Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
AŞi ee ripten korunmak için neler yapmalıyız ? Grip, içinde bulunduğu- muz ayların en korkunç has- talığıdır: Zatürrie'ye yol a- çar ve ihtilatları bazen haya- ta malolur. Gripten korunmak için neler yapmalıyız? Bu sualin cevabını bize, ekser günleri sıfırın altında geçen bu ay- lar içinde en kıymetli bir sı- hat yardımcısı olmak değeri- ni taşmaktadır. Bu yazımız, size hiç uzun Soylu ve yorucu külfet yük- lemeden gripe karşı korun- manın çarelerini vermekte- dir. Bulaşık hastalıklar her yayılma du- rumunda şiddet ve ihtilât bakımından başka başka şekillerde görünürler. Son ayların zararlı misafiri olan grib hiç şüphe yok ki inadcr soğukların yardı- mı ile çok defa zatürri'e ihtilâtlariyle devam ediyor. Bugün herkesçe anlaşılmıştır. ki hasta olup şifa bulmak — bünyenin dayanmasına bağlı bir iştir. Tedavide hekim ancak hastanın bünyesine yar- dımcı kalır. Fakat hastalığa tutulma - mak için korunmaya çalışmak daha sağlam daha emin olarak bizi faydalan- dırabilir. Acaba grip için yapabilece- ğimiz bir tedbir yok mudur? “Gribten şahsi korunma yoktur. Ağız çalkamak gargara yapmak burun temizlemek in- san t lerinden kaçmak kadar ha- yali bir iştir” diyen büyük hekimler varsa da böylece kollarımızı kavuştu - rup âtıl batıl durmaktan da büyük za - rarlar görmemiz muhakkaktır. Bu bah- se tekrar gelmek üzere gripe tutulma- mak için herkesin yüzde yüz istifade edebileceği basit bir tedbiri arzedece- ğim. Kinin her yerde kullanılan ve ki- tablarımızda 0.80 - 1 gram kininin gripe karşı hususi bir çare olduğu gelişi gü- zel yazılmış olan bir maddedir. Bu kıy- metli tavsiyeyi kitab sayfaları arasın- dan kurtarmak ve her gün konuştuğu- muz veçhile yanımızdakilere sabah ak- şam bir kinin bir aspirin alırver gibi ba- sit sağlıklar vermekten daha ileri git- mek, işin üzerine varmamız lâzım- dır. Çünkü kinin bedeni gripe karşı kuvvetli bir aşr gibi muhafaza edebi - len bir ilâçtır. Aşağıdaki yazıyı Amerika düstorül- edviyye'sinin yirmi birinci tabından ay- nen naklediyorum. “Kinin Hummayi Tifoidi gibi bazı ateşli hastalıklarda ateşi kesmek için faydalıdır; faakt ba- zı intanlarda doğrudan doğruya şifa verici tesiri vardır. Kohen, Kolmer ve Heyst'le birlikte kininin (pnömoni) zatürrie'de seriri (1) olduğu kadar çok fenni olan kıymetini meydana koymuş- lardır. Bu zatler kininin (Kloridrat, bron- (7) Seriri hasta üzerindeki tecrü- belere göre. vidrate) gibi tuzlarının, terkiblerinin zatürrie mikrobu (pnömakok) lar üze- rine kuvvetli öldürücü tesirde oldukla- rını, çok kinin almış hastada kanın za- türrie mikrobunu öldürecek hassalar kazandığını göstermişlerdir. Kininin gripteki tesiri tamamiyle seriri bilgiye istinad etmektedir. Garin 1918 senesi grip istilâsından hemen sonra şimali Avrupa hastanelerine bir- çok sual mektubları göndermiştir. Bu hastanelerin yüzde 61 i cevaben bildir- mişlerdir ki - çok kinin - almış olan malaryalı hastalardan hiç birisinde grip görülmemiş ve hastanenin mütebaki hastalarından gripe tutulanlar arasında -az kinin almış - yüzde yirmi sıtmalı hastaların da gripi pek aşikâr surette hafif geçirdikleri anlaşılmıştır. 1920 grip istilâsında Sterlin muh » telif Avrupa hastaneleri rapor neşri - yatından 3000 malarya vaaksı — tesbit etmiş ve istilâ müddetince hastanede- ki diğer hastaların büyük bir kısmına grip bulaştığı halde malaryalılardan yalnız on yedi kişinin tutulduğu onla- rın da hafif gegirdikleri görülmüştür.” Şu müsbet kayıtları gözönünde tu- tarak gripten korunmak için gargara, ağız çalkamak gibi malüm tedbirleri istihfaf edenlerin fikirlerini inceliye » lim. Grip çok bulaşık bir hatsalık olduğu gibi insandan insana aksırık, öksürük, konuşma vaziyetinde kolayca geçmesi ve insanların birlikte yaşamaya mecbur olmalarının bulaşmayı hattâ daha şahıs- lar hasta olmadan temin etmesi bu ted- birlerden ümidsizliğe düşülecek bir durum hasıl eder gibi görünürse de ağız, boğaz, burunun grip zamanında temiz tutulması, mikroblarının azaltıl- ması çok mühimdir. Ağızda elli cinse yakın mikrob var- dır. Bunların arkadaşlığı bedende grip mikrobunun zehirini arttırabilir, birçok ihtilâtların zuhuruna sebeb olabilir. Ağızda burunda boğazda, temizlik üşümekten korunmak, yorgunluktan çekinmek hastalığın başında yatağa girmek hasta ziyaret etmemek, üşümek kal- mıyacak şekilde kapı ve pencerelerden birini aralık tutarak, daima temiz ha- korkusiyle kapalı odada havasız va teneffüs etmek ve beş gün birer gram kinin aldıktan sonra, gün - aşırı 0,50 santigram kinine devam etmenin sağlam, koruyucu bir tedbir olacağı aşikârdır. Dr. ŞÜKRÜ ŞENOZAN Havacılık ve Spor'un 183 üncü Sayısı çıkmıştır Bütün Kitapçılarda var- dır.. Okurlarımıza tav- siye ederiz. Ulus müessesesi matbaacılık kısmma intisab edeli on bir yıl olan ve dokuz yıldanberi de matb baş mürettibli- K W S ı ğini ehliyet ve le yapmış £ arkadaşımız Hüseyin Nabi Oyak; dün ufak bir rahatsızlığı müteakib ölmüştür. Bütün ulus mensublarınım derin te- essürleri içinde dün Cebecide toprağa tevdi ettikleri Hüseyin Nabi hayırvah, temiz bir arkadaş, dürüst, gayretli bir me- mur, kendi emirindeki işçiler için de sa- yılan ve sevilen bir âmirdi. Ulus, kendi acısı içinde ailesine de taziyetler beyan eder. BB. Delvayo - Spak konuşması Brükselı 31 (A.A.) — Dış bakanı B. Spak İspanya dış bakanı B. Delvayo ile görüşmek üzere Saint - Duentin'e git- miştir. İki devlet adamı Belçika diplo- matlarından Baron Von Borşgrav'”- m katli dolayısiyle çıkan ihtilâfın halline çalışacaklardır. A - Acıklı bir olüm | ALLABLAH ! DİL KÖŞESİ: “Kadınlardan istek edenlerin içtik- lerini, istek etmeyenlerin...” “İstek etmek,, yeni icad garib ta « birlerden biridir. İstemek, ummak fiil- leri dururken, arab kökünden fiillerden kalma bir itiyadla istek etmek, umud etmek, l “Yağ, deri ve gübre olarak kullanı- lan balıklar da yunus, köpek, ayı, kun- duz, su samurudur.” “Gübre olarak kullanılan,, — doğru ama, yağ olarak, deri olarak kullanmak tabit denilemez. Çünkü bir balıkta de- riden başka şeyler de vardır. Köpek ve ayı kelimeleriyle köpek balığı ve ayı balığı kastedildiğini an- lryoruz ama, kunduzun ve su samuru- nun balık addedilmesini biraz tuhaf buluyoruz. kkk “Eyi bir kıyafet herkese defi ilân et- mek gibi bir şey..” “Defi ilân etmek,, zevksiz ve ter - cüme bir tabir. Bunun dilimizde güzel bir karşılığı var: Meydan okumak. CENGEL KİTABI Ulus tercümeler serisi sessiz bir faaliyetle gitgide — zenginleşmektedir. Bu serinin son çıkan eseri olan “Cen- gel Kitabı” üzerinde 13 rakamını gö - rüyoruz. Bu 13 bizim için bir şeamet alâmeti değil, her kitab çıkışının hâ. dise olduğu bir zamanda, alkışlanacak bir başarının ifadesidir. Hususiyle, bu neşriyat serisinin gayesi garbın büyük ve kıymetli eserlerini dilimize çevir - mek olduğu göz önünde tutulursa. Arkadaşımız Nurettin — Artamın, kuvvetle sahib olduğu ingilizceden di- limize çevireceği ilk eser için “Rudyard Kipling,, i seçmiş olmasındaki sebebi ve isabet derecesini araştırabiliriz. Kipling'in ingiliz edebiyatı dedi- ğimiz heybetli âbidenin birkaç temel sütunundan biri olduğu münakaşa edil- mez bir hakikattir. Fakat bir milletin, kendi görüş cephesinden pek büyük ehemmiyeti olan edebiyatçıları yanında, bir edebiyatı bütün dünyada temsil et- mek misyonunu omuzlarında taşıyan enternasyonal şöhretler vardır. Rus edebiyatının birçok büyük kıy- metleri arasında nasıl Tolstoy, Dos. toyevski ve Turgenyef başka dillerde birer idol olabilmişlerse, ingiliz edebi- yatını da dışarda temsil eden birkaç büyük şöhretten biri ve başlıcası da mu- hakkak ki Kipling'dir. Andr& Mourois da bu hakikate işa- ret ederek diyor ki: “Fransızlar arasın- da yalnız Balzac, Hugo, Dumas pöre ve belki Anatole France İngiltere'de de - rin okuyucu tabakalarına nüfuz edebil- mişlerdir. Fransa'da ne profesyonel, ne de edebiyatın ateşli amatörleri ol - mıyanların okudukları ingilizler arasın- da Shakespeare, Swift (fakat yalnız Gulliver'si), De Foe (fakat yalnız Ro- binson Crusoe'si) Dicknes ve tabiidir ki Kipling zikredilebilir.” Gulliver'le Robenson'un - o da çok eskiden - çocuklar için yapılmış ve bü- tün edebi kıymetinden tecrid edilmiş tercümeleri ve tiyatro sayesinde dili - mize kazandırılmış olan Shakespeare piyesleri istisna edilirse, ingiliz edebi- yatının bu birkaç ana şöhreti bile bize henüz tanıtılmış değildir. Mahdud edebi tercümelerimiz dai - ma fransız kaynaklarına baş vurmuş- tur. Fransız edebiyatından aşağı oldu- ğunu iddia için ortada hiç bir ciddi se beb bulunmıyan ingiliz edebi mahsul- lerinin ve hiç olmazsa bunların kalbur üstünde kalanlarının hâlâ dilimize çev- rilmemiş bulunmasının nasıl bir eksik teşkil ettiğini uzun boylu anlamaya lü- zum yoktur. Kipling ve Dickens, türkçeye kabil olduğu kadar çabuk kazandırılması lâ- zım gelen ilk iki ingiliz edibinin adla- rıdır. Nureddin Artam, biri daha ziyade fan- tezist, diğeri realist olan bu iki edibten ilkini tercih ederek işe başlamış ve bize onun en karakteristik eserlerinden biri olan “Cengel Kitabı,, nı hediye etmiştir. İlk cildi bugün elimizde bulunan bu eserin ikinci cildinin de pek yakında çıkacağını şimdiden müjdeleyebiliriz. Umumi bir tavsif olarak müellif hakkında kullanmış olduğumuz “fan- tezist,, tabirini hafif manâsiyle alma. yınız. Kipling nevi şahsına münhasır bir efsane âleminin kurucusudur. Fan- Y Uaraa urm — haberler Aydın, (Hususi) — Aydında onbeş gündenberi taze kuzu kesilmeğe başla« dı. Kuzu etinin fiatr 50 kuruştur. Ko« yun eti 35, dana eti 25 kuruştur. Ekonomi bakanlığı iş dairesi döne düncü bölge âmiri Faris Ulubay Aydre na gelmiş ve dün halkevi salonunda Aydın fabrikatör v etüccarlariyle biş toplantı yaparak kendilerini iş talimat« namesi etrafında aydınlatmıştır. Bay;, Faris Ulubay iş alanla verenlerin du « rumlarını tetkik ve iş talimatnamesi« ne göre hazırlık yapmak üzere bölgesil çevresinde gezisine devam edecektirş Söke'de tazyikli çeşmeler : . Söke belediyesi mahallelere tazyike li çeşmeler kurmuştur. Bu hafta için « de bu çeşmelerin sonuncusu da yerine konulacak, ondan sonra eski su kesiles cek, Sökenin yıllardır dileği olan te « miz ve sıhhi su işi de tamamen başa « rılmış olacaktır. Bunu — başaranlara başta urbay Eyüb Özbaş olmak üzere su gibi aziz olun deriz. Bir cinayet : Germencik nahiyesine bağlı Balat« çık köyünde bir cinayet olmuştur. Ci« nayetin sebebi ceki mul çimind dolayı köy halkı arasında kalan geçim« sizliktir. Bu köy halkından İsmail kah« vede tavla oynarken içeriye eniştesi İbrahim girmiş, İbrahime orada bulu« nan ve aralar ıiötedenberi açık olan Ha« lil İbrahim hücum etmiş, bunu gören İsmail Halil İbrahime hücum ederek ağır surette yaralamıştır. Yaralanan hastaneye yatırılmış, yaralıyan da hap-« se tıkılmıştır. : Söke Halkevinde toplantı : Söke halkevinde evvelki gün bütün halkevi üyelerinin iştirakiyle umumt bir toplantı yapılmıştır. Toplantı hal- kevi reisi Nebil Çobanoğlu tarafından açılmış ve halkevi çalışmaları hakkın« da izahat vermiştir. Bundan sonra her şube üyeleri yeni komite seçimle- rini yapmışlardır. a İ Mi ir tezisinin yaratmış olduğu bu dünyanın, — <| içinde yaşadığımız hakikt âlem kadar bize hakiki görünüşü, işte Kipling'in — bütün sanatı buradadır. Bu efsane âlemi hakkında Mourois- nın salâhiyetli kaleminden çıkmış bir izahr Ulus sütunlarında — okudunuz. “Sihirbaz”, fransız edibinin bu hariku- lâde kabiliyetin sahibine verdiği addır. —— “Cengel Kitabı” ile içinde ilk adım- larımızı attığımız Kipling âleminin hep — aynı derecede zengin geniş sahalarını, arkadaşımızın, bize aynı müellifin di- ğer eserlerini de tercüme ederek, ta « nıtmasını dileyelim. 3 t “İmparatorluk kurucusu,, gibi aza- — metli bir adın kendisine verilmesini teW min edecek kadar ingiliz milletinin minnetini kazanmış olan Kipling, İn « gilterenin olduğu kadar bütün dünya « — nındır. Yalnız, şimdiye kadar Türkiye- nin ve türkçenin değildi. & | Nurettin Artam'ın yapmış - olduğu — hizmet budur. YAŞAR NABİ — Maça Kızı Yazan: Puşkin Puşkinin eserleri Bu şekilde kabul edilince yabancı mu- harrirlerin tesiri istidadın gayri millileşmesi şeklinde tezahür etmez; bilâkis şairin milli karakteristikleri tahlilde kullanacağı hassa- ları kuvvetlendirir, mükemmelleştirir; onun tefahhus sahasını genişletir, derinleştirir. Puşkin'in sanatı ne kadar yakından tetkik edilirse, geniş kültürünün onu bir kozmopo- lit yapmadığı o kadar iyi anlaşılır. Şüphesiz, insanlığa bağlıdır, fakat daima kendi 1r'nın damgasını taşır, kendi ırkının ruhunu €. na iyi anlamış ve anlatmıştır. Eserleri, mazisi ve haliyle, bütün memle- ketini ihtiva eder. Fakat insanları ve eşyayı her cephesinden ve yakından tetkik ettiği içindir ki, bazan şairin büyüklüğünü ihata edemiyen müfessirler onu iyice anlıyamamış- lardır. Bir muharirirn, sosyal ve politik me - seleleri telakki tarzına göre muhakeme edil- diği bir memlekette, şairin talii de müte- mevviç bir hal alır. Nitekim Belnski ve Di- mitri Pisarev onun hakkında şiddetli ve ba- zan yanlış hükümler vermişlerdir. Fakat, 8 haziran 1880 de, Moskova'da ya- pılan Puşkin âbidesinin açılışı sırasında Dos- toyevski “edebiyat dostları cemiyeti” inde meşhur nutkunu verdiği zaman artık ortada düşman kalmamıştı. Ona göre Puşkin, her şeyden önce, Çingeneler'deki Aleko, yahud Oniegin gibi endişeli hayalperestlerin mem- nuniyetsizliklerini tasvir ederek, buna çare olmak üzere egoizm ve işsizlikten vazgeçip halk hakikatine dönüşü tavsiye eden adam- dır. Kadınların en ziyade rus olanını, kendi saadetini başkasının felâketi üzerine kurmak istemiyen derin ve ulvi Tatiana'yı yaratan, odur. O, halka doğru zoraki bir tavurla eğil- memiş, müsavi bir kardeşlik hissi içinde yaklaşmış, ona müşfik bir sevgi ve derin bir iman beslemiştir. Ve nihayet, muhtelif mil- letlerin karakteristiklerini benimsedikten sonra Rusya'ya düşen vazifeyi ve aryen ırk- ların aynı tek spiritüel birlik içinde barış- malarını bir peygamber gibi sembolize eden, gene odur. O zamandanberi Puşkin bir ilâh mertebe- sine yükselmiştir. Biribirlerine en zıd mu - hitler bile ona tapınmaktadırlar. XIX ıncı asır sonunun sembolstleri onda, fikirle resmi mezceden vuzuh üstadına hürmet gösterir - ler. Peyzajistler resminin netliğini, paleti - nin zenginliğini, tonlarının doğruluğunu methederler. “Salon” şairleri onda, kendi “ced” lerini selâmlarlar. Nasyonalistler, rus vatanını ve slav kardeşleri terennüm eden mısralarını gururla okurlar. Kozmopo- litler onun yabancı ruhlara nüfuz kabiliye - tini hayranlıkla karşılarlar. İnsanların acı - larını anlatan şairler de onun düşkünlere, zavallılara karşı gösterdiği sempatiyi göre- rek heyecanlanırlar. Bunlardan Nekrasov gibi bazıları, onun mevzularını yeniden ele alıp daha geniş bir şekilde işlemişlerdir. Birçok dram muharrirleri ve romancılar için de onun eserleri güzel birer model olmuştur. Velhasıl, rus toprağı üzerinde çağlıyan her su, onun kaynağından gelir. Hepsinin sesi, aynı konser içinde mezcolur. Ananeci kültlere karşı çok şiddetli olan komünist ih - tilâli bile onun büyük çehresine saygı gös - termiştir. Büyük ihtilâlin galibleri de, mağ - lübları da Puşkin'in önünde hürmetle eğil - Üü ea ee K, e T mektedir. —okk Puşkin hakkında neşrolunan rusça ki- tablar pek çoktur ve bunların sayısı durma- dan artmaktadır. V. - I. Mejov'un 1886 da neşrettiği 405 sayfalık büyük kitabı, başlıca bibliyografik eser olarak kalmaktadır. V. Ze- linski şair hakkında yazdığı tenkid makale- lerini 1886 da Moskova'da neşretmiştir. N. - O. Lerner, Puşkin'in hayatının değerli bir kronolojisini yazmıştır ki, bunun ikinci tabı Petersburg'da 1910 da neşrolunmuştur. Daha birçok muharrirlerin Puşkin hak - kında neşrettikleri eserlerden başka, şair hakkında her gün ele geçen alâka verici ve- sikalar Sovyet ilim akademisi tarafından neşrolunmaktadır. (Sonu var) DÜZELTME Dünkü tefrikamızın Puşkin'in eserlerine aid olan kısmının son cümlesi yanlış çıkmıştır. Doğru F şekli şudur: “... dar şekillerden ve câlilikten ya | nılmaz bir hisle kaçınmıştır.” Aynı kısmın ikinci paragrafının ikinci cümle< sinin doğru şekli de şudur: “Ondaki sanat kudre—l ti muayyen kalıplara girecek cinsten değildi.” ' | | Özür dileyerek düzeltiriz.