KIZILAY 7-12-1937 | ıl Şark ile garb arasında her sahada üstünlük mücadelesi Ani darbeler ! Japonlar, kendilerinden - başkaları- nın doğru düşüneceğini, haklı olabi- leceğini pek düşünmezler. Bu husus- ta verdikleri hükümler de pek anidir. Bu husuüsta Nazilere benzerlerse de onlardan da daha çabuük hareket eder- ler. Bu itibar ile japon erkeklerinin biraz “kadın düşüncesi,, ile hareket ettiklerini söylemek yanlış olmaz. Amerika bahriyelileri, japonların Amerikaya, bir kadının bir erkeğe oynıyacağı kurnazca oyunları oyna- mış olduklarını bilirler. 1922 anlaş- masında Amerika, Manilanın ve bü- yük Okyanustaki bir takım limanla- rın tahkiminden vaz geçmiş oluyor- du. Ayni suretle tahkimat yapmama- yı taahhüd eden japonya büyük Ok- yanusun yarısından itibaren garb ta- rafını bir hava ve deniz altı üssü ha- line getirdi. Bütün bu inşaat, açıktan açığa yapılmamış, fakat “ticaret ve balıkçılık için görülen lüzum üzeri- ne,, perdesi altında yapılmıştır. Hal- buki Amerika donanması ne ticaret yapmakta, ne de balıkçık etmektedir. Bundan başka japonya, Milletler Cemiyetinden ayrıldığı halde onun tarafından mandası verilen ve Ame- rikan üsleri arasında bulunan şarki Havaisi, şimalt Guamı, cenubi Pan- ga - Pangoyu, garbi Manilayı asla e- linden bırakmamakta böylece Ameri- ka milletinin başına bir takım enter- nasyonal güçlükler açm: ğ ölmüş diplomatlarından zaaflarından istifade ile imzalanmış muahedeler hükümelerinden bahsettiğini sormuş ve demişti ki : — Bizim Çinin hükümranlığı ve is- tiklâline karşı vaki olan taahhüdleri- miz, Almanların Veresay muahedesi- ne karşı vaki taahhüdleri gibidir. Bu- gün yer yüzünde iki türlü millet var- dır : Birisi erken davranıb kendi leh- lerinde muahede yaptırmış olanlar; birisi de geç kalrb kendi aleyhlerinde muahede imzalatmış olanlar. Japon- ya ile Almanya ikinci grupa dahil- dir. Onlarla konuşmak için kâğıdla- rın üzerindeki notları ortadan kal- dırmak lâzımdır.,, Hariciye nezaretinde Amaunun şe- fi olan Hirota, her ne kadar daha faz- la diplomat ise de gene onun hisleri- ni besler. Hirota, japonyanın genişle- mesine karşı duran devletlerin artık günlerinin geçtiği ve bunların sade çene çalmaktan başka hiç bir iş yapa- mıyacakları fikrindedir. O, Amerikanın notalar yazabilece- ğine, fakat hiç bir zaman japonyayı abluka edemiyeceğine, bunun pahalı mal olacak bir iş olduğuna inanmak- tadır. Hirota bir defa demişti ki : — Amerika anlaşmağa yaklaşıyor. Onun Uzak Şark işleri için sarfede- cek fazla zamanı yoktur. Görülüyor ki Hirota, Japonyanın vaziyetini bütün dünyaya anlatmak i iştir; onu münakaşa etmek de- Bu iki millet arasındaki ihtilâf psi- kolojik ve ideolojik mahiyettedir. Bizim millf şeref idealimize hizmeti- mizle japonları hizmeti arasında da büyük farklar vardır. Biz, bu hustus- ta, bazan kendi zararımıza da olsa, vaidlerimizi, sözlerimizi yerine ge- tiririz. Japonlar ise milli şeref namı- na bütün fırsatlardan istifadenin yo- Tuna bakarlar ve nalıncı keseri gibi her şeyi kendi taraflarına yontarlar. Japonlar, ant bir surette darbe in- dirmeği severler. Ticarette de, harb- te de japonlar, kendi kaynaklarını gizli tutarlar ve zamanı gelince he- men darbeyi indiriverirler. Enternas- yonal kanun ve taahhüdlere riayet e- den milletler, japonların ne yeni, ne de eski harblerini usulü dairesinde ilân ile işe başladıklarını pek hatır- lamazlar. Onlar, bu işe ani ve şaşırtı- cı bir darbe ile girişirler. Gene müşahidler bilirler ki japon- lar, bir defa plânlarını yapıp hazır- ladıktan sonra bekl ini de bilir- ler. Biz deriz ki : “Bu bahar mevsiminde harb, az kalsın, patlak veriyordu. Fakat artık kış gelmiştir ve her şey süt limanlık- tır,,, Fakat hatırlayınız ki japonların çinlilerle harb etmesi için ta 1884 se- n hahi AA ; fıht onlar, 1894 senesine kadar beklediler. Gene hatırlayınız : Japonlar, Ruslar- la harb edebileceklerini 1895 senesin- de biliyorlardı. Fakat dokuz sene beklediler. 1903 senesinde bir Londra gazete- sinin baş makalesinde deniliyordu ki: “Rusya ile Japonya harb etmiye- cektir. Ne bu taraf, ne de öteki harb edecek vaziyette değillerdir.,, Sonra Rus orduları harekete geçince japon- ların uzlaşmaktan bahsettiklerini, fa- kat bir sabah, Amiral Togonun üsle- rinden uzakta bulunan rus donanma- sını yakaladığını, üzerlerine atıldığı- nrı hatırlayınız. Gene hatrlayınız ki japon orduları, 1928 senesinde Mançuriyi ele geçire- bilecek bir vaziyette idi. Fakat ancak 1931 de bütün dünyanın japonyada emperyalizm emellerinin öldüğünü sandığı bir sırada japon ordusu Man- Ççuriyi işgal etti. Tarihin Nippon hak- kında ne yazdığını her halde rusya okumuş olmalıdır. Bu sebebledir ki ğil, Bundan başka japonya, yaptığı bü- tün işleri, iyi niyetlerle yaptığını radyolarla, bütün neşriyat vasıtala- riyle ilân ve propaganda eder. Mese- lâ, japonya, bu propaganda edebiya- tına bakılırsa, Mançuriyi, bütün dün- yanın menfaatini temin etmek için istilâ etmiştir ! Şark ile garb arasında her sahada bir üstünlük mücadelesi başlamıştır. Beyaz adam bu mücadelerden her hususta üzülmektedir. Çünkü burada inkişaf etmiş garbli kafası, iptidaf şark zihniyeti ile çarpışmaktadır. 1914 senesindenberi garb âlemi, fikri sahada harbin kalkması, onun yerine sulhun kaim olması cereyan- lariyle beslenip dururken Nippon â- lemi, bunun 'tam zıddına bir istika- met almıştır. Bundan dolayı sarı ırktan beyaz 1r- kın ekonomik ve sosyal sistemini sar- asn kuvvetli bir buhran gelmektedir. Japonlar, İskenderin, Sezarın, Na- polyonun ve Kayserin yapmak iste- yip te muvaffak olamadığı davâyı başarmak azmindedirler. Mastuka'nın şu sözleri bütün hâdi- selere tatbik olunabilir : “Emri vaki zamanının geçtiğini söyliyebilecek - birisi bul lıdır. Trakya köylerinde tarlaya gidiş Göçmen politikamızın bir yıllık verimi Otuz bin göçmen yerleştirildi 631.650 dekar toprak dağıtıldı Yabancı memleketlerde yaşıyan türkleri ana yurdda olan prog < a G B3 eai olan kısmı, muvaffakiyetle bitirilmiştir. Bir taraftan bol nüfus davâmızın belli başlt bir dayan- cı, öte yandan rümelili türkün toprak ve çeşidli ziraat bilgilerinden faydal ak onu bir & bu seneye aid halinde köye sakmak gibi, bir kaç taraflı olan göçmen politikamız, bilhassa 937 içinde, en verimli safhasına girmiş bulunmaktadır. Bu sene getirilmesi kararlaşan 15.000 i Romanyadan ve 15.000 i Bulgaristandan olmak üzere otuz bin göç- men Varna ve Köstenceye yollanan wapurlarla hemen hepsi getirilmiştir, Geçen yılda olduğu gibi, bu yıl da, ana yurda gelmeğe hazır vaziyette olanlar, Romanya ve Bulgaristana gön- derilen iskân memurlrı vasıtasiyle, bü- tün zat eşyaları, hayvanları ve ziraat âletleriyle birlikte getirilmişlerdir. Romanyadan gelen göçmenler Trak- ya mıntakasına yerleştirilmekte oldu- ğundan Kö aü birelekaden vi purlar, ilk defa Anadolu kavağına gel- mekte ve sonra buradan doğruca Mar- - mara Ereğlisine giderek göçmenleri buraya çıl lar, Bulgaristan muhacirleri için Ege ve kısmen de Orta Anadolü ve doğu vilâyetleri iskân mıntakası olarak ay- rılmış olduğundan Varnadan hareket eden vapurlar ; taşıdıkları göçmenlerin gidecekleri yere göne Urla veyahud 'Tuzlaya gelmektedirler, İskân idaresi, göçmenler için Urla ve Tuzlada iki “tahaffuzhane” yaptır- mıştır. Bu tahaffuzhanelerdeki erhi- ye heyeti, gelen göçmenleri sıkı bir muayeneye tâbi tutmakta ve kendile- rine tifo ve çiçek aşısı yapılmaktadır. Göçmenler, anayurda ayak bastıkla- rından, müretteb mahallerine gönderi- unsuru Topraksız halka dağıtılan saha 163.579 dekardır. Seyhan ve İçel vilâyetlerindeki âşiretlerden 53.304 nüfus kati surette d yerleştirilmiştir. Üzerinde cezri kararlar almak yolunda ol- duğumuz nüfus ve toprak işimiz eldeki mevzuat ve imkânlardan en iyi şekillerde faydalanılarak yürütülmektedir. tedikleri yerlere yerleştirilmişlerdir. Karadan gelen 215 göçmen Edirne mi- Bie ine yerleştirilmişlerdir. Bunlardan başka Yugoslavyadan ve sair yerlerden 16 evde 57 göçmen gel- miş; ayrıca cenub vilâyetlerimize ve şark vilâyetlerimize gelen mültecilere de iskân yardımı yapılmıştır, Yerleştirme plânı : Her sene kabul edilmesi kararlaşan ine gi linceye kadar bütün yiyecekleri ve i- çecekleri ,iskân dairesi hesabına, Kızı- Onun havayı görmedikleri için ne- fes aldıklarını tekzib eden insanl lay frndan sağlanmaktadır, Yurd- daşlarımızın, en kolay ve pratik usul- benzerler.., Japonya ile Amerika niçin harb et- sinler ? Harb etmemelidirler. Japon- ya ile Amerika harb etmekten ne ka- zanacaklardır ? Hiç bir şey. Fakat ja- ponların duyguları o kadar çabuk de- ğişir ki böyle bir hâdisenin patlak vermesine ihtimal verilebilir. Amerika Rusya ile birleşerek ja- ponyayı ezebilir. Fakat bu, büyük Okyanus sahillerinde muvakkat bir Amerika imparatorluğunun kurulma- sını, yahud da Asyada muvakkat bir Rus hegemonisini intaç edebilir. E- ğer böyle bir çarpışmadan kaçınacak olursa Amerika, büyük Okyanusta ikinci derecede bir devlet olarak kal- mayı kabul edecek yerini japonlara terkedecek demektir. —BİTTİ— sövyetler, bir harb sahnesi olmryacak gibi görünen Siberya hududlarına Ürlük ve hart/ mal 1 i yığmak- tadırlar. İçtinabı imkânsız buhran Japonlar, ekonomik zaruretlerin Filipin adalarını ve Büyük Okyanüs sahilindeki bütün Asya memleketle- rini kendi kanadları altına sokacağı fikrindedirler. 1934 senesinde japon hariciye nezaretinin propaganada servisinde çalışan Amau isminde bir genç memür, Amerikanın serbest ser- best kendisine tayyare satabileceği müstakil bir Çinin mevcudiyetini ha- talr bir şey şeklinde göstererek garb devletlerini kuşkulandırmış Bu Arnau, bir defa bana, Amerikanın, nasıl olup şimdi işten atılmış, yahud ULUDAĞ Bakkaliyesi Mustafa ve Ali Başaran kardeşler Yenişehir Emciler caddesi Telefon : 3799 Değerli müşterilerinin bay saygı ile kutlular. Moda pazarı Değerli müşterilerinin bayra- mını saygı ile kutlular lerle yerleş ini temin için güm- rük, zabıta, sıhiye, baytar, iskân, Kı- zılay teşkilâtları, birleşik bir cebhe ha- linde çalışmaktadır. Para şanjı için Urla, Tuzla ve Ereğli istasyonlarında lerin mü b mahalleri ve bu CK h indi ieteahi y nümu- ne tarlaları ve spor yerleri bulunmak- tadır. Köyler yapılırken; türk köyüne ANKARA : J ÖĞLE NEŞRİYATI: 12.30 Muhteli plâk neşriyatı — 12.50 Plâk: Türk musibif ve halk şarkıları — 13.15-13.30 D harici haberler, selil AKŞAM NEŞRİYATI: 15.30 Mllhhıu plâk neşriyatı — 19 Türk musikisi ve V şarkıları (Servet Adnan ve arkadaşlar!) » 19.30 Saat ayarı ve arapça neşriyat — Türk musikisi ve halk şarkıları (uüzw; ve arkadaşları) — 20.15 Sıhi konuşma: Fahire (Çocukta kemik hastalığı) — eti Plâkla dans musikisi — 21 Ajans haberl — 21.15 Stüdyo salon orkestrası: (1- M senet: Manon, 2- Canille Moren: La G”; nella. 3- Arnold Wilke: Soljanka, 4- FEf Fauer: Spezialetâten — 21.55-22 Yarılf program ve istiklâl marşı, İSTANBUL : ÖĞLE NEŞRİYATI: 1230 Plâkla t musikisi — 12.50 Havadis — 13.05 PlâBİ türk musikisi — 13.30-14 Muhtelif plâk n& riyatı. AKŞAM NEŞRİYATI: 18.30 Plikll?jıı musikisi — 19 Çocuklara masal: Bayan ne fından — 19.30 Konfi :B halkevi namma İsmail Hami Danı! A (Yazının teşekkülünde türklerin rolü) 19.55 Borsa haberleri — 20 Türk klâsik sikisi: Okuyan Nuri Halil, Keman Re&' Kemençe Kemal Niyazi, Tanbur Dürü Nısfiye Salâhaddin Candan, Ut Sedad, 4 nun Vecihe, — 20.,30 Hava raporu — M Bay Ömer Rıza tarafından arabca söylev ” 20.45 Vedia Rıza ve arkadaşları unillv türk musikisi ve halk şarkıları (S. A.) © 21.15 Milano Scala tiyatrosu dram soprâf” larından Madame Letitya Anuşka Piracd? tarafından konser: (1- (Verdi) nin: », operasından. Ritorna Vinçetor. 2- ( ni) nin: Madame Butterfly op ' Un bel di vedremo, 3- (Cherubini) nin: A' Maria. - Morso aralarında stüdyo ork! S ilgili parçalar çalacaktır - — 22,15 Aj haberleri — 22,30 Plâkla sololar, operâ * operet parçaları — 22.50-23 Son haberler ertesi günün programı, AVRUPA : OPERA ve OPERETLER: 16 Könif berg, Lâypzig — 20 Varşova — 21 Roml/ 21.15 London-Regional, — 21.30 Pari& 21.45 Lüksemburg — 24 Frankfurt. ) ORKESTRA KONSERLERİ ve SFJ:] FONİK KONSERLER: 12 Münih — 14 Frankfurt — 19.15 Stuttgart — 21 Kef Varşova — 21.15 Frankfurt — 22,45 Bud' peşte — 23 Doyçlandzender, ODA MUSİKİSİ: 15.15 Doyçlandzend) — 18.20 Lâypzig — 19.10 Königsberg 21,15 Kopenhag, Paris — 21.35 Prag. SOLO KONSERLERİ: 14.40 KoP”) hag — 15.25 Hamburg — 17.15 Milano ”/ 17.30 Frankfurt, Prag — 17.40 Stokholm 18 Doyçlandzender, Kolonya — 19.10 BÇ lin — 19.45 Paris-P.T.T, — 20,5 Bükreş 21 London-Regional — 22 Varşova — 33, Doyçlandzender — 23.10 Droitvich. İ ORG KONSERLERİ ve KORO!.;AB 12.25 Stokholm — 17 Brüksel — 20 Lây” diğer alman istasyonları. —D0ONP MARİEL 1910 W;ıg Lâypzig — 23 Stuttgart, Milano — 0:30 London-Regional — 23.15-0.30 Kopdi hag — Kalundberg — 24 den itbaren Droi" vich, V surette yerleştirilmiş ve bunun dışi” da yeniden köyler kurulmuştur. Bir toprak tasnifi mevud olan büyük inkişaf göz önünd. tutularak ona göre tedbirler alınmış- tır. Ağaçlı sahanın iki tarafında yapı- lan dükkânlar, dispanser, doğum evle- ri, cami, hamam, umumi helâlar, plâna göre yanyana veya biribiri arkasına dizilmiş muhakkak bahçesi ve ağacı; çok zaman da çiçeği olan bu köyler; mahallere yerleşecek göçmen ğ ları, o yerlerin valileri ve diğer alâka- lx makamlarla anlaşarak, toprak ve ya- şayış şartları, sıhi vaziyetleri göz önü- ne almmak suretile önceden tesbit e- dilmektedir. Bu suretle tesbit edilen bu iskân mıntakalarında Eğge, Trakya ve orta Anadolu mıntakasına gönde- Ziraat bankalarımın ajanları da bulun- durulmaktadır. Göçmenlerin bu girim kapılarından kendileri için kararlaşan yerlere kadar olan sevkleri, iskân tarafından kirala- nan nakil vasıtalariyle ve daimi bir kontrol altında yapılmaktadır. Bir yılın rakamları : Hazirandan ilkteşrin başına kadar Romanyadan 2182 evde 8461 nüfus v Bulgaristandan 3634 evde 13319 nüfus olmak üzere, yekün olarak 5816 evde 21.780 nüfus gelmiştir. Bu rakamın dı- şında olanlar da, birinci teşrin içinde gelmiş ve yerleştirilmiştir. Gerek Romanya ve gerekse Bulga- ristandan şimdiye kadar bu yıl içinde gelen göçmenler beraberlerinde 1250 at, 1015 öküz, 715 inek, 1040 manda, 1630 araba, 5943 koyun, 188 pulluk, 12 ziraat makinesi ve 1502 ton ev eşyası getirmişlerdir. Romanyadan gelen göçmenlerden 564 evde 2157 nüfus Edirneye, 752 ev- de 2897 nüfus Kırklareline, 334 evde 1369 nüfus Tekirdağına, 532 evde 2038 nüfus Çanakkaleye yerleştiril i Bul ğ d g gelen göçmenlerd 781 evde 3049 nüfus İzmire, 155 evde 678 nüfus Manisaya, 315 evde 1324 nü- fus Aydına, 404 evde 1842 nüfus Sıva- sa, 184 evde 761 nüfus Bursaya, 32 ev- de 114 nüfus Bileciğe, 75 evde 192 nü- fus Niğdeye, 300 evde 1166 nüfus Di- yarbakıra, 298 evde 1000 nüfus Kars ve Van vilâyetlerine — yerleştirilmiştir. 942 evde 2318 nüfus, serbest iskân ola- rak anayurda gelmiş ve iskân kanunu- nun bu husustaki hükümlerine göre is- rilen gö ler, evvelâ daimi surette yerleşecekleri köyler ve mahaller ci- varındaki köylere misafir edilmekte ve evleri bir sene sonra yapılmaktadır. Yalnız şark vilâyetlerine gönderilen- lerin evleri daha önceden yapılmakta ve sonra göçmenler bu evlere yollan- maktadırlar, kaldıkl. ikd birer bayındı lık ve inşa heyecanı getirmektedirler, İnşa edilmekte olan evler mütel sıs bir heyet tarafından hazırlanmış o- lan plân ve şartnamelerine göre yapıl- makta ve her biri yeknesak ve ihtiyaca kâfi bir halde bulunmaktadır. Yapılan evler köyler için tek ve çift olmak üze- re iskeletli, üç odalı, ahır ve helâsı bu- lunmakta, döşeme ve tavanlı yapılmak- tadır. Sanatkâr olanl larını yapabilmeleri için lâzım olan serma- ye verildiği gibi, kendilerine ayrıca dükkânlar verilmiş ve ihtiyaçları te- min edilmiştir. Gelen bu göçmenler arasında çift Köylerde misafir müd- detçe göç ler, hiçbir yerli halka yük olmamaktadırlar. Bütün ih- tiyaçları, önceden hükümet tarafından temin edilmektedir. Zaten kendilerine ayrılmış olan toprak evelden tayin ve tesbit edildiği için göçmenler anayur-. da geldikleri andan itibaren verilen tohumluklar ve ziraat aletlerile kendi topraklarında işlemeye başlamaktadır, Bu suretle göçmenler en kısa bir za- man içinde müstahsil hale gelmek dirler. Yardımlar : Gerek 936 yılında ve gerekse 937 yı- l içinde gelen göçmenler için bir kıs- mı mevcud köylere ilâve ve bir kısmı da yeniden köy kurulmak üzere 5334 ev yaptırılmıştır, 6096 evin inşası de- vam etmektedir. Köylerin su ve yol ih- tiyaçları düşünülerek lâzım gelen ted- birler alınmış ve bu suretle eski köyler canlandırlmş ve kurulan yeni köylerle de ıssız yerler şenlendirilmiş ve her tarafta memleket bayındırlığını pek canlı bir sürette gö ü hayvanları olmıyanlara bu yıl içinde 7933 baş çift hayvanı, 1500 araba, 15 bin pulluk satın alınarak dağıtılmış- tır. Bu sene ve daha evvel gelen göçmen lere son yıl içinde verilen yemeklik buğday 13.750, tohumluk buğday 4850 tonu bulmuştur. Göçmenlerle yerli halktan olup top- rağı olmıyanların topraklandırılmaları ehemiyetle takib edilmiş ve anavatana gelen her göçmene kanunun çizdiği çerçeve içinde toprak dağıtılmış ve göçmenler adına temlik edilmiştir. Şarkta topraksız olan yerli halkın top- raklandırılması işi ehemiyetle yürü- mektedir. Yalnız bu yıl gelen göçmenlere da- ğıtılan toprak yekünu 631.650 lekardır. Topraksız yerli halktan 3804 eve 163 bin 579 dekar toprak tevzi edilmiştir. Bulundukları yerde topraklan- dırılmalarına imkân olmayan '1'rabzon, Gümüşt havalisindeki topraksız halktan evelce Bayburd, Tercan ve ha- valisine giden 4389 nüfusa toprak ve- Silmleti köyleri kurulmuştur. Memleketin birçok yerlerinde kuru- lan bu köyler, modern türk köyün & el : ohık . : Te ş Ç diır: 'Geniş, ağaçlı bir meydanın orta- sında köy ihtiyar heyeti binaları, bu Ötedenberi göç hayatı yaşayan türk aşiretlerinin, büdce ve toprak müsaa- desi nisbetinde kati iskânları işi üze- rinde ehemiyetle çalışılmaktadır. Bu | gi, arada Seyhan ve İçel vilâyetleri için- deki aşiretlerden 53304 nüfus, kati bir Göç € verilen top kabiliyetine göre üç cinse aynlmık’ dır. İyi topraklardan iki nüfuslu bir * leye 30-45 dekar, orta topraklardan * 60 dekar, aşağı cins topraklardan 60"1 dekar toprak verilmekte ve sonra Vs nüfus başına da iyi topraklardan 1041 orta topraklardan 15-20, aşağı top! lardan da 20-30 dekar ilâve edilm dir. Bundan başka her aileye bağ, Z©/ tinlik ve meyvelik de verilmektedir. Bazı yerlerde göçmenlere aytîw, topraklar ötedenberi işlenmemiş yi dıklarından çift hayvanlarile sürül” Kasdik. DU vna Yöpaakları ti met tarafından kiralanan traktörle' açılmakta ve bu suretle kolaylıkla lebilir bir halde göçmenlerin eline rilmektedir. (Göçmenlere verilen tohuml. î:lı; yerin verimi göz önüne alınarak gö mehlerin çeşidli mahsul alabilmelf| için muhtelif cinste susam, mısır, # sulye gibi tohumluklar dağıtılmışt!” Bundan başka göçmenlerden n“ğ taç bulunanlara elbise ve çamaşıf yerilmektelir. Anavatana gelmeldv den itibaren iskân eildikleri güne dar ve iskânlarından itibaren bir yi çinde yatacakları, yiyecekleri, cakları ve tedavileri de hükümetçe F” rasız temin edilecektir. Karağlaan gelen göçmenler için Bör ne ve Sirkecide hususi misafi irhınf’; yapılmıştır. Karadan gelen göçı'ııwı evvelâ bu misafirhanelerde hıruıd“* maktadır. Burada her türlü m:tiv vardır. *k4 Nüfus işi ve toprak işi.. Üzerind€ W cezri kararlar almak yolunda oldu! muz iki büyük davâmız eldeki M"ır at ve imkânlardan en iyi !ekillj ydalanarak yürümektedi Mümktiin HoKi snEl beyaz, şirin, göz ve gönül alan göç”'. köyleri ve boş ovaları dolduran topff ği işliyen bol vatandaşı bize k: ran şu çalışmaların, bize otuz milyof luk Türkiye ve işlenmemiş bir Katf toprak bırakmıyacak seviyeyi Türkiyenin bütün davâları bu"p toplanıyor.