VAAT Almanya de büyük devletlerin mezden evvel, Avrupa an son yılları içinde başlıyan alâka, Almanya'ya kısa bir zaman içinde ol dukça ehemiyetli bir sömürge impa- torluğu kazandırdı. Bu imparator. dalıların portekizlerin yaptıkları bi, bir ellerinde incil, bir ellerinde hç Afrika'ya ve Üzak Şui ler. Ve boş buldukları yerlere yerleş- tikten sonra oraların sahibleri olduk- larını diğer Avrupa devletlerine tas dik ettirdiler. Alman sömürge impa . Fatorluğunun idaresi de diğer sömür. ge imparatorluklarından ne daha de daha kötü idi. Harb başlı ellerinde şu sö zaman — almanların der vardı: 1 — Uzak Şarkta: Kiav Çav, Yeni ü Samoa Karolin Marşal adaları ve adaları. 2 — Afrika'da: Togo, Kamerun, Şarki Afrika ve cenubi Afrika. gelerin bazıları Japom aniş, — bazıları — ingiliz 1 — Uzak Şark'ta alman deniz üs- ü olan Kiav ÇA çinlilere geri veril- 2 — Marşal ve Karolin adaları dominyonu aldı. amda paylaşıldı 6 — Kemarun'un büyük — kısmını ansa, garbinda küçük bir parçasını İngiltere aldı. 7 — Cenubi Afrika sömürgesi, ce- nubi Afrika ittihadı dominyonuna verildi. 8 — Şarki Afrika -zesinin küçük bir parçası Belçikaya bırakıl- dıktan sonra gerisini de ingilizler aldılar. Bunların hepsi de bu. devletlere güya manda namı altında verilmiştir. gitikçe A temeğe başladı. Ve bu ses i. Sonra Schacht ve Göring bu- u ele aldılar. Şimdi de Hitlef'in ge- varmış bulunuyor. söylenen nutkutan günün ehemi- yetli meselesi halini aldı. Alman sömürgelerini paylaşan devletler, Mürge ihtiyacını tebarüz ettirmek için almanlar tarafından söylenen söz-| leri, hammadde * sömürge istiyor hem de harbtan sonra geri veril. mesi imkânsızdır. Meselâ - Japonya, Karolin ve Marşal'ı geri vermez. A. merika ile Filipin yol üzerinde bulunan bu Yük sevkulceyşi ehemiyeti vardır. İn- liz dominyonları da ellerine geçir - dikleri sömürgeleri geri vermiyorlar. İngiltere Tanganyika adını verdiği DI İspanya'da bütün cephelerde kanlı çarpışmalar devam ediyor Karışmazlık hakkında devletler cevablarını vermeye başladılar Paris, 6 (A.A.) — Eko dö Pari gazetesine gö- re Barselonda anarşistlerle polisler gün sokak muharebeleri olmaktadıı hükümet azâları ailelerini emniyette bulundur- mak üzere Fransaya yollamışlardır. Valensiya'dan alınan haberlere göre Belediye Meclisi dün ilk defa toplanmıştır. | — —— Komünistler, mecliste iki delege- si bulunan tahrikçiler ve hain troçkistlerle işbirliği yapmak - is- temediklerini bildirerek toplantı- ya iştirâk etmemişlerdir. Cephelerde Asi ve hükümetçi kuvvetler resmi tebliğlerinde, cephelerde sükünet hüküm sürmekte olduğun bildirmekte iseler de mühtelif cephelerde topçu düclloları, çarpışmalar eksik olmamıştır. Hükümetçi kuvvetler çarşamba sa- bahr Üniversite mahallesinde ani bir hücum yaparak Eskalebilla mevküni zab- tetmişler ve âsilerin mukabil taarruzları. n püskürtmüşlerdir. Bu mevkiin büyük bir stratejik ehemiyeti vardır Hükümet- çiler, Kordoba cephesinde de ilerledik- derini bildirmektedirler. Bu şehrin civa- rında bulunan Villa Franka ve Montoro gehirleri hükümet kuvvetlerinin eline geçmiştir Asiler Malaga'da 10 - 12 kilometre i- 'rini ve muhtelif yerleri zabtet. tiklerini söylüyorlar. Asilerin Almirante Cervera kruvazörü Almeria - Malaga yo- Tunu bombardıman etmiştir. Hükümet. çi tayyareler yetişerek kruvazörü çe kilmeğe mecbur etmiştir. Yine bu böl- gede hükümetçi tayareler bir âsi tay- yareyi denize düşürmüşlerdir. 'Almanlar ve italyanlar son kozlarını oynuyorlar Paris, 6 (A.A.) — Eko dö Pari'de Pertinaks, İtalya ile Almanyanın İspan- yaya malzeme göndermekte acele ettik lerini ve böylece bu işte son kozlarını oynamakta olduklarını yazmaktadır. Mu- harrir alman - gönüllülerinin çoj kaçtıklarını da ilâve etmektedir. Madrid'den bildirildiğine göre âsi a kerler Madrid cephesinde çarpışan on bin alman askerinden bugün ancak bir alay kaldığını söylemektedirler. Haşin habeş muhariblerinden - Ras İmru'nun oğlu prens Gehdet, faşistlere karşı harb etmek için Valansiyada gö- nüllü yazılmıştır. Karışmazlık komitesinde Londra, 6 (A.A.) — İspanyol sınırla- rının kontrolü hakkındaki fransız, ingi- liz ve söyyet cevabları dün gelmiştir. İn- şarki Afrika sömürgesini, Ka Kap arasında yapacağı - şimendüfer hattı için i Almanya'nın sömürge — dav prensip itibariyle haklı olduğu teslim edilmekle beraber, eski sömürgeleri aralarında paylaşan devletler bunları Yakın ında teda - rikinde kolaylık - gösterilmesi bahi mevzuu iken, son günlerde eski sö - mürgeler yerine başka sömürgelerin verilmesi fikri ileri sürülmeğe başla- mıştır. Artık diplomasi sal kal eden bu mesele, öyle görünüyor müddet Avrupa devletlerini meşgul edecek Fakat İngiltere ve bil- hassa Fransa'nın sömürge meselesini liğer ihtilâflı meselelerden ayrı tut. mak istemedikleri ve - silâhsızlanma meselesi de birlikte olmak üzere, bü- tün ihtilâfları bir arada görüşüp / bir da halletmeğe çalışı maktadır. ları anlaşıl- A. Ş. ESMER arasında her- ır. Katalonya Karışıklıklar olduğu haber verilen Barse- londan - bir manzara giltere kontrol planı prensip itibariyle kabul etmektedir. Sovyetler, ispanyol kı- yılarının kontrolüne iştiraki arzu ettikle- Fini, fakat kontrol bölgelerinin inhisar altına alınnmasını kabul etmiyeceklerini bildirmekte bütün kontrol - gemiler kıyıların her noktasını kontrola sa'âhi- yetli olmaları tavsiyesinde bulunmakta- dırlar. Fransızlar kontrol memurlarının harb gemilerine binerek mil'iyet farkı gözetmeksizin kendi kontrol bölgelerine gelen ticaret gemilerini kontrol hakkına malik bulunmalarını — istemektedirler. Komite yeni bir plân daha hazırlamak: tadır. Âsiler Malaga üzerine karadan ve denizden bir hücum hasırlıyorlar dan aşağıya doğru İlerlemekte olan â kuvvetler Malaganın 10 mil şimali gar Muhafazakârlar B. Ruzvelti diktatör- lükle itham ediyorlar Yetagadi (& ÇA At) — Kbü- Bi bi tağsleee! "üe B BaYUş giğkleRde ni el YA tavaye ekbiyrol. duğu gibi bu sefer de adli sistemde ten- sikat yapılmasını taleb etmektedir. verdiği sistemde Cumhur reisi bu beyanname ile bera: ber başlıca noktaları aşağıda yazılı bir kanun projesi vermiştir : 1 — Bir mahkeme azası yetmiş ya- şına geldiği tarihten itibaren altı ya i. ginde istifa etmediği takdirde cumhur reisi her federal mahkemeye bir yevek 'aza tayin etmek salâhiyetini haiz ola- caktır. 2 — Yüksek mahkem 'yet mahkemelerinin adli Nazaret etmek Üzere idari bir muavin tayin etmek salâhiyetini haiz olacak ve işler çok olduğu zaman mahkemelere yardım etmek üzere yüksek mahkeme reisi bir kaç hâkim gönderebilecektir. 3 — Hiç bir federal mahkeme evvel. ce birleşik hükümetler müddei umumi- sini haberdar etmeden ve federal hükü- metin fikirlerini almadan adli karar. lar vermiyecektir. Bu proje kabul edildiği takdirde bun- dan yüksek mahkeme azalarının bazı, ları ve bilhassa mahkemenin reisi Hug. hehughes mütcessir olacaktır. federal bida- takvimlerine Ruzveli'in teklifleri bir bomba tesiri yaptı Nevyork, 6 (ALA.)— B. Ruzvelt'in teklifleri siyasi mahfil-i bisinde kâin Kolmenar mevküne gel mişlerdir. Kordoba cephesinde âsileri: vaziyeti tehlikeye girdi. Madrid, 6 (A.A.) — Andulardan bil- dirildiğine göre, hükümetçiler Korda- ba mıntakasında bütün cephe üzerinde taarruza geçmişlerdir. Montero ve Pocunanın tabit istihe kâmları, milis kıtalarını — durdurama» mıştır. Alkala Loreale doğru - yayılan hükümetçi hücumları âsileri - tam bir cephe değiştirmeye mecbur etmiştir. Kaybedilen araziyi yeniden ele geçiren hükümetçiler, ileri hareketlerine de- 'vam etmekte ve birçok noktalarda, hü- kümetçiler, âsi kuvvetlere hâkim vazi- yette bulunmaktadırlar. Asilerin vaziyeti Çok tehlikelidir. dir. B. Ruzvelt adli sistemin |* değiştirilmesini istiyor Haber bomba tesiri yaptı B. Ruzvelt lerde bir bomba tesirini — bırakmıştır. Kew Deal'in taleblerine karşı firmaları. 'nr kurtarmak için yüksek mahkemeye güvenen muhafazakârlar cumhur reis ni diktatörlükle itham etmekten — çe- kinmemektedirler. B. Ruzvelt'in taraf. tarları bile cumhur reisini müttefikan tasvib etmemektedirler. Habeşistandan dönenler * Roma, — Habeş harbına gönü'lü olarak giden eski muharibler, bugün garbi Afrikadan Romaya dönmüşler ve tezahüratla karşılanmışlardır. 'TAN'da Neşet Halil Atay, 1925-1936 yılları arasında vasati buğday ve ekmek fintları üzerinde, yaptığı rakamlara müse tenid bir tetkik neticesinde şehirli müs. tehlikler tarafından ekmek için ödenen paralardan ancak üçte birinin köylü eli- ne geçtiğini diğer kısımlarının mutavas. sıtlar elinde kaldığını kaydediyor ve bu #arkı 26 milyon liradan fazla takdir ede- rek, buğday işlerinin ekmek işleriyle bire leşmeden tanzim edilemiyeceğini, tanzim de bu farktan S milyon lirasını köy yar- dımlarına ve buğday ihraç primlerine a. yutarak geri kalan 20 milyon lira ile türk köyünün yıllık gelerinin bu mikdarda arttırılabileceğini ileri sürüyor. AKŞAM'da Fazıl Ahmet Aykaç, “me deni bir ibadet” başlığı altında yazdığı fıkrada, yeni orman kanununun Kamu- taydan çıkmış olmasından duyduğu se- vinci kaydederek, ağacın ve ormanın in- sanlığın saadet ve refahı üzerinde oyna- değt ehemiyetli role işaret ediyor, ve ka- 'nunun neşriyle her şeyin bitmiş addedi. lemiyeceğini her kanununun kıymeti, an. cak tatbikindeki muvaffakiyetle ölçüle- ceğini hatırlatarak diyor. ki: “— Her zeminde ileri atılan Türkiye cumhuriye- ti çocuklarına yeni bir - vazife düşmüş- tür. Şimdiden sonra ağacı anlamak, ona- Uıpka nebati bir yurddaş göziyle bak- mak... Ağaçlar karşısında duyulacak bu ğ » zun daha güzelleşmesine, daha zengin 've mamur olmasına yarayan bir gönül faaliyeti demektir. Ve bu vazife umumi. dir. En büyükten en küçüğe kadar her ikes gu ince ve güzel duygu ile niçin mü- tehassit olmasın? Ağacı sevmeğe ve o 'nu kurtarmaya müteveccih bütün gay- retler için şu ismi münasib gördüm: Me- deni ibadet.” 4 'SON POSTA'da Muhiddin Birgen, fransız akademisi - azâlarından Henry Bordenux'in Hatay meselesi dolayısiyle hakkımızda hakaretlerle dolu küstahça bir makalesini mevzuu bahsediyor. Gu- vur namına küstahlığın, hak namına şir. retliğin ve medenilik namına da terbi- yesizliğin en mükemmel bir nümunesi.. olan bu makalenin türkdüğe isnad etti- #i iftiralara lâyik olduğu şiddetle cevab 'mez ve biz Bordeaux, hikâyesini pek kısa kesmiş ol- duğunuz o günleri sakın hiç unutmayı- mız; çünkü, o günler size eski bir türk özünü daima hatırlatacaktır: Her ku. gün eti yenilmez.” 'TAN'da Burhan Felek, eskiden Ie tanbul gazetelerinde çıkmakta olan filim tenkidlerinden, sinema — sahiblerinin is- rarla talebleri neticesinde - vaz geçilmiş olduğunu hatırlatarak, sinemalarımızda bunun da tesiri olduğunu ileri ve sinemacılara kaliteye dikkat etmele kendi menfehtları icabı olarak tavsi- ye ediyor. Sinemalarımızda o kadar kö. tü filimler geçiyor ki, diyor, bunlar za- manla halkın rağbetini sarsabilir. Buna karşılık muharrir, sinemacıdarın kendi a- ında bir kaliteyi sansür hayeti tepe kil etmelerini ve pek kötü filimlerin gö terilmesine müştereken — müsande etme. melerini temenni diyor. Haklı bir dilek! tenkidler okuduğumuz. bir çok yabancı filimlerini görmek fırsatını bulamazken, memle ketimize bir sürü kötü filimler ge- tirildiğini itiraf etmek lazımdır. Hatay anlaşması ve Türk Fransız dostluğu Paris, 6 (A.Â.) — Anadolu Ajansı. 'nın hususi muhabiri bildiriyor : Ayandan Mari Rustan “Tribün de Nasion ,, da diyor ki “Sancak konuşmalarında ehemiyet verdiğimiz cihet ananevi türk - fransız dostluğudur. Öteki bahisler ikinci de- recede şeylerdir. Cenevrenin faydas giliz - fransız tesanüdü kazançları 'nında bilhassa türk - fransız dostluğu 'nun bütün kıymetini muhafaza etmesin den dolayı duyduğumuz sevinç çok bü. yüktür. , 3 Z Lammmü in.