30 Temmuz 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

30 Temmuz 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS mayete eklediği bir tahkir, bir istihza olacaktır Elbiselerini yırtarak bir gün tekrar İspanyaya dönse bile artık ona kimse Ananmıyacaktır. Asıl suçlu odür. Ve milletin adâletinden — kurtulamıyacak- tırr “Aynı gazete isyan hareketinin ehe- miyetini ve bunu mutlaka — bastırmak ten sonra - şöyle kere bu iş başarıldıktan sonra, bu cinayetten mesul olanların hepsir 'den merhametsizce hesab sorulmalıdı İsyanı hazırlıyanların politika adamla- ' nezdinde hiç bir yardımdan faydı Tanmamaları için derhal tedbirl alı malıdır. Düşmanlariyle müessir bir rette mücadele edebilmek - için rejim, hareket sahasını bütün düşmanlarından ayıklamalıdır. Sağcılarla şefleri, ame- Je isyanını bastırmış olanlar, bütün es- ki asilzadeler hapse tıkılmalıdır. İşçiler, faşist düşmanları, ayaklanı- 'mız. Can düşmanlarımıza karşı bir an tereddüd ve merhamet caiz değildir. Halkçı cephenin vatanına hıyanet eden- lere karşı hepiniz ayağa, yaşasın de- mokrat cumuriyet., Komünist organımın, gerçi isyanın bütün heyecanı arasında yazılmış olan bu satırları da - gösteriyor ki, “mağlüb olanın canr çıkacaktır.” Ordu karşısında millet La Republiçue gazetesinde - Picı Brossolette ispanyol harbının - hususi- et ediyor: tarafına — sivil unsurlar *âli bir kıymettedir. Bilakis hükümet tarafında esası teşkil etmektedir. de hareketi idare eden ve bunun ka- zancını kendi hesablarına temin etmek istiyen generallerdir; Carlist gönüllü - Jer onların emrine girmekten başka bir şey yapmamışlardır. Bilakis, diğer ta- Tafta işçi hürriyet ve kısaca hürriyet uğruna ayaklanmış olan bizzat halk kütleleridir. Ve eğer millet harekete geçmemiş olsaydı, muhakkak ki âsiler, bir kurşun sıkmadan zaferi kazanacak- Tardı. Almanya ve İtalya'da - geçmiş olan hâdiselerin aksine olarak, İspanyol fa- gistleri halkın geniş bir kısmına istinad edememişlerdir. İşte bunların tati Jarını vücuda getiren de budur. Eğer sonunda mağlüb olurlarsa, zaferin şere Ve elbette ki halk yığınları, bu zaferin yemişlerini kendileri toplamak istiyecekler ve yeni bir İspanya yaratmak işine girişecek- derdir.” fi millete aid olacaktır. Fransaya ders Fransız komünistlerinin organı olan 'Hummanite" gazetesi isyanı yapan- Jara karşı ve hükümete müzahir hisle- rini saklamıyor. “Fransa dostlarının nerede olduğu- nu bilir ve onları sever. İspanyadaki dostlar, halkın iradesini saydırmak is- yenlerin tarafındadır. Bizim taşıst Fimiz, İspanyadaki eşlerinin işledikleri cinayet üzerinde - düşünmelidirler. Ve Nazizm'in Fransada iç karışıklığı ha aırladığı bir sırada bunu taklide - kal: kıştıkları takdirde bu cinayetin ne ka- dar mazeretsiz olacağını da - düşünmne. didirler.; Vendredi gazetesinde Andr& Wurms 'er de buna benzer şeyler söyliyor: siler- bir gey bizi hayrete - düşürmek melidir. Fakat iepanyol resksiyonunun her hamlesi bize dere olmalıdır. Hepi- miz cumuriyeti müdafan için ölmeye hazırız. Fekat onun için yaşamayı tere cih ederiz. İspanyanın istikbali Diğer taraftan Çuotidien - Ispanya- nn akıbeti hakkında bedbindir: Harba sebebiyet vermiş olan kindir. On üçüncü Alfons İspanyasının büyük demokratik reformlara ihtiyacr - vardı. Yalnır cumuriyet bunu verebilirdi. Fa- kat önce çok iyi hareket etmiş olan cumuriyet kinin sesini dinledi; ve kin ona cevab veri Bugün cumüriyet kan içinde hü- kümrandır. İspanyanm bir ucundan öbür ucuna kadar çılgınlık ve kindem başka bir şey örünmiyor. Yarın için ne tahmin edilebilir? Biraz daha kant Askeri küvvetler sivil muhafızlara, hücum kıtalarna, milislere galebe ça: habilir. Koca sosyal bir sınıfa, umuml bir greve karşe da galib gelebilir mi? Herhalde İspanya kızıl günler ta yacaktır. Âsilerin zaferi müthiş bir taz. yik hareektine yol açacaktır. Hüküme- Tin zaferi de ayrı bir tehlike teşkil e- der. Çünkü halkçı cephe “milix kıtaları” namt altında sivil işçileri silahlamıştır. Harb bittikten sonra işçiler bu silahla- va geri vermiyeceklerdir. Ve onların a Tasında en müfrit temayüller, harekete geçmek için isyanın son bulmasını sa- birsızlıkla beklemektedir. İspanyanın müstakbel rejimi ne olabilir? Londra'da çıkan News Ckronicle ga- zetesi de, İspanya isyanına, çok dikka te değer bir makale tahsis ediyor: İspanya hâdiseleri beklenmedik bir gey değildir. Fakat böyle olması hâdi- #enin ehemiyetini azaltmaz. 16 şubattan beri, yani halkçı cephe hükümetinin iş başmma geldiği zamandan itibaren, her gün düşmanlarının bir kuvvet darbesi beklenebilirdi. Solcuların zaferinden önceki iki 'ne zarfında İspanyanın nasıl bir altında yaşamış olduğu malümdur. Ra dikal hükümetlerin politikası şiddetli bir tazyik sıyasası olmuştur. Ve Astur. 'ya maden işçileri 1934 teşrinii e ayak- Tandıkları zaman, Lerroux - Roblös hü- kümeti, isyan bölgesine bir afrikalı or- dusu yolladı ve kızılları süpürmek emri ni verdi. O zaman geçen hâdiselerle İspanyayr sarsanlar arasında zarib bir muvazilik vardır. Âsi generaller aynı Afrika lejyohu, aynı yerli askerlerledir ki solcuların zaferinden meydana- çık- bugün mış olan hükümete karşı gelmektedi Ve, hükümetin emrinde harb etmek için koşanlar da aynı Asturya işçileri ol- muştur. İspanvada geçen hâdiselerin - Avru. pa için büyük bir ehemiyeti vardır. Le- nin, Rusya“tan sonra ilk bolşevik ol cak memleketin İspanya olacağını söye lemişti. Hâdiseler ona hak verecek gibi görünüyor. ifçe sosyalist temayüiliü Tiberal bir re- jim tesis etti. Fakat bu rejim halk küt. Teleri tarafından beklenen neticeyi vere imedi. Ve bundan başka sağer unsurlara eski kuvvetlerinin hemen tamamını bi- raktı. Kıralcılar, katolikler ve büyük kapitalistler seri bir intikam aldılar İspanyada kilise, en büyük kapita- Tistlerden biri ve belki de bunların en büyüğüdür. Sayısız topraklara, servet- dere, malikânelere sahibtir. — Halbukl 1931 ihtilali Cizvitler müstesna olmak Üzere dini tarikatleri ilga etmedi. Alı- 'nan tek tedbir tahsilin Taikleştirilme- den ibaret kaldı. Ve geçen şubatta iş başına gelen halkçı cephe hükümeti de bundan fazlasını yapmadı. Demek olüyor ki, 1933 de tekrar ikti- darı ele aldıkları zaman sağcıların kuv- vetleri tamamdı. Ve Gil Robles icabın- da kullanabileceği vasıtaların bolluğu- u- hesablıyabildi. Faşist Caballeroya iktidar mevkiini açması ih- timalinden dolayı büyüktür. Caballero sosyalist partisinin - sol kol şefidir. Partinin şefi değildir. Fa- kat partinin bütün mensubları 60.000 kişiden ibaret olmasma rağmen Cabal- Jero reisi olduğu “işçiler genel birliğ 2 milyon azaya maliktir. Caballero, muhtelif fırsatlarda - tat- komünistlerle elbirliği yapmaya - hazır olduğunu söylemiştir. Vaziyet hükümet hesabına vahimle- şirse Largo Caballero'nun vaziyeti mu- hakkak ki çok kuvvetlenecektir. Onun için, şu ihtimaller hatıra gelet 1 — Askeri isyan muvaffak olduğu takdirde - ki bu pek muhtemel değil- dir » kurulacak olan faşist diktatörlüğe karşı halk mücadelede devam edecek- 2 — Askeri isyan, tamamiyle kızıl mahiyette bir karşı ihtilal doğurabilir ve bir proletarya diktatörlüğü tesis e- ilebilir. Bu ihtimale karşı bir engel vardır: İspanyada — sayısı pek kabarık olan amarşo » sendikalistlerin muhalefeti. Herhalde Azana Ve bugünkü - idare adamları mevkilerini muhafaza ye müvaffak olsalar bile, İspanyada kuvvetli bir sola kayış hareketine ve hükümette müfrit unsurların hakimiye- ine şahid olunacaktır. Başbetke KÖY VE DEVLET 2 (Başı 1. inçi sayfada) Temiyecekleri veya akıl erdiremiye- cekleri işler için de devlet cihazının kendisi vardır. Köylerin kalkımmaya başlayıp baş- Tamadağı, hattâ tiren veya otomobil Bişip değişmediği ile ölçülebilir. Eks- preste uyandıktan sonra daima Sin- can köyüne bakmnız: şu veya bu me- selesini nerede ve nasıl halledersek edelim, ideal Türkiye'nin asıl mese- Kırallığı kovmuş olan 1931 hi bir kazıl ihtilal değildi. Cumuriyetçiler tarafından idare edilen bu hareket ha- lesi oradadır. Falih Rufla ATAY İSPANYOL İSYANININ ON İKİNCİ GÜNÜ Hükümet kıtalarının büyük taarruzu başladı (Başı 3. üncü sayfada) Londra, 29 (A.A.) — B. Franko, Ce- belüttarik'taki deniz makamatından tay- yareler tarafından yapılacak bombardı- manlara maruz kalmak tehlikesinin ö- nüne geçmek için ingiliz harb gemileri- ispanyol harb gemilerinden uzakta bulunmasını istemiştir. Hükümet kıtalarının başarısı Hendaye, 29 (AA) — Bu. sabah Saint Sebastien'de sükün hüküm sür- maekte İdi. Alınan haberler, hükümet kuvvetlerinin bu mıntakada muvaffakiyet kazanmış olduklarına dair olan havadi leri teyid etmektedir. Saint Sebastien ile İlao arasındaki tren münakalâtı tekrar başlamış olup İ- Tun ile Saint Sebastlen arasındaki yol serbesttir. Hükümet kıtalarının muvaffakiyeti Madrid, 29 (A.A.) — Hükümet kuv- vetleri, dün Guipuzcoa eyaleti içinde e- hemiyetli başarılar elde etmişler ve Sa- int-Sebastien yakınmda kâin Loyola mevzüni zabtetmişlerdir. Hükümet küvvetleri, bundan v âsileri Oyarzun'da ve İrun'a dört kilo- metre mesafede bulunan Ventas'da boz- guna uğratmişlardır. Hiaihazırda âsiler, Bidassoa'ya doğ- u çekilmektedirler. Yüz başı Çuig'in kumandası altında bulunan hükümet kuvvetleri, Madrid'in imalinde kdin Guaderama'da âsilerin bir mühimmat deposunu tahrib etmeğe de muvaflak olmuşlardır. yapılması kararlı olan taarruzun başla- mış olduğunu bildirmiştir. Loyola kışlasındaki âsiler * geslim oldu Madrid, 29 (A.A.) — Loyola kışla- darıma sığınmış olan Asiler, dün saat 13.20 de teslim olmuşlardır. Zabitler, hapse atılmışlardır. #Neferler ise mülislerle — kardeş gibi geçinip gitmektedirler. Kışlalarda mü- him mikdarda harb malzemesi bulun- muştur. Hükümet kuvvetleri, pazartesidenbe- ri Oyarzun'da toplanmış olan âsilere karşı bir taarruz harcekti tertib etmiş- derdir. Çoğu Don Carlos tarafdarı olan âsiler, şiddetli bir. muharebeden sonra kasabayı terketmişler ve Ventas'a doğ- ru ricat etmeğe başlamışlardır. Çünkü Navarre eyaleti ile bağlılıkları kesilmiş. tir. Saat 18 de Ventas'da halkçılar cep- hesi milisleri ile Don Carlos tarafdarları arasında bir muharebe başlamıştır. Don Carlos tarafdarları saat 19 da Bidasso- ya doğru ricat etmeğe başlamışlardır. Birçok çarpışmalar, bekleniyor. Bir çok çarpışmalar vukua geleceği tahmin olunmaktadır. Çünkü - âsilerin imdadına yetişmek üzere — Pamplune'- dan takviye kitaatı hareket etmiştir. Halkçılar cephesi