Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
A üRu B K —İi— Payas hususi muhabirimizin girişe dair verdiği tafsilât Payas, 5 (Hususi muhabirimizden) — Bu sabah saat 5 de Payas'tan ve Hassa'dan Hatay topraklarına giren alayımızın Payas kolu Hayitli karako- lunda fransız jandarması tarafından karşılanmıştır. Askerimiz karakolun biraz ilerisinde Karayılan köylülerinin kurduğu tak altından geçerken kur- banlar kesilmiş ve askerimiz şimdiye kadar görülmemiş şekilde coşkun - te- zahüratla istikbal olunmuştur. Askeri- miz Karayılan köyünde İskenderun konsolosumuz B. Fethi, Hatay valisi A_lîdurrıhnnn Melek, Hatay halk par- tisi başkanı Abdülgani Türkmen ve halk partisi faal heyeti azâları tarafın- dan karşılanmış ve selâmlanmıştır. İs- k_enderun halkevi başkanı B. Hamdi- nin reisliğinde gelen rum, ortodoks, ermeni, alevi ve diğer cemaatler mü - messillerinden müteşekkil heyet türk ordusunu selâmlamış ve on senelik ta- hassürünü arzetmiş, İskenderun' hal - kımın heyecanlı saygılarını ifade etmiş- lerdir. Bundan sonra kıtalarımız yollarıma devam etmişler ve İskenderun hasta- nesi y P da mola vermiş k Burada, yüzlerce kamyonla gelen hataylılar kahraman Mehmecdcikleri coşkun ve sürekli bir şekilde alkışla - g'!la: ve askerlerle kucaklaşmışlardır. rdumuz orada baş könsolosumuz B. Karaıapan ile Kolonel Kole tarafın- dan karşılanmış ve sonra İskende- run'a hareket edilmiştir. ı İ_Pkenderun, kuruluş tarihinden be- ri görmediği bir bayramı gene görül- memiş şekilde kutlamaktadır. Her ta - zaf baştanbaşa donanmıştır.. Caddeler, evlerin pençereleri, balkonlar, hınca- hınç doludur. Askerimiz burada da bü- tün hataylıların içten gelen tezahürle- ri ile karşılanmış ve devamlı şekilde al- kışlanmıştır. —Askerimiz yürüdükçe caddenin iki tarafında halkı yararak cadde üzerine inmiş hataylılar, evvel - ce hazırladıkları yüzlerce kurbanı kes- mişlerdir. Bu coşkun tezahürat esna - sında ve Hatay gençlerinin bandosu ile çok muntazam yapılan geçid res- minde askerlerimize çiçek atan, boy- nuna sarılan kadınlar, gözyaşı döken ihtiyarlar sayılamıyacak kadar çoktu. Askerlerimizin bir kısmı Pınarbaşı- na doğru ilerledi, Diğer taraftan Has- sa'dan giren kıtalarımız Aktepe nahi - yesinden geçerek Korkiri'de istirahat ettiler. Ve bütün yolda olduğu gibi Kırıkhan'a girerken de alkışlandılar, askerimiz Kırıkhan'a birkaç kilomet - re mesafede iken yollara dökülen kı - rikhanlılar askerimizin dört tarafını sarmak ve alkışlar, sevinç nidaları, göz yaşları ile kurbanlar kesmek suretiyle tâ Kırıkhan'a kadar durmadan dinlen- meden askerimizi takib etmişlerdir. Kırıkhan'dan muhtelif kollara ayrılan kıtalarımız Beylan'a, Reyhaniye'ye ha- reket ettiler. Bütün Hatay şehirleri donanmış - tır. Şu dakikada bütün şehirlerde fe - ner alayları yapılmakta ve büyük bay- ram kutlanmaktadır. Nihad Tangüner Adana'da tezahürler Adana, 5 (Telefonla) — Ordumu - zun Hatay'a girmesi şehrimizde coş - kun tezahürata vesile olmuştur. Bütün şehir baştan başa donanmış ve adana - hlar Atatiirk anıdına çelenk koymuş - lr ve Büyül” £:f'e olan ebedi bağlılık - larını teyi a er.sişlerdir, Türk - Fransız askezi işbirliği Albay Kole örfi ıdareyi kaldırdı Paris, 5 a.a. — Havas ajansı Antak - ya'dan bildiriyor; Türk kıtalarının bugün Sancak'a muvasalâtı ile, An- takya'da imzalanan askeri anlaşma ve bunların tatbiki protokolu ile tasrih edilmiş olan sistem filiyat sahasına geçmiş bulunmaktadır. İki ordunun işbirliği fili mahiyet almıştır. Bu iş- birliği ile, bundan böyle, Sancak'ın mülki tamamiyeti ve politik statüsü temin olunacaktır. Yeni rejimin tesisi, memleketin p.olitik vaziyetinde gerginliğin izale - sinde ve unsurlar arasında gizli ola- rak mevcut hasmâne hissiyatın yatış - masında şimdiden kendisini göster- miştir. Türk - fransız askeri işbirliği, €zcümle, bir dakika için menfaatleri - ni tehlikede gören ermeni mahfillerin- de mahsüs bir emniyet husule getir- miştir, Fransız askerlerinin heyeti umumi- yesi miktarı, üç güne kadar 2500 kişi- ye varacaktır. Mandater makamlar, politik mev- kuflar için merhametkâr bir surette hareket etmeyi düşünmektedir. Bugün öğle üzeri, yüksek komiser- lik delegeleri albay Kole, örfi idareyi kaldırmıştır. Bü akşam, bir türk - fransız dostlu- ğu tezahürü olarak, Antakya'da husu- si bir ziyafet verilmektedir. Bu ziya - fete, albay Kole, albay Şükrü ve genel kurmaylar delegeleri iştirak eylemek- tedir. İmzalanan K Başı 1. inci sayfada) Ve Fransa ile Türkiye Hatay meselesi- SİŞ 29 mayıs 1937 anlaşmasının çerçe- ;"' içinde halletmiye karar verdiler. u kararın tatbikı için bir takım itilâf- nameler imzalanmıştır: 1 — Önce Fransa ile Türkiye ara- sında evelki gün imzal döstiak vesika 3 — Bu iki vesikadan başka, tarih itibariyle daha evel gelen, fakat haki- katte siyasi anlaşmanın neticesi olan bir askeri anlaşma vardır, Hatay'da General Asım Gündüz'le General Hut- zinger arasında imzal, itilâf ile türk askeri kıtalarına Hatay'da va- zife verilmiştir. Askerlerimiz evelki Muahedesi gelir. Bu, Hatay'da yapılan llken l d. sonra Ö |. ""Bbd? ve menşei olduğımdın., şüphe- siz, dliırlenne tekaddüm eder. İtilâf- Namenin mahiyeti şudur: Fransa ile 'l_'lllıızdı 1930 senesinde i bir doıtlıılı, ! ve desi vardı. 4 t 1938 mukavel onun yerine kalı ü velile eĞi m olmaktadır. Muka- a) ll_ıi âkid taraf, içlerinden birine '“'1' siyası veya iktısadi bir anlaşma- Ya girmemeği teahhüd ediyor. aib) .İçleriıııkn biri tecavüze uğrarsa, ğeri :âı::ocıvın yardım etmemeyi keli B €) Hatay'ın mülki tamamlığını ko- Er için icabında biribiriyle istişare Yi teahhüd ediyorlar. * 2 — Bu dostluk mukavelesi akdedil- a Tîrı::hrı hu.nıın delâletiyle Fransa Üü BY% bir beyanname neşretmiş - 4 . Bu beyannamenin yalnız birin- ; Paragrafı Hatay'a taalluk eder. Bu h';_'ı:r:ı:t_e_n”ehmi_yeui fıkrası da Ha- bik edilirlıe“. “““?"YG'—C dŞ ür d eli n, “türk elemanının tefev- yi tanımacağı hakkındaki hüküm- d_ıııı. Malümdur ki 1921 be- :; Üzerinde ısrar ettiğimiz nokta bu - ur. Hatay üzerindeki son anlaşma- nın temelini de bu nokta teşkil eder. ( , ünden beri Hatay topraklarında bu- lunmaktadırlar. Ankara'da ve Hatay'da imzalanan siyasi ve askeri mukaveleler karşısın- da şunu söyliyebiliriz ki, Hatay itilâfı, Fransa ile Türkiye arasında daha ge - niş ve daha şümullü bir anlaşma için zemin teşkil etmiştir. Herkesin “anâ- nevi” adını verdiği bu eski d hnğ Anlaşmanın imzası her tarafta büyük memnunluk la karşılandı Paris, 5 aa. — Fransız basını bil- hassa fransız - türk anlaşmaları ve dün Ankara'da parafe edilen dostluk muahedesi hakkında tefsirlerde bu- lunmaktadırlar. Pöti Pariziyen şöyle yazıyor: “Bu anlaşmalar fransız - türk mü- nasebetleri tarihinde mühim bir mev- ki işgal ktedir. Bone ve Daladiye tarafından tâkip edilen dürbinane ve realist siyaset sayesinde ilelebet sü- rüncemede kalmak tehlikesini göste- ren İskenderun anlaşmazlığı şimdi halledilmiş bulunmaktadır. Milletler cemiyetinin halline muvaffak olama- dığı bir iş iki memleketin menfaatle - rine kuvetle hizmet edecek dostane bir işbirliğine yol açan açık bir görüş- me ile neticelenmiştir..,, Maten gazetesi de diyor ki : “Türkiye ile Fransa arasındaki mü- ziç anlaşmazlığın zail olduğu ve şimdi Yakın Şarkta sulhun menfaatine ola- rak Fransa ile Türkiye arasında bir işbirliği devresi açılmasının ümid e- dildiği söylenebilir.,, Ekselsiyor şöyle yazıyor: “Bu muahedenin ehemiyetini tama- mile ölçmek için, 1913 te böyle bir mu- ahede aktedilmiş olsaydı bunun bü- yük harpte Fransa'yı ve müttefikleri- ni her sahada ne gibi zararlardan ko- rumuş olacağını tahmin : etmek kâfi- dir. Bu muahede, Yakın Şarkta yalnız T.ürkiye ile Fransa arasında her türlü niza sebeplerini ortadan kaldırmak ve feci bir tarihi hatâyı tâmir etmekle kalmıyor, aynı zamanda şarki Akde- nizde sulhçu kuvetler arasında muva- zene husulüne en faydalı şekilde yar- dım etmiş oluyor.., Övr gazetesinde Madam Tabuis, yazıyor : " “Fransız - Türk döstlüuk müahede- sinin imzası Londra'da büyük bir te - sir husule getirmiştir. Bu muahedenin, iyi bir şekilde tefsir edildiği takdirde, hakiki bir karşılıklı yardım mahiyetin- de olduğuna hükmediliyor.” ) Yugoslavya'nın tebrikleri — d, 5.a. a. — İsk un San- cağı hakkında fransız - türk anl - Bal, A B İmzalanan vesikalar, Yakın Şark'ta bir sulh âmilidir Hatay'da vazıyet Reyhaniye, 4 a. a: — Hatay'dan ka- çarak Halebin Hamam> / nahiyesinde toplanan bedeviler, Hatay içinde Keli köyüne girerek türk listesine yazılmış olan bir kürdü öldürmüşler ve geldik- leri yere dönmüşlerdir. Halep'te Vataniler aleyhinde nümayişler Reyhaniye, 4 a. a. — Halep'ten ge - lenler, Halep'teki vataniler aleyhinde büyük bir galeyan hüküm sürdüğünü bildiriyorlar. 'Türkler ve türk taraftarlarına kar- şı son zamanlarda yapılan takibatın hafiflediği haber veriliyor. İskenderun limanının vaziyeti İskenderun, 5 a. a. — İskenderun limanının yerine Lâzkiye ve Trablus limanlarının kullanılması için Suriye- de seçimle beraber başlamış olan sis - temli mücadelenin şiddetlendiği An - takya ve İskenderun ekserisi türklere ait bulunan nakliye vasıtalarının bun- dan bilhassa zarar gördüğü anlaşılı - yor. Suriye ile Hatay arasında tesis edilen lessepase usulü ile İskenderun liman şirketinin tatbik ettiği bazı ted- birlerin bu mücadeleyi kolaylaştırdığı haber verilmektedir. İ Aktepe'de bir tek fesli kalmadı Kırıkhan, 5 a. a. — Anadolu Ajansı- nım hususi muhabiri bildiriyor : Aktepe havalisinde fes ortadan kalk- mış gibidir. Gerek Aktepe, gerek. İs - kenderun büyük heyecan içindedir. Dr. Aras'ın beyanatı (Başı I. inci sayfada) niz vesikaların imzası, türk - fransız dostane münasebetleri yolunda, hiç g:lphedz. yeni bir merhaleye işaret - tir. Hatay ihtilâfının izalesi için iki ta- rıfçı sarfedilen gayretlerin bu suretle sına dair tefsirlerde bulunan Samu- rava gazetesi, türk efkârı iyesi- i, vakıâ, bazan engellere tesadüf etmişse de bu engeller iki nin yirmi senelik milli emelleri temsil eden bu meselenin halline karşı gös- termiş olduğu alâkayı kaydettikten sonra şöyle demektedir : * Fransa ile akdettiği siyası ve as - keri anlaşmadan dolayı olan yalnız Türkiye değildir. Onun bütün dostları ve bütün sulh taraftarları da bu basiretli hareketi müttefikan se - lâmlamaktadırlar. Bu suretle Cenevre bürolarında ve arşivlerinde pek uzun bir zaman sürüklenmiş olan bir anlaş- mazlığın kati surette hallini intaç ede- cek nihai bir safhaya girilmiştir. Yu - goslavya da Türkiye'ye tebriklerini göndermektedir. Bu tebrikler, Türki - ye'nin meşru emellerinin memnuniye - te şayan bir şekilde tahakkuk ettiği şu sırada Yugoslavya'da duyulan mem - nuniyetin bir ifadesidir.” Yunanistan'da duyulan sevinç Atina, 5 a. a. — Atina ajansı bildi - riyor : Türk - Fransız anlaşmalarının ihyası karşısında her mesele ikinci plâ- na atılmaktadır. Yani Hatay, türk - fransız dostluğunun kurulması için bir köprü vazifesini görmüştür. Bugün bu vazifeyi gören Hatay, yarın da iki dev- let F AY L "ı_hi'_ met edecek bir bağ teşkil etmelidir. Hatay üzerindeki bu anlaşma ile büyük bir türk dâvası daha halledil- miş oluyor. Türkün hakkı ihkak edil- miştir. Ve Lozan'dan beri her defasın- da olduğu gibi, bu defa da bu mesud neticeyi Büyük Şefimiz ATATÜRK'e borçluyuz. A. Ş. ESMER Teşviki sanayiden istifade ettirilecek makineler Ankara, 5 a.a, — Haber aldığımıza göre, dokuma veya halı tezgâhlarının ıl-lıtıyaçlarım karşılamak için ithal e- dilecek olan, Streichgarn imâline nşil.ııııı yün ipliği makinelerinin teş- viki sanayi kanununun bahşettiği mu- afiyetlerden istifade etmeleri İktisat Vekâletince kabul olunmustur. imzası betiyle g. ler, metin- lere uzun sütunlar tahsis etmekte ve anlaşmanın Elen halkı tarafından sa - mimi bir sevinç ile selâmlandığını te - yid ile derin memnuniyetlerini beyan eylemektedirler. Gazetelerin tebarüz ettirdiklerine göre, Yunanistan, Türkiye'ye çok sıkı dostluk ve işbirliği rabıtaları ile, Fran sa'ya da son defa fransız gemilerinin Faler'i ziyaretleri münasebetiyle bir kere daha teyid olunan eski sağlam ra- brtalarla bağlıdır. Türk - Fransız anlaşmaları, Şarki Akdeniz'de sulhun takviyesine yardım edecek ve yeni bir emniyet kalesi teş- kil eyliyecektir. —— Ticaret konseyyelerimiz arasında Ekonomi Bakanlığı, Türkofis'in dış kolları arasında değişiklikler yapma- ğa karar vermiştir. Bazı ticaret kon- seyyelerimiz merkeze naklolunacak: ve bunların yerine merkez memurla rından bir kısmı gönderilecektir. B arada bazı konseyyelerimiz bir yer den diğer bir yere naklolunacaktır. | hükü zihniyeti, müm- taz fransız devlet adamı Bay Bone'- den gördüğümüz anlaşma fikri, ve Fransa'nın Ankara Büyük Elçisi Bay Ponso'nun doöstça elbirliği sayesinde bertaraf edilmiştir. Aktedilen anlaşmaların heyeti umu- miyesi, bize, Fransa ile Türkiye ara- sında yeni bir dostluk devresinin başlangıcı olacağını samimiyetle ü- mid ettirecek mahiyettedir.” Fransız Büyük Elçisinin beyanatı (Başı 1. inci sayfada) sahalarda dostça bir elbirliğinin te - mellerini atmış olan ilk Ankara an- laşmasını zihnimden çıkar, d ı Erkekler bayramlık, kadınlar gelinlik elbiselerini giymişlerdi (Başı 1. inci sayfada) Payas'ta türk küvetlerinin geçeceği hudut Fındıktepe adiyle anılır, Hazırlıklar tamam olmuştur. Güneş Fındıktepe'nin — üstünden doğuyor. Tabiat Mehmetciğin birkaç dakika sonraki mânalı adımlarına alkış tutu- yor. Fındıktepe'nin üstünde âyin var.. Türk kuvvetlerinden tabur kuman- danı binbaşı Süleyman Dinçsoy, alay kumandanına, tekmil haberini verdi: — Hazırım komutanım! de- di. Hududun öbür yanından, fransız kumandanı binbaşı Kansel de türk kumandanına : — Yol açıktır, dedi. Bu iki kelimelik cümleler, bu âna kavuşmak için çekilen bütün ıstırap - ların ve meşakkatlerin yorgunluğunu bir saniyede unutturmıya kâfi gelmiş- tir. Fransız zabitleri türk kumandanla - rını İskenderun'da öğle yemeğine dâ- vet ettiler ve türk kıtalarını selâmla - dıktan sonra otomobillerine binerek ayrıldılar. Türk kumandanı, kahraman asker - lere döndü ve gür bir sesle : — Gir, emrini verdi. Önde boru ve trampetler çalryor, arslan yapılı türk çocukları başta mız- raklı süvariler olduğu halde Hatay toprağına ayak basıyorlardı. Kuvetlerimizin 500 metre kadar ilerisinde iki asker yürüyordu, İki yi- ğit, muntazam ve vakarlı bir yürü- yüşle ilerlerken yapılan tezahürleri ifade etmek mümkün olmuyacaktır. Yol boyunca biriken halk onları “Ku- caklamak, bağırlarına basmak istiyor- lardı. O dakikada orada bulunmak, bu heyecanı tatmak lâzımdı. Kadınlar ve ihtiyarlar sevinç göz yaşları döküyor- lardı. Köylüler harmanlarını, çobanlar sürülerini yüzüstü bırakmış, türk as - kerlerini selâml k ve alkışlamal için yollara dökülmüşlerdi. Asker ge- çerken yükselen: — Yaşasın Atatürk, — Yaşasın türk milleti, — Yaşasın kahraman türk ordusu! Âvâzeleri gökleri tutuyordu. İlk türk köyü olan Karayılan'da köylüler günlerden beri türk askerini karşılamıya hazırlanmışlardı. Köyün methaline büyük bir tak kurmuş ve Atatürk'ün resimlerini takın en yük - sek noktasına koymuşlardı. Şef'in resmi, defne dallariyle süslenmişti. Takın iki direğinde türk ve Hatay bayrakları dalgalanıyordu. — Köyün caddeleri, evleri ve dükânları bayrak- larla donatılmıştı. Köy halkı Karayılan'ın biraz ileri- sinde toplu bir halde askerimizi bekli- yorlardı. Erkekler bayramlık, kadın - lar gelinlik elbiselerini giymişlerdi. Askeri kıtamız köye yaklaştıkça he- yecan artıyor, halk sabırsızlanıyordu. Ve nihayet göründüler, Yalnız bu görünüş bir alkış tufanının kopması- na kâfi geldi. Yaklaştıkları zaman coşkunluk son haddini buldu; kadın- lar çocuklar askerlerimizin önüne atı- lıyor : — Size on sekiz yıldan beri hasret- tik. Diye boyunlarına sarılıyor ve çi- çek buketleri veriyorlardı. Yol bir çi- çek tarlası haline gelmişti. K dan takın altından geçerken Fransa, 1936 temmuzunda, dünya - nın bu kısmında Türkiye'yi -âdeta sulhun bekçisi yapan Boğazlar anlaş- masına memnuniyetle iştirâk etmiş - tir. 29 mayıs 1937 anlaşmaları, aynı zih- niyetle, Türkiye ile Suriye arasında - ki hududun emniyetini temin etmiş- tir: Bu anlaşmaların Yakın Şark'ta d lr bir ni ge- ne faydalı surette yardım etmiş ol- dukları anlaşılmakta gecikmiyecektir. Bundan dolayıdır ki dün imzalanan anlaşmaları, yâni fransız - türk dost- uk hedesi ile ş meyi on yedi sene evel başlanmış o- lan eserin tetvici telâkki edebiliriz. Bu eserin tahakkuku bazı kimsele- re bati görünmüş olabilir, Fakat o e- ser, hakikt mevzuundan katiyen ay- rılmamış bir fikrin devamlılığı ile takib olunmuştur. Bununla beraber vazifemizi henüz tamamlamış değiliz, ve dost Suriye ve Lübman da, samimi ve açık olan bu politikaya zamanında iştirâk ede- ceklerdir. Hasılaları dün aynen neş- redilmiş olan müzakereler ancak bu sahada cereyan etmiştir. Modern Türkiye'nin mukadderatı- v sevk ve idare eden, ve eminim ki, temleketimiz hakkındaki duyguları la memleketi için beslediğimiz sevgi re yüksek saygı hislerinin aynı olan üclt - ÇEŞ ek Dey p |- nülmtaz Şef'i şu esnada hürmetle anr rım.,, bir kurban kesildi. İskenderun valisi ile Halk Partisi reisi ve İskenderun konsolosu askerlerimizi burada karşı- ladılar. Mehmetcikler Karayılan'da on dakika dinlendiler. Buradan Sarıseki'ye hareket emri verildi. Yol boyu tezahür devam edi - yor. Halk sevinçten ne yapacağını şa - şırmış vaziyettedir. Kıta, iki yanı sık ağaçlarla örtülü bir yoldan İskenderun'a doğru ilerli - yor. Askerler kendi yurtlırında ol- duklarını biliyorlar, milli şarkılar söyliyerek şen ve serbest yürüyorlar. Yolda, İskenderun'un muhtelif cema- atlerine mensup mümessillerden mü- rekkep bir heyet, başta halkevi reisi Hamdi Selçuk olduğu halde askeri kı- tamiızı karşılıyor. Saat yedi; Sarıseki'deyiz.. Burada köylü başını Atatürk'ün askerlerinin geçtiği yola koyuyor; hava açık. ber - rak ve latiftir. Sabahleyin serpeliyen yağmur dindi. Yoldan hafif bir top- rak kokusu geliyor. İskenderunlular, askeri — şehirde beklemiye tahamül edememiş, ellerin- de türk bayrakları olduğu halde, oto - mobiller, kamyonlar, bisikletlerle yol- lara dökülmüşlerdi. Saat tam sekizde askerlerimiz İs- kenderun'a hâkim bir tepenin üstüne gelmiş bulunuyorlardı. Burada fran sızların yaptırdıktan sonra olduğu gi- bi terkettikleri bir kışla ve hastane vardır. Hataylılar deniz vasıtalariyle kıtalarımızı denizden tâkip ediyorlar- Asker girerken ... Askerlerimiz girerken sevinç göz yaşı döken Halaylılar (Başı 1, ınci sayl'ada) doğarken bütün Hatay bu mesut hâ- diseden haberdardı. Hâdise haftalar- danberi beklenmekte ve iki gün evel anlaşmaların imzası üzerine tahakku- ku artık bir gün ve saat meselesi ha- lini almış bulunmasına rağmen, haber bütün ufuklarda kapalı siyah bir gök üzerinde birdenbire ve hiç beklenil- miyen bir ânda güneşin bütün kuve- tiyle gözükmesi tesirini yapmıştı. Antakya ve köylerinin bütün halkı büyük dalgalar halinde İskenderun ve Kırıkhan yollarına dökülmüştü. Bü- tün yüzlerde yalnız sevinç ve tebes- süm görülüyor. Kalblerdeki şenlik te şehir ve yollardaki donanma kadar â- şikâr okunuyordu. Kimi kucaklaşı- yor, kimi sevinç yaşları döküyordu. Yıllardanberi garajlarından çıkma- mış otomobiller ve kamyonetler yıl- lardanberi katları açılmamış bayrak- lar gibi yıllardanberi evlerinden çık- mıyan ihtiyar ve malüller de ortaya çıkmış, insan kütlesinden ve bayrak- tan yer gökler görülmez olmuştu. Bir kelime ile Hatay kurtulmuştu. Payas'tan giren askerlerimiz İskenderun, 5 a.a. — Payas'tan ge- len türk kıtaatı tam saat beşte hudü- du geçmiş ve hududda iki fransız za- biti tarafından selâmlanmıştır. Biraz sonra İskenderun konsolosu B. Fethi Denli ile Hatay Halk Par- tisi reisi B. Abdülgani, vali, parti er- kânından bir grup bütün cemaatlerin mümessilleri askere hoş geldiniz de- mişlerdir. Burada askere ayran ve şerbetler ikram edildi ve kıtaat yolun iki ta- rafında birikmiş olan köylülerin al- kışları arasında muntazam yürüyüşle ve marş söyliyerek İskenderun'a iler- ledi. İskenderun'a bir kilometre mesafe- de Antakya başkonsolosu ile askeri mümessil Albay Feyzi Mengüç de Hassa hududundan gelmişler, kıtaatı bekliyorlardı. Biraz sonra İran kon- solosu ve daha ötede kolonel Kole askeri karşıladılar. İskenderun şehrinin kapısında fran sız askeri bandosunun temposuna a- yak uyduran asker, daha ilerde An- takya spor kulübünün bandosunu ö- nüne kattı ve geçit resmi için tayin edilmiş olan meydana doğru ilerledi. Burada Albay Mengüç ve Kole, kon- soloslar, parti ileri gelenleri, fransız yüksek memurları bekliyordu. Yirmi iki kilometreyi kırk iki de- rece hararet altında geçmiş olan kı- taat, cidden muntazam ve büyük bir çeviklikle geçti. Çok alkışlandı. Şehir medhalinde İskenderun Halk Partisi reisi kısa güzel bir hitabede bulundu. Askeri geçit yerinde kurul- muş ve üzerinde “Hatay kurtuldu, yaşa, varol Atatürk,, yazılı büyük ta- kın altından geçerken meydanı civar İsokakları ve bütün evlerin pencerele- rini, terasalarını dolduran binlerce (Sonu 8. inci sayfada) dı. Abacılar köyü ile diğer yakın köy- lerden toplanan köylüler de yola in- mişlerdi. İskenderun'a yaklaştıkça karşılayı- cıların sayısı artıyordu. Halk caddele- rin iki tarafnı doldurmuş, hasret ve heyecan içinde askerlerimizin geçme - sini bekliyorlardı. Saat 11,15 te İskenderun sokakları - nı geçiyordu. Evler ve dükkânlar türk bayraklarile donatılmıştı. Sokaklarda sayısız taklar görülüyordu. Esaretten kurtulan Hatay'dan se- lâmlar... Saffet GÜROL Askerlerimiz perşembe günü Antakya'da olacak İskenderun, 5 (Hususi surette gön - serdiğimiz muharririmiz bildiriyor) — Dün gece biri Aktepe, diğeri Hayti kule'de olmak üzere askerlerimizin i.. koldan hududu geçecekleri halk ara sında derhal yayılıvermişti. Gece vakt vaziyetten haberdar edilen Delege E Kole dâvetli bulunduğu amerikan mi siyonunun suvaresini terketmiş ve ica beden tertibatı âcilen almıştır. Kolc nel Kole ve Baş konsolos B. Celâl Tev fik Karasapan bu sabah saat 4 de tür' kıtalarını karşılamak üzere Aktepe'y gitmişlerdir. Halk partisi ve hüküme mümessilleriyle halk hudud mevkiüin - de Albay Şükrü Kanadlı'nın kumand: ettiği türk küvetlerini istikbal ettiler Yarın (bugün) saat sekizde Kırık han'a girecek olan kıtalardan bir kısm orada kalacak, diğer kısmı yoluna de vam ederek Topboğazından bir müf rezeyi alav karargâhını teskil etme' #izere Beylan'a #önderecektir. Kuvay” Tüllive gecevi Antakya yolunda Be- Jirme'de geçirecek ve persembe sünü keri tören yapılacaktır. — Saffet Gürol Antalva'ya sireceİrtir. Antakva'da as- — i , $e H İıâı. Ü x Te KukiZAz .