ON YEDİNCİ YIL. NO: 5510 Gündelik KÖMÜR SERGİSİ Kemal ÜNAL Geçen perşembe Ankara ga- rında, Çatalağzı ocaklarından va- gona yüklenmiş kömürü, törenle karşıladık. O güne verdiğimiz e- hemiyet; Havzanm demiryoluyle devlet merkezine , ve bu merkez- den de bütün yurda bağlanmış ol- masındandı. Filhakika kömür, an- cak bu bağlanışla memleketin her köşesinde her zaman kolay ve ucuz tedarik edilebilen bir metâ ola- caktı. Şimdive kadar sahil şehirle- rimizde rastlanabilen kömür, bun- dan sonra ocaktan vagona yükle- nerek yayla Anadolunun her tara- fına, şarka doğru ilerleyen iki kal ile de yurdun doğu bölgesine ko- laylıkla gidebilecektir, Devlet, demiryollarıyle istihlâk sahasını genişletirken Havzadaki istihsal şartlarının ıslahını da göz önünde tutmuştur. Ocakların bü yük üniteler halinde, rgsyonel ça- İışması icin ekonomik ve sosyal birçok tedbirler alınmıştır. Başba- kanın Havzadaki geniş - tetkikle- riyle başlayan hareket, Ekonomi Bakanının devamlı mesaisiyle bü- yük neticelere yaklaşmış bulunu- yor. Ancak iyi ve ucuz istihsal et- me ve her yere taşıma tedbirlerini, istihlâk vasıta ve imkânlarını ar- tırarak tamamlamak lâzımdı. Dev- let; birkaç yıldanberi teshin vası- tası olarak dairelerinde ve mu- harrik kuvvet olarak fabrikaların- da maden kömürünün kullanılma- sını âdeta mecburi kılmıştır. İmti. yazlı sirketlerle teşviki sanayi ka- nunundan istifade eden müessese- ler de bu mecburiyet çerçevesi içi- ne alnmıştır.-Bu tedbirler yurd i- çindeki istihlâki eskiye nmisbetle hayli artırmıstır. Ancak kömür mevzuunda - hedefimiz şehir ve köydeki türk evidir. Milyonları o- nunla ısıtacağız. Sıhatli, ılık ve te- miz aile muhitini o yaratacaktır. Ucuz ve bol kömürü, türk evi- nin eşiğine yığacak değildik. Onun kullanılış kolaylığını da göster- mek lâzımdı. İktısad vekâleti çok yerinde bir tedbir olarak bunu temine hazırlanmaktadır. Anka- rada ikinci kânun ortalarında bir sergi açılacaktır. Burada kömü yakan vasıtalarla teshin aletleri ve tesisatı teşhir edilecektir. Sergi, bize evlerimizin sıhi, ucuz ve te- miz ısıclması yollarını, göstere- cektir. Birçok yurddaşların Anka- rada kömür yakan vasıtaları işler bir halde görmesi için bazı tedbir- ler de alınmıştır. Sergi ziyaretçile- ri demiryollarında tenzilâtlı tarife ile seyahat edeceklerdir. . Sergi bir ay Ankarada kaldık- tan sonra seyyar bir halde ve bir katarla yurdun her tarafını dola- şacaktır. Ankara kömür sergisi beynel- milel olacaktır. Ve bu karar; işti- 'râk edenlere bu mevzua - verdiği- miz ehemiyetin derecesini anlatır. Şimdiye kadar gösterilen rağbet ise bunun anlaşıldığını izah eder. Yeni yollariyle yakın şarkın bü- yük geçid yeri olan Ankaranın, beynelmilel bir sergiye merkez ol- ma kıymeti şimdiye kadar bir- çok misallerle ispat edilmistir. An- karaya yalnız politik sebeblerle değil, birkaç ülkenin büyük yolu üzerindeki modern bir şehri gör- mek için de uğramak icab ettiğini söyliyenler; bu sözlerinin inkılâ. brmıza hayranlıklarına atfedilme- mesi icab ettiğini her zaman tas- rih etmişlerdir. Türk sanayiinin icab eden şu- belerinde ve mümkün olan yerler- de kömür istihlâki; müteşebbisle- re menfaat verir bir hale gel- (Sonu 2, inci sayfada) Donanmamız Maltadan ayrıldı ADIMIZ, ANDIMIZDIR Elen basını yarın Falere varacak olan filomuz hakkında dostça yazılar yazıyor S Donanmamızın ziyaret edeceği Faler Valetta, 26 (A.A.) — Altı gün süren bir ziyaretten sonra türk filosu bugün hareket etmiştir. Bu ziyaret, türk deniz. çilerinin yüksek lini, güzel in ve dostluk hissiyatı ile çok iyi bir ba bırakmıştır. Amiral Pound ile amiral) Okan arasında çok dostane telgraflar te- ati olunmuştur. (Royter) Timanında Elen harb gemileri Atina, 26 (ALA,) — Gazeteler, cu- martesi günü Faler'e gelecek olan türk filosunun ziyaretine çok samimi ve hara- retli makaleler tahsis etmektedirler. Ga- zeteler, bu münasebetle diğer balkan an- tantı müttefiklerinin askeri kuvvetleri ile beraber türk ve elen filolarının şark- ta sulhun hakiki desteklerini teşkil et- mekte olduğunu tebarüz ettirmektedirler. Deniz ticaret kanunu, yeniden tetkik ediliyor Kanunun bazı hükümlerinin tetkiki sıra- sında, devletin deniz nakliyatında filen va- ki büyük iştiraki de göz önünde tutulacak Deniz ticaret kanununu yeniden tetkik edecek komisyon Adliye Vekilimizin reisliği altın da toplantı halinde Deniz ticareti kanunu, Vekâletten verilen direktifler dairesinde tetkik ve yapılacak tadiller hakkında bir proje tanzim etmek Üzere teşkil edilen ko- misyon Adliye vekili B. Şükrü Saraç. oğlunun reisliği altında ilk toplantısını yapmıştır. Komisyon Adliye vekâleti müsteşarı B. Hasan Menemenci, Sıvas mebusu B. Vasfi Raşid Seviğ, temyiz a. züsından B. Şefkati, adliye hukuk işle- ri umum müdürü B, Şinasi Zihni ve ik. NLDÜERI GAVER CAT P AIRAE NT A Bugün İç sayfalarımızda: İKINCİ SAYFADA: Düşünüşler: Takdir ve tenkid. — İç haberler, UÜÇÜNCÜ SAYFADA: Politika bahisleri; Gene sanat. — Dış haberler ve son dakika, DÖRDÜNCÜ SAYFADA: Alman - japon anlaşması, — Yaban- €t gazetelerde okuduklarımız, — Cengel kitabı. BEŞİNCİ SAYFADA: Herşeyden biraz, — Amiral Horti- nin Romayı ziyareti — Bilinmiyen insan, ALTINCI SAYFADA : Aydında köylülere toprak dağıtil- ması. ELÜLİT SAAT A OBT trsad vekâletince seçilen üç mümessil- den müteşekkildir. (Somu 2. inci sayfada) 27 SÖNTEŞRİN 1936 CUMA Son haberlerimiz üçüncü sayfada TTT HER YERDE 5 KURUŞ Edirneniniiurtuluşunun yıldönümü Coşkun tezahürlerle kutlandı Edirne, 26 (A.A.) — Her tene ar- tan bir heyecanla ve çok canlir bir te- zahürle kutlanan Edirnenin — kurtu- luş bayramı, bu sene de bütün memle- ketin candan ilgi ve sevgisini üzerine gekmiş, Ankaradan, İstanbuldan ve Trak- yanın her tarafından gelenlerin iştira- kiyle kutlanmıştır. Edirne - sokakları, meydanları dolduran onbinlerce halkın sevinç avazeleri arasında görülmedik bir bayram heyecanı ile çalkanmıştır. Hazırlıklar haftalarca sürmüş ve - iki gündenberi işliyen trenler Edirneye Trakyanın dört tarafından yüzlerce mi. BÜYÜK BİR KAYIP General Şükrü Naili İştirak ettiği Edirne kurtuluş bay- ramında kalp sektesinden öldü Beklenmiyen ölümü büyük bir teessür uyandıran Korgeneral Ş. Naili Gökberk Edirnc, 26 (A.A.)-— Her senc ol- duğu gibi bu sene de Edirnenin kur- tuluş bayramında hazır bulunmak üzere Edirneye gelen İstanbul Saylavı Gene- ) Şükrü Naili bu akşam saat 17.30 da vilâyet konağında oturürken sektei kalpten gözlerini hayata yummuştur. Ölüm, pek ani olmuş ve memleketin bu çok temiz, mert ve yetişkin büyüğü- nü dört beş dakika içinde aramızdan alarak götürmüştür. Bu kara habet ya- rım saat içinde bütün Edirneyi bir yıl- (Sonu 2. inci sayfada) ıt ! yapmak üzere eveli gün ve dün Sıhat de toplanmıştır. Şüra Prof. Dr. Akil Muhtar Özden, Prof. Dr. Neşet Ömer İrdel, GI. Prof. Dr. Besim Ömer Akalın, Prof. Mazhar Uzman, Milli Müdafaa Sıhiye Daitesi Re- isi Gi, Mazlüm Boysan, Dr. operatör Murad Cankat, Prof. Dr. bakteriyolog Refik, İzmir zührevi hastalıklar baştabi bi Dr. Cevdet Fuad ile Şüranın tabil xzâ- 81 olan Sıhat bakanlığı müsteşarı Dr. Hüsamettin Kural ile, Hıfzıssıhha işleri u- mum müdürü Dr. Asım Arar ve İçtimat Musvenet Umum müdürlerinden mürek- keptir, Ruznamede mahkemelerden ve muhtelif sahalardan gelen tıbbi meselelerle di- ğer muhtelif işler vardır. Komisyon bugün de çalışmasına devam edecektir. Resmimiz Yüksek sıhat şürasını toplantı balinde göstermektedir. safir getirmiştir. Ayrıca dün akşamki hüsusi trenle Edirneye Ankara ve İss tanbuldan kadın, erkek, saylavlardan ve generallerden mürekkeb — kalabalık bir heyet gelmiştir. 'Tören saat 9.30 da bir bölük aske- ria kurtuluşu temsilen şehre girişiyle başlamış ve askerimiz, belediye reisi- mizin heyecanliı bir nutku ile karşılan- mış, Selimiye minarelerine çekilen bü- yük bayrağımız “Yaşa! varol!,, sadala- riyle ve izel oymaklarının trampet ve hura sesleriyle selâmlanmıştır. Bundan sonra öğtetmen ve takebelerden genç hatibler hazırlanan kürsüde Edirnenin bu büyük gününü çok canlı ve heye- çanlı bir surette anlatmışlar ve en som olarak da söz alan Edirne saylavı Şeref Aykut bu büyük günün büyük manası- nı gür ve heyecanlı sesiyle haykırarak (Sonu 4. üncü sayfada) Fıkra. Temps guazetesinde Tenips gazetesinin ikinci saytasın da bir dış haberlot kısını vardır. Sakın havas, royter, D. N, B. yabud İstefa. ni, telli telsiz ne yağdırırsa bu sütunlar. da yer bülur sanmayınız. O kontrol- suzluk yalnız bizim gazeteciliğimize , hastır. Çünkü sayfa ve klişe sayısına bakarsahır, çoktan fransız basınını ge- ride brrakan gazetelerimiz, bütün gelire derini küğıda, mürekkebe ve çinkoya harcadıklarından — yazı — taraflarınt hazır'dan temin cderler. Bir defa ya- rıdan fazla tereümce'dirler. Sonra da bizim politika terbiyemiz biraz nok- sandır. Meselâ kendimizi Kükümetin dış politika Dbakımından zararlı gördüğü neşriyatta ölçülü tutmağı bir türlü yas pamayre, Fakat yabancı telkin merkeza derinin havadis ve yazılarına karşı da bir türlü, sütunlarımızı müdafaa ede. meyiz. Onlar birer süzgeç olacak yerde ardına kadar açık kapıdırlar. Yarr - tesmi Temps gazetesinin dış politika bakıttından - kaldı ki diğer gae zeteler de öyledirler « eğer memleket menfaati öyle istiyorsa, bazan bir mem- deketi, yahud bir bölgeyi altüst eden hâdiselere karşı bile kulak tıkadığını $ık sık görürsünüz, Tahmia edebilir misiniz ki bizde 29 teşrindeaberi © kadar heyecanla devam eden sancak meselesi hakkında Temps susüp durmuştur. Hakikat budur: iç Mongolyadaki-küçücük bareketler hak- kında baber veren dış haberler kısmin- da, şüphesiz İstanbuldaki muharririnin zarflar dolusu yolladığı, sancak davası bavadislerinden birini bile bulamazsı- nız. Fransa halkı Türkiye ile Fransa arasında bir sancak anlaşmazlığı oldu- gunu bilmez. Fakat hükümet bu meseleyi istediği gibi göstermek arzu ettiği vakit, İstane buldaki Talebe birliği nümayişi haberi Temps'ın birinci sayfasındaki birinci sınıf havadisler arasına girer. Bakınız, masıl; İstanbul talebeleri, Antakya ve Iskenderon'nun Türkiye'ye ilhakı için nümayiş yapmışlar. Halbuki Sancak'ta türkler, kürdler de beraber olduğu hal- dt, nüfusun ancak yüzde 37 sini teşkil ederken... Şu cehle bakınız, diyeceksiniz. Yanılırsınız * eğer — haber, dediği gibi, İstanbul muharririnden gelmişse ya. hud Pariste tadil edilmişse, Temps'ı ils ham edenlez bu meselede belki bizden de âlimdirler, Nümayiş İstanbulda nasıl geçerse geçsin, Tempş gazetesine böyle geçere Fatay