SAYIFA 4 Dışarı İşler Bakamı - mızdan Bay Tituleskoya (Başı 1. ci sayıfada) Titnlesko, Dışarı İşler Bakanı, Balkan Antantr Başkanı Bükreş Parlak Ve inceliklerle dolu nutku « Nuzu nihayetsiz bir memnuniyet içinde okudum. Heyecanlı sözlerinize duyul - B. mak fırsatını veren bu müsamereyi ter- tib etmek suretile göstermiş olduğunuz ince ihtimamdan dolayı teşekkür etme- den evel bundan bahsetmeden keğglimi menedemiyorum, Büyük Önderimiz A- tatürk'ün, bizlerin üstümüzden aşarak kendisine t zim hislerini arzeden söz- yük bir zevk ile okuduğunu ve bunlardan, bilhassa dost ve mütte « fik memleketin mümtaz bakanından ve Balkan itilafınım halj faaliyette bulu « nan reisinden gelmiş olmaları hasebile bir kat daha mütehassis olmak gibi dos- tane bir ihtimam göstermiş olduğunu söylemekliğime müsaadenizi rica ede « TiM, Büyük Şefim bu münasebetle bem teşekkürlerini, hem de samiral dostlu « Bunu size bildirmeğe beni memur et « miştir. Başbakan İnönü, bu kadar nezaket ve bu derece döstane bir ihtimam ile ri - yasetinin onuncu senesini kutlamak su- retile göstermiş olduğunuz alâkadan ve kendi siyasetiyle aklı selim arasında bulmuş olduğunuz müşabehetten dolayı pek mütebassis olmuştur. Size dost - luk ve yüksek hürmet hislerini teyid et- mektedir. Bana gelince, aziz dostum ve mes - lekdaşım, Büyük Önderimin ve Reisi - min tarafınızdan © kadar iyi tarif bu - yaurulmuş olan rahat ve nimet veren gölgeleri altında Türkiye harici siya - setinin idarecisi sıfatile, nezaket ve in- eeliğinizin bir eseri olarak vücuda gel- miş olan güzel tezahürata karşı ancak derin meserretlerimi arzedebilirim. Çün- kü bu tezahtiratta uluslararası sahasın- daki barış ve istikrarı temin hususun - da sizinle müşterek, ve balkanlılarla müşterek olan arzumuzu ne kadar sıh- “hatli bir tarzda anladığmızın bir nişa - mesini görüyorum. Bu anlayış, bina e - dici ve vücud verici kargılıklr bir anlaş- maya inzimam etmiştir. 8. M. Kıral Karol Hazretlerinin yük- #ek ve müdrik sıyasa telâkkilerinin mü- nevver himayesi altında siz, aziz dos - tum, asil ve dost Romen milleti için yalmız başınıza bir kuvvet teşkil ediyor- sunuz, Öyle bir kuvvet ki bütün bir devlete bedeldir. Bütün teşekkürlerimizi kabul ederek sadık dostluğumuza itimad buyurunuz. Türkiye Dışarrişler Bakanı 'Tevfik Rüştü Aras lerinizi TÜRKİYE VE FRANSA DIŞA- RI İŞLER BAKANLARI ARASINDA Hariciye Bakanı B. Rüştü Aras Ankara 'Türkiye'nin, Reisicümhur tarafın - dan başlanan esere başbakanlıkta ve hari eiyede on sene zarfında mesai arkadaş- laz) olmuş olan mümtaz adamlarının vazifeye başlamalarının onuncu yıldö - nüÜmünü teside müsaraat ettiği şu an - da, size fransız hükümetinin hararetli #briklerini arzetmek ve bunların General İnönlüne iblâğını rica etmek benim için bilhassa Jâtif bir vazifedir. Buna, şahsi dostluk hissiyatımla birlikte türk ve fransız hükümetlerinin görüşleri ara - #ında mevcud iştirakin mesud bir su « rette akis bulduğu barış teşkilâtına müstemir bir surette bağlı müsmir bir siyasetin inkişafı için olan samimi te ıı:nnıleılmx terdif eylerim. Piyer Laval Hariciye Bakanı B. Piyer Laval Paris General İsmet İnönü'nün başkanlı- ğanın ve benim bakan! jımiın onuncu yedönümü münasebetile irsal buyur- duğunuz nazik telgraftan dolayı bilhas- #a teşekkür ederim. Bu nazik alâka bizi hararetle mütehassis etmiştir. Başba kan hakkında ve benim hakkımda Kös * terdiğiniz dostane bissiyattan dolayı gaksen bahtiyar olarak, bu bistiyatta Pransotum memleketimiz hakkında ben- ULUS Yabancı gazetelerde okuduklarımız Fransanın güvenliği Yazan: Mareşal Peten Mareşal Peten, 1 Mart tarihli Rövü de dö Mond'da neşredilmek üzere bir yazı yazmış ve 28 Şubat tatihli Entransijan gııeteu de bunun bazı parçalarını neşretmiştir. Fransa'nın şimdiki askerlik sisteminin, Alman ya'nın maddeten silahsız olmasına istinad ettiğini vekayiin ise bunun doğru olmadığını isbat etti ? Yalrız — Almanya'nın geniş öl - çüde silahlanmasını anlatmak kifayet etmez, Bunun mahiyet ve manasını da anlatmak ve bunun için de, bu silahlan. mâ işiyle beraber kanlı bir sergüzeşt ö- nünde gerilemiyecek olan bu ulusun şimdi beslediği doktrin temayüllerini de göz önünde tutmak gerektir. Geleçek savaş hakkında — nazariye yürütenler, kazananı olduğu kadar ye- nileni de yoran ve bitiren yavaş biçim- li bir savaşın artık nazarı dikkate alın- mamakı gerektiğini söylüyorlar. Şimdi. ki savaşı, şimşek gibi bir zaferle ka- zanmak kerektir. Cephelerin istikrar — kesbetmesine meydan vermeden ba zaferi elde etmnek için bir tek çare vardır: Birdenbire ya- pılacak şiddetli hücum, 1914 - 1918 savaşından önce ve hattâ bu savaş esnasında bile, havadan yapıla- cak kuvvetli bir hücuma inzimam ede- cek şaşkınlığın da tesiriyle, silahlan- mış bütün bir ulusun mukavemetini kır- mak imkânı yoktu. Zaten mütecavizini hazırlanabilmesi için haftalar gereki- yor, bu sayede ise tehlikeyi — anlayan düşman buna karşı durmağa vakit bu- labiliyordu. Yeni bir silahın ortaya çıkışı, çar- pışmaya büsbütün başka bir yürüyüş verecek mahiyettedir. Bugün, düşmanın ilk askeri gücleri- ni yok edebilecek, seferberliğini boza- bilecek ve kudretinin hayati noktaları- ni yıkabilecek vasıtalarla — birdenbire başlayan bir savaş hazırlanabilir. Böyle bir savaşın aletleri — esasen mevcudduür: kimya, bakteriyoloji ve e- lektrik alanında yapılan — keşiflerden sarfınazar, otomobil nakliyatının inki- şafı, zırhlr ve motörlü aletlerin çoğal- ması, tayyareciliğin ilerlemesi birden- bire yapılacak saldırışlar için çok mü- said imkânlar hazırlamıştır. — Bilhassa yıkıp yakma imkânını uzaklara götür- mek kabiliyetinde — olan tayyarecilik, günden güne daha korkunç bir tehlike olmaktadır. Mütecaviz, yapacağı işi uzun zaman düşünmüştür. Birdenbire, — kendisinin erken işe başlamasından istifade ede- rek, birdenbire kararan sryasal bir du- rüm altında hazırla gizli bir sefer. berlikten sonra savaşa başlar. Düşman, sınırları üzerinde kara ve deniz orduları ve ülkenin Cerinliğince de hava kuvvetleri tarafından aynı za- manda tecavüze uğrar, Hava kuvvetleri tahaşşüd mıntaka- Tarma, demiryollarının zayıf noktaları- na, tayyare alanlarına saldırarak ordu- nun faaliyete geçmesine mani olurlar; sanayi merkezlerini bombardıman ede- rek ökonomik çalışmaları felce uğratır- lar; payıtahta ve büyük şehirlere büyük darbeler vurarak dehşet saçarlar. Saldırışın âni olması, bunun gelişi- ni görmeğe vakit olduğu zaman tesirli gibi görünen garantileri boşa çıkaracak bir tesir yapar; barış kurumunun aczi belli olur ve böyle bir başlangıc karşı- sında diplomasi ancak ihtiyatkâr * bir rol oynayabilir. Askeri, psikolojik ve a:yasal sebeb. Jerden dolayı, böyle bir savaş metodu bilhassa Almanya'da revactadır. Bunu kuran Fon Seekt ve halefleridir. Bu metod, Militar Vohenblat gazetesinde şöylece methedilmektedir: “ Yazının sevkulceyşi, istifade edil. mesi kabil olan bütün kuvvetleri, mu- hasamaların açıldığı ilk anlarda tehşid etmek çarelerini araştıracaktır... —Şaş- kınlığın tesiri 6 kadar yıldırıma ben- zemelidir ki, düşman korumunu kurum- ——— lediği ve bizim burada dost Fransa için hissettiklerimize tamâmen uygun olan dostluğun yeni bir delilini görüyoruz, Başbakanım size iblâğını henden rica et- tiği minnettarlık hissiyatınm, hürmet - kârane hizsiyatımıla birlikte, kabulünü TİCa ederim, 'Tevfik Rüştlü Aras Mareşal Peten Jandırmağa maddeten imkân bulama- &IN.,, Ani saldırışın tahakkukunu temin e- decek aletler ise, gördüğümüz gibi, ya hazırdır yahut da hazırlanmak Üzere- dir. Bunlar da bir taralftan, korkunc bir tayyare kuvveti, öte taraftan da daima seferber balde bulunan çok eyi talim görmüş, geniş ölçüde ve çabuk olarak yapılacak nakliyata bilhassa alıştırı!. mış bir ordudur. Bu nakliyat, motorlaş- tırma ve otostrad denilen — otomobil yollarının inkişafı, 1914 denberi Ren nehri üzerinde inşa olunan şose ve şi- mendiler köprülerinin mevcudiyeti ve Sar topraklarındaki şose ve şimendifer şebekesinin Almanya'ya dönmesi yü- zünden, büyük ölçüde kolaylaşmıştır. Biz böyle bir istila teşebbüsüne ga- libane karşı duracak bir durumda mı- yız? Bu saldırışa muvaffakıyet ihtimalleri ile karşı durabilmek için muhtac oldu- ğumuüuz şeyler nelerdir? Şimdiki askeri kuvvetlerimizin, al- manların bugünkü askeri kudretleri göz önünde tutulmadan hesablandığı çok Açık bir şeydir. Bu yürden Almanya ile Fransa arasında mevcud olan denktiz- lik 1936 dan itibaren feci olabilecek ma- hiyettedir, Şüphesiz, askeri usullerimizin üzer- lerine kurulmuş oldukları prensipleri değiştirmek mevzubahs değildir. Mo- dern savaşlar ulusların bütün kaynak- Tacının işletilmesini, çalıştırılmasını ge- rekleştirdiğinden birim ulusal korumu- muüz “silahlı ulus, prensipi üzerine ku- rulmalıdır. Bu anlam yeni topraklar ele geçirmek istemiyen ve yalnız elindeki toprakları korumağı dileyen bir ulusun sıyasal ve soysal durumuna — tamamen uygun bulunmaktadır. Bu, değişmez e- larak ke*naktadır. Fakat askeri sistemimizde bazı de- ğişiklikler yapmâlıyız. Eğer, sınırımız- da kuvveti ve beslediği emeller bakı- mından korkulu bir imparatorluğun ku- Tulduğu tarih olan 1871 denberi askeri kurumlarımızı komşularımızın kuvveti. ne göre değiştirmek — mecburiyetinde kaldı isek, bu bizim hatamız değildir. Bize ilk olarak daha sa;lam, âni bir saldıtış karşısında cephemizi daha eyi korumağa müktedir bir ordu lâzımdır. (Bu âni saldırış tehlikesi şimdiye ka- dar ikinci derecede görülmüştü.) İkinci olarak da, muvazzaf ordunun himayesi altında seferber edilecek ulu- sal kuvvetlerimizin teşkil edeceği küt- Jenin, seferberlik ilan edilirken sınır- Jarın en kısa zamanda korunması — ve gecikmeden düşmana mukabele edebil- mesi için daha eyi bir tarzda hattı har- ba girecek kabiliyette olması gerektir, Bianenaleyh, yapılacak iki şey var- dır: Birisi muvazzaf ordunun sınırları koruması işinin pekiştirilmes!ne, öteki de seferber katalarımızın eyileştirilme- sine dairdir. Bu iki iş de biribirine yakından bağ- lıdır : ikisi de ayın zamanda bir mevcud meselesiyle bir talim meselesini, yani ini anlatan Mareşal, Almanya'nın askeri kudretinin ve silahlanması - nın barış için doğurduğu t.nlir >yi anlatırktan sonra şöyle de *m etmektedir: bir kemiyet mesclesiyle bir keyfiyet meselesini ortaya çıkarmaktadır. ... Maroşal Peten, askarlik müdetinin artırılmasının muhakkak surette gerek olduğunu söylemektedir: “Önümüzdeki yıllarda askere alınacak sınıflar normal miktarda olsalardı bile bu tedbirin &lın- ması gerekli idi; fakat savaş yıllarına tekabül eden yıllarda sınıflar sayıca az olduklarından, bu tedbir kaçınılmaz bir hale gelmişt Mareşal, deıı;lk hal suretlerini bir yıllık, gn sekiz aylık ve iki yıllık asker. lik müddetine göre gözden geçirmekte- dir. Ordumuzun kalkınması ve pekişti- rilmesi, silah altındaki muvazzaflar işi ile talimin eyileştirilmesi ve kemiyet - keyfiyet meseleleri ancak iki yıllık as- kerlik hizmeti ile kabil olabilir. Silah altında bulunan efrad bakı- mandan, her yıl askere çağrılan vasa- ti 120,000 kişilik iki sınıf bize 240,000 asker vermektedir. Gerekli olan 280.000 kişiyi elde edebilmek içic, yılda 20.000 kişi tedarik edebilecek şekilde erken celb yapmak gerektir. Şunu da gözden uzak tutmayalım ki, erken celb ancak kısmen tatbik edildiği için, askere al- mma yaş; da o nisbette inmiş ve en genc neferler yirmi yaşırır geçmiş bulunacak- lardır. Bundan da iki taraflr bir fayda çıkmaktadır: Askere alınan sınıf vücud kuvveti bakımmndan daha yüksek de- kerde olacak ve genc adamlardan mü- rekkeb bir sınıfım ihtiyat olarak saklar- ması kabil olabilecektir. Diğer taraftan iki yıllık hizmet sa- yesinde yılda iki defa celb yapılması gerekmeyip yalnız bir celb yapılacağın- dan, çalışma günlerinin artması, kıta mevcudlarının kolayca tesbiti ve toplu halde talim gibi sebebler sayesinde bu türlü hizmetin, ordunun bilgisini büyük ölçüde artıracağı açıktır. Pişmiş, an- trenman yapmış, ve manevraya alışmış fırkalarla muvazzaf ordu, smıtları ko- ruma ödevini (vazifesini) yapabilecek bir savaş haline girer. Seferber edilmiş fırkalarımızın de- keri de aynı ölçüde düzelmiş olur. İki ytllık askerlik talimini çok kuvvetlen- dirir. Bundan başka, gene busayede, barış zamanında - şimdi mevcod olm- yan * ihtiyat gedikli sınıfını kurmak, ikmal zabitlerinin bilgilerini eyileştir- mek, seferberlik balinde muvazzaf as- kerlerin kuvvet ve değerini artırmak kabil olur. Böyle olunca müretteb fırkalarımız da kısa zamanlar içinde fayı roller oynayabilecek bir kabiliyet elde eder- ker. Askerlik hizmetinin usatılmasından beklediğimiz faydanın yalnız maddi ve teknik alana inhisar etmiyeceğini de ilave edelim. Bu, aynı zamanda psikolo- jik ve manevi alana da temas etmekte- dir. Daha uzun bir askerlik hayatı ne- ticesinde kıtalarda birlik ve insicam zihniyetinin, askerlerin — yüreklerinde fedakârlık ve vefa duygusunun ve bü- tün orduda güven hissinin yeniden doğ- duğunu göreceğiz. Gene bu sayede genc Hk ulusal disiplinleri istiyerek kabul edecek ve sancağın etrafında azimle toplanacaktır. | Bir de tarih mestlesi kalıyor. İki yil- lık hizmet hangi tarihten itibaren tat- bik edilmeli? 1915 deki doğumlara tesadüf eden az sayılı sınıf nisan 1936 da silah altına çağrılacaktır. Buna göre, 1936 da silah altında ye- tecek kadar asker bulundurabilmek için, 1935 de silah altına alınmış olan sınıf- lsra askerlik hizmetinin uzatılması tat. bik edilmelidir: Yani nisanda silah al- tina alınacak olanlar 18 ay, İlk teşrin- de silah altına alınacak olanlar ise iki yıl askerlik yapmalıdır. Askerlik müddetinin iki yıla kadar vzatılması geçici de olabilir. No:mal sınıfların askere alınma müddetinin gel- ıııul. askerliğe hazırlanına hlnlll MART 1935 ÇARŞAN burf kılınması gibi bazı tedbirler, M0 medi'nin şimalindeki müstabkem çeber kenin eyileştirilmesi, Almanyanın du! N munun ve genel sıyasanın inkişalı Çi şeyler 1940 a doğru bapka bir hal çart” Si araştırılmasını gerekleştirebilir. Ş Şimdiki halde askert kalkımma İfh ne 1935 Jlkyazından İtibaren başlamalı yız. O zaman başlamak, ıüvenîlıl bakımından gereklidir. w ... Fakat bir taraftan da son zaman da yapılan diplomatik konuşmalar ticesi olarak sıyasal ufukta yeni bir W çıklık görülmekte ve uluslararası sili lar işini katiyetle halledecek bir kolf feransın toplanacağı söylenmekte Şu halde, beklemekle iktifa olu; bilir mi? İki yıllık hizmet kanunu & hir edilemez mi? diyenler bulunacakıt!f Şimdiki durumla “az gayret sartet mek, sıyasasını güdmek, kolay hal Çör relerine bel bağlamak tamiri imkânsili bir yanlış olur. İki yıl içinde durum o kadar çabuleğil ilerlemiştir ki şimdi roller, Almanyat ” a menfaatine olarak değişmiştir : İit gün, kuvvetlerin müsavi olmasını cldt etmeğe çalışacak olan, Fransa'dıc. Hattâ iki yıllık hizmetle bile, almatt ların silah altında bulundurdukları wlb tara erişemiyeceğimizi tafsilatiyle göte terelim : Yeni kanun mucibince silah ııunı alınacak 280.000 kişi; Fransa'da hizmet eden 65.000 muıei askeri; Normal surette Fransa'da bulundu" rulan, şimal! Afrika yerlilerinden 45.000 kişi, (Bünların, Avrupa'da patlıyaca£ bir savaş esnasında Fransa'da bulunmâa* ları şartiyle); 15.000 muhafız, Bu hesaba göre, Raynsver'le askerle leştirilmiş polis kuvvetlerinin mecmuü olan 600.000 kişiye mukabil bizm büs tün kuvvetimiz 405.000 kişi olacaktır. — Şüphesiz sınırlarımızda yaptığımış — tahkimatı da kendi hesabımıza bir mene — faat olarak kaydedebiliriz. — Fakat bu menfaat Almanyanın nüfusu, sanayi ve — gencliğin askerliğe alıştırılmış olmast bakımından bize olan üstünlüğü ile, sar — vaş halinde onların işe başlıyarak bize — gafil avlamaları ihtimali gibi şeylerdem doğan zararları kapatmaz. Bizim için Almanyayı geçmek değil, ona karşı kos yabilecek bir hale gelmek mevzuubahse tir. - Fransa'nın güvenine alâkadar — olmı yan unsurlar, ülkenin kuvvetlenme işir ne karşı koyarak Fransanın bugünkü — zayıflığını herkesçe bilinir bir hale so- kunca ve Fransa Hitler'in atıp tutma- Jarına boyun eğmek tehlikesine marul kalınca bu zâfimızdan ya bir sergüzeşte yahut da bir şantaj için istifade olunas caktır. Hava yardım paktının bizi bundai sonra her tehlikeden koruyacağın; söy- Tüyenlere şu cevabı verebiliriz: Böyle bir anlaşma çok değerli olmakla berar — ber ameli surette bunun tatbiki güçtür ve tatbik edildikten sonra bile dinlos matik temevvüclerin tesiri altında kâe lır. Bundan başka bu pakt bize karâ kuvvetleri bakımından bir fayda temin etmiyecektir; bizi, kendi güvenliğimizi — bizzat temin etmemizden müstağni ker — lTamıyacaktır. * Silabların muraka cal esası üzerinü kurulmuş bir garantiye bel bağlamalı hususuna gelince, bu işten yeniden babt — tolunduğuna göre çekinmeden söyleyes — lim ki böyle bir garanti barış seven ue — luslar için en teblikeli bir aldanış ola caktır. Yü Denemelerle de anlaşıldığı üzerc, A YÖY Manyanın kontrolu imkânsızdır. Dahâ — | eekiye gitmeğe bacet yoktur. Son 15 yılı — hik yakın tarih bize Almanyanın bağlar — rından nasıl kurtulduğunu göstermiğı tir. Yarın Almanya belki yeni vaidlet —— yapmakta fayda umabilir; fakat bir tas raftan da kendisine uygun gelen vavaş ; aletini yapmaktan geri durmiyacaktirı Yeni bir anlaşmanın, Almanyanın hâki* miyet azmine sed çekebileceğini sanar cak kadar nikbin olanlar var mıdır? Biribiri arkasından, Daves plânının — yıkıldığını, Mayans'ın vaktinden öncü boşaltıldığını, Lozan'da birçok şeylere — den vazgeçildiğini ve Sar plebisitini — yapıldığını gördük. Buna mukabil, AF — manyanın lehine olarak gösterilebiler —— çek itidal hareketleri var mıdır? — N© için gittikçe artan askeri istekleri GAĞ — bu acıklı kavt —— sürüyor? Biz fransızlar, gaları bitirmeğe can atıyoruz. Şu Ha" |