Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SAYFA 2 ıl nAzıRAu 1936 PERŞBMBı-. Yarı - Sı_vusal Fransada grevler İspanyada *lock aut> lar Türkiyede “ iş yasası * Birkaç gündenberi, — Kamâlist Türkiye kendinin ve kendine göre bir “iş yasası” na maliktir. Bu hâdi- senin ehemiyetini anlamak istiyenler Parti Genel Sekreterimiz Recep Pek- er'in bu husustaki beyanatını dikkat- le okumalıdırlar. Kamâlist Türkiye “iş” derken, bundan ne anlar; işve- rnele işalanı nasıl karşı karşıya duran ve millet yapısmı iki ayrı parçaya bölmek istidadımı gösteren sınıfların mümessilleri gibi değil de millet bü- tünlüğü içinde ve Türkiye'yi inşa et- mek davasının ortasında yanyana duran iki hakta ve vazifede bera- - ber unsur telakki der; ve nasıl, her defasında orkada kalmak temayülle- ri gösteren hukuk'ı, devlet eli, ica- bında ileriye ve vazifesinin başma iter; bütün bu en esaslı cemiyet ve “devlet meselelerini, Recep Peker, iş yasamız hakkında izahat verirken, pürüzsüz bir vnz_ı.ıl't_ıle anlatmıştır. Knmıhu Turhye. ıu son birkaç i maliyet fiatla- tağşişden kurtarmak hakkındaki ka- nunu, bankalar kanunu ve iş yasası gibi gayet ileri bir sosyal nizamı tesis ve tedvin edici tedbirler almakla, ne kadar genç, ne kadar temiz ve ne ka- dar dinamik bir halk rejimine malik “ olduğunu bütün dünyaya göstermiş- tir. Hazır şu iş yasasından bahseder- ken, yakım dünyamızdan iki misal alalım : Fransa'da, grevler devam edip duruyor. Bunlar hakkında 5 bu ay ta- rihli sayımızda, gene bu sütunlarda demiştik ki: “Paris'te ve Fransada grevler biribirini kavalıyor. 40 saatlik haf- ta namına bir propaganda mı yok. sa, Fransadaki sağ taraf gazeteleri- nin iddia ettikleri gibi, şiddetli bir sindikalist sokak hareketinin baş- langıcı mı? Bizce bu, 40 saatlik hafta için hazırlıktır. Eğer grevler, Blum, hü- kümeti eline aldıktan sonra baş. larsa, “hükümet ameleyi greve teş- vik ediyor” denecektir. Halbuki ve şimdi başlıyan grevler sayesinde Blum hükümeti 40 saatlik haftayı tatbik ederek grevleri durduracak ve “asayişi iade ettim” diyecektir. Ve “40 saatlik hafta” halk cephesi hükümetinin kendi seçmenlerine ilk hediyesi olacaktır.., Buna bugün, grevlerin neden ya- pıldığimı anlatmak bakımından - hiç bir şey ilâve edecek değiliz. Hâdise - ler, bizi teyid etmitşir. Blum hükü- meti, iktıdara gelir gelmez, fransız amelesi lehinde olarak u noktaların! tatbiki lizumunu parlamentosuna bildirmiştir: 1) Ücretler azaltilmaksıztn haf-, tada 40 saatlik çalışma, 2) Endüstride, ticarette ve ser- best mesleklerde ücretli 15 günlük senelik izin, 3) Kollektif iş mukaveleleri. Fransada'ki politik partiler, mik letin tamamını değil bir sınıfmı tem- sil ederler. Şimdiye kadar işverenler sınıfının hükümetleri gelip geçtiği yerine getirmektedir. Ya- rın, işçi hükümeti, düşer ve yerini gene sağlara bırakırsa, 15 gunluk yıl- İik iznin yerinde yeller eserken hafta Bir misal de, İspanya'dan vere- İim : Madrid, 10 haziran 1936 — U- mumi emniyet müdürlüğü, radyo ile şu tebliği neşr ve tamim etmiş- tir : Patronlar bloku, bütün ticaret ve sanayi mü inin k l masını emretmeğe karar vermiştir. Yalnız gtda maddeleri satışı yapan müesseselerle umumi işler servisle- ri müstesna tutulmuştur. Bu karar, kanuna uyğun değildir. Ticaret ve sanayi erbabından bu emre göre e hareket edenler hakkında cezalar tertib edilecektir. Bu cezalar, bin peçetadan 20 bin peçetaya kadar para cezaları ve hat- tâ fabrikalara devlet tarafından va- ziyet edilmesi gibi cezalardır. İspanya'da da, bugün, işçileri tu- tan bir hükümet iş başındadır ve işçi lehine tedbirler almaktadır. Bunu önlemek isteyen patronlar ise, her tarafta “lock - aut” yani “patronlar grevi” ilân etmekte yani işçiye yol vererek fabrikalarını kapamaktadır- lar. Öyle ki, yüzbinlerce insanm iş- siz ve aç kalmamasını temin edebil- mek için, İspanya hükümeti, yukarı- ki tedbire başvurmağa mecbur kal- maktadır. Tam türk iş yasası çıkar ve Recep Peker Kamâlist rejimin “iş” telakki- sini izah ederken iki yabancı ve libe- ral memleketin biri “işverenler" bi- ri de “işalanlar” tarafından organize leri dikkat ve ibretle gözönünde bu- lundurulması lâzım bir haldir. Çünkü gerek Fransa'da gerek İs- panya'daki hareketlerin eğer birine zararı dokunuyorsa, bu birisi ya fransız milleti yahud ispanyol mille- tidir. İşte türk “iş yasası”, türk mille- ti namına böyle bir zararı önlemek ELİÇ HABERLER3 İSTANBUL TELEFONLARI: Olimpiyada gidecek futbolcularımız . . seçildi İstanbul 10 (Telefonla) — Federas- yon, olimpiyada gidecek futbolcular ka- filesine iştirak edecek futbolcuları şu şe- kilde ayırmıştır: Kaleciler: Cihad (Ankara), Sefa (İstanbul), Cahid (İzmir) Müdafiler: Yaşar, Hüsnü, Faruk, Lütfi (İstanbul) Muavinler: Semih (Ankara) Cevad, İbrahim, Reşad, Faruk (İstanbul) Hak- kı, Adil (İzmir) Muhacimler: Yaşar (Ankara) Nec- det, Niyazi, Naci, Hakkı, Şeref, Fikret, Rebii (İstanbul) Said, Fuad (İzmir) Bu sporcular cuma günü öğleye ka- dar federasyona müracaat etmiş olacak- lardır. B. Nurullah Sümer'in tetkikleri İstanbul 10 — Sümerbank umum müdürü B. Nurullah Sümer bugün Sü- merbank fabrikalarını gezdi ve tetkikler yaptı. Buz dolablarından vergi İstanbul 10 — Belediye buz dolapla- için çıkmıştır. BURHAN BELGE Başbetke MEDENİYETÇİLİK CEPHESİ (Başı 1. inci sayfada) bir ihtiras yüzünden bu iktidarın, son kurtarıcı fikirler iktidarımnın sarsılmasına müsaade edilmemek lâzım gelir. İstediğiniz tarafa bakmız: İlk vereceğiniz. hüküm, baştan başa, maddi ve manevi bir inşa zarure- tidir. Yeni inşalara bakınız: Bir- çoğunda ihtisas hürmetsizliği yü- zünden boş yere masraf olunduğu- nu göreceksiniz. Eğer bu memle- kette lüks maddelerinin başında inşa ve ihtisas gösterilirse, hay- retten donakalmak lâzım gelir. Türkiyenin insalarında yalnız bu israf, banka mimarı olmayana banka yaptırmak, bahçe mimarı .olmayana bahçe yaptırmak, otel mimarı olmayvana otel vaptırmak, yani ihtisas hürmetsizliği israfı vardır. Yoksa malzeme olarak ne kullanıyoruz: Beton! Binaları yontma tastan ve mermerden mi yapıyoruz? İsraf maddeleri arasında mef- ruşat geliyor. -Bunu yazanlar ve konuşanlar bir de İstanbulun -ev- kaf müdürlüğü kalemlerine, yahut hükümet konakla-ma. hattâ An- karamızın birçok dairelerine uğ- rasınlar. Bu, henüz osmanlı impa- ratorluğunun devam edegelen bir se- falet havasıdır. Baştan başa inşa e- dilmek zaruretinde olan bu mem- leket, gene baştan başa, köylüsü- nün odasından resmi devlet büro- larına kadar, döşenmek zaruretin- dedir. Eğer hepsini birden yapa- mıyorsak, yapılanı israf telâkki et- mek değil, bizi bunlar için daha çok masraf etmekten ılıkoyın ça- Maaştan artan ne kadar para- nız varsa mekteb yapınız. Yahut maaştan artan ne kadar paranız varsa silâh alınız. Yahut maaştan artan ne kadar paranız varsa... fa- kat bu lâflar herkesin keyfine gore istenildiği kadar çoğaltılabilir. nu bılm& gerektir ki her tınfı bu- den inkişaf halinde bulunmayan bir medeniyet, zorla ve hamle ile şişirilmiş olan her hangi bir müesseseyi ayakta tutamaz ! Mese- le ihtiyaçlara göre masrafı nisbet- lendirmektedir. Büdcemiz bu nis- betlerin mümkün olduğu kadar iyi kurulduğunu gösterir. Kemalizm medeniyetçilerinin savaş cephesi budur. Çünkü esefle söyliyelim, bugün gerçekten men- rından vergi almak için şehir meclisine teklifte bulunmaya karar verdi. Teklif kabul edilirse kânunlardan sonra tatbik edilecektir. Uludağa gidenler İstanbul 10 — Ayın on dokuzuncu günü güneş tutulma hâdisesini tesbit i- çin 22 kişilik üniversite grupu bugün U- ludağa gitti. . . <a e 'e Elişileri muallmleri için | kurs İstanbul, 10 — Kadın elişileri mual- limleri için bir ev idaresi kursu açıla- caktır. Kurs bir ay sürecek ve devam mecburt olacaktır. Kursda yeni metot- lar etrafında tatbikat gösterilecektir. |Orta mekteb muallimliği imtihanları İstanbul, 10 — Orta mekteb mual- B. Behmen İzmirde İzmir, 10 (A.A.) — Yugoslavya na- zırlarından B. Şevki Behmen ve refikası bu akşamki trenle Ankara'dan şehrimi- ze gelmişlerdir. Nazır ve refikası Eğe Palas'ta misafir edilmişlerdir. Adapazarı muallimler birliği kendini feshetti Adapazarı (Hususi) — Adapazarı muallimler birliği, memlektin kültürel işlerini çatısı altında toplyan halkevi i- çinde çalışmanın, ülkülerine daha fayda- ht olacağını düşürferek, kendi kendilerini feshetmişler ve Adapazarı halkevinin muhtelif kollarına yazılmışlardır. Günden güne daha verimli yollarda yürüyen Ada halkevi hesabına, muallim- lerin bu hareketi çok güzel ve kuvvet- lendirici bir hareket olmakla, kendilerini bu iyi görüşlerinden tebrik, bir vazife o- huyor. Adapazarı Spor kulübleri birleşti Adapazarı (Hususi) — Adapazarının dört spor kulübü idare heyetleri, Parti- de kaza kaymak Parti başk hal- kevi ve H. E. spor kolu başkanlarının da iştirakiyle bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda, Adapazarı sporunun daha faydalı bir yolda yürünerek, mem- leket gençliğini daha derlitoplu bir şe- kilde çalıştırmak kaygısiyle, dört kulü- bün Partinin yüksek himayesinde ikiye indirilmesi lüzumu gösterilmiş ve bu fi- kir büyüklerin bu candan alâkası önün- de saygı ile karşılanmış, müteakib iki gecede de kulübler fevkalâde kongreleri- ni toplıyarak bu birleşmeği katileştir- mişlerdir. Kararlaşan esasa göre, Ada İdman #yurdu Sakarya sporla, Gençlerbirliği de Yeniay'la birleşmişlerdir. Birleşen kulüb- ler halkevi binasında kendilerine ayrılan salonlarda, müşterek bir program ve ye- ni bir hızla sporun ilerlemesine çalışa- “caklardır. Mekteb direktörlerinin izinleri Kültür bakanlığı büyük tatil günleri için izin istiyen mekteb direktör ve yar direktörlerine maaş kanununun 13 üncü ddesi ibi ancak 15 gün izin ıce limi olmak için açılan imtihanlar 15 haziranda başlıyacaktır. İmtihana yal- nız İstanbul ilk mekteb muallimlerin- den 170 kişi müracaat etmiş ve 56 sının müracaatı kabul edilmiştin Bir şoförün cınayeti İstanbul, 10 — İzzet isminde bir şo- för dün karısiyle arkadaşını gayrı meş- ru vaziyette yakalamış, karısını öldür- ,gnüş ve arkadaşını ağır yaralamıştır! Yaralının hayatından ümid. azâır sup oldukları ideolojilere isnadı artık kabil olmayan eski, geri ve sakat fikirler, şimdi nasyonalizm'e “maledilmektedir. Her şey ki garh- h: ve ileri değildir: Kemalizm nas- yonalizminden değildir. Kemalizm medeniyetçiliği ve milliyetçiliği i- çinde asyalı ve afrikalı iptidailik unsuru yoktur. Kim tenkid hevesi duyarsa ge- Kp bu menfi demagoji cephesi- ne katılmaktadır: “Efendim, bütün. çocuklarımızı mektebe koymadan, nasıl yol, köprü veya bina yapma- ya cesaret ederiz?,, Boyle dllşunen- ler, acaba bir memleketin mek- tebler kurmak hususunda maddi vasıtası kadar manevi vasıtasının, yını muallim kadrosunun mües- sir olduğunun farkında değil mi- dırler’ Fakat çocuğunu mektebe veremeyen babaya hakikati söyle- mek değil, onun memnuniyetsizli- ğini sömürerek alkışçı veya müş- teri kazanmak lâzım. Topyekün ve her taraflı mede- niyet, maddi manevi inşa hamle- sine devım edeliın. Bütün muka- - vemetleri ciğneyip ilerleyecek olan bu lııınledır ki korkunç ve meşum .. ** muammayı halledecektir. Falih RIFKI ATAY verilebileceğini ve müracaatların buna göre yapılmasını teşkilâtına bildirmiştir. Hastalık halinde mezuniyet iki aya ka- dar uzatılahilmektedir. Bu a.kşnm Avrupa ısmyonlarındı dınlenebılecek seçme program (Ankara saatı ile) Konserler : 20,05 Prag (Populer Konser) 20.30 Budapeşte (Piyano) 21.15 Bükreş (Senfonik) 22.45 Bükreş (Mandolin) Hafif Müzik : 20.20 Bükreş (Oda müziği) 23.15 Budapeşte (Salon orkestrası) Opera, Tiyatro : 18.35 Prag (Aşkın hasret ve neşesi — Çaykovski) 20.25 Viyana (Otello — Verdi) 21— Prag (Dokuzuncu — Piyes) Ankara Radyosu 12.30 Plâk yayımı ve ajans haberleri 19.30 Yara tedavisi hakkında konuşma 19.50 Karışık müzik 20.30 Ajans haberleri 20.40 Dans musikisi İstanbul Radyosu 18 — Dans musikisi (plâk) 19— Haberler 19.15 Muhtelif plâklar 20— Sıhhi konferans 20.30 *“Stüdyo orkestraları 21.30 Son haberler Saat 22 den sonra Anadolu A- 1 h Bükreşe giden delegasyonumuz İstanbul, 10 — Bükreşte tplanacak - olan balkan anlaşması matbuat kongre- sinde imizi temsil edecek o- lan delegasyonumuz bugün Romanyaya hareket etmiştir. Tei Mekteblerde tatil sonunda yapılacak imtihanlar Kültür bakanlığı, bütün orta tedrisat mekteblerine gönderdiği bir tamimle, or- ta mekteb ve liselerde 20 ağustos per- gemhe günü talebe namzedi kaydına emretmiştir. Eylül ayı için- de engel (mazeret), bütünlenme (ikmal) ve olgunluk imtihanları yapılacak ve bi- rinci teşrinin birinci günü derslere baş- Tanacaktır. Bakanlık orta mekteb, lise ve muallim mekteblerinde eylül içinde ya- pılacak bu imtihanların günlerini de şim- » diden tesbit etmiştir. Yeni talimatnameye göre, fen şube- sinde olgunluk imtihanına gireceklerin riyaziye, fizik - kimya, tabiiye, türkçe kompozisyon grupları ile edebiyat şube- sinde imtihana gireceklerin tarih, ede- biyat, türkçe kompozisyon gruplarının yazılı sualleri bakanlıktan gönderilecek- tir, Orta mekteb ve lise talimatnamesi hıîkumlenne gore fen ve edebiyat şube- imti girecekle- rin riyaziye, edehıyıt. fizik - kimya grüp- larının imtihanları yazılı olacak ve bun- ların sualleri de bakanlıktan gönderile- cektir. Olgunluk ve mezüniyet imtihanları« nın günleri de gene bakanlık tarafından şimdiden tesbit olunarak mektebelere bil« dirilmiştir. POLİSTE: , İzinsiz sokakta dolaşan kızını dövdü İsmetpaşa mahallesinde oturan ve Gölbaşında tuğlacılık yapan Abdurrah- man 15 yaşında kızı Şerifenin sokak. larda izinsiz dolaşmasına hiddetlenerek makasla başından ve sağ bacağından ya- ralamıştır. Yaralı tedavi ettirilmiş ve suçlu adliyeye verilmiştir. Suçüstü yakalanan hırsızlar Altındağ mahallesinde Münevverin evine girerek öteyi beriyi karıştıran A- rif oğlu Yahya suçüstü yakalanmış ve hakkında tahkikat başlanmıştır. DİL KÖŞESİ 4 Bir adamı yılan ısırmıiş.. Yetişile- rek hastaneye götürülmüş. Bundan sonrasını, gazete Iıabcrı, çoyle aıılatı- yapılan amelıyıt netıcesmde yı- lımıı 'zehiri fazla ilerlemiş olduğun- 'dan kürtülamıyarak ölmüştür. —;, Bu cümleden “anlaşılan şudur ki yılanın zehiri yapılan ameliyat neti- cesinde ilerlemiş ve hasta da bu yüz- den ölmüştür. Halbuki tabiatile kas- tedilen bu değildir. Hâdisenin mantı- hîguh'_' K) k '_':..,ö'yh*' Va istemiş olduğu anlaşılıyor: * e. yıla- mnın zehiri fazla ilerlemiş olduğundan “Dünyayı portakal renkli güzellik çamları arkasından görenlerden de- ğilim... Güzellik çamları, hiç şüphesiz göz- lâk camları,, olacak; burada bir mu- harrir hatasından ziyade bir mürettib dikkatsizliği karşısında bulunduğ muz âşikârdır. Gazetelerimizde rast- lanan üslâp ve dil sakatlıklarının her zaman muharrire değil, çok defa mü- rettib ve daha doğrusu musahhihe aid olduğunu da bu fırsatla tebarüz ettir- mek istedik. Muharrir lâübaliliğiyle musahhih dikkatsizliğinin büyük bir gayretle el- ele verdikleri bazı sütunlarda dil a- e ha- J B vadis servisi verilecektir. arasıra bir bozgun manza- rasına büründüğünü görüyoruz. *A