B ee e SAYIFA & Komplo fik buldüğunu söyledi. Yanına çaçır değı jandarma kumandanından, gelen ifreden bahsetmeden doğrudan doğ: kin verdiği bir ifade sertliş Jandarma istedi. Kumandan redeti 've ancak doğrudan doğruya kendine muhavvel olan ve mahiyetini bildiği işlerin tahsi, kuvyet vere- bileceğini söyledi. Tahkikata memur edilen muhtar İş bu safhaya dökülünce, kayma: kam Muhtar Molla Mehmed va; İle tahkikat yaptırmağa karar verdi. Ben de nahiyeye döndüm. Şifrede su- tçılara yataklık edeceği bildiri len Üzeyirin hasmı / olan Altınboga köyünden Harun delâletile Üzeyirin dahvalini tetkik ettirmeğe - başladım. Üzeyir köyde bazı düşman- darının kendisi aleyhinde bir ittifak / yaptıkları hakkında istida verdi. Tah- kikatım neticesinde bunu meydana çı- kararak Anderin müddei umumisine gimdi oradadır. Bi hiye karakol / kuman: edilmesini yazmış. Karakol kuman- danı da beni Tertibat aldik ve bu taharriyatı yaptık. Bir gey bulamadık. Gene bir gün kazaya ya gitmiştim. Nahiyeye dönerken yol- Haruna re velce verdiğim vazifeyi O da meşhur kaçakçılardan Hamdi: gelmez kaymakama vazi- yeye geli yeti telefonla haber verdim. Şemsettin nasıl tevkif edildi? Bundan sonra izin alarak Elbista- (aa gittim. Avdette nahiyeye yaklaş- “tuğım sıralarda bir kalabalıkla karşı- Aaştım. Bunlar vali, - kaymakam, BB. “ehçet, Osman ve maiyetleri li benimle Elbistana gitmek istediğini “söyledi. Yolda misafir kaldığımız yer- “de tabancam alınınca vaziyetten şüp- “*clendim. Nihayet Elbistanda / veki Mevkuf olarak Ankaraya / geldim. “Afuhtelif tarihlerde sorguya çekildik- den sonra nihayet huzurunuza — gel- dim. İlk ve ihzari tahkikat / zabıtnı delerimi kabul ediyo- İdrisne diyor? den haberi olmadığını, suçlul: amadığını, ceza evinde mevkuf olma- smnın sebebini soranlardan anladı; diye bir iş için ge tirilmiş bulunduğunu “su” kelimesini fanlamışsa da “kas,, ın ne demek ol- duğünü kavrayama: kimsenin inden ayrı odada bulun- onlara da ne - yapıldığını bilemiyeceğini söyledi. İdrisle Şaban nasıl tanışmışlar? İdristen sonra reis maznunlardan Şabana bir diyeceği olup - olmadığını “sordu. Şaban ilk tahkikat zabıtname- tekrarlıyarak Kün- betire atla üç çeyrek saatlik bir uzak- ikta Üzeyire rastçeldiğini ve nereye ilerdeki çadırda için iyeceğinden — ve hattâ anlatması bile doğru olamıya- <ağından dolayı bir at davası için An. derine gitmekte olduğunu söyledigi “ğr Beşire misafir olduğunu; bölük ku- mandanının Kara İsmailin Üzeyirin evinden ve köyünden araştırılması se- bebini bilemiyeceğini / ve suikast için zeldikleri söylenilen kimselerin mek- *up verdiği ifadesini bu sebeble kabul etmediğini ve Üzeyiri yalnız şahsen fanıyıp ne münaferet ve ne de husu: siyeti olmadığını söyledi. Reis Üzeyirden, Şabanın ifade: kar ULUS 10 SONKANUN 1936 CUMA Maznunlarının Dünkü Muhakemeleri ibi Şabana Kara l gusu sırasında anlattığı tesadüf ettiğini ve köyüne maili tarasud et K için çe bir zaman hiç anlamadığını ve bu sonra işittiğini anlattı İsmailin anlatlıkları. , şabanın kardeşi İsmail Sır bir yere götürüldüğünü ve orada emni.- . İsmail bir. gece bilmediği yet müdürüyle herhalde büyüklerden olması icab eden iki kişinin daha bu- kunduğunu ve hâdise hakkında soru- söyledikleri gibi cevab verdiğini, oradan emniyet mü- dürlüğüne götürülerek bir odaya ka bulunan - polise ufak deliği aç makine ile söz söyletecekler diye korktuğunu bir. dan süallere şimdi uldığını, yanında diye emir verilince az sonra perdenin kalkarak dım.,, diye bir ses işitince ferahladı- Aını, çünkü buraya getirilmeden evel bulunduğu yerde Üzeyirin kendisini üt sürette her şeyi kabul öylediğini, bundan — sonra teşhis müamelesi yapıldığı: #ını, Üzeyirin - köyünden mesafede bulunması dolayı: 8-10 sant le kendi: Müddei umumi B. Baha Arıkan Eşref, Receb Kaptan, Talip Ağa, Tahi Kâzım, Mahmud, Hoca Es: Hac Kâmil, Aziz, Yakur med, / Çerkes Etem, Çerkes Reşid, Ali oğlu Tahir, Bu münasebetle müddei Çerkes Emin, Çerkes Tevfik, | çok dikkate şayan bir jest meselesi ol - B. Sadri'ye Yahya'nın bu itirafı önünde emniyet di. muştur itirafta - bulunan rektörü heyecan duymuştur. Bu an ne kaleme gelir, ne de zabta. Yahya o anda izahı müşkül tavır ve jestler göstermiş. tir. Ben bu nnt ühterem mahkemenin Sadri'nin ağzından dinlemesini ve te evvür etmesini çok faydalı gördi içindir ki kenı tini şahid gösterdim Bundar, sonra Sadri'ye üsülen yemin | ttrilai. Ve Sadri / müşahedelerini an İatmaya başladı. — Yahya muhtelif ifadelerinde Iz mir ve İstanbul'da suikast - şebekesinin mühtelif elemanları bulunduğunu söyle Bu nokta üzerinde Yahya'ya yı sünller soruyordum. Bunların kimler ol- düğünü öğrenmek için. Yahya yüzüme baktı. Derinden bir nefes alarak: “Size son bir sırrım var,, dedi. Fakat söyliye- Sustu. İsrar ettim. Bu işin başında Ali Saib var 'onun çiftliğinde talim görecektik. Bu limi © bize yaptıracaktı. Sonra Ankara. ya gelecektik. Burada kimlerle edeceğimizi sonra söyliyecekti dedi.> Tabü Ali Saib ismini hayretle kar atladım. Sararmak sırası baz — Yalan söylüyorsun Yahya dedir — Yalan söylemiyorum diyerek ifa Bir temas bize Muhakemeden bir görünüş: Heyeti hâkime, müddei umumi ve salonu dolduran dinleyicilerden bir grup everi oldu- bulunan suçlulardan O gka hiç bir maznunu ta Üzeyirle 4-5 ve bu şahsen e Şabanın, İstanbulde olduğunun tesbit edildiği cihetle me- selenin esasen varid - olamıyacağını, müstantik kararnamesinde - göz yaş de ifade vermesinin iki suret le anlattığı görülmekte olup 17 sene- denberi arkasından koştuğu ve ülkü- bu vaziyeti muhakemenin vicdaniyesine terkett n kararname hakkında bitmişti. Reis, Maraş- ta, askeri Abdülkadi kendisinin muhafazakâr ve Atatürk aleyhinde bulunur bir adam - olduğu hakkında gelen bir mektuba karşı e ldris; diyeceğini — sorduğu dülkadirin; oğullarının olduğunu ve kendisiyle “yârenlik par,, bulunduğunu, bir düşmanlığı. kuv sakla- nıp muhafaza edilmezse hayatının bi- le tehlikede olacağını - ve bu huzura cumuriyet ve Atatürk sayesinde ka- vuştuğunu söyledi. Bundan sonra mahkeme reisi bazı aların okunacağını - söyledi. Bu vesikalar arasında Yahya'nın Suriyeden Yakupla birlikte kaybolduğunu bit eden resmi vardı. Yahyaya sordu.: ir vesika Reis — Buna ne dersin? Yahya cevab verdi: — Ben yakubu Yafada ve Fili de gördüm. Başka yerde görmedim. İkinci vesika olarak Suriye komi- serliğinden Dış bakanlığımıza gönde rilen bir tezkere okundu. Bu tezkere- ede bulunan ve bulunma- hakkında malümat vardı. ismi geçenler şunlar: dr: Haydar Hoca, Abdülkadir Kemali, kardeşi Mahmud Nedim, Kuşçu başı — Bay Reis dedi, bu listede i evelce Yahya inamede u- zun uzadıya bahsedeceğim. Yalnız bu noktayı istitraden tebarüt ettirme- #i faydalı görmekteyim. Reis aynı münasebetle Yahyaya bır sual daha soraral — Yahya Suriyede pasaport, ika- met tezkeresi gibi. formaliteler yok mudur? . Şu cevabi aldı; — Yoktur. Gene vesikalar ldri lâkadar eden bir mektup okundu. Ve İdria izahat vererek: sında Mazmunlar sağdan sol ı yrar etti ve Etem'in ona Ali ehemiyet. — Maznunlara zabıta tarafındı a müamele edildiği Onlara poliste kimse dayak atmamıştır. Bile hepsine şefkatle muamele ettik. Mesela Yahya'ya elbise verdik. karnını doyur- dük, Yatak temin ettik. Rei — Bu itiraf karşısında ne yaptınız? — Tabü iş böyle mühim bir - safha arzedince, Valiyi haberdar ettim. © yalandır. Alı Saip Ursavaş, İsmail, Şaban, İdris, Şemsettin, A rif, Aziz, ve Yahya — Beş sene evel Hicaza / gitmiş- Harice başka seyahatim yoktur. 5 senedir Maraşta otururum. Bu mektubu belki Suriyeden kardeşimin çocuğuna yazmış olabilirim, dedi. Vesikalar okunduktan sonra iddia makamınca davada yeçâne âmme şa- hidi olarak gösterilen Ankara emni- yet direktörü B. Sadri Aka mahkeme- — Tahkikatı si zidare ettiniz? l5 - ticvabları yaptınız. Bunlar haricinde bu iş hakkında — Ali Saib müstantik huzurundaki ifadesinde Yahya bu ifadelerinden vüc . edecektir demiştir. Ve garibtir ki iki üç gün sonra Yahya ilk ifadelerinden dön- müş ve tamamen inkâr yoluna sapmış - tır. Bu nasil olmuştur. Neden? Bunun üzerinde durmayacağım. Yalnız Yahya- 'ın zabitadaki ifadelerinde Ali Saib is - mini telaffuz etmiş olma: Yahya'yı dinledi. Bundan başka İç Ba kan, İç Bakanlık müsteşarı ve Umum Emniyet Direktörü huzurlarında da Yah. ya itirafını tekrar etti. Sadrinin bu izahatından sonra - reis maznunlardan Yahya'ya, Üzeyir'e ve Ali Saib'e — Ne dersiniz? dedi. Ali Saib Ursavaş ise dedi ki: — Tabüi Bay Sadri döğen ve söyle - 'ten kuvvetin başındadır. Daha sonra id- 'm bir gencin ifa dia makamını işgal e demi tahrif etmesine tahammül edemem. Müddei umumi itiraz etti: — Tahrif kelimesini reddederi Reis, Ali Saib'in istintak dairesinde ki ifadesini okutturdu. B. Saib bu ifade- sinde filvaki Yahya'nın ifadelerinden rü- cu edeceğine kani bulunduğunu vi mişti. Ali Saib sözüne devam ederek: — Ben birkaç sene evel ” mecliste yeni matbuat kanunu / gör Arif Oruç gibi bir hain yapmıy, n. Onu Çerkes Etemin ya: suna yollayalım, demiştim. Bu beya- natım meclis zabıtlarında vardır. Bun ları söyliyen ben nasıl oluyor da met- küre düşmanım bir adamla birlik ota- yım? Bu nokta hakkında dile- mahkemenin tenevvür Acaba Yal a ve Arif be mimi hangi membalardan almışlar: Mi Saibin bu ifadesinden sonra müddei umumi Baha Arıkan tekrar söz alarak Bütün cihan efkârı ömmesi lir ki, yet teşekkülleri vardır. Bizim de var her milletin kendi gizli emni- dır. Ve bizim teşkilâtımızdan bir aya- iki raporu #ühterem mahkemeye takdim ediyo- 'nin makamımıza verdiğ rum, Heyetiniz raporları tetkik eder. Münderecatına kanaat dinlenmesine şahid olarak dinlersiniz. Nihayet Türkiye bir xja- nını icabında feda eder fakat adaleti feda etmez. Bu takdirde emniyet işine teallük eden başka türmezse bu ajanın burada Tüzüm gösterir, mahkemede © ajanına vazife vermez. Tevsii/ tahkikat için başka bir ricam yoktur., Ali Saibin müdafa vekili “ Hamid Şevket iddia makamının bu hareketi- 'Dava eden me itiraz etti. ve edilen vaziyetindeyiz, dedi. Eğer bu raporlı delil olacak birer kaymet ifade edi yorsa münderecatından haberdar ol yamız lâzımdır, dedi. Müddei umumi bunun üzerine ap nın ismini söyledi. Ve emniyeti umu- miye ajanlarından İzzet olduğunu ve âmme namına şahid olarak göster diğini ifade ederek ilâve etti: Delillerimize o kadar emniye- imiz vardır ki devlet otoritesine da- yanarak bu davayı kazanmış hissini vermek istemiyoruz. Saat 22 ye gelmişti. Reis vaktin geç olması dolayısiyle muhakemeye cu- Dayanıklı yaş sek wtışlıı-mek için tedbirler alımıyor Bilindiği üzere, büyük harbtan s01 ra, Avrupa memleketlerinde, bilhas- 3a merkezi ve şimali Avrupada vita- bol meyva ve sebzelere büyük rağbet başlamıştır. - Bunlar ara: sında tomates, Avusturya ve Alman- yada pek çok aranmaktadır. Bura ra, yalnız Kanarya adalarında yeti- şen yuvarlak, dilimsiz tomates ithal edilmektedir. Bu tomateslerin yuvar daklığı çok muntazamdır ve kış orta- va kadar dayanmaktadır. Komşu memleketler bilhassa Bul- garistan, merkezi ve şimali avrupı ların fazla tomates istihlâk ettiklerini güz önüne alarak, bu yıldan bu memleketlere tomates ve tomates salçası göndermeğe - başlamışlardıı Tecrübe mahiyetinde olarak gönderi len bu tomates ve salçalar iyi fiatlar la müşteri bulmuştur. Ekonomi, - bakanlığı, izde külliyetli mikdarda yetişen to- tesi de ihracat mallarımız arasına almağı düşünmüş ve bunun üzerinde Türkofisin baren memleketi: çalışmağa — başlamıştır. Madrid şubesi vasıtasile, yalnız Ka- narya adalarında yetişen, tomates to- humlarından - getirtilmiş ve Tarım bakanlığına verilmi Tarım. bakanlığı, bu. tohumları kendi tohum tecrübe - istasyonlarında teksir edecek ve mem- yetiştirmeğe çalı dan bir mikdarı da Trakya umum mü- fettişliğine verilmiştir. Umum müfet- tiş General Dirik, bu iş üzerinde ç hışarak, Trakya çiftçilerine yeni bir çalışma mevzuu bulmak kararını ver- miştir. Esasen memleketimizde - tomater fazla mikdarda yetişmektedir. Bu ye- tohumlarla iyi cinste mahsul yetiş izin yeni bir ihe tirilirse memlek, cat maddesi kazanacağı alakadarlar. ca kuvvetle tahmin edilmektedir