12 AĞUSTOS 1935 PAZARTESİ —kcuvuA—————— ——> Düşünüşler ... .. K 5 | Kötü bir zihniyet ki yanma, kısa aralıklarla tap- taze ağaç fidanları dikilmiş bir yoldan yürüyorum. Muhayyilem, bu incecik sakları genişletiyor, bü- yütüyor, sık yapraklarla süslüyor. koyu gölgelikler görür ve vatlı bir akasya kokusu duyar gibi oluyo- rüm, Bizden, tâ ilerde yürüyen başı kasketli bir delikanlı, nereye ko- yacağını bilemediği kolunu uzatı- yor, bu taze fidanlardan birini par- Mmakları arasına alıyor, ortasından kırıveriyor. Ve bbe:;'m;e içimde bir ler gibi oluyor. :;;1::: B:rup dururken ketr disine hiç bir faydası doknıın,-ıı;_ılıı bu kötülüğü yapmak neden? Bit mezliğinden, dulyı:ıulığındın, an lamazlığından elbette. ç Ve Ifimbı'lı':, diyorum, lıı.—lk,ıd de şu anda, ayni günahkâr el, y_ı; n: başka bir köşesinde, ayıti bi m;ö lik ve kayıtsızlıkla, binlerce A nüm — ormanı .ıl! ;l:ek tuşturm e j ya;fııı:ıg:: ::yl bin dönüm ormzı;._ can sıknıtısını giderecek gğle_ıkı:et rayan beyinsiz için bu iki m'lzüı arasında bir tark yaktur. çnn ,: doğrudan doğruya ıondıs_ıneü“h rarı olmayan her hareketi mi örür. gwgumdı büyük bir sosyal y;’t; nın belirişine şahit olııyorıu;n ğ Şunun kolektiveyi tanımay a kolektivitenin aıığ!.ı_r.lh— meşgul 0: mayan koyu tetrçiliğinden dqğzı bir zihniyet, “Bir lokma ve bir hır ka,, tevekkülçü prensipinin ı;ır:;ıı- L Janmasının sonucu: DU- :l;nhı::dıdâ' değerleri hor görmek ve bunların yok edilmesine karşı tam bir kayıtsızlık. Bi lenin tanılışı, ;: varsa, yurddaş veya yabancı, hepsine birden verilen ad: yaban. Bu şuursuz bir nihilizmdir. — Yeni kültür, terbiye ve ye- ni propaganda ile, bu asırlık mis- kin zihniyetin memleketten tama- men kökü kazınıncaya kadar dev- let, fertlere karşı kontrolunu çok sıkı tutmak zorundadır. Esasen yakından müşahade et- tiğimiz bir hakikat vardır: Nefeye devlet eli, düzeni, disiplini girer- se, orada bilme:lign yıl;cı el:l he- men kayboluyor. O, vurdum duy- maz iın:ırırorluk tarafından başı boş bırakılmış bir memleketin 15- lak karanlığında yetişmiş tufeyli bit mantardı. Düzenin ve dölenin şuurlu ve medeni aydınlığında kökleri hemen kuruyuveriyor. Ağacı korumak için alacağımız bütün tedbirler mevzil olacaktır. Derdin kökünden kazınılması için açılacak asıl savaş doğunun bu kö- tü tertçilik zihniyetine karşı olmu- irdır. Kollektit asığların manasım ve önemini anlamış bir c_enılyme devletin ödevleri kendiliğinden kolaylaşır. Yağr NABİ ______—-ı__!——— Fen okulundan çıkanlar birliğinin kurultayı Merkezi Ankarada bulunan “Nafıa Fen :l?bı Mezunları ârliği,, nin üçüncü kurul - tayı :ıünııı( 15 te birlik merke - zinde yapılmıştır. Toplantıda (88) üye bulunmuştur. Kurultay başka- nr büyüklerimize Fen Memurları nın saygı ve hığlılı!ııiı. .wıu telyazıları çekilmesini istemiş v> .hîd&üıây&ıünu 'ıöıtwoririı a eri ::çl:.u’:ır:puı okunarak aynen onaylanmıştır. Bundan sonra câki yör” — * kur rulu tarafından konuşulur O-' o lanması istenilen işler de görüşül- dükten sonra yeni yönetim kurulu seçilmesine gecilmiş ve başkanlı - ga Bay Yusuf Tahsin, genel sekre terliğe B. Behir. üveliklere de BB Fasih, Hulusi, Sudi. Müfit, Süley man Zeki atanmıştır. ULUS HABERLER ISTANBUL TELEFONLARI: İstanbulda Yeni Camiin önü açılıyor İstanbul, 11 — Urayın Yenica- mi önündeki dükkânları ve mağa zaları kaldırarak camii 4meyılan'ı_ çıkaracağı, meydanı genişleteceği ve burasını bir park haline koya- cağı haber veriliyor. Uray bu iş i- çin gereken parayı hazırlamıştır. Lahey'de üyeliğimiz İstanbul, ! — Lâhey adalet divanına bir türk üyenin tayin edi- leceği, bu Üüyeliğe taratımızdan gösterilecek adayın da üniversite rektörü B. Cemil olacağı hakkın da burada bir söylenti vardır. Garsonlar okulu İstanbul, 11 — İstanbul garson- lar cemiyeti 1 eylülde bir garson- lar okulu açmaya karar vermiştir. Okul açıldıktan sonra garsonlar arasında ehliyet iddiaları halledil- miş olacak, vesikayı okul verecek- tir. Uçak piyangosunda kazanan numaralar İstanbul, 11 (ALA.) — Hava kurumu piyangosunun — bugünkü çekilişinde ikramiye kazanan nu maralar : 136886 Numara 12.000 Lira 17388 — .. 10000 » SÖÜ n 3.000 », 3698 —». DANA çe 140958 — » LÜRÜ y Mardin Halkevlilerinin bir gezisi Savuür, 11 (ALA.) — Mardin mürekkeb temsil ve köycüler ko - miteleri üyeleri bando takımiyle birlikte buraya gelmişlerdir. Tem- sil heyeti Kahraman piyesini pa - rasız olarak halka göstermiştir. Boluda Anafartalar utkusu anıldı Bolu, 11 (A.A.) — Dün 10 ağustos Anafartalarda Conk ba - yırından düşmanın atılışı ve Ça - nakkale'nin kurtuluşu utkusunun yıldönümü — şehrimizde törenle kutlandı. Bu münasebetle, şehir bayrak- larla süslendi ve elektrikle aydın- latıldı. Törende, yirmi yıl önce yurdu istiladan kurtaran ulu Ön- derin dehası ve askerlerimizin kahramanlığı anıldı. Bolu, tarihin yürüyüşünü değiştiren bu utku yıl- dönümünü her yıl kutlıyacaktır. Dün bu mutlu gün vesilesile Gerede sporculariyle Yeşilova ku lübü arasında bir maç yapıldı. Maç, üç sayı yapan her iki takım arasında beraberlikle bitti. Çanakkalede Çanakkale, 11 (A.A.) — Ça - nakkale, dün, Conk bayırından düşmanın atılışını ve Ulu Önder Atatürk'ün yirmi yıl önce Çanak- kale boğazını türke yeniden ka - zandıran, dünya harbının gidişini ve tarihin yürüyüsünü de; ren eşsiz dehasını kutlamıştır. Sehir ve deniz elektrik nurları içinde. Sevinçli fener alayları ile coşkun gösteriler yapılmıştır. Muğlanın mağden çıkatları Muğla, 11 (A.A.) — Temmuz ayı içinde yabancı ülkelere ilimi zin Küllük ve Fethiye alanların da bulunan mağdenlerinden 1970 fon zımpara, 3100 ton manganez, 6137 ton krom mağdeni gönderil miştir. Muğlada yağmurlar Muğla, İL CAİ — Buğün öğleden sonra gene sürekli yağ - mur yağmıştır. Yağmurlar sonba har ekimi ve üzümler için çok fay- dalıdır. Ispartada yağmurlar İsparta, 11 (A.LA.) — Şehrimiz ve civarına bugün bol yağmur yağ mıştır. Günlerdenberi süren şid - detli sıcaklar yağmurlardan sonra azalmıştır. Yağmurun sebzelere ve bostanlara faydası olmuştur. Kurutulan bataklık Konya, 11 (A.A.) — Ereğlide- ki bataklık alanının için İsviçreli uzman Dr. Gruner tarafından araştırmalar yapılmış- tır. Buna göre, kurutma projeleri bataklığın uçak tarafından fotoğ- rafileri alındıktan sonra yapıla - caktır. Yeni pancar ürünü Adapazarı, 11 (A.A.) — Yeni pancar ürünü yetişmiştir. Ay so- nunda çıkarılmaya başlanacaktır. Seker fabrikası işyarları önümüz- deki yıl içinde pancar ekilecek verleri görmekte ve pancar ekici - lerle anlaşmalar — yapmaktadır. Fabrika işyarları çiftçiye iyi to - hum dağıtmaktadır. Poliste, Azılı bir hırsız cezalandırıldı ÜOteygün asliye hakyerinde sa- brkalılardan ve şimdi Üüç hırsız- lığa girişimi ve 2 hırsızlığı için du- rTuşması yapılan 19 yaşında İsma- ilin 1 sene 7 ay hapis yatmasına karar verilmiştir. Nümune hastanesinden geçen ay kaçan suçlu yakalandı Geçen ayın yirmi ikisinde ba- kılmakta olduğu nümune hastaha- nesinden kaçan ve fili şeniğden üç yıl cezalı bulunan Destan on beş gün Güre dağlarında gezdik- ten sonra evelki gün jandarma Se- lim tarafından yakalanmış ve dün tüze bakanlığına getirilmiştir. ——— ı ——— p te, “Habeş mese- Cumhuriyet csinin gösterece- ği yeni şekiller,, başlığı altında Bay Yunus Nadi yazıyor: “İngiliz gazeteleri — İtalya - habeş anlaşmazlığı için Cenevrede alınmış o- Jan kararı, memnun olacak bir sonuç gi- bir pamuk ipli 'Tutulan yol salt İtalyaya zaman ka- sandırmaktadır. Kazandırılmaktadır. Alman basını Cenevrede alıman son kararlarla alay edip bu basına göre mil- letler kurumu B. Musolininin inadı ve kuvveti önünde teslim bayrağı çekmiş- tir. Fransız basını tehlikeyi tükel olarak geçmiş saymamakla beraber daha ziya- de eyiye yoran bir yoldadır, bu basm ergeç aklın ve mantığın başatlığından, yani barışın tutulabileceğinden umudu kesmiş değildir. Eğer İngiltere İtalya ile Habeşis. tan arasında bir savağı mutlaka karşı gelmek istiyorsa ve böyle bir savaşta Habeşistan tarafını tutacaksa — ki şim diye kadar görünen budur — bu Savaş olmaz. Fransa dahi bu işte ingiliz gidi- şine uygun bir düşünceyi benimsemeak üzeredir, onun kadar ileri girmeği göze alacak görünmemekle beraber, Fransa pek iyi biliyor ki İtalya Habeşistanda bir savaşa tutulursa Avrupadaki kuv- vetler düzeni borulacaktır. Onun için Fransa da var kuvvetiyle savaşın öaline geçmeğe çalışmakta İngiltereye yardım edecektir. Biz böyle sanmakta ısrat ediyoruz Ki belki bir iki ufak çarpışma ile İtal ya habeş anlaşmazlığı tatlıya bağlana caktır. İtalya için de doğru olan budur. İtatyanın bu meselode çok ileri gitmiş olmasına rağmen bu işin başka çıkar yo- lu yoktur. Meğer ki İtalya hem İngil- tere ve Fransaya, hem iklime karşı git- meği göze almış ola. Buna ihtimal veri- Temez. KURUN düzeltilmesinden bahsediyor ıı'- A N da, “İtalya, Habe- şistan ve Uluslar Kurumu başlığı altında Bay Şükrü Es- mer diyor ki: “Uluslar kurumu konseyi - İtalya - hebeş davasını pamuk ipliğine bağlıya- rak dağıldı. Konseyin kararından çıkan müspet bir sonuç, İtalyanın bir ay için- de Habeşistana karşı savaşa başlamıya- gağını adamasından ibarettir. 1906 müuahedesi çerçevesi içindeki görüşmelere gelince, uluslar -kurumu: nun ruhuna uygun olmiyan bu anlaşma- nın könseyde bahsedilmesine hile $ mamak elden gelmez. 1806 muahedesi, genel savaştan ön- ceki emperyalizme zihniyetinin sembo. Ni olan bir vesikadır. Bir devletin, du- rup durürken, Üç devlet tarafından nü- faz mıntakalarına ayrılması demek ©- dan bu muahedenin konseyde görüşme konusu yapılmasiyle Cenevrede çok fe- na bir çığır açılmış oluyor. Görülüyor ki uluslar kurumunu kotarmak için ku- rum büyük devletlerin sömürge sıyasa: larıma alet ediliyor. Musolini, “Cenevre içinde, Cenevre dışında ve yahud Ce nevreye rağmen hedefime — varacağım,, demiştir. Anlaşılıyor ki İtalya hedefine doğru Cenevre içinde götürülmek iste niyor. Ve eğer bu tasavvur gerçeklenir- e Habeşistanla birlikte uluslar kurumu 'da feda edilmiş olacaktır. da, Astm Üs, me- zarlık işlerimizin Dünkü İstanbul gazi-lelvrinin başyazılarından özetler ZAMAN da, “Habeş tehli- kesi,, başlığı altın- da ve Zaman imzasiyle deniliyor kiz Habeşistan meselesinin —asıl tehli- kesi Habeşistan uzaklaşıp —Avrupaya geçmiştir. İtalyayı bugün asıl bir çıkmaza o kacak olan şey de bilhâssa İngiltere ile arasının açılmasıdır. Çünkü İngiltere, İtalyanın hakikatem Afrikada yerleşip büyük bir imparatorluk kurmasını iste- miyorsa İtalya ne yaparsa yapsın, ha- beş harbine girişemez. Maamafih İtalaynın habeş seferini yaptığını farsedelim, bu da gene Avrır pa sulhunu mutlak tehlikeye düşürecek- tir. Ttalya Avrupada saafa düştüğü tak- dirde, ya (Avusturya) meselesinden ve yahud Almanya yüzünden bir harp çık- masina da hem yüzde yüz muhakkak narzarile bakılabilir. Almanların herhal. de bir fırsat kolladıklarına ve fırsat el- lerine geçince de bundan derhal istifa- de edeceklerine hiç şüphe edilemez. Bütün bu hakikatleri, senelerdenbde- ri İtalyanın hayat ve mematını elinde tutan Musolininin bizim kadar ve hat - tâ bizden çok iyi bilmemesine — imkân yoktur. Bu vaziyet karşısında — insan tabii olarak "O halde yapılan bütün bu gü- rültüler, bu yüz binlerce asker sevki, bu milyarlarla para sarfı — nedir?. diye kendi kendine sormaktan nefsini mene- demiyor. Bu suale ise (Maksat, palav va ile bitaz bir şey koparmaktır.) sözün den başka cevap hulmak güçtür. Biz bu sözü herhalde italyan dostlarımızı gü cendirmek için söylemiyoruz. Hadisat- tan çıkan mantıki netice bundan ibaret- tin. Yarı - sömürgelikten .. .. v büyük devlete doğru Dr. ORHAN CONKER Savaş sonrası dünyasındı. meydana gelen değişikliklerin en önemlilerind 1 biri hiç şüphe yok her örneği - cekimiş Osmanlı İmparatorluğunun yerine ge ve sapsağlam Türkiye Cumuriyetinin gelmiş olmasıdır. 1682 de ikinci Viyana seferinde box güna uğradıktan sonra iki — buçük asır hiç durmadan gerilemiş olan Osmanlı İmparatorluğuna son devirlerde “Has- ta adam,, adı takılmıştı. Bu ad Osmanlı devleti yönetimi ve sıyastası için oldu- Ku kadar finansı, tecim ve tarımı, bü- tün ekonomisi için de çok uygun bir ad idi. En kuüvvetli samanlarımızda ya- bancılara istiycrek vermiş olduğumuz izinler (Kapitülasyon) diye ulım ve devletin elini kolunu bağlayan bir be- lâ haline gelmişti. Ne zaman Gir Pabri- ka uçmak istesek iç pazarlarımıeda Av- rupanın ucuz mallatı ile karşılaşır, ken dimizi gümrüklerle — koruyamadığımız- dan, başlanılar iş çok sürmeden kapa nır giderdi. Türkiyenin Cumuriyetten önceki e- konomisi hiç bir sürette erkin bir ©' sa yakışacak düzeyde değildi. Bu ba- kımdan eski Türkiye bir yarı xSmürge idi. Bir sömürgede nasıl ki bütün ver- imli işler oraya eğemen olan ulusun elir de bulunursa eski Türkiyede de en ve- rimli ekonomi çalışmaları — yabancılar finanse ediyor ve yönetiyordu. 1 — İç tecimin en büyük kısnı ile diş tecimin hemen hemen bütümü ya- bancıların ve türk olmryanların - elin- de idi. 2 — Tarım Bankasından başka bü- tün Bankaları da yabancılar işletiyordu 3 — Taşın sösyetlerini de yaban- cılar yönetiyordu: Deniz kıyısındaki şe- hirlerimiz arasındaki taşını (kabotaj) bile yabancılara kaptırmıştık. Demiryol. Tarımızı da tabliğ yabancılar işletiyordu. #— Türkiyede bundan başka ne ka- dar bayındırlık işi varsa hep yabancı- ların elinde bulunuyordu. Elektrik, tramvay, telefon, hava gazı sosyeteleri hep yabancı parasile kurulmuş ve bu iş- lerden yalnız yabanct kapitali — fayda- lanıyordu. $ — Türkiyedeki bütün yeraltı zen- ginliklerini yabancılar işletiyordu.Tür- kiyenin bu yeraltı zenginliklerinden eli ne göçen ancak maden izni için devletin aldığı bir kaç lira ile maden ocakla- rında en kötü şartlar içinde çalıştırılan işçilere verilen alçak gündeliklerdi. Genel ekonomisi bu derece yabancı eilere geçmiş bir ülkenin tabiiğdir ki uluslar arasındaki — sıyasal yeri de pek onurlu olamazdı. Gerçi Osmanlı İmpara- torluğunun koskoca gövdesine rağmen Avrupada en küçük bir hükümet kadar bile sözü geçemezdi. Yabancı devletler bizdeki azlıkları ve kendi yurddaşlarını korumak bahanesi- le ikidebir bizim özel işlerimize karı- şırlardı.Ozmanlı hükümeti hiç bir za- man bunlara ses çıkaramazdı. Zaten dı- şarıya olan boyüt eğriliğimiz — yal- nız kapitülasyonlardan doğmuyordu. Osmanlı devlet bütceleri oldum ola- sıya açık gösterdiğinden bunları düzen: lestirebilmek için hemen hemen her yıl yabancı piyasalardan ödünç alıyocduk. Onun için yabancıları gücendirmemek onlarla het ne pahasına olursa — olsun iyi geçinmek yolu tutulmuştu. Bugün. karandığımız eşsir süsl ve sıyasal zaferler sayesinde — dışarıda ve içeride Türkiyenin onurlu bir devlet »- larak yaşamasına engel olan her şeyi ortadan kaldırmış bulunuyoruz. Ulu- sunmuzu Devletler arasında lâyık ol: duğu yere çıkarmak için en madern me- totlarla çalısıyoruz. Türk devrimi başladığı zaman bir gok yabancıların ; cumuriyet kurmak, şapka giymek, harfleri değiştirmek ivi ama ekonomik alanda bizim yardım- mız olmazsa ne yapacaksınız? diyer k dudak büktükterini hatırlryoruz. “Türk ler iyi askerdirler fakat ekonomiye, fi- nansa, akılları ermez.” gibi sözler de i. sidiyorduk. Batılıdlar böyle düşğünmekte belki hir dereceye kadar hakik idiler. Tanzlmat- tanberi Osmanlı devletinin başlayıp ta beceremeden yarıda — bıraktığı — hirsa” dÜ *