Profesör Bergama müz üzeleri ve Wigand Eski milletler âdetler ve ahlâkı hakkında yazdığı mek- tublariyle şöhret bulan eski müellif Plin, “Bergama, bütün Asya'nıı he yok, tari yan bu m €n meşhur parçasıdır” demi; maddi manevi en zengin hazinelerini sakla- er diyarı Bergama'dan biri Berlinde, biri de İçinde, hiç şüp- kendi sinesinde çatı altıma konmuş birer müze vücuda geti- rildi. Ölümiyle arkeoloji sahasında dolmaz bir yokluk bı- rakan profesör Wigand'ın yardır.” Bergama; bilginlerin açmağa, deş- meye çalıştıkları tarihi (sırlar) x bağ - rında gömen vesikalar” kolleksiyonu /dünyanın hiç bir yerinde eşi bulunmu. yan müzeler sergisidir. Burada adım başında — güzelliğiyle ruhu ve gözü okşayan, ifade ettiği ma- ma ile irfanr zenginleştiren her abide ve her yer başlı başına bir müzedir. Akropolün böğründe oyulmuş ya - Bergamanın ihya edilmiş fam daire şeklindeki 40 bin kişilik Ak- kostik, Anfitcatr, bunun yanında dantel oyulmuş beyaz mermerlerin süsle- Aşk ve harb ilâhı (Diyonisos) un mabedi, beride beş yaşından yetmi; ya- şına kadar herkese kültür aşılamak için| kurulan (jimnas), ötede - © zaman - dünyaya ışık veren yüz binlerce ” cilt. ik kitabı bu gün bile taklit edilemiyen İf usul jle tasnif eden kütüphane, evada (Omiros) un neşidelerinde yer tutan Galinbos Hekimin dünyanın hay- retini kazanan Eskülâp Sıhhat Yurdu ayakta duran zengin birer müzedir. Eski milletlerin ahlâk ve adâtı hak. kında yazdığı mektuplariyle şöhret bulan eski mücllif (Pline) hakiı ola- Tak (Bergama; bütün Asyanmn en meş- hur parçasıdır) demiştir. İçinde — hiç şüphe yok, tarihin maddeten ve manen en zengin hazinelerini saklayan bu mü- zeler diyarı Bergamadan: biri batıda - Berlinde biri de kendi sinesinde çatı altına konmuş birer müze vücude geti- rildi. Ölümiyle arkeoloji alanında dol- maz bir yokluk bırakan Prof. Wiegan- &n bu iki müze ile de yakınlığı var - dır. Berlindekinde Direktör, Berga - madakinin de vücud bulmasına ilmi ve tasnifte yardımcı idi. Ancak Atatürk rejiminde Bergama hafriyatında çalışmak imkânını - bulan Profesör Wiegand bu rejimin eski eserlere verdiği değerden en büyük zevk ve heyecan duyan ve bunu muhi- tine yaymıya çalışan bir dosttu. No:8 Puşkinin eserleri Bizzat 2uşkin tarafından veya olarak başkaları tarafından yazılmış eser ve- akademisinin ya makalelerin asılları, ilim bu İğlaça Kızı Yazan: Puşkin G müze - ile de yakınlı; Evelleri, Akropoldeki eski eserle » rin aşırılmasının önüne geçmek isti « iyenler, buraya çıkanların mutl felâkete uğrıyacağını işaa - etmişlerdi. İzmir Valisi Kâmil (Paşa) /gama'ya kadar geldiği halde, bu şeame- 'te kurban olmamak için harabeleri gez- memişti. Profesör Wiegand bu batıl hurafeyi yıkmak için elinder geleni yaptı. Yal- halde bir manzarası nız Bergamalılar değil hafriyat mev « siminde bilhassa İzmirden gelen öğret- men ve talebe kafilesine ateşin bitabe. siyle harabeleri dillendi tırdı. Bu iş yorulmaz, büyük bir enerji ile ziyaret- gileri gezdirirdi. Bergama ve - Berga malılar hakkındaki dost yazıları ve söz- leriyle Avrupadan, Amerikadan Ber - gamaya ziyaretçi çekerdi. Bergamada- ki Eskülâp Sıhhat Yurdunu - bulmak, çıkarmak için uğraştı, muvaffak oldu. Bu buluş dünya tababetini ilgilendir. di. Bergamadaki müzenin kuruluşunda 've modern bir şekilde tasnifinde Wie- gand'ın unutulmıyacak yardımları var- dır. Profesör Wiegand'ın Bergamada- ki temiz çalışma şekli yabancı arkeo - loğlara örnek olacak bir değeri haiz - dir. Bu sebeble merhum Profesör gand'ın Berlindeki Bergama müzesinin kuruluşunda eli olmadığını kayd ve işaret etmek ilmi bir vazifedir. Berlin'de Bergama müzesinin ku- Tuluşu tarihi 1865 de başlar. Bu za- manlar, Bergama harabeleri toprak al- tında idi. Eski Bergama ancak bazı e ki tarihlerden okunabilirdi. Bergama - 'fın dünya medeniyet tarihini aydınla- tacağını takdir eden bilginler 16 mer 17 inci asırlarda hafriyat yapmayı dene - mişler, bir şey bulamamışlardı. Meş - hur fransız alimi, Küçük - Asya müel- lifi Şarl Texier de 1837 de Bergamada bir hafriyat tecrübesi yapmış, o da mu- vaffak olamamıştı. Garib bir - tesadüf me edilmiştir , birçok eserleri ona aid vardır. Puskin'e avırdığı kısımda muhafaza olun - Maktadır. Şairin en ateşli takdirkârlarından olan A. F. Otto to; demive reemiştir. Buluşurlardı. Fransızca eserler arasında en iyileri E. Haymant'ın 1911 de neşrettiği bibliyog- “Allak Üşmlüreni eitellür rafi ile Jussörando tarafından 1918 de Le Kumara para koyuşları, Honde Slave mecmuasında — neşrolunan Bunu arttırışları, bibliyografi ve tenkid etüdüdür. Eserlerinin üsvedde ve vesi- kaları 1909 da Petersburg ilim akademi hediye etmis, ve kendisinin 1923 de vukua gelen ölümünden sonra bunlar 1925-de aka- ne L Dışarda sis n yaşlı Wiegand, yılmaz, çoğu muhtelif tarihlerde fransızcaya terci İngilizcede Prens D. Sviatopolk - Mirs- ki'nin 1923 de Slavonic Revue'de neşrettiği bir etüd vardı. Muhtelif eserleri ve bu arada Yüzbaşının Kızı bu lisana çevrilmiştir. 1842 den 1907 ye kadar olan devre n opera ve şeklinde bestelenmiştir. Bestekârları arasın- da Çaykovski, Rimski - Korsakov, Rahma- ninof ve Glier gibiçok büyük sanatkârlar MACA KIZI Camları bulandırınca, Görülecek şeydi. Dikili - Bergama yolu üzerinde is tikşaf yapan Mühendis Carl Humanın da) Bergamada Rum doktor Nicola Rallis İle tanışmıştı. Rallis Humann'a bir heye kel baş satın almıştı. Arslan başlı bir muharibinin; bir adamı boğduğunu gös. 'teren bu heykel parçası, büyük bir sa- Humanın bunu Berlin mü- zesine tetkik ettirmeğe gönderdi. 1869 da bu yolu yapma teahhüdünü üzerine aldığı zaman yola girerken taşları çı karmak vesilesiyle Akropol'da, amele- sine, bu heykel parçasının çıktığı yer de kazılar yaptırdı. Humann göz ka - maştirlct sanat eseri yığını karşısında gaşırmıştı. Fakat hafriyat için ne ilmi, 'ne de parası vardı. 1871 de Ernest Curtius küçük As ya'ya bir seyahat yapmak üzere İatan. bul'a gelmişti. Humann, bu zatı, Ber gama'ya gelmeğe ikna etti. Bergamada Ççıkan, azametli eserleri gösterdi. Cur- tius tarafından yapılan hafriyat netice- sinde tarihin sanat itibariyle eşini az kaydettiği (Jupiter) mabedinin br çok parçaları meydana çıktı. Jupiter mabedinin iç ve dış duvar. darış Bergamalılarla o vakit Ankarayr merkez yapan Galatlar arasındaki har- bi tasvir eden kabartmalarla bezenmi Bu buluş, hafriyatın daha esaslı bi gekilde yapılması lüzumunu gösterdi. 1876 da Berlin müzesi direktörü Conze hafriyatın başına geçi zamına göre hafriyatçılar meydana 1 « kardıklarının üçte birini alıyorlardı. Bunların doldurdukları — sandıklar ve bu sandıkları almak için hususi sı rette Dikili iskelesine kadar gelen mo- törler, balkın dikkatine çarptı. — Halk Akropolda İskendezin hazinesinin sak- İt olduğunu bilirdi. Hafriyatçıların bu hazineyi bulduklarına zahip - oldular. Babrâliye bu yağmagerlikler hakkında mazbatalarla - şikâyetler yağdırdılar. Birkaç defa Babıâli - sırmalr (paşa)larını işi incelemeğe Bu (paşa) lar; hafriyatçıların taş par- gaları götürdüğünü bildirdi. Halkan ga- Jeyanı durdü. Bu sebeble alman hükü- aeti 17 - ağustos - 1878 de Babilli nez- dinde teşebbüste bulundu. Bugün ciha- n gözünü kamaştıran Berlindeki Ber- gama müzesinin bütün malzemesi 9 - 2 teşrin - 1878 fermanı ile oraya taşa mağa başlandı. Hafriyat —devam 1900 de hafriyatın başına Atina ensti- tüsü müdürü Prof. Dörpfeli — geçti. 1913 e kadar işe devam etti. Dörpfeld daha çok Akropolun diğer kısımların . da hafriyat yaptı. Bu sıralarda Jupiter mabedinin bütün parçaları Bergama « dan gitmiş bulunuyordu. Prof. Wie - gand 1927 yılında Bergama hafriyatı- n idaresini ele aldı. Bu hafriyat çok ciddi, temiz ve mt bir şekilde yapılmıştır. Çıkan ecsr- ler tamamen Bergamadaki müzededir. Profesör Wiegand'ın Sökede (Priyen) de ilmi metodik bir sistem dahilinde yaptığı hafriyat cidden yabancı hafri- yatçılara nümune olmağa değer - mahi, yettedir. Profesör Wiegand'ın ölümü, memleketimizde büyük bir teessür u- yandırmıştır. Bu teessürü Kültür B kanımız en iyi bir. şekilde Almanya Kültür Bakanına yazdığı taziyet tel - graflariyle ifade etmiş bulunmaktadır. Ankara Halkevi Müze komite- sinden Avukat Fehmi — Kural mimodram büyük bir iştiha gın dalgın boş tabaklarına bakıyorlardı. Fa- kat konuşma, şampanya sayesinde, canlan- dı, ve biraz sonra herkes buna iştirak etti. Ev sahibi sordu : — Bugün ne “İstanbul belediyesi yapı işlerinde çalışanlarr ihtisas imtihanına tâbi tu- tulacak ve mütehassıs oldukları işler. den başkalarında çalıştırmıyacaktır., İstanbul belediyesi mi imtihana tâ- Bi tutulacak? Tabil ki / kastedilen bu değil. Şu halde “tutulacak,, yerine “tu. tacak,, denmeliydi. ** *“Son nefesim kalıncaya kadar mu- kavemet edeceğim,, Şu “kalıncaya,, tâbirinin cümle i- çinde ne kadar Tüzumsuz olduğuna dikkat ediniz. “Son nefesime kadar,, demek hem daha kısa, hem daha doğru olurdu. **& “Bir adamın kimseye göstermeden neler yaptığı - iyi de olsa, fena da ol #a - ancak polisi alâkadar edebilir. Eyi de olsa diyorum, çünkü ekseriya kötü hareketlerimizi saklarız, ama bazen iyi hareketlerimiz içinde de - birçok sebeb- derle - gizlediklerimiz vardır., Bir adamın kötü bir hareketinin po- disi alâkadar etmesini anlarız ama, iyi bBir hareketin, veley gizli bile tutulmuş olsa, polisle e alâkası vardır? Muhar- Fir, © cümleyi, şümulünü düşünmeden yazmış olacak. HAVA Meteoroloji - enstitüsünden verilen malümata göre dün şehrimizde hava u- mümiyetle bulutlu geçmiş ve hava sı- caklığı sıfırm üstünde ancak bir dere- ceye kadar yükselmiştir. Dün orta Ana- dolunun Ankara, Konya ve Sıvas çev- releriyle Akdeniz kıyılarında hava u- mumiyetle bulutlu, yurdun diğer yer- lerinde ise tamamiyle yağışlı geçmiştir. “Yağış Ege mıntakasında yağmur, diğer yerlerde kar ve karla karışık — yağmur şeklinde olmuştur. Yağış en çok Rize- de olmuş ve metre murabbama 80 kilo- gram su bırakmıştır. Yağış Giresunda metre murabbarma 41 diğer yerlerde 1-13 kilogram arasında su bırakmıştır. Düne kü vaziyette yurdda karın toprak üze- rinde en çok kalmlık yaptığı yer Muş- ta olup kar kalınlığı 100 santimetre Dün hava sıcaklığı evelki güne na- zaran Trakya, Ege ve Orta Anadolu mıntakalarında 3, Karadeniz kaıyıların- da 7 doğu Anadoluda 15 derece/ s0; muş bulunuyordu. Dün en düşük - su- hünetler sıfırın altında olmak üzere E- dirne de 3, Boluda 4, Kastamoni ve Ço- Tumda 5, Malatyada &, Erzurumda 16, Karsta 18 dercedir. En yüksek suhunet- ler ise sıfın üstünde İzmirde 13, Dörte yolda 16, Antalyada 17 dercedir —— İs Bankası kumbara ikramiyesi Türkiye İş Bankasının 1 şubat 997 taribine aft ikramiye keşidesi” dünkü gazartesi günü eat 11 de Noter b uzu- runda Banka Genel - Direktörlüğünde ha ielkamaytaş. a n 25 lire — menüsta, elacin kumtaralı küçük cari hesaplar arasın. da yapılanı bu keşidede 2000 liralık ik. zamiyeyi Hnektir Deskanizi Kure (Ü besi müşterilerinden 1139 sumaralı he Hele kazanışları Kazandıklarını Tebeşirle yazışları. İşte böyle, kapanık havalarda, Dalar giderlerdi, Pek ciddi işlere. Atlı muhafızlar da zabit Narumof'un evinde kumar oynanıyordu. Uzun kış gecesi farkedilmeksizin geçti. Sabahın beşine doğ- rTu kahvaltı edilmeğe başlandı. Kazananlar — Âdet üzere kaybettim. Hakikaten ta- Tüm yok. Koyduğum parayı, hiç bir. vakit bir misline çıkaramıyorum. Cesaretim zerrece kırılmıyor ama daima kaybediyorum. — Olur şey değil! hiç bir sefer de mi pas- dan faydalanmağa kalkışmadın? Bir kere- sab sahibi B. İhsan kazanmıştır. ile yiyorlar; ötekiler, dal- yaptın, Surin? cik olsun tecrübeye girişmedin mi? Sebatına yıl dönümü dolayısi kadar, 1744 metrede RWE, 50 metrede — RNE, 40 metrede RWG, S1, 25 metrede RAN radyo - istasyonları, gairi Aleksandr. Puşkin'in — ölümünün yüzüncü yıldönümü münasebetiyle ve rilecek bir radyo - konseri meşredecel lerdir. Programı, Puşkin' j zerine muhtelif kompozitörlerin - besm teledikleri eserlerden terekküb eyliyes cek olan bu konser esnasında, izahat — türkçe olarak verilecektir. rası uvertürü (Senfonik orkestra) (Moskova büyük operasından tenor Les meşev) sında arya Çaynı artist( ğ sından Lenaki aryası (aynı artist) (Yüksek artist Nejdanova) yor,, (Soprano) (aynı artist) n artist) (Yüksek art n artist) artist), Basso Rayzen) mans (aynı artist) rasından Boris aryası (aynır artist) peratından suite (Senfonik M—N) Ğ şebbüsiyle vereceği temsiller münase betiyle, ayın 8 inde başlaması önce ka- ilerde ilân edilecek tarihe kadar tehir — bitini göstererek bağırdı: — Ya Herman'a ne dersniz? B ömründe bir defa bile kâğıd açmamış, he bir iskambile elini ğu halde sabahm beşine kadar bizimle bera- — ber oturup oyunumuzu seyreder. Terman : hayret ediyorum. Misafirlerden biri, genç bir istihkâm za- 11 Şubatta türkçe hılııuı neşriyat yapacaklar Moskova, 1 (ALA.) — M gabat 1 büyük rus Konserin programı şudur Glinka: “Ruslan ve Liudmila,, ope« Rubinştayn: — “Muganni,, romaner ea — Cui: “Kafkas mahbusu, — opera — Çaykovaki: “İvgen Oniegin,, opera- Glazunov: “Kanımda arzu kaynıe Golovanov: “Genç erkek ve kiz Dargomijeki: Romans (anyr artist) — Gurilev: “Aşk çeşmesi,, romaris (ayx Verstovski: “İhtiyar koca,, Romans — 't Mezzo Obükova) Şeremetiyev: “Sizi seviyorum,, (aya Dragomijeki: Laura —aryası (aynı Greçanikov: Romans (aynı artist) Meçhul: Romans - (Yüksek artist Borodin: Romans (aynı artist), Mussorski: “Boris Gödünov,, op Rimski - Korsakov “Çar salt bakaları geri bırakıldı — Halkevi Spor Komitesinden: Sanatkâr Şadi ve arkadaşlarının rarlaştırılmış olan güreş müsabakaları, — edilmiştir, Havacılık ve Spor'un 183 üncü Sayısı — çıkmıştır Bütün Kitapçılarda var- dır.. Okurlarımıza tav- iye ederiz. -ıî ürmemiştir; böyle oldu- — Oyun beni çok alâkalandırıyor, fakat fazlasına sahib olmak ümidiyle lüzumluyu tehlikeye koymağa cesaret edemiyorum. Tomski fikrini söyledi : — Herman almanjxr hesablıdır ve meses — j le bundan ibarettir. Fakat anlıyamadığım bir kimse varsa, o da, büyük annem, Kontes — Anna Fedotovna'dıı Misafirler, bir ağızdan sordular: | — Neden? Niçin? Tomski sözüne devam etti: y — Onu oyundan meneden sebebleri yponu var)