mensublarının dü- kü muvaffakiyetleri onların Guipuzcoa'- daki vaziyetlerini - kuvvetlendir Halbuki bu vaziyet, evvelki gün âsilerin Tefrika: No: 10 BİLİNMİYEN İNSAN muştur. Doğum hemen azalmıştır. Bu pek ehe- miyetli hâdise, fennin doğrudan doğruya veya halarının, hul edilmiştir. Onu fenni keşiflerin, insanların işte- larının, nazariyelerinin ve arzu- e borçluyuz. Tarafımızdan elde etmiş oldukları muvaffakiyetlerle" haylı sarsılmış idi. Hendaye, 29 (AA.) — Dün, ne gündüz ve ne de gece, tarafeynden hiç biri kati bir muvaffakiyet kaydedeme- miştir, İspanya'nın bir çok noktalarında zorlu çarpışmalar olmuş, fakat bunlar kümet kuvvetlerinin günden güne üs- tünlük kazandıkları anlaşılıyor. Dün, âsilerin yenilmeleriyle netice- denen Oyarrum müharebesi pek yaman olmuştur. İki taraf da, harikulâde bir enerji ile, göğük göğüse çarpışmıştır. Dün gece top #esleri hala duyulmak- ta idi. Her iki tarafın teksizleri, yakında müzatler olacağını ilân / etmektedirler. Bitaraf siyasi müşahidler bu. kardeş kavgasının kolay kolay bitmiyeceği ka- naatindedir. Veziyet büllümeile ĞA Madrid, 29 (A.A.) — Sicrra cephe- sindeki hükümet kuvvetleri kumandanı general Rikuelme, Leon bölgesinin ce- nubunda ancak 1600 kadar si bulun- duğunu, general Mola ordusu ile bunla- rın arasındaki muvasalenin kesilmiş ol- duğunü ve şayed teslim olmak istemez- derse, oldukları yerde imha edilecekleri. ni söylemiştir. Gene bu generalin ifadesine göre, hükümet kuvvetleri - Sierra tepeleriyle, Madrid'e akan sulara hâkim bulunmakta ve âsiler tarafından asla tazyik görme- mektedir. Sosyalist lideri Prieto nihat muvaf. fakiyetten emin bulunduğunu, ancak kardeşleriyle harb ettiğini göz önünde tutan hükümetin boşu boşuna kan dök- mekten ihtiraz eylediğini söylemiştir. Âsiler; hükümetin başarılarını yalanlıyorlar Sevil, 29 ÇALA.) — Radyo ile neş rettiği bir beyannamede, general de La> 'na Madrid hükümetinin verdiği haber- deri bir defa daha yalanlamaktadır. Bu beyannamede ilâveten söylendiğine gö- re Sevil'den hareket eden bir kol, Porte- kir hududu üzerinde Hueiva ile Aga- monte'yi kolayca zabtetmiştir. Galiçe'de vaziyet çok müsaiddir. Ge- 'neral Mola'nın kolordusu — Pontevedra bölgesinde, muayyen — taarruz” plânını muntazamen tatbik etmektedir. Beyanname, hükümet kuvvetlerinin bir kaç güne kadar mukavemetten âciz kalacaklarını ilâve etmektedir. Almanya Çekoslovakyaya saldır mazlık paktımı teklif edecek ? Londra, 29/(A.Â.) — Morning ow kun öğrendiğine göre Almanya, on se- nelik bir saldırmazlık misakt akdi için Çekoslovakyaya yakında bir teklifte bu Tunacaktır. le beşeriyetin yüksek menfaatleri kaygısına u: yularak yapılmış değildir: Sadece bizlerin, tabit Yazan: Dr. ALEXİS CARREL Türkçeye çeviren: NASUHİ BAYDAR Her millette büyük bir hızla sosyal tahav- vüller olmaktadır. Hemen her tarafta politik re jimin kıymeti meselesi yeniden ortaya atılmak- tadır. Büyük demokrasiler, kendi mevcudiyetle- rini alâkalandıran ve acele hal sureti istiyen u kunç davalar karşısındadırlar. Ve görüyoruz kı, beşeriyetin modern medeniyete bağlamış oldu- u sonsuz ümid hilafına olarak, bu medeniyet, girmiş olduğu tehlikeli yolda kendisini i bilecek kadar zeki ve cesur adamlar yetiştirecek kabiliyeti göste be yinlerinden doğmuş olan müesseselerle ayıı za memietir, İnsanlar, kendi n: elişememişlerdir. Medeniyetimizi. teh- likeye düşüren bilhassa şeflerin entelektüel ve moral zafr ve bilgisizliğidir. Velhasıl, yeni yaşayış tarzının ırkın istikb Ki üzerinde nasıl bir tesiri olacağını kendi kendi- mize sormak gerektir. Modern medeniyetin ata- larımızdan kalma - görenekleri - değiştirmesine karşı kadınların verdikleri cevab âni ve kati ol- kurulmuş olmakla beraber kendi ölçümüze göre vasıta ile meydana getirmiş olduğu — terakkiler- —larmm rastgeleli; den ilk olarak istifade eden sosyal tabakalarda ve milletlerde daha - vakitsiz ve daha tehlikeli — değildir olmuştur. Kadınların, kendi arzulariyle akamet balinde bulunm 'arr milletlerin tarihinde yeni bir şey değildir. Geçmiş medeniyetlerin herhan- gi bir çağında da vukua gelmişti. Bu, klâsik bir alâmettir ki manasmmı biliriz. Fennin tatbikleri dolayısiyle muhitimizde hasıl olmuş bulunan değişikliklerin üzerlerimiz- de görünen Sesirler bıraktığı muhakkaktı.. -Bu tesirlerin beklenmedik bir mahiyeti - vardır ki insanların mesken, yaşayış tarzı, tegaddi ve en- telektüel muhitlerinin her türlü rslahından umu- lan ve pek haklı olarak intizar edilebilecek olan- dan büsbütün başkadır. Bu derece acayiv bir ne- nereden çıkmıştır? Muhitin bu değişiklikleri zararlıdır, çünkü tabi- atimiz bilinmeden yapılmışlardır. Bu suale basit bir cevab verilebilir. Moden medeniyet kötü vaziyettedir, zira bizlere uygun değildir. Hakikf mizacımız bilinmeksizin - inşa Filvaki, fen, hiç bir plân takib etmiş değildir; birkaç deha sahibinin doğuşlarınm zekâlarında- ki şeklin ve arzu ve heveslerince takib olunan yollarım tesadüfüne göre gelişmiştir. İnsanların hal ve şartlarını iıstah etmek- fikrinden zerrece mülhem olmamıştır. Keşifler âlimlerin - duygu- larına ve mesleklerinin az çok tesadüfi hödise- lerine göre tahakkuk etmiştir. Şayet - Galillöc, Newton veya Lavoisier zekâlarının - kudretini vücudun ve şuurun tetkikine hasretmiş olsalar- dı belki dünyamız bugünkünden büsbütün baş ka türlü bir dünya olurdu. Fen adamları ye doğru gittiklerini bilmemektedirler. Onların rehberleri tesadüf, bir nevi ince muhakeme, bir çeşid açık görüştür. Başkaları için karanlık olan bazı şeyler, zaman zaman, onlar için aydınlanır. Umumi olarak denilebilir ki keşifler, neticeleri önceden düşünülmeksizin yapılır. Fakat bu me- ticelerdir ki medeniyetimize şeklini - vermişler. Bizler, fenni keşiflerin bolluğu arasında bir seçme yapmışız. Ve bu seçme ise, hiç bir suret- temayüllerimizin gidişini takib etmiştir. Yeni icadların muvaffakıyetini temin etmiş - olan â- miller azami elveriş ve asgari cehd; süratin, de- #işikliğin, konforun bizlere verdiği zevk ve ay- ni zamanda, kendi kendimiz.ten kurtulmak ihti- yacıdır. Fakat süratli nakil vasıtalarınm, telgra-” fın, telefonun, yazı yazan, hesab eden ve esl zamanların bütün ev işlerini gören makinaların ve bütün modern iş tekniklerinir hayat veznini bu derece hızlandırmış olmalarma insanların n sıl tahammül edebileceklerini hiç kimse düşün- memiştir. Tayyarenin, etomobilin, sinemanın, telefonun, radyonun ve yakında olacağı gibi te- levizyonun dünyaca kabulü de tıpkı, zamanla- rın karanlığı i-'nde alkolün kullanılmasını intaç etmiş olan gib. pek tabil' bir temayülümüzden ileri gelmiştir. Evlerin buhar hararetiyli ması, elektrikle aydınlatılması, asansörler, y yecek maddelerinin bir takım şimik muadelele- bütün bunlar ammenin kabu lüne moazhar olmuşlardır, çünkü sadece zevkl veya elverişlidirk rinde yapmaları ihtimali olan tesirler dikkate a- İmmamıştır. asttıl. (Sonu v

Bu sayıdan diğer sayfalar: