16 Ekim 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

16 Ekim 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 8 Haritacarımızda pizler oluyor? mle » ye ? SOSLAVYA'DA: Bilindiği gibi — Bulgaristanın Yugoslavyaya ilhakına taraftar o- lanlar tarafından - Bulgaristanda çıkarılmak istenmiş — olan isyan hareketi bastırıldıktan ve bir çok kimseler tevkif edildikten sonra iki memleket muhitleri arasında / hissedilir bir gerginlik husule gel- miştir. Suikastı tertip edenlerin yugoslav sınırından Bulgaristana geçmiş olduklarına dair bulgar muhitlerinden çıkan haberler yu- goslav gazetelerinde şiddetli ya - zılara sebeb olmuştu. - Aşağıdaki “satırlar da bu polemiğin bir de - yamıdır: Bulgar telgraf ajansı şöyle bir bildiriğ neşretmiştir: * Belgradda çıkan “Politika,, ve ”Pravda,, gaezteleri Bulgaris - tan hadiseleri hakkında Tsarib - rod'dan gönderilen ve baştan a - şağıya kadar en hayali ve fena ka sıdlarla tertip edilmiş bulunan ya- zılar neşretmişlerdir. Yetkili bul- gar muhitleri bu gazetelerin, cid- den cehennemi bir şekilde tertip edilmiş bulunan bir suikastı, suç - luların akibetini — hafifleştirmek gayesiyle küçültmek ve aynı za - manda, son zamanlarda Bulgaris- tan ile Yugoslavya arasında ga - yet kalbi bir tarzda temellenmiş bulunan dostluk münasebetlerini bulandırmak için alakadar kim - seler tarafından — yanlış yollara sevkedilmiş olmalarına samimi - yetle teessüf eder. Bu alakadar kimseler, bütün tezvirlerine rağ - men emellerine erişemiyecekler - dir.,, Bu bildiriğe karşılık Politika ga zelesi şu cevabı veriyor: Bulgar telgraf ajansının bu resmi bildiriğinin — “Politika” ya dair olan noktaları hakkında şu cevabı vermeyi lüzumlu görüyo - vuz: ; Politika gazetesi ve yazarları Damyan Velçel'in Belgradda Kosta Fodorov ile mülâkatlar - da bulunduğunu Doço Uzunov To- dorov ve Uzunv'un Sofyada bu - lunduklarını, bir haydut çetesinin Bulgaristana geçtiğini ve saireyi, hiç olmazsa bunların ne vakit ve merede ve yahut, bari, hangi mın- takada sınırı geçtiklerini beyan etmeden kuvvetle iddia eden bul - gar hükümetinin resmi bildiriğle rine hâlâ inanamadıklarından do layı kabaha lı değillerdir. Biz bugün dahi resmi muhit - lerden verilen ve “Politika,, tara - fından kaç kere isbat - olunduğu veçhile, mantıksızlıklar ve tezad- lar ile dolu olan bildiriğlere ve tafsilata ve bunlara — dayanarak Velçev, Todorov — ve Uzunov'un sözde suikastlar tertip ettiklerine inanamayız. Bunun için gazetemizde bildi- riğde maksatları izah olunan ala- kadar kimseler tarafından “yan- lış yollara sevkedildiği,, mevzını - bahs olamaz. Çünkü biz ne o “cehennemi suikastı,, küçültmek ve ne de suç- Kuların Akıbetini hafifletmek ar - zusundayız. Biz yalnız bakikati öğrenmek istiyoruz ki, bunu ne mantıksızlıklar ve tezadlar ile de- hu olan resmi bildiriğler ve tafsi - lat ve ne de bulgar gazetelerinin neşriyatı temin edememektedir. “Politika,, , Belgradın Bulga - ristanın iç işlerine karıştığının is- Bütma yarıyacak hakikatler arı - yor. Gazetemiz iki memleket ara- sındaki münasebetleri bulandır - mağa hiç bir suretle uğraşmakta değildir. Bilakis bunu yapanlar mantıksızlıklar ve tezadlarla do- lu olan bildiriğleri kaleme alanlar ve elli yıldanberi 'bu münasehet - leci bulandırmağa çalışanlardır. Yabancı gazetelerde okuduklarımı Zecri tedbirler ve harbın Avrupaya geçmesi meselesi Ulaslar sosyetesi, zecri ted birlerin alınmasına karar vermiştir. Şimdi yeniden » komitesi bw ekonomik tedbirlerin genel tatbik plânını hazırlıyor. " irtibat ve teli kurulan — bir Avusturya BarMlacatirtar Bu karirlün c Tanliler LN bir'elak iee baj barüyi Basoliiı Şöüedi bar maialekotia bu'li araren Taralteri ve Ueykdarı slünlak , Filrlerini Aeşrediyorlar. yazıdan bir tanesi, İngiltere'nin İtalya'dan yana olan Deyli Meyi gazetesinden alınmıştır. Ba yazı, zecri tedbirlerin harbı Avrupaya sirayet ettirebileceğini söylü - zecri tedbirleri onaylayan işçi par tisinden sonra din adamları - Aşağıya koyduğumuz, iki yor. Öteki yazı da İngiltere'dı nın da bu fikirde olduklarını göstermektedir. Üçüncü yazı, Adisababa'da ölen ölümü hakkında tatsilât ver' » r: Harb Avrupaya yayılmasın 9 ilkteşrin 1935 tarihli Deyli Meyl gözetesi geçiniz!., başlığı başyazıdla diyor ki; “harbın yayılımasının — önüne alt yazdığı bir Bugün uluslar sosyetesi asamblesi Cenevrede İtalyaya karşı tatbik edile- cek olan zecri tedbirlerin ne mahiyette şeyler olacağını görüşmeğe başlıyor. Eğert oy birliğiyle verilmniyecek olur. sa o zaman herhangi bir karar, karar olamıyacaktır. Çünkü bütün dünyadan yardım gör miyen zecri tedbır, sade tehlikeli ol madlıla kalmaz hur. Zaten Cenevrede vemsil deu İs , panya, İsviçre, Vugoslavya, A vustur ya, Lehiştan ve Romanya pek bu işleı den yana olmadıklarını gösterdiler Bunlar. almacak olan tedbirlerden Ttalyadan daha fazla mütcessir olacak larını söylediler İngilteceye gelince bu hükücrin ee yasası açıktır; Bu tedbirleri kollektif olarak almak, tek başına biç bir hare kete kalkışmamak. Dış bakanı Sir Samuel Hor, (1 tem- muzda avam kamarasında söylediği bir söylevde şunları söylemişti Fransaya, İtalyayı abluka altına almak Üzere baş vurduğumuz hakkındaki ya - yantıları yalanlarız.,. Aynı bakan Cenevrede 11 eylölde de tek başına hareket mesclesi hakkında şu sözleri söylemiştir : “Eğer barış yo. kanda tehlikeyi göze almak laşım'ise bu, herkes tarafından alınmalıdır... Tek başına hareket etmemek sözlü geçen hafta Bay Makdanald tarafın - dan da tekrarlaamıştır. Sosyalist partisi, dünkü toplantısın- da Bay Baldvinden parlamentonum be- meb toplantıya çağrılmasını — istemeğe karar verdi. aymı zamanda yülünç o “ Bizim Bu önergeyi hükümetin yerine ge. tirip getirmiyeceği — bugünkü kabine toplantısında karar altına girecektir Böyle bir zamaada dış uryasa hakkın da uzün boylu toplantılar ve kanuşma lac yapmakta fayda yoktur. Eğer hü kümet Bay Lavalin dün Edene söyledi. ği yolu tutacak olarsa 6o zaman harbın yayılmasının önünc geçilebilir Uluslar ssoyetesini — bozduğu için İtalyayı cezalandıralrım derken Avru pada harb ateşini tutuşturmaktan daha büyük bir trajedi olamaz. İtatyanın andlaşmayı bozduğu yalan- lanamaz. Fakat İngiltere de bütün dün yanın polis kuvveti değildir. Bundan başka biz, italyan uçakları. nan Habeşistanda kadınları ve çocukla rı bombaladıkları hakkında çıkan ha - berleri Romanın yalanlamış olmasın - dan çok memnunuz.. Böyle haberler, kabahatsız insanla . rın bormbalanmasına karşı — büyük bir nefretle bakan bu memleket halkı üze rinde çok Fena tesirler yapar. Dün akşam gelen haberlere — göre İtalya hükümeti bu türlü bombalama- ların yapılmaması hakkında verdiği e - mirleri pekiştirmiştir. İngilterenin baş papası T ne diyor? Noye Fraye Prese gazetesine # bi. rinciteşrin tarihiyle Londradan yazılı- yor: Dün Samvel Hor ile bir saattan faz- la süren bir görüşmede bulunan Kan - terburi piskaposu, dün, — Barnemut'da toplanmış olan kiline kongresinde çok dikkate değer bir söylev vermiştir. Baş papas bu söylevinde, demiştir ki: «— Biz, kaygu ile hayretin bir çift gibi elele vererek yürüdüğü taribin en buhranlı bir ânında toplanıyoruz Nasıl kaygı — taşımıyalım ki arkamızı — bırakmamız , azun olan bir hakikat olu. Ve yene nasıl hayret müddet harb kâbusu karşımı rak dikitmiştir duymıyalım ki, — hayret Jiyorum çün kü başka kelime kullanamıyorum — u Yuslar sösyetesi ve Kellog imzalamış olan Avrupanın paktlarını büyük bir devleti merasimle üzerine almış oldu a yükümlerini xaymıyor ve aynı sax . yetede üye alan bir devlete kahacası na taarruz ediyor, Dünya kdraldu ku . rulahı tahrik edilmeden bir hücum, ya İ İngiliz katolik kilisesi de | harbı kötüledi Londta, 15 (A.A.) — İngil terenin katolik kilisesi haş piskaposu Kinsley dahi Ang- likan kilisesi gibi italyanların Rabeşistana hücümunu şid- detle takbih etmiştir pıldiysa, o da işte bu hücumdur Habeşistan geri bir devlet olabilir; hattâ kölelerini hürriyete —kavuştura - mamış bir devlet de olabilir; nerede kal dı ki, İngiltere bile, asırlarca süren me deni bir rejimden sonra, bu işi ancak yüz yıl önce başarabilmiştir. Fakat gu- rurlu olan eski birulusun kendi Ülke - sini; hasta yurdları, hekimleri, hasta. bakıcıları olmıyan yoksul bir halde © lan sücel araçlarla müdafas etmekte ol- duğunu, ve bunu yüparken de, İnsanla- rın canıni almak için ilmir — kurduğu Karb makinesiyle öldürülerek yerc se. rildiğini acı duymadan, yürek çarpın tısına uğramadan düşünmek mümkün müdür?,, Piskapos, Habeşistandaki — kızılhaç için büyük ölçüde harekete geçilmesi- ni ileri sürerek, bu hususta para top . lanması için kiliselerde papasların ça Yışmalarını hatırlattıktan sonra, söyle - vine şöyle devam etmiştir: «Biraz çetin olmakla berabcı, barışın yalnız bir ülkü olmadığını bilmemiz la zamdır. Yalnız adalet ve nizamı bozmak tan başka bir ışe yaramadığı müddetçe taf halinde kalan barışın hiç bir değeri yoktur. Bu durum bozan ulusal hayat. ta olduğu kadar arsmlusa! hayatta da zecrin kullanılmasını lüzumlu göster - mektedir. Fakat bugünkü — anlaşmaz - Irkta, öyle sanıyorum ki, uluslar sosye- tesinin arzusu bu zcerin yaltız ekono . mik bir tazyik olarak kullanılmasıdır Harb nasıl olsa başlamıştır; - bunun u zun sürmemesi için yapılacak ekono mik tazyikin yetmesini Tanrıdan dile - yelim. Silel tazyikin yapılması da im. kânsızdır denemez. Şimdiki ulutlar sos yetesi işleri başaramazsa yapılacak ye ni sosyetenin daha becerikli olacağım sanmak boş şeydir. Bizim, egoistçe bir davamız olmadığı gibi, özel menlaat - lerimiz, uluslar sosyetesi paktı ile bir- birlerine bağlanmış olan ulusların ya- nında yer alarak bu paktı müdafaa et mekten bizi alıkoymamalıdır Ancak uluslar sösyetesi paktını sal- Gırana karşı müdafaa etmek — ve hattâ “izumunda zecri tedbirlere baş vurmak bu işin düzelmesine yetmez. Ne de ol- sa, cebir hastalığı iyileştirecek kesin bir ilaç sayılamaz Bugünkü anlaşmazlık da İtalyanın yayılma ihtiyaçlarını, endüstrisine la . zım olan hammadde kaynaklarına var masını da düşünmek boynumuzun bar- Ben şuna eminim ki, uluslar sürülecek ar cudur sosyetesi tarafından ile sıulusal bir konferansın artık toplanma zamanı gelmiştir. Bu konferans, taraf. sız olmalı ve dünyanın henüz daha iş lenmemiş yerlerindeki hammaddelerir. müravi olarak dağılılmasını görüşme Kdi bir gazetecinin Vilfred Barber Amerikalı gazeteci Adisababada nasıl öldü? Ajans telgrafları, Deyli Herald ga- zetesenin Habeşistanda bulunan aytarı Vilfred Barber'in malarya hastalığın- dân kurtulamıyarak öldüğünü — bildir. maşlerdi. Son posta ile gelen Deyli He- rald gazetesi, 7 ilk teşrin terihli sayı- sında bu hâdiseyi şöyle anlatmaktadır : Deyli Herald, kendisinin ve Şikago Tribön gazetesinin Adisababa aytarı o- lan Vilfced Barber'in dün Ogaden harb alanında kaptığı malaryadan Habeşis. tan merkezinde öldüğünü tessürle bil- dirir. Nevyorkta döğmuş otuz bir ya- gında bir genc olan bu gazetecinin ölü- mü hakkında Toronto Telegram gaze. tesinin Adisababo aytariı V. Makbir, şu telgrafi göndermektedir: Habeşistanda bulunan en iyi gaze- teci Vilfred Kortenay Barber, bugün öğleden sonra saat 12,58 de — öldü. Bu ölüme, kendisinin en iyi ve en gayretli gazeteci olması sebeb olmuş- tur. Barber, gazetesine tam bir bikâye verebilmek için Ogaden'in sarı cehen nemine kadar gitmiş ve o yüzden ha. yata gözlerini yummuştur. Dönüşün- de yazdığı bir yazıda bu bölgede malar- yanın beyaz insanları, yiyip bitireceği- ni söylemişti Bundan başka imparatora “yazdığı özel bir mektubta Gorahainin bormba. lanacağını bildirmişti Yazdığı bu iki nokta da doğru çık- tı. Barber'in son hikâyesini, hastalığı- nn yedinci günü Adisababada — hasta- hanede yattığı yataktan yazdırmıştı. Bunda habeşlerin davul çalarak kendi. sinin takib edeceği harb için nasıl as- ker topladıklarını anlatıyordu, — Fakat me yazık ki, bunu takib edemiyecektir. Dün sabah doktorlar malarya has- talığının hastayı öldürmek üzere oldu gunu anlattıkları sırada Barber, şu söz. leri söylüyordu: — Ben iyi oluyorum; çünkü harbı takâb etmek — mecburiyetindeyim. Bir taat sonra büsbütün kendisini kaybet- ti. Bu sabah saat on birde biraz kendi. ne gelir gibi oldu. Kendisine dediler ki: ğ — Üzülme; canını sıkma. Çünkü ka- rın gelmek üzeredir. Bu söz üzerine hafifce gülümsedi; gözlerini kapadı. Evlenmesinin özerin den henüz bir yıl ve beş gün geçmişti. Hasta döşeğ İlk ve son yıldönümünde karısına sev- gi İle dolu bir telgraf çekmişti inden — evlenmelerinin Ölümünden beş dakika sonra kartı- sından gelen bir telgrafta kadıncağız, kucasına cesaret tavsiye ediyor ve ken disin: duğunu bildiriyordu. n pek yakında gelmek üzere ol. Cesaret! bunu Barber'e tavsiye et- meğe ne lüzum vardı? O, hasta oldu- Runu kendi idarehanesine bildirmemiş- ti bile. Bu münasebetle “buradan ayrı- lamam; çünkü harbı takib demişti. Kendi haberi bir uçakla A tasını beraber alıp gi edeceğim,, olmaksızın — karısının aya gelmesi ve ko- ürmesi kararlaş- terilmiştr. Şimdiye kadar kimseye verilmemiş olan böyle bir müsaadeyi imparator, yalnır doğru sözlü bir gazeteci değil, aynı zamanda iyi bir dost olan Barber- in hastalandığını öğrenince. vermişti. Bugün ise harlı haberleri ve hâdise. leri ile bu kadar muztarib olan impara- tor, Barber'in ölümüne karşı — kendi memlöketinin elinden geleni — yaparak tcessür ve mötemini göstecimekini em- Bugün bütün gazeteciler, Adisaba bava hakan çiçeklerle dolu tepeye gi- 16 İLKTEŞRİN 1935 ÇARŞANDA — -o Biliyormusunuz BÜY S 4 Amertkan gazelelerinde oku- duğumuza göre japon tecim de - hası Çinde tuhaf bir şekilde ken- disini göstermiştir. Çinlilerin ja - ponlara kazşı düşmenlik düyga « ları besledikleri malüm. Japon kibrit fabrikacıları bu duygular - dan tecim alanında faydalanma- yı düşünmüşler ve yaptırdıkları kibrit kutularının üzerine büyük harflerle şu cümleyi yazdırmışları “kahrolsun Japonya.,, Üzerinde bu cümle bulunan kibrit kutuları çin piyasasına sü - rülürce kapışılmağa başlanmıs. Fakat bir müddet geçince Çin hükümeti, gördüğü sıyasal lüzum üzerine, Japonya aleyhinde her türlü gösteriyi yaask edince, tabif, bu kutular da satılmaz olmuş O zaman japon tecimerlerinin ne yaptığını sanırsınız: hemen el- de buhman satırlmıyan stoku yarı Fiatına geri almışlar. $ Bundan otuz yıl önce Ameri- ka birleşik devletlerinde 160 - tıb fakültesi ve 26147 tıb talebesi vardı. Amerikan tıb kurumu yaptığı incelemelerde bu okulların vasıta. Tarında eksiklik olduğunu, öğret - menlerin iktrdarsız bulumduğunu anlamış ve işi düzeltmeğe giri- “ş. tir. Bugün, bu çalışma sonucunda okulların sayısı 96 ya indirilmiş, bunlara devam eden talebe de 14891 i bulmuştur. Gerek fakülte, gerek talebe sayısı indirilmiş ol - makla beraber, tedrisat daha mü- kemmel olmakta, talebe çok daha eyi mezun olmaktadır. $ Amsterdam'ın çiçek bahçe- leriyle meşhur olduğunu bilirsi - niz. Orada yetiştirilen zambaklar da bütün dünyada ün kazanmış - bar. Burada yetişen zambaklar ü- zerinde incelemeler yapan Şika - go üniversitesi profesörlerinden Tomas Harper Gudspid, alıtncı arsrulusal nebatat — kongresinde Röntken ışığının bunlar üzerinde- ki tesirlerini anlatmıştır. Profesörün anlatışına göre so- ganları ve yahut tohumları üze - rine Röntken ışığı — tatbik edilen zambaklar, ya mahvolmakta, ya - hut şeklini, biçimini — bozmakta ve yahut muvalfak olunursa eski-* den görülmemiş bir surette güzel-, leşmektedir. , Profesör - Amsterdam'da bu müşahedesini — anlatmazdan bir gün önce amerikan genel elektrik sosyetesi, Amerikada elektrik va- sıtasiyle pek güzel bir çiçek yetiş- tirilmiş olduğunu haber vermiştir. , Sosyete bu çiçeğe —Röntken zambağı adını vermiştir . Bildirdiğimiz zambak iyice a- çıldıktan sonra içinde gubari tali denilen sarı toz, dökülür; — öteye beriye bulaşır. Röntken zambağı- nın sarı tozu dökülmez. Bu çiçek ilk suni çiçeklir. Bun- dan başka, Röntken şuar ile ye - tiştirilmiş bir üzüm çiçeği de var- dır ki gayet çabuk yemiş vermek- tedir. $ Sevyet elektrik endüstri mzr kez laboratuvarı uzak mesafelere tel vasıtasiyle fotoğraf nakli için yeni bir cihaz keşfetmiştir. Bu ci- haz alman cihazlarırdan daha iyi işlemekte ve 30 --48 — santimetre boyunda yani daha büyük resim - leri nakletmektedir. Bu cihazlar- la ilktesrin ortalarında pek uzak mesafeler icin smmaclar yapılacak- tır. derek Barberin gömüleceği yeti seçti- ler. Yarın son sözler söylenecek ve ö« len gazeteci gömülecektir. Mezarma imparstorun ve - gazeteci arkadaşlarının koyacağı çelenkler va: nına Mehmed'in de küçük bir demeti konacaktır. Bu Mehmed, Barber'in ken. tisiyle beraber Öyaden'e giden müslüe' mön uşağıdır. Bu adam, ingilizec bik at b bir şey vacsa bu yüboş kal- aiyori men ölümiyle çıdır

Bu sayıdan diğer sayfalar: