Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
B D d (Başı 1 inci sayfada) dün tevzi edilmiştir. Henüz üze- rinden 48 saat geçmemiştir. Mün- derecatı şudur: 936 senesi elimiz- d_e bulunan fazlai varidattan ha- zinenin ötede beride açtırmış ol- duğu kredilere beyhude faiz ver- miyerek önümüzdeki seneye d_evretmeıııeyi, tamamile fazlai va- ridattan vermeyi temin içindir. Tensib buyurursanız, müstaceli- yetle müzakeresine müsaade bu- yurursanız bunu yapacağız. Lâyihanın müstaceliyet karaiyle mü zakeresi reye kondu; kabul edildi. Söz alan büdce encümeni mazbata muharri ri Bay Raif Karadeniz (Trabzon) bu mü nasebetle:, ereğlide bir liman yapılması hakkındaki hükümetin tasavvurunu son radan bunun yerine Çatalağzında yapıl ması kararlaştırılan suni İiman için Yerilen on bin liralık tahsisatın bitmek üzere olduğunu, ve icabeden etüdlerin yapılabilmesi için bu on bin liranm Eti Banka verilmesi lâzımgeldiğini ve tensib buyurulursa üçüncü maddenin bu yolda değiştirilmesini teklif etti Bu teklif ve lâyiha ittifakla kabul edildi. Ekonomi bakanlığı büdcesi Bundan sonra Ekonomi Bakanlığı bi.îdcesinin görüşülmesine devam edil fh, Söz alan Hüsnü kitaboer (İzmir) — iki gün evvel Bay Celâl Bayarın kıy- metli beyanatını dinlediğini ve bu beyanatın bir kısmına kısaca cevab ve- Teceğini söyledi. Devlet sermayesiyle teşekkül eden müesseselerin aynı tetkik mercilerince mürakabeye tabi tutulmasını iki gün evelki sözlerinde istediğini, Bay Celâl Bayarın da bu hususa dair bir kanun ha- zırlandığı hakkıdaki sözlerini dinledik- ten sonra görüşünün hakir olduğunun meydana çıktığını söyledi. Yalnız kendi- sinin bundan başka bir şey daha istemiş olduğunu bunun divanı muhasebatça da tetkik edilmesini dilediğini, yoksa muha sebei umumiye kamınu ahkâmının tat- bikini istememiş olduğunu anlattı. Ve şunları ilâve etti: Devletin, hükümetin kontrolu B. M. Meclisinin kontrofu milletin parasiyle teessüs etmiş işlerde zaruridir. Hususi müesseselerde husus? işlerde bu kontrol esasen vardır. Çünkü falso yapmışsa der hal belli olur fakat beriki tarafta müte- madiyen devlet hazinesinden doldür-« mak imkânı vardır. Vergileri tezyid et- Mmek suretiyle maliyet fiatmı kapatmak imkânı mevcuttur. Kontrolu yapaclk zlüş kam lâzımdır. Bu da tabit parayı VeTe” yerdir. Binaenaleyh bence kontrolu mec lis namına divanı muhasebat yapmalıdır Çünkü bizim namımıza tetkikat yapaca olan divanı muhasebat hiçbir tesiraltında bulunmıyacaktır. Hâkim salâhiyetinde- dir. Ve nihayet Büyük Millet Meclisi hesabına teşkilâtı esasiye kanunu muci- bince birçok müesseselerin hesabını kontrol etmeye salâhiyetlidir. Bundan sonra B. Hüsnü Fransada son yıllardaki cereyanın ken- di iddiasını kuvvetlendirecek mahiyette olduğunu ve diğer bir çok Avrupa memleketlerinde de bu yolda cereyanlar müşahede edildiğini anlâttr ve bu mücs- seselerin kontrolu etrafındaki sözlerine son verirken: * “— Hülâsa de I di, bu bir noktai nazat- dır, dileğim tetkike değerse kükümetçe, yüksek heyetçe nazarı itibart almarak üzerinde işlensin. Mutlak şöyle olsun, böyle olsun demiyorum.” Bundan sonra B. Hüsnü Kitabçı di- ğer meselelere temas ederek asfalt hu- susunda bakanla tamamiyle mutabık ol- duğünu, şilebciliğe gelince: Kendisinin zaten bunun serbest olduğunu söyledi- ğini, yalnız buraya para yatıracak va- tandaşlara teminat göstermek Tâzım ol- duğunu söyledi. Enerji pahalllığı mev- Zzuu üzerinde de, bakanm dediği gibi yap- mak lâzım geldiğini, yalnız bunları pek kolay görmediği için önce tarifeyi mev- zuu bahs ettiğini ilâve etti; VE havuzla- da tetkikat yaptılar mı diye sormuştum. Bügün bu tetkikatı yaptıklasım Ve ha- şimdi ögrenmeklc yırir netice verdiğini sevinç duydum.” Bundan sonra da hatib, ekaromi ba- kanımızın toptan fiyatta muvafak olun- duğuna dair olan sözlerine geçerek bun- dan da çok memnun olduğumu, Ve böyle- ce meseleye yüzde deksan ha'ledilm's e batılabiteceğini, bmaenaleyii Duü Y artkk perakendeciler tarafından e- - e. ağiki kolay kolay yühdülemiyeuğ-ini anlat- tı. B. Hüsnü Kitabçı bunu müteakib memleketteki fabrikaların istihsaltının istihlâkâta tamamiyle kâfi gelip gelme- diği tetkik edildikten sonra eğer kâfi geliyorsa artık bu sahada fabrika yapıl- madığını, halbuki memlekette bu kifa. yeti tetkik etmenin güç olduğunu söyli- yerek iplik meselesine geçti. « İplik meselesine fiyat konacak İstihsal eden fabrikalar kâfi devlet fabrikalarının ona göre hareket etmesi lâzımdı:." i bakanımız B. Celâl Bayar B. Hüsnü Kitabçıdan misal istedi. O da vekâletin bu işleri kendisinden çok iyi anladığı cevabını verdi. Bundan sonra da hatib memleketteki çimento fabrikalarına nak- lederek, eğer bu fabrikalar tutunmiya- caksa artık üzerine dügühmemsini ve hariçten çimento getirtilmesini söyledi. B. Hüsnü Kitabçıdan sonra B. Halil Menteşe (İzmir) kürsüye gelerek iki gün evel B. Celâl Bayar'ın verdiği ge- niş ve iktisad — işlerinde kavrayışlı ve rasyonel bir çalışmayı anlatan izahları- nı zevkle dinlediğini söyledi ve kendi- ki mühim mesele üzerinde iza- hat rica etmiş olduğunu bunlardan biri- nin Almanyada bloke edilen paralar bu- Junduğunu bunun hakkında bakanın ta- mamen tatminkâr izahat verdiğini an- lattı. Kontenj ki sözleri de büyük dinlediğini diğer & lerine mahal kalmadığını, bu hareketin piyasaya büyük bir genişleme verece- kliring sistemine gelince bundan ânsız olduğunu anlatan gene baka- r ifti- sinden i anın kaldırılacağı hakkında. bir memnuniyetle Bini, dönmenin imk B. Halil Menteşe Çİzmir), nın izahatının amelemizin şayan har olduğu hakkındaki umumi kanaatı kuvvetlendirdiğini tebarüz ettirdi. Bundan sonra da geniş manada 3- mele meselesini izah etti ve - fransız ihtilâlinden beri bu sınıfın geçirmiş ol- duğu tahavvülleri, ve nihayet bugünkü izah etti. Bilhassa son asır İ çinde amelenin, kendisine verilmeyen hakkını cebren aldığını, bir takım de- maşgagları istismar ederek milletin başı- na belâ olduklarını, bizde de amelenin vazene ve buhran vergilerinin de kal- dırılmalarını istediklerini hatırlatan B, Halil