NUN 1936 CUMA Türk Gagauzlar Gagauz lehçesinin hususiyetleri Gagauz türkçesi, Türk di a büyük bir hız ve önem ve- malar miş olan şu 5 bilhassa çekmesi lâzimgelen yetlerle doludur. - Bu lehçe, dürkçesine benzemekle beraber ana dille irtibatı çok zaman önce kesilmiş olduğu için, ona nisbetle bugünkü di limizden biraz daha fazla ır. Buna İstanbal Türkü için, Anadolunun ba- 21 taraflarında söylenen lehçelere na: zaran çok daha kolaylıkla Bunun sebebi de, Gagauz değişikliklerin şekillerinden fazla cümle teşekkülle- izcan'ın sentak- rb dille. ayrılmış. yen, Gagauz lehçesi, bir anlı hçesrinde telaffuz kelimelerin rinde oluşudur. Ga # bütün türk lehçeleri içinde, Gagauzların, çok ında kal- zaman yabancılar arasını ve yabancı dillerin tesiri al mış olmaları gösterilebilir. Bugünkü Gagauz lebçesine bir ör nek olarak - Mihal Çakır'ın, 'Gagauzla Ramen harfleriyle basılmış olan rın İstoryası” adlı kitabının başından parçayı, aynen, aşı liyoruin “Nice Besarabyada, yöle da rocada var çok küy, çok erleşme, ne- rede yaşrirler süde Gagauzlar. Gaga- uzlar her yerde - tutuirler dinini, zere onlar ortodoks olup, ey- dinli, religiyalıklı, deyanetli insanl ir lafedirler pak türçe, yöle nice lafederlermiş eski der. Gazav: larda cümle itsanlar, türk soyundan. Gugauzların dili, lâfı taa aslı türçe- dir, taa paktır. Osmanlı Türklerin di dinden, zere Osmanlılar çok laf, çok ab. söz almışlar farsizlerden hem lardan. insanlardır Gapauzlar, senselebaşı Çataları), nereden onlar Dobro. caya, nerede yaşamışlar, baştanbaşa. zelmişler Besarabyaya, hem Gagauzlarda yok - ne literatura, ne yazılı kihatlar. Şindi edek Gagauzlar Bu örnek parçadan görüldüğü füiller bugünkü türkçemizde olduğu 'vır bu dile geçirilebileceğin: görürsü- 'nüz. Bugünkü dilimizde mevcud olan meselâ: “Yaşadıkları, olduğunu, o- lan, geldiğinden” gibi cümleye yumu- şaklık ve ifadeye kolaylık türkçenin bir husı iyeti olan şekiller Gagauz lehçesinde bilinmiyor. Bunun Yaşadıkları — nerede - yaşıyorlar. Gagauzların ne türlü insanlar oldu gunu — ne türlü insanlardır Gagauz- İar. Yalnız gelmiş ol yalnız. Bakmalıyız hani gelmiş Alayım, almı iktidari ve yerine onlar lâzım almağa, olur al- #ibi ifade kuvveti daha zayıt şekiller kullanmak / meeburiyetinde rda, dikkatimizi | dirler. Türkçenin bu sıygalarının nis- beten yeni olduğunu, çok önce dille irtibatını kaybetmiş olan Ge uzların lehçesinde bu sıygı lamayışımızdan ileri süre gauz lehçesindeki bütün sayısı beş altıyı geçmez. Profesör T. Kowalaki Gagauz leh- çesi hakkında şu hükmü veriyor: “Os- manlı dili gibi Gagauz dili tabiri de hiç bir haklı sebebe istinad etmiyor. dehçi siygaların Çünkü ikincisi birincinin den başka bir şey değildi Besarabyada oturan dehçesi Bulgaristanda ve Dobrucada kalmış olanlarınkine bakarak Osman. lan daha fazla uzaklaşmış ve be- dile nazaran karakteri ı Moşkof şöyle tesbit ediyor: Seyret Filmesi; lcükedakili dişirim. 2 — Iğ hecesinin kaybolması: Ba; a — balaa, sacağı — sacak 3 — e, ö, ü, sadalı — harfl önce bir y ilâvesi: Ekmek — yekmek, üzüm — yüzüm. Buna karşılık aynı sadalı harfler- den önce mevcud “y” sadasızının kay- boluşu: Yemek - imek, yüzü — üzü. inden inda o ü ve ö ye çevrilmesi: Çocuk — çöcük, cuma — cüma. (Bu Hal daha başka Türk lehçelerinde de görülür). kelimelerin sonunda de ki kaidede olduğu gibi lerek küvvetleni yüklenmen Tüffuzu. 7 — & ve y harflı rilmes ve bunların uzatılarak te- in (v) ye çev. boğa — buva, yuğurmak — köy yuvurmak, doğmak — köv. 8 — Son eklerde, ondan hece nasıl olursa olsun dai şeklin kullanılması: giderkan (gider. kana şekline de rastlanır), içindan. dovmak, ULUS SES 5.»| $> İPOR LİK MAÇLARI Ankara ayaktopu kurulundan: 4/1/936 Cumartesi 1 — Çankaya — Altınordu genç takımları. Saat 14 de,. 2 — Ankara Gücü — Gençler- Birliği ikinci takımları. Saat 15,15 de. 5/1/936 pazar 3 — K. Kale Gücü — G. Bir- takımları. Saat 12,30 da 4 — Çankaya — Altınordu bi- i takımları. Saat 14,15 de. 9 — Buraya ve oraya yerine bura- ya ve orayı. 10 — b ve dnin bazı p ve t ye çev. dolü — filmesi: binmek — pinmek, tolu, di — Hal birine yakın şekili siygar güzel öz Türkçe kelimelere rastlıyo- ruz. İşte birkaç tanı gelmek Başlantı — menşe, mebde Dolay — civar Yerleşme — koloni Onuştan — o yüzden Bağlantı — muahede Uzlaşmak — itilâf Uzlukdu, barışmaklı — sulhperver Bit Ayırma — müntehap İnandırmak kâğıdı Öğredici — muallim. dillerinde bulama- ki bunlar daha fazla kültürel sözlerdir - beraber ya: yadıkları uluslarm dillerinden almış dardır: İstorya — târih, tiparlamak — tabetmek, apostol © aziz, v. s. keza bütün rexmi sözlerin de türkçe olma- dığını, vali, devlet, mahkeme, mek teb, vergi gibi türkçe kelimeleri bil- öylemiye hacet yoktur. nihai bon servis dıkları, kalimeleri, türülerek gömüldi Dil Hakkında: Etimolojik ve Morfolojik XIL inci Anket 1 — Yol 2 — Yön 3 — Yor 4 — Yok 5 — Yüz 6 — Yer 7 — Yük in, son derece ferdleş. oldukları soy adlarmı kaybederek Ahmed, Meh- anonim adlarla - kaldıkları adlarından bazılarını buraya kaydediyorum: Karabacak, Kula, Kâhyaoğlu, Kürk- çüç Kapsız, Kolcu, Bayraktar, Fazla, Öksüz, Karakulak, Kusursuz, Kazmalı, Çatallı, Koyun cu, Balcı, Süpürgeci, Topuzlu, Kıra: bakan, Kısa, Uzun, Kalın, Paşalı, Yu: darcı, Kıvrak, Zavrak, Bölek, Kısır, Keser, Gevşek, Tüzekmek, Gözen, Kasım, Efendi, Gılgır, Balaban, Bu: dak, Biyikli, Beyoğlu, / Perçekli, Kıl- çık, Kapçıklı, Köse, Kese, Keleş, Ken- digelen, Kaynak. Yaşar NABİ -8—Yel 9 — Yar 10 — Yaz kelimelerin ilk ve l kökleri nelerdir? 1D) Bu kelimeler nasıl teşekkül etmişlerdir? I) Bu kelimeleri - teşkil etmek için köke ilâve olunan ekler nelerdir ve eklerin her biri- nin mana ve farkları bakı mından rolleri ne olmuştur IV) Bu araştırma neticesinde A - Türk dili kökleri vı B - Türk dili ekleri, ve, C Türk sözlerinin teşekkü lü hakkında bir kaide çı- karmak mümkün müdür? Yukardaki on ikinci dil anke- timize okurlarımızın verecekleri cevablar, gazetemiz yazı işleri di: ve türk tarihinin kahramanlık sayfalarından len aziz şehitlerden otuzunun ker yazmıştık. Resimlerimiz, Gaxiantı Nari Conker, Ali Kılıç, Ömer Asım Ak soyun da bulunduğu ve bütün Anteble yakın kazaların iştirak ettiği bu törende şehidler amtına götürülen tabutları —— 've Gazianteb müdafaasını yapan kahramanlardan bir arupu göstermektedir. Demir endüstri nasıl kuracağız ? (Başı 1. inci sayfada) 9 milyon tira Dahili imalât büyük bir döviz mir eşyanın — yalnız cevherini dan alınacaktır. Günlük istihsal Şimdilik günde 400 tonluk istihsal »— de bulunacak bir yüksek oc k inşası dük günülmektedir. . Devlet demiryollarının kasancı Demir endüstrisinin Karabük'te ku- rulmasiyle, Devlet Demiryollarının mü- nakalâtı fevkalâde artacaktır. Hesablar göre demir cevheri, mamülütı. nakliyatı, 106 milyon — tonu İacaktır. Bunun diğer bir hususiyeti zirantçi mıntakalarda olduğu gil nakalât sezon hareketine tâhi / olmuya < — <aktır. Nakliye işleri senenin her mevsi- mine aşağı yakarı müsavi olarak / tevzi edilmiş olacakta «& rektör tüne göndermelerini rica cevabları sırasile koyduğumuz gi- bi bundan böyle de koyacağız. ULUS'un re Yazan, Anatol FRANS Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Via teşi Alfieri günlerinden içinde, —Jak'ın öpüşlerini da duyarak ve sevildiğinden dolayı kendi kendisini severek, tam bir hafta, tamamiyle deruni bir hayat sürdü. Yeni tuvaletler yap- tırmak için ince bir itina, dikkatli bir zevk Kendi kedine hoş görünüyor, ken ni beğenmek istiyordu. Postada gelmiş mek- tubu olmadığı zamanlar deli gibi kaygıli, Tu Jak'ın kendisine & üzerinde dostunun geniş ve süslü yazısını ta- Jak Terez'e, her zamanki alırken elleri titrek ve neşeli olan Terez, ha- — Nihayet buluştuk! tıralarını, arzularını ve ümidlerini âdeta yu- göremeden öleceği tuyordu. İşte yırtık, buruşuk, yanık saatler hafta « bövle gelip gectiler. Tefrika: 76 Kırmızı Zanbak kalan sinden çok önce istasyon; keceği bil: züldü. Tasavvurlarında i rez'in önceden tahmin edememiş olduğu bu gecikme ona bir ihanet gibi geldi. Üç cev- rek saat uzunluğunca, holun camlarından sü- tatlı a- - zülen hava, sanki onun, vücudun. Bıkkın bir halde beklerki mış olan güneşin ışığı ar: tıma yanaştığını, arabalar ce olduğunu siz bilmezsiniz; Yalnız, Jak'ın geleceği sabah Tereze kör- kunç sürette uzun göründü. Trenin gelte- iriliyordu. Bundan dolayı çok Ü- dakikalarını birer birer ölçen uçsuz bucaksız bir kum saatinden üzerine dökülen tanelerdi. tarının kocaman ve uysal lokomotifinin rıh- kalabalığı arasından da, ince ve yi ğru ilerledi; iden korkuyordum. Bir 'den uzak yaşamanın nasıl bir işken- da idi. Trenin geci. iyigörülü olan Te- kaybolmuş - saadet en, oldukça alçal- asından, sürat ka- avluyu cekleri: eçtiler ırdan fırlıyan yolcu içten ve şiddetli bir avlunun dip dedi. Sizi - tekrar ben de bil yordum. Via Alfieri'deki köşke kaç kere git tim. Odada, o bildiğin eski pastelin karşı- sında aşkımı ve hiddetimi bağırdım. — Ya ben! seni çağırmamış, seni isteme- miş, sana doğru kollarımı uzatmamış oldu ğumu mu sanıyorsun? Mektuplarını, elmas: larımı koyduğum çamaşır dolabına saklamış. tım. Geceleri tekrar tekrar okuyordum: çok zevkli, fakat tedbirsizce bir şeydi tubların sensin; yetmez derecede sensin. Sandıklar yüklü 'erez Jak'tan sordu. Jak cevab vermedi. İşitmiyor gibi idi. Te- rez sözüne devam etti — Gidip evinizi gördüm. İçine girmeğe cesaret edemedim. da, güller arasında, bölmeli pencereler gör- im. Ve kendi kendime: “İşte burada!” de- bu. Mek- Tüzumundan fazla ve gene arabaların koşuştuğu Bir arabaya binip binmiye- Parmaklıktan - bakarak tarafında, bir çınarın ardın. Jak artık onu hiç dinlemiyor, hiç ona bak- miyordu. Onunla dırımı geçti ve dar bir merdivenden, yonun arka tarafı boyunca uzanan tenha bir — sokağa vardı. Burada, kereste mağazaları kömür depoları arasında, alt katında bir lo- kantası, Masaları da olan bir otel bulunuyordu. Ote- — Tin boyalı levhası altında beyaz perdeli pen- cereler görünüyordu. Terez sordu: — Beni nereye kaç? Yedi malıyım. Biz iki çılgınız. Ve kırmızı damalı, bir ceviz karyola Terez merdivenlerden inerken: — Jak, dostum. biz çok - bahtiyarız; yatı çalıyoruz, dedi. | irlikte, hızlı hızlı bir ist aya kaldırımı üzerine - sıralanmış sartr kücük kapımım karanlıkça korido- ötürüyorsunuz? — Saat dönmüş- bulı buçukta eve bir halı ile dösenmis bir od unutus dakikası tattılar.