13 Ocak 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

13 Ocak 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ga — $ // SAYIFA 4 ŞARKİ AKDENİZ VE SİYA ULUS BUHRAN KARŞISINDA TÜRKİYE Atina'da çıkan yarı resmi Lö Me. #aje Daten gazetesinin başyazısı İngiliz gazeteleri, İtalya - Habeş un Avrupaya da — bulaşması göre, Türkiye “hükümeti ve şavirleri bu hususta tam manı mutabıktırlar. Kamoy da, son yıl- a İngiltere ile Tü: iş olan yakınlaşmanın te- dadır. memleket arasında / esi sakı dostluğun gene kavvetlerinin artırılması için fevkalâ- e bir kredi kabul etti. Bununla be- yaber türk gazetelerinde fikirler ol- Gukça muhteliftir. Bu değişiklik kol- Tektif emniyet prensipinde değil, £ Hat sülh için çalışmaların alacağı şe- “ hil üzerindedir. İlk önce gu tex vardır: - Türkiyı Milletler Cemiyetinin azası olmak i hata olur., Fakat geriye — bitaraflığın sonuna kadar muhafaza edilip edile- miyeceğini ve bitaraflığın, herhangi gartlar altında, Türkiyeye en uygun sıyasa olup olmıyacağını bilmek ka- hıyor. Diğer tezde büyük bir enerjiy- hiyetli bir tarzda M Milletler Cemiyetinin, kollektit. emmiyeti temin için harb etmekten bı- le çekinmemesi gerektiğini söyliyor. Harb bir vazife haline giriyor. Millet- ler Cemiyeti, misal olacak surette bir defa kararını kuvvete istinad melidir. Ancak bu suretledir ki ka- rarlarını kabul ettirebilir. B. Yunus Nadi ilâve ediyor ki, Milletler Cemi- yetini bütün kuvvetleriyle - müdı etmek fırsatını kaçırmak — sulha olan memleketler için tamiri imkân- sız bir kayıb olacaktır. “Bir kelimey- le, harba engel olmak için, milletler onunla mücadele etmelidirler. Bu ka- rarın etrafında topliyacağı n sa) çok olursa, Yunuüs ettir. rını ,.ı... Akdeniz muş olmasını büyük bir hata sayıyor. Soru yalnız Akdeniz devletlerine de- dunmadığı hakkında — söylediklerini kaydetmeliyiz. Türk hükümeti, boğa: zecri tedbirlerin tatbikinin alabile- çekleşmesini takib et mektedir. Esasen türk hükümetinin bu husus- taki düşüncesi, meselenin üç yıl önce Cenevre'de o1 atıldığı ve garb devletleri ve hususiyle İngiltere tara fından reddedildiği — zamandanberi malümdor. Bu red, yalnız andlaşmala rın hükümlerine dayanılarak - yapıl- miyordu. İngiliz gazeteleri / askerlik- ten tecrid edilmiş bölgelerin geri de Türk hükümeti tarafından alınmış tedbirlerle boğazların birkaç sa yorlardı. Bu haberlere göre, boğazla: olmaktan faz. rın silahsızlığı, hal İa nazaridir. İtalyanlar altı ayda ne kadar sevkiyat yaptılar? Alman gazetelerinin Ünited Pres tihbarat servisine atfen Portanid'den al- dıkları bir telgrafta Süveyş kanalı şir ketinin resmi istatistiklerine — göre 25 hazirandan 25 ilkkânun 1935 - tarihine 13 SONKANUN 1936 PAZARTESİ Biz mi mesulüz? Büyük Britanya — ve milletler ce- miyetinin Habeşistan - anlaşmazlığın. 'da güdecekleri kişaf edeceğini kesdirmenin henüz laha zamanı politikanın nasıl in- gelme tahminlerde bulunmak kabildin Sulh teklifinin ingiliz parlamento- su tarafından reddedilmesi üzerine Eden ve Nevil Çemberleyn söyle- dikleri şeyler de bu meseleye bir ce- vabı diye sayılamaz. Tabintile, meçhul imkân çerçevesi içinde edilecek olan zecri ted. bir politikasına devam edileceğini işitmek de yetmiyor. Zaten, sulh tek- lifinin daha ilk anlarda - karşılaşdığı güçlükler — dolayisile, — İtalyanların ayır” demeleri hayı maştı. Fakat, bu”hayır”ın Parir ingiliz <miş olmasına hükümeti, gerekse Fransa, önünde tutmak gil lenmişlerdir. Bu arada, Akdenizdeki Ri; yalnız ingiliz donanmasına yüklenme- esi için, bir çok şekillerde görüşme- ler yahut da sondajlar yapılmıştır. Şurasi kaydedilmelidir ki, İngilte- venin, mesela, Atina, Belğrad ve An: görüşüne göre buna karşı yapı cek olan Ancak, Lodra yalanlanmaları, ıne giliz Dış İşleri Bakanlığında edilmekte olduğuna bir iş kabul edilecek olursa, yalanlama da değer bir keyfiyet olabilir bu söylenen Fikirlere karşı, her halde kayıtsız davranmamıştır. Bugüne kadar LonJra'da, Alm: ya'nın tekraz bir kollektif. sistemine katılmasına uakân vevecak bir polil ka güdülmek istenudiği temin edildi. Ancak, bir taraflı andlaşmaların <e ittifakı andıran . Almanyada, böyle için en büyük bir enge dam paktlarının, parlame öğrenilmiştir ki maalesef hâli fransız başvekili tler Cemiyeti ttifakı andıran yardım ve bu paktlarının telif edilebileceği de Milletler Cemiyetinin gayesiz kil etmekte olduğu kanaatindedir. Büyük bir rol oynıyan askeri ma- hiyetteki teşebbüsler, (Habeşistan an- Taşmazlığında İni Akdeniz donanmasına — taallük — etmedikçe) fransız insiyatifi ile yapılmaktadır. Hariyle, bütün diğer memleketler gi- fakat Milletler Cemiyetinin aza- | kadar Süveyşten geçen italyan harb Hakikaten Milletler Cemiyeti tar: l bert İ lüne üü zecri tedbirlere iştirak e- | münakalatının bilânçosu şöyle tesbit fını tutuyorlarsa, bunlardan. çıl B gaa amn tü devletlere sorulmalıydı. | edilmiştir: büyük bir gayretle sahalarda / yapıldığı da Kanada yolu ile Akdenizden Kızılde- nize 445 nakliye vapuru geçmiştir. Bu vapurların hamüleleri: 246361 Asker ve amele “ lletler Cemiyetini her şeyden önce sul - kun korunması için çalışan bir mües #ese olarak tanımaktadır. ve dünya- mın selameti namımadır ki bu mücsse- larından anlaşılıyor. Ancak, herkes de oynuyacaklarını kabul etmekle bera- B kerretnmcı . itenmektedik. | ber bu.ra: 24287 Kalır bilir ki, Ren nehri idere Baklamak için fi dile masisinin Akdeniz görüşmelerini bir harbına iştirake ve İtalya ile Ç ae vesile diye kullanacakları daha ön- dise yerine çok uzağım, şu halde mü- 268 Tayyare söylenmesine sebeb olan kayğular da e MallaĞARAAr ” G . Bu münasebetle ile- han şüphesiz ki şudur: ir çarpışma olacak olursa, Al- etmeye kadar gitmesi Türkiye ” ilmiye- | dahale etmeme lüzum yoktur,, diye- mez. Bunun tersine olarak, - bütün 39655 “Ton kömür devletler, böyle bir hal karşısında, ne 39480 Ton'odun vaTreLefrebilecekterini araştırmalı. a1 dırlar ve her develtin, ne kadar uzak 14775 Çimento olursa olsun, kendine göre bir iş 4481 Ton kükürt İacağı da muhakkaktır. 19000 Et Bu düşünceler, sahibinin şahsiye- 13308 “Ton alkollü içkiler ti ve Türkiye cumuriyetini idare e- 1660 Ton kibrit denlere olan bağlılığı dolayısiyle hu- 29009 Tön dinamit ausi bir kaymet alıyor. Alman gazete- 'TAB3 Tan yangın bombası lerine göre Türkiye ile İngiltere nra- 250,757 > #ımda yakınlık o kadar kuvvetlidir ki 29,573 icabında türk kıtalarının Mısıra gön- 9565 40,343 Ton cephane yepyeni değildir. Bu sözlerin hava si- lahı ile ve daha doğrusu, Avrupa kı- tasındaki hava kurumlarının İngiltere yi komşuluk” tan bahsettil bu “iyi komşuluk” Almanyaya - bir ifade Bu hususta / gazetelerde yazılan şeylerin hemen hemen hepsi de, Lond- ra tarafından yalanlanmakda olma- #men, bu yalanlanmalar, belki Bu teze göre, Türkiye cumuriyeti kükümeti, İtalyan - Habeş anlaşmaz- sana e ingi €emri vakilerle dolu olan görüşmelerin, ve yanlış tefşir Fakat Ren 'ma, zecri tedbir politikasını ye sokulmasına teferruat, mübalej lerine taalluku olal ilmesi bile gözetilmiştir. Gene bu zi sanırı parolar lükası yoktur! Küdae Ü Tei b l | a Tatk, böyle, sakeri yahd hava karşılık olmak üzere Lozan muahe- 8000 Ton içme tekniği danışmalarının, Lokarno and- | vr n Tarilerenin Avrupanın her desinin boğazlar hakkındaki hükmü- | — Ters istikamete de ayni zaman içinde | Tatması ve dolayı ASA İüMEkER SD LNŞN fında yapıldığı (bil kanaldan 338 gemi geçmiştir. Bunların taşıdığı 35,697 hasta ve yaralıdır. Bu | lerde, ingiliz büyük elçi makliyat için tediye iş olan resmin | ta Hitlerle görüştü.) hakkında gazete miktarı 1,423,508 ingiliz liras( ve 15 şi- | lerde çıkan mütalealar bile, hayret dintir yandırmıyor. Bu münasebetle, alman nün ilgası vadini ingiliz hükümetin. den almıştır. Fakat bu habere muvs biz miyiz? Ve nihayet Fransa' reddüd etmesinden dolayı biz mi me- sulüz? dır; bu gayeleri korumak için, yirmi beş iene müddetle dünyanın herhan 'bir memleketinden fazla akmış - tür kkanını akıtmak büyük Frankfurter Saytung'dan: bağlılık bu- dimi meselesi arasındı bir diplomat, kendini, ona muhalif olanların sosyetelerinde göstermemesi lâzımdı. O sıralardaki Bedford Herseği'nin kızla- rından biriyle evli olan Britanya Büyük El- çisi Sir Edvard Malet'e bir tavsiye mektubu getirmiştim. Sir Edvard ile Lady Ermyntruda (Ledi Ermintrud) ve o sıralarda büyük elçi- lik müsteşarı bulunan Mister Scott (Skot) başta olduğu halde, elçiliğin öbür azaları rla beni büyük bir nezaket ve samimiyetle kar- şıladılar. Şimdi Lord Rennell of Rodd (Lord Renel of Rod) olan Rennell Rodd. ile de dostluğum © zaman başladı. Eski mekteb arkadaşım Reggie Lister (Reci Lister) ile de dostluğumuzu o zaman yenileştirmiştik. Ne kadar yazık ki, belki günün birinde, dış işler hizmetinde en yük- sek mevkilere kadar yükselmesi ihtimali o- lan bu arkadaşım, Tanca'da elçi bulunduğu sırada, parlak kariyerinin daha başlangıcın- da iken, vakitsiz öldü. Acaba Lord Renneli, Potsdam'daki göl kenarında bir villa kiralamış olan Seott'lar- da bulunduğumuz bir pazar gününü, banyo ka: binesinde soyunacak yerde, kayıkta soyunup yıkandığımız ve umud edildiğinden az gi- nmiş olduğumuz günü, hatırlıyormu dive iyorum. O gün, kıral aylesinin yaptığı bir kayık partisiyle karşılaşarak, şaşırıp kalmış, ve do- layısiyle büyük bir heyecana kapılmıştık. Mis Seort, yıkanırken kimse tarafından gö- ilmediğini iddia edecek mevkide idi villasının bulunduğu - sokaktan, polis, ikl hafta aytılmamıştı. (Sonu var) : ÇEMBERLE YNİN HATIRALARI Türkçeye çeviren: Hikmet TUNA 1887 de BERLİN Yirmi üç yaşında bir delikanlı idim. Al- mcayı ve alman politikasını mümkün mer- be öğrenmek, yaşayış tarzlarını anlamak adiyle 1887 yılının şubatında Berlin' — gittim. Bir kısmını Türingen vilayetinin - kalıyor ve ertesi yılın şubatında İngiltere- oda şehrinde, bir kısmını da memle- — ye dönüyordum. 1914 de bir ziyarette bulun- le ailemin yanında geçirdiğim, yazın —mak için programımı hazırlamış olduğum ak ayları müstesna, bütün yıl Berlin'de — halde, o vakittenberi bir daha oraya gideme- . İkinci Vilhelm'in Berlin'ini hiç görme- diğim.gibi, cumuriyet Berlini ile de tanış- madım. Öyle sanıyorum ki, eskiden bildiğim şehirin, yalnız dış manzarası değil, iç karak- teri de, tekrar tanıyamıyacağım derecede de- gişmiştir. Yalnız. Prusya'nın hükümet mer- kezi olduğu zamanlara göre, 1887 nin Ber- lini, gerek dış görünüşü, gerekse âdet ve an- aneleri bakımından pek çok değişmemişti. 1870 harbının arkasından gelmiş olan spekü- lâsyon dalgasından ve bu dalganın finansal çöküntüsünden yakasını sıyırarak yeniden kendini toparlamıştı. Tekrar eski ve sade halini almıştı; Paris'e ve Londra'ya alışmış olan bir yabancı üzerinde, bir taşra şehri te- siri yapıyordu. Sosyete denilen şey de, he- men 'hemen yalnız zadegân ile ordunun za- bitlerine inhisar ediyordu; ağır endüstri he- nüz sahneye çıkmamıştı;. yüksek finansın hem serveti ve hem de ehemiyeti büyüyordu ama, saray bu yüksek finansı temsil edenle- re, içlerinden biri müstesna, yüz vermiyordu. Bu istisna gören şah: Rothschild (Roçild) müessesesinin alışveriş dostu idi. Bu zat, 1870 harbımdan sonra, NO: Fransanın verdiği harb tazminatı otoritelerin imkân içinde görmedikleri yi sek bir tutarda tesbit edilebilmesine bi yardımı dokunmuş olması dolayısiyle, marek — (Bismark) Bis- in takdir. ve tevec - cühünü kazanmış olan Bleichröder (Blayş- röder) idi. Bleichröder, kendini en yük- sek mahfillerde gösterebiliyordu; fakat, ba- na anlattıklarına göre, sarayda verilen balo- lara kıziyle birlikte gittiği zaman dans ede- cek kimse bulamıyan matmazel ile dans et- meleri için subaylara emir vermek mecburi: yetinde kalıyorlarmış. Sınıflar biribirleriyle içli dışlı olmıyor- lardı; sanat ile edebiyat, yalnız Veliahd ile, aslı ingiliz olan karısının - toplantılarında takdir ediliyordu. Sıyasal ayrılık çizgisi de, çok bariz bir şekilde çizilmişti. Bir gün, Bri- tanya Büyük Elçisine: — Bamberger'i arasıra görüyor musunuz? Diye sormuştum. — Hayır; çünkü bu memlekette, onlar; hiç bir zaman hükümet kuramıyacakların- dan, muhalefeti tanımanın da hiç kıymeti yok; bundan başka, muhalefetle tanışıp gö- Tüşmek, yüksek makamlarca da kötü bir te- lakkiye uğrıyor. Cevabınr vermişti. Bismarek'ın şefaatine kavuşmak istiyen düş — em

Bu sayıdan diğer sayfalar: