Ökonomik araştırmalar Adana İlmanı mı, yoksa k.ersin Mersir y | kazşısındaki parlak yerini ge- | | manlar çen yazılarımızda göstermeğe çalıştık. 48 kilometre boyundaki Mersin demiryolunu bir ya- m şarının bulundu- Fakat, eğer Yenice -— na bırakırşak, Mi ğu açık deniz kıyısı parçasının kendi Öözünde, eşi bulunmaz bir ehemmiyet ve değer sakladığını da kimse iddi. Mersin - şarı, elli altmış yıl ör ük bir köyden başka bir şey değildi. Mersin'i Mersin yapan liman yerinin — dahâ duğruî.. itkele yerinin — fevkalâdeliği değil, onu gerilere bağlıyan yollardır. © taraflarda edemc: Tz e ViEE MERZÜ Şu krokiye bakınca Mersin'in 100 kilometre kada rdoğusunda ve İskende- ron körleri içinde, ağzını doğuya doğ- ru açmış, dört yandan deniz rüzgürle- Yıfa karşı kapalı, tabif bir Timan görü- yorus. Burası yumurtalıktır. Ceyhan ıtmağı da esas ayağile burada denize ır. Bu liman, tıpkı Mergin iskele- nduğu a Ayıklanı biribirine ekliyecek urtalık, S0 kilo han irmakl eniş bir kanal ile y ıgm!rî uzaktaki Adana'ya kolayca Bağ: lanabilir. Böylece yumurtalık, düşün- düğümlüz Adana timanmın bir parçası olabilir. Tıpkı Rotterdam ve Bremen timanları gibi. Şimdiki Mersin iskelesi de olduğu gibi bırakılır ve icabında yardımcı bir iskele olarak kullanılır. yş5 Bu düşüncemizin dayendıği temel düşünceler: Bunları ökonomik, sıyasal - soysa) ve finans (malf) yönlerinden anlatabi- liriz. Ökonomik sebebleri de muvasala kolaylığı ve hinterlandın ' y:lirıı'nln!m Artma ve açılması (istihsalin hkî:ı ll) Yönlerinden ayrı ayrı gözden geçirebi- liriz. j Gerek Adana, gerekse Merılnd.c yapılacak bir limanın doğu vilayetleri- le taşrnma bağı, önce Adanaya uğrıyan ve ondan sonra Mersin'e giden bir de- miryoludur. Şimaldeki vilayetlerle de bu noktalar, Pozantı'dan geçerek ycn'l- ce istasyonuna gelen demiryolu ile bağ- lanmışlardır. Adana, gerek doğudan ve gerekse şimalden gelen demiryolla- rının birleştiği ortalama bir yf:dlr. Mersin ise yeniceden uzatılmış kör bak Bırsak şeklinde bir ayrı demiryolunun sonuncu istasyonudur. Doğu vilayetlerinden geleci t tia, Adanadan Mersine kadar 68 kile- metrelik (2,5 saatlik) fazla bir ):ol:h taşınmak mecburiyetindedirler. Şı:m_l' den Yeniceistasyonuna gelecek her yük de, bugün, yarım saatte Adanaya, Yü iki saatte Mersin'e Mersine giden ok emr na karşılık ancak götürülebilmektedir. Yüklerin gerek taşınma masrafı ve Bt Tekte taşınma zamanı itibarile küçük de olsa gereksiz bir külfeti vardır. « Düşündüğümliz Adana limanı iki tekilde yapılabilir: 1 .— Adanada, demiryolunun Sey- (1) Bu yazımnın baş tarafı gezetemi- zin dünkü sayısında çıkmıştır. mi:? v Said Aydoslu Mersin iskelesinde ; a seri — Malatya — Diyarbekir'den ge- çirileçek bir çizgi içinde kalan yerlerin denize açılmış bir kapısı olmak Üüzere bir Himan yapmak kararı verildiğine ve biç şüphesiz bu iş için gerekli olan pa> arcamak göze alınmış bulunaca acaba bu sorumun yapiş ala- lmesi başka türlü olamaz yazdıran da rayı bi ğına göre, nına götürül mıydı? Bize bu yazıları böyle bir sorgunun zihnimizde yer et- mesi Bizce bir Adana limanı yap mak, bir Mersin limanından daha ziya- de özene değer ve daha faydalı görün- han üstünden geçtiği noktada ırmak 200:300 metreye kadar genişletilerek yapılacak bir limanda, eşyanın vagon- lardan doğrudan doğruya eyi vine- lerle güclendirilmiş küçük vapurlara ve bu vapurlardan gene doğrudan doğ- ruya vagonlara verilebileceği rıhtım ve iskeleler yapılabilir. Bu şekilde ırmak apurlardan gene doğrudan doğ- r, ki bu takdirde küçük vapur- urtalığa götürecekleri eşyayı borda ederek ve bi lar yu orada büyük vaptırlara * verirler veya aksi işi yaparlar. .— irmak ve kanal derinliğ 7:8 metreye ka dar indirilirse k'u;.”, hattâ orta bi iklükteki açık rlcr:ıı vî purları da doğrudan î_uğruyıa_m.zn:;.ı ip indirme ve bindirme iş Belip d marlar: Bu şekilde tabit sü- mandan daha çok kâ Si dana limanından yumurtalı; dar îulu vapurlar inişte 2:3, çıkışta 4:5:xântta alabilirler.. Fakat ba zaman dahi hesaba konsa gene modern bir A- dana limanının (gerek derin ve gerek- »e az derin şeklinde) istiyeceği ıaım:u. her halde bugün Mersin lîmmyn:ı 'aı dar trenle gidiş ve geliş, Mersin'de in- dirme ve bindirme için gtçmkk'te olan zamana nisbetle pek kısa olacaktır. Bundan başka Adana, başlı - başına olan Adana ova- mış olur. a ka- ir yetirim mıntakası a :”v: E(,f:l:novmnı ortasındadır. M:'nşn ise bunlardan birisine uzak, ötekinin . Adanaya bu ovaların ürünleri, yetişt icilerin kendi Alnşn_ıu vasıtalarile gelinllc'cilir. Mı_nıııf ise demiryolu ile taşımak ıııccbuuyeıf var- dır. Bütün bu faydalar, Adana limanı nın aynı zamanda büyük bir uc.ue:i:;i sanayi merkezi olmasına yudım_:u n bir durum yınmııkııdıı. Hılbııkıı ı'î sinde bu imkânlar pek dar bir. ÖlsÜce vardır. Adana — Yumurtalık b hxulım mın; Erzin, Döztyol ve Pıyıı" uru; leri- ni de kayıklarla vapura gd(u.mıe ve bindirmek kolaylığı daha artıktır. ğ Kısaca, hem genel binterlandı teşki eden vilayetlerin ürünleri; ımî de ; dana orasile Çukurovadan ve skende ron körfezi kıyılarından mürekkeb ö- zel hinterlandın ürünleri için ğ Adir..ı — Yumurtalık Timanmın, Mersine nis- betle: 1 — Demir; "":İ İndirme ve bindirme zaman ve aflarından büyük kazane ve fay- daları vardır. Bu kazancın, modern yol zaman ve masraflar bir. Mersin Anketlerimiz Ankaranın kömür ve odun işi; üzerinde en çok durmaya değen bir mevzudur (Başı 1 inci sayıfada) neden ileri geldiğini; maliyet değeri yeni masraflar yüklenmeden, bir köşesinde tutulmuş bır istif edilmiş veya üzerleri dört tahta ile kapatılmış olan odun, kömür yığınlarının yalmız havsya bağlı kala- rak nasıl inip çıktığını araştırmak, Ü- zerinde durulmaya değer bir iştir. Bir zamanlar belki tabil görülen bir - işin, halkın kesesi ve sağlığı aleyhine sonuc- landığı anlaşıkdığı zaman derhal düzel- tileceğine emin olmanın verdiği bir ka- naatle odun — kömür işi üzerinde a- raştırmalarımıza başlıyscağız: Yakacak niçin yazdan almı Odun ve kömür taze ve zamanla Lo- zulacak bir meyva veya sedre saklanmak için yeni mas- Konservenin, zamanın: bzeden pahalı olması ne ülürte saklanması ne tuz; ne yağ, ne de teneke kutu (i yen odün-ki daki fiat farkı o kadar gayri tal rülür. Oduncu, safi kâr Üzerine —- nürün kış ile yaz arasım- Jimanına nişbetle dahi gene Adana — Yumurtalık limanı lehinde olacağını sanıyoruz. (Finansal “mali,, faydaları ileride görüşeceğiz.) Ha Adana — Yumurtalık limanının temin edeceği sıyasal ve soysal fay- dalar, ayrıca bir özene değerler. Bir gok fedakârlıklarla yapılacak bir li- man; tesisatı, nakil vasıtaları, ambar. ları ve yanıbaşında doğuracağı ticaret ve sanayi mücsseselerile, açık bir deniz kıyısında bulunmaktansa, biraz içeri- faydaları mey- dandadır. İstenirse Yumurtalıkta deniz istihkâmları da yapılabilir. Sonra Adana, bütün ticaret ve sa- nayi hareketlerile daha ziyade öz türk bir görünüş ve duruştadır, dersek ge- ne bir reallteye İşaret etmiş olururz, vek Adana — Yumurtalık limanının li- nantal yüzü; daha çekici (cazib) gö- rünmektedir. Seyhan'ı Ceyhan'a bağlı- yacak bir kanal, Adana ovasını sula- mıya yarıyacak büyük işin bir parçası- dır. 1911 yılında yapılmış bir keşifte; 250 bin hektar genişliğinde olan Ada- na ovasının bazı yüksekçe yerlerii yırarak kalan 200 bin hektarlık büyük parçasının her yanını Seyhan, Ceyhan ve Tarsus ırmaklarile sulamak, kanal lar açmak, kenarlarına bet, rıhtim - ve yollar yapmak işlerinin bedeli; bugün- kü paramızla 30 milyon lira kadar o- ranlanmıştır. Mendercs, Gedis gibi ırmak mmulakalarının sulamasında ya- pılan yeni keşiflerin vabid fiatlarile karşılaştırılınca, yukarıdaki yekün ra- karamn yüxsek hesah edildiğini kuvvet le sanmağa hakkımız vardır. Burada uzun uzadıya maliyet ve amortişman besabları yapmak istemi- yoruz. Yalnız şu kadar diyebiliriz, ki Adana — Yumurtalık Jimanının yapı- şi, Adana ovasile Çukurovanın su- Janma işile birlikte ele almınca, bütün bu işler için gerekecek para ile yalnız bir Mersin Jimanı yapmakta büyük bir fayda ve sebeb olmasa gerektir. Adana — Yumurtalık Timanının sulama işile bizleştirilerek yapılışında ir finansal fayda daha vardır. Bu da, işlerin hepsinin birden yapılmasına Kü- zum olmadığıdır. Bu işler parça parça ve Adana — Yumurtalık kanal ve lima- pından başlıyarak bir zaman “serasına konulabilir. Her yapılan parça iş, der- hal randımanını verebilir. Halbuki Mer- sin limanı tam olarak yapılmadığı müd- detçe, beklenen faydaları temin edemi- ktir. yecei v Sulanmış, limanı ortaya alınmış bu güzel ovalarda yalnız pamuk mahsu- iü — şimdi en müsaid yıllarda ancak 150 bin balyayı bulabildiği halde — 350:400 bin balyaya çıkacak; sık ve mamur köyler meydana gelecek; insan artacak ve dolacaktır. Modern limanı yanında modernle. gecek Adana; rıhtımları, köprüleri, o- tel ve köşkleri, portakal, okaliptos ve hurma ormanlarile kış için en güzel bir turist şarı olmağa da namzedtir! dığı sermayenin faizini de hesab etmiş olduğundan buna bağlt kalan paranın malın değerine bindirdiği faiz de diye- meyiz. O halde yazın meselâ (1) kuta> şa satılan odunun kilosu kışın neden 2 kuruşa yani yüzde yüz farkla satıl- maktadır? bu sorgumuza bir oduncu dedi ki: * — Ankara'nın etrafı orman değil- dir. Buraya sarfedilen odunun en mü- him kısmı Eskişehir ile İzmit arasın. dan gelir. Yazın civardan gelen odun bir yıllık sarfiyata yetse bile bunu de- po etmek bir sermaye işidir. Bu ser- mayenin bulunduğunu kabul etsek ikin- ci bir mesele ile karşılaşırız. Tasavvur ediniz ki bir odun-kömür tüccarı bü- tün sermayesini bağlıyarak ve büyük fedakârlıklarla, hattâ bore alarak on binlerce liralık odun-kömür depo et miştir. Halkın birçoğu odununu, kö- Mmürünü muhtelif sebeblerle kışın alır. Kışı ve dolayısile satışı bekliyen tüc. işteri- sinin esaslı bir kısmını kaybetmiş de- mektir. Odun, ekmek gibi her gün bar. canması gereken bir madde değ geçtikten sonra satış İmkânı olabil- - O zaman vaziyetin ne şekil alaca- nünüz: Binlerce, hattâ on bin- lerce Kira verilip alınmış odun-kömlr yığınları gelecek yıla — © da kış oluc» sa — kadar beklemek mecburiyetinde- dir. Halbuki Ankaradaki odun-kömür tüccarları içinde böyle on binlerce lira bağlayıp uzun yıllar bekliyecek kadar sermayesi bol olan yok gibidir. Sonra bi de daim? ve zarurt masrafları- miz vari Depo kirası, dükkân kira- sı veririz. Vergi veririz. Depolarımızın bekçisi, kantarcısı vardır. Onlara yâz kış maaş veririz. Bütün bu sebebler yü- zünden Ankara oduncusu yazın civar- dan gelen ve demiryolu boyundakin- den daha ucuz olan odundan çok depo edemiyor. Üçüncü sebeb de Ankara'ya yakın olan ormanlar ve korulardaki o- dunun cinsinin beğenilmemesidir. Bu- roda daha fazla ardıç bulunur. Halbu- Car, o yıl havalar eyi giderse ı ki n bazı yerlerde Ceğil, k, olarak — kulla» Ankarada &- evvelli kabilmek i hehle kok üzerinde uraştırmalar yapmak ge- rektir. Ankara'ya odun nerelerden gelir? Ankara'da odun depolarının en fazla bulunduğu yer Bendderesidir. Şehre yakın olmakla beraber depo olmıya eli verişli bulunan Bendderesi koktan faz- la mangal kömürü ve odun satanların yeridir. Bu bakımdan odun - mangal kömürü için en eyi tetkik yeri bu kile bile satan toptancı — perakendeci nlardır. Yaptırdığı barakada, çar çatır yanan sobasının başında kahe içen oduncu anlattı: * — Kurd dumanlı bavayı severmiş, Geçende dört saat pazarlıktan sonra 50 kilo odun alan bir müşterim benimi ğan karı seyrettiğimi görünce bans böyle söyledi. Halka göre biz kurd öns lar kuzudur. Halbuki benim bu işe bağe ladığım binlerce liraya rağmmen şurada gördüğünüz dört işçinim dar bir şey kazanacağını şüpbelidir. Gülmeyiniz.. Size halka başi ka bir cepheden görünen odun-kömüz işinin iç yüzünü anlattığım zaman id diamın ne kadar doğru olduğunu anlıe yacaksınız: Ankara'ya yakın yerlerden gelem odunu hiç hesaba katmayınız. Bu edu« nun ne cinsi, ne miktarı ankaralımız istediği oduna denk değildir. Ankara's ya asıl odun hat boyundan; Eakişehit — İzmit arası, Karaköy ve Sapancak dan; kömür de Kütahya, Uşak, Karae köy, Akhisar, Geyve, İzmit, Yarımcaş; Dil iskelesi ve Gebzeden gelir, Ben si« ze odun ve kömür hesablarını en fazla bize odun gönderen yer olması itibe- rile Geyve üzerinden yapacağım... Odun yerinde kaça alınır? Evvelâ kiloda beş para orman idas resi alır, Bu trene yükletilinciye kadaz olan masrafın dörtte biridir. Biz bu. “Geçen gün bir müşterim kurd dumanlı havayı sever diyordu. Halka göre biz kurd kendileri de kuzudur..,, ki S0 kilo odun almaya gelen müşteri bile meşe odunu ister, Kış bastıktan sonra; yazın aldığı Aaz miktardaki odunu satan tüccar, ha- vaların gidişine göre yeniden mal ge- tirtmek gereklenirse 6 zaman Eskişe- hir — Sapanca — İzmit arasından ge- tirtir. Ve orada da kış dolayısile köy- Tüden değil, mütevassıttan alır ve tabil kârını vererek alır. Yaz ile kış a da yalnız fiatlarda değil, hamal ve ara- ba paralarında bile fark vardır. Köylü- den almayıp mütevassıttan almak, mü- teferrik masrafların fazlalığı ve bunla- rın neticesi halka haksız görünen kış » yaz fiat farkı doğuyor.,, Odun, odun kömürü ve kok.. Eski Ankara yalnız odun ve man- gal kömürü yakardı. Az nüfuslu eski Ankaraya tivardan gelen odunlar kâdi gelirdi ve 6 zaman odun “okka,, ile de- ğü, yük ve araba ile satılırdı. Yenl Ankara kurulup, yeni kuru- lan şehir için istenen ve ihtiyacı karşı- lıyacak biçimde giyecek, içecek, yaka- cak isteği karşısında ökonomik, sıhhi, ve temiz olması itibarile odun ve odun kömürü yerini koka terkediyordu. Ye- ni yapılan büyük ve birçoğu uluşa at yapılarda kalorifer tesisatınm — bulun- müteferrik masrafları kesimin başında kendimiz durarak büyük müşkülatla yarı yarrya indiriyoruz ve nihayet tros ne yükletilince kilo başında €n az 1$ para, orman idaresi, kestirme parası, trene kadar nakliye gidiyor. İşin buraya kadar olan tarafı bi rinci kısımdır. Asıl im belimizi büs ken ve odun fiatlarına tesir yapan verm diğimiz nakliyedir. Devlet demiryolları ne alır? Geyve ve yaknı İstasyonlardan Ana karaya kadar 15 ton için 105 lira naks liye parası vetiriz. Bunu kiloya nisbhet edersek bir kilo için Ankara istasyonus na kadar 28 para nakliye ücreti veriyae ruz demektir. 15 para da trene yükleti. linciye kadar olan masrafı eklersek Ankara istasyonunda odun 43 paraya mal olur. 2 para depoya kadar nakliye ve 2 para da kestirme ücretile odumun maliyeti 47 paraya çıkar. Asıl bula öklenmesi gereken fire farkıdır. Çüme — kü odun ekseriya ilkbaharda - kesilir. İlkbaharda yaş olan odun bu şekline göre tartılır, hesab edilir ve tabil yaş odun ağır gelir. On beş tonluk vagon kuruduktan ve sıcak yaz aylarımı de- poda, açıkta güneşin altında geçirdike ten sonra 12 tona iner, Hiç olmazsı