Ruşen Eşref Ünaydın'la Bo- ğaz kıyılarında ve Boğaz'ın yeryer ay- nalar ,anaforlar ve akıntılar yapan coşkun sularını gören sırtlarda dola- | şanlar, edebi kütüpanemizin kazandı- — ği bu seçme eserin ilhamını nasıl top- ladığını bilirler, “Boğaziçi,, kitabının sayfalarını ka- rıştırırken, ister İstanbul'da, ister o- nun uzağında bulununuz, o güzelliğin bütün ahengini “tülden ince bir hafif- likte estikçe gönüllere bir taze saade- tin bütün cömert haz definelerini su- nan Boğaz meltemlerinin tadını,, du- yuyorsunuz. Büyükdere'nin anılmış mehtabını bu kitapta fırçalaşmış bir kalemle çi- zilmiş görüyorsunuz. Nedim, İstanbul'u öğen bir kaside- sinde: Kühu derya iki canipten deraguş eylemiş Sanki derya dayesi, kühsar ise lâlasıdır. Demişti. Ruşen Eşref'in Boğaz'a karşı duyduğu alâka ve sevgisi ise tâ çocukluk günlerinde dağ ve derya gibi mavi bir irtifa ile mavi bir engin- lik sayesinde değil, iki mânevi şahika- ya karşı duyduğu hayranlıkla başla- mıçtn': Sayın edip, Boğaz'ın Anadolu kıyısı- na karşı olan aşkına Abdülhak Hâmi- di görmek için Paşabahçe'ye gittiği bir günden başlar; Rumeli kıyısına beslediği sevgi ise Rumelihisarı'nda- ki “Aşiyan,, ın pencerelerinde ve se- vimli bahçesinde gelişmiştir. İki tarafını iki yarım-tanrının saha- beti altında gören coşkun bir ruhtan başka, kim çıkıp da Boğaz'ın yalıları- nı, korularını, sandallarını Rumeli kı- yısındaki sabahlariyle, Anadolu kıyı- sındaki akşamlarını, çınarlarını, ba- lıkçılarını, çayırlarını, tepelerini; de- relerini terennüm edebilirdi? Kitabın fasıllarını ve paragraflarını tekrar tekrar okumalısınız. Nasıl Çam- lıca'ya ve Yuşa tepesine bir defa çık- mak; nasıl Göksu deresinin kenarın- da bir defa tabiatle başbaşa kalmak, nasıl ahenkli bir fışıltı ile akıp giden Boğaz sularına bir tek defa dalmak kâfi gelmezse Ruşen Eşref'in “Bo - ğaziçi,, sini de bir tek defa okumak- la doyamazsınız, Muharrir ,kitabı için: “Bir yalıda iki üç yaz geçirdik. O mevsimlerden kalan bir kaç yaprak, işte bu kitap.,, diyor, Bir sanatkârın tevazuuna karışmıya- İrm; dilesin Ruşen Eşref, bu seçme e- serini bir kaç yaprak diye anlatsın. Fakat şunu söylemekten geçemeyiz ki bu Boğaz Kıyıları'nda, Boğaz güneşi altında büyüyen, Boğaz rengini, Bo- ğaz kokusunu taşıyan bu güzel yap- raklar, edebiyat bahçesine gölge salan eşsiz bir ağacın üzerindedir. Nurettin ARTAM Gençlik parkının inşasına baş- lanmıştır. Binaların ve havuzla- rın yerleri tesbit edilmektedir. Havuzun hafriyatı yapılmakta olup, bir takım kanallar da açıl- maktadır. Resimlerimiz, toprak hafriyatiyle mühendislerin çalış- masımı ve gençlik parkmnın yapı- TYAL . vekâlefine geçiyor İstanbul Elektrik Şirketini devren alan Nafia Vekâleti, şirketin bozuk ve tamire muhtaç bir halde bıraktığı bütün şebekenin ıslahiyle esaslı su - rette meşgul olmaktadır. Nafıa Vekâ- leti, İstanbul belediyesinden şehrin elektrik ihtiyacına ait bir proje iste - mişti. Belediye bu projeyi hazırlıya- rak Vekâlete göndermiştir. Vekâlet iki seneye kadar İstanbul elektrik te- sisatını, istanbulluların ihtiyaçlarını tamamen karşılryacak hale getirecek- tir. İstanbul belediyesi hükümete mü- racaat ederek halen şehirde faaliyet - te bulunan ve nakil vasıtaları aydın- latma ve ısıtma gibi umumi işler ya - pan şirket ve müesseselerin belediye- ye devrini rica etmiştir. Hükümet bu dileği esas itibaryile kabul etmiştir. Nafia Vekâleti İstanbul Elektrik şe- bekesini hazırladığı programla iki se- nede tamamen ıslah ettikten Ssonra belediyeye verecektir. Öğrendiğimize göre, İstanbul tram vay şirketinin de nafiaya geçmesi için bu ay içinde alâkadarlarla vekâlet a- rasında müzakerelere başlanacaktır. Bu hususta şimdiden faaliyete ge - çilmiş bulunmaktadır. Alâkadarlardan mürekkep bir ko- misyon tramvay arabalarının mikdar ve evsafını tesbit etmek için çalışma- lara başlamıştır. : — İskele ve rıhfımlardan geçen eşyadan alınacak ücrel 3004 numaralı kanunun birinci mad- desi mucibince, belediye ve huausi i- darelerin elinde bulunan iskele ve rıh- tımlardan geçen eşyadan alınmakta 0- İan müruriye resim ve ücretlerine da- ir İktısat vekâletinin hazırlamış oldu- ğu tarife yürürlüğe girmiştir. Tespit edilen-tarife şudur: . | j Büyük yolculardan 5, 12 yaşından yukarı mektep talebesinden 2.5S kuruş almacaktır, Küçük hayvan yavrula- rından 2;büyük hayvanlardan 5; öküz; manda, merkep ve sair çift hayvanla- rından, at, ester ve sair binek hayvan- larından yüksüz olursa 7.5; yüklü o- lursa 10; devenin yüksüzünden 10, yüklüsünden 15; merkebin yüksüzün- den 5, yüklüsünden 8; vahşi hayvan- lardan 50 kuruş alınacaktır,. 'Tek hayvanlı araba yüksüz olursa 30, yüklü olursa 40; çift hayvanlı âra- ba yüksüz olursa 40, yüklü-otursa-50; otomobil yüksüz ölürsâ 75; yüklü ©- lursa 100; kamyon yüksüz olursa 100 yüklü olursa 200 kuruş verecektir. 30-75 kiloya kadar olan eşyadan 7; 75-200 kilonun beş denginden 15 kuruş alınacaktır. Umumi hükümler : Nizamnameye göre sal müruriye resminden müstesna yolcular şunlar- dır: 12 yaşından aşağı olan- çocuklar, geçirilen nakil vasıtalarının sahip ve- ya sürücüleri, askerler, jandarmalar, posta memurları, göçmenler, mevcu- den sevkolunanlar, ziraat için göçen köy ehalisi, Nizamnameye göre sal müruriye resminden bazı hayvanlar da istisna edilmiştir: posta taşıyan hayvanlar, askeri hayvanlar, göçmen hayvanları, artmaktadır: İlk cümhuriyet büdce- siyle, on üçüncü cümhuriyet büdce- si arasında hemen hemen bir misli- ne yakın fark vardır, Bu fark, müs- bet bir faktır. Ve asıl entresan olan nokta, dev- let gelirinden artışın, bilhassa umu- mi refah seviyesini gösteren rakam- lar üzerinde tekasüf etmiş bul köy kanunu projesi hazırlandı Hükümetin köy kalkınmasının temeli mahiyetinde olan 175 L ARlami maddelik yeni bir köy kanunu projesi hazırlamış olduğunu bil- da i dirmiş ve dünkü say mıştık. 18 fasıldan ibaret olan proje- sıdır. Bir misal vermiş olmak için, son beş senelik devlet — büdcesinin senenin meselâ haziran ayına göre ve gelirin cinsi üzerinde nasıl bir seyir aldığını tetkik edebiliriz. Şim- di, şu misallere bakınız: Vergilerin son beş senenin haziran ayları için- de tahakkuklarının seyri şudur: 933 - 34 senesi haziran ayında vergiler tahakkukatı 24.673.000 lira iken; 934 - 35 de 25.650.000 İliraya çık- mış, 935 - 936 mali senesinin aynı a- yında 22,763.000 lira ve nihayet 937 - 938 mali yılında ise 29.938.000 li- ra olmuştur. İnhisarlarda, daha büyük bir ar- tış göze çarpıyor: Gene aynı — beş senenin, meselâ, nisan ayı içinde in- hisarlara ait gelirlerin tahakkukla- rma ait rakamlar şunlardır: 933 - 34 mali yıl nisanında — 27.632.000, 934 - 35 de 31.786.000; 935 - 36 da 29.814.000, 936 - 37 de 33.870,000; 937 - 38 de 34.432.000. Şimdi, gene son beş senenin bir başka ayında ve farazâ şubat ayın- da umumi devlet gelirine ait rakam- ları gözden geçirelim : : İlk sene 163.170.000; ikinci sene 189,142.000; üçüncü sene 207 mil- yon 540 bin; dördüncü sene 216 mil- yon 451 bin; beşinci sene 260 milyon 813 bin lira. Büdce rakamlarına ait çok mühim ve üzerinde durulması lâzım — gelen bir noktada, tahakkukat ve tahsilât arasındaki yakınlaşmadır. Bazı mad- delerde bu tahmin o kadar kuvetli- dir ki, milyonlar arasında liraların bile intibak ettiği — görülmektedir. Bu da denk büdce prensipimizin da- yandığı temellerden biridir. U Dün hava bulutlu geçti Şehrimizde dün hava kısmen büu- lutlu geçmiş rüzgâr şimali garbiden saniyede 3 metre hızla esmiştir. Dün şehrimizde en' yüksek 1sr gölgede 32 santigrad olarak kaydedilmiştir. Yur- dun doğu bölgesinde hava bulutlu ve mevzil yağışlı, cenup bölgelerinde a- çık ve diğer bölgelerde kısmen bu- Tutlu göçmiştir. 24 saat zarfında ya- Zan yağmurların karemetreye bırak- tıkları sü Tülküarı- Ordu'da-biy Dapyan— ca'da 16, Giresun'da 4 Zonguldak'ta bir kilogramdır. Rüzgârlar cenup.ve-|- cenup doğusunda garpten saniyede en çok 5, diğer bölgelerde şimalden en çok 7 metre hızla esmiştir. Yurtta dün en yüksek ısı Elazığ'da 32, Malatya'da 35, Siirt'te ve Erzin- can'da 36, Diyarbakır'da 39 derece idi. sal mürüriye ücretinden müstesnadır. Asker eşyası, göçmen eşyası ve posta eşyasından da resim alınmıyacakt nin ilk fasıllarına âit olan hü- kümler şunlardır: Sınır işleri: Bu proje kanunlaşır kanunlaşmaz, her köyün sınırı derneği tarafından bir kâğıda yazılacaktır. Sınır için komşu köyler ile aralarında uzlaşma işleri eğer varsa bu da gösterilecek ve yazılan sınır kâğıdı dernek âzası tarafından imzalanıp nahiye müdü - rüne gönderilecektir. Nahiye müdü- rü de bu sınır kâğıdını kaza veya vi- lâyete gönderecektir. Oralarda kaza idare heyetince sı - nır kâğıdı tetkik ve tâdil edildikten sonra, tasdikli bir örneği tekrar köy muhtarına verilmek üzere nahiye mü- dürüne yollandığı gibi asıl sınır kâ- ğıdı da tasdikli olarak tapu dairesi - ne verilecektir. İki köy arasında uz- laşılmıyan sınırlar için idare heyet- leri tahkikat ve tetkikler yaparak sı- nırı çizip her iki köye de birer tas - dikli suretini göndereceklerdir. Bu karar, kati olacaktır. Kazadaki bütün köylerin tasdikli sınır kâğıtları ta - puca bir deftere yazılıp defterin altı idare heyetince tasdik ettirilecektir. Ayrıca bu tasdikli defterin bir sure- ti de tapuca çıkarılıp idare heyetin- ce saklanmak üzere verilecektir. Köy sınırlarına ait bütün işlerde, anlaş - mazlıklarda ve nizâlarda devlet dai- releri ve mahkemelerce bu tasdikli defterler esas tutulacaktır. Bir köyün sınırı, şu şekilde çizilecektir: 1 — Eskiden beri köyün sayılan bütün tarla, bağ, bahçe, çayır, zeytin- lik, palamutluk, baltalık ve otlaklar sınır içinde kalacaktır. 2 — Dağlık ve ormanlık havalide ötede beride dağınık olan evler, tar- lalar, merâlar parça parça en yakın köye bağlı sayılmakla beraber bunlar sınır dışında bırakılacaktır. Yalnız '|her birinin adı sınır kâğdına yazıla- 3 — Sınır mümkün olduğu kadar kolay anlaşılacak surette dereler, te- peler, yollar veya diğer değişmiyen işaretli yerlerden geçecek ve bu de- re, tepe ve yolların ve işaretli yerle- rin köylüce adları neyse, behemehal sınırda sırasiyle yazılacaktır. 4 — Eğer bir köyün sınırını dere- lerden, tepelerden, yollardan veya di- ğer değişmiyen işaretli yerlerden ge- çirmek kabil olmazsa, sınır mümkün ld kadar dü: ! eçti Cektir. 5 — Bir köy ahalisinden bazı kim- selerin, başka bir köy arazisi içinde kalan dağınık tarla, bağ, bahçe gibi yerleri; sahibinin bulunduğu köyün sınırında değil, öteki köyün sınırında gösterilecektir. 6 — Bir köyün sınırı mutlaka diğer köyün sınırı ile birleşmek lâzım gel- miyecektir. İki köyün sınırları ara - sında eskiden beri hiç bir köyün ma- lr sayılmıyan boş arazi, dağlar, or - manlar, yaylaklar varsa, bunlar sını- vrn Orbıhda biraldacak Bu ücretler, âzami olup alâkalılar hakkında siyanen yapılmak şartiyle belediye ve hususi idareler bu fiatlardan aşağı ücret de alabilecek- lerdir. 7 — Bir köyün malı olan yaylala- rın o köy derneği tarafından ayrıca sınırı çizilmekle beraber bu sınır kâ- ğidi asıl köyün sınır kâğıdı ile bir - leştirilecektir . 'U[&%ç)/vn , .0 _ıo.Um Harp ilânı! Bir gazete, harp ilân edildiğini yazıyor. Fakat telâşlanmayınız, bu harp önce Avrupa'da değil, cenubi Amerika'dadır, sonra in- sanlara karşı da değil, köpeklere karşıdır. < Buenos Aires'te tam 200,000 köpek mış ve bunl d vasati bir hesapla 10,000 kişi ısı- rırlarmış, Arjantin sosyal yardım birliği bu hususta belediyenin nazarı dik- katini celbetmiş, belediye de kö- peklere harp ilânına karar vermiş- tir, Amerika'nımn Asya, Afrika ve Avrupa'dan ne kadar farklı bir yer olduğ bu hâdised bile hayliye değişmiş buldum. İhtiyar, yahut koca karı Valdehanı'nın yı- kıldığı için mi? Hayır! Köprünün üzerine sarı çiviler çakıldığı ve yaya gidenler buradan geçmiye mecbur tutulduğu için mi? Ha- yır! Köprünün Kadıköy iskelesi yenileştirildiği için mi? Hayır. Galata rıhtımı biraz temizlendiği için mi? Hayır. Bâbıâli caddesin- de Meserret kahvesinde simit, anlamak mümkündür: Eskidünyada ordular biribirine giriyor da gene harp “ilân,, edil- miyor. Yenidünyalılar ise köpek- leri bile ortadan kaldırmadan harp ilânına lüzum görüyorlar, Değişen İstanbul peynir ve çayla karnını doyuran muharrirlere - rastlamadığımdan ' mı? Hayır, Boğazın en köhne semtlerine bile zarif ve modern tek tük ev- ler yapılmış olmasından mı? Ha- yır. Daha ne kadar sual sorarsanız hayır diyeceğim. Fakat bu sefer İstanbul'u hayliden i ğ * Meselâ köprünün Kadıköy is- kelesinde gazete satan değişme- miş; fakat o, daha dün — insana öyle geliyor — bir çocuktu; şimdi saçları ağarmış, yüzü buruşmuş orta yaşlı bir adam olmuştur, Vapurda güzel bir kıza rastge- liyorsunuz : — Yarabbi, ben bu çehreyi ha- tırlıyorum, gözüm ısırıyor, ama a- caba kimdi? diye bir müddet dü- şündükten sonra buluyorsunuz: Bu genç ve olgun kız, seneler- ce önce gene aynı vapurla gidip gelen küçücük bir mektep çocu- ğu idi. Tramvayda saçlarına ak düş- müş bir bayan görüyorsunuz. Hal- buki o da ter, tâze bir kızcağızdı. Şimdi, mutlaka, çoluk çocuğa, ai- le gail ki aşlanmış, T Onun için bu sefer, İstanbul'u, g ç L H Et t p e R Fı_ kat, acaba değişen İstanbul mu? in hükümlerini yaz- 8 — Kabil olan köylerin bir hari- | ta veya krokisi çizilecektir. İki köy arasında hizâlı sınırların çzilmesi için hükümetin emriyle iki köy derneği bir araya toplanarak i- şin kendi aralarında düzeltilmesi i- çin çalışacaklardır. Uzlaşmadıkları halde kaza idare heyeti tetkik ve tahkik yaparak altı ay içinde doğru- dan doğruya sınır çizecek ve iki ta- rafa tebliğ edecektir. Tebliğ tarihin- den itibaren 15 gün içinde bu karara iki taraf muhtarları da vali nezdinde itiraz edebileceklerdir. İtiraz o mad- de hükümlerine göre tetkik ve bir | karara bağlanacaktır. Bir köy sınırı bu kanun hükümlerine göre çizildik- ten beş sene sonra hasıl olacak lüzum ve ihtiyaç üzerine köy derneği sını- rın büyültülüp küçültülmesi için mü- racaatta bulunabilecektir. Şayet bu sınırın büyültülmesi veya küçültül- mesi bâşka bir sınıra dokanmıyorsa kaza idare heyeti karariyle sınır tak- sim olunacaktır. Birkaç köy arasında müşterek o - lan sıvat, sulak, pinar, merâ, baltalık, yaylak gibi yerler, eğer bir köy sını- rı içinde kalryorsa o köyün malr ol - makla beraber diğer köyler de eskisi gibi faydalanacaklardır. Anlaşmazlıkların halli: İki ve daha ziyade köyler arasın - da çıkan hudut, merâ, su, sulak, yay- la, orman, bataklık gibi anlaşmazlık- ların halli yalnızca kaza idare heyet- lerine ait olacaktır. Anlaşmazlıklar, bir karara bağlanıncaya kadar her türlü nizâ ve kavgaların önünü kes - mek üzere nahiye müdürü veya kay- makamlar tarafından lüzumlu görü « len idari tedbirler alınacaktir. İki ve daha ziyade köyün su ve sulak ihtiyaçlarını temin eden sula - tın tanzim ve tevzii bir kaza dahilin- de ise o kaza, bir vilâyet içinde bir- kaç kaza arasında ise dahiliye ve nafıa vekâletlerince müştereken tanzim ve vilâyetlere tevzi olunacaktır. Bu hu- susta çıkacak anlaşmazlıkları, bu mer- ciler halledeceklerdir. 'Bu kanunun hükmü başlar başla - maz her köyün umumi yapı yerleri ile ev, ahır, samanlık ve dükkân gibi köy yerinin sınırları köy derneği ta- rafından dört ay içinde ve saha üze- rinde gösterilecektir. .,..âl:t nkıgxd;erlcrlc bu sınırlara bi- tişik yerlerde ve bu sınıra en çok 200 metre uzak yerlerde mesken ola- bilecek yapılar yapılmasına köy ida- resince müsaade verilebilecektir. Bu sahanın dışında inşaat yasak olup ya- pılanlar köy encümeni karariyle yık- fırılacaktır. Ağıllar, bağ ve bahçeler- de yapılacak yazlık evler ve kulübe- ler bu hükümden hariçtir. Bir köyde köy yerinin genişletil- mesi gerekirse kazalarda kaymaka- mın, merkez kazada valinin seçeceği bir zatın riyaseti altında hükümet doktoru, Nafia mühendisi veya fen memuru, ziraat müdür veya memuru ve bir nahiye müdüründen mürekkep heyetin köy encümeni ile birlikte yerinde yapacağı tetkikler üzerine sı- nırlar lüzumlu mikdarda genişletile- cektir, * Dağlık, taşlık veya çorak mınta - kalar olup toprağın teşekkülü ve ve- rim kabiliyeti icabı toprağa tabi ola- tak halkın dağınık yaşamak: mecbu - riyeti bulunduğu yerlerde köy yeri Kendi değişikliklerimizi, çok zaman, başkalarına ve muhitimi- ze yormaz mıyız ? Kadıköy - Üsküdar Kadıköyü'ndeki câmilerden bi- risinin kapısındaki kitabede vak- tiyle okumuş olduğum bir mısrâ, hâlâ, ezberimdedir: Oldu kadı karyesi mahsudüşehri Üs- küdar, j Bu şairin görüşüne bakılırsa, Kadıköyü'nü, o zaman, Üsküdar şehri evlerinin, sokaklarının düz- günlüğü dolayısiyle, kıskanmış. Son günlerde gazetelerde pro- fesör Prost'un Kadıköyü imar plâ- nımı da hazırlamıya başladığını okuyunca ve Üsküdar'm, hâlâ, es- Ş kiLl'.l keldçe düşi k: — Bu şair, bu gün sağ olsaydı, hududu çizilmiyecektir. Ancak bu gibi yerlerde köyler, her kazada ida- re heyetince tesbit olunup ayrıca ilân olunacaktır. Projenin geri kalan fasılları, köy hayatının umumi gidişiyle, idare, ba- yındırlık, sıhat, kültür, sosyal durum gibi, köy hayatının ana cepheleri ü- zerinde yeni ve kalkındırıcı hüküm - ler koymaktadır. #ÂZİY Daimi sergi binası için Maçkada ki İtalyan sefareti alındı İstanbul'a bir daimi sergi binası ka- zandırmak için uzüun zamandanberi tetkikat yapılmaktaydı. Öğrendiğimi- ze göre hükümet bu işi, Maçka'da harpte yapılan fakat kısmen yarım kalan italyan sefareti binasını 150 bin liraya satın almak suretiyle hallet- miştir. Binanın natamam kalan aksamı ta- landıktan sonra k seneon | n v