Menteşe bunların kendisine göre imkânsız olduğunu ancak gelecek yıldan itibaren tedricen azaltılabilece ğini söy- ledi. B. Halit Menteşe geçen gün bir tek. Tifte bulunmuş olduğunu, fakat o gün iyi anlatamamış olduğunu bugün his- ettiğini onun için teklifini bir daha tek- rarlayacağını söyledi: « . Arkadaşlar, dedi, teklifim şudur: Demiştim ki, biz memleketin hal ve is- tikbaline aid tedbirler alırken bitişiği bulunduğumuz Avrupanın vaziyetini çok dikkatle takib etmeliyiz. Orada bizim için tehlike olduğu gibi alımacak bir çok ibret misalleri de vardır. Avru- hassa Avrupada son tezahürat göster- miştir ki artık beynelmil ü ahlâk nosyonu kalmamıştır. . Ku Artık bu suretle Heriyomun dediği gi- bîneilâmharb.nedehiunfhk.ne.de müstahkem mevki kalmamıştır. Beşik- teki çocuklar dahi kendisini harb sah- inde bulacaktır. Sonra demiştim ki Av- rupanın harbr umumiden hasta çıkışı, nalâ di ştır. | ŞKTT Ç — — daha çoktur. Avrupanın bugünkü vazi- yetine göre endişem şudur: belki bugün akşam sulh yapıldığına göre, ertesi sa. bah harb — karşısında — bulunaca. ğımızı zannediyorum. Onun için Mali- yede bu sene teessüs eden istikrar do- layısiyle istikbali temin edecek geniş ve az zamanda bütün yurda iktisadi fay- dalar temin edecek milli müdafaa ve iktisadi kaynaklar için tedbirler alma- lryız. Bunun için de uzun vadeli bir is- tikraza girişilmesini katiyen tavsiye etmem. Bu memleket için büyük bir fe- lâket tevlit eder. Fakat 30 milyon lira- lık bir amortisman bedeli ayırarak bu- nu 15 sene konsolide etsek ve 300 mil. yon liralık bir iş programı yoparak er- babı teşebbüsü bu işe davet etsek, ben- ce muvaffak oluruz zannediyorum., B' Haüı M K | y/ T sonra bakanımız B. Celâl Bayar kürsüye gel- di. (Ekonomi bakanımızın sözleri aytı sütunlarımızdadır.) Ziraat bakanlığı büdeesi Müteakiben ziraat bakanlığı 937 ma- İf yılı büdcesinin görüşülmesine başlan- dr. B. Naşid Uluğ (Kütahya) söz alarak beş yıllık sanayi plânımızın ana hatları- nı, ve bunun belli başlı maddesini pa- muklu mensucat teşkil ettiğini, bir pas muk memleketi olduğumuz halde daha bir kaç sene eveline gelinceye kadar her sene pamuk için de harice 70 milyon li- ra verdiğimizi, fakat bugün bir çok fab- rikalarımızın faaliyette bulunduğunu, bugün okuduğu Sümer bank bülteninde iftihar verici haberler gördüğünü SÖy- ledikten sonra dedi ki : “— Şimdi arkadaşlarım bütün bunları söyledikten sonra acaba ziraat vekâletimizin — almış — olduğu ha- zıtlık ve — tedbirler, bütün — bu müesseselerimizin ihtiyacına yetecek ka- dar yüksek evsafta ve mikdarda bu yıl pamuk — yetiştirmeğe müsaid — mi- dir, değil midir? Bu hususta muhterem vekilin beni tatmin etmesini rica ede- rim.” - Bundan sonra B. Naşid Uluğ köylü- yü kalkındırmak işinde pamuğun çok e- hemiyeti olduğunu, geçen yıl iyle bur yıl büdcesi arasında bazı tarklar gör- düğünü, bunlar hakkında vekilden ba- zı ricalarda bulunacağmı, bunların ba- şında mazır böceklerle mücadele için bu sene büdceye konan 377 bin lira olarak azaldığını, tohum temizleme yerleri için konan 22.000 İirayr da az bulduğunu söyliyerek buğday meselesine geçti. Hatib orta Anadolunun belli başlr ka- Zzanı biri olan buğdayın muha- fazası için de memlekette güzel silolar yapıldığını memnuniyetle gördüğünü kaydederek bakandan şunu sordu: « — Rakat bizim gibi bır memleket için yaprlan bu siloların adedi bugün i- çin de, yarm için de azdır. Buna hız vermek için muhterem vekilimiz acaba neler düşümnektedir. B. Berç Türkerin sözleri B. Berç Türker, beşte dördü çiftçi olan bir memlekette her şeydena evel top- rağın istihsal kabiliyetini arttırmak için büyük mikyasda para sarfetmek lâzım geldiğini, ve sayın İsmet İnönü hükü- metinin bu iş üzerinde gösterdiği gay- retin çok yerinde olduğunu, pamuk is- tihsalâtına çok önem verilmesi icah et- tiğini, buna dair yapılacak yardım hak- kında da hükümetin mütaleasını öğren- mek istediğini söyledi; ve sözlerini şöy- le bitirdi: — Sayın hükümetimiz ulyvt bir mak- sadla ve köylüye bir yardrm olmak için buğday koruma kanununu bize teklif et- ti. Biz de alkışlarla kabul ettik. Hattâ hükümetimiz gene ulvi bir maksadla bu yüzden bir mikdar zarar husule gelirse hazine tarafından tesviye edileceğini tal- tr karara aldırdı. Dört senelik tecrübe- ler gösterdi ki teşkilâtın noksanlığından dolayı bir takım gayrr tabii zararlar çıktı. Velhasıl istediğimiz gi- bi yürümedi. Acaba bu işin salim ve pratik bir ç terem vekil bir ayrı teşkilât yapılmasını müreccah görüyorlar mı? Bir de zürraa çiftçiye kâfi mikdarda tohum tevzi edilmesi için muhterem ve- kil gayret ediyorlar mı? Sonra kahveye çaya senede bir çok paralar kambiyo o- larak harice yolluyoruz. Bunlar bizim lekette yetişmez mi ? sulh devri £ * memleket vesai- çin çok eserler vü- bize uzun bir Cumhuriyet hütüme tini iyi idare ettiği 161f v çude getirmiş ve şîmendufer yapmakta büyük bir isabet göstermiştir. Fakat yapılacak olanlar yapılmış olanlardan ü Muhterem vekilin bu bir kaç sualime cevab buyurmalarını rica ederim B. Emin Sazak'ın sözleri B. Emin Sazak (Eskişehir) Ziraat vekâleti deyince akla ne kadar mühim işler geldiğini, bu vekâletin işinin ve mesuliyetinin o nisbette ağır olduğunu, buğdayın, arpanın naklye fiatının ağır olduğunu, memleket mahsullerinin top- lanmasında ve sevkinde onların kalite- lerini bozmadan ve mümkün olduğu kü- dar ucuza mal edilmesinden hâsıl 'ola- cak faydalar, buğdayı himaye kanunu- muzun büyük bir iyiliğinin görülmemiş olduğunu, İtalyanın buğdayı meccanen naklettiğini söyledikten sonra anbar meselesine geçerek şunları ilâve etti: “— Arkadaşlar, buğday işinde bir anbar meselesi vardır. Bendeniz silolar, maliyet üzerinde tesiri nedir, çok meş- gül oldum. Fakat anlamadım. Bu cihet- ten meşgül olmalarını ve ömrümüz 0- hur da gelecek sene buraya gelirsek gü- zel bir hesab vermelerini rica ederim, Bu sene değil. Buğday işinde ilk iş nedir? Buğda- yı açıkta, çamırda bırakmamak, çürüt- k, uzun felere götürüp sat- mak mecburiyetinden köylüyü kurtar- mak lâzımdır. Paramız olursa her ikisi- ni bir arada yapalım; fakat madem ki fazla yek, evvelâ anbarı yapmalı. Köy- lünün uzun yollara getirmesine mani olmak, buğdayını çürütmekten ve sı. çandan kurtarmak lâzım. Silo üzerinde de çok düşünmek lâ- zım? Bendenizin aklım ermiyor. Buğday kanununda şu düşünülmüş- tü: buğdayı alayım, mevsimi bekliye- yim; gelecek senenin mahsulü nasıldır, eğer çoksa satayım. Eğer gelecek sene mahsul zaif ise e- limdeki buğdayı tutayım, Bugün 10-11 kuruşa ekmek yiyen vatandaşı bundan sonra 20 kuruşa yemekten kurtarayım. Hakikaten müstehlik lehinde olan böy- le bir vergi yoktur. Yani müstehlikin bir iki sene sonraki vaziyetini sigorta eden bir şeydir. Şu halde buna nazaran Ankarada 2 bin vagon buğday çıkarılır. sa ihtiyat olarak senei âtiye için 1550 vagon ayrılmalıdır. Meselâ Eskişehir 6 bin vagon buğday çıkarıyor. Bunun 4 dün de devam edildi mazsa meseclâ merinos mütehassısı diye- lim, bu hayvanları yetişticiyor. Sonra malümualiniz cemiyetler vatanperver ze «" zgattan teşekkül eder. Bunlar bir araya gelirler, para yardımı ederler, | Kendilerinin vakti olanlara nakden | dım ederler. Ve nihayet bu yardımı | Cemiyetten ! anlaşılan mana budur. Kaldr ki ilmi bir cemiyet olduğuna dair de bir kayıd büd. cede yoktur. Gene esbabı mucibeyi dik- katle okudum. Büdce encümeninin bir kanaatını da görmedim. Açık söyliyeyim af buyursunlar, Vekil Bey bunu bize i- zah buyursunlar da bu mesele üzerinde bir kanaat hasıl edelim. Bu lede bi- zi izahlariyle ikma edebilirlerse ne alâ, a , işsal —-,ı iz” Zeytinciliğimiz Müteakiben Bay Sami Erkmen (Kat- tamonu) Zeytinciliğimize temas edereki umumi harbtenberi bizden zeytin yağı alan şimal ketlerindeki müşteri lerimizi harb sıralarında kaybettiğimizi, bunların bilhassa bu senelerde yeniden elde edilmesi mümkün olduğunu, çün- kü bu sene Türkiyede şayanı hayret de- recede iyi zeytin mahsulü alındığını, sonra bizim bu sahada rakibimiz olan Akdeniz devletlerinden bazılarının yeni hâdiseler sebebiyle bu sene ihracat ya- pamryacaklarını, hâdiselerin de yardı- mı varken ziraat bakanlığının bu sene zeytin işine çok ehemiyet vermesini is- tedi, B. Refik İncenin sözleri B. Refik İnce (Manisa) da Türki. yede ziraat mevzuu üzerindeki düşün- celerini güzel ve takdirkâr bir lisanla anlattı. Memlekette yeşillik zevkinin uyanmasına ne kadar himmet edilirse o kadar yerinde olacağını, yeşilliğin hayat demek olduğunu, bu itibarla fi- danlıklar için ayrılan paraya ilâveler yapılmasını, memleket fidanlıklarını çoğaltmanın ve genişletmenin çok fay- dalr bir iş olacağını söyledi. Ve 'Tür. kiyede hindyağı sanayiine de önem ve- rilmesini i ederek şu hâdiseyi bin vagonunu ihtiyat olarak gel k se- neye bırakmak lâzımdır. Fakat yapı- lan bu silolar 230 vagon aldığına göre bunların bir çalkak makinesinden far- kı kalmaz. Yani 3 dört bin vagon dev- redemezse bu silo bir çalkak makinesi de bunu temin edebilir. Fakat son beş bin lira ver de daha kuvvetli bir makine al. Halbuki silolara 350 bin lira veri- için gelecek senenin mahsulüne kadar nyıl_hiz—b—ıâuhhıht— dayı saklamaktır. Buna bir şey demiyo. rum. Fakat 230 vagon alırsa bununla çalkak makinesi olur. Nazarı dikkati celbediyorum. Bir he- —Ş&MI—-““ “pnı&yh:üc—.mğh— istasyonunda satılryor. Oralara köylüler ancak 30 saatta getirebiliyorlar. Her is- tasyonda bir ambar yapsaydık bu silo- lara verdiğimiz paranın yarısı ile bütün ihtiyaçlar temin edilmiş olurdu. Ayni za- manda halkı 30 saatlik yerden malını ge- tirmekten ve camilere koymaktan kurta- rırdık.. Bu cihette de nazarı dikkatlerini celbederim, Şeker meselesinde, pancar mesele- sinde durulmak lâzımdır. Pancar 30 pa- raya idare etmiyor. Tiftik cemiyeti B. Emin Sazak (Eskişehir) den sonra B. Mehmed Somer (Kütahya) kürsüye gelerek ziraat vekâletinin yeni yıl büd- cesi üzerindeki düşü ini söyledi ve diyeceksiniz ki bir mütehassıs getirti- yorsunuz da buna 100.000 lira veriyor- sunuz. Bu getirdiğiniz mütchassıs hiç ol-- nakletti : F « . Mesud bir tesadüf bundan iki ay evvel beni bursalı, çalışkan, âli mek- teb mezunu, çiftçi bir zatla görüştürdü. Bu zatın ziraat hususundaki teşebbü- sünün müsbet ifadesine göre hemen hemen o muhitte yalnızca okumağa başa ladığı hindyağı tohumunun bir dönüme de vasati olarak 40 lira kadar para ver- diğini söyledi. Hindyağı tohumunun e- kimi ve toplanılması hususunda bana verdiği izahata göre bütün Avrupa fab. rikalarının her zaman ehemiyetle ara- dıkları bir mevzudur. Hattâ diye bilirim ki erkânı harbiyenin bile teşvikine mazhar olmuştur. Çünkü tayyareler i- çin ehemiyetli, esaslı bir unsur olmak mahiyetini göstermiştir. Çok temenni ederiz ki ziraat vekâleti dönüm başına kırk lira gibi bir istifade temin eden ve hiç bir mahsule nasib' olmıyacak ka- dar ehemiyetli olan bu işin bu yeni me- saisinin esaslarından bir tanesini teşkil etsiN.,, . Ziraat enstitüsü B. Mazhar Müfid Kansu (Denizli) de yüksek ziraat enstitüsü için büdce- ye konan büyük yekünu söz gelişi ede- rek, bu müesseseye kurulduğu günden. beri yaprlan büyük yardımları hatırlate tı ve elindeki büdee lâyihasında bir çok fasıllarda bu müessese için ihtiyar edil. miş olan fların müfredatını gör- mek istediğini, bir de benzine ispirta katıldığı hakkında iki sene evvel buü kürsüden vekile sorulmuş bir suale o zamandanberi cevab verilmemiş. olduğu» nu, bunun da izahını rica etti. Bundan sonra ziraat bakanı B. Müuh- lis Erkmen kürsüye gelerek — bakanlı- ğa aid muhtelif işler, ve hatiblerin sor- duğu muhtelif sualler hakkında etraf. lhı izahat verdi. Bakanın sözleri alkış- larla tasvib olundu. B. Muhlis Erkme. nin sözlerini yarınki sayımızda okuya- caksınız. Kamutay yarın saat 10 da toplana- rak büdce görüşmelerine devam edecek ve bitirecektir. Yaka'anan kaçakcılar Geçen bir hafta içinde gümrük mu« hafaza örğütü, ikisi ölü kırk dokuz ka. çakçı, dört yüz onbir kilo gümrük ka- çağı, seksen sekiz kila inhisar kaçağı, yirmi altı türk Hrası, bir tüfek, on üç — mermi ile onbeş kaçakçı hayvanı ele geçirmiştir. / a t p h B K i ğ İ XAalll İ Z ae ae n ğ KBK B M