Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
(Başı 1. inci sayfada) makinalar ve vasıtalar arasından, millf ekonomi düşüncelerimize ve icaplarına en uygun olanlarını ayırmak imkânını elde edeceğiz. Kömürlerimizin &n iyi şexilde hangi vasıtalarda “kullanılabile- ceğini mütehassıslarımız, bize söyliye- ceklerdir. Bu suretle seçilecek olan vâ> sıtaların tamimi, ayrıca plânlı çalışma- mızın esasını teşkil edecektir. Vi İnsanların tanıdığı zamandanberi kö- mürün medeni hayattaki rolü, mütc.mk diyen artmıştır. Bugün kömür, yeni Ve fevkalâde membalar bulunmadıği fak- dirde, 15-20 sene içinde bitmek tı:.hhke: si hesaplanan dünya petrol hazınelerîı karşısında, petro! maddesi olarak, yen bir iyet kazanmıştır. : decee:ieruıeîhin vasıtası, sadece bir ener- ji kaynağı değildir. Kömür, başlı başf: na bir endüstri branşının ana maddesi dir. Aspirinden sakkarine kadar sayısız maddeleri kömür müştakkatına borçlu yuz. Kimya endüstrisinde b'ızı m.emlî- ketlerin emsalsiz bir mevkie sahip 0!- malarının sebebi; topraklarında geniş kömür servetinin bulunması Ve bu ser- veti işletmeyi bilmiş olmalarıdır. Btrafınıza bakınız, boyasız Ve fenk- siz hiç bir şey yoktur. Modern dünya- nın en büyük endüstri kolü olan bu"gu_t_ı- kü boya sanayii, hemen hemen &omur müştakkatına istinad eder. _Buyuî: ge- micilik gibi, büyük endüstri de kömür olan memleketlerde doğmüş Ve tek_em— mül etmiştir. Kömür, muasır :neğenıye— tin yalnız membal değil, en b“y_“ıî mes- nedidir. Bu ehemiyeti Ve kömüı:u olz'm memleketlerin imtiyazlı vaziyeti, elek- trik santralları ve bilhassa SOn seneler içinde kömürü mayileştirerek petrola tahvil eden prosedeler çıktıktan ve tat- bika geçtikten sonra, büsbütün artmış- tır. Büyük kömür memleketi olan 'Eür— kiye, yalnız geniş kömür yatakla.rı üze- rinde yatan bir memleket değildir. Do- Bu Avrupa'nın ve Akdeniz doğu ve orta çevresinin kömüre malik olan tek mem- leketidir. Hiç bir kalkınma mevzuumuüz yc;k- tur ki, ya doğrudan doğruya veya ğo a- i >mürle alâkalı olmasın. Türki- Yyısyile, kömürle ! b ye, bütün dünyada, deniz kıyısın: mür menbaları olan üç memleketten biridir. Yalnız Ereğli - Zonguldak saha_xınızr a Bömülü servetin mecmilü 1,5 milya! diye kadar ras- olan bu saha, 1dak kömür hseaplanmıştır. Şim' Yonel ihracat yapılmamış AŞağr yukarı bakidir. Zongü Vzasının mühim bir kısmını, idare ve imtiyazı altına almış bulunan Ereglf Şirketinin, son günlerde, İnönü'nün iyi görüşü ve direktifi ile satın alınması ve îşletilmesinin Eti Bank'a devri sayesin- de kuvvetli bir rasyonalizasyon hare- ketinin başlıyacağı şüphesizdir. Bunun haricinde, işe başlıyalı iki sene Ebiıe Maden Tetkik ve Arama Ens- :iı:;îğıı(ıhî.T.A.). memleket dahilinde bulduğu muhtelif madenler arasmd:, bise Eflanr Pazat yanı ARİEYAY Vâ;“' varında yeni bir kö havzası göstermiştir. , ea a Linyit madenine gelince: mî:ı Şi ketin her tarafında mebzulen V : ünün kıymetli Gene M.T A, Enstitüs i ) hizmeti ile, yeni bir linyit havzasi mey mür Kömür serg isi ğ genişlîğînde luğunda V€ 10 K nemdene l tersiyer bir pünye içinâe yü aN lmüş ve bu sahanın z kısmında yapılan galeri kuyu, yarma, 1? ve ufkî. sondaj a- meliyatı neticesinde, 100 .mılyc.m ton kömürün mevcudiyeti tesbit ve fşl:_nrı_e- ye müheyya bir yaziyete ge.tıı_'_ılx:ıı.ştıf. Jeolojik alaimi itibariyle kömürü ihti- va eden ve fakat henüz aranılmayan ay- nı mıntakanın diğer kısımların_da, enaz yarım milyar ton kömür tahmin edil- mektedir. Ka P M. T. ÂA. nın vücude getirdiği gra- fikler gösteriyor ki, memleketimizin çeşitli mıntakalarında 12 taş kömür ve S1 linyit madeni vardır. Cumhuriyet ilân olunduğu zaman bu varlıktan istifademiz, ancak ti. Bugün istihsa- zuhuratı görü 872 hektarlık muazzam 400 bin tondan ibaret ” lâtımız, yukarıdaki rakkamın beş mis- lini geçmiş olmakla beraber, ıî'u'at!e yarmak istediğimiz neticeden henüz pek uzaktır. En son olarak 1936 rakkamlarını a- lırsak, bizde istihsalât yekünu 2,2 mil- yon ton olmasına mukabil, aynır ıene_i- çin İngiltere'nin istihsalâtı 228,5 mil- yon ton, almanyanın 117,4 n_'ıilyon ton, Belçika'nın 27 milyon ton, Şimali Am_e- rika Birleşik hükümetlerinin 486,7 mil- yon ton ilâh... olduğunu düşünır.ıc!f kâ- fidir. Nüfus başına isabet eden_ istihsa- 1ât ve istihlâk rakkamı bizde, diğer her- hangi ileri memlekete nazaran; son de- de azdır. l.ecetllıı arsrulusal kömür sergisinde _teç- 'ur olunan vasıtalar, memleketimizde Avam kamarasında Fasılasız 19 saat süren gürültülü bir celse Londra, 23 (Hususi) — İşsizliğin bilhassa hüküm sürdüğü sefalet bölge- leri hakkındaki kanunr projesiyle yem yıl büdcesi kanun projesi avam kamara- sında uzun münakaaşlara yol açmıştır. Her iki proje de bir çok itirazlara uğramış, gürültülü sahneler cereyan et- miş, işçi mebuslardan B. Bevan'ın ka- maradan çıkarılmasına mecburiyet hasıl olmuştur. B. Nevil Çemberlayn, silahlanma dola- yısile fazla kazançlar elde eden harb en- düstrisinden yüksek vergi alınması hak- kındaki görüşünün doğruluğunu müda. faa etmiştir. Mumaleyh, yeni finans baka nının bu sevilmiyen tedbiri çoğunluğa kabul ettirmekten kurtulması için, ba- kanlıktan ayrılmadan önce kendisi bu prensibi kabul ettirmek artzusundadır. 19 saat süren münakaşa ve konuşma- lardan sonra sefalet bölgelerine yardım hakkındaki kanun projesiyle büdce ka- rar sureti kabul edilmiştir. Kamaranın bu ceisesi, 50 senedenbe- ri yaprları celselerin uzunluk bakrmın- dan ikincisidir. Geçen temmuzda yapı- lan başka bir celse 34 saat sürmüştü. Şimdiye kadar her türlü hücumdan masün sayılan B. Çemberlayn'ın icraati muhafazakârlar tarafmdan ilk defa ola. rak tenkid edilmektedir. Bununla bera- ber ileyhin politik vaziyeti zayıf- kömür istihlâk derecesinin artmmasm hizmet ederse, bizim için buyuk_ bir bahtiyarlık olacaktır. Sergid_e teşhır.e- dilmiş vasıtaları, bü.yi.ik. bir alâka ıl'e tetkik edeceğiz. Her birini, kıyme:::;; için müstesna Kömür maden şekilde işletilmes tehliklerin hayat gun bir tarzda süsünden, €©n kurtarıcımız ini ve kömürün, müs- icab ve şartlarına 1y- T.B.M.M. kür- Büyüğümüz ve Büyük işaret bııyurmuşlırdı.ı. Her milli meselede olduğu gibi, kömür mevzuunda da, irşat ve iradelerinin ye- rini bulacağı muhakkaktır. C. BAYAR “3k DÜZELTME: Dünkü 23 nisan ya- dan evelki frl başın- zımizin da şefinin jenisine sözi?, çıkmıştır. Oüzeltiriz. — şerefinin jeni- sine emiliteri Mareşal İzze- tin mezarına çelenk koydu İstanbul, 23 (A.A.) — Mareşal At: med İzzet'in vefat sıralarında M müuren Türkiye dışım! sebebten dolayı mare a nine iştirak etmemiş o K şemiliteri miralay Rohde, buraya ::::;_ şünden sonra, dün, alman ordusu Te na, müteveffa mareşalım ıııezarmanu çelenk koymuş Ve bundan sonra yan Ahmed İzzet'in nezdine giderek ken- disine alman ordusunun taziyelerini bil- dirmiştir. Alman ataş Almanya ate- —— Kızılay kongresi Kızılay genel merkezinin yıllık kong- resi bugün genel metkez salonunda saat lamış değildir. B. Çemberlayn, büder projesini müdafaa etmekle beraber tat- bikatında bazı değişiklikler yapılacağını söylediğinden, karar tureti okunmadan kabul edilmiştir. Demir Spor Kayseri muhtelitini 4 - 1 yendi Kayseri, (Hususi) — Bugün Demir Spor kulübü ile Kayseri muhteliti ara- sında bir futbol maçı yapıldı. Oyun çok güzel ve muvaffakiyetli oldu. Ne- ticede 1 e karşı 4 sayı ile Demir Spor galib geldi. Pazar günü Demir Spor ile Sumer kulübü arasında da bir müsabaka yapı- Mücakterş t a a pa nni e gel — Bek -- Antonesko konuşmaları Bükreş, 23 (A.A.) — Polonya ve Ro. manya dış bakanları arasındaki konuş- malar iki memleket kurmayları arasın- da mevcud anlaşmaların genişletilmesi üzerinde vuku bulduğu sanılmaktadır. Malüm olduğu üezre bu anlaşmalar şim- diye kadar münhasıran bir sovyet teca- vüzüne karşı müdafaayı istihdaf ediyor- du. Konuşmalar esnasında Romanyanın Çekoslovakya ile Polonya arasındaki müşkülâtın izalesi hususunda ısrar et- tiği ve tomen - macar münasebatmndaki gerğinliğin izalesi hususunda da Polon- yanın tavassutunu rica ettiği söylen- mektedir. İki memleket mütekabil dost- luklarının tarsinini kararlaştırmışlar- dır. Sergi çok muvaffâk güzel bir eserdir ( Başı 1. inci sayfada ) todlu çalışmasının güzel ve - muvaffak bir eseridir. Şimdiye kadar yapılan ser- giler içerisinde güzell'k, teknik t çüldüğü yerlerdir. Modern ve büyük Türkiye, türk inkılâbının manâlı, bü- yük ve olgun cephesi, bu sergide bütün tiyle tebarüz etmiştir. Teknik ve lığı itibariyle türk milletinin yüksek ide- aline yaklaşan ve yakışan milli bir eser- dir denebilir.,, Finans Bakanı B. Fuad Ağralı: “— Sergi, Celâl Bayarın iyi görüş ve dü. şünüşün muvaffak bir eseridir. Bu gü- zel eser için harcanan para ve emek memlekete övülmüye değer bir varlık kazandırmıştır. Bu sergimiz, örnek olmak vasıflarını taşıyor. Buradaki gelişme yurdun nam- zed olduğu mesud istikbalin kuvvetli bir Ekonomi Bakanı B. Celâl Bayar: “—. Ben mütalea beyanınma kendimi salâhiyetli saymıyorum. Eğer mutlaka bir şey söylemem lâzımsa diyeceklerim şüdur: Bu cumhuriyet hükümetinin kur- duğu ilk beynelmilel sergidir. Atatürk verdiği vazife karşısında, bu ancak iti- nalı bir başlangıçtır. Sırf bu bakımdan bu işte çalışan arkadaşlarım, teşvike lâ- yiktirler sanryorum. Mekteblerimizin, vi. lâyetler halkımızın gelip ziyaret etmele- ri faydalıdır, kendilerini davet ediyorum. Noksan cihetlerini görmüş olanların bi- zi tenvir ve ikaz etmelerini bilhassa rica ediyorum.” Gümrük ve İnhisarlar Bakanı B. Ali Rânâ Tarhan: «— Sergi hakkında şimdi yalnız in- decek vaziyetteyim. Sergiyi görmek ve istifade etmek için tekrar ge- leceğim. İntibam şudur: Bu sergi, şimdiye kadar Türkiyede görülmemiş derecede muvaffak olmuş- Celâl Bayar olmak üzere bu sergiyi ku- ranlara karşı takdir ve minnet hisleri duymaktayımn.” Giresun mebusu General İhsan Sökmen: # Bir çok büyük garb sergileri gör- düm, — Tertib, intizam itibariyle yep yeni bir metod var, Ekonomi Bakanlı. ğı, yalnız panayır çeşidi iptidaf sergi- / ciliği kapı dışarı etmiş değil, yüksek ve olgun bir teknikle yeni garb içinde en muvaffak sayılacak bir sergi vücu- de getirmeğe muvaffak olmuştur.,, Milli Müdafaa Encilmeni Başkanı General Kâzım: “— Bir mebus sıfatiyle söylüyorum: Ekonomi Bakanlığı emrine ne versek azdır. Atatürk inkilâbının, iş, fikir, teknik tekâmülünü bugün bize bol bol teneffüs ettirdi, Her köşe dikkatle, zevk- le, itina ile, bilgi ile işlenmiş.,, Tokad mebusu B. Hüsnü Konay “— Sergi memleketimizin yalnız en büyük ihtiyaçlarını, 'en büyük imkânla- rını da meydana koydu. Hem fikir, hem tertib itibariyle iftihar edilmeğe — de- ger.,, İsveç Büyük Elçisi Ekselans Winthler: “.— Bu kabil sergiler, bir cemiyetin duygu ve hakikt tekâmülünün en iyi öl- - vazıy zevk itibariyle parfedir. Herhangi Av- rupa veya Amerika büyük sergisine, 1âakal müsavidir. İhtiva ettiği manâ ve fikir itibariyle son zamanlar sergileri- nin hepsinden büyüktür. M.T.A,, Eti Bank, İş Bankası istandları fevkalâde, herhangi memlekette model olacak ka- dar mükemmel ve muvaffaktır. 'Türkiyenin bu seri inkişafına hay- ranumn.,, Karabük inşaatı mühendislerinden Bay Gore: “— Serginin tertibinde çok muvaffak olunmuştur. Fikir ve gösterdiği hedef fevkalâdedir. Yalnız öğretici değil, en- düstrileşmek hamlesi içinde bulunan Türkiyede şüurlu görüş ve hareketin de sarih bir delili ve ifadesidir.,, Şehrimizde bulunan ingiliz ticaret ve finans grupu “— Teknik ve prezantasyon itibariyle mükemmel bir eser karşısındayız, Cum- huriyet hükümetinin ilk beynelmilel sergisi için bu mevzuu seçmiş olması- nın manâsı bilhassa mühim ve çok bü- yüktür. Hiç bir realizasyon böyle bir fikrin ihtiva ettiği müsbet manâdan da- ha büyük olamaz. Bu şuurlu endüstri- leşmenin en büyük bir sayhasıdır. Kısaca ne duyduğumuzu şöyle de ifade edebiliriz: biz bütün dünyada en teknik ve en “up-to-date,, olarak “Bri- tish industries fars,, 1 yani umumi har- bın hitamındanberi her sene mayıs ayımn da açılan ingiliz sanayi meşherlerini kabul ediyoruz. Kendimizi bu meşher - ler içinde sandık. Bu sergiye ilk iştirâk cevabını veren firmaların ingilizler oldu ğunu öğrenmemiz ise bize ayrıca keyf vredi.,, şr.......çpcvrrrrL.r.r.r S NERR Y3 YO Ş '0.0.lıoıı’oı_ıoıooooooııo. ANKARA ÖĞLE NEŞRİYATI 12.30-12.50 muhtelif plâkla neşiryat 12.50.13.15 plâk türk musikisi ve halk şarkıları 13.15-13.30 dahili ve harici ha- berler 15.30.17.30 Cumhur başkanlığı fi. larmonik orkestra heyeti tarafından konser: (Musiki muallim mektebinden naklen.) AKŞAM NEŞRİYATI 18.30-18.35 plâk neşriyatı 18:35-19.10 çocuklara karagöz (küçük Ali) 19.10- 19.30 türk musikisi ve halk şarkıları (Servet Adnan ve arkadaşları) 19.30.19,45 saat ayarı ve arabça neş. riyat 19.45-2015 türk musikisi ve halk şarkılar (Hikmet Rıza ve arkadaşları) 20.15-20.30 hukuki konuşma: (Naci Erali) (iş kanunun tatbikatı) 20.15-20,45 plâkla dans musikisi 20.45-21.00 çocuk haftası münasebetiyle konferans 21.00 21.15 ajans haberleri 21.15-21.45 türk musikisi ve halk şarkılarr (Salâhaddin ve tanburi Ömer) 21.45.21.55 plâk neşriyatı 21.55-22.00 yarinki program ve istiklâl marşı. dana çıkarılmıştır. Kütahyanın 20 Km. 10 da toplanacaktır. şimalinde ve takriben 20 km. Tefrika NO: #2 — aamaamnı ggtTmarmamınn " Sük - ' &ugöânie î_ gGrande £ de Balzac pi Honorfegî Nasuhi Baydar Türkçeye ÇeVİ y da - merdivenvâri dıvarları, eh îî;tîıearâriıma - ki acaiblikleri, hulâsa, buıeşsllı cak olan bü- ğında ebedi olarak mahk“k-k% ad'kkatle tet- tün o mahalli ferileri husuS! bir di kik ediyordu. yura TI" nefes 3_1_afak: Grandet, geniş bir k — Evet amuca.. Jakat DET im — E:et, geni... vereceK kötü haıîârleğ; Ka olduğu için buraya getirdim. BADT €na,.. — Öyle ise burada işim ne? — ( yyanon Sonra, mutbağa doğru ldg’n âîdı hîrlîlîet- Çabuk posta beygiri ısmarıîıa hitab ederek Siz durmakta olan amucas a z MN S FGi a VZ semıkat igehinde bir aF * ğ lum, baban öldü. Fakat £ N ba da bulurum.., Pa Sesini çıkarmıyarak gözlerini bir nokta - dikmiş olan Charles'a Grandet: : — Araba da at da beyhudedir. Evet, oğ - bu bir şey değil, da- kafasına bir kurşun sıka - : ha,mühimmi var — Babam mı?... Şt bi — Evet. Fakat bu da bir şey değil. Gaze- teler, sanki hakları imiş gibi, bu hususta de- dikodu da yapıyorlar. Bak, oku. ğ Cruchot'dan gazeteyi almış'olan__ i ran- det, o meşum makaleyi Cha_ş*les ın göz herı Ö- nür;e serdi. Bu esnada, hem_ı_z.çocuk, ı em;z— hislerin çocukça teza?ıur' ettiği yaşta î) anı azdı vallı genç, hüngâş ğıundgı:î f'ıglamaga aşladı. 1 ken : Grîn;lee;ıl: î;ıi, dedi, gözleri beni korkutu- or;ı. şAğlıyor, o halde ku_rfgıldu._kîo:ı;)aî: yh rles'ın dinleyip dinlemediğine dikl .a Te ksek sesle devam etti: A etmıâîıângi);u şey değil, zavallı yeğepi_m_. bu ı; bir şey değil, çünkü bunun tesellisini ksın; fakat.... - e bmîa Vah bahtsız babacağım! babacığım : babacığmıî.. G RTT AY SNT — Seni de mahvetti, sana on para bile bırakmadı. — Bana ne? Babam nerede benim? ba- bam!.. Ağlamalar ve hıçkırıklar, bu dıvarlar a - rasında, etrafı müthiş surette çınlatıyor ve akisler halinde tekerrür ediyordu. Merhame- te kendilerini kaptıran üç kadın da ağlıyor- lardı: gözyaşları kahkaha kadar sâridir. Charles artık amucasmı dinlemek istemi- yerek kendini avluya fırlattı, merdiveni bul- du, odasına çıktı ve ev sahiblerinden uzakta, keyfince ağlayıp inlemek için kendini yata- ğına yüz üstü attı. Eugönie ile anasının mış ve gözlerini sildikten sonra, riyle örgülerine tekrar başlamış salona dönen Grandet: — İlk sağnağın geçmesini beklemek ge- rek, dedi. Fakat bu genç bir işe yaramaz Pa- radan ziyade ölülerle meşgul oluyor. Eugönie, babasının, acıların en kudsisine dair böyle konuştuğunu işiterek titredi. Ve o anden itibaren babası hakkında hüküm vermeğe başladı. Boğuk olmakla beraber Charles'ın hıçkı - hemen yerlerini al - titrek elle- oldukları rıkları bu akisli evin her DA TT — FEL ASA n tarafında işitiliyor- du. Yerin dibinden çıktığı sanılan derin inil- tisi, yavaş yavaş hafifliyerek, ancak akşama doğru sükünet buldu. Madam Grandet: — Zavallı genç, dedi. Meşum nida! baba Grandet karısma, Eu- gönie'ye ve şeker kâsesine baktı. Bahtsız ak- raba için hazırlanmış olan kahvaltı sofrasını hatırladı, odanın ortasında dikildi ve her za- manki itidali ile: — Olur şey değil, dedi, umarım ki bu is- rafınıza artık devam etmezsiniz Madam Grandet. Ben size paramı bu genç sersemi şe- kerle beslemek için vermiyorum. Eugönie atıldı: — Annemin kabahati yok. Bunu ben... Grandet, kızının sözünü keserek: — Reşid olduğun için mi böyle bana kar- şı geliyorsun? Düşün Eugönie... — Baba, kardeşinizin oğlu, evimizde hiç bir şeyden mahrum olmamak lâzımdır. (Sonu var)