26 NİSAN 1925 CUMA Basın Kurultayı N'ş:'l“ı“h kanunu gereğince ku- ha BY lar toplamakla ödevlenmiş ©- ükkuum Genel Direktörlüğünün Sürultayı 25 mayıs 935 cumar- tepi &ünü saat on beşte Ankara'da l:caklır. 1 kurultay özel gündelik gaze- telerin sahiblerinden veya bînlu- > mîöndcn-ceğî delegelerden; her terkez ve ilçelerinde haftada Veya daha az defa çıkan sıya- i.:hı gazetelerin adlarına ken- Lhıi arında seçecekleri birer de- en; her ilden çıkan, sıyasal Tn ı'(':" zel gazetelerle, dergile- 4 İtür, mizah, salon, meslek h':î:,k gibi ku':mları ayrılan her 8rupu için birer delegeden; her ilde türkçe olmıyan gündelik *telerin dillerine göre ayrıla- 'cn_"'“Plır için birer delegesin- K İstanbul basın kurumu baş k“llıdın, Ankara ve İstanbul ser- tıi'—::zırlırile. haberalma işiyle hî,!, n gazetecilerin seçecekleri Nu ğelegudeıı, Cumuriyet Halk laz , Anadolu Ajansı, Basımev- arumu, kitabeılar kurumu hç !f_leriyle bakanlıkların neşri Müdürlerinden ve kültür ve dış lıklarının ayrıca seçecekleri v *r delegeden mürekkep olacak- D"Bi ve gazetelerden ayrıca te ' edenler, masrafları kendileri- '!nıı;:f olmak üzere ken:iler:.lî etmek için üye gönderebi- l“e!tlenlir. Te DA L delege birden fazla temsil aAtını kendinde toplayamıyacak- t Kurultay gelmiş olan üyeler k Açılacak, karar alacak ve üç buç Sürecektir. Kurultay İç Bal.> Nn bir söyleviyle açılacak ve ;xm Genel Direktörü raporunu yacaktır. trultayda basın ile Basın Ge- direktörlüğü arasında işbirlir Tapılmak üzere esaslar aranacak, m’ basmının kültür. yayma hiz kişlerini daba eyi, görebilmesi n"l alımması gereken tedbirler ko- Unlacak, gazetecilik mesleğinin erle- bel * #azetecilerin gelişme ve il * yollariyle basım birliği kurul Asr esasları vörüsülecektir. — UIUSaI ekonomi ve arttır- Ta kurumunun kurultayı (Başı 1. inci sayıfada) nkası genel direktörü, Cev4 “alak bankası direktörü, Salâhat- MıMetkcz Bankası direktörü. ! det Türkofis, İhsan Maarif ba d T, T. başkanı. l Yedek üyelikler ıeh"_şxıil Hakkı Ticaret genel di törü, Recai Sanayi genel direk .:_'ı İrfan Ferid Saylav, İhsan A- ğ:: Ziraat Bank üyesi, Nasuhi fi Ulus yazı işleri direktörü, Ba Ü%Nhkıye Erzurum saylavı, Bay Kü T Kars saylavı, Bay Hilmi Yse, ri saylavı. Mürakibler Murakıbliklere Kütahya Say vi Naşid Uluğ, Zirant Bankası Yarlarından Nabi Ataç ve yedek mş';kıblik!ere Ziraat Bank « e' ez müdürü Veli Necdet ve tü 'kC.I Bankası muamelat müdü- idin seçilmiştir. " ,:ruhıy. bundan sonra, Cumur 1 kanımız — Atatürk'e kurultay im anı general Kâzım Özalp'ın k_ğ:"île şu telgrafın çekilme * * Mizi etmiştir: “Ulusal ekono: &n N egemenliği ve erginliği hi; Snız büyük savaşm gönüllü Deferi gibi çalışan kurumumu- Ün:] 3 üncü kurultay üyeleri yüce lıh'eflerıni saygı vesevgi ile se- Bı. l('“'-... Bundan başka Kamut:/ İmtkanı B. Renda'ya, Başbakan _İnönü’ne. C. H.P. Genel Kâ- bi - Tüne de birer telaraf cetit> Dış Bakanımızın diyevi , Başı I. inci sayıfada) lanan dostum B. Titülesko ile ke nuştum. Bu münasebetle balkan i tilâfımın küçük itilâfla birlikte neş yettikleri komünike malümunuz dur. k Dönüşümde tekrar Belgrad'daki duruş esnasında Yugoslavya hari- ye müsteşarı B. Puriç'le görüştüm. Giderken ve gelirken Sofya'da eski ve yeni hükümetin ricali ile dostane fikir teatisine imkân oldu. Hulâsa, Cenevre içtimaı ajans ların günü gününe uzun veya kısa bildirdikleri şekilde cereyan etti Konsey'de ruznamede mevcud me- sele hakkında üyeler noktai nazar larını verdikleri söylevlerle ızahar ettiler. Ben de Türkiye'nin görü: şünü ve boğazlar işini ajansınızın ayniyle naklettiği beyanatımla if2- de ettim. Büyük komşumuz ve dostumuz Sovyet Rusya'nın kıy metli dış bakanı B. Litvinof'un bo- gazlar meselesinde konsey huzu- runda bizi teyid ettiğini burada kaydetmek memnuniyet verici bir vazifedir. Seyahat esnasında tesadüf etti gim, muhtelif gazete muhabirleri ile ayak üstü mükâlemelerimin nakillerinde kendilerinin, tema- yüllerinin beyanatımı yazılışında bazan müessir ve mahsus olduğu nu görüyorum, ki bu da tabiidir. Çünkü kendileriyle muayyen cümleler not ettirerek konuşma mıştım. Gelişi güzel konuşmuştu! Zaten bize matuf olması lâzımge len sözlerin konsey huzurunda res mi mesuliyetimizi müdrik olarak beyan etmiş olduğum ifadelerden başka bir şey olamıyacağı da bu kadar tabiidir.,, B.T.R. Aras yarın geliyor. İstanbul, 25 (Telefon) — B. d Rüştü Aras bu sabah ekıpre_ıl.e geli İstasiyonda İlbny; muavini, emniyet direktörü ve birçok kim- seler tarafından kırııluıdı.. Yarın akşam Ankara'ya gidecektir. Dün çocuk bayrâmı ynın üçüncü güü 1 Ekonomi Bakanı Bay Celâl Bay-: Sov- yet artistleri onuruna bir çay vermiş, çayda birçok kimseler, Sovyet Büyük Elçisi Bay Karahan ve elçilik işyarları bulunmuştur. Arkadaşımız — Ssip'in bu çayda çizdiği Celâi Bayar'ın bit resmini ve Sovyet artistlerile davetlilerin bir- likte çıkardıkları bir fotoğrafını koyu- yoruz. .— Başbakanımız fransız elçisini kabul etti Başbakan İsmet İnö fransız Büyük Elçisi B. Kamere- ri kabul etmiştir. Paris elçimiz B. Laval'le görüştü Paris, 25 (A.A.) — Dış Bakanı B. Laval Türkiye elçisi B. Suad'i bugün ka- bul ederek kendisile uzun zaman görüş- müştür. Bakanlar kurulu toplandı Bakanlar kurulu dün saat 16 da toplanmış ve toplantı geç vak- te kadar devam etmiştir. Mısırın Ankara elçisi değişecek mi? Kahire, 25 (A.A.) — Mısırm Ankara elçisi Bay Abdülmalik Hamzanın Vaşingtona tayin edi- leceği söylenr etedir. — resimlerimiz Bizim gözömüz e turizm Dün şehrimizde toplanan birinci tu- rizm kongresi — Ekonomi Bakanı adı- na, müsteşar Kurdoğlu tarafından açıl- mıştı. Kurdoğlu'nun verdiği söylevin bazı bölümlerini değeri dolayısiyle aaşğıya alıyoruz: —Turizm, yurdda bolluğun dayana- bileceği, işlenmemiş, geniş varlıkla. yımızdan biridir. Bizde turtizmi çekici yalnız toprak ve ıklimimizin güzelliği ne, yurdumuzun kucakladığı tarihi var» lıklara değil, evrende eşi görülmemiş büyük kalkınma ve devrim başarımla - rımıza da dayanır. Size hatıralarımdan üçünü anlatmak isterim: “Şarl Jid, İktisad okulları - başlkılır kitabının bir türk tarafından tercüme edildiğini işitmiş. Benden mektubla ki- min tercüme ettiğini sormuş ve bir nüs- hasını istemişti. O zaman Londra'da idim, Şükrü Kaya'ya yazdım, kendisine de öylece cevab verdim. Şarl Jid bana gönderdiği ikinci mektubunda, kitabı - nın mühim bir sat tarafından türkçeye çevrilmiş olmasından dolayı büyük haz duyduğunu ve yalnız Yunanlstan'a git- mek üzere olduğundan acaba ne kadar zamanda Şükrü Kayanın gönderebile - ceğini soruyordu. Kendisine yakınlrk dolayısiyle Türkiye'ye de uğramasını ve bu süretle bem bugüt Bakan olan | kitabının çevirgeni ile şahsan görüşmek hem istediği nüshaları bizzat almak hem de memleketimizi görmek iyi ola- cağını yazdım. Profesör bana şöyle cevab verdi; » **« Bana memicketinize geçmemi tavsiye ediyorsunuz. Fakat benim gibi malhıdud seyahat imkânr olan bir adam için memleketinizde cazibeli ne vardır, artık fes ve çarşaf görünmiyor diyorlar öyle mi?.e Bu zata bir mektub daha yazdım ve m ki: Siz iktısadda kooperatifçi ve âlim olarak tanınmış bir zatsınız. Tabii ve tarihi bütün güzelliklerini her zaman dan daha iyi muhafaza eden bugünkü Türkiye'de bir karnaval alayı manzara- sı kalmamıştır. Fakat büyük bir mil - letin büyük bir üztrsadi kalkınma sava- şinı ve realize ettiği muvaffakiyetleri yakından görmek memleketimizde bir gök talebesi olan bir profesör için fes ve çarşaftan daha cazib değil mi? ,, Bana verdiği cevabta, “son derece mahcub oldum,, diye başlıyordu. Size nakletmek istediğim ikinci ba- tıra, 1927 arsıulusal ticaret odaları kon- gresine aldtir. Bu kongre Amsterdam- da toplandı, bir haylı sürdü. Holanda - nın her sene birçok seyyah çeken ve bütün ufuk boyunca mMmuntazam tenk ser gisi halinde olan lâle tarlalarını bi - z. Kongre için bu mevsimi — teç- Gelen davetiyelerde azalarla birlikte gelecek- bayanları, çocukları çin, ayrı ayrı istikbal ve gerdirme he vetleri tertib ettiklerinden tarife ve vtellerdeki tenzilâttan babsediliyot ve Holanda'nın görülecek yerlerine dair, kitab, resim, kart koca bir kölle«siyon beraber gönderiliyordu. Bu suretle za- ten azakı ve müşahidleri bini aşan kon- gre heyeti Amsterdam otellerine sığmı- yordu. Holanda mallariyle dolu bir çok sergiler ticart münasebetler için muh-. telif nümune salonları tertib edilmişti. >Kamutay bahçestnde yapılan eğlencelerden iki görünüş kendisine aytılmış Her üye her gün mektub kutusunu, mektub, kataloğ, da- vet, kitab, Holanda emtiasına ve arzet- tiği büyük fırsatlara ait tafsilitla do » lu buluyordu. Bütün Holanda bütün kongre de - vamınca bayram yeri gibi idi. Bu mak- satla tahsis edilen para beş milyon flo- rindi. Kongreyi, çalışmaların en eğlen- celisi haline çevirdiler. Günün yarısı çalışmakla yarısı da Holandanın fabr- kalarını ve en güzel yerlerini gezmekle geçiyordu. Kongre bittiği zaman, Ams- terdam'da çıkan ve şimalin en büyük gazetelerinden birisi olan Handels Bla- ad'da bir Kontrandü çıktı, muhtelif ba- kımlardan köngre mesaisi tahlil edil . dikten sonra bir de turistik kısım var - dı, burada deniyordu ki: Holandaya be kongre dolayısiyle girmiş olanların şa kadarı daha önce de Holandaya gelmiş adamlardı. Şu kadarı (ilk defa olarak geldiler. Kongrenin devamı müddetince normal fevkindeki ciro ve marji $0 milyon flarendir,, Bu rakam müdhiş - tir. Ve bittabi ciro fazlası memleket dahilinde alış veriş ve paranın daha sür. atle elden ele geçmesinden mütevellid olmakl2 beraber, kongre için gelmiş bü- yük kalabalık faaliyeti ile de alâkası ve iş ve kazanc alanında brrakmış oldu- gu kâr ve bollük açıktır. Üçüncü — hatıram . aidtir. Kış ortası ve meşhur soğuk dalgaların. dan birinin çıkardığı bir ayaz günü idi. Bir nazırla randevum vardı. İş et rafında konuştuktan sonra, bana — dedi ki; Kimbilir sizin memleketinizde şim- di sıcaktan nasıl kavrulayorlar, memle- ketimizi Arabistan sanıyordu. Bahşi uzatmıyalım. Ben hatıraları, bizde rasyonel bir turizim çalışmasının hangi amaçları da tutması gerektiğini anlatmak için verdim. Memleketimizx, tabii güzelliklerin en güzellerine, mük ze ve tarihi hatıratın en değerlilerine m Çiktir. Bütün bunlar kadar güzel ve değerli olarak tahakkuk ettirilmiş içtir mal ve iktısadi inkılâbımız var, ki - bu da entellektilci sınıf için ea büyük cazb bedir. Hududlarımızdaki memleketle « rin devamlı sayfiyesi, uzaktaki memle. ketler halkının muntazam seyahat sa « hası olmak İçin noksan olan yegâne şey, teşkilâtmız ve çok kolaylıkla vü « cuda getirebileceğimiz neşriyat, ptopan ganda, otel, restoran, eğlence ve Gpor yerleri gibitesisatımızdır. Hedefimiz, memleketin yalnız bir veya bir kaç şeh rine seyyah celbetmek değil, bütün Tüe kiyeyi, bütün dünyaya tanıtmaktır. Şimdiye kadar bize gelen seyyahlar, bindikleri gmeilerin bacasını gözlerin den kaçırmayacak kadar memleket da- hilinde ilerlemekte ve daha uzaklaş « maktan çekinmektedirler. Bizim, teşvik ve teminine çalıştı « ğıumız seyyah akını memleketimize ge- lecek, sevecek ve bu sevgisini kendi memleyetine yayacak ve dalma da gel mek ve beraberlerinde dostlarını getir- mek istiyecek olanlardır. Turizmden beklediiğmiz ökonomik menfaatler çok büyüktür. Bir Alman « ya'da, bir İngiltere'de, bir Fransada, uzun müddet kalmış arkadaşınızı tetkik ediniz. Kullandıkları, aradıkları malla« cın en ziyade bu memleketlerden biri. ne veya diğerine aid olduğunu görür » sünüz. Meselâ bir traş sabunu için bi - risi, en iyi markanın ingiliz, öteki a man, üçüncüsü fransız markası oldu - söyler. Bu, yaşanılan muhitin gunu iktısadi kurtulmak mümki> olmıyan telkinlerinden başka bir şey değildir. Memleketimizin her hangi milletten olursa olsun her ferdi alâkadar edecek birçok güzel şeyleri vardır. Bunların rde sevilen ve en çok tutulan mallar haline bilhassa komşu memlel en çok gelmesine turizm çok yardım edecektir. Sizl işinizden alıkoymamak için söz- lerimi bitirmeğe mecburum. Vereceği- niz kararlar bize rasyonel bir turizm mesaisi için takibi lâzrmgelen anayel - ları gösterecektir. Muvaffakiyetinizi Vekâlet namma dilerim, ve hepinizi saygı ile selâmlarım.