5 Eylül 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YETUTT MrEŞ Cai NLA v —a aa ea ğt a Z T IAMT TT Tei ç 'i KT bi Ükü TTİRU PN | | ' A EYLÜL İspanya ve ingiliz gazeteleri 27 ağustos 936 tarihli Deyli Braf gazetesinden: Tele- İspanyadaki sivil harba müdahale e- dilmemesine bütün memleketlerde ka- tar verilmek hususunda esaslr adımlar atılmaktadır. Fransanın bütün — memleketlerdeki elçileri, İngiltere, Fransa, Almanya ve Belçikanın karar verdikleri şekilde İs- panyaya gönderilecek silahlara ambar- go konul rica k talimatını almışlardır. Bundan başka, bu karara İştirak edecek olan devletlerin teah- hüdlerini ne suretle yerine getirecek- lerini ve bu teahhüdlerin kontrol şek- lini müzakere etmek üzere bir konfe- gans toplanması da teklif olunmakta- dır. Tahmin olunduğuna göre İspanya dle sınırı olan Portekiz hükümeti bu hususta pek ziyade alâkalı görünmek- tedir. Portekiz, kendi büyük Romşusu ile dost geçinmek kararında bulundu- ğu için iki taraftan herhangi biri mu- vaffak oluncaya kadar hiç bir taraf ile Mmünasebet tesis et k fikrindedir. Bu itibarla bir ademi müdahale siya- seti, Portekiz'in arzularına en uygun igelecek şekil olacaktır. Eğer bütün Avrupa develtleri, yal. nız İspanyaya değil, bütün bu yarım adaya silah ve ceph göndi l hususundaki teahhüdlerini — sadakatle yerine getirecek olurlarsa o zaman, Portekiz hududundan İspanıyaya geçi- rilecek pek az silah bulunabilecektir. Fransanın teklif ettiği konferans, harb eden her iki tarafa da halkı ve e- Birleri öldürmek gibi gayri insani mu- ameleclerden geri durmaları hususunda ki arzuyu da telkin edebilecektir. Deyli Herald ne diyor? İngiliz işçi partisinin gazetesi olan Deyli Herald, 27 ağustos 1936 - tarihli sayısında “İspanya” — başlığı altında yazdığı bir başmakaâlede diyor ki: İşçilerim millf konseyi, dün parla- mentodaki işçi partisinin hemen top- lantıya çağrılmasının geniş bir işçi ha- reketi menfaatine uygun olduğuna ka- rar verdi. Bu karara göre önümüzdeki cuma günü parlamentodaki bütün işçi me- buslarla partinin icra komitesi ve tica- ret birlikleri konseyi bir toplantı yapa- caklardır. Birçok taraflarda — işçi partisinin kuvvetli bir teşkilat ile harekete geç- mesi dileği gösterilmektedir. İşte bu toplantıda henüz yapılı yan bu hareketin istikbalde alacağı yol müzakereye mevzu olacaktır. î.p y da halk kütlelerinin kahra- ücadeleleriyle alâkadar ve fa- şistlerin ve taraftarlarının caniyane ha- reketlerinden müteessir olan bir takım ferdlerle komünistlerin bu toplantı ka- rarından memnun kalmamaları müm- Fakat işçi hareketi içinde bulunan hiç bir kısım veya grupa İspanyada halkçıların kazanıp faşistlerin mağlüb ! istemek, bir inhi halinde verilmiş değildir. Bir takımlarının sandığı gibi basit ve kolay olmıyan mesele, İspanya hü- kümetine hakikf olarak ne suretle yar- dım edebileceğidir. Sonra, bugünkü ademi müdahale tarzı bırakırlacak olursa bundan İspan- ya hükümeti fayda mı, yoksa zarar mr görecektir? Bu da bir meseledir. Komünist Sovyetler Birliği, sosya- list Fransa, muhafazakâr İngiltere ve faşist İtalya ile Almanya tarafından kabul edilmiş olan ademi müdahâle ka- rarının şimdi ortadan kaldırılması ne mana iafde edecektir? Buna verilecek cevab üzerinde şüphe etmek caiz değil- dir: İtalya ile Almanyadan âsilere si- lahlar, cephaneler ve tayyareler akın etmeğe başlryacaktır. Sonra bu iki hükümetin askeri teş- kilatının mükemmeliyeti dolayısiyle â- silere gönderilecek silahlar, hükümete verilebilecek silahlardan fazla olacak- tır, Tatlı bir hakikat değil; fakat haki- katleri tatlı da olsa, acı da olsa, kabul etmek İâzımdır. Âsilere silah gönderilmesi ancak as- keri tedbir sayesinde mümkün olur ve bu askeri tedbirleri almak da Avrupa- da harba yol açar. Öte taraftan her iki tarafa da silah gönderilmemesini istihdaf eden ademi müdahale kararı, zaman kendisinin müttefiki olan hükümetin lehinedir. Tabit bu mütalea, ademi müdaha!le sadakatle tatbik edildiğine ve âsilere el altından yardım edilmediğine göre doğrudur. Burada işçilerin yapacakları iş, bü- tün kuvvetleriyle ademi - müdahalenin tam tatbikine çalışmak ve faşistlerin â- silere yapacakları yardımı gerçekten durdurmaktır. Bugün Portekiz sımnırından faşist silahlarının geçmesi oradaki kargaşalı- ği kötü bir hale koymaktadır. Burada- ki delik kapatılmadıkça ademi müda- hale kararından faydalanmağa imkân yoktur. İngiltere hükümetinin Portekiz ü- zerinde nüfuzunu kullanarak hu işe mani olması için işçi gruplarının Bay Eden üzerinde tesir yapması lâzımdır. İspanya başvekili ile mülâkat Deyli Herald'ın Madrid muhabiri İsabel de Palencia, gazetesine telgraf- la bildiriyor: İspanya Başbakam B. Giral İspanya Başbakanı Bay Jose Giral, bu akşam, yalnız Deyli Herald'a mah- sus olmak üzere bana verdiği bir mü- lakatta dedi ki: | — Harbın inkişafından ve takib et- tiği seyirden ziyadesiyle memnunum. Gösterdiğimiz terakkiden dolayı hay- retler içindeyim. Evvela, âsiler ellerinde her türlü harb unsurlarını bulundurmaktadırlar ; cephaneleri, her türlü silahları, kışla- larr elde ettikleri için topçu mütehas- sısları teknik adamları vardır. Buna karşı bizim şahsi cesaretimizden ve idealimize bağlılığımızdan başka bir şeyimiz yoktu. Başbakana bu isyanın uzun müddet sürüp sürmiyeceğini sordum, buna ce- vab olarak dedi ki: — Bu bir harbtır; ehemiyetli bir si- vil muharebe. Fakat ümidim şudur ki çok uzun sürmiyecektir. Biz muvaffak olduğumuz zaman bu netice halkın sos- yal hayat şartları için büyük bir fay- da olacaktır. Başbakanla, dışarda haklarında bir- Yurdda arkeolojik araşlırmalar: KUSURA KÖYÜ KAZİ Afyon vilayeti ra köyünde içinde daj yapılmıştı. Fakat havalar çabuk 80- ğuduğundan ve yağışlı geçtiğinden ka- zı devam edememiş ve tatil edilmişti. Bu yıl İngilterenin Kembriç üniver- - sitesi ve Londra eski eserler kurumu a: zâlarından Miss W. Lamb'ın nezareti ve mürakabesi altında kazılara yeni- den başl ştır. Hükümetimiz namı- na komiser olarak ingiliz Misine İs- tanbul müzeleri eski şark eserleri mü- tehassısı B. Haydar Silmerkan arkadaş- İık etmektedir. Kazı verimli ve entere- san neticeler vermeğe başlayınca Mis- sin ilim Aarkadaşlarından bir kaçı tâ Londradan memleketimize kadar kazı- yı görmeğe gelmişlerdir. Höyüğün merkezine doğru inildik- çe birçok çanak ve çömleklere rastlan- mıştır. Bunların hemen hepsi kırık va- ziyette bulunmuş, yalnız birkaç tanesi h h sağlam d k derecede çıkarılmıştır. Höyükte — yalnız pişmiş topraktan değil, tunçtan yapılmış di- ğer aletlere de stgelinmiştir. Bunlar arasında bilhassa dikkati çeken eserler Hati kadınlarının saç tuvalet- lerinde kullandıkları anlaşılan tunçtan iğneler, çekiçler, mızraklar ve muhte'if büyüklükte harb baltalarıdır. Bunlar Bu kazıda tarih öncesi kolleksil için değerli eserler bulundu Kusu - Eti türklerinden kal- ma büyük bir höyükte ve civarında geçen sene de son ;amanları birkaç son- Kazıda çıkan eserlere bir bakış &arasında taş devrinde yapr dar, tarihöncesi koleksiyon değerli vesikalardandır. t Höyükteki kazı, şark ©8 tepeye kadar uzatılmıştır. S7 Yaklar birkaç tabaka kal sonra pişmiş topraktan yapı” mezarlar meydana çıkmıştif. mezarların çok olmasına bak den bu tepenin mezarlık 018 nıldığı anlaşılmaktadır. Mezaf ”. ksmrı mustatil şeklinde, bazılar? yük küp biçimindedir. — İçl€ him bir kısmı çürümüş olan bulunmuştur. Kalça kemikler! » tasları sandıklara konularak ? ” altına aldırılmıştır. Mezarları” da büyük bir binanın terneli çıkmıştır. Bina muayeneden ce vaktile bu yapıda harç dığı görülmüştür. Taşlar M killerde yontularak birbiri © rülmüş ve köşelerde içiçe haldedir. Bütün bu ameliyelerde rak 45-50 amele kullanılmış V€ aydan fazla sürmüştür. Köyü? © yakmlığı dolayısile çıkan ve TER Tecek eserler Afyonkarahisar nakledilmiş, orada ilmi ; tularak ziyaretçilere gösteri'” lanmıştır. çok yalan yanlış haberler dolaşan ispan- yol cumuriyetçi partileri hakkında ko- nuşurken kendisine şu suali sordum: — Sosyalistlerin, komünistlerin ve ticaret birliğinin işbirliğinden mem- nun musunuz? O cevab verdi: — Kati surette. Bunlar halk cephe- si programından asla ayrılmış değiller- dir. Bunlar, hükümete sadakatten ay- rılmamış ve bize müzaharetlerini asla esirgememişlerdir. Hükümetimiz de kati surette cumuriyetçi bir hükümet olarak kalacaktır. Ben, daima milletimiz Hakkında yüksek düşünceler beslerdim. Fakat bu son hâdise, bu rrkın moral kıymet. lerini fevkalâde bir surette meydana kovmuştur. $ Aizcit ş ksizin büyük bir feragat ve disiplin göstermişler, hükü- met idaresinde bulunan şehirlerde mü- k 1 bir org; yon vücuda getir- mişlerdir. lerini Yüz milyonlarca peçeta bunların el- lerine geçmiş. birçok değerli şeylere sahib olmuşlardır. Fakat hiç bir şey kaybolmuş suiistimal edilmiş değildir. Halbuki bu adamlardan birçoğu ay- Tardanberi işsiz bulunuyordu ve ken- dilerine paraca yardım da edilemiyoör- du. Bunların kitablara ve sanat eserleri- ne gösterdikleri hürmet, bütün kültür adamlarını heyecana düşürecek kadar büvüktür, Bize müzaharet edenler, kendi şahsi Bundan sonra âsilerin yaptıkları zu- lümlerden bahsettik. Bay ._ ların tekrarlanamıyacak kadaf " ler olduğunu söyledi. Ka Nihayet Başbakana bu 17 panyanın ekonomik durur ( sarsımıyacağını sordum. Buna * bı verdi: t — Herhalde ursacıhıı:&” elbirliği ile ve herkesin YAf ğ işi yoluna koyacağız. : Sizinle bir mülakat y' gün okuduğum Deyli Herald V le organizasyonu mük * kendilerine hayran bulundu liz İeçilerine hitab — eeebildiBEİ bahtiyarım. Ben, esasen, Büyük Britan” rüstlüğüne ve üstünlüğüne vük bir saygı besliyen bir fi Rudyard KİPLİNG B 49 KiTABI Çeviren: Nurettin ARTAM Yazan: — Senin yapacağın şey, büyümek ve ba- ban gibi büyük bir fok olmak, o zaman ken- - İdine kumsalda çocuk yetiştirecek bir yer ha- zırlamaktır. O zaman seni tek başma bıra- kırlar. Beş yıl içinde sen kendi başına dö- İBüşür bir hale gelirsin. Nazik annesi Matkah bile ona şu sözleri söyledi: — Sen asla bu öldürme işinin önüne ge- çemezsin. Haydi, git denizde oyun oynama- na bak Kotikçiğim. Bu sözler üzerine Kotik denizde oyna- | 4mağa ve ateş dansları yapmağa gitti; fakat küçücük kalbinde ağır bir ıstırab taşıyarak.. O sonbahar, kumsalı elinden geldiği ka- dar çabuk bıraktı; çünkü yumrüuk kadar ka- fasında tasarladığı bir şey vardı. Eğer bula- bilirse deniz inetini bulacak, ondan - fokla- rın rahat vaşıyabileceği — insanların ulaşa- mıyacağı bir kumsalı olan bir adanın yerini öğrenecekti. Bu maksadla Pasifiği şimalden cenuba kadar araştırdı. Bazı günler gündüzlü gece- H üç yüz mil kadar yüzdüğü oluyordu. Yolda anlatılamıyacak kadar çok sergü- zeştler geçirdi. Bir defasında az kaldı, iri ve benekli bir köpek balığı kendisini kapıyor- du; dar kurtuldu. Birçok kereler, denizde bir aşağı, bir yukarı dolaşan haydudlarla karşılaştı. Yüzlerce yıldır bulundukları yer- den ayrılmaz bir takım iri balıklar gördü. Fakat bir türlü deniz ineğini göremedi ve onun salık vereceği adayı bulamadı. Eğer kumsal iyi ve sert olur da, arkasın- da fokların oynıyabileceği bir yamaç bulu- nursa muhakkak ufuklarında balina yağı kaynatanların çıkardığı duman görülüyor ve Kotik, bunun ne demek olduğunu biliyordu. Kotik, iyice anlamıştı: insanlar, bir defa bir yere gelmiş olmasınlar, bir defa daha ge- lecekleri muhakkaktı. Bir aralık rastgeldiği bodur kuyruklu bir Albatros ona Kerguelen adasının sessiz, sa- kin ve rahat bir yer olduğunu söyledi. Ko- tik oraya vardığı zaman, az kalsın, simsekli, yıldırımlı"Bir havada adanın kayalıklarına çaraprak param parça oluyordu. Yaksını fır- tınadan güç bela kurtarıp şöyle etrafa göz gezdirince burada da bir zaman fok yavrula- rının beslenmiş olduğunu anladı. Dolaştığı bütün adalarda bu türlü izler bulunuyordu. Limmerşin, bu adaların uzun uzun isim- lerini saydı. Anlattığına göre, Kotik, beş mevsimini bu arayıcılıkla geçirmiş, senede dört ay dinlenmek üzere Novastoşnah'a gel- diği zaman öteki hollusçiki'ler kendisinin bu hayali adalariyle eğlenmişlerdi. Ekua- tor üzerinde, müthiş kuru bir yer olan Gal- lapagos'a gitmiş, orada hamur haline gelip ölmek tehlikesi geçirmiş, Georgia adaları- na, cenub Örkney'lerine, Zümrüd adasına, Küçükbülbül adasına, Gog adasına, Buvet a- dasına, Krosset'lere, hattâ Kap'ta Ümidbur: nu'nun cenubunda bulunan küçük bir adanın üzerindeki ufak bir tepeciğe uğramıştı. Fa- kat her yerde deniz halkı, kendisine aynı şeyi söylediler. Bir zamanlar, foklar- bütün bu adalara gelmişler, fakat adamlar, ardla- rından yetişip hepsini haklamışlardı. Hattâ bir defa Pasifik'te binlerce mil yüzdükten sonra Kap Korenti denilen bir yere uğramış, orada rastgeldiği bir takım uyuz foklar, insanların oraya bil€ ni kendisine haber vermişlerdi. Bütün bu gördükleri, artık Ş€ mudunu kırmış, nihayet başını alıp öz kumsallarına dönmeğe karar Şimale doğru yüzerken yol üzerindt şil ağaçlarla süslü bir adaya rast& rada hemen ölmek üzere olan yulh İr bir fok balığı bulunuyordu. Koti& balık tutarak bu ihtiyara verdi V€ deki derdi döktü: K — Artık, dedi Hovastoşnah'a erle rum; eğer orada öteki hollusciki 1"7 ber öldürme yerine de götürülü etmiyeceğim. t İhtiyar fok dedi ki: — Bir defa daha tecrübe et. Ben ** olan Masafuera oymağının sonun İnsanların bizi yüzbinlerle öldürdü lerde kumsallarda bir hikâye do! n nün birinde şimalde beyaz bir fok tün soydaşlarını daha rahat bir Y receği söylenirdi. Ben, çok yaş günleri görecek kadar yaşâyan.u 4 Fakat başkaları göreceklerdir; DiF ha tecrübe et. (Sonü

Bu sayıdan diğer sayfalar: