İi - SAYIFA 2 Dil ve tarih araştırmaları Arab illerindeSümer izleri Bu yofların dışında kalmış Yakat a- vab ulusuna ve dilini yapıp çıkarmakta onlar kadar önemli bir yol daha var ki, © da Basra'dan başlıyarak — Babülmün- debe kadar uzanan deniz kıyısı yolu- dur. O kıyılardaki iklim iç arab ille nin iklimine hiç benzemez. Sinemli ha- wası, yeşil dereleri ve sulu dağ etekle- Ti ile hemen her yerinde insan yaşayır şını kolaylaştırdığı için büyük çapta olmryan göçler, tecim kervanları deniz yolundan artık bu deniz kıyısı yolu- nu üstün tutarlardı. “Coğrafya bakı- Mnndan arab yarım adasının cenubun- daki yüksek dağlar hebeş yaylası ile İran'ın cenubundaki sıra dağlar arasın- da bir zencir ekidir. Sordon Chailde 'The most ancient Est 214., Bu yollar üzerinde büyük hareket- lerin ne zaman başladığını bilmiyoruz. Ancak Fırat'ın döküldüğü yerde 7 bin — yil önce kurulduğunu öğrendiğimiz ilk şar (1) in Eridunin yapıcıları olan su- moerlilerin o çağlardan daha önce bu yollar üzerinde gidip geldiğine şüphe etmemelidir. Şimdi Necid'de yaşayan — ve bugün dahi eski sumerin tufandan _Aöncckı' tanrısı Üt adına and içen Şam- mar oymak (aşiret) mın bu çöle Ba- bilden ve ancak sümerin dağılmasından #onra göçtüğünü kabul etmek en doğru bir inah olmaz sanırım. Bana - kalırsa yukarda adlarını saydığım bu şammar, anaz (inize) ve sahir gihi oymakların — ataları Mezopotamya'da kültürel varlık- “ Jarını kuran uluslarının ana bölgüsü ile geldikleri halde daha o zaman ayrıla- tak Necid'in gerçekten “cennet,, — gibi — olan sulak ve yeşil ovalarına çekilmiş- ler ve bugüne kadar orada yaşamışlar- dır. ŞWük yollar boyunca Y ta ve oralardan da H Konuyu aydınlatmak lerden birkaçını yazma! — ARAB ULUSU TARİHE HANGİ * “ÇAĞDA VE NASIL DOĞDU “İsa doğ — öncedenberi yakın — karıştığı gibi kültürü üzerinde de etki — yapmış olan (2) ,, arab illerinin islam- dan önceki kültürü, devlet kurumları, — we hâlkr hakkında bildiklerimiz hiç de- O fccek kadar azdır. Arab ulusunun kö- ikü nerede bitti? Yarımada'ya nereden geldi? Açık, belgeli ve inandırıcı ola- — gük bilmiyoruz. Arabın tükel anlamda “etmolojik belli bir ırktan doğması bir “ olduğunu bize anlatacak belgeler gibidir. Teolooya bilgini Dr. Huber, der ki: “Muhammed'den önce tarih yoktu. Yal- — Miz, söy kütükleri, söylevler, demeler Ve cönkler vardı. Kütükler bellibaşlı /— Böy adlarının nüfus kâğıdı gibi şeylerdi. — Bunlar yahudilerde olduğu gibi arab #oyunun tarihini İbrahim Yalavaç'a ka- O dar sürer çıkarırlardı. Birçok kök ve “goy bölüklerine kesin olarak ayrılmış — elan halk yığınmı biribirine yaklaştı- — tan ve sözde bağlayan biricik tinel bağ |— Ber yanda dillerde destan olan İbrahim —. babalığı idi. Das trank opfer.,, — Evet, İbrahime yahudiler gibi arab- /— har da baba derler, Kaldı ki İbrahim ne Oyahudi, ne arabdı. Sırasıyle Suriye, Fi- — Histin ve Hicaza doğru yörümüş, yayıl- — aş eski göçlerden “Huri olması çok ir,, birinde babası tark ama “ame- vanın kökü,, &ı Azarla birlikte İbrahim /— Gde bulunuyordu. Doğduğu, büyüdüğü şarından kalkarak şimdi Urfa yöre- tindeki Hara'da Gümer tanrılarından yahırt Sinay adrna bir tapınak kur- ır. Orada sümer dinine göre sümer ıma tapmağa başladılar ve Budunu ndan cr doğunun — tarihinc — (1) Şar sümer ve eti dilinde şehir iktir, (2) Dr. Huber Das trank opfoer, H.R. TANRUT © din yöndemince tapımmaya çağırdı- lar, okudular. İngiliz bilgini Denis Saurat der ki: “Gerçekte Hebrolar Mezopotamyalı güç- menlerden bir y . Abraham ken- disininkilerle birlikte Halde'deki Ur'dan geldiler, soysallık merkezlerinden çok uzakta, Filistin'de kesik olarak yerleş- tiler. Mezopotamya'nın köklü elamanla- Tını beraberlerinde saklıyorlardı. His- tokre des religions, 93,,. Sonra İbrahim Hicaza indi, (Mekke- ye geldiği zaman Cürhüm oymağı Mek- ke yakınlarında yaşıyordu. İbrahimin oğlu İsmail bu oymaktan bir kızla ev- lendi. Böylece üreyen dölüne arablaşan arablar “Arabı müstarebe,, adı verildi. Bugünkü arab iller hep onun çocuk- larıdır. Gerek Muhammed Yalavaç, ge- rek islam tarihi bu familyaya sımsıkı bağlıdır. İslam tarihi 160). Bu diyevlerin hiç biri bize bir arab varlığı; bilginin dili ile vasıflandırı!- mış bir arab ulusu tanıtamıyor. Böyle olmakla beraber İbrahim'den önce ve yerli bir dille konuşan özge bir soysal- lik bülünmüş olduğunu kabul etmek gerektir. Fakat bü vârlık kendini ücak islamdan birkaç asır miştir. önce duyurabil- (Bu toprağın Mühammed'den — hiç olmazsa biraz öncesini gösteren ulusal bir tarihi yoktu. Çünkü onun ne birle şik bir varlığı, ne işlenmiş bir kültürü vardı. Genç islamlığın birçok asrını çı- karırsak bugün de bir tarihi yoktur, A- rab birliği adına İbrahim babaya bağ- hlık gibi sözden başka bir nesne ölmr- yan ve bir batılı anlayışı ile hiçte ırk- ça bir anlam ve bir fikir vermeyen bağdan bahsedilir ve arab İllerinde ulu- sal kaynaşma adına bu gevşek bağdan başka yoktur. Arab hüküm sürmüş olan yalnız teklik, yalnız dağ- nıklıktır. Dr. Huber, Das trank opfer.) Bu tekliği, bu dağınıklığı — işleyen sebebler yalnız soysal değildir. Coğra- fik durümun yaptığı sebebler de çok Arab illerinde yalnız çöl, yalnız step var sanmayın. Uzaklarda, kum denizlerinin ortasında zengin — şe- illerinde önemli: hirleri, bu köyleri, sık yerleşmiş halkı ile asırlardanberi emek görmüş, işlen- miş bitek topraklar var. Bu yerler her ne kadar Yarımada'nın kıyılarında bu- lunuyorsa da, mesela orta yaylada Ne- cid'in çevreleri kertik bağınsız dağları, uzun tok dereleri, sulak ve yeşil özleri, üzerlerinde en iyi arab atlarının yayıl- dığı uçsuz bucaksı) stepleri; gene me- sela batı güneyinde tahıl ambarı Ye- men Yarımada'da sayısı çok bir ulusun eski doğu tarihi içinde yaşadığına hiç olmazsa çevresindeki ulusların kültü- rüne uymuş olduğuna bizi inandırır. Gordon Chailde göre bu yerlilerin goğu brakisefal ve azı zenciler ve Ha- miler idi. Bununla beraber İster braki- sefal olsunlar, ister dolakisefal olsun- lar kendilerini de kımıldatan yüksek kültür yürüyüşüne teker teker ve boy boy uydukları halde ulusça genel, bir hareket gösteremediler. Asya'dan ve doğu Avrupasından a- kın akın kültürlü örmekler geliyor ve yarımada'nın darmadağın kalabalığı ü- zerinde derin izler bırakıyor, etkiler yapıyor, fakat yerli halktan ulusça bir bütünlük yaratamıyordu. Çünkü (doğu- da vesüz bücaksız. Rubulhali — çölü ile batıda bir kum tenceresine benzetilen Tihoma çölü bu illerin birleşmesine engel idi. Dr. Huber das trank opfer.) Karanlık devirlerden — başlıyarak İ- sa doğumundan üç bin yıl öncelerine kadar bir arab ulusu ve bir ulustal arab dili bulunmadığını böylece — öğrenmiş oluyoruz. Elam kıralı Kutur Filistini aldığı zaman oralarda yaşıyan uluslara konuş- tukları ulusal dillere göre ayrı ayrı bi- Ankara Birası Zen . Vasif Çınarın cesedi son saygı töreninden sonra Moskovadan ayrıldı Moskova, 5 (A.A.) — Vasıf Çınara, son ölü töreni dün yapıl- mıştır. Elçilikte tabutun bulundu ğu salonda merkez yörütüm ko- mitesi başkanının oruntağı Miaz- ki ile Litvinof, Rozengolç, Kres tinski, Stomoniakof, Budenni, Eli- ava, Mihael Kaganoviç, Ezorof, Örlof, Dış komiserliği yüksek iş- yarlarından Zukerman, Barkof ve Elçiler hazır bulunmuşlardır. Ta- butun başında son saygı nöbetini Litvinof ile elçilerin en eskisi İ- talya büyük elçisi Attoliko, Afga- nistan orta elçisi Abdülhasin han Aziz, ve Romanya büyük elçisi Çu yuüntü yapmışlardır. Tabut ölü marşı ile salondan kaldırılmış ve bir top arabasına yüklenmiştır. Elçilik önünde; Stalin muhafız kıtasından bir atlı bölüğü ile süel okul talebesi ve Panrüs merkez yörütüm komitesi saygı töreninde bulunmuştur. Ölü alayı istasyona doğru iler- lemiş muhafız kıtası yaya olarak alayla birlikte gitmiştir. Binlerce kişi alayın arkasın- dan yürümüştür, İstasyonda bay- raklar yarıya çekilmiş ve trenin önünde süel kıta yer almıştı. Ta- butu götüren tren ağır ağır ve ö- lü havası içinde uzaklaştı. Vasıf Çınar aylesinin teşekkürü Moskova büyük elçimiz Vasıf Çınarın ölümü memileket içinde ve dışında kendisini tatlıyân ve se- venler arasında büyük bir acı u- yandırmıştır. Vasıf Çınar aylesi bu acıyı paylaşanlara minnet ve şükranlarını sunmaktadır. (A.A.) Siirt'te yeni yollar Siirt, 5 (A.A.) — Şehrin güzel- leştirilmesi için yeni yollar açıl- masına başlanmıştır. tikler yazmıştı. Tevrat bu bitiklerin sa- yısını çoğa çıkarıyor fakat arapça yoktur. Bu çağlarda bir Sam - ırkından, bir de Şam dilinden söz geçer. Arap ellerin- de araptan önce yaşamış ve n vermiş olan bu Sam oğulları kimlerdi - Dilleri. nin özelliği ne idi? Dr, Huber der ki: “Arabın terihe hangi çağda doğduğunu kestirmek için son iki bin yılın tarihini eleyip süzmek gerektr. Çünkü daha önceleri yarım adanın başlıca yerlilerine ancak Sam oğulları gibi genel bir ad verilebi- liyordu. Bu samilerin de tarihe girebil- miş ancak birkaç hareketi vardır. (Sonu var) içlerinde Bu betkede geçen kılavuz üelimele- rinin karşılıkları: Soykütüğü — şecere; kesin — kat'i; tinel — manevi; yöre * civar; tapımak — mabet; göçmen — muhacir; Oymak — kabile; diyev — beyanat; önemli — mühim; bitek — münbit; Tahıl & Za- hire; etki — tesir; özellik — hususi- yet. DÜZELTME: Dünkü yazımızın birinci sütumunda beşinci böleğin son iki satırı yanlış dizilmiştir. Doğrusu A Study of Races inthe ancient Near East- dır. Bağış diliyerek düzeltiriz. DUYUKLA Hava'tehlikesini bilen üyeler Bay Salih Eroğlu Belediyeler bankası İdare meclisi başkanı 50 Hra, B. Nusret Evcen belediyeler bankası idare meclisi üyesi 40, B. H. Kadri Sav Belediyeler bankası idare meclisi üyesi 40, B. Avni Ak. toğla Belediyeler bankası idare meclisi üyesi 40, B. S. Kepenek Belediyeler bankası umum müdü rü 40,B.Ş. Sezginer belediyeler bankası muhasebe muamelât mü - dürü 30, B. M. Arda belediyeler bankası muhasebe şefi 21, B. Ab- di Denel belediyeler bankası mu- amelât şefi 21, B. Fazıl İlgen be - lediyeler bankası kontrolörü 21, B. R. Örgey belediyeler bankası sigorta şefi 21, B. Asım Ersan be - lediyeler bankası hukuk işleri mü- dürü 21, B. Mitat Pekman beledi yeler bankası Muh. Sicil evrak Md. Mua. 21, Bay Sait Basak Adapa - zarı Ticaret Bankası direktörü 150 B.Hamdi Mutlu Malatya lisesi müdürü ve türkçe edebiyat öğret- meni 60, B. Saracettin Gürer Ma - Jatya Hsesi tabiiye öğretmeni 24, General Refet Bele İstanbul say - Tavı 50, Bay Aptullah Ankara Şark Pazarı sahibi 1000, Ankara Ziraat Enstitüsü Ziraat Fakültesi birinci sınıfı 20, Bay Avni Gücüyener Ke- şan tüccarlarından 30, B. Tayyip Akalım Keşan hükümet doktoru 20 B. Zati Yürüken Keşan - belediye başkanı 30, B. Mrhlis Savasal Ke- şan bezzaz, 21, B. Halil İbrahim ve karısı Keşan hayvan tüccarı 108, B. Hasan Kadri Keşan tüccarla - rından 36, B. Emin Keşan tüccar: larmdan B. Hasan Kadri kardeşi 36, B. Mustafa Şarapçılı Keşan- da derici 30, B. Şarapçılı Hüseyin Keşan'da bakkal 21, B. Ali Nuri Keşanda bezzaz 60, B. Bekir Sıtkı Keşanda bakkal 30, B. Süleyman Sırrı Keşan'da bezzaz 30, B. Balcı Mustafa Keşan'da bakkal 24, B. İsmail Saraç Keşan tüccarların - dan 20, B. Ahmet Keşanda derici 60, B. İsmail Aşçı Keşanda bak - kal 24, Mehmet Özcan ve aylesi Keşanda fırıncı 24, B. Recep Ci - han Keşan'da bakkal 20, B. İbra - him Tunca Keşan Malmüdürü 20, Bayan Emine Keşan'da bezzaz Ali Nuri karısı 20, B. Bekir Bursalı Es- kişehir köprübaşında bakkal 20, B. Cemal Sancar Haydarpaşa Dev- Tet Demiryolları kimyageri Tak - sim talimhane Sait Şakir apartı - manı 20, B. ÖOsman Gencer Mü - hendis Devlet Demiryolları mül - ga idare meclisi üyeliğinden mü - tekait Beyoğlu Nuruziya sokak No, 15 - 5 apartıman İstanbul 60, B. İbrahim Santur Galata Bahti - yar han No, 25 tütün tüccarı 20, B. Hikmet Atlamaz Eyüpsultan'da eczacı İstanbul 20, B. Celâlettin Germiyanoğlu Göztepe istasyon caddesi No. 36 elektrik şirketi me- murlarından İstanbul 20, B. Bar - zilây ve Benjamen Armatör vaptır sirketi İstanbul Merkez Rıhtım han 2 inci kat 6 - 12 100, B. J. M. Sayah Doktor Beyoğlu meşruti - yet caddesi Yemenici sokak Ke - feli han No. 6 20, Bayan Hakkiye Kural Şehir Meelisi üyesi T. Ha. K. İstanbul $. Bayanlar kolu baş- kanı Pansaltı Sakir Pasa apartı - manı No. 55 20, Ereğli Maden kö- mürleri Şirketi 1500. ... Ankara'da inşaat müteahhidi Mühendis Bay Tahsin Ibrahim ve kardeşi Türk Hava — Kurumuna 5.000 Kralık bir yardımda bulun - R İSTANBUL TELEFONLARI Jandark gitti İstanbul, $ — Birkaç gündem beri İstanbulda bulunan itransız o kula gemisi Jandark kruvazörü Akdenize gitti. Balkan operatörler birli- ğine girecek doktor- larımız İstanbul, $ — Operatör B. Mu rat, B. Ahmet Kemal,B, Kâzım İsmail Balkan operatörler birliği toplantısında bulunmak üzere bu gün Bükreşe gittiler. Uluslar Sosyetesine yardım kurultayı İstanbul, $ — Brükselde topla: nacak uluslar sösyetesine yardım kurumları kurultayına girmek üze re üniversite sektörü B. - Cemil, Giresun saylavı General İhsan ve Ankara Tüze Fakültesi dekanı Fevzi dün akşam Romanya vapura ile gittiler, Yargutay, posta direk- törleri hakknıdaki kararı bozdu Eski posta ve telgraf genel dik rektörü Fahri ile asdirektör Suphi ve telgraf işleri direktörü hakkıne da Ankara birinci asliye ceza hake yerinde verilen berileme kararını genel savamanlık yargutaya göne dermişti. Yargutay hakyerince v& rilen kararı bozmuş ve dosya şeh« rimize gelmiştir. Bugünlerde du« ruşmaya yeniden başlanacaktır. Basın kurulunun toplantısı Türkiye birinci basın kurultayında kabul edilmiş esatlara göre türk basını kurumunu örgütlemek, devlet ile basığ kurumları arasında iş birliği yollarına araştırmak işlerile uğraşınak ve ikincli kurnltaya kadar türk basın kurumunu oruntamak Üzere kurultay tarafındam seçilmiş olan kurul dün basın genel direktörlüğünde — birinci - toplantısına yapmıştır. Bu toplantıda kurultayda ananan iş. ler üzerinde genel olarak görüşülmüş vg her şeyden önce türk bazın kurumın nun resmiğ olarak kurulması için gerelir di olan işlerin yapılmasına karar veril- miştir. Kurul, topalntısından — sonra ig işleri bakanı B. Şükrü Kayayı görerek gözden geçirdiği işler ve aldığı kararlat hakkında kenditine bilgi vermiştir. Gelecek toplantı cuma günü yapılakr caktır. ——— — — —— muşlar ve gelecek yıllar için 1.000 lira yükenmişlerdir. ... “ULUS” gazete ve matbaasın- da yazı ve bası işlerinde çalışam- lar, her ay aylıklarının yüzde iki sini Türk Hava Kurumuna verme- ği kararlaştırmışlardır. Rize ormancılarınm bir yurdseverliği Rize, $ (A.A.) — Tlbaylık on man direktörü ve işyarları birer aylıklarını hava kurumuna verme- yi kararlaştırmışlardır. Ormancılar, öteki arkadaşlarn nm da katılması ile ormancılar a- dma bir uçak alınmasmı tarım ba- kanlığına bildirmişlerdir. gin bir Gıdadır.