Yabancı postası —H Yeniden ayağa kalkan Almanya Lord Rotermir, Fünih'ten nocl ge- sesi Deyli Meyl gazetesine yazdığı bir mektubta diyor ki: * Mucizeler, inanla yapılır. Alman- far, yeni ve kudretli bir inan buldutar. Bu sayede Almanya, ulusal bir kalkın. ma yapmasına engel olan pürüzleri de- #irmiştir. Hattâ bunun daha fazlası ya- pılmıştır; bu inan, Almanya'ya yeni bir ruh verdi. Son iki yıl içerisinde Almanya'daki Gryasal ilerleyişler fransız ihtilâli ka - dar büyük ve geniş olmuştur. Tarihin hiç bir devresinde kendi ken dine bir ulusun karakterini, ulusal ve uluslararası durumunu böylece değişti- rebilmesi vaki olmamıştır. Yurddaşlarıma haber vereyim ki Al. manya, insan gayretinde yeni bir hız göstermiştir. Almanya yeni Isparta'dır. Bütün yurddaşları, ulusal bir disip- lin ve fedakârlık duygusu İle hareket eden eski ve kilçük yunan şehrinin ya- 1ına şimdi 67 milyonluk bir ulus, o duy gu ile daha yüksek ve daha becerikli olarak duygulanmış bulunuyor. Bu ulu- sun içinde hiç kimse ulusun başmda bulunan adam kadar 1spartalı değildir. Bay Hitler ne içki içer, ne cıgara İçer, ne de et yer. Onun bir günlük max. rafr, Almanya'da ki en alçak gönüllü bir işçi milesinin mastraft kadardır. Önlerinde Hitler'i bir örnek olarak gören alman gencliği zaten yüksek olan meziyetlerini yüzde otur yükseltmiş. lerdir. Bütün genclik nari sisteminin iste. diği şekilde yetiştiği gün, almanlar, Insanlar üstünde bir ulus olacaklardır. Almanya'yı en düşkün ve bitkin bir vaziyotten böyle kudretli ve yüksek bir mevkie çıkaran nedir? Alman yüreklerine umud, alman gözlerine bu ışıltryı veren kimdir? Bunun cevabı bir tek kelimedir: Hitler. Hitlersiz bu iş olamazdı ve Hit- ler başta oldukça Almanya'yı dünyayı hayrete düşüren bu inkişaftan hiç bir kuvvet menedemez. Alman lideriyle muhtelif vaziyetler de, resmi hayatın dışımda ve dostları - nm yanında bir haylı defalar konuş - tum. Hitler'in şahsiyetinde insanm zih . tfne hemen nakşolan bir hususiyet var, Gözlerinde dikkate değer bir kudret, basıle sesinde bir talakat ve Ikna kabi- Hiyeti duyuluyor. Bütün bu rahirt tesirlerin ötesinde bu adamda kendi tariht vazifesine, al - man ulusunu tekrar ayağa — kaldırmak #azifesine tamamiyle inanan bir mana vardır. Hitler'in en şiddetli münekkidleri bile önun bu vazifenin büyük bir kıs - Mınt başarmış olduğunu inkir edemez- ler, 1935 yılındaki birleşmiş, kendine gü venli Almanya, 1933 ikineikânununda. ki Almanya'dan pek farklıdır. Almanya'yı ziyaret eden herkes, ora- da Hitler rejiminin ahengini görür , — Bunlardan birkaç misal vereceğim. Fakat Hitler rejiminin hakikt değeri İstatistiklerle ifade olunamaz, O alman elusunun ruhunu yeniden — tutuştür - müstür İki yıllık Hitler idaresinde ka- zanılan şeyler arasında şunlar sayılabi. dir: 1 — Hitler iktıdar me “<ine çıktığı zaman Almanya'da 6,014/'“ işsiz var - dı. Bu sene ikinci teşrinin otuzuncu gü NÜ 2,354,000 işsiz kalmıştır. , 2 — Ulusal büdce ile belediye büdece deri mahvolmaktan kurtulmuş, düzel - miştir. Maliye Bakanının en son beya- matıma göre masraf 100,000,000 ingiliz Hrası azalmış ve gelir 80.000.000 ingilir Hirası çoğalmıştır. 3 — Son iki ay içinde Almanya ulta İsrarası ticarette iyi bir müvazene yap. itır. Ml — Almanlar kendilerini hammad. delere karşı olan mahkümiyetlerinden Güratle kurtarmaktadırlar. — Bugünkü günde Almanya'da sunt kauçuk istih - sal olunma'tadır. Yüzlerce mütehassrs kimyager suni yün ve pamuk yapabilmek için geceli gündüzlü çalışmaktadırlar. Ayrıca bu- günvü fiatım onda birine mal alabilecek sürette evn? tenske Hetihsali de yaklaş. Bare gibiAir. $ — İki yüz elli bin genc sonüllü çalışma kamplarındadırlar ve burada harikulâde beden ve söysal disiplin içinde yaşamaktadırlar. Bunların him- metiyle iki yıl içinde üç yüz elli bin dönümlük boş toprak ıslah edilmiş bir hale konulmuştur. 6 — Almanya'da bugün 1400 mil uzun Tuğunda dünyanın en uzun — otomobil yolu tamamlanmak üzeredir.. Bu yol yapısında doğrudan doğruya 95,000 ki. &, bilvasrta da 110,000 kisi çalışmaktadır, Bu yolun 4000 mile çıkarılması piân içine alınmıştır. 7 -- Ulusal yardım duygusu ve — te. sanld » dereceyi bulmustur ki son iki ay içerisinde yoksullara yardım için büyük bir para toplanmış ve dağıtılmışz- tır. Berlinde bulunduğum son pazar gü- rü “tek tabak yemek günü,, idi. Ben de Bay Hitler'le birlikte bir tek tabak ye. mek yedim. Bu şekilde tasarruf edilen para, hep yoksullara yardım teşkilâtına gitmek - tedir. Hitler'den evelki Almanya'yı iyi tanıyan her akıllı adam, bugünkü Al - manyada ulvsal kalkınma alarımda bir mucize yapıldığını takdir eder. Biz, İngiltere'de bu kalkınmanın ne demek olduğunu gerçekce anlamış bu. Tumuyor muyuz? Y oksa hüİ3 donuk po. Htikalarla propagandaların Sleti ola. rak mr hareket ediyoruz? Bir defa daha söylemiştim; tekrar edeyim ki bizim en ağır başlı gazete - Terimizde bile nazl Almanya hakkmda yazılmış olan haberler, birer uydurma- dan ibarettir. Bu intebaları daha riyade alman yahudi'eri dört bir /2arafa yay. maktadırlar, Bununla beraber birçok al. man lokanta ve otellerinde pekâlâ ke- yiflerine bakan yahudilere tesadüf et - tim, Sir Östen Çemberlayn'in Almanya- da Nazi ccreyanının adamaktlI: kök sal dığma dalr radyoda söylediği sövlevi dinliyerek mermimun oldum. Bundan aşikâr bir şey yoktur. Sir Osten Cemberlayn'in bu dosdoğ: Tu gözleri de her türlü takdire değer. Bir takım malzemeleri eksik olduğu için bugünküü Almanya'ya Avrupa'nın en kuvvetli devleti diyemeyiz. Fakat bu eksik! uyanan ulusal ruh ve ön. derlerine inanışla almanlar ziyadesiyle telâfi etmiş bulunuyorlar. Bizim bu ulusla döğüşmemiz için biç bir sebeb yoktur. Bizim ve bütün medent âlemin menfaati bunlarla işbir. Hiği etmeyi buyurur. Batış muahedelerinin yüklemiş ol - duğü haksızlık ortadan - kaldırıldıktan sonra Avrupa'nın gelecek yıllarda de - vamlı bir hı'ııo içinde yaşayacağına inanmak için sebeb yoktur. Biz almanlarla aynıkandanız ve Bay Hitler'in söylediği gibi almanlarla in - gilizler ancak bir defa harb etmişlerdir. Alman reisi konuşmalarımız arasın- da bir çok defalar bir ingilir . alman an- Taşmasr dileğini gösterdi ve bunun ba - rış İçin birlcik yol olduğunu anlattı. 20 yıl kadar iki ulus, biribirinden ay rı kalmış olmalarına rağmen yeniden birleşecek olurlarta o zaman önümüze parlak bir yol açılacaktır. Bunun için de bu yüksek ulusun bt tün enerjisini yeniden elde — ettiği bu zamandan daha uygun bir zaman tasay- vür edilemez. Eğer biz, bu işi 1935 yılında başa - rabilirsek önümüzdeki yıl, beşeriyet ta- rihinde en mutlu bir çağ olacaktır. — * Çocuk Esirgeme Kurumunun tehrik telerafnameleri Çocuk esirgemekurumu tarafından hazırlanan “lüks,, tebrik telgraf kâğıt- Tarı sureti hususiyede Viyanada bastı- rılmış çok zarif ve süslüdür. Bu kâğıt. lar her telgraf merkezinde bulunur. Tebrik telgrafınızın bu süslü kâğitla muhatabınıza verilmesini isterseniz, ar- zunuzu telgraf memuruna — söyleyiniz. Telgraf ücretinden başka vereceğiniz 15 kuruş makstadınızı temin eder, Bu suretle hem çocuk esirgeme kurumu. nun bakmakta olduğu kimsesiz ve fa- kir yavruların bakımıma yardım, hem ! | türk kadınımı ULUS Devrimlerimiz için bir ingiliz gazete- sinin yazdıkları The Observer, 23 ilkkinun 1934 İstanbul muhabirimiz 17 tarihiyle bildiriyor: İlkkânun 1934 yılının son haftaları Türkiye- de bir çok göz çeken değişikliklere şa- hit olmaktadır. Bunlardan en mühimmi türk kadınlığını alâkadar — edenidir. Türk kadınına saylavlık hakkı verilmiş tir ve 1935 yılı başlangrcmda seçilecek olan kurultay üyeleri arasında türk ka- dınları da bulunacaktır, Atatürk dalma erkelle seviyede görmek gerekliğini duymuş ve osmanlı kadınlardan esirgediği sayısız imtiyaz. lart onlara vermiştir. Türk kadınına bu imtiyazı vermek için yasada değişiklik yapmak lâzım geldi. Yeni yasa 23 yaşını dolduran her kadına saylav seçmek ve 30 yaşını dolduran her kadına da saylav seçilmek hakkını vermiştir. Celecek genel seçim de kemalist fırkanın listesine 20 kadar tanmmış türk kadının gireceği bekle - niyor, ve Türkiye'de yalnız bir fırka ol duğu için by kadın namzetlerin saçile. ceğine muhakkak gözile bakılabilir. Kadınlara seçme halekı verilmesi ka- rarı pek ânf olmuştur ve her yönde hay. tet uyandırmıştır. Kadınlara dört yıl önce belediye seçim hakkı verilmişti; fakat saylav seçim hakkını da elde et- mek irin gösterdikleri gayrette muvaf- fak olamamışlardı. 1935 ilkbaharında İs tanbul'da uluslararası kadınlar kongre- sinin toplanacağının kararlaştırılmış olması, Atatlirk'ün bu kararı vermesin- de bir rol oynamış — olabilir. Belki de türk kadınlarının öteki yurdlardan ge- len kız kardeşlerinin karşılarına çıkar. ken, Cumhuriyet hükümetinde kendi payları da bulunduğunu duymalarını istemiştir. Her halde türk kadınları Atatürk'e minnettardırlar. Yurdun her yönünden binlerce tebrik telyazıları al mığtier. İkinci bir devrim de müzik mesele- sini alâkadar ediyor. Atatürk hiç bir raman şark müziğinden hoşlanmamış- tır. Bu müziğin yeknesaklığından, ha- aynı zinliğinden ve halk üzerindeki uyuştu. rucu tetirinden dalma şikâyet ederdi. 1 Sonteşrinde parlamentoyu açarken göyle demiştir: “Bugün dinletmeye yeltenilen mu- siki yüz uğartacak değerde olmaktan uzaktır. Bunu açıkca bilmeliyiz, Ulu . #al, ince duyguları, düşünüşleri onla: tan; yüksek deyişleri, söyleyişleri top- Jamak, onları, bir gün önce, penel son Mmasiki kurallarına göre işlemek gerek- tir, Antak, ba güzeyde türk ulusal mu- sikisi yükseltilebilir, evrensel musiki de yerini alabilir.,, Bu sözlerin neticesi olarak kahve- lerden, lokantalardan ve bütün eğlen . ce yerlerinden şark müziği ile neşriyat yapmaktan menedildi. Maarif Bakanlı- ğ tilrk bestekârlarına tümhuriyet duy gularını ilade eaehilecek parçalar bos. telemelerini tebliğ etti. Bu şekilde müsik besteleninciye ka- dar Avrupa meludileri çalınacaktır. Vi- yanalı bestekâr ve musikişinaslar bu gi- bi işler için angaje edilmiştir. Bu kış Ankara'da klâsik operalar verilecektir. Şark müziğinin kaldırılmasının her sınıf halk tarafından memnuniyetle kar gılandığını iddia etmek bittabi doğru olamaz. Atatürk'ün dikkatini çeken İşler . den Liri de türk dilidir. Altı yıl önce al fabeyi değiştirdi, arab harfleri yerine lâtin harflerini getirdi. Banun sonucu olarak milyonlarca türk okuma ve yaz. ma öğrendi. Fakat harfların değişmesi ne rağmen binlerce arab ve acem keli- meleri ve ibareleri türk lügtinde kaldı. Atatürk bundan da hoşlanmıyordu. 'Türk Dili Tetkik Cemiyeti ile birlik - te, bütün yabancı kelimelerden arıklan- maş bir öz tirk dili çıkardı. Şimdi türk gazetelerinde başmakale ler öztürkçe ile intişar ediyor ve yeni dili henliz tam bir şekilde öğrenmemiş olanlara Atatürk'ün söylevleri birer ör. nek olüyor. Yavaş yavaş türk ulusu türkçeyi öğrenecektir. Yakımnda veni bir Mgat kitabı neşredilecektir. Yeni bir savaşta bitaraflık 21 ilkkânen tarihli Mançester Gar- diyen gazetesi yazıyor: Amerika cümhuriyetinin eskti başkan larmdan Bay Vilson, Amerikanın ge- nel savaşa girmesinden kısa bir müddet evel demişti ki: “e Bu, bütün actınu İçine alan en sön savaştır ki Amerika onun dışında kalıyor.., Yıllarca amerikan — dış &ıyasamı bu metin üÜzerinde münakaşa edilmiştir. Vilsonun yapamadığı bu işi acaba, bir yeni savaş çıkarsa bugünkü Ameri- ka yapabilecek midir? Hattâ Amerikanım böyle bir şeye teşebbüs etmesi doğru mudur? Amerikanın da yabancı kalmadığı aluslar kurumunun kurulmasından ve Kellog andlaşmasının imzasından som- ra ananeden kalma Amerika sıyasası. nın tadil edilmesi gereken bazr nokta. lar belirmemiş midir? Uluslararası kanunları ve andlaşma- ları hiçe sayan, ona meydan okuyan u- luşa karşı Birleşik Amerikanın göre- ceği vazife nedir Eğer amerikan ulusu böyle bir sava. şa karışmak dileğinde bulunacak olursa © zaman amerikan — kanunlarından vt ptensiplerinden hangilerini değiştirmek gerekecektir? Bütün bu sorgular Bay Ruzvelt'in, berhangi bir savaşta Amerikanın bita. raf kalacağı meselesini yeniden meyda- na çıkarması üzerine ortaya atılabilir. Böyle bir münakaşarım ve onun do- Böracağı neticelerin ne olacağı şimdi- den kestirilemez. Acun barışt bizim kamaatimize ve bir çok amerikalıların kabul odecekleri bir kanaste göre Amerikanın bu hu. susta takınacağı duduma bağlı bulun . maktadır. Biz Avrupada amerikalıların kendi kendilerinine verecekleri herhangi bir şekle müdahale etmek niyetlüde değiliz. Fakat tecerrüd taraftarları ile karşı ha- reketçiler arasındaki uzun mücadelele- Yİ temaşa ettikten sonra bu hususta he yecan ve merakımızı saklıyamayız. Verilen haberlere göre Bay Ruzvel. tin bugünlerde tetkik ettimi en muntm mesele, Amerikanın herhangi bir savaş. tan üzak tutülabilmesi natrl mümkün o lur meselesidir. Uluslar kurumunus bir mültecavize karşı girlşeceği herhangi bir harekette Amerikanın bitataflığını — garanti altı na alacak bir karar geçmiş değildir. Bu tahdidi memnuniyetle karşılamalı- yız. Bay Ruzvelt, kendisinin daha sela - mette bir atun görmek hususundaki di. leğini meydana vurmuştur. O, kendi ulusunun ne döreceye ka. dar ileri gitmeğe hazır olduğunu her- kesten Iyi bilir. Hiç şüphesle, kendi- sinin bagünkü ihtirasları kâfi derecede geviştir. Büyük savaşın ilk günlerinde Ame. rikanın müttefikletle vakı olan müna. sebet ve termaslarında çıkan müşkülatı bilen atmerikslı mütehassıslar, herhalde bir savaşın önüne geçebilmek için a. merikan desiz ticaretinin ileri gitmesi gerek olduğunu söylemiş olmalıdırlar. Amelkiranın kendi ticaret gemileri hak- kmnda anlaşmalar yapmak,buna tmukabil Ge savaş kaçağı eşyanım kendi gemile- riyle taşınmıyacağını taahhüd etmek di. teğinde oldufunu söylüyo., Sonra a. merileali vatandaşların eevaş sahası da- hilinde ticaret yapma'ırımın yazak e- dilmesi de ilert sürülüyor. Bütün bu teklifler, bt amerikanın içinde, hem de uluslararası sıyasada müşkülat do. furmaktadır. Savaşa girmiş olan devletlerle anlar. malar yapmak, sonra böyle bir «ırada vvaş mantakalarını seçip ayırabilmek miümkür m Amerikan cümhur başkanma bu şe- kilde sorulacak bir çok sorgular bulu. nabilir. Bay Rusvelt'in savaştan isti. fade etmek yolundaki beyanatı oldukça muhterisçedir. Acaba bütlün amerikan ulusu da bu- Nu istcec Âmerikanın bir savaşın dışm. da kulması imkânı var mıdır?. Yani dünyanın en kuvvetli bir ulu. su için de olsa, bir tecerri'd sıyasası ta- kib etmek yolunda vanılan münakasa. düğü meselesinden daha farla, b —H-0 Bay Yevtiç kabinesi Taymis gezetesi bunu bir intikal kabinesi telakki ediyor 22 ilkkönun tarihli Taymis Bgarcte. si şu baş mekaleyi yazıyör: B. Yevtiç'in teşkil etmiş olduğu yex ni Yugoslavya kabinesi bakanlarının sa yısr bakımından daha eksik bile olsa, üzerine dayandığı esas bakımından U « zunovle kabinesinden şümullüdür, Bundan alttı yıl önce Kıratın bir ira. desiyle bütün siyasi fırkaları kaldırıl. mış olan - meclisin ekseriyetini - temail eden eski kabine şimdi vazifeden ayftl. mıştir. Yeni kabine kıtmen Nay Yevtiç- in Bay Koyliç gibi geçen kabinete ebal. Hiyette kalan dostlarından, krsmen parla. Mentodaki muhaliflerden, kıtmen de eski frrkalara mensub oldukları halde Hderlerinden ayrılmış ölan — kimseler. den kurulmüştür. Bu kahinede Yügoslavya'da bulu « nan başlıca dinler ve milliyetler termsl edilmiş ve bunun teşekkilü kıralın Bl. dürülmesinden, son kabine buhranın - Ban dolayı yöl almıs alan telaş ve höye, tanın önüne geçmiştir. Kıral Aleksandır'ın ölümünden exn ra bütün muhalefet liderlerinden mü . rekkeb bir ulusal kabine teskil edilere. Bi umulmuştu. © sıralarda kaldırılmış slan sirb ra- dikal ve demokratları ile diktatörlüt ta rafından iki sene kadar sülı zün edilmi, olan sloven lideri Baba Koroşev vaziyetleri buna ihtimal verdiriyardu. Bu fırkaların liderleri — kırallığı sa- dik olduğunu #öylemiş ve cenubf ©av balktnı bu müsterek dava ile bi: ol . mağa çağırmışlardı. p Başbakan istifa edince bunun dnha ziyade temsilf olan bir kabine kutmak İçin olduğu zannedildi. Fakat bu van boşüuna çıkmıştır. İstifasından sonra bir #öylev söyliyen Bay Uzunoviç, bu söylevinde yeni kabineye ölen Kıralın güttüğü eryasayı olduğu gibi ve tamam olarak kabul etmemiş olan kimselerin giremiyeceğini, eski partilerin İne ta « Mmamen kaldirtlmiş olduğunu — söyledi. Getek bu iymalar, gerekse kabinede ilkü tane adsız üyeliğin kendilerine veril . mesi dolayısiyle muhalefetler işbirliği etmek istemediler,. Satı kabine, Üç eski başvekille kum vetlendirilmiş ceki bir kabine idi ki hun Jardan hirisi olan Matinkoviç, Bay Yev tiç'in aleyhinde bulunmakta ve onun an cak Kıral Aleksandr'ın diktâtörl' tü devam ettiği müddetece dAmarı işleri ba- kanıı kalabileceğini söylemekte idi. Hakikatte ise Bay Yevtiç'in Cenev- Te'den dönmesi Uzünöviç'i yuvarladı. Yugoslavya dışarı işleri bakanı, hiç şüphesiz, ulusal davası uluslar kuru « munda gayet iyi müdafaa ettiği ve işi yoluna koyduğu için kendi kahine »" . kadaşlarından büyük takdirler beldi « yordu. Buna mukabil, gayet alâkesız bir duruşla karsılandı ve kabine topl>a. tısını brrakıp dişârı çıkmağa mecbur ol du. Bay Koyiç de kendisini takin et'i, Niyabet meclisi, Bay Yevtiç'in ha. metlerini takdir etmiş bulunuyartar: O sebeble, riki kabine arkadaşlarnım vil. reğine bit derd olarak yeni kabinenin teşkili Bay Yevtiç'e havale olunmuştur. Yeni kurulan kabinede parlamentö dışında bulunan fırkalar Tiderlerinden kitmde yoktur. Kabinenin kimlerden mürekkeh ole daha sağlam ve —. .— Tarın ne faydası olabilir? Düşüsü'e. cek meseledir. Bu nihayet, bütün acıs mun İçine gireceği bir satıraptan Ame. rikanın istifade etmek İstediği mena . sma gelir ki buna da inanmak müstü! dür. BDügün Amerikantn tuttuğu sıyaral istikâteti görenler, bu olusun silah e sızlanımı — konferansında — Stimsoön ve Normas Davis tarafından ifade olunan vüziyeti almak üzere olduklarını düsü. nebilirler, Çünkü onlar, Kehot paktmı ihlal eden'eria ulurlararacı bir kanuna saygı sızlık göttermiş pibi tutulmalarını is- temişlerdi . - B. Davis 1932 yılında, Amerikanın kollektif bir hareket zümresinden aye rılmıyacağını bildirmişti. Bütün bunlardan sonra bitaraflık da. wasını ortaya atmak, safsattya sapan'ar rın tezviri ve prensiplerin kifayetsi liği karşısında bütün üğretmek istedikleri. ni su İle silen Grotlut gibi MM? demektir... r;