neler oluyor ? BULGARİSTAN'DA : $ Bulgaristan'da Sliven kasa- basından 15 kilometre uzaktaki dağlarda bir mağara içinde, bü - yük bir baskı makinesiyle birçok gizli basılmış şeyler, sempatik mü- rekkebler ve başka bir takım mal- zeme bulunmuştur. Bu taraflarda birkaç aydanberi komünist parti - siyle, komünist gençlikleri adma çıkarılmış bildiriğler dağıtılmakta idi. Bunun üzerine — araşlırmalar yapılmağa başlanmış ve 8 kişi ya- kalanmıştır. Bunlar - sıkıştırılınca hakikaltı söylemişler, mağaraya gidilerek bu gizli basımevi meyda na çıkarılmıştır. $ Bulgar kavunlarının memle- kete girmesini kolaylaştırmak is- tiyen Polonya hükümeti, önümüz- deki eylül ayı içinde bu kavunlar üzerinden alınan gümrüğü indir - meğe karar vermiştir. YUGOSLAVYA'DA: $Yugoslav öğretmenleri birli - #inin Saraybosna'da — toplanan kongresi dolayısiyle tedrisat kül - tür direktörlüğü Yugoslavya'da ekulların durumunu gösteren dik- kate değer sayılar bildirmiştir. 1934 ders yılı sonunda memleke - tin ilk okullarında 1-388.498 ço - cuk vardı. (Yugoslavya'nın nüfusu 13 milyondan fazladır.) Öğret - men sayısı da 23159 dı. Buna gö - re ortalama olarak her öğretmene 60 talebe düşmektedir. Morova'nın bazı yerlerinde bu nisbet çoğal - makta ve bir öğretmene 72 çocuk düşmektedir. Macaristan'da bir öğretmene 47, Romanya'da — 45, Bulgaristanda 36, Avusturyada ise 26 talebe düşmektedir. SOVYETLER BİRLİĞİNDE: $ Sovyetler Birliği ile İran ara- sında bir tecim anlaşması imza - lanmıştır. Aynı zamanda, Sovyet- ler Birliğinin tecim oruntaklığı, İrana bher yıl Sovyet ürünleriyle yapmıştır. Ayrıca İranda yapıla - <cak pamuk ayıklama, yün yıkama Sovyetler Birliğine sipariş veril - maiştir. YUNANİSTAN'DA: $ Noye Fraye Prese gazetesi - nüân Âtina aytarı gazetesine bil - dirdiğine göre; eski yunan Kıralı Yorgi, kıralcı gazetelerden - biri- ne verdiği bir diyevde uzun uza- dıya, iyi bir ordunun faydaların- dan bahsetmiştir. Kıral Yorgi, su- bayların kendi aralarında kardeş kendilerine daha süel okulda iken aşılanmalıdır.. — — Eski kıral, Yunanistan'ın dış #ıyasasına dokunarak demiştir ki, yabancı memleketlerde çok iyi dostlarımız vardır. Hele Balkan anlaşması bizim için çok ' büyük bir önemdedir. Babam da vaktiy- le Türkiye'ye yaklaşmak teşeb - büsünde bulunmuştu. Bu gayeye gok geç ermemiz bize pahalıya maloldu. Kamâlist Türkiye, bu - gün bizim iyi dostumuzdur. An - cak, barışı korumak için, saygı telkin eden iyi bir orduya lüzum vardır. Bunu her yunandlının bil - “ni arzu ederim Doğu - — İtalya - Habeşistan anlaşmazlığı dolayısile ingilizlerin ne düşünmekte olduklarını an- latan Büyük Britanya diplaomatlarından Lord Robert Sesil'in biv yazısını dörtgün önce bu sayılaya almıştık. Bugün, de Fransanın, eski Roma Bü; ye Zürher Saytung'da çıkan ve uluslar sosyetesi toplı dağunu izah eden bir yazısını kısaltarak koyuyoruz. Lord Sesil bugünlerde, İtalya - Ha beşistan anlaşmazlığının gerek Fransa ve gerekse Büyük Britanyanın durum- larını neden tere istikamete çevirdiği meselesini İnceden inceye araştırdı. İngilicrede, uluslar sosyetesini müda. Iaa edenlerin en ileri gelenlerinden o. lan lord Sesil, Fransanım, Cencvrede, ilk önce karşılıklı yardım plânı yapıl- mak ve ondan sonra da uluslar tösyete- sinin eksik olan kuvvetini güven altıns almak için 1924 de Cenevre protokolu- nu ileri sürdüğü devri hatırlatırken "Büyük Britanya tarafmdan o zaman yapılmış itirazların, böyle bir birge ha. reketi göz önünde tutan plânları sonuç. suz berakmış olduğunu az çok anlatmış oluyor. Uluslar sosyetesi paktının zayıf ol duğamu bildiğimiz içindir ki, onu eski- denberi bu gibi andlaşmalarta kuvvet- Tendirmeğe çabalamıştık. İleri sürdüğü. müz projele 'a reddedilmesi üzerine, u. luslar sosyetesi de dermancız bir hale sokulmuş oldu. O — günlerdenberi bu dermansızlık gerek Almanyaya, gerek ve Japonyaya — kargı, apaçık, kendini gösterdi. “Emrivaki,, karşısında boyun eğmiş olan ilk büyük devlet, Büyük Britanya olmuştur. Sadakatsizlik gös. termiş olan Almanya ile deniz silâhlan- ma meselesini gizliden gizliye görüşe. rek kotarabilmek için, Büyük Britan. ya, yalnız uluslar sosyetesini değil, bi tön dünyanın bu meseledeki düşüncesi- ni de hiçe saydı. Şu halde bugün bu ha- reketi sezmiş olan İtalyanın bundan örnek almak istemesine Büyük Britan. ya ne hakla şaşıyor? İtalya'nın Habeşistan hakkındaki düşünceleri, Avrupa için, herhâlde Al. manyanın yeniden silâhlanmastıkadar tehlikeli değildir. Korunmasma kelil olduğu andlaşmaları - bozanları ahıslar sosyetesi cezalandıramazsa, İtalyanın Atrikadaki güvenliğini sağlamak yo lunda alınmasının Nizumlu gördüğü ted- birleri bozacak, onları tesirsiz bırakacak küvveti nerede bulacaktır?. Habeşistan uluslar sosyetesinde Ü- yedir. Çin de bu sosyeteye alınmıştır. Yalnız o kadar değil, Çin, uluslar sos. yetesinin hükümeti demek olan konse. ye bile girmişti. Halbuki Çin, japon sal dırımı karşısında, Uluslar sosyetesinde, kendine sağlam bir — destek bulamadı Büyük Britanya, Uluslar sosyetesi pak- tinın 16 iner meddesinin Japonyaya tat- bik edilmesi için Çinin yanını tutarak silâha sarılmak gibi bir teklifte bulun. du mu? Asya için izin verilen bir şey, neden Afrikada yasak oluyor? Yoksa, Hindis. tana giden yol buraların çok yakının dan geçiyor da, ondan mı? yahud, italk- yanların Tsana gölü ile Nil kaynakta Tını ellerine geçirmek niyeitle harek t e*mekte olduklarını düşünen ingiliziri Sulunduğu için mi? ve yahud, san gün lerde bir ingiliz generalinin Londra ga zetelerinden birinde yazdığı bir yazıdı dediği gibi, italyanların Mısır ve Su- dân üzerinden geçerek — Trablustan tâ $ap denizine kadar varacak olan bir 3i mürge devleti kurmak fikrinde oldukla rından dolayı mı? Eğer bu düşüncele. rin esası olmuş olsaydır. hiç şüphe yot ki, Büyük Britanyanın asığları da doğ. rudan doğruya tehdid edilmiş olurdu Büyük Britanya, kendi güvenliği me selesini ortaya apaçık atacak yerde, u- Tuslar sösyetesinin pronsiplerini ortaya atarak suları bulandırmaktadır. Halbuki onun asıl menfaatları bu suların, imkân nisbetinde - durulmasın- dadır. Belki de biz fransızlar, kendi kendimizi aldatryoruz; ancak şu kana- atteyiz ki, eğer hu işler daha önceleri ve daha açık olarak ortaya atılmış ol- saydı, tehdid edici bir hal almış olan İngiltere - İtalya anlaşmazlığının değil İtalya ile Habeşistan arasındaki ha bin bile önüne geçilmiş olurdu. Kendi. mize sitem edecek bir tarafımız varsa, o da, görüşmeleri çok yavaş yapmış ve Rritamyanın elçilerine. — İtalyaya karşı yapmış oldukları psikolojik yanlışlık- ları iyice anlatmamış olmamızdır. Bu- nunla beraber, B. Eden Musoliniye yap. mak istediği teklifleri dış bakanımız. dan gizlediği zaman dostça danışmaları Ca pek kolaylaştırmış olmamıştı.. Bu anlaşmazlığın. yapılacak yerde sınırlandırılmasının — eskiden olduğu gibi bugün de — bu işin düzelmesi için tek çöre olduğu kanaatindeyiz; fr hükümet şefinin bü usulde ısrar edişi, yalnız italyan do: na büyük bir de ğer verdiği için değil, uluslar sosyete- sinin, bu anjaşmazlığı ele alarak birçok uğraşacağı, fakat düzelmesi için bir şey yapamıyacağı kanaatından ileri geliyor. İtalya, altmış üyeli öyle bir hak ye- râne veriliyor ki bu hak yerinin çoğun- luğu kendisine karşıdır, fakat vereceği hükmü kendisi yerine getiremez. Şu halde, karar tatbir edilemiyerek bütün dünya Küzumsuz bir heyecan içinde bı- rakılacak ve dolayısile uluslar sosyete- sinin geri kalmış olan bir parçacık şe- refi de silinip süpürülecek, yahud ce- zanın tatbikini üzerine 2'mağa hazır bir devlet ortaya çıkarsa soravı ona yüklenecek ve böylece Afrika seferi bir Avrupa harbına çevrilmiş olacaktır. Bütün 'bu ihtimaller hiç de hoş gö- rülecek şeyler değildir. İngiltere barı şa ne kadar bağlı ise Pransa da o ka dar bağlıdır. Habeşistanda çıkacak bir Habeş anlaşmazlığı ve papalık Frankfurter Saytung gazetesine Ro- madan yazılıyor: Bir yandan Bozen'de öbür yandan Paris'te bakanlar -toplanarak — görüşür- lerken, Papa da, Romada toplanmış olan katolik hasta bakıcı kadınların kengre. sinde bir söylev vererek, sömürge har- bi bile olsa, harba Iânetle karşıladığını söylemiştir. Papa, bu söylevinde doğ. rudan doğruya Habeşistan meselesine dokunarak demiştir ki: *— İtalya dışında, Htalyanın bir is rilâ harbı yapmak istediği söyleniyor. İtalyada ise, habeşlilerin sımır saldırış- Tarına, tehdidlerine karşı koymak lâzım geldiği, çoğalmakta — olan nüfusa yer bulmak zoru — olduğu tTddia ediliyor. Bunlar, yayılmak ve büyümek içia bir hak diye kabul edilmiş bile olsa, zor. lukların harpla değil, beşka çarelerle ortadan kaldırılması gerektir. Belki de yapılması, söylendiği — kadar kolay bir iş değildir. herhalde bunun — imkânsız bir şey olmadığını sanıyoruz. Bize öyle geliyor ki, yayılmak ihtiyacı bir hakikat diye, hesaba gerçekten — katılmış bile olsa, savga hakkının da kendine göre bir sınarı vardır. Eğer savğa denilen şeyin bir tuç olmaması — isteniliyorsa, berkesin haddini bilmesi Jâzımdır.,, Son düzeltmelere gör Kılavuzdaki yeni kelimeleri Nasıl kullanmalıyı: Bu adla çıkan kitapta (Ulus) daki (Kılavuz dersleri) toplanmış ve en son türkçe yazılardan örnek- ler kotmuştur. Kitabın sonunda 32 sayfalık bir endeks vardır. Burada kılavuzdaki birçok yeni kelimelerin türkçeden osmanlıcaya ve osmanlı- cadan türkçeye karşılıkları gösteril- miş ve bunların örnek yazılarda hangi sayfalarda W . “zuldıkları da âııret edilmiştir. Kitap 168 sayta- ır. İstanbulda Ahmet Halid ve An- karada Akba kitapevlerinde S0 ku- ruşa satılmaktadır. Elçisi Anri dö Juvnel'in, No- Ffransız görüşünün ne ol- harbın sonuçlarından o da sinirlenmek- tedir. Afrikadaki barışın korunması arzu. sunu yüreğimizde taşımaktayız, — fakat Avrupa barışı yüreğimizin çok daha derinliklerine kök salmıştır. İtalya ile Habeşistan arasında bulunacak olan bir i, uluslar sosyetesi çerçe- ne sokmak imkânı olduğuna şüp- he yoktur. Nitekim sırası gelince, Bü- yük Pritanya bu çeşid bir değil, bi: formül bulmuştur. Uluslar sosyetesin. » de dominyonlarına oy hakkı verdirmek ve Trakın kabulünü başarımış olmak gi- bi.... Amerikanın girmemiş olması dolayı. siyle Amerikaya, Japonyanın geri çe- kilmesi yüzünden Asyaya yapılamamış olduğuna göre, uluslar sosyetesi evren- selliğe çrememiştir. Bu hal göz önünde tutulunca, arsıulusal sosyetenin şimdi- lik yalnız Avrupa sınırları içinde ka- panıp kalmış olduğuna inanmak ge- rektir. Eğer Cenevrede Büyük Britan ya ile İtalya, tıpler Almanya ile Rusya- nm yaptıkları gibi, elele verip çalışma imkânın bulamazlarsa, günün birinde barışm başmı sokabileceği biricik yu- va da, yarın bir kül yığmı haline geti. rilmiş olacaktır. Bu ihtimallerin önüne geçmek için elinden geleni yapmakla, Fransa ulus- | lar sösyetesine tadakatsizlik mi ediyor? İngilterenin Maltada aldığı tedbirler Fölkişer Beobahter gezetesine 30 ağustos tarihiyle Londzadan bildirili- yor: İngiliz hükümeti, Maltaya harp mal. zeresi ve uçak topları taşımak için in- giliz bandıralı “Belerofon, yolcu ge- misini kiralamıştır. Bu vapur, Porte- mut'da asker ve harp — mülzemesi yük- dendikten sonra hemen hareket edecek- tir Haber alındığına göre, bu süel taşıt işlerinin asıl büyük partisine Savthem. ten Hmanından Maltaya gitmek üzere salı günü yola çıkacak — olan süe! taşıt vapuru Noyroliya gemisi ile başlana- caktır. Britanya bi lamağa kalkması yollarına yetişecek kadar bulunmaması Londrayı velveleye ver- miştir. Bu taşıt işleri dolayısiyle Deyli Telgraf gazetesi şunları yazmaktadır : "Asker taşımak — maksadı ile harp dairesi tarafından kiralanmış olan 9000 tonluk Belerofon vapuruna Maltaya git- mek üzere Portsmut limanında, top ve daha başka malzeme — yüklenmektedir. Bu işlerle deniz yaya kuvvetleri ve ctihin vapur kira. ve dolayısile deniz €lde vapur topçu krtaları uğraşmakta, kamyonlar dizi halinde şehirden geçerek vapura harp malzömesi taşımaktadırlar, Britanya hükümeti, Maltaya — yap- tiğı bu asker ve harp malzemesi taşı- tından başka, Çok daha geniş ölçüde sücl tedbir almakta olduğu an. lasrlıyor. Lce on Solent ve Gösport'daki de - niz uçak istasyonlarında artık hiç kim- ıvrıca, seye izin uçak gçmisi, bütün uçakların: güverte- sine alarak harekete hazır bir halde beklemek emrini almıştır. Bu gemide de artık hiç bir izin verilmemektedir. Lee on Solent Gösport istasyonları ile Ku » rağevs gemisi anayürdun savgasına ve- rilmişlerdi. Deyli Telgraf aytarının verdiği habere bakılırsa, Turius ve Ku. rağgeus gemileri nomal yüklerinden başka (biri 33 öhürü 48 uçak) güverte lerine ayrıca uçak yüklemişlerdir.,, verilmemektedir. Karagcus EYKOÜL 1938 CN" * —— —oaam —.. Biliyormusunuz LA EAR $ 1934 yılında Amerika'da aç- hıktan ölenlerin sayısı iki milyon dört yüz bin kişidir. Bir milyon iki yüz bin kişi de yoksulluk yüzünden kendilerini $ Amerikada yapılan esaslı bir inceleme sonucunda bütün dünya- da 1100 kitapevi olduğu ve bun- larda 185 milyon kitap bulunduğu anlaşılmıştır. Avrupada'677 kitapevi, ve 120 milyon kitap, Amerikada ise 350 kitapevi ve 60 milyon kitap var - dir. Paristeki ulusal kitapevi yer yüzündeki kitap evlerinin en bü- yüğüdür ve burada dört buçuk mil yon kitap vardır. Ondan sonra bir milyon iki yüz bin kitabı olan Va- şington, daha sonra da Londra ki- tapevleri gelir. Lâkin Moskova ve Leningrad kitapevlerinin her birinde dörder milyon kitap bulunmaktadır. $ Bütün büyük şehirlerde gü - rültüden şikâyet ediliyor ve buna çare bulunmağa çalışılıyor. Paris polis direktörü B. Lanjören da, Pariz polislerine verdiği bir emir- de, gürültüye karşı sert bir savaş açılmasını — bildirmiştir. Yasak edilmesi gereken gürültüler, ağır kamyonlarm, bakımsız, şurası bu- rasi gevşek araba ve otomobille - rin, klaksonlarım, silânsiyösiz oto - mobil motörlerinin çıkardıkları son kullanılması akşamın 21 in - den sabahm sekizine kadar yasak- tır. $ İnsan kuvvetiyle işleyen bir uçakla ilk defa olarak Almanya'da Rebstok uçak alanında bir uçuş yapılmıştır. Dünbayl adlı bir pilot ustası yerden 1 metre yükseklikte, insan kuvvetiyle çevrilen pervane ile yürüyen bir uçakla 195 metre yol almıştır. Pilot yaplığı ikinci bir deneci de başarmış, bu sefer de 225 metre yol almıştır. $ Çin'in yeni ceza kanunu, evli erkeklerin metres tutmalarını ya - sak etmiştir. Onun için, metresini görmek veya bir “çayevi,, ne git - mek isteyen koca, karısımndan izin almak zorundadır. Böyle yaparsa, cezadan kurtulmaktadır. Bu yeni kanunun “makabline şümulü,, olmi dığı için, kanun çıkmadan metres- leri olduğunu isbat eden erkekler, cezaya çarpılmak tehlikesi karsı - sında bulunmaksızın bunlarla bu- luşmağa devam edebileceklerdir $ “Ar yılı değil, kâr yılı,, diye bir söz vardır. Bu sözün manasını iyice anlamış olan japon tecimer- leri, etraflarında olan bitene bak. madan, para kazanmak icin care araştırıyorlar. Japonya şimdi de Mtsır'a fasistlerin giydikleri siyah gömleklerden göndermeğe hasla mıştır. — Remların — göğüslerinde “yaşasın Duçe,,, “Habeşistan bi- zimdir., . “vız gelir!., gibi yazılar bulunmaktadır. Bu gömlekler üç Brete satıldığı için gelen mallar Misir'daki italyanlar tarafından kapışılmaktadır. Japonlar isin ivi gittiğini görünce Eritre'ye de si - yah gömlekler göndermeğe karar vermişlerdir. Bunların fiatı Mısıra göre daha eksik olacaktır $ Estonya'da Reval'de ölüm hükmü giyen bir katil, cellâdın verdiği zehiri içerek kendi kendi- ni idam etmiştir. Böyle bir idam cezası Estonya'da ilk defa görül. mektedir. İdam yerinde bulun-n doktor, mahkümun hemen öldü- ğünü görmüştür. verilen zehir si - yanür dö potasy » Ceza ka - nununa göre, zehiri içen mahkâüm beş dakika içinde ölmezse, asıla - rak öldürülmesi gerekmektedir.