| ssdü PERŞEMBE Ökonemil: araştırmalar: Ulusal artım (faiz| sıyasası v Bizim ulusal bir artım sıyata: r tutumdur. Organik - ola mek İçin, tüm ulusal varlığın sağlık dileklerine uymalıdır. Halkerlık İse, &t imtiyazı (burada) ferdi n eti imtiyazı) * yan ür anlayışla davranmaktır. Para ve kredi işleri, yalnır. çok âr. tım ve çok kâr dilegi çevresinde dön « dükce; halkcı ve organik bir ulusal ar- tım siyasası, üstünde duürülmaya değ « mez bir kongu (mevzu) dur. Nerede, bangi işde çok kür, çok artım görürte, para ve kredi oraya akıv€rir. O işin ulu sal bütünlük için ne kerte gerekli, ne kerte yararir olduğu hiç düşünlülmez ile, Ulusal ökonomik işlerde “biribiri. ni nakzetmiyecek bir ahenk,, ulusal ba- şarma kollarının “menfantlerinde kabili. yet ve çalışma,, Biçüsü aramak beyhude olur. Ulusat bütünlük için köylülük ve köklülük, ekim işleri, modern zenaat kurma en acele birer ihtiyaç oldukları balde, para ve kredi, çukulata ve ipekli goraplarla oynayıverir. Bu bir kredi anarşisidiri “ ÇA Hastalığın kökü, para ve kredinin tek ve dar bir sönüç (gaye) İle, yalnız ferdi kazanç dileği Ne - işlemesindedir. Ferdi karanç, ulusa! ve, halker ve otgü Hik bir kurum içinde ulusal Ülküye uy- gun olarak yönlendirilmedikce onun, bütünlük Je “biribirini naksetmeyecek bir ahenk,, içinde bulunması beklene « ter. “ Pa Bu grçeklikleri andıktan sonra, gle deceğimir en doğru yolu düpe düz kar şımızda görüyorus. Bu yol organik ve halker bir yapışın yoludur: Köycülük, çiftçilik (2), küçük zena ——— (1) Bu yazının iİk bölümü, Ulus'un 29 ilkkânun sayısında çıkmıştır. (2) Köylü kendi toprağını kendi İş- ise onu daha ziyade çarşı 1 için ve başkaları eliyle işleten kişiye denebilir. ——— teşkilinde ölen Kıral tarafından kurul. muş olan ve sonraları diktatörlüğün da yandığı uluşal ulusal firkanın dedikle. rinin nazatı İytihbara alımnmamış olması dir. Yeni kabinenin iç işlerinde ne gibi bir sıyasa güdeceği betli olmadığı gibi parlamentodaki kabineye taraftar ekse- riyetin bunları öonayacağı henliz mu « hakkak olmaktan uzaktır. Yeni başbakan hiç olmazsa eski par tileden bir kısenı İle anlaşarak kabine- sini genişleteceğini ummaktadır. Bunu temin edebilmesi, tabit parlamentonun kendisine karşı takımacağı vaziyete ve niyabet meclisi tarafından verilecek kudret ve salâhiyete bağlıdır. Bu yeni kabinenin diktatörlükten daha liberal bir reğime doğru bir inti. kal kabinesi olacağı zannediliyorsa da parlamentonun böyle bir fatikale mü- taade edip etmiyeceği görülecektir. vın Romamı: 4 at ve esnaflık, büyük zenaat, alışveriş ZİDİ iş zümreleri için ayrı ayrı özel kre. di kurumları yaratılmak gerektir. Her iş zümresinde aytı ve zümreye uygun bir artım (faiz) kertesi olabilmek için, Ulus'un tüm kredi g abiliyet ve çalışma der Jaha açıkcası çok- luk, gereklik ve haşarma kertelerine göre, yukarda saydığımız iş zümreleri arasında bölüştürülmek; her bir iş süm resi için kolları bütün yurda yayılmış birer ana banka kurulmak pek gerekli bir dilektir, sanıyoruz. Merkez bankalarının iskonte kertes si, ancak genel bir ölçüdür, yol göste « ren bir işıletir, Pakat, ulusal ökonoml » niİn İş zümrelerinde kullanılacak kredi. ler, şimdiye kadar, ende blade değil, her yörde olduğu gibi yalnız artım (fa- iz) piyasasının serbest “arsutalep, o « yunlariyle dağıtılırsa, hem ulusal kre- di gücünü israf etmiş, hem de kalkın « ma ve kuürtülma savaşımısın — ahenginl bozmüş, hizimi kırmış ölürüz. 'Tek at . tım piyasası değil, İş sümcelerinin ve « timleri temel tutulmak doğru olur. SAİT AYDOSLU Eski çamaşırlarımızı Çocuk Esirgeme Kurumuna veriniz Kiş geldi. Kışın soğuğundan ve bu soğuğun getirdiği hastalıklardan — yok. #üz yurddaşlarımızı korumak — hepiml. #İn boynumuza böretur. Bu borcu öde« miş olmak için kullanmadığınız eski gamaşırlarınızı, çocuklarmızın — cekile. Fİnİ çocuk esİrgeme kurumuna veriniz. Balkan kupası ayaktopu maçlarında Yugoslavya en bştadi Atima, 1 (A.A.) — Nalkan final maçları bugün ço seyirti önünde oynanmıştır. Birinci müsabaka Yugoslav hakemin Bulgaristan ve Yunanistan arı arasında yapıldı. So. HundA bulgarlar iki xayı ile galip gel Kupasr lık bir idare ettiğ ülüsel takımı miştir. Öyun esnasında bazı seyircile- tin hâkeme karşı olan coşgunlukları yü- #ünden maç birkac dakika teahhurâ uğ- iade edil- tir. 01 bulgarlar galip va. diğinden ma Hafrayımda riyette idi. Tkdinci müsabalta da Yugoslavya ile Romanya arasında idi. Bu maçı yügot- Tavlar 4-0 kazandılar. Yugostavya, haftayımda 0-2 galib Yaziyette İdi. Oyun çok çetin olmuş- tür, Romariyalı muhacim tarafından sa. katlaftan yuğoslav kalecisi mecbür kalmıştır. Bu hâüdist küçük bir münazaaya sebtbiyet vertişde de ihti- yat kâlecinin yerine İkamesinden son- Tâ oyuna devam edilmiştir. Umhumil neticeye nazaran, Yugoslar- ya dött puvan ile başta geliyor. Yuna- nİstan ve Romanya 3 er puvanla iİkinci Bulgatistan 2 puvanla Vüncü geknek. tedir. Bursa sanatlar okulu futbolcuları geldiler, Geçen yıl Ankara Sanatlar okulu tut. bolcuları Bursa sanatlar okulu takımile ayaktopu oyunu yapmak üzere Bursaya gitmişlerdi. Bursalı okullu gençler bu yıl sömester tatilinden istifade ederek arkadaşlarının ziyaretini karşılamak ü. gere şehrimize gelmişlerdir. İlk karşı . daşma bugün sant 14 de Ankara Gücü alanındadır. İli takıma da güzel bir o, Yugoslavya takrmının geçenlerde Fransa takımiyle yaptığı maçtan bir sahne Tefrika: 48 —— Benim Günahım (MEA Yazan: ANNIE VIVANTI © küçük ruhun ki, çöl! Yük yalnızlığı ve ıe;ılîîıg? l':'(:' sında açtlarak bir pırıltrir şiir si- sinde tutulamaz bir kuvvetle ka- nadlanıyormuşa benziyordu. *« ÂAstrid böyl . bir otomobil gâ'nîıd"şünüyofken, Darling'i, S geçerken gördü, O, Bi zaman hep böyl, Birkaç dakika » Misafir geldi- '© yapardı. Sonra Dük aile- Ve şen Dük; geniş ri ile sevimli ı?ı:.h,,“:" kâkülle- eee e GiZLü llzenli Astrid, kendilerini, gele Lord. Tamıs hhılmmh:;xm CULPA) İtalyanca astından türkçeye çevireni NÜSHET HAŞİM SİNANOĞLU ni ve evinin serin huzurunu arze- derek, gülümseyen bir nezaketle karsıladı. Kücük Darling kaçmaya vakit bulamamıştı. Kum tepelerine doğ- ru Fatma ile koşmaya başladıkla- rı sırada babası görerek onu ya - kaladı: — Nereye kaçıyorsun, çayır kuşu? Ve kolundan tutarak eve getirdi. Müzik salonunda çaylar ikram edildi. Divana oturmuş olan Dü - şes, hayrıhah bir tasvible etrafı - na bakıtıryordu: — Faakt çok gönül alıcı yer burası! g.. Bir yandan da Dük, tecrübeli bir bilgin tavrı ile, monoklu gö - zünde, muhitin estetik dekorunu ve onun sahibinin sarışın güzelli- ğini hayran seyrediyordu. Üç ço- cuk, modernce serbest, anababala- rr İle konuşurken, onlara, Mater Pater diye hitabediyorlardı. Fa « kat lâtinceyi, ingilizce imiş gibi Meter, Peter diye söylüyorlardı İki küçük Lady Muriel'le, Mai- sy, aşikâr bir hoşnudlukla ken « dilerini pastalara ve şurublara vermekle beraber, bir düzüye de, babasının sandalyasının arkasına gizlenerek ne kimseyi görmek, ne de kimseye görünmek istemiyen Darling'e bakıyorlardı. Astrid onu kendine çekti: — Haydi gel, Darling, selâm- la bu kızcağızları! Fakat Darling, gözlerini kapa- İ tutuyor, kolu ile yüzünü örtü « yordu. Lady Muriel, — Ne tuhaf — dedi; Lady Maisy ilâve etti: — Çok tuhaf! Fakat genc viskont Harold, sarışın kaşlarını çatarak, sert, ih- tar etti: — Şahsi opservasyonlar gayri medenidir. Sonra saygı ile Astrid'e döne- rek, n Soyadları Baras — Ankara vilayeti encümen azasından Bay Mesut, Demirtaş — An. kara hususf muhasebe M. Bay Halim, Demiret — Ankara hususft muhasebe Md. muavini Bay Şevket Ziya, Diren — Ankara daimt encümen başkâtibi Bay Kâzım, Akman — Tahsilat müfettişi Bay İbrahim Ethem (Çeski aile adı), Cağlan — mülkiye başmüfettişi Nedim Naszmi ve kardesi FPerid Nasmi, Ulusa- kul — Adliye bakanlığı neşciyat mü- dürü Nedim, Kutluğ — baş mümeyyiz Abdülkerim, Bora — şifre memuru Kemal, Akdemir — mümeyyiz Kasım ve yakınları, Koroğlu — yazgan Selçuk, Kazanctoğlu — yazgan Kârım, Öztin — Yazgan Halid, Sayan — Maliye Ba- kanlığı mütercimi Bay Esad Said ve eşi Bayan Süheylâ ve çocukları ve kar. deşi oğlu Ökonoml Bakanlığı elektri- fikasyon mübendisi Bay Naim Cemil ve eşi, Civaş — Ankara maliye şube- leri tahsil müfettişi Muhsin, riyaseti. cümhüur flarmonik orkestrası muallim. lerinden Osman Nuri, Sakmuk — Tapu *ve kadastro umum müdürlüğü merkez fen memurtu İzzet Rüştü, Ülker — Be- şiktaş Dr. miralay Zeki, kızt muallim Salme, kızı Huriye, öğlu diş doktoru Erip Zeki, Cetgiz — D. D, Y. merkez memuru Abdülkadir. Gökçe — Polatlı maarif memuru Muüstafa, Elgin — M. M. V. topçu kaymakamı Agiâh, eşi Sa- bire, oğlu Lütfi, kızları Fikriye, Türe kân, Şükran, Barlas — Daim? encümen üyesinden Mesud, Erk — Sağlık ve Soysal Yardım Bakanlığında M, Kiâ. mil, Aydoğan — Bor belediyesi tahak- kuk memuru Ekrem, Demirel — Ulus basrmevi makinistlerinden Abdullah. Çinbay — Bayındırlık Bakanlığı be. Şincl daire su işleri fen memuru Ha - mid, Günal — Bayındırlık Bakanlığı beşinci daire su işleri fen memuru Hay dar, Köse — Nevşehir, Vals oğulların. dan Şerif Mebmed oğla Mustafa, Te- oman — Bursa Orhangazi Yeniköy, Mustafa oğlu Şeref, Altmok — Ankara inhisarlar başmüdürlüğü sevk memuru Münir, Atatürk terbiye enstitlistünden soyadı alanlar Özkan Eren — Ratib Hilmi Vural — İsmall Orhan — Ferid Özdemir — Şevket Oymakoğlu — Torahim Ayhanr — Ahmed Tungamaç — Nimet Kenan Sanlıuğlu — Enis 'Tarkan — Hakem İsbir — Sırrı Kutal — Vahid Duman — Ali Ardıç — Nureddin Alabaş — Faruk Güçbilmez — Mahmnd Gönenç — Cahid Gönçer — Saim Van jandarma birinci mıntakası he- Sap memuru Cevad Özbey soyadını al- mıştıt, Bu adı kardeşleri Edib Kenan Şinasi Küzim taşıyacaklardır. — Bahceye gidilmesine müsa- ade eder misiniz, Madam? Miss O'Neill çağırıldı; çocuk- lar onunla çıktılar. Bahce, her tul dairesinden getirtilmiş ağaclarla dolu idi: zeytin ağacları, ödağac- ları, bambu, hindistan cevizi ve mimoza ağacları. Çocuklar bütün bahçeyi, arka- larında Mis O'Neill olduğu halde dolaştılar. Darling kendini sürü letiyordu. Salonda Düses, sevgi göstere- rek konuşuyordu. — Bir Blüthnet'iniz var, görü- yörüum; müziki sever misiniz? Aatrid tatlı gülümseyişsi ile, ği — Sükütu tercih ederim, - de- Düşes, bu cevabı, tam olatk iyi bir tonda alabilmek için biraz fazla orijinal buldu. Bu arada Norman, dükün Ka- hire hakkmdaki empresiyon'ları - nt soruyordu. Düşes söze karıstı: — Mısır'daki ikametimiz hoş geçmekle beraber, itiraf: ederim ki Londra'ya dönmekle memnun olacağım. Bütün bu gösterişli gü- neşin, hemen hemen bayağılığın- dan diyeceğim gelen şiddetinden SAYIFA 8 Çocuk esirgeme kurumu- na eşya verenler Adllye Bakanı Bay Saraçoğlu Şilk- rü evinden 13 parça eşya, Zonguldak saylavı Bay Celal Sahir evinden 8 pâr« ça eşya, İçerlişler Bakanlığı şube 4 müdürü Bay Muzaffer evinden 20 par» Ça eşya, İzmir saylavı Bay MHamdi Ak. soy 5 lira, gümtük müsteşarı Bay Adil evinden 6 parça eşya, emlak bankasın- dan Bay Cemal 4 parça eşya, Elektrik şirketinden Bay Kadir evinden 16 par- ça eşya, Avusturya sefarethanesi ter- cümarnı Bay Tarık evinden 6 parça eşya Mühendis Bay Galib evinden $ par- ça eşya, Avukat Bay Ziya evinden 4 parça, Avukat Bay İbrahim evinden $ parça, Kültür Bakanlığında Bay İhsan oğlu Suha, kızı Birsen 38 parça eşya, Binbaşı Bay Nurettin evinden 16 par« ça, Çıkrıkçılar Yokuşu Bay Emin apar« tımanında Bay Ahmed $ parça, Ticaret Lisesl sınıf 3 te Nihad 19 parça, İsmet Paşa okulundan 4 parça eşya, Çocuk Esirgeme Kurumu Genel mer. kezine bağışlamışlardır. Genel merkez bu hayırseven sayın baylara ve okul ço« cuklarına açık teşekkürlerini sunar, ÇOCUK ESİRGEME KURU- MUNDA PARASIZ MUAYENELER Çocuk Esirgeme Kurumu — sağlık ve soysal yardım müdürlüğüne tayin edik miş olan çocuk hastalıkları mütehassısı Bayan Dr. Fahriye her gün saat 12 ye kadar hasta çocukları; Bayan Dr. Fitnat pazartesi, perşem: be günleri sant 14 den sonra iç hasta. hıkdı anneleri; Salı günleri sant 14 den sonra da harici hastalıklı anneleri; Doğum ve kadın bastalıkları müte » hassısı Bay Dr. famail Hikmet çarşam- ba günleri saat 14 den sonra gebe ka. dınlar ve kadım bastalıkları muayenele- ayeneye gelenlere doğumunda kurum e. beleri vasıtasila her türlü yardım yapıl- maktadır. Diş muayne evinde sabahtan akşama kadar çocukların ve annclerin dişleri muayene ve tedavi edilir. | #TMSATNU N MURR TTT RARarN MUTLAK SURETTE OKUMALISIN Anne; baba, Yurttaş (Hilmi Ma- lik) H. Malik Evren'in bitiklerin- den birisini mutlaka okumalışın. B o 1— Çocuk ruhu 2 — yaratıcı Şiküçük insan 3 — Demokrasi mefhu inu ve mücrimlerimiz 4 — Türkiye. 'de suçlu çocuk $ — Türkiyede sine- ima ve tesirleri 6 — Annelerin kızla: İrma öğütleri ? — İnkılâp yolunda Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyetinden : I — Yoklama derneginin seçimi, TI -- Azalarına ödünç para veril « mesi, yolunda konuşmak için 4 « | - 935 cuma günü saat 14 de kurultay topla- nacaktır. Azaların gelmesi dilenir. sonra biraz sis, biraz yağmur dü- şüncesi beni dinlendiriyor. Gencliğinde birkaç sene Wies- baden'de okumuş olan kocasını gü- lümsiyerek şahid getirdi: “Niehts kann der Mensch so sehlecht ertrae :1 Als eine Reihe von sehönen Tapgor'a Düşes hafifce kaşlarını cattı. Almancayı barbar, ve şiiri biraz ayak takımı isi buluyordu. Devam etti. — Bundan bhaska, kendimi bu memlekette rahat bulmryorum. Et rafımızda pekaz emniyet verici bir düşmanlık havası var. Dikkot ettiniz mi, Madam Grey, bu araı'- lar bize ne zalim gözlerle bakı - yorlar? Dük, gülerek, sözünü kesti: — Zavallılar!.. Vurulmuş L” - pekler pibi sürünerek kacmoları için yüzlerine sövle bir göz dik - mek yeter. Yerli, bir bevar afa - mın sabit bakışını karşılamaya cesaret edemez. Astrid mırıldandı: — Belki o hakışta hir tehil'1 ohuyordur da ondandı!. — Somu ver Zdi e KP a a el