—1-3.193 I Paralarımız l Merkez Bankası Umum Müdürü B. Salâhaddin Çam Türk harfleriyle yeniden basılacak Bazı gazetelerde yeni kâğıd para- larımız hakkında çıkan haberler etra- fında malümat almak üzere kendisini ziyaret eden bir muharririmize Cumhu- riyet Merkez bankası umum müdürü B. Salâhaddin Çam şu malümatı ver- miştir: ”— Kâğıd paralarımızın mevcudu kalmamış ve mühim bir kısmı eskimiş ve yıpranmış bulunmaktadır. Bu vazi- yeti göz önüne alan bankamız kanuni salâhiyetine dayanarak piyasada bulu- nan kâğıd paralarımızı yeni bir emis- yonla değiştirmeye karar vermiştir. Ye- ni bastırılacak banknotlarımızın şekil- leri ve büyüklükleri bir proje halinde hazırlanmış bulunmaktadır. Bu proje üzerindeki tetkiklerimiz devam etmek- tedir. Şekiller kati olarak tesbit edil- dikten sonra yeni paralarımızın basıl- masına başlanılacak ve tahminen gele- cek yaz yeni paralarımız piyasaya çıka- rılabilecektir. Paraların bas:lması için de daha şimdiden bir Londra firması i- le anlaşma yapmış bulunuyoruz... ğke, Giç Sadki 12.30 - 12.50 k musikisi ve halk şarkıları 12.50 - 13.15 Muhtelif plâk neşriyatı 13.15 - 13.30 Dahili ve harici haberler Akşam neşriyatı, saat: 18.30 - 19.00 Muhtelif plâk neşriyatı, 19.00 - 19.30 Türk musikisi ve halk şarkıları (Mak- bule ve arkadaşları), 19.30 - 1945 Saat ayarı ve arabça neşriyaı, 19.45 - 20.15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Hikmet Rıza ve' arkadaşları), 20.15 — 20.30 Konferans, Kâzım Nami Duru (Terbi- ye), 20.30 - 21.00 Plâkla dans musikisi, 21.00 - 21.15 Ajans haberleri, 21.15 - 21.55 Stüdyo salon orkestrası 1- D'Ambrosie Promenadeamouro- usa, 2 - Gerschwin Oh-Kate, 3 - Schrstak Romenze, 4 - Strauss Aimer; boires chanter, İ - Donizetti, La favorite, 6 - G. Sbek Auf in dem Kampf. 21.55 - 22.00 Yarınki program ve İs- tiklâl marşı. Tefrika No: 8 ULUS Üzüm kongresi açıldı Ekonomi Bakanı B. Celâl Bayar çok mühim bir nutuk verdi (Başı I. inci sayfada) ve banka mümessilleri ile salon tama- miyle dolmuştu. Murahhas sayısı sek- sene yaklaşıyordu. B. Celâl Bayar, saat onu beş geçe kürsüye çıkarak açış nut- kunu irticalen söyledi: İktısad Vekilinin söylediği nutuk İktisad vekili B. Celâl Bayar dünkü üzüm kongresinde şu nutku söylemiş- tir: — Kongreyi açıyorum. Her biri: zin muhitinde, şüphesiz ki, çok mühim ve,kıymetli işleri vardı. Kongrenin e- hemiyetini düşünerek, menfaatlarını hesablayarak, bu işlerinizi bırakıp, bu- raya kadar gelmiş bulunmanızdan do- layı her birinize ayrı ayrı teşekkür et- mek borcumdur. Bunu, çok samimi, cid- di bir vazife telâkki ediyorum. Toplantımıza iştirak etmiş olan ec- nebi ihracatçı tüccarlarımıza, göster- dikleri alâkadan dolayı, tahassüs ve te- şekkürlerimi, ayrıca ifade etmek iste- Tim. i- İhracat mallarımızın teşkilâtlandırılması Arkadaşlar, Ticaret ve sanayi odalarının, son 4 üncü umumi kongresinde, ihracat mal- larımızın. teşkilâtlandırılması ve her bi- rinin hususiyetlerine göre istandardize veya tipize edilmesi, uzun boylu müna- kaşa edilmişti. Bu işin çok ciddi, haya- ti bir mesele olarak ele alınması, karar- laştırılmıştı. Bu kararların sureti ve bilhassa standardizasyona (aid olan kısımları, ay- rı birer broşür halinde, size takdim edi- lecektir. Bunların bir defa daha hatır- lanmasında fayda mülahaza etmekte- yim. Türkiye harici ticareti Türkiye harici Hcareti, milli kolkınmasının - vasitası ve en büyük teminatıdır. Bu kadar şümul- lü ve ehemiyetli Türkiye bir müli gelir bir milli servet yolunu, sadece bir kısım vatandaşların takdirine bırakmak ve hükümetçe seyirci kalmağa imkân yoktur. Hükümet, bu meseledeki ro- Tünü, alâkadarların menfaati ve milli menfaatlarımızın icablarına uygun bir şekilde ciddiyetle ifa edecektir: Milli ve hakiki menfaat, devamlı menfaat demek olan milli ekonomi i- cabları her şeyden öncedir. Kongremi- zin de kararlariyle bunu tebarüz ettire- ceğinden şüphem yoktur. Sadece tabii ve güzel mal. yetiştirmekle mesele bit- miş olmaz. Piyasanın ve ticaretin is- teklerine uygun ve rakiblerin teknikle- rine üstün ve hiç değilse müsavi şekil- de, onu hazırlamak ve satışını temin et- mek lâzımdır. Standardizasyon dediğimiz zaman, bu zarureti ve bu menfaatları göz önün- de tütmuş bulunuyoruz. Ticaret oda- ları kongresinin çok ehemiyet verdiği bu mevzuu, kanun ile teyid etmek iste- dik ve harici ticaretimizin kontrolü i- çin, Büyük Millet Meclisi, men'i tağşiş kanununa ek olarak bize yeni bir kanun bahşetti. Bu kanun, atılmış, ilk adım- dır. Bu istikamette alımacak kararların, tatbikini temin edecek, bir kuvvettir. Tatbikat ve teknik bakımından, alâ- kadarların da mütaleasını aldıktan son- ra, varacağımız kararların- tamamen tatbikini temin için sarsılmaz bir azim ile yürüyeceğiz. Bu, tüccarımızın kabi- liyetine, moraline - itimatsızlığımızdan değildir. Bilâkis tam bir itimadımız var- dır. Moralite ve kabiliyet lâzım ve fa- kat kâfi değildir. Bunu hukukileştir- mek lâzımdır. Meselâ, bir tüccarın bo- nosunun gününde ödenmesi İâzımdır. Bu moralitenin icabıdır. Fakat öden- mezse protesto edilir, bu da bunun ka- nun? müeyyidesidir. Müstahsillerimi- zin, tabiatin ve iklimin kendilerine bah- şettiği güzel mahsullerimizi, temizliği- ne ve tabit nefasetine kıymadan tücca- rımıza yetiştireteklerine ve bunların da ayni ihtimam ile müstehlikin isteğine uygun şekilde işleyip satışa çıkaracak- larına itimadımız vardır. Biz teknik i- tibariyle her birine düşecek vazifeyi tes- bit ederek, çalışma tarzlarını tevhit et- mek ve bu suretle milli sâyin muhassa- lasını arttırmış olacağız. Yerine göre standardlaştırma veya tipleştirme dedi- ğimiz budur. Mütehassıslarımız size, ih- zari bir etüd hazırlamışlardır. Bunlar sırf sizden rica ettiğimiz iş tahsil içindir. Si- zin kararlarınızı en isabetli karar o- larak telâkki edeceğiz. Odalar kongre- sinde görüşülürken, - iyi hatırlıyorum - bazı arkadaşlar standardizasyonun tün mallarımıza birden teşmil edilip e- dilmiyeceğini sormuşlardı. Bu münase- betle kendilerine şöyle dediğimi sanı- yorum: Standardizasyonu bir moda işi telâk- ki etmiyorum. Amatör insanlar değiliz. Memleket için, milli ekonomi için, mad- di menafat getirecek taydalı bir yol ol- duğuna kanaat ettiğimiz içindir ki, standardizasyon mevzuuna ehemiyet verdik ve vereceğiz ve mahsullerimizin en mühimlerindensbaşlayarak bu yolda ilerileyeceğiz. Bu, sözleri burada hatırlatmakta, şu itibarla menfaat gördüm: b Bugün çekirdeksiz kuru üzümü ele almış bulunmamızın sebebi, bu nevi ü- zümlerimizin bir an evvel tiplerinin res- men tesbit edilmesinde, alâkadarlar için de, milli ekonomimiz için de, ehemiyetli ve maddi bir menfaat görmüş bulunma- mızdan dolayıdır. Bu ış, bidayette, bazı zorluklar gösterse bile, yapılmasında milli fayda bulunduğu için, mutlaka ya- pacağız. Vereceğimiz kararların, rea- lisasyonunu mutlaka temin için bütün kuvvetimizle ça'ışacağız. Çekirdeksiz kuru üzüm Çekirdeksiz kuru üzüm, bizim ha- rici ticaretimizde daima 2inci veya 3 üncü derecede yer alan bir madde- dir. Senede vasati 8 milyon lira geti- ren, bu kıymetli mahsul ihracatının, 19 milyon getirdiği yıl da olmuştur. Fazla olarak, bir kadirşinaslık ifade- si halinde de ilâve etmeliyim ki, çe- kirdeksiz kuru üzüm ihracatımızda, numara ve tip tatbikatı, diğer ihracat maddelerimizdeki — tatbikattan çok önce ve filen başlamıştır da. Şu halde çekirdeksiz kuru üzümün, memleketimize, her yıl yüksek bir ser- vet temin etmekte olması, üzerinde tip- leştirme bakımından daha fazla çalışıl- mış bulunması itibariyle, bu mevzuu, ilk olarak ele almış bulunmamızda isa- bet de vardır. Vazifelerinin büyük ehemiyeti kar- şısında, bütün arkadaşlara muvaffaki- yetler temenni ederim. Müzakerelerini- zi, hükümet namına yakından takib e- deceğim. Hepiniz hoş geldiniz. (Alkışlar) Vekil, salona geldiği zaman, nutuk aralarında ve sonunda devamlı ve ha- raretli surette alkışlandı. Reislik Divanı seçimi Nutuktan sonra, B. Celâl Bayar u- mumi reisliğe, BB. Rahmi Köken (İz- mir mebusu), Şerif Remzi (ihraç tüc- carı), Rıza (üretmen) reis' vekillikleri- ne, BB. Mazhar, Zeynel Besim, Dr. Seyfettin kâtibliklere, iç ticaret umum müdürü B. Mümtaz umumi - kâtibliğe, İzmir türkofisi müdürü B. Cemal Ziya umumi kâtib muavinliğine seçildiler. B. Celâl Bayar, umumi kâtiblikler dışında, hiç bir vekâlet memurunun kongrede vazife Aalmıyacağını, bütün daire ve memurlarının kongre hizmet ve emrinde bulunduğunu söyledi. Encümenler Bununla beraber üç encümen ku- rulmuştur. Delegeler bunlardan diledi- ğine kendisini kaydettirmiştir. İstiyen- ler rey sahibi olmaksızın diğer encü- menlere de devam edebileceklerdir. Bu encümenler ve göreceği işler şunlardır: İhracat encümeni: (Borsadan yoğal- tım pazarlarına kadar olan işleri ve ti- pizasyon ve iç, dış satış mukaveleleri ti- Pi işini tetkik için) ; Ziraat encümeni: (Bağdan borsaya kadar olan işleri tetkik için); Temenni encümeni: (Tememnileri tesbit için) Büyüklerimize saygılar Seçimden sonra, üzüm işleri için ya- prlan ilk kongre münasebetiyle, Ata- türk'e, İsmet İnönü'ne, meclis reisine tazimat telgrafları çekilmesi teklifi al- kışlarla kabul edildi. Bugünkü yemek Bugün Anadolu kulübünde B. Ce- lâl Bayar tarafından kongre azaları şe- refine 150 kişilik mükellef bir öğle ye- meği verilecektir. Bu ziyafete delegeler, vekiller ve gazeteciler davetlidirler. Kongre ne kadar sürecek? İşler cumartesi bitirilecek surette tanzim edilmiştir. Cumartesi günü İz- mir üzüm kurumu adına bu kurumu vü- cude getiren İş ve Ziraat bankaları ta- rafından bir çay ziyafeti verilecektir. Van Zeeland DA Kıral vaziyeti tetkik ediyor Brüksel, 10 (A.A.) — Kıral, bu sa- bah kont Brokvil'i kabul etmiştir. Kont, Romada yapmış olduğu işler hakkında, yakında bir rapor verecek- tir. Bu vazife, şu maddelerden ibaret idi: 1. — Veliahdin doğumunun yıldö. nümü dolayısiyle tebrikler, 2. — Belçika reksist'leri lideri B. Leon Dögrel'in italyan radyosunda neşriyatta bulunmasına izin verilmesi- ne karşı protestoda bulunmak, 3. — B. Ciano ve Duçe ile Lokarno anlaşmasının feshi dolayısiyle Belçi- kada çıkan vaziyetin tetkiki. Alman hududlarının emniyeti için kanun Berlin, 10 (A.A.) — Kabine dün öğleden sonra toplanmış ve dahiliye Nazırına tam salâhiyet veren “Alman hududlarının emniyeti,, ismi — verilen kanunu kabul etmiştir. K Bu kanunun gayeleri şunlardır. : 1 — Memleketin ve alman hudud- larının emniyetini sağlamak için gere- ken tedbirlerin alınması, 2 — Yabacı memleketlerde alman mülkiyetlerine el uzatıldığı takdirde Almanyadaki yabancılara karşı muka- bil tedbirler alınması, Kabine, bundan sonra ceza kanu- nunda yapılacak islâhlar plânını görüş- müştür. Amerikan otomobil grevi devam ediyor Vaşington, 10 (A.A.) — Endüstri organizasyon komitesi liderleri, bura- da yaptıkları toplantıda, petrol işçile- rinin sendikalara bağlanması işinin şimdilik geri brrakılması ve buna mu- kabil bütün faaliyetin dokuma endüs. trisinde çalışan bir milyon kadar işçi- nin derhal sendikaya alınması işine ay- rılmasını kararlaştırmıştır. F Komite liderleri, otomobil ve çelik endüstrisnde Con Levin'in hattı hare- ketini ise ittifakla tasvib etmiştir. Halen Detroit'de kâin sekiz kroys- ler fabrikası, on bin grevcinin işgali al- tındadır ve her türlü çalışma faaliyeti tevkif olunmuştur. Euügenie Grandet Y::zan.- Honor& de Balzac Türkçeye çeviren: Nasuhi Baydar Cruchot ve papas Cruchot, mensupları tara- fından da yardım görerek, arazinin parça par- ça satılmasının önüne geçmeğe muvaffak ol- dular. Noter Cruchot, ifraz edilecek kısımla- rın bedellerini tahsilden önce alıcılara karşı sayısız adli takibler yapılacağına genç Mar- ki'yi inandırmak suretiyle onunla mükem- mel bır iş yaptı; borcuna sadık ve esasen ara- Zzinin bedelini nakden ödemeğe muktedir o- lan Mösyö Grandet'ye bunu satmak daha doğru idi. Güzel Frojdfond markizasınım bu su- retle, Mösyö Grandet'nin mülkleri arasıma girmesine teşebbüs edildi ve Mösyö Grandat de_, bütün Saumur'ü hayrette bırakarak, res- mi mu>meleler biter bitmez, usul dairesinde bir iskonto mukabilinde, arazinin bedelini nakden ödedi. Bu muamele Nantes'da ve Orleans'da epi akisler yaptı. Mösyö Gran det, geriye dönen bir at arabasından istifade ederek, şatosunu görmeğe gitti ve satın al- dığı mülkleri mal sahibi gibi gözden geçir - dikten sonra, sermayesini yüzde beşle işlet- mek imkânını bulmuş olduğundan emin, di- ğer mülklerinin ilâvesi ile Frojdfond marki- zasını genişletmek gibi fevkalâde bir fikri zihninde evire çevire Saumur'e döndü. Son- ra, hemen hemen boşalmış olan hazinesini tekrar doldurmak için korularını, ormanları- nı kesmeğe ve çayırlarının etrafındaki ka- vakları istismar etmeğe karar verdi. Artık şu sözlerin, yani Mösyö Grandet evi sözlerinin bütün değerini anlamak kolaydır. Mösyö Grandet'nin renksiz, soğuk, sessiz, şehrin üst tarafında ve kale harabeleri saye- sindeki evi işte böyle bir evdi. Kapının iki direği ile kemeri, ve evin kendisi, Loire nehri kıyılarına mahsus bir beyaz taştan ya- pılmıştı ve bu taş o derece gevşek idi ki an- cak iki yüz sene dayanabilirdi. İklimin deği- şikliklerince bu taşlar üzerine tuhaf şekillerle hâkkedilmiş olan sayısız ve çeşidli delikler kemere ve ayaklarına, fransız mimarisinde- ki delikli taşların ve aynı zamanda, bir ha- pishane kapısının manzarasını vermişti. Ke- merin üzerinde, senenin dört mevsimini gös- teren ve üzerindeki resimler artık yenip ka- rarmış olan sert taştan bir alçak kabartma yükseliyordu. Bu alçak kabartmanın tepesinde bir çı- kıntı vardı ki üzerinde tesadüfün getirdiği bir takım nebatlar; sarı yapışkan otları, ök - süz otları, sarmaşıklar, yaprak otları ve ol - dukça büyük bir kiraz fidanı vardı. Som ce - vizden, koyu renk, kuru, yer yer yarılmış, zahiren narin olan sokak kapısı mütenazır resimler halinde sıralanmış somunlarla sağ- lamca tutturulmuştu. Dört köşe, küçük, fa - kat çubukları sık ve pastan kızarmış bir par- maklık kapının kör kanadının ortasını kap- lıyor ve çizgileri mütekallis bir kafa üzeri- ne gelip vuran tokmağa âdeta motif hizmeti görüyordu. Uzunca ve cedlerimizin “çan çe- kici,, dedikleri neviden olan bu tokmak, san- ki hayranlıkla seyredilen bir nokta idi; dik - katle tetkik eden bir antikacı bunda, vaktiy- le temsil ettiği son derece gülünç çehrenin kullanıla kullanıla silinip kaybolmuş hatla - rından eserler bulabilirdi. İç harblar zama - nında dostları tefrik etmeğe yaramış olan küçük parmalıktan içeri bakan meraklılar, karanlık ve yeşilimtrak bir kubbenin dip ta- rafındaki bir kaç ayak bir merdivenle bir bahçeye çıkıldığını ve bu bahçenin de kendi- ne hâs kalın, nemli, sızıntılı ve sıska nebat- larla dolu dıvarlarla çevrilmiş olduğunu gö- rürlerdi, Bu dıvarlar, üzerinde birkaç komşu evi bahçesinin bulunduğu kale dıvarları idi. Evin birinci katınu., en büyük oda, met- hali sokak kapısı yanında bulunan solondu, Anjou'nun, Taraine'in, Berri'nin küçük şe - hirlerinde bir salonun ehemiyetini pek az kimseler bilir: salon, oralarda, hem mabeyin e) aa - ZaZ odamı, k: Hizakaıla oda, hem de budvar ve yemek odasıdır; aile ha- yartnın sahnesi, müşterek yuvadır. Ocağın her bir köşesini süsliyen yaldızlı bakırdan kollu şamdanlar iki hizmet birden görürlerdi: bunlara bobeşlik eden ve eski bakırla karışık mavimsi mermerden yapıl- mış mesnede dayanan ana direk kaldırılınca bu mesned gündelik bir şamdan vazifesini ifa ederdi. (Sonır var)