NNS dCcesce n <£ ——4 — 6 (ı—ıikâve Bakkalın felsefesi Ankaranın sıcak gecelerinden birisi idi. Biraz hava alalım diye düşündük. Akşam yemeğinden sonra şöyle kise- nin ağzını fazlaca açmadan gidilebile- cek, biraz hava alınacak, biraz eğlene - bilecek bir yer düşündük. Aklımıza Şe- hir bahçesindeki saz geldi. Eğer vakit gece olmasaydı ve çocukları evde bi - rakmak imkânı bulunmasaydı, alaturka saz dinlerken esneyecek çocuklarımızı alıp buraya götüremezdik. Kendimiz hoşlanıyoruz, bizim kulaklarımız alış- miştir diye alaturka fasıllarla çocukla- rın kulaklarını bozmağa hakkımız yok- tu. Neyse, çocukları yatağa gönder - dikten sonra evden çıktık. Yenişehirde otursaydık, gene bu geliş, gidiş masraf kapısı olacaktı. Yıllardanberi eski şe - hirde oturmanın biricik faydasını gö- rüyorduk. Şehir bahçesi sahneden fıskiyesi a- rada bir fazla fışkırarak etrafında otu- ranları ıslatan havuzuna kadar, hattâ daha arkadaki ağaç aralarına kadr tık- lım tıklım dolu idi. Neyse büyük bah- çede bize de yer bulundu. Masamız sah- neden haylice uzak düşmüştü. Fakat za- rTarı yok. Hava alıyorduk; rakı kokusu- na karışmış mezc kokularından — uzak- taydık. Daha âlâsı, sahnede şarkı sö; liyen kadınlar böyle uzaktan birer gü - zellik kıraliçesi gibi görünüyordu. Ses- leri de bütün falsolarını rüzgârın gecinde bıraktıktan sonra kulağımıza geliyordu. * ** Ankara şehir bahçesine dair bir rö - portaj değil, bir küçük hikâye yazıyo - ruz; onun için sözün bu tarafını uzat - mağa, hangi fasıllar çalındığını, hangi şarkılar söylendiğini anlatmağa lüzum yok. * ** Alacağımız havayı aldıktan ve din- liyeceğimiz havaları dinledikten sonra gece yarısına doğru köprünün Kadıköy iskelesindeki kalabalığa taş çıkartarak kapıdan çıkan halkın arasına katıştık. Bahçede kafayı tutanlar için bu fal- solu çıkışın azab ve ıztırab veren bir tarafr ollmasa gerek. Hepsi Turhallı bir halli. Fakat burada bir fincan kahve, yahud bir dondurma ile oturanlar, bu çıkışları ömürlerinin sonuna kadar zor unuturlar. Ne ise kaldırıma çıktık. Sa- ğa sapanlar sağa, sola sapanlar sola saptı; otomobile binenler otomobile, oto büse binecekler otobüse bindi. Biz de heykelin önünden doğru — Anatartalar caddesini tutturduk, Burası o kadar tenha idi ki saatler ce yaygaraya alışmış - kulaklarımızla, tıklım tıiklım kalabalığa kanıksamış gözlerimiz bu tenhalığı âdeta yadırğa- Gr. Biraz daha ilerledikten sonra yol o kadar ıssız kalmıştı ki bir arkadan yü Tüyen bizden, bir de ileride tek başına sallana sallana giden ve kendi kendine konuşan bir tek adamdan başka kimse - cikler yoktu. İlerimizden giden adam elleriyle de bir takım jestler yaparak konuşuyor gittikçe sesini yükseltiyordu. — Sarhoşun biri! zavallı fazlaca ke- Ççırmış olacak! dedim. Bizimkiler tanıdılar: — Ayol o, bizim mahallenin bakka lı, Hüseyin efendidir. Bakkal Hüseyin, göze — görünme; muhatablarına - yahud bize görünmiyeuı diyelim; belki de kendisi görüyordu - felsefi nutuklar söylüyordu. Vaktiyle bir yerde memurluk edefken sonıa vaz geçip işi bakkallığa dökmüş, döktüğüne de iyi etmiş olan bu adamın yanından geçmeksizin bizi evimize ulaştıracak bi: yol da yoktu. Sarhoşluğu, dağa, taşa bile hitab edecek kadar kendisini söz Söylemeğe düşürmüş olan bir adamın bizi lâkırdıya tutacağına emin olduğu: Mmuz için yanından geçmek de istemi - yorduk. Arkadan arkadan, yavaş yavaş yürümekten başka çare kalmamıştı. Gündüzki bakkal, geceki hatib ve fi. lozof Hüseyin, bir yapının önünde du- rup başını kaldırıyor ve: — Toprak! diye bağırıyordu, iste - 'diğin kadar yüksel bakalım, günün bi- rinde yerlere yıkrlacaksın; toz toprak olacaksın; sonun toprak, sonun toprak: Zaten hepimizin sonu toprak değil mi? İster zengin ol, ister yoksul, ister sevin, ister ağla, hepimizin.... hepimizin sonu toprak. Bir aralık yoldan bir otomobil geç- ti Bakkal Hüseyin, bu sefer, ona döndü: — Geç git bakalım, dedi, bir gün se- nin de lâstiğin patlar, tekerleğin kırı- lır, motörün çatlar, bir garaja çekilir - sin. Sonrası? Ne olacak Sonun toprak. Yan sokaklardan birisine saptı; biz de o yoldan geçecektik. Sağdaki fırın- da ışık vardı; işçiler ertesi günün ek - meklerini pişiriyorlardı. Hüseyin, fırı- 1nın camına parmaklariyle vurdu : — Ne çalışıyorsunuz be? dedi, un, hamur, ekmek.. Sonrası? Sonrası ne ola- cak? Toprak.. Bizim evi geçti. Biz de ses sada çı- karmadan eve girdik. Ben, yatmak için soyunurken pençeerden onun karşımız- daki apart:mana hitab ederek bir şeyler söylediğini duyuyordum. Duymuyo - rum ama, duymama da hacet yoktu. O- na da aynı felsefenin - tekrarlandığına şüphe yoktu... ** * Birkaç gün sonra ev için satın alınan bir şeyden fazla para aldığını öğrenip bakkala uğramıştım. Bakkal, bana piya- sadan, buhrandan, pahalılıktan kârdan, ziyandan upuzun bahsetti. Fakat ”hepi- mizin sonu olan toprak,, dan hiç bahs etmedi, ama bana şöyle diyor gibi geldi: — Fazla aldığım parayı benden ne diye geri istiyorsun? Elinde mi kala - cak? Onunda sonu toprak değil mi? N.A. Amerikadaki feci patlama Yıkı altında şimdiye kada 425 ölü çıkarıldı Dünkü sayımızda Amerikada bir kollejde Feci bir patlama olduğuna dair telgraflar vardı. Dün bu facia etrafında şu tafsilâtı aldık: Nev - London, 20 (A.A.) — Tiler'- deki mekteb, perşembe günü Sonira çocukların çıkma zamanından bi. raz önce yıkılmıştır. Resmi makamlar tarafından bildiril- diğine göre, patlama olduğu zaman mektebte 700 den fazla talebe ve 40 ta- ne kadar öğretmen bulunuyordu. Pat- lamanın, şehrin etrafını saran petrol tarlalarındaki gazın birikmesi neticesin- de olduğu rivayet edilmektedir. Bazı kimseler, mekteb binasının al- tında bir petrol tabakası bulunduğunu söylemekte iseler de bu hususta henüz sarih malümat yoktur. Yürek parçalayıcı sahneler, biribiri- ni takib etmektedir. Çocukları hakkında haber alamıyan babalar, kaza yerini ter. ketmek istememektedirler. Yakındaki bütün hastahaneler, mektebler ve ler yaralılar ve ölülerle doludur. Ölüle- rin bazıları tanınmıyacak hale gelmiştir. Kazadan sonra yakındaki bütün pet- rol sahalarındaki işler, derhal tatil edil- miştir. Tahkikat yapılacak. Osten - Teksas - -20 (A.A.) — Tek- sas delegeler meclisi, patlamanın sebeb- lerini araştırmak için tahkikat yapılma- sı hakkında bir karar sureti kabul et- miştir. 425 ölü.. Nev - London, 20 (A.A.) — Ölenle- rin yıkıntı arasından çıkarılması işi bit- miştir. Millt muhafız kıtaları kumanda- nı Albay B. Parker, mektebin yıkıntı altından 425 ölü çıkarıldığını ve taşla- rın altında başka ölülerin de bulunması muhtemel olduğunu söylemiştir. Şimdiye kadar yaralıların sayısını tesbit etmek mümkün olmamıştır. Ka- zazedelerden büyük bir kısmının yarala- rı pek ağırdır. Tabiatin bir alayı Tilers, 20 (A.A.) — Mekteb kazası- nın, bina altından geçen gaz boruların- da vuku bulan bir patlamadan ileri gel- diği artık tesbit olunmuştur. Taliin şu acı alayına bakın ki, yıkın- ti altında bulunan bir taş tahtada şu ya- zılar tebeşirle yazılmış bulunuyordu: “Petrol ve gaz tabiatin en büyük lüt- fudur. Eğer onlar olmasa idi bu mekteb de burada bulumıyacak ve biz de ders- lerimizi öğrenmek için gene burada bu- lunmıyacaktık. ULUS Yüksek tahsil gençliği Spor için bir lik kurdular Şehrimizdeki yüksek tahsil gençli- ği spor alanında güzel bir birleşme yapmışlar; ve voleybol ve futbol maç- ları yapmak üzere bir lik kurmuşlardır. Bu lik'e Gazi Terbiye Enstitüsü, Hu- kuk Fakültesi, Sıyasal Bilgiler okulu ve Yüksek Ziraat Enstitüsü spor yurd- ları girmişlerdir. Yapılacak maçlar sonunda takıma hatıra olarak bir kupa verile- cektir. Voleybol maçları pazar günleri saat onda Gazi Terbiye Enstitüsünün kapalı sahasında ve futbol karşılaşma- ları da çarşamba günleri Ankar Gücü alanında yapılacaktır. Yarın ilk voleybol maçı, Hukuk Fakültesi . Yüksek Ziraat Enstitüsü, Gazi Terbiye Enstitüsü - Sıyasal Bil. giler Okulu arasında olacaktır. Gele- cek hafta aynı gün karşılaşmıyan — ta- kımlar oynıyacaklardır. 24 mart çarşamba günü ilk futbol o- yunu, Hukuk Fakültesi - Yüksek Zira- at enstitüsü arasında saat 16 dadır. Ge- lecek çarşamba da Sıyasal Bilgiler O. kulu ile Gazi Terbiye Enstitüsünün maçı vardır. kazanan Eskrim müsabakaları Ankara Bölgesi Eskrim Ajanlığından: Ankara bölgesi eskrim sınıf ayırma birincisi - mart 937 günleri akşamı saat 20.30 da halkevi salonlarında yapılacaktır. Bölgemize mensub bütün eskrimciler bu müsaba- kalara iştirâk edebilirler.. Müsabakala- ra girmek arzusunda bulunan eskrimci- ü sabahr saat dokuza kadar eskrim ajanlığına i- simlerini bildirmeleri veya bizzat mü- lerin en son 21 mart 937 gi racaatları lâzımdır. Seçme ve final müsabakalarının gün ve saatleri aşağıda yazılıdır. Eskrimci arkadaşların levazımları ile birlikte mü- sabakaların başlangıç: saatinden bir sa- hazır ehemiyetle rica olunur, 21 mart 937 pazar saat 10 da (flore) ve (epe) seçmeleri (halkevi spor salo- nunda). at evel salonda bulunmaları 28 mart 937 pazar saat 10 da kılıç flore ve epe final (Halkevi çay salonun- da). 28 mart 937 pazar saat 10 da kılıç seçmeleri (Halkevi spor salonunda). 29 mart 937 pazartesi saat 20.30 kı- lıç final. (Halkevi çay salonunda). Kongreye dâvet Çankaya kulübünden: 27-3-937 cu- martesi günü saat 14.30 da fevkalâde kongre yapılacaktır; kongreye iştirak edecek kulüb üyelerinin davetiyelerini idare heyetinden almaları. Ruzname: 1 — Kulüb nizamname- sinin 7 inci ve 8 inci maddelerinin tadi- li. 2 — İdare heyeti rapor ve bilâncosu- nun tetkiki. 3 — Yeni idare heyetinin seçilmesi. B. O. Çemberleyn gömüldü Londra, 20 (A.A.) — B. Osten Çem- berleynin cenaze töreni dün Sen Mar- garette birçok yüksek zatlar ve kala- balık bir halk kütlesinin iştirâkiyle ya- pilmıştır. Amerikan grevi Detroit, 20 (A.A.) — Hâkim Kamp- bel, Kraysler fabrikalarını 12 günden- beri işgal etmekte bulunan 6.000 grev- ci işçi hakkında ihzar müzekkereleri çı- karmıştır. Kaymakam Vilcoks, milli muhafız kıtaları gönderilmediği takdirde grev- cileri fabrikadan çıkarmaya teşebbüs etmiyeceğini bildirmiştir, İşgal altında bulunan fabrikaların önünde grevciler kuvvetli nöbetçi pos- taları bulundurmaktadırlar, Çocuk Haftası 23 Nisanda başlıyor SPOR Millt Küme için Bugün Ankaragücü Gençlerbirl —.v iği maçı var Milli küme maçları için Ulus meydanında Ankara Gücü - Gençler Birliği arasında yapılacaka olan milli küme maçı bugün yeni stadyumda tam 15 de başlayacaktır. Stadyum direktörlüğü, sahanın ve tribünlerin bütün hazırlık- larını bitirmiştir. Saat 14 den itibaren otobüsler halkımızı stadyuma taşıya- caklardır. Kişeler önünde kalabalığı meydan vermemek için bilet satışına erken başlanacak ve satış için bir kaç gişe ayrılacaktır. Stadyum idaresi bu ehemiyetli karşrlaşmalara bütün anka- ralrların gelmelerini kolaylaştırmak için giriş parasız çok ucuz olarak tesbit et- miştir. Fiatlar: birinci mevkide 25, i- kincide 15, cüde 5 kuruştur. Stadyumun her üç mevkiinde de büfe vardır. Yicecek ve içecekler bura- da çok ucuz olarak satılacaktır. Maçın uyandırdığı alâka Dün de yazdığımz gibi maç, muhi. tmizde büyük bir alâka uyandırmıştır. Sporcular arasında günün biricik mev- zuunu bugünkü oyun teşkil etmekte i. di. Maçın neticesi hakkında bir çok tah- minler ileri sürülmektedir. Bu tahmin. ler üç noktada toplanmaktadır: Bir düşünceye göre, Ankara Gücü forved hattı Gençlerin hücum hattına göre daha atak oyunculardan kurulmuş- tur. Bu onların kazanmasını kolaylaş- Oksford - Kembriç kürek yarışları üç nisanda yapılıyor yapılan büyük reklâm tıracaktır. Diğer bir grupta, Gençler Birliği beklerinin ve bilhassa haf hat- tının oyunun neticesi üzerinde çok te- sirli olacağını söylemektedirler. Takımların berabere kalacağını ile. ri sürenler ise, her iki tarafta da neti- cenin ehemiyeti dolayısiyle geçen haf- ta olduğu gibi çekinerek ve hesablı oy- nayacaklarını, sayr çıkarmaktan ziya. de gol yememeğe gayret edeceklerini, bi naenaleyh tesadüfi olarak kalelere top girmezse neticenin sıfır sayı ile bite. ceğini iddia etmektedirler. . En doğru tahmin Bize kalırsa, bu üç düşünce de doğ- ru değildir. Ankara Gücü ve Gençler Birliğinde bugünkü her üç hattıda ta. mamiyle birbirine denktir. Geçen hafta şampiyonluk dolayısiyle iki taraf çok tabif olarak çekingen ve hesblr oynamış- lardır. Bugünkü maç da aynı şekilde hareket etmelerine bir sebeb yoktur. Netice üzerinde en çok tesir yapa- cak kuvvet, oyuncuların nefes kabiliyet. leri ile takımların, bir olarak, sinirleri- ne hâkim olmalarından ibarettir. Ankara Gücü mü? Gençler Birliği mi? derken yalnız bu noktayı düşünü- yoruz ve ”yorulmıyan, sinirlenmiyen taraf kazanacaktır,, fikrini tekrar edi- yoruz. Kembriç ve Oksford kürekçileri Taymis'te Paris, 20 (A.A.) — Oksford ve Kembriç üniversitelerinin — tanınmış ekipleri 3 nisanda Sen nehri üzerinde Suren ile Sent Klo arasında üç bin metre üzerinde bir kayık yarışı yapı lacaktır. Tanınmış ingiliz takımlarının yabancı memlekette yapacağı bu ilk Cumhur Reisi —— Bu sene gelecek göcemenler İstanbul, 20 (Telefonla) — Bu se- ne Romanya ve Bulgaristandan 50 bin göçmen gelecektir. Bunların bir kısmı Trakyaya diğer kısmı da Anadolunun muhtelif yerlerine yerleştirilecektir. Bu seneki gelme işi Varna, Burgaz ve Köstenceden vapurlarla yapılacaktır. karşılaşma toplantısına bizzat fransız fahri reisliği vadetmiş tir, Paris sergisi gerimi kalıyor? Paris, 20 (A.A.) — Eko dö Parinin salâhiyetli mahfillerden — öğrendiğine göre, enternasyonal Paris sergisinin a- çılışı 22 mayısa kalmıştır,