Fransız kabinesinde mevki - almış “elan B. Pol Bonkur'un Depeş dö Tu- İaa'da çıkmış olan aşağıdaki yaz vi “yeni devlet bakanının ne kadar hara- retli bir cenevreci olduğunu göster “mesi dolayısiyle aşağıya alıyoruz: Şanghayda talebe isyanları; Çin - Japon anlaşmasına taraftar olduğu ““için katledilen bir bakan; memleketi- İ nn gevteste öincek içiz ü öldüren bir generel; bütün — kanlar, simalvileyetlerinde zeçen hâ: İ çirdeki derin ahisleridir. B Hi öürenln &e — gülte de Çin'in parçalanışından bah. B ll ti “Mançesi “istilan başladığı zaman gözler yumulmak is- “ gendi; bu © kadar/ rahattır. ki! fakat /— bugün gözleri tekrar açmak lâzım. Mançuri'den bahsedilirken, Çin saydıramamış ve dostumuz — Sir Con Saymen bile, avam kamarasın da, memleketinin bu uzak işe karı “ler. Zavallılar bir hata işlenmişse onu “sekrarlamak lâzimgelmez. Rusya ve “mesi vardır ki, © da, Bulgaristanın dünya harbına kadar Dedeağaç |i idundurduğu Akdeniz ULUS 29 SONKÂNUN 1936 ÇAR: Yabancı gazetelerde okuduklarımız Uzak kavgaların Avrupada akisleri ce sön vermek istediği içindir ki B. Laval'in kandırıcı sözlerine kolayca kapılmıştır. Fakat ya Fransa? Japonyanın bu istilacı ve metodik yürüyüşü Fransa- yı daha az tehdid diyor değildir; ko- ca Çin ülkesi, mükemmel bir organi- /lan Japonya tarafından kolo- diği gün, bizim Hindi. Çini mizde ingiliz Hindistanından daha az tehlike altında bulunmıyacaktır. Fa- kat, Briand gibi benim de kendileriy- le uğraşmam icab etmiş olduğu yakından tanıdığım Milletler Cemiye- düşmanları tarafından yapılmakta 'olan mücadelelerle parçalanmış olan Fransa'nın şimdilik bu mesele umu runda değil gibi görünüyor. Ya diğer Avrupa devletleri? Çin uzaktı ber düşünmelidi Bununla ber ki Japonya'nın idari ve dolayısiy- le ekonomik işlerini eline / geçirmesi bu hesabsiz ham madde - ve nufus kaynaklarını işletmesi; bugün küçü- cük Japonya tarafından tatbik edil- mesine rağmen büyük devletleri çok eski mahreçlerinden mahrum et- meğe kâfi gelen dam, Asyanın dörtte üçüne yayması bütün Avrupayı büyük zararlara sokacak- 'tır. Böyelikle ikinci Vilhelm'in “Sarı tehlike” hakkındaki görüşleri son bir mana tının bir dostu, ve hele bulgar - yi goslav anlaşmasının candan raftarı göziyle bakılıyor. Belgrad'la Sofya arasındaki toprak sayıya yarmakta olduğundan, bulgar - yu- goslav anlaşması da daha kolay ba- şarılabilecektir. Balkan göz önünde bulundurmak mecburi- n Sofya ile dönmektedir. Japonların — so0l yanını Bolşevik Mogoli kalkışmasın Mogolistanla Mançuri ara. le kapatmaya nasıl sında sınır hâdiseleri, sıyasal kavga- lar eksik olmamaktadır. Rusya, şarki Çin demiryolları işinde olduğu gibi, daima boyun eğecek midir? İşlerin böyle devam etmiyeceği, ge- niş topraklarının bütün bir kısmı teh: likeye giren ve ona itimadı olan halk yığınları tarafından harekete geçmi- ye teşvik edilen Rusya, günün biri de ayaklanacaktır. Esasen - Rusyanın şark sınir bugün ehemiyetli orduları vardır. Kavga büyürse da- ında ha ne kadar asker göndermesi gere kecektir? Sonra, Japonyanın, Rusya aleyhi- 'ne yardımını istiyebileceği devletler, hem de Avrupanın ortasında mevcud değil midir? Bazı japon heyetlerinin 1933 de ve 1934 de Berlinde uzunca samimi konuşma- lar kadar “teknik” yakınlaşmalar hu- susunda da, bereketli olmuştur. habeş harbının, devletlerin N için güvendik- leri kuvvetleri Afrikaya çektiği düşü- nülürse, bütün bu yakın veya uzak bilhassa de şark hâdiselerinin Avrup: şarki ve merkezi / Avrupa kati ve belki de yakın te: dir. Ve işte bu tesirleri önceden gör- müş ve her yerde, daima Cenevre paktiyle zecri tedbirlerinin tatbi ilmesini istemiş olanlardır ki pist” telakki ediliyorlardı! “realist”. lerimizin gözlerini açmak için ne zımdır? Bulgaristan “tek başına” bir yoktur. Bu böyle olmakla ber sanla balkan antantı ında, Yugoslavyanın büyük bir rol oynaması ihtimali vardır. Makedon ya meselesi etrafında - Sofya ile anlaş: a zaruretleri arasına da, bu düşünceye kuv- alınmış olma; vet vermektedir Kıral Aleksanç kıral borisle temaslarında bu sahada sirçok vesilelerle ön ayak olmak vazifesini üzerine al- maşti. Kıralın bir. Makedonyalının kurşunu ile öldrülmesi, bu barışma ile yakından alâkadar görülmüştü. O tarihten beri anlaşma teşebbüs- leri bir parça gevşemişti. Buna, iç po- Titikadaki — durumların da büyük te- siri olmuştur. Bugüne kadar iş başına geçen yu- goslav kabineleri, balkan antantının Japonyanım dış sıyasası 23 sonkânun Lö Tan gazetesinin başyazısından. Japon diyeti, dün, Seyukay parti- »i delegeleri tarafından hükümete gü- ven meselesini ortaya atan ve kabul dilmesi ihtimali olan bir takrir veril Yeni diyet meclisi için seçimlerin, şubatın ikinci 'on beş günü içinde yapılması temeldir, ve Seyukay partisiyle hükü- diği sırada, feshedilmi muh met partisi olan Minseyto arasında mücadele şiddetli olacak gibi görünü- yor. Amiral Okada'nın başkanlığı al- tındaki kabine, parlamento grupları re almadan bükümel idare etmişken, seçim mü- cadelesi sayesinde, teşkilatlı partiler, Seyukay bir yandan, Minseyi yandan imparatorluğun umumi sıya sası üzerinde gene hakiki bir tesir yapmıya başlıyacaklardır. Esasen iç sıyasa, dış sıyasa vaziyetleri, finansal ve ekonomik güçlükler öyle bir rad- deye gelmiştir ki, imparatorluk hü kümetinin milletin reyinden mülhem olmakta büyük menfaatleri olacaktır; çünkü iç kalkınma sıyasası ile ekono- mik genişlemenin - bütünü illetin yardımını kazanması ehemiyetlidir. bırakan da Japonyanın de- niz müsaviliği hakkındaki — iddiaları olmuştur. Japon heyeti, müşterek bir Azami had tayini suretiyle, —mutlak müsavilik prensipi önceden kat ilmedikçe deniz şartlarının görüşülme konferansı terket- Japonyanın Mançu- Japonya ile Çi den ihya etmek için, niyeti ile hareket etmek hususundaki arzuları, bütün bunlar garb milletle- riyle hükümetlerinin en ciddi dikkat- icabettirmekte, mantıkan medeni dünyanın mukad- üzerinde büyük bir t lerini ve fa maktadır. Japon sıyasası / hakkında urdı. Prens Pol inde, kardeşinin politika- başlıyamıyordu. Ancak sına tekrar şimdi, hususiyle yunanistanda, kıral Jorj'un geri gelmesiyle yeni yeni te- mas noktaları ortaya çıkmış olduğu. kanaati vardır. Jorj'un amucası olan yunan Prensi Nikola'nın kızlarından Olga prens Pol ile, Marina ise, Kent Her ki ile evlidi alık bağlı her şeyden önce, yugoslav - yunan münasebetine ve İngilterenin Akde- niz politikasına yardım edecekse de, Bulgaristanla olan ger hafif- lemesine de büyük faydası dokuna- caktır. Bilhassa bu mesele etrafında görüşmeler yapılacak olan Kıral Jorj Ki ile prens polun pek yakında temasa geçmeleri beklenilmektedi yasayı, le ölçmek doğru olmaz. arb zihniyeti ve prensipleriy- Onun için, fese iapon dış bakanı B. Hirota' hinden önce, diyet mecli #i nutkundaki bazı fiki de durmak faydalı olacaktır. Japonyanın, dünya sulhunun kuru: Asyada hir muvazene halinin husulüne hizmet et- bildirirken, B. Hirota; bir yandan Japonya ile Mançuko dev- luşuna ve bilhassa şarki mek arzusunu leti ve Çin arasında, öte yandan da Japonya, Mançuko ve Sovyetler Bir- liği arasında normal münasebetlerin Bu nutuktan şu mana çıkıyor ki Japonya ile Mançuko bundan böyle sıkı bir biribirlerine - bağlıdı Fokyo bükümeti Mançu devleti sak şark memleketleri içinde ve hakiki bir kuvvet yapmak retiyle çalışmaktadır. Bu ne- ticenin ancak Çin'in zararına elde e- dilebilir olmasına rağmen, japonlar, Çin cumuriyetiyle devamlı bir elbir- y mak süretiyle hedeflerine var- iyorlı nın şümulü, Japonyanın ekonomi tesisi lüzumu üzerinde srar etti. canlı in bü- ketlerini terke razı etmek, iki mem- elbirliğinin şartlarını yaratmak, Nan- kön hükümetinin Mançu devletini ka- ti olarak kabulünü temin etmek, üç henkleştirmek, işte japon nin, her üç memleketi de tehdi komünist tehlikesine karşı koymayı başlıca iş bilerek, gerçekleştirmek is- mekle beraber, Sovyet şimdi şarki a'da yaptırmakta olduğu ehemiyetli askeri faal iapon kamoyunu endişeye düşürdü- #ünü de saklamadı. Fakat öte yandan Sovyet hükümeti de rus sınırları kar- ısında japon ve Mançu askeri faali len aynı endişeyi gösterdiği i ve vus - japon münasebetleri - meselesi aynı komplekslikle devam edegel- mektedir. Esasen burada — çarpışan yalnız Japonya ile Rusyanın menfa- atleri değildir; Uzak Şark'ta tikleri mevkiler olmıyan garb devletlerinin sıyasal ve ekonomik menfaatleri de vardır. Bu- millet- konferansının 'mihai neticesi ne olursa olsun, Japon- diğer deniz devletlerine karşı Gülümsiyerek,, — Geceniz hayrolsun, Baylar! — huzlardı. etmiyoruz; lâkin, Fransada hâl nattır. inip çıkan, çok ahenkli sarlanırdı. dinleyicileriz yaptığı reaksiyonun bir neticesi Diye selâmladıktan sonra, oteline doğru ; çhMBhRL!;YN N HATIRALARI LOKARNO VE BRİTANYA'NIN GARANTİSİ İngilterede bazı sıyasa mahfilleri, Büyük Bizler İngilterede, retorik'e artık aldırış retorik, bugün Fetilen, tapınılan, kullanılan bir sa- Briand, tamamile kendine hâs bir üslübu olan büyük bir hatipti. Onun tıpkı bir çan gi- bi, yüksek perdeden fısıltı derecesine kadar kalın bir sesi vardı. Fakat, ister yanında oturulsun, isterse salo- 'nun en uzak kenarında bulunülsun, bu ses, her zaman işitilebilirdi; hiç bir zaman gürül- tü mahiyetini almamıştı. Onun sesi, söyledi- Tin mahiyeti kadar sevimli idi. klarında not kullanmazdı. Fakat Bri- and, kendine hâs bir tarzda, nutku için ha- Lâkin söylediği nutuk, hazırlamış olduğu nutui: değildi: şekil ve meali itibarile, düygu ve mizaçları üzerinde O çök okumazdı; yazmakatn nefret eder- dü. Fikirlerini, nütkünu söylerken tekemmül ““i: hattâ öyle sanıyorum'ki, çok defa, Numara: düşüncelerini, nutkunu söylerken - tertib e- derdi. Fikirleri âlicenaplık ve asalet ile dolu idi ama, çok ender olarak eksiksiz bir şekil- de idi. Çok kere bu düşünceleri, imkân anla- rını beklemeden, ileri geçiyordu: Zamanı müttefik diye alır ve güçlükleri atlatmak i çin, bu mefhumun yardımına güvenirdi. Briand öleli üç yıl oldu. Fakat bu geçen üç yıl, onun, dünya politikasında tuttuğu fevkalâde yere, bir halef bulamadığı ” gibi, kendisine karşı beslediğim bağlılık ve yük- sek saygıyı da azaltmadı. Bana, bugün Fransada, onun - bıraktığı şöhret aleyhinde bir cereyan mevcud olduğu söyleniyor; deniliyor ki, Briand, bütün işi gücü, andlaşmaları silkip atmak için bir komplo ve dolayısiyle de intikam - hazırla- mak olan bir Prusya Mefistofel'i tarafından, tuzağa düşürülmüş. bir akılsızdı. İşte o bı şekilde gösterilmek için, Stresemann'ın kâ: gid kırpıntıları kullanılmaktadır. Türkçeye çevren: Hikmet TUNA Bu itham, o mesud yıllarda, benim gibi, kendilerile gece gündüz birlikte çalışmış o- lan herkes için, mânâsızdır. Bu itham, Stresemanın'a karşı ne kadar dürüst bir hareket değilse, Briand'a karşı da © derece haksızdır. Ne iğfal eden, ve ne de edilen vardı. O- rada, geçmiş günlerin kan içinde kalmış o- lan harabeleri arasında, yeni bir sulh mâbe di kurmağa uğraşan bir büyük almanla, bü- yük bir fransız vardı. Kendilerini olduğu kadar, milletlerini de biribirlerinden ayıran uçurumun üzerine, bir günde köprü kurulamıyacağını her ikisi de biliyordu. Lokarno, her ikisi için de, bir işin bitmesi değil, bir başlangıcı idi. Belki, ara- sıra, geçici bir surette şöhretlerinin eksilme- si de bundan dolayıdır; çünkü, Lokarno işin- den haddinden, fazla şey beklendi. Ancak, onların eseri yaşamaktadır; bugünkü günde bu eser, Avrupada sulhun temel taşıdır. Britanyanın, Lokarno andlaşmasıı den silkip atması lâzım geldiğini meğe uğraşmaktadır. Böyle bir hareket için ise, sulh namına dâvet yapılmaktadır. Lokarno, diyorlar, Bri- tanya politikasının idaresini, Fransanın eli- 'ne vermekte, ordumuzla donanmamızı fran- sız politikasına hizmet ettirmektedir. Ve iddia ediliyor ki, Britanyayı, akla ya- kın hiç bir menfaati olmayan anlaşmazlıklara karıştırmakta ve dolayısiyle, bu karışmaklık bahtsızlığı olmasa, karşımıza çıkmasına da imkân kalmıaycak olan tehlikelerle bizi kar- şılaştırmaktadır. Fransa ve Belçikaya doku- nulup dokunulmaması bizi alâkadar etmez. Askersiz mıntakanın olup olmamasında da bir menfaatimiz yoktur. Lehistan koridoru- nu korumak için, kılımızı bile kımıldatmı- yacağız. Bütün bu şeylerin, Britanya men- faatlerini ifade etmemelerine rağmen; Lo- karno andlaşması, bizleri, bunlar için silâha sarılmak yükü altına sokmuş olacaktır. Yeni hocalarımız, nutuk ve yazılarında hiç olmazsa, bövle diyorlar. — fSanm -- , üzerin- telkin et-