15 Ocak 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

15 Ocak 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 SONKANUN 1937 CUMA ULUS SAYFA $ — Sancakta yapılan tazyik | Türk halk mümessillerinin görmenlere verdikleri rapor (Ötey günkü sayıdan devam) Bilâkis, her yönden modem “türk Jarını takip etmekte olan San - Bak etieri soyal hareketlerinden de. Tayı ekseriya mücrim addedilmiş ve ce- 'za görmüşlerdir. Bilfarz, şapka giyen Sancak türkü hükümetin resmi vüizle. gi tarafından alenen tekfir olunmuş, ve bu yüzden halk arasında hâdiseler zu- hur etmiş, fakat hükümet / şapkalıları suçlu görüp vâizleri ve şapka giyenle- Te ee edenleri haklı çıkarmak sa- retiyle bu soysal harekete engel olma- #a çalışmıştır. Bugün bile, Köylülerin Şapka giymesine mani olmak için köye lerde dolaşan hükümet memuru / vüize dere sik sık tesadüf edilmekte, balka gapka yerine, bedeli hükümet sandığın- Gan ödenerek satın alınmış fes ve sarık dağrtıldığı görülmektedir. 1934 yılının Ramazan ayında, Antakya'da iki cami de, kürt Mehmet hoca adlr bir hükü et vâizinin şapka giyenler - kâfirdir sözlerini sarfetmesi üzerine vukua ge- len büyük hâdise ve bunun neticesi, #ırf şapka giydikleri için işlerinden ç karılan memurların bulunması ve hal - ka şapka giymeğe teşvik ettikleri iddi- asiyle bazı eşhasın zabıta ve adliye taki. batına uğraması, hükümetin soysal ha- zeketlere karşı aldığı cepheyi ve me ya, izaba kâfi delillerdir. Misal; Bi €i kânun 1336 da şapka giydikleri Mahmud Halef ve Cemal Yahya adın- a iki türk genci Antakya belediyesi Geki vazifelerinden atılmış Antakya ale- vilerinden Ali efendi Zeravend ve Garip Haydar ve Mehmed Derviş ve Süleyman Zerrik efendiler şapka - giydikleri ve bazı alevileri şapka giymeğe teşvik et- tikleri iddiasiyle tevkif — edilmiş ve günlerce mevkuf kaldıktan sonra, — kâ: nünuevvel 936 tarihinde Antakya bida- yet ceza mahkemesine sevkolunmuşlar. dır. Bununla beraber, Sancak türk hal- kı ve bu halka n tilmakta olan alevi vatanı vi tedbirlerin her türlü mümanaatına Tağmen ana yurd inkılâblarını takip et mekten ve benimsemekten geri durma- makta, Kılıkça da Türkiyeli kardeşle- rine benzemek suretiyle Suriyeden ne kadar ayrr ve başka bir varlık oldu; 'nu bütün dünyaya isbat etmiş bulun - maktadır. Sancağın soysal görünüşünü bu veçheden de tetkik ve Suriye kala - balıklariyletmukayese etmek Sancak türk davasının sıhhat ve kuvvetini gös- termeğe kâfi gelir. Fikir ve vicdan hi İnsanları ve kütleleri, kendi kendi- derini idare etmek kabiliyetine sevk ve isal için her şeyden önce, onları, fikir ve vicdanlarında hür ve serbest bırak- mak ve tutmak lâzımdır. Halbuki, Sar cak halkı yukardan beri zikrettiğimiz soysal gerilik çemberinden maada, bir de ir ve vicdan evareti altında bıra- ışlardır. Bir yandan manda idire- in diğer taraftan bu idarenin ziya- desiyle şımarttığı Şam hükümeti me - murlarının türk halkının fikir ve vic - danları üzerinde yapageldikleri tazyik, cebir ve şiddet ve her türlü şikâyetle- ze bütün - kapıların kapalı” bulunuşu türk halkını en haklarını ve menfaatlerini aramak ve korumak hak- larından bile mahrum bir hale getir « Sancak halkının yegâne fikir naşiri olan ve 1928 yılındanberi intişar et - Mekte bulunan (gazeteyi 1932 de türk köylüsünün uğramakta olduğu — zulmü açıklayan “Baş belâs: hep bu - toprak- tar” Başlıklı bir yazısından dolayı Şam bükümeti tarafından kapatılmış, gazer te müdürü Halep muhtelit mahkemesi. ne sevkedilerek hapisaneye atıımış) halkın sesi olan bu hak sesi kesilmişi Keza, Suriye namına tekrar etmek i> tenen mebusan intihabatının ademi meş- ruiyetine dair yazdığı bir yazıdan do. Jayı 13 ikinci teşrin 1936 da Sancak fransız delegesi tarafından bir mektup- Ja tatil edilmiş bulunan mezkür gazete Sapka yerine, bedeli dağıtıldığı görülmektedir. . tılmıştır. bâlâ kapalıdır ve Sancak türk halk. bu yüzden de dilsiz bırakılmıştır. Berutta türkçe ve arapça olarak bir Berutlu ta- rafından neşredilen - Yıldız. — gazetesi Sancak halkının Sancak idaresinden gikâyet yolunda yazdığı bazı yazıları neşrettiği için Sancak hükümetinin ta- debiyle Lübnan hükümeti — tarafından tatil edilmiştir. Sancakta siyasi, içtimat kulüpler te- Sisi memnudur. Hayır maksadiyle, in- sani bir gaye uğrunda toplanmak isteni- len herhangi bir ianeye, bir takım do - lambaçir yollardan gidilerek her defa- sında müsaade - edilmemiştir. Halkın umumiyetle okumasına yardım maksa- e açılan gece mektepleri birer ba- hane ile zabıtanın kontrolu altına alın- mış ve kapatılması zarüreti hasıl ol - muştur. İçtimal medeni inkişaflara ta- alluk eden herhangi bir teşebbüs hü - kümetin siyaseti — mahsusasına uygun gelmezse, mandater hükümet o işin tet- kik ve tervici Şam hükümetine aid ol- duğunu iddia eder ve Şam hükümeti mandater / hükümetin — salâhiyetinden olacağı söylenerek aylar ve senelerce sürünüp tehir ve akim bırakılır. (Başı 1. inci sayfada) Her hangi bir devletin tarihinde sadakat faslının geniş olması, o- 'nun mutlaka sadakat göstereceği 'ne kati bir delil olmadığı gibi ihanet faslının bir çokluğu da o- 'nun behemahal ihanet edeceğine delâlet etmez. Onun için biz türk- ler herhangi bir millete - dostluk ve düşmanlık damğasını vururken her şeyden ve hattâ, imzadan ev- vel o milletin ve dünyanın içinde bulunduğu maddi şartları mütalea ederiz ve lehte olduğu kadar, a- leyhte delil veren tarihi ve anane- leri bir tarafa birakırız. Bu zihniyetimizi dost ve düş- manlarımıza karşı bir kerre daha hulâsa ettikten sonra Pariste sık sık tekrar edilen Türkiyenin yar- dımlaşma teklifine avdet edebili- riz. Türkiye cumhuriyeti, Fransa ve Türkiyenin içinde bulunduğu maddi şartları göz önünde bulun- durarak ve iki memleketin hayati şartlarına uygun olduğunu - sana- rak, Fransaya bir yardımlaşma teklifinde bulundu. Ve sandı ki büyük barbın Çanakkaledeki bü- yük dersi, Türkiyenin kudret ve kıymetini kâfi derecede göstermiş- tir. Fransanın o vakit verdiği ce- vah bu dersten ibret almış bir mil. letin cevabı değildi. Bugün fran- sız matbuatında bu mevzu üzerine avdet edilerek bir — fransız - türk yardımlaşma muahedesi yapılma- #smm muvafık olacağı mütalcasın- 'da bulunuyor. Fakat o zamandan- beri iki memleketin ve dünyanın değişen şartları, bu teklifin hara- ret ve isabeti üzerinde çok tesir Sancaktaki tek türkçe gazete kapatılmış, halk ükümet - sandığından ödenen fes ve sarık siz bırakılmıştır. Gece mektebleri zabıta kontrolu altına alınmış ve nihayet “kapa- göyle dursun, iktısadi — bakımdan da büyük zorluklarla karşı karşıya ve mü- cadele halindedir. Ve telâfisi kabil ola- mıyan zararlara duçar olmuş bulunma tadır. Sancakta takip edilen vergi usulü bilhassa esasen müstesna bir vergi olan ve milli iktısadı tazyik ettiği için Tür- kiye, Irak, Filistin hükümetlerince lag- vedilerek bugün hemen hemen Suriye- ye münhasır kalan aşâr vergisi ve bu verginin para vergisine tahviliyle arazi vergisine ilâvesi hakkında Suriyede kabul edilen usul türkler aleyhine ve türklerin arazisini ellerinden alarak onları iktsaden mahvetmek istiyenler için çok müsaid vesileler” hazırlanmış ve sistemli bir zulüm vasıtası olmuştur. Bu usulün kasdı mahsusla tatbik edile- tek türklere karşı çok fazla aşâr ve a- razi vergisi tarhedilmesi ve bunun tah- sili için istisnai ve fevkalâde usullere baş vurulması Sancaktaki türk unsuru- 'nun uğradığı felâketin en başlı sebeb- derindendir, denebilir. Misal olarak şu- nu zikretmek isteriz Antakyanın Kesip) nahiyesi namiyle Berazini — nahiyesi vardır. Yedi büyük köyden ve birçok ziraat yerlerinden ibaret olan bu nahi yenin heyeti umumiyesine 375 lira aşâr vergisi konulduğu halde bu nahiyenin civarında olan Ordu nahiyesinin Yer ceköy namındaki 22 hanelik küçük türk köyüne binsekizyüz lira ve gene Ordu nahiyesinin Kışlak köyüne bin - beşyüz Tira aşâr borcu konulmuştur. (Mabadine yarın devam edeceğiz) yapmıştır. Ufak tefek değişmeli bir tarafa bırakıyorum. Bu tekli yapıldığı gün Türkiye beynelmilel ve açık bir yol ile, ikiye bölünmüş- tü; bugünkü Türkiye Montröden beri yekpare bir bütünlüktür. Ke- zalik bu teklif yapıldığı gün Fran- sa, hak, adâlet, başkalarının men- faati ve, keza, kendi imzası için daha kolay harekete geçer sanılı- yor ve buna inanılıyordu;. fakat Fransa vaftiz babalığını yaptığı Milletler Cemiyetini habeş harbı münasebetiyle daha, Laval'in el le iflâsa sürükledi ve bu inanr çok kırdı. Bundan Lavali / mesul tut- mak ve Fransayı tebrie etmek doğru değildir. Laval fransız mil- letinin içinde bulunduğu şartlara uymak zaruretini duyan bir adam- dir. Kezalik bu teklif - yapıldıktan sonradır ki Fransa, Rusya - Fran- sa müahedesine karşı soğukluk- lar gösterdi ve bilhassa son Japon- ya hâdiseleri münasebetiyle bu muahedenin şumulünü tahdid & den bir taraflı tefsirlerde bulun- mak suretiyle, kendi hayati men- faatlerinin bahiskonusu olmadığı her hangi bir yerde başkaları için harekete geçmek ve kan dökmek istidadında bulunmadığını göster Onun için Paris gazetelerinde son günlerde sık sık çıkan, Türl yenin Fransaya bir. yardımlaşma teklifinde bulunmuş olduğu habe- rine, evet diyoruz ve derhal ilâve ediyoruz, fakat.... O vakitten beri Çanakkale boğazından ne sular akmadı !... MEBUS ANKARA ÖĞLE NEŞRİYATI Türk müziği Ajans Karışık AKŞAM NEŞRİYATI İnkilâb dersi, Türk müziği Davamızın arab memleketlerin- de daha iyi anlaşılması için - arabça neşriyat. Türk müziğine devam. İngilizce ders. Crz müziği, “Ajans ve gazete hülâsiları , Stüdyo salon orkestrası. İSTANBUL ÖĞLE NEŞRİYATI 12.30 — Plâkla türk musikisi. 12.50 — Havadis. 1305 — Plâkla hafif müzik. 1325 — 14.00 — Muhtelif plâk neşriyatı AKŞAM NEŞRİYATI 18.30 Plâkla dans musikisi. 19.30 Spor musahabeleri: Eşref tarafından . Vedia Rıza ve arkadaşları tarafın. dan türk musiki ve halk şarkıları Cemal Kâmil ve arkadaşları ta- rafından türk musikisi ve balk şarkıları Saat ayarı ve orkestra: Ajans ve borsa hâberleri ve erte- Si günün programı. Plâkla sololar. Son. Şefik 2000 2030 HINDI HIRSIZI YAKALANDI At pazarında Yahyanın dükkânının altındaki ahırda bulunan sekiz hindisi çalınmıştır. Hindilerin Murat isminde biri tarafından çalındığı anlaşılmış ve tahkikata başlanmıştır. KARI - KOCA KAVGASI Aktaş mahallesinde oturan Habibe kocast Mehmet tarafından döğüldü; nü iddia etmiş ve Mehmet tutulan za- bit varakasiyle birlikte müddei umumi- liğe verilmiştir. SIMIT CAMAKANINI ÇALMIŞ Ulucanlarda İbrahim isminde biri, simitçi Rifatın simit camakânını çal mış fakat derhal yakalanarak müddei umumiliğe teslim edilmiştir. Ankara yazlıklarında kış Memlekette KIŞ Son gün, memleketin her yerinde, bir gün evveline göre daha ilık geçti Bveli gece Ankarada sıfırin altın. da 6 dereceye düşen suhünet dün gün. dür sfırın üstünde bir dereceye ka- dar çıkmış ve hava evelki günden - iki derece daha ilik geçmiştir. Dün şarkt Anadolu ile orta Anadolumun şimal ve Orta çevrelerine kar, Karadeniz kıyılar riyle cenubu şarkt Anadoluya yağmur yağmıştır. En çok yağış metre murab- bama Rize'de 40, Zonguldakta 37 kiloe gram su birakmıştır. — Hava sahuneti Trakya ve şarki Anadoluda 3-5 derece- arasında soğumuşsa da diğer mmtakar larda küçük farklarla aynr durumu me. bafaza etmiştir. Dün en düşük derece. ler sıfırın altında Edirnede 5, Beyşehir de 7, Erzurum ve Karsta 13 derecedir. Yurdda en yüksek sıcaklıklar — sıfırin üstünde Antalya ve Adanada 14, Dört yolda 12 derecedir. Maliye Vekilimiz rahatsız İstanbul, 14 (Telefonla) — Maliye vekilimiz Fuad Ağralı dündenberi hafif bir soğuk alğınlığından hastadır. Dün kendisini ziyaret eden doktorlar bir iki gün istirahat tavsiye etmişlerdir. Talili yavru İstanbul, 14 (Telcfonla) — İş bankar #ının son kumbara keşidesinde iki bin Hiralık ikramiyeyi Kadıköyünde doktor Nazım Bekirin çocuğu Erol kazandı. E- rolun bankada birikmiş 40 liraya yakın parası vardır. Almanyanın ve Polonyanın İstanbul konsolosları İstanbul, 14 (Telefonla) — Alman- yanın İstanbul konsolosluğuna tay dilen B. Rudolf şehrimize gelmiştir. İstanbul, 14 (Telefonla) — İstanbul- daki Polonya konsolosu Roman, Tiryeste konsolosluğuna tayin edilmiştir. Kongreye çağırış Türkiye Genel Kimyagerler Kuru-. snundar Kurumumuzun yıllık kurultayı 16 i. kincikânun 1937 cumartesi günü saat 16 da Ankara belediye meclisi salonun- da toplanacaktır. Üyelerimizin bizzat veya vekâleten bulunması lâzımdır. manzaraları: Keçiören

Bu sayıdan diğer sayfalar: