SAYFA Z Yarı - Sıyasal TT N S Halkevleri Halkevlerimizin sayısı gene arttı. Halkevlerinin her yıldönümün- de, yeni halkevleri açılır. Öyle ki o gün, hem yıldönümü kutlanır hem yenidoğanların müjdesi verilir. Şimdiye kadar, istatistik, gerek evler sayısının gerek- başarılan kül- türel işlerin muntazaman arttığını göstermiştir. Memleketin her tara- fında kalkınma - ve yapıcılık devam ettikçe, halkevleri istatistiği bu art ma tandansını muhafaza/ edecektir. Çünkü maddi inşa ile manevi inşa a- rasındaki yakınlık vücuddaki kemik- le et kadar kuvvetlidir, organiktir. Halkevleri ve bunların faaliyetle- ri, kim ne derse desin, bugünkü Tür- kiyenin bugünkü kültür. varlığının yegâne derlitoplu ve yegâne organik parçasıdır. Müzik ve tiyatro zevkini yay- mak, memleket; inkılâpçılığı guurlarda ve gönüllerde daima taze tutmak, mecmuacılık ve köycülük işlerini devamlı mesai haline koy- mak, sergiler tertib etmek ve daha bunun gibi ileri bir memleketin met- kezinden köyüne kadar duyduğu ya- hut duyması lözimgelen ihtiyaçlara cevab vermek, halkevleri'nin üzerle- rine aldıkları ve başarmağa çalıştık- ları vazifelerdir. Bugün, birçok - kasabalarımızda, gidip konuşulacak ve fikir ihtiyaçları tatmin edilecek yegâne yer, halkevi'- dir. “Ya kahve ya halkevi!” Memle- kette binlerce gencin seçeceği büşka bir şey yoktur. Ve birçok kasabala- TımIza, şiir, müzik ve tiyatro, gidi- yorsa halkevleri sayesinde gidiyor; &iderse, onlar sayesinde gidecektir. Birçok kasabalarımızda, daha u- zun yıllar, ne tiyatrolar kurmağa, ne gündelik konserler vermeğe, ne de bolbol kitapaneler açmağa imkân vardır. Bu imkânları beklemek, mem- sabote etmek o- i gidişini J_Lç...n_ı—ıı#_ inkılâbın ve rejimin anlaşı ı ve dayrel daraltılarak köylerin de ulusal şuu- run içine alınması büyük kurtuluş ve kuruluş davamızın ârızasız ilerleme- »i için şarttır. Bunun içindir ki, hal- kevleri ağınn ilmiklerini sıklaştıra- yak memleketin her tarafına yayıl- —— ması, hem madeli hem de tarihi şart- “lara en uygun olan formüldür. Halkevleri / istatis hareketin ileriye doğru devam ettiğini şimdiye kadar hep teyid etmiştir. Demek olu- 'yor kı. organizasyon ve kantite ba- kımından, başarıcılık devam etmek- tedir. Kalıyor, halkevleri faaliyetin ti ve halkevcilikteki kalite mese- desi Bunu teyiden “Yakut Dili gati” nde de “ay” kelimesine şu Manalar verilmektedir: “uzakla; ma, bitme, nihayete erme, kesil- me” (2). Şu halde (V. -- z) ve onun bir değişimi olan (V. £ y) fonemle- rinde “uzaklık, uzak sahaya düş- me, bitip tükenme, sona varma, Yok (ay * ok) (1) Ay: Doğrudan doği zaklaşma, bit sona e" anlamlariyle birin- gi derece prensipal köktür (4). ? (2) Ok: Kelimeyi tamamlıyan, IZ Pekarski: Yakut Dili lügati. ) Bu kelime (Ulus) un 1-: 1935 sayısında da analiz edilmiş- tir, İ4) Bu “ay” elemanı, doğrudan doğruya, “esas” anlamına — alına- cak bir “ağ” ana kökünün yanın- da, “az” dan değişme olarak, ana kök anlamının en uzak sahada te- vellisini ifade eden bir unsur gibi 'e alınabilir ve yine aynı manaya ardlır. Bu halde keltmenin ik imolojik şekli (ağ * az * ok) S Mesela, otuz mecmuanın: mr çık- ması iyidir, yoksa beş tane iyisinin mi? 300 konserin mi verilmesi iyidir, yoksa İzmir, İstanbul ve Ankarada verilen konserlerin beş on şehrimiz- de daha tekrar edilmesi mi? Tiyatro piyesleri için ayni şey. En göze çarptıkları için, halkev- leri mecmualarmı ele alırsak, görü- rüz ki, yazılarm bazısı, bir mecmu- aya geçecek gibi değildir. Buı kabil bazı yazılar, Ülkü'de çıkanların bazısından daha iyidir. Eğer, bir yan- dan, mecmuaların sayısı azaltılır ve büdceleri çoğaltılır, bir yandan mec- muaların başına tahrir komiteleri ko- 'nur ve bir yandan da mecmualar a- rasında bir derece kabul edilerek Ül- kü'ye yazı yazmak meselâ, birçok gençler için gaye olursa, mecmuacı- lıkta kalite meselesi 96 75 halledi miş olur. i, yukarda da söylemi tik, kültürü yaymak mniz vasıtaların bir tanesi gâne vasıtadır. Bunların yalnız sayısı ne kadar artarsa değil, aynı zamanda faaliyet- leri de ne kadar değerlendirilirse, müspet başarı o kadar büyük olacak- tır, Halkevlerinde hem kantiteye hem kaliteye gitmek işinde, biliyoruz ki, gelecek yıl geçen yıldan daha verimli olacaktır. Çünkü her yıl, şimdiye ka- dar bunu teyid etmiştir. Bizim en çok tebarüz ettirmek is- tediğimiz nokta, halkevleri'ne veri: min mecmuacılıkta kaliteden bahset- miştik. Halkevleri mecmuaları, kali- te bakımından, serbest çıkan bazı mecmualarımızdan aşağı - olabilirler. Bu, tutumda ve güdümde, efendice henkli bir görüşü aksettirdiklerini kimseye inkâr ettiremez. Halkevleri'nin rolü, kültür bakı mından © kadar ciddi ve o kadar eş. sizdir ki, kültür'ün onlar dışındaki perişan manzarasına bakmak, hal- kevleri'ne doğru akını, halkevleri'ne devlet yardımmı ve halkevleri rinde halk sevgisini âdeta bir kere daha emreder. Kültür Türkiyede, halkevleri pe şinden yürüyecektir. Bunun için on- ları maddeten ve manen beslemek demek, kültür davasında muvaffak Gimanın ancak bir barka ifede ea Burhan BELGE manasını tayin ve ifade eden, onu isimlendiren ektir. (Ay * ok — ayok) etimoloji sı, düşünülen herhangi bir süje veya objenin onu düşünenlerin muhitinden uzakta olduğunun, yani hazır bulunmadığının ifade- sinden ibarettir. Not: 1. — “Yok” kelimesi Türk lehçelerinde muhtelif şekiller alır: de “suoh” uvaş Lehçesinde “suk” ve 'syok”, HL Kırgız - Kaazk lehçesinde “cok”; IV. Kazan lehçesinde “yuk” ve “cuk”. Bütün bu şekillerde “y” nin ye- rine geçen “s” ve “e” konsonları- 'nın hep uzak saha anlamı veren kategoriden olması da, “yok” keli- mesindeki “y” nin bir “z” den de- menfi eki yerine doğrudan doğru- ya “suoh — yok” kelimesi kulla- aılır. Yakutçadan örnekler: “Ere su- I. Pekarski: Yakut Dili lü- gati. 11. Uhantey- Çuvaş Dili ders- liği; Zolotnitzki: Çuvaş söz kökleri lügat NL IV.: Radlot, çeler Tügati. Türk Teh —| ULUS. Z0 ŞUBAL 1956 Lünar 2 MA İÇ HABERLER AİSTANBUL TELEFONLARI: Vapurculuk şirketi vapur- larının teslimi işi İslnel z — Dezyellari de Te d Tük şiri lan satın alınan vapurcu- vapurlarının teslim işi bit le Ha arasında İstanbul, 285 — Belediye ile eski Belediy ç şirketi Kapanan bir fransız mektebi İstanbul, 25 — Beyoğlunda Hamal başındaki fransız Jan-Dark mektet Evkaf teftiş heyeti talimatnamesi aid talimat. Evkaf teftiş heyetir tiş olı sene müfettiş muavinliği etmek şart olacaktır. Yalnız bu müddet mezden evvel tayin edilecek müfet - tişler, muavinlerden veya diğer ev sisat alındıkça artacak ve müfettişler 3 sınıf üzeri - 'ne tertib olunacaktır. lüğüne Antep gümrük direktörü Re- şad naklen, Antep gümrük - direktör lüğüne İslahiye gümrük direktörü Tevfik terfian tayin edilmişler ve zat işleri direktörlüğü memurlarından A- saf, tef nop ikinci sınıf muayene memurların. ddan Kâşif yeni teşkilâta göre birer derece terfi etmişlerdir. Tetkik direk. ithalât gümrüğü muamelât şefliğine, Gelibolu gümrüğü eski memurların- dan Muammer ve Kuşadası gümrüğü eski kâtiplerinden Bürhan Zonguldak zümrük memurluğuna tayin edilmiş derdir. KAMUTAYA BAKAl AR MECLİSİNDEN GÖNDERİLEN Kanun Layihaları Bakanlar Meclisince tetkik ve tasvib edilen aşağıdaki kanun lâ- yihâları Kamutaya sevkedilmiştir. 1 .— 1935 finans yılı büdce ka- 'nunu 5'inci maddesine bağlı “d” cetvelinde yapılacak değişiklik hakkında kanun lâyi 2 — Devlet Demiryolları ve li- manları işletme umum müdürlüğü 1933 enesi hesabı kati ka- 'nun lâyihası. 3 — 2467 sayılı kanunun 6'ın- maddesine bir fıkra ilâve edil- mesi hakkında kanun lâyihası. 4 — 1702 ve 1880 sayılı kanun- ir olan 2517 sayı- hakkında kanun lâyih: 5 — Hazineden taksitle gayrı menkul mal satın almış olanların taksit bedellerinin tecili hakkın- i 2222 sayılı kanuna ek kanun yihası. 6 — Tahlisiye umum müdürlü- ğü 1934 mali yılı hesabı kati ka- 'nun lâyihası. tinin 1935 mali yılr cesinde 3200 lira münakale yapı 8 — 1935 mali yılı Jandarma Umum kumandanlığı büdçesinde 20,000 liralık münakale yapılması hakkında kanun lâyihası. yihası, 12 — Okul — kadrolarına aid 2201 sayılı kanuna bi ralı çizelgenin değiştirilmesi hal kında kanun lâyihası. Yanlış bir haber Son günlerde, haşaştan afyı ın menedileceğine dair bir ha- ber duyulmuştur. Yap kat neticesinde öğrendiğimize göre, piyasada telâş uyandıran bu haberin —. .—— ”; “öyü suoh Hayır . “min ere *“Hayır” kelimesinin etimolojik suohpun — ben kocasızım, (be- | şekli şudur: 'nim kocam yok) ”... gibi. d) () (3) Not: 3. — (Yok) yerine (yoh) şekli bizim eski metinlerimizde bile mevcuttur. Bütün bu lehçe değişmelerinin, kelimenin yapısındaki birli ların etimolojik şekillerini altalta yazalım: (©» () — () (0 ağ * ay (2) H ok b . Fuğ 4 c oğ * oy (z) 4 oh 4 Bu tabloda asıl menfi anlamını veren (2) numaralı elemanın hep (y— z, $, c) konsonlariyle kurul- duğu açıkça - görülmektedir. Bu uazk saha gösterici elemanın (y)- ye değişmesi yalnız Kazan lehçe- siyle Garp Türkçesinde görünme- si de elemanın orijinalliğini anla- tır, Yalnız Yakut ve Çuvaş kelime- lerinin iki tanesinde görülen (4) numaralı eleman tamamlayıcı ek rolünü oynamakta ve üçüncü ele- manda bir “süje veya “obje” ifa- de edilmektedir. (ah 4 aybır) (1) Ah: Ana kökün yerini tu- 'tan ve onun anlamını temessül et- tiren birinci derece prensipal köl tür. “Esas” anlamınadır. (2) Ay: Burada (y — 2) dir. Süje veya objeden çok uzak bir saha ifade eder. Kök anlamının böyle uzak bir sahaya atılmsar, süje veya objenin onunla alâka- sının kesilmesini anlatarak menfi anlamını vücuda getirir. (3) İr: Kök anlamının süje ve- ya objeden tamamiyle uzak saha- Aa tekarrür ve temerküzünü ifade eder ki bununla menfi anlamı kat" ilestirilmiş olur. Baş vokal düşerek teşekkül e- den (hayır) kelimesi, kök anla- mının süje veya objeden pek u- zak bir sahada tekarrür ve temer- küzünü anlatır ki bu da süje ve- ya obje ile kök anlamı arasında kat'iyyen rabıta - kalmadığı de- mektir. Görülüyor ki, doğrudan doğru- ya kelime olarak menfi, anlamına gelen sözlerde de asıl menfi ma- nasını veren unsur, yine (V. 4-z) formülüne uymaktadır 15). 1.N. DİLMEN (S Türkçede menti anlamına gelen sözlerden sonuncusu - ol "değil” kelimesiyle buna ilgili sözlerin analizi..i de yarın yaza- cağız. r KdÜ Bitlis Valiliği Dailiye vekâleti seferberlik şubesi müdürü B. Hasan Fehmi Süerdem'in Türk hava kurumu İstanbul şube- sinde ve dahiliye seferberlik müdür. öğünde muvaffakiyetle çalışmış ve hava tehlikesi hakkında verdiği de- serli konferanı mış olan Hasan Fehmi Süerdem'e ye- ni vazifesinde ba arılar dileriz. Konyada Sille Baratı Konyada hususi idare büdeesin. den ayrılan para ile Sille nahiyesinde ir baraj yapılacağını haber vermiş- tik. Bu bi ja aid isviçreli baraj mü- mühendis Dr. Gruner n projesi bakanlık - su işleri umum direktörlüğü tarafından ince- lenmektedir. Baraj 47.5 metre irtifaında olacak ve 46 metre yüksekliğine kadar su bı- rikecektir. Barajda ? milyon metre mikâbına yakta su toptanacaktır. Top fanan bu suyun sulayacağı saha 1900 hektar olarak hesab edilmektedir. İstanbul yüksek iktisat ve ticaret fakültesi, bürosu direktörü B. Servetin yüksek iktısad ve ticaret mektebi. direktör- lüğüne tayin edileceği haber veril- k kalan bu mekteb drektörlüğünü, İstanbul ticari tahliller lâboratuvarı direktörü B. Halid vekillik edecektir. Askeri tekaüd kanununda değişiklikler Asker 'nun 60 ıncı maddesinin değiştirilmesi hakkında Milli Müdafaa Bakanlığı bir kanun projesi / hazırlamıştır. Ba- kanlık 60 mer mad-tedeki “Zabitlerle askeri memurlardan tekaüd olanlar üç sene zam alırlar,, fıkrasınız bitlerle askeri memurlardan tekaüd olanlarla tekaüdlükten evel ölenler 3 sene zam alırlar,, şeklinde değiştiril- mesini teklif etmektedir. ve mülki tekaüd kanunu- stiklâl ve İnkilâb Partimizin bütün yudda istik- lâlimizin değerini ve inkilâbımı- zmn büyüklüğünü halkımıza anlat- mak için büyük bir isabetle tertib etliği hönüemmelaxr ber harulta v mulandan daha büyük bir heyecan ve çok geniş bir ilği uyandırmı; tır. Şimdiye kadar yurdun her ki gezinden igelin ” vE gakehiminle Çıkan haberlere ilâve olarak bu- gün de aldığımız telgrafları yazı- Yoraz Zonluldak, (Hususi) — C. H. P. Genyönkurul üyesinden Sinop saylavı Cevdet Kerim İncedayı memleket inkilâp masında mevzulu birinci konferansını ver- di. Binden fazla kadın erkek din- leyici üzerinle çok derin ilgi ve he yecan uyandırdı. Konferanstan sonra Türk Antrasit fabrikasının açılış törenine ait sesli film göste- rildi. Urla, (Hususi) — Kütahya say B. Naşit Uluğ binden artık leyici karşısmda inkilâp ve ise üzerinde iki kon- ferans verdi. Bu konferanslar ilçe- mizde büyük bir heyecan yaratl ve ilği ile karşılandı. < T