17 Ekim 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

17 Ekim 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CTEŞRİN 1935 PERŞEMBE nketim inkete cevap (Başı (ılımak) sözü ür ven de Çılık, gibi sözler Ürer, Ve yine bu (1) köküne '(Ş) ilavesi. Bu süz y Bu addan ile (ışımak) ştırmak, & (ış) sözü doğmuştur. addır esiyle ve (mak) & manasına (?) Sözü ürer bremedir Gâk ışıldamak) gıbi sözler çıkar (ışık) sözü de ışımak sözünden üreme addır. Sıfat Ziya ad olduğu gibi zi köküne (k) ilavesi ,ü) le ad © (ışlamak), sözü de bu addan amak sözünden Çışlak, ışıl- işte olarak da kullanılır manasın mana- at olur. |: (K) ilavesi (a, e harfler (1) ilavesi kaçak, imsık » gibi adı ilavesi olur, durak, ko. lak gibi — İşlenmiş sılatı ilavesi olur, pma (i cikmek g eri (mu ayıkmak gibi me yollarını a da anlatacağız. (Pa) ayrılma, kesilme manasının 2- na köküdür. (Par, pal) kökleri bu ana- dan doğar. (Par) kesik kesik görünen ziyanın hareketinin nıyor) denir ki kesik ke. ya ve ışık dağıtıyor sözle taklididir. (Par par sik ve kuvvetle zi demektir. Niği ile beraber kesik kesik görünmesi ışık güneş ve yıldızdı Ayda parla- - göz kamaştıran, — parıl parıl ziya dağıtan bi gözünü gönlünü çeken,, yük. manalarındadı Parlamak ziyanın ke demektir. A parlamak sözü kullanılır. Parlak mak yoktür işik vardır. sök sahibi, Par ilavesiyle ve adı ola » rak doğmuş ve bunun (parla) kökü - ne (k) ilavesile de (parlak) sıfatı üre. hakkındaki sözleri mevki anak sözü ( tından (la Çmak ) ile iş miştir. (K) csi birinci sözde söyledik. Üçüncü söz — Sıcak sözü (ısıcak) sözünden dönme- dir. Önündeki (1) harfi kalkmış olarak kullanılır. Şu halde bu sözün kaynak- larını ıstcak sözü üzerinden araştıraca- giz. Yukarda biri, ğımız gibi (1) hararet ve ziya manası nın ana köküdür. Bundan Çıl, rş ad. lan da (ılımak, sözleri üremiş ve doğmuştur. (T), rdiği Mmanayı söyledik (14) ise hararet, sıcak: erde (1) anakökü. harfleri biribi sında yazdı. ları türemiş ve bu adlı sımak) İş a€ 1$) sözlerinin hık deme ne ilave edilen (, & rinden farklı anlamlar doğurmuş olu- sebeble: türk sözle- yor ki bunl m kuruluş yolları, ve ri, ve türk dili ü M ——— — türk dil bilg da v tır (15) ha irkçe adı- dır. Buna (1) ilavesile kullanı de sıfat yapılmıştır. (Cak) ila man ilavesi olur, alıncak geli- kend an (ısı, am zaman demekt lavesi olur, salıncak rercak ilavesi olur, tutacak lecek sene, tcak) oturacak yer gibi. armak) manasına rs tir. gibi » köktendir Dördüncü söz ilk kaıl zin ldüren harap eden mad- n ma ) ilavesi. (Ağtaş) u (ağ) ; A.) bu göz helak nasını bildiren (ağ) köl le süfat halinde üremiş addır ak etme manasını ıdi e üremiş bi esi e rındaş (kardeş) g alağ Birlik mana ün taş ile müba (Beğ) sa ğalı sıfatıdır gi nlamınadır. Si bektaş) çok sayg fattır. Ad olarak da kullanılmaktı (Bağdaş) iki ayaklarını baca vırıp biribirine dolayarak a gibi oturmak şeklidir Şu halde (ateş - ataş - reye düşerse veya içine her ne düşe ağtaş) her ne- köküne (taş) hal halinde ( r (ağ olmu Türk dilinde manı tur. Bütün adlar böyle ir b z hiç ir ad yok- afat balinde tü- remiş veya üremi bu iddiamız yukarda adlarını yazdığımız kitablardı tanıklarile bildirdik ve uzun boylu an- 5) sözü (ağmac) sözünün (a olduğu gibi (ataş, ateş) ve (ğ) harfi dü yükselmek istenilen (hedef, A.) demek. tir, erişilmek istenilen her şeye ad ol- muştur. Ağ köküne (maç) ilavesile ü remiştir. Buradaki (ağ) kökü ateşteki (ağ) kökünden başkadır. Beşinci sör — Gök (Gö) dirilik, (hayat) a köküdür. Bu manaya olan bu ana kökten (k) gelerek (gök) sözü türemiş- tir. Gürbüz, taze ot “kuvveti - diriliği e her türlü yeşillikler, deniz ren 'deniz renginde boya,, yerimizin üs taze ot ma diğer an. Jamlarda ilk mananın rengine uygunluk Nanılmaktadır Su: dolayısiyle Altr Bu tü anlamak ağını bulabilmek ve için burada bir ka ak ya mek gerektir. Sonra ge- ğiz Yukarda adlarını yazdığım üç kitabın ü lerinin, 1 hakkındaki bilgilerdir. Bu- nu burada kısaca bildirece Tün b Tindi indek üzeme şe bu yollar stediğimiz yabiliriz ik defa olarak dil n manalı söz r. Bunlar Ru heceler (al, c lerle başlayanlarda dal) gibi sessir Üç har sert) söz de dört harf ) Bunlar da bazı mana ve gerek rinedir Bundan artık veya eksik olanı ya ni tam manalı tek heceli sözlerde bir t harfli olanı bulunmaz. Tam olan (bu, şaret sör- veya di mana gösteren ve iki harfli #u) sözlerile sesli harfle (0) lerine gelince Bun halde manaları bunlardandır yolları e tek beceli -olmadıkları (SU) sözü de crin türeme (kaidı T tam vardır. Türeme söz yol amumi birer bildirmiyo: ların da ilavelerle olduğumuz incele gildi, ve buna göre bul etmek ni türeme ilave: n 5k adını verdik, anakök. parç lerin dilimizde kull söz olarak kadsr ımızda sayılmış! akök halinde kullanılmak tam manalı sayılabilecek eksik na yer tutamıyan crvık (mayi, Â.) mana: Bundan susamak, sulamak söz- sınadır. leri ve kökleri doğar. Yedinci süz — Yer (YE) aşağılık, manasının anakökü. (Yermek, yenmek yeyni) kökleri doğar. Yer aşağılık mana- dür. ren (ve) anaköküne (R) il: addır da bulunat şeye ad ol emedir. Ayaklarımız altında ve aşa; muştur. (Arz, A.) Sekizinci söz — Toprak Bu söz (topur) köküne (ak) ilavesile üremiştir. (Topur) top ve yuvarlak yapma, anlammadır. Topurak - top ve —e Gündelik SPEKÜLASYON (B. L ci sa asda) miş topraklar al bunları Avrupa urayları gibi halk hizmetinde tutmak, yani yapı ba - şına mal olduğu fiat üstünden sat mak, yahud belli bir müddet için de yapı yapmıyanların yani mülk yet hakkının yurd ve şehir bayındır hğma yardım vazifesini görme - miş olanların arsa'arını uraylara devretmek, yahud, devlet ve uray faaliyetlerinden #olayı arsa fiat - Tarı artıslarının farkını alarak ba yındırlık ve sosya! yardım büde lerine vermek! Halk fiatlardan, kaça kaça, bir türlü derli toplu ve avrupalı şehir bayındır! yüzü görmiyeceğ'z. Ancak bir çatı kuracak kadar pa- ra topliyabilen büyük kalabalık her yerde, ucuza doğru, plân sını rı dışına çıktyor, Dağ başlarına ücra yerlere gidip, sonra oradan ısık, su, yol ve mekteb istiyor! Biz arsa sahible: reket hazırlamıyoruz: Bizden çök zengin olan ve İiberal — Avrupa devletlerinin bile kabul etmek 70- runda kaldığı kayıdların ve şart ların, Türkiye şehirlerinde cumu riyet bayındırlığının başladığ bizde d karşı ha yıllarda sini bekliyoruz. F. R. ATAY e c ıj 20 İlkteşrin pazar " ıi(ıonc'l nüfus sayımı! (Doğru Cevap Verelim)j ( — Sayımın ne süel, ne finan- | ( sal ve ne de özel bir noktası | ( yoktur. Doğru söyliyenler bu | ( yüzden hiç bir zarara uğramı- | ( yacaklardır. Doğru söylemi- | yenler ancak ilme, devlete çok ( büyük kötülük etmiş olurlar ( BAŞVEKÂLET j n sum Müdürlü, veya top yuvarlak yapılabilen manasına ad olmuştur. (Ak) yuvarlak yapıcı sü sırasında eri de il kkında parlak $ € yaprak Si Toprak yerin dağla. ak y n parçası böyle doğm; akları arasını doldur uvar Yıldız Bu söz parlak, ziya manasını bildi- (yıl) kökünden (dız) ilavesile doğ remiştir. (Bu ilave hakkında bi da sözlerimiz vardır. Yul. (YI) toplanma m Yığmak sözü de bu kökt (Yıl) ayların günlerin topla ve bir halka müş, rinci ce Onuncu söz sının ana kökü. dür doğ- muştur narak bit devir yapması manasını olması deme toplanma üne (1) gelmesile Avukat Emin Hüseyin AĞAR İ » Radyo kanunu projesi Bayındırlık Bal ktir Projenin ihtiva ettiği esaslara göre: ktrik dalgalariyle olan h şaret, ses intişarinı yaym na her 1 (Radyodi tesisatının Hsion ) imtiyaz veya ruhsat şeklin de yapılması ve işletilmesi ulusal k rumlar veya yurddaşlara verilebilecck- tir. Bayındırlık Bakanlığının siyle türk top müsaade. z ve ha - va gemilerinde, tayyarele her nevi taklarında telsiz tesisatı yapmak olacaktır Tet ilk ta tesn küme ti: fas ti yapmak | ©e ruhsat Kanun proj sisatr 3 kısma Birinci kıs nn (Radyodifüzyon) he olanlar — için i haberler almağa Üçüncü kısıa: Umuma mahsus tel - 7 telcfon neşriyatından maada resim ve fotoğraf nakline ait neşriyatı alma- ğa mahsus tesizat Bu tesisatlar için Bayındırlık Ba kanlığı adına posta ve telgraf direktörlüğünden genel ruhsatname almak şart olacaktır. Denizler tonilatosu 1600 den yukar e mürette farla yolcu taşıyan hibleri bu k; hususi gemile şrinden i Layihada gemiler telsiz noktasm - dan 3 şınıfa ayrılmışlardır 1 — Kara niz mili uz stasyonlarından 500 de- klaşan ve S0 den fazla yol- cu taşıyan gemiler bu gemilerin telsiz muhaberatı daima açık bulunacaktır ? — Beher seferi 500 mili geçmiyen ve $0 den fazla yolcusu gemiler. Bu gemilerin telsizleri muay. yen zamanlarda muhabere E bulunmryan edecekler - sefer yapmıyan ge- miler, bu gemiler seferde oldukları va. kit anuayyen zamanlarda muhabere e- debileceklerdir. Projeye göre bu kanuna uygun ha - 'den S0 liradan 1000 li para czeası al reket etmiyenl Tay dar abilecek ve 3 günden 3 seneye kadar hapis cezası bü dan da En aylavının işlemeli ULUS'un romanı: Tefrika: 11 Kırmızı Zanbak Yazan: Anatol FRANS Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Onları geri götüren arabanın içinde Lö Menil, güzel bir gün geçirmiş olduğunu, neşeli neşeli, söyledi. Terez'den ve kendin- den memnun olarak onu öptü. Fakat bu ne- şe Terez'e sirayet etmemişti. Bu, aralarında sıksık olağan bir şeydi. Bişlikte geçirdikleri son dakikalar, Terez için, Lö Menil'in a yrı- lırken söylenilmesi Kâzım gelen sözü söyli- yemiyeceğini hissetmesiyle, hep böyle, tat- sızlaşırdı. O, her vakit, Terez'den çabucak, sanki olup bitenlerin bir devamı yokmuş gi- bi, ayrılırdı. Ve her ayrılışlarında Terez, münasebet kesilişinin duygusunu hisseder gibi olurdu. Bunun ıstırabını önceden duyar ve kolayca sinirlenir bir hal alırdı. Kur-la-Ren'in ağaçları altında Lö Menil, 'Terez'in elini eline alarak, dudaklarının ucu ile bir çok öptü. İ — Terez bizim seviştiğimiz gibi sevişen- dirdir, değil mi? dir olup olmadığını bilmem, izi sanırım, ler nac — Na beni sevdiğin — Ya siz? — Ben de sizi severim. — Beni her vakit sevecek misiniz? Pu kla kilinir mi? fakat Sonra dostunun kederlendiğini görerek 1- lâve etti: ' — Ömrü uzunluğunca yalnız sizi sevece- ğine yemin eden bir kadın karşısında daha mı rahat olurdunuz? Lö Menil tasalı, bahtsız 'Terezin iyilik tarafı galebe çaldı: K — Bilirsiniz ki, dostum, ben hafiflikten hoşlanmam. Prenses Seniavin gibi ucuzcu değilim. “Kur-la-Ren'in hemen hemen bittiği nok- tada, ağaçlarn altında ayrıldılar. Lö Mf'î'ıv Ruvayal sokağına gitmek üzere arabada kal dı. O akşam kulüpte yemeğini yiyecek ve ti yatroya gidecekti. Kaybedecek vakti yolttu. Terez evine yaya döndü. Elmastan bir süs gibi kıvılcımlar saçan Trokadero tepesinin karşısındaki küçük köprüde rastladığı çiçekçi kadını hatırladı. ““Genç olduğunuz belli si- zin,, sözleri, deminki gibi istihzalı ve çapkın- ca değil, fakat kaygılandırrcı ve kederli, hep aklına geliyordu: “Genç olduğunuz belli si- zin),, Evet, gençti, seviliyordu ve... sıkılıyor- du. bir hal almıştı. NI Masanın ortasndaki büyük kâse, üstünde xartalların yıldızlar ve arılar arasında uçuş- tukları yaldızlı geniş çenberi arasında ve be- reket boynuzlarından yapılmış ağır sapları altında bol çiçeklerle dolu idi. Kenarlarda, şamdanların yanan dallarını kanadlı zafer'ler tutüuyordu. İmparatorluk üslübundaki bu sof- ra takımını, şimdiki Kont Marten Bellem'in büyük babası, Kont Marten dö Len'e, 1812 de Napolyon vermişti. 1809 da parlamentoda saylav olan Marten dö Len, ertesi yıl, de- varnlı ve gizli çalışmalarını zihniyetine uy gun bulduğu finans komisyonu üyeliğine se- çildi. Meyilleri bakımından liberal ol beraber Kont, işe kendini verişi ve usandı- rıcr olmamağı bilen muvazeneli doj sayesinde imparatorca beğenildi. müddetçe, âdeta, iltifat yağmuruna tutuldu. 1813 de, Mösyö Lene'lin, sarsılmış impara- torluğa geç kalmış öğütler vererek hem kud reti ve hem de bahtsızlığı tenkid eden rapo- runu onamış olan çoğunluğa katıldı. 1814 de meslekdaşlarile birlikte Tüyleri sarayına gitti. İmparator bunları, ödlerini koparırcası- na karşsıladı. Saflarına hücum etti. O günkü kudretinin ve yakın olan yuvarlanışmın kor- kusu arasında şiddetli ve küskün, bepsini hiddeti ve küçümseyişi altında ezdi. Karşılarında aşağı yukarı dolaşıp durur ken birdenbire, rasgele Kont Marteni o- muzlarından yakalıyarak silkeledi ve çekiş- tirerek bağırdı: “Bir taht, kadife kaplanmış dört parça odundan mı ibaretti? Hayır! Bir taht bir adam demektir ve bu adam benim! Sizler üzerime çamur sıçratmak istediniz. İki yüz bin kazak sınırlarımızı geçerken ba- na gösteride bulunmanın şimdi sırası mıdır? M. Lene pis herifin biridir. Kirli çamaşırlar ayle arasında yıkanır.,, Hiddetini böylece, yükee' . dernrken bir yan Ççe- lus beni ta- lus s kiştirmekte devam ediyordu. nır, siİZi tanr Sizler birer ilin ne oldukl. lerisiniz.,, Onların da başl rin başılarına gelmiş olanın ge i sö ledi. Sesinin ve malımuzlarımın gürültüleri biribirine karışıyordu. Kont Marte den ömrünün sonuna kadar titrek k kaldı, ve imparatorluk devrildikten sonra Burbanları titriyerek memleketine çağırdı. İki restorasyon'la temmuz hüküm eti önun daima sıkışan göğsünü boş yere nişanları ve kardonlarla süslediler. En yükse lere çıkarılan, a) ve bir im fından türlü şereflere irist sikalınm elini sonuna kadar omuzunda his- setti. Üçüncü Napolyon devr öÜnü yesi olarak ölürken, ardısı la titrek bir oğul bıraktı Bu oğul, B nının kızı ola Tikte de, mutedil miş olan bir aylet misti. İki tarihe karl rına rator t ant, 2 ilen sahkemesi birinci başka- Bet? anla bir- noa i Kont bütün meclislerle Bu oğlu, Sarl Ma sının parlamentodaki görmeksizin geçti. Ve Mİl olarak Belle: büyük k terek onun — parasi bir kı

Bu sayıdan diğer sayfalar: