f Bi Ş ULUS e ît;türkle B. Ruzvelt| Habeşistan arasındîlîi t Yunanistanın milli bayramı Ankara, 30 (A.A.) — Yunanistan istiklâlinin yıldönümü do- layısiyle Cumhur Reisimiz Atatürk, Başbakanımız İsmet İnönü ve Dış Ba- kanımız B. Rüştü Aras ile Yunan Kıralı Jorj ve Başbakan ve Dış Bakanı B. Me. taksas arasında aşağıdaki telgraflar te- ati olunmuştur: Majeste George II. Elenler Kıralı ATİNA Mesud yunan milli bayramı müna- sebetiyle en hararetli tebriklerimi ve gerek şahsi saadetiniz gerek dost ve asil yunan milletinin refahı hakkında- ki samimi dileklerimi majestenize ar. zetmekle meserret duymaktayım. K. ATATÜRK Ekselans Kamâl Atatürk ANKARA Telgrafınızdan çok mütehassis ol- dum. Bilmukabele şahsi saadetiniz ve asil dost türk milletinin refahı hakkın- daki samimi dileklerimi ekselânsınıza arzederim. GEORGE Ekselans Metaksas Başvekil ATİNA Yunan milli bayramı münasebetiyle cumhuriyet hükümetinin en hararetli tebrikleriyle birlikte şahsi saadetiniz ile dost Yunanistanın refahı hakkın. daki candan dileklerimi ekselânsınıza arzetmekle mübahiyim. İ. İNÖNÜ Ekselans İsmet İnönü Türkiye Cumhuriyeti Başvekili ANKARA Milli bayramımızın kutlanması mü- /— nasebetiyle ekselânsınızın dost Türkiye cumhuriyeti hükümetinin çok hararetli tebriklerinden derin bir tarzda mütehas- sis olarak, en samimi teşekkürlerimin kabulünü, ve milletlerimizi birbirine bağlıyan candan dostluğun bu burha- nından dolayı kıraliyet hükümetinin şükran hislerine hükümetiniz nezdin- de tercüman olmanızı rica eder ve bu vesileden istifade ederek ekselânsınıza en sadık hislerimin teminatını tekrar- dTarım. METAKSAS " Ekselans Metaksas Başvekil ve Hariciye Bakanı ATİNA Yunan milli bayramı münasebetiyle ekselânsınızdan en samimi tebriklerim- Te birlikte şahsi saadetiniz ve dost ve müttefik asil yunan milletinin refahr hususundaki candan dileklerimin kabu- lünü rica ederim. Doktor T. R. ARAS Ekselans Rüştü Aras Türkiye Cumhuriyeti Hariciye Vekili ANKARA Milli bayramımız dolayısiyle ekse. Tânsınızın çok samimi tebrik ve dilek. Tefrika Xo: 16 (Başı 1. inci sayfada) sınızdan rica ederim. K. ATATÜRK Ekselans Kamâl Atatürk Türkiye Reisicumhuru Ankara Teksas'da Newlondones'da vuku bu- lan son felâket münasebetiyle ekselansı- nızın ve türk milletinin sempatilerini bildiren taziye telgrafınıza çok samimi olarak teşekkür ederim. iğ FRANKLEN ROOZEVELT Facia nasıl oldu? Vaşington, 30 (A.A.) — Ziraat ba- kanı B. Vallas, Nev-london'daki mek- tebte olan patlama nakkında yapılan tahkikatın neticelerini neşretmiştir. Facia, binanın mahzenlerine dolan ve bir motörden sıçrayan bir kıvılcımla ateş alan gazın patlaması neticesinde ol. muştur. Raporda gazların yer altından ma çıktığı yoksa kanalizasyon - borularının biribirine iyi —raptedilmemesinder mi toprağa geçtiği söylenmemiştir. Büyüklerimizden Kooperatif cemiyetine Gelen cevab telgrafları (Başı 1. inci sayfada) kımda bildirilen güzel duygulara te- şekkür eder, başarılar dilerim. Başvekil İ. İNÖNÜ Rıza Erten Ziraat Vekâleti Siyasi Müsteşarı ANKARA Yedinci kongresini toplayan Türk Kooperatifçilik Cemiyetinin hakkımda izhar ettiği samimi duygulara teşekkür eder, saygılarımı sunarım. B. M. M. Reisi M. A. RENDA Rıza Erten Ziraat Vekâleti Siyasi Müsteşarı ANKARA Türk Kooperatifçilik Cemiyetinin iyi duygularını teşekkürle karşılar, mu- vaffakiyetler dilerim. ŞÜKRÜ KAYA Bir alıman casusu yakalandı Bern, 30 (A.A.) — Bela şehri poli- si Ravenburg Vurtemberg'de faaliyette bulunan bir alman casusluk merkezi he- sabına Fransa aleyhinde bir kaç aydan- beri casusluk yapan 24 yaşında bir me- muru tevkif etmişlerdir. Casusu, Alazas ve Fransız - İsviçre hududu yakınlarındaki fransız askeri tayyare karargâhları hakkında malümat toplamakta idi. Bu adam aynı zamanda Dubendorb'da İsviçrenin askeri hava üsleri hakkında da malümat vermekte idi. —— —— lerinden derin bir tarzda mütehassıs o- larak en hararetli teşekkürlerimin ka. bulünü rica ederim. Bu münasebetle si- ze şunu temin etmek isterim ki, dost ve müttefik asil milletin çok mümtaz mümessilinden gelen bu candan dilek- ler benim için bilhassa azizdir. METAKSAS — Tasavvurlarınız nedir? 31-3.-1931 —— Kamutayın toplantısı elgraflar | müstakil .Ereğ—li şirketinin satın sayılacak mi alınma kanunu projesi bugün konuşulacak Graziyani misilleme yapan iki yüz italyanı Habeşistandan çıkardı Londra, 30 (A.A.) — Deyli Telgraf gazetesinin diplomalik muhalsiri — yazı- yor: Birçok hükümetler, — Habeşistanın müstakil bir devlet ve Milletler Cemi- yeti azası olarak tan:nıptanınmıyacağı meselesini tetkik ile meşgul bulunmak- tadır. Eğer bu mesele, 26 mayısta top- lanacak fevkalâde toplantıda konuşula- caksa, önümüzdeki on beş gün içinde, sekreterliğe bu hususta bir müracaatta bulunulması lâzım gelmektedir. Mareşal Graziyaninin tedbirleri Londra, 30 (A.A.) — “Taymis” ga- zetesi muhabirinin — bildirdiğine göre, şahsına karşı yapılan suikasd neticesin. de misilleme teşebbüslerinden iki gün sonra haber alan Mareşal Graziyani tür- lü rütbelerde 200 den fazla italyanı Ha- beşistan dışına çıkarmıştır. Misilleme tedbirlerinin tatbiki sırasında birkaç italyan yanlışlıkla kendi vatandaşları ta. Tafından öldürülmüştür. Habeşistanın Londra elçisi B. Mar- ten'in iki oğlu, Mareşal Graziyani aley- hindeki suikasdla alâkalı olmak suçiyle Adisababa'da kurşuna dizilmişlerdir. Muharrir diyor ki: *“Son vakalardan sonra Habeşistan ile diğer memleketler arasında ticaret durmuştur. Gandi İngiltere'nin sözünü tutmadığını söylüyor Londra, 30 (A.A.) — Hindistanda, şimdiye kadar ancak Bengal ve Sind eyaletlerinde mahalli hükümetler — ku- rulabilmiştir. Birleşik eyaletlerde ise müslüman- lar, hükümet kurmaya hazır oldukları- nt bildirmiştir. Bihard eyaletinde müs- lümanlar ile görüşmelerde bulunulmak- tadır. Bengal hükümeti, müslümanlardan, çiftçi partisinden ve daha bir kaç müs. takil grupdan mürekkeb bir teşekküle dayanmaktadır. Londrada, diğer eyaletlerde de hükü- metler kurulması, bir kaç gün daha bek- lenecektir. Bu husustaki gayretlerin muvaffak olmadığı görülünce, bütün salâhiyet valilere verilecektir. Diğer taraftan Gandi, Deyli Herald gazetesinin hususi muhabirine, Hindis- tandaki hükümet buhranları hakkında şunları söylemiştir : “— İngiltere hükümeti, memleketin muhtariyetine nihayet vermiş ve resmen verdiği bir sözü, bir kerre daha ve bu defa da tutmamıştır.,, (Başı 1. inci sayfada) Eti bankın kuracağı hükmi - şahsiyeti olan bir müessese tarafından idare edil- mesi için ayrıca bir kanun projesi ha- zırlamıştır. İktisat, maliye ve büdce encümen. leri; milli endüstri ve taşın için, ucuz enerjiyi sağlamak, halkın daha temiz ve daha sıhhi yaşaması için memlekette kömür yoğaltımını arttırmak; ehemiyet. li ihraç maddelerimizden biri olması i- tibariyle dış piyasalarda yurd için fay- dalı satışlar yapmak ; maksatlarına eriş- mek için devletçe alınacak kararları bü- tün genişliğiyle tatbik edebilmek imkâ- nını hazırlayan bu satınalma keyfiyeti tastik ve bu işin gerek mikdar ve gerek tediye bakımından en uygun bir şekil- de halledilmiş olmasını takdirle karşı- Tamaktadırlar, , Başbetke İspanya buhranı ( Başı 1. inci sayfada ) beslemek, sosyalist veya faşist devletler için meşru' mu telâkki e- dilecektir? O zaman böyle isyan- lar, istilâ fırsatları olarak da pek güzel tahrik olunabilir. Bundan başka, eğer bir millet, demokrasi- nin en tabit şekilleri içinde her- hangi bir rejimi seçecek olursa, bunun bazı devletler tarafından tanınması, ve bazıları tarafından tanınmaması mazur görülebilir. İşte hakiki tehlike, bu enternasyo- nal hukuk ve münasebetler anar- şisindedir; esastadır. İktidarda o- lan sağlar başka memleketlerdeki sol iktidarı, veya, aksi olarak, ik- tidardaki sollar, diğerlerindeki sağ iktidarı resmi düşman saya- cak olurlarsa, hilâl ve salib boğaz- laşmalarına doğru gerilemekten başka ne yapmış oluruz? Doğrusu odur ki İspanyada şu veya bu rejim hâkim olmasının enternasyonal tesirleri, meseleye şimdi verilmek istenen ehemiyeti izah edecek kadar esaslı değildir: İspanya buhranı, ancak, Avrupa- daki cephe ayrılığmın hâd bir dereceye vardığını, veyahud, hâd bir dereceye varmış olmak zannı- nın yayılmasında fayda umuldu- ğunu gösteriyor. Bizce, İspanya davâsını ispanyollara bırakmak- tan daha normal, ve garb devlet- lerinin hepsinin birden menfaatine daha fazla uygun bir çare yoktur. Falih Rıfkı ATAY Kamutayın ruznamesi Kamutayın bugünkü ruznamesi şu- dur: Bir defa müzakereye tâbi olan maddeleğ 1 — Büyük Millet Meclisi 1937 yılr 2 inci kânun ayı hesabı hakkında mecliş hesablarının tetkiki encümeni mazba. tası, 2 — Büyük Millet Meclisi ve müş. temilâtındaki eşya hakkında Meclis he- sablarının tetkiki encümeni mazbatası, Birinci müzakeresi yapılacak maddeler 1— etle Ereğli şirketi a- rasında 28 ikinci teşrin 1936 tarihinde Aaktedilmiş olan satın alma mukavelesi- nin tastikine dair kanun lâyihası ve ik- tisat, maliye ve büdce encümenleri maz- bataları. |Madrid cebhesinde hükümetciler ilerliyorlar (Başı 1. inci sayfada) makta ve milislerin Aravaka bölgesine yaptıkları taarruzların püskürtüldüğü- nü ve düşmana ağır kayıb verdiril. ni anlatmaktadır. Endülüs cephesinde tüfek ateşi verişilmiştir. 'General İlano Sevil radyosunda, hü- kümetçilerin haberlerinin tamamen ak- sini söylemiştir. Lizbondan elli kam- yon Sevile hareket etmiştir. Bu kam- yon kervanı, Portekiz üniversite talebe« lerinin Franko ordusu yaralılarına elbi- se, ilâç ve yiyecek göndermek üzere gönderdikleri ikinci kervandır. La Kruz tepelerine milislerin yaptı- ğt taarruz püskürtülmüştür. Oldukça sarp bir tepeyi tırmanmak zorunda ka- “— lan milisler otomatik kıtaların devamlı ateşi karşısında gerilemeye mecbur kal- mışlardır. Âsiler ormanın içinden ikinc bir taarruz yapmak istiyen milislerin yakınlaşmalarını beklemişler ve sonra birdenbire ateş açmışlardır. Birçok ölü bırakan milisler, havanın kararmasın- dan faydalanarak geri çekilmişlerdir. Bütün Frankist cephelerde paskalya yortuları kutlanmaktadır. Cephelerin ön saflarında âsilerin söylediği kırallık marşı hükümetçilerin duyulmaktadır. Katalonyada kabine buhranı: Katalonya kabinesini kurmaya me- mur edilmiş olan B. Torrodellas dün görüşmelerine devam etmiştir. Kendisi birçok politika partileri delegeleriyle görüşmüştür. B. Toradellas yarın Cum- siperlerinden hur reisi Kanpanis'e cevab verecektir. Kabinenin yakında kurulacağı ümid edilmektedir. Kendimel Dair adığım ve tanımadığımı A dosltlarıma Yazan: Çeviren Rudyard Kipling Nurettin ARTAM Burada kendisi ile ilk buluşup konuştu- ğum kimse Rhodes olmuştu. Bu zat, on beş Syaşında bir mekteb çocuğu kadar kelimeleri biribirine karıştırarak konuşuyordu. Jame- son ve o, benim sonradan anladığıma göre, telepati ile muhabere ediyorlardı. Fakat, Jameson o sıralarda yanında bulunmıyordu. Rhodes'in birden bire ortaya bir takım sual- ler atıvermesi vardı ki bu suretle bir mekteb çocuğunu, yahud pek benzediği bir Roma imparatorunu hatırlatıyordu. Meselâ birgün, hiç münasebeti yokken bana sormuştu: Kendisine cevab olarak, hatırımda kaldı- ğına göre, neler olup bitiyor, onları görme- ye geldiğimi söylemiştim. Cenub Afrikası harbında benim, askerler arasındaki mevkiim gayri resmi olarak bir- çok generallerden üstündü. Cephedeki as- kerlerin paraya ihtiyaçları vardı. Bu mak- sadla Deyli Meyl bir iane açmıştı. Ben de ka- möyu para vermeye davet eden yazılar yaza- caktım. İşin öte tarafını gazete üzerine alı- yordu. Benim “Dalgın dilenci,, isimli man- zumelerim bu işe yarıyordu. Yalnız işin doğ- rusunu söylemek lâzım gelirse, bu manzu- melerde şiir namına bir şeyler de yoktu. Bunları herhangi bir adam yazabilirdi. Fa- kat ne de olsa bu “Dalgın dilenci,, lerin top- ladığı para bir çeyrek milyon lirayı aşmıştı. Bu paranın bir kısmı ile tütün alınıyordu. O zamanlar, cigaradan fazla pipo içilirdi. Kap Tavn'daki mevkiim iyi idi. Telgrafla- rım, herkesinkinden önce çekiliyordu. Bir vagon içerisindeki ikametgâhım kolları sı- valı ingiliz süngülüleri tarafından muhafaza olunuyordu. Yüklerimi mekkâreler taşıyor ve hastahanedeki hemşireler, bana arada sı- rada” pijama verecek kadar itibar ediyorlar- dı. Orada her çeşid adamlarla canciğer ah- bap olmuştum. Yalnız bir defa paylandım. Bloemfontein zaptedildikten sonra Boerler- den alınmış, içinde koyun bağırsakları ve so- ğan, yanlarında da Chamerlain'in karikatür- leri bulunan bir arabaya binerek yeni alın- mış kasabaya gidiyordum. Arizamızdan ingi- liz askerlerinin açık arabaları geliyordu. Ak- şam olunca onlardan üç tane mum aldım. Bunlar ancak yiyeceğimiz şeyi görecek ka- dar ışık veriyordu. Burada Smuts'u görmüş- tüm, Daha sonraları, büyük harbda aynı Smuts'a bir ingiliz generali olarak Ritz'de rastladım. Harb sahasında her kumandanın kendine mahsus nüfuzu vardı. Burada Wak- kerstroomdan gelmiş yaşlı askerlerden mü- rekkeb bir kıta vardı ki bunlar, saksıya kur- şun atacak kadar avcı idiler. Genç askerler o kadar iyi değildi. Ayrıca yabancılardan mü- re':keb bir krta da vardı ki bunlar, Avrupa u- sulü harbetmek hususunda ayak diriyorlardı. Eoerler bunları en öne sürerler, bu suretle onlardan uzak bulunurlardı. Bir muharebede Zarplar - Transüval polisleri - kahramanca dövüşmüşler, aşağı yukarı, hepsi ölmüşler- di. Bunların çoğu isveçli idi ve biz bu ölüm- lere çok üzülmüştük. (Kipling, burada Cenubi Afrikadan İn- giltereye döndükten sonra oradaki evinden, görüştüğü insanlardan, gidip gelme vasıta-< larından uzun uzadıya bahsettikten ve bir havuz yapmak için bir çukuru temizlerler- ken eski zamanlardan kalma bir heykel bul- duklarından bahsettikten sonra diyor ki:| Bunun üzerine kuzenim Ambrose Poyn- ter bana: — Burada Romalrlara dair bir eser yaza- bilirsin! dedi: bu da beni alâkalandırmıştı. “Kuzenim: — Buradaki işgal ordusundan bir Roma- lının çocuklarına dair olan tecrübelerini ya- zabilirsin, dedi. Ben, bir ipucu bulduktan snora artık kolay kolay yürüyebilirim. — İsmi ne olsun? diye sordum. — Parnesius. Bu isim iyice kafama girdi. O sıralarda dahil bulunduğum yollar ve nakil vasıtaları komitesi, “Nafra komitesi,, haline gelmişti. Ben de buradan çıktım. İsim .e (Sonu var)