6 Aralık 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Adımız, andımızdır 6 İLKKÂNUN 1935 CUMA Son haberler ikinci sayfada Heryerde 5 kuruş ON ALTINCI YIL No: 5160 Habeş taarruzunun başladığısöyleniyor İtalyada bozgun habercilerine karşı şiddetli tedbirler alınıyor Harrar'ın cenubunda habeş atlıları Uçak korkusu ha beşlere gece baskını Başbetke PARTİ KONGRELERİ Parti çasşmalarının bütün yurîi genişliğinde, heyec?nlı bir hllîl:e ; dığı günler içindeyiz. N:un v gazetelerinde; yeryer toplanan n çok semt, nahiye ve kaza pnkr kongrelerinin çalışt__ık_!arını ve ka- rarlar aldıklarını görüyoruz. Semt kongrelerine kendi çev- resindeki partiye kayıtâı her yurc!- iriyor: Ve hepsi de rey veri- Ş:: ':iıi-ııy söylüyor. Bunltîr "ken__dı ıen';tlerine göre toplı_ıca duşıfndu:c- lerini bir dilek halinde bağlı ol- dukları nahiye kongresine veri- yorlar ve o kongrçde bulıı:lrııhciı;l: arkadaşlarını ıeçıym'lııâ;ıekıerini i de semtlerin ri î:nıîrlîi';'enîn bütişnlüğ_üne lgozı—î yapılacak işleri ıncelıyoş._“;en kongresine — veriyor Ve içii z burada çalışacak kuıııelen î?"e : yor. Kaza kongreleri de_ vi :ıyri kongrelerine karşı bıı" hizmetle! ; kendi hacimlerine göre yapıyor lar. : ; Görüyoruz ki parti çerç.eveı.ı içinde ve geniş ölçüde yurd ı.şlen inceleniyor, ihtiyaçlar ele.myor, yurddaşlar mesuliyet ve vazife ve- receği adamları kademe kıdeıırı:i seçiyorlar. Bu seçiş yalnız pa örgütünü kurmakla — kalmıyor. Yurddaşlar biliyorlar k ? d belediyede, umumi meclıst_e _qu- met alacak ve bu kadrolar içinde mahallin işlerini görecelş yurdda?— ları ayırmakta bu seçimin ayrı bir önemi vardır. Z Kongrelerde yalnız yeni ııltıek- ileri sürülmüyor, geçen yıllar- :î: ;ıîeu?msış kararlarm_qa ne dere- ceye kadar yerine getır.ıldıgı araş- tırılıyor. Yapılamamış işler varsa sebebleri aydınlatılıyor. Bütün bu istekler ve kararlatr halkın toplu ihtiyacını ifade eftş— ğine göre ya devletle ve hususi i- dare ile, belediye - ile yahud dn' köy ile ilgilidir. Büu yönden pırtf kongreleri halkın her mana.dıkı devlet çalışmalarına arasız bir su- çette iştirakidir. Ve bu iştirak ha!- kın devlete olan saygı ve sevgisi- ne, iş ve başarı kuvveti de kat- maktadır. Yurdun her yanında bu değer- de binlerce kongre çalışırken bü- tün memleketin Büyük Parti em- rinde ilerilik ve genlik _yolunîln gittiğine ne kadar içten inandığı- nt görebiliriz. e ÜNAL Adisababa, 5 (A,A.) — Des- siedeki süel meclis konuşmalarına devam etmektedir. Söylendiğine göre imparator, şimal cephesinde- ki ordu şeflerini ziyaret edecektir. JAtalyan uçak filoları her iki cephede büyük bir faaliyet göstermektedir. yaptırtıyormuş Tembien ve Gheralta cephelerin- deki çetin çarpışmalar devam edi- yor. i Takazze nehri yakınında bü- yük 'ir muharebenin vuku buldu- | ğu söyleniyor. Cibuti, 5 (A.A.) — Royter a- jansı aytarından: Henüz doğru- lanmayan bir habere göre, habeş- ler, dün akşam, karanlıktan isti- fade ile, Makalle cenubunda ilk defa olarak ciddi bir taarruza geç- mişlerdir. Tafsilât yoktur. İtalyada bozguncu şayialar mı dolaşıyor? Roma, 5 (A.A.) — Bozgunculuk şa- yiası çıkaranlara karşı şiddetli tedbirler l ştır. Bu münasebetle Popolo d'l talya gazetesi aşağıdaki ihtarı neşret - mektedir: “— Polis, mücrimler kim olursa ol- sun, merhametsizce hareket edecektir. Bütün italyanlar zecri tedbirleri tatbik eden devletlere mensup tahrikâtçı ajan- (Sonu 2. inci sayfada) Barışiçin kombinezonlar Paris, 5 (A.A.) — Gazeteler, petrol meselesi için seri ve bariş- çıl bir hal sureti bulunabilip bu- lunamıyacağını sormaktadır. Ga- zeteler, diğer taraftan, Akdeniz- den gemilerini çekmiş olan İngil- Macar parlamen- tosundsa Habsburgcu saylavlar Arşidük Otto'nun Macaristan kıralı oldu gunu ileri sürdüler. Budapeşte, 5 (A.A.) — Bugün parlamentoda kuv- vetli gürültüler ol- muştur. Habsburg- cu saylavlar, Arşi- dük Otto'nun Ma - caristan Kıralı ol - duğunu ileri süre - rek bağırmışlar « dır. Bunun üzerine parlamento başka - nt Macaristan için ancak Sentetien ta- cını giyenin Kıral olabileceğini bildir- miş ve bü diyev muhaliflerin — şid - detli — protestoları ile karşılanmıştır. Başkan, anaya - sa ile bu kadar ay- kırı sözler karşısın da derhal müdaha- le etmenin kendisi için yalnız bir hak değil, fakat aynı iRa zamanda bir de ArşldUk Otto vazife olduğ söylemiştir. — Bund. sonra iç işleri bakanı söz almış ve de . miştir ki: z “— Kmalın tahta getirilmesi gerek milletlerarası vaziyet, gerek ekonomik vaziyet dolayısiyle mümkün değildir. Bundan dolayı bu yolda hareket etmek, hem kamoyla eğlenmek hem de memle- ketin başına vahim ve ağır tehlikeler salmak demektir. Hükümet, lüzumu tak- dirinde böyle hareketlerin önüne geç » mek için gayet şiddetli tedbirler alacak- ur'l Parlamentonun büyük ekseriyeti İç işleri bakanının söylevini alkışlamıştır. terenin zihinleri teskin etmek yo- lundaki bu hareketini memnuni- yetle kaydetmektedirler. Pöti Parizyen gazetesi üâiyor ki: â “Bir uzlaşma yapılması ihti- malleri, geçen aylardaki ihtimal- lerden çok daha büyüktür. Petrol üzerine ambargo konulması pro- jesinin tatbikinden vazgeçilmesi için italyanların uzlaşmağa niyet- leri olduğunu sarih surette göster- meleri icab eder, ancak İtalyanın sulh yoluna gireceğini gösterecek “olan bu hareket, halâ beklenil- mektedir. Eko dö Pari gazetesi, ingiliz ve fransız uzmanları Sen-Kenten ile Petersonun bir tesviye sureti ( Sonu 2 inci sayfada) Ulus,,un dil yazıları GÜNEŞ-DİL Teorisi üzerine notlar Türklerde Güneş Kültü yadigârları ve Mısırdaki “Ra,,Tanrısının Türk Kül- tünden geldiğinin Güneş - Dil Teorisiyle izahı I. Güneş - Dil teorisinin vazettiği esaslar, elimizde bulunan küçük bir broşür içine sığdırılmış ol- makla beraber, tarih, filoozfi, fi- loloji ve lengüistik sahasında bu- güne kadar söylenen pek çok mev- zulara ve yapılan tetkiklere temas eden meseleleri ihtiva eder. Mese- lâ “güneşin ilk insanlar için her şeyden üstün bir obje olduğu, di- lin bundan çıktığı meselesi”, Türk dilindeki bütün eski ve yeni keli- melerin bu noktadan tetkikini icap ettirmekle kalmıyor; Türk u- lusunun eski vatanında bulunan asarı atikayı da bu bakımdan in- celemeyi günün meselesi yaparak önümüze koyuyor. Demek ki arke- oloğların elde ettiği eserler de bi- zi bu noktadan alâkadar etmeli- dir. Bu sahada dilcilerimizin ta- rihçilerimizle sıkı elbirliği yapma- ları lâzımdiır. FTğ ' Türklerin eski vatanı olan Or- ta Asya ve civarında (Altay, Ye- nisey, garbi Sibiryada) bulunan - ve güneş kültü ile bağlı olduğu ü- zerlerindeki güneş kurslarından anlaşılan putlar çoktanberi . tarih ve arkeoloji âlimlerinin dikkati- ni celbetmiştir. Arkeoloğ Florinski “Tomsk Ü- niversitesi Müzesi” adlı eserinde şu satırları yazıyor: ' “Bu kavmin dini ihtiyacatını nasıl tatmin ettiği, defin merasi- minde ve dini - kült eserlerinde görülüyor. Bu kavmin mezarları B. Göbbels diyor ki: Sarbrük, 5 (A.A.) — Sar'da yeni ya- pılan radyo istasyonunun açılış töreni münasebetiyle B. Göbbels, bir söylev ver- mis ve bilhassa şöyle demiştir: Ordumuzu şaka için kurmadık, herhangi bir millet bizi medenileştirmeğe kalkarsa ordumuz işeyarıyacaktır Muhaliflerimize hüviyet vererek onların vaktiyle işledikleri bu: dalalığı biz de tekrar edecek değiliz “— Bir ordumuz vardır, fakat bu or- duyu milletimiz aleyhine kullanacak de- ğiliz. İhtimal bu orduyu hiç kullanmı - yacağız. Fakat her hangi bir millet, bizi uçaklar ve bombalarla medenileştirmeğe kalkıştığı zaman böyle bir orduya malikl, olmakla bahtiyar olacağız. Bizim ordu - muz, bize çok pahalıya mal oluyer. Çün- kü bu ordu, şaka olsun diye vücude ge- tirilmiş birsordu değildir.,, Muhaliflere hücum eden B. Göbbels, şu sözleri ilâve etmiştir: OK “— Muhalifler, iktidar — mevkiinde bulundukları zaman bize fikrimizi or - taya atmak hürriyetinin verilmiş olduğu- nu muahaze makamında söyliyecek olur. larsa onlara bu suretle budalaca hare ket etmelerinin bizim de aynı veçhile ha- reket etmemizi istilzam etmiyeceği c - vabını veririz. Eğer işler fena gidecek olursa kelle- mizi koltuğumuza alarak bu işe girişmiş olduğumuzdan sıyasamızı başımızla öde- (Sonu 4. cü sayıfada) gösteriyor ki, bunlar âhiret âle- mine inanmışlardır. Galiba güneş âli ulühiyet ve hayat menban ad- dedilmiştir. Mabutlar kuş suretin- de ve güneş halesi içinde tasvir edilmiştir. Görülüyor ki bunların akideleri, fetişizmden yükselmiş- tir.” E7) Tarihi eserlerden öğrendiğimi- ze göre, “Güneş Kültü” Türklerde pek eskidir. Bu Kültün tarihi de- virlere, tarihten önceki zamanlar- da kökleşmiş bir Kültün devamı olarak intikal ettiğinde şüphe yok- tur./ Çin tarih kaynaklarında tespit edildiğine göre, Hönlerin İmpera- toru La-Oşan Giyuy (Büyük Mete nin oğlu) Çin imperatoruna yaz- dığı mektupta “yer ve gökten doğ- muş, Güneş ve Ay tarafından me- kanı...” diye yazıyordu (2). “Hönler beşinci ayda toplanır- lar. Babalarına, semaya, yere ve diğer ruhlara kurban sunarlar. Hakan, her sabah sarayından çı- karken tulü eden Güneşe, gecele- ri de Aya secde eder” (3). Hönlerin bir şubesi olan “Dun- hu” Türkleri de Güneşe ve Aya taparlardı (4). “Gau-Li” sülâlesinin müessisi olan Çicumin gençliğinde “düş- mandan kaçarken bir ırmağa gel- miş ve “ben Güneş oğluyum... Ha- ba ilâhesinin torunuyum!” demiş, ırmaktaki balıklar ve kurbağalar —Sayfayı çeviriniz— (2) Sahife: 12. — 10 İlkteşrin tarihli “Ulus” ta okuduğumuza göre Alacahüyük hafriyatında da “Güneş kursları” nı gösteren şey- ler elde edilmiştir. (121 İakinof (— Hiyacent), Sob- ranie Sveden. I. 28; Deguin, tom. I. partie: 2, page: 26. » (3) İakinot, Sob. Sv. I. 16. (4) Aynı eser, I. 154. NARARAF, İç sayfalarımızda okuyunuz İkinci sayfada: İtalyan . habeş harbı; Soh haberler; Üçüncü sayfada: İç haberler; Spera dair notlar, Dördüncü sayfada: Yabancı gazetelerde ©- kuduklarımız; — Bibliyo- grafya, Beşinci sayfada: Modern mezarlıklar, dil anketi. Altıncı sayfada; Âkdeniz incisi: Antalya, b hi Bye 1 bepedonnnnee varamaramaz — aa Bugün ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: