timize gelen cevaplardan (Başı 1, ci sayıfada) tinl ve sörünü almı kökten kopar. 'Türkçede esağma» sözü eşua> ma - vnızda tutarak a - ır. Sağ para da t nasınadır. Bunan al Taştırmı Görünen adamı ad alan şeyin rengi Si e şeyin meydana getirdiği hadiseler. Biraz da sabah kelimesinin /kurulu. k ile düşünelim: Umuyorum kökü daha evelce «sup> yani su gı yürütelim. ad konma işinde Biri ve durumu, ikinci. ylere gözünü iki şey Tsırıyor. kökünden gelmiştir. Arabeada hâlâ ya- şıyan «suph> da bundan başka bir şey değildir. Hem bunun gelmiş olması daha materyeldir. Saba sup kökünden ağr olürsa kurunlar ge- abilir. Sabahleyin su- tilirse — bozkırlarda hın aslı «sup çince bu sabah yün aklığına ben: sabah bu renkle imtizaç edeceği biraz da akla yakındır. «Sup - ağ» bu süretle #subağ» sonra da «sumağı ve nihayet Arabistana gidince «şua» halini alma - dığını nasıl iddia edebiliriz. Eğer «sağs kökünü temel tutarsak buna «bah, bak» sözlerini eklemek bir bakımdan sabahı manalandırır. «Bah - bak» gözmekle ilişiktir. Şimdi esağ - bah> mürekkeb ismi meydana çıkar, ki sağlam görme, parlak görme sonunda gözün geceden ve karanlıktan kurtu - luşuna im olur, Öğle Anadoluda bu kelimeyi — bilhassa dağı yurdda — «önle> diye kullanır. lar. Bizde öğle çağı tam zeval çağı de- ğildir. Hattâ çok yerlerde kahvaltının adı öğle yemeğidir. Bu çağ sabah ile zevalin arasında ayrı bir bölüm nokta- sıdır ki, bunun bir adı da «kuşluk> tur. Bunu böyle kabul edersek öğle ke- limesinin kökü <ön» sözüne bağlanmış olur. » kökünün sıcak biz çağ oldu - ğunu biliyoruz. Kelimenin vakrt gös - teren manasına bakarsak bu söz bize daha yakın bir yoldan gelir. (Öğ — te) olal Bu kökü de renk bakımı ile araştırmak akla gelir. Acaba (Öğ) kökünün daha eski bakımı «ağı olmuş olamaz mı? Eğer havanın rengi — ve konmaya örnek olmuşsa: (ön) ve (öğ) sözlerinden daha yumu - şak görünür. <«Ağlan» gibi tamam bir aydınlık demektic. İkindi: İkindi kelimesi bize ilk önce bir ha- dise düşündürüyor. Yani güneşin ba - tıya doğru inme hadisesi. dik - indi» yahut «iki - indi>. İlk indi: Güneşin dönmesini, iki indi: İki boy veya iki mızrak — güneşin batıya doğru düşmesini gösterir. Elimizde bir de <iğ» sözü Bu söz kutub manasına da gelir, Şim- di «İğ - indi» mürekkeb ismi bu kökün de göklerdeki hadise ile ilgili oldu - ğunu gösterir. Akşam: Akşam kelimekini «Ağ - gımka> dan gelmiş gibi görüyoruz. Şımka- Müstacel manasınadır. Çok acele geçen bir aydınlığı — (akşımka) temsil edebilir. Bu da renk ve hadise ile ilgili gibi görünür. Onun için ak- ağ» ve «grmğr köklerine vardır. şam kelimesi dayanabilir. Arablar bizim «ç> harfi - mizi her vakıt «ş> yapmışlar. (İki neh. du olan «çat> 1 eşat> yapmış- bir de rin ka lar.) Bunun için şam sözünü 4«ç» ile araştırıyoruz. <Ağ - çağı «ak - çak I — Akçağ — beyaz 11 — Akçak — tamam ve son bir za - manı. Çünkü ( <çak> münteha demek - tir.) II — Akçam — ise gene manayı yaşatır. Çünkü «çam> derhal ve hemen manasınadır. Şu halde akşam kökünün acele bir zaman olduğu görülür. Arabın «supbu şam> cümlesi şimdi bütün açıklığı ile geldiği yeri gösterir. Yatsı: Bu kelime hiç bozulmamış - olarak görülür. «Yat - 6> yalnız «sı> ekini incelemek gerektir. Elinize bir macun alır tadar ve kok. larsanız bir geye benzetirsiniz: (Balsı, balsr tadt var; balsr, balar kokuyor) di- «ağ - çams, bir zamanı. parlak bir şey alırsınız: Evirir çevirirken elinizden kayar gibi olursa «kaysır dersiniz., Öğsü, yassı, unsu, aksı, yansı, burğamsı, acımsı — — aa aa aa LAG A B rde okuduklarımız. | ğ seri tedbirler neler olabilir Uluslar Sosyetesi saldırganı tesbit etti. Şimdi günün en önemli meselesi zecri ted in tatbi- ki meselesidir. Avrupa gazetelerinde bu hususta birçok fikirler ileri sürülmektedir. Deyli Herald'ın sıyasal aytarı bu tedbirlerin ne biçimde olabileceğini Uluslar Sosyetesi projesi yapılırken zecri tedbirler sistemi i arsıulusal hukuk enstitüsü üyelerinden Prof. Dr. melidir, diyor. $ ilkteşrin 93S tarihli Deyli Herald gazetesitin sıyasal aytarı şu yazıyı ya. zıyor: — Zecri tedbirler nelerdir? — Bunlar italyan - habeş ihtilafın- da ne süretle tatbik olunacaktır? Bugünlerde herkes bu can a ruları sormaktadır Aşağıda bu serulara elimden geldi. ği kadar basit bir surette cevab vere- yi Zecri tedbirlerin, bugün münakaşa altında bulunan türlü türlü —manaları vardır. İtalyaya harb için gerekli alan savaş ürünlerini göndermemek. Medeniğ halk için lâzım olan yiye- cek maddelerinden başka bütün — mad- deler üzerine ambargo koymak. İtalyanın ihracat tecimini durdur. mak. Finansal tazyik. Bunlardan birisi ve yahut hepsi tat- bik edilecek olursa, sonuç ne olacaktır. Esasen harb için işe yarıyan madde lerin yapılmış olan listesinde vardır: şunlar Bu listede kömür, petrol, pirit, ma- den külçeleri, madenler, kimya Üürün. leri, madeni ve nebati yağlar, pamuk, sellüloz, ipek, yün, kösele, Jlastik ve makina aletleri vardır. İtalya, kullanacağı nikel, lastik, te- neke, kömür, bakır, pamuk, demir, kur- Şun, petrol, yün ve çinkoyu — dışardan almak ihtiyacındadır Bir silah ambargosu, ingiliz ihracat tecimerlerine İtalyaya bunları çıkarma- yı yasak edecektir. İtalya, yiyeceğinin beşte birinden fazlasını dışardan almaktadır. Bir ta. kim maddeler vardır ki onların tahdid edilmesi ıstırabı mucib olmazsa da ra- hatsızlığa sebeb olabilir. Mescela, İtalyaya petrol den başka pamuk, ipek, gönderilmesi durdurulacak olursa bu, İtalyaya oldukça önemli tesirler yapar. ve kömür- yün, ve deri Bu yasak emrinin aynı zamanda te- cim odaları tarafından da verilmesi Tüzamdır. Zecrt tedbirlerin en kolayı — saldır. memlekete bütün itbalatı durdur- malktır ki bu da gümrükler vastıasiyle yapılabilir. Böyle bir tedbir, saldırgan memle ketin finans kaynaklarını derbal azal- bunun bütün uluslar tarafın. dan elbirliği ile yapılması icab eder. İtalyanın ihracat maddeleri arasın- da yağ tohumları, parsuklu dokumalar, kendir, yaş ve kuru yemişler, mermer ve somaki, zeytin yağı, ipekli madde- ler, kükürt, sebze, buğday umu, şarab- lar ve ispirtod ansal tedbir de İtalyaya karşı kesmektir. Buna özel teşekküllerin de İtalya ————— ekleri; baştan ve elle tutulan cisimlerin çağlarından ziyade istidatlarını gösterir. Onun için <Yat - sı> birim için bir vakit olduğu halde çin istidattır. aşağı gözüken manas Gündüz: Günü; atalarımız bir takım bölgele- re bölmüş. Sonra bütün bu bölgeleri toptan söylemek İstemiş pürüzsüz ve düx bir güne, günün her bölgesiyle bir. Hkte adına egündür> demiş olmaları akla yakındır. Gece: «Kiç>, «geçs kökleri gecenin ne olduğunu açıkça gösterir. Buradan son «çe leki tasğir olmasa gerektir. Buna , güce) diyeceğim geliyor. Kökleri bulabildiğim kadar aradım. Eklerle eskiden uğraşmamıştım. Şim - di de vakit bulamadım. Seyhan: Müze direktörü keedi açmamaları dahil bulunmalıdır. Bu tedbir, bugünkü durumu — bir genişletm İtalya bugün en ibaret olacaktır. Çünkü de ke Ülata uğramaktadır disine kredi temin etmekte mü Zecri Ihı"(İ'hiı'İı—r Yazan: Prof. Dr. O. Mippolu Arsıulusal hukuk enstitüsü üyesi İki felaketren küçüğünü seçip al. mak #det olmuştur. Anlaşılan —dünya, bugün böyle bir seçim — karşısındadır. İtalyanın Habeşistana karşı açtığı sö- mürge harbı, hiç şöphe yok ki, böyle bir felakettir, hem de bu felaketin bü- yüğüdür. Fakat İtalyamın büyük Bri tanya ile herhangi bir Avrupa harbına girişmesi, bunun sonucunda — kolayca bir. Avrupa harbına bunun — sonucunda bir - Avrupa üçsüz girişmesi, kolayca — genel harbi. çıkabileceği için bucaksız — bir felaket olmuş olur. Bu ikisinden — birii muhakkak seçmek lâzım mı? Bunlardan birincisi, artık önüne geçilmez bir hal aldı. İşleri görmek kapasitesi olan yani küçüğü, bu durüm, zaten haftalar. danberi belli bir şeydi bunun arkasından daha büyük bir felaketin de gelmesi zarur! midir? Bunun için bir herkes için, Ancak zaruret yoktur. Şimdi, böyle bir fela- kete sebeb olabilecek olan patlıyacak miaddeyi ottadan — kaldırma! Bu madde de tedbirler. dir. zecri Uluslar Sosyetesinin en büyük ö devi barışı korumaktır. Uluslar sosye tesi, talya . Habeş anlaşmazlığında elin: den gelen ve insan kudreti çerçevesi içinde yapılması mümkün olan her çe- yi yapmış olmakla övülebilir. Bu ku- rum bu bakımdan büyük bir kapasite göstermiştir. Uluslar Sosyetesi, yalnız toplantıya katılmış olanlar arasında te- ması temin etmekle kalmamış, uzun u. zadıya meler ve ara bulmak tek tiflerinin yapılmasını mümkün kılmış- tır. Bütün bunlara rağmen, anlaşmaz- lığı ve dolayısiyle de bu barbı yeryü. zünden ka!dıramamış olması, kendisine çatılmak hakkımı vermez. Uluslar Sos yetesinin prestijği bundan dolayı mut- laka kırılmalı mı? Her prestij sıyasa- olduğu gibi Uluslar Sosyetesi j sryasasının da dayandığı şeyin Geçmişte ve gel»cekte bü. tün ulusal ve soysal işlerin te- meli nüfustur. Nüfus sıyasası | da ancak nüfusu tanımakla ku—: rulabilir İ ) 20 İlkteşrin - Pazar t Genel nüfus sayımı; Bize bu sıyasanın yolunu | gösterecektir. ) BAŞVEKÂLET İstatistik Umum Müdürlüğü RADYOLAR ANKARA 19.30 . Çocuk saati 19.45 - Musiki: Laszlö: Macar şarkıları Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal 2005 - Ev kadınıma öğitler 2015 . Musiki Weber: Sonate Keman: Necdi n Piyano: Ulvi Cemal 20.35 . Hafif plâk musikii 20.50 - Haberler n bir proje Mippold ise zecri araştırıyor. Vaktiyle hazırlamış olan tedbirlerden çekinil- en büyük payı, belki de sürekli telkin yoliyle halk yığınlarına yüklenen ve- himdedir Uluslar Sosyetesinden, her harbın ö- nüne geçebileceğini beklemek ve bun- lardan birini başaramayınca da hemen zecri tedbirlere basvurmasını istemek. le zayıf olduğu herkesçe kabul edilmiş olan bu kurumdan haddinden çok v- mudlara düşülmüş olmaz mı? Yukarda da söylendiği gibi daha birçok harbla- ra çığır açabilecek olan zecri tedbir- lere yani tutuşturucu maddeye başvur. makla barışı korumak olan asıl ödevine karşı sadakatsizlik etmiş olmaz mı? Küçük bir çocuğun bünyesi görz ö- nünde tutularak ağır yükler altına so- kulmaması gerektir. Uluslar Sosyetesi henüz pek çok yükler altına — girecek çağda değildir; bunun için ona katıl- meş olan hükümetler ondan herhalde, bugünkü durum içinde yalnız harb kar. gaşalıklarının çıkmasına sebeb olmakla kalmıyacak, aynı zamanda Uluslar Sos- yetesini de devirecek olan zecri tedbir- lere kalkışma: düşü; Bu satırları ya Ti tedbirlerin ar beklemezden önce iyi- den iyiy taşınacaklar an, vaktiyle zec. mlusal haklar arasına girmesini ve hattâ, Uluslar Sosyetesi projesini yaparken zecri tedbirler sis- temini hazırlamış olanlardan biri olma S1 Golayısiyle zecri tedhirlerden müm- kün mertebe kaçınılmasını ileri stirme. si kolay bir şey değildir. Ne çare ki, bunları hazırlarken, o, g Afrika karışı önünde, ve Asyadal k ihtiyacında ricik ağırlık merkezi lacak ve hattâ daha tehlikeli anlaşmaz- Irklara karşı gücü yetecek olan bir ku. Böyle da- daha bir üesi yerine, bugün, bette de zayıf ağa onun gücü ndan do dbirler lesinde aldı » onunla — tet- rübelere girişmezden önce, onu evvela kuvvetlendirmek Tâzımdır. Zecri ted- birlerden var geçilmesi prestijin yıkıl. ması demek değildir; olsa olsa hiç kim se için gizli bir şey olmıyan — sıyasal durumun Tealitesine u halbuki zecri tedbir yollar en feci tehlikelere doğru yürümeği ifa de eder. İtalya ile İngiltere arasında bir har bım çıkması imkânların d den yazılmağa başladığını görmek için gazetelere bir göz gezdirmek yeter Bir defa Zecri tedbirlere başlandımı. an bir yanda topların kendi kendileri Bu tekin siz anlarda öyle gizlenmiş hir balde bekleyen tehlikeleri, zecri — tedbirlere başlanmasımın genel bir kryametin kop- masıma işaret olabileceğini uzun uzadı. ya düşünmeğe bile Yü yoktur. Bizler, Uluslar Sosyetesinin zayıf- lığını tehlikelerle dolu olan sıyasal du- her ne patlamaları beklenebilir um rumu göz önünde tutarak, Uluslar Sos- yetesinde Üye olar devletlerin, önüne geçemedikleri bir harb dolayısiyle zec. ri tedbirlere başvurmazdan önce, oa defa değil, yüz defa iyiden iyi düşün meleri lâzımgeldiği kanaatındayız. Ve hele İngilterenin, eski âdetlerine sadık kalarak bugünkü sıyasal genel müun pratik gereğine uyacağını sanıyo- ruz. duru- Bugünkü günde halk yığınları daha çok his sıyasasına kapılarak çok defa antipati ve sempatiye brrakıyor. Fakat D devlet adamları ke ini aptırmıya Noye Zürher Saytung H KTEŞRİN — 1936 CUMA ı öiliyormusunuz KU7 3S giliz zıhlılarında sincma İngiliz bahriyesinin şeflerinden bazıları subayların, okumaya ve etüde harcıyacakları kıymetli za- manlarını limanlarda sinemaya gitmek için kullandıklarından şi- kâyet ettikleri için ingiliz amiral- lığı bir deniz sinema direktörlüğü kurmuş ve bütün harb gemilerine sesli sinema tertibatlı yapmaya ka rar vermiştir. Zaten daha birkaç sene öncesin- denberi büyük gemilerde sinema süvareleri tertib ediliyordu. Veri- len kararla bu organizasyon ge- nişliyecek ve gemi mürettebatı, karaya çıkmak lüzumunu duyma- dan, gecelerini eğlenceli ve fay- dalı bir surette geçirmek imkânı- nı bulacaklardır. Amerikada linç artıyor. Doj Hhaprla güzetei düzn: rika'da zencilerin Hinç edilmesi hâdisesinin artmakta olduğunu kaydederek 1882 den beri 5000 kadar zencinin linç edilmiş oldu- ğunu ve bu hareketi yapanlardan pek azının cezalandırılmış oldu - ğumu yazıyor. Tuhaf bir vaka $ Nevyorkta, Normandi vapu- riyle Paris'e giden biri, dostlarına veda ettikten sonra birkaç ame- rikalı evlerine dönüyorlardı. Yol- da içlerinden birinin hatırına gel di: Ya gemiye uğurlamaya gel- miş olanlardan biri dalarak vapu- run hareketinden önce dışarı çı- kamazsa ne olur? Bir arkadaşı kı- lavaz motöriyle geri döner, dü- şüncesinde bulundu, öteki, hayır dedi, Havr limanına kadar gitme- si icabeder. Aralarında bulunan meraklı bir kodu dayanamıyarak fransız transs lantik — acentesine telefon ederek bu meseleyi sordu ve şu cevabı aldı: “Fransa'ya git mesi icabeder, orada da 30 gün hapiste yatar,, Meraklı kadın, aynı suali tele- fonla bir defa da alman transat- lantik kumpanyasının acentesine sordu. Oradan da böyle bir yol- cunun Almanyaya kadar gitmesi lâzımgeleceğini söylediler. Bu cevab kadının merakmı ta- mamen tatmin edememişti. Gene sordu: — Fakat orada kaç gün hapis yatması icab eder, fransız kum- panyasında 30 gün dediler. Telefondaki ses bu defa asa- bileşti: — Pazarlık kabul etmiyoruz, bayan. Fransız denizaltı gemiler $ İngilizlerin hemen hemen bü- tün donanması Akdenizde top- landı. Simdi fransızlar da ÂAkde- nizde toplanıyorlar. Viyana gaze- lerine Paris'ten yazıld Ka fransız denizaltı gemilerinin Ak- denize hareket etmeleri emri ve- rilmiştir. Cezayir'de Oran şehrin- de çıkan Liberte gazetesinin yaz- dığına göre, bundan birkaç gün önce, Fulon'dan hareket eden Pok ve Narval adındaki denizaltı ge- mileri Oran limanında toplanmış olan fransız dönizaltı gemillerine katılmışlardır. Ayrıca daha - bir- çok denizaltı gemilerinin Orana gelmeleri bukleniyoranığ! ma Korsan kadın $ İnsanın aklı artık birçok şey- lere eremez oldu. Çin'in güneyi de korsanlık yapan çinlilere şeflik edenin bir kadın olabileceği ki- min aklına gelebilirdi?! On yıldanberi güney Çin de- nizlerinde korsanlık yaparak et- rafı kasıp kavuran bir çete yaka- lanmış ve bu çete şefinin Çangçin- çiao adında bir kadın olduğu an- Taşılmıştır