SAYIFA 4 Yabancı Postası On iki ada ve Türkiye Elen Büyük Erkânrharbiyesi eski Başkanı General Dusmanis “On iki - da ve sevkulceyş., adIr krs& fakat aba- ya değer hir etüd neşretmiştir. Bu etil- dün Lö dosaje Daten gazetesinde yal- nrz çıkan huldsasını iktibas ediyoruz: Eserin başlangıcında — General, bu tetkiki yalnız on iki ada Elenlerinin bürriyet ve kurtuluşu, ulhusal işi ile a - lükedar olduğu için yazdığını tasrib et- tikten ve Akdenizin doğu havzasında mühim bir yeri olan Yunanistan'ın bu havzada ya doğrudan doğruya veya bil- vasıta bir hareketle menfast temin et- mek istiyenlerin her yönden darbeleri- ne maruz bulunduğunu tebarüz ettir. dikten sonra, bu havzada bir kısım a razinin Türkiye elinde, Kıbtısın İngil- tere ve on iki adanın da İtalya işgalim de olduğunu söyliyor ve bü bitikte yal- mız on iki ada işini mevzubahs edece- #ini bildirerek diyor ki: * Bu eseri yazmaktan amacım, eğer on iki ada Yunanistana geçerse Yuna - mistanı bir müstemleke sıyasasına veya bir sergüzeşt sıyasasına atılabilmesin - den korkanların haksız olduklarını isbat eylemektir. Her kim, on iki adayı bu gibi teşeb- büsler için össülhareke gibi kullanmak isterse, böyle bir #ryasadan netice ola- rak kendi şerefi ve sıyasal ökonomisi için ancak kayıplar elde eder. Beni alâ- kadar eden yalnız Elen noktai nazarie dır ve muhtelif meseleleri sırf bu bakım dan tetkik edeceğim. En evel tetkik ede ceğim mesele, on iki adayı ilhak etme- nin bu adalar karşısındaki arariye has- mane bir duhul veya bu araziyi zabtet- mek niyetleri ile münasebeti olup olma- dığı keyfiyetidir. Hem sıyasal hem aske- 1i böyle mühim bir meseleyi tam surette aliyeti lâzımdır. Bu risale ise, münakaşa için faydalı ufak bir etütten başka bir yey değildir... ... * On iki adayı, sırf ve yalnız bu ada lara tahib olmak için, işgal etmenin laalettayin en ufak bir ehemmiyeti dahi haiz olamar. Çünkü me mesahası, ne de teşekkülü itibariyle bu adalar sengin telâkki edilemezler ve kendi kendileri- ni doyurduktan sonra herhangi bir ecne bi fatihe, meselâ ingiliz, fransız, belçika ve İtalya müstemlekelerinde olduğu gi- bi, hiç olmazsa işgal masrafını makul gösterecek derecede bir istihsal fazlalım ğr veremerler. Bu adalar, diğer taraf- tan işgal eden memlekete, bu memleke- tin muhtelif sanayiini takviye edecek müh'. « tarda hammadde de yollaya- mazlar >anra, sevkulceyş vaziyetleri iti barile de on iki adanın hiç bir ehemmi- yeti yoktur. Meselâ İngiltere, Amerika weya Japonya ve saire gibi pasifik İle Atlantik arasımda bir faaliyet iera et. mek isteyen başka bir devlet, ayrıca bu adalara benzeyen başka udalar sistemin. den istifade edemez. Fakat, sırf askeri bir işgal olarak ön İki adanın elde bulundurulması yalnız Türkiye aleybine hasmane bir barekete, yani fomşu Asya sahiline bir asker ç> karma ameliyesi yapacak olan bir ordu- yu hazırlamağa ve desteklemeğe yarıya- bilir. Bu fikri İyice anlatabilmek için, ha- Tita Üzerinde meselenin coğrafi vaziye tini bulâsaten ve ber kesin kavrıyabile- ceği bir tarzda izah etmemiz lüzrmgel- mektedir: Bu bakımdan on iki ada, üç gruba ayrılabilir; birinciyi arkasında Kasına ve Karpates adaları ile birlikte Rodos ve Nissiros adalarıdır. Bu üç grubtan en mühimi, gayet tabif olarak Rodos ada- gnı ihtiva eden birinci gruptur ve Asya #ahiline çıkartılacak işgal ordusunun en büyük kısmını burada temerküz ettin. mek kabildir. Daha az ehemmiyetli olan öteki iki grup ise ikinci derecede hare- ketler için yardımcı mahiyette kullanı- habilirler. Sevr muahedesinin akdi esnasında İleri sürülen telikkilere benziyen düşün eclerle, bir işgale maruz telâkki olunabi- lecek Asya arazisinin mesahası da az ehemmiyetlidir. Bu arazinin uzunluğu, Antalya körlezinden İzmir körfezine kafar 420 ve genişliği 200 kilometredir. Böyle bir teşebbüsü idüme ettirmek ni- yetile hareket & ler için bu tarzda bir hat çizmek I8rrmgelmektedir. Çün- kü daha geniş bir grazi işgalin idâmesi- ni güçleştirir. Zaten eğer niyet, memle- ket sahibinin müsaadesi nisbetinde, öko- nomik ve ticari nüfur için bir merkezin işgali isc, bu arari, ticral ve sınaf müecs- seseler kufmak ve umumiyetle eşya de- po etmek için tamamiyle kâfidir. Böyle bir arazi işgalinden gaye, yu- kardakinden başka, Antalya limanından ve Bağdad demiryolundan istifade et- mek süretiyle, kıyıdan Asya'nın - içine kadar nakliyatı kolaylaştırmak da ola- bilir. Ancak bunun için, Antalyadan iti baren Seydişehirden geçmek üzere Kon yanın cenubunda Çumra istasiyonuna ka dar yeni bir domiryolu yapmak gerektir. Eğer yap: ve koruma için çok fazla mas rafa ihtiyaç göstermezse, Burdur ve İs- parta'dan geçmek ve belki de Denizli- ye bir iltinak hattr ile bağlanmak üzere, Meğriden Dinara gidecek başka bir de- miryolu da düşünütlebilir. Ön iki ada sahibinin, her hangi gaye İle olursa ob sun, Anadoluda nüfuzuna — yarryabile - cek arazi işte bundan ibarettir. Oniki adayı teşkil eden adaların ikiaci ve üçüncü grupları tırf yardımcı ve her hangf bir ihtimalde askert ehem miyeti hairdirler. Fakat bu tetkikte bu *on görüş münakaşa olunmuyacaktır. Rodo rlandı gibi telâkki olu- , başka suretle, Rodosun erlemesi imkânsız yahut inkişaf ve çok güçtür Bu makalenin gayesi başlma olduğun dâan bu mevzu üzerinde daha fazla dur- mıyacağız. Bu görüşü tetkikten maksa dımız, Sevr muahedesi gibi başka bir musahede Yunanistana bu tarzda İmti- tiyazları verirse bunların Yunanistan'a ne kadar lüzumsuz — olduğumu — İsbat etmek idi. Bazı arazi işgal etmek fikri, başkala Tının kafasında, bundan bir kaç yıl önce bart sıyasal adamların Aüşündüğü gibi yer etmiş olabilir. Ön iki adayı elinde bulunduran bir devletin işgal edebile - ceği ziyi, yapılacak ilhakın ehemml- yetsizliğini memleketin sahibi bulu- nan Türi in arzusu hilâfına kuvvete müracaat suretiyle yapılacak bir işgalin tehlikelerini isbat etmek için tesbit ve tayin ettik.,, ... Şimdi başka bir görüş, yakın Şarkta bir ilhak arıyasası İle alâkadar başka menfaatler güden bir gaye ile ve yahut başka bir devletle veya başka bir gaye için işbirliği etmek niyetiyle on iki ada- nın işgali bakımını münakaşa edelim: Zira, bir kaç yıldanberi, büyük dev. letlerden bir çoğu, yakın veya uzak do Huda geniş sıyasal ve ökonomik prog - Tamların: tatbik etmek için yardım ara Mmaktadırlar. Fakat şunu söylemek ge - tektir ki, deniz aşırı bir sıyasa —sahibi olabilmek için daha önce deniz yollarını emniye taltına almak şarttır. Yani, ber türlü teşebbüsten önce kıyr devletlerin deniz güçlerini ezerek bu yolu elinde tutmak, ve yahut kendi deniz aşırı sıya sal ve ökonomik işlerini görmek için bu nakliyattaki emniyeti bozabilecek bütlün düşman donanması ile savaşışf onu ye- nebilecek bir donanmaya sahip olmak gerektir. Aksi takdirde, Portekizin bu- günkü vaziyeti göz önündedir: Kendi deniz yollarını koruyabilecek bir do - manmayı idame ettiremediği için deniz lerin sahibine boyun eğmeğe kalmış ve kendi deniz aşırı müstemlekelerini koru mak için âdeta bir tâbi prens derekesi- ne inmiştir. Doğusal Akdenizin bu havzasında birçok donanmalar, Avrupa genel siya- sağının ve durumunun — icabatına göre ya tam, ya kısmi, hâkimiyeti ele geçir- mek için harekete anıktırlar. Burada bu donanmaları ayrıca sayınayı - farla görüyoruz. ve bundan dolayı, tam ve- ya kısmi bir hâkimeyiti ele geçirmek için aralarındaki hareketleri münakaşa etmiyeceğiz. Ne de, dost veya düşman muhtelif donanmaların muhtemel ha- reketlerine müsbet veya menfi surette karışmak için kıyı devletlerinin ortaya atacakları denizaltı ve tayyarelerin ha- reketlerinden bahsedeceğiz. Tahlil et- mek istediğintiz mose'erle muhtelif de- nizaltı, deniz Üstü ve bava filolarından, ULUS aralarındaki münascbetleri dikkate al- madan, bahsediyoruz; çünkü niyetimiz tek ve basit bir neticeyi İispat etmek- tir. O netice de bir deniz yolunun, başka düşman bir devletin niyet ve gay retlerine zıd emellere vasıl olmak için kullanılabilmesi ancak kendi nakliyatı- ni serbestçe yapmak istediği bu deniz yolunda en son mutlak hâkim kalacak olan devleto aittir. Bu basit prensip- ten başka bir prensib daha çıkarılır ki © da denizlere mutlak surette hakim ol- mak için umumiyetle kara askeri teş- kilâtının ve hassatan hareket noktasını adalar teşkil eden teşkilâtın bu deniz aşırı sryasanın muvaffakiyetine hiç bir suretle yaramıyacaklardır. Karadaki teşkilât ve adalarda kuru- lan üssübahriler, denizlere sahib olan devlete, dananmanın yeyim ve. dinlen- mesi için, denizlerde hâkimiyeti tuta- mayan devletlere de yenilmek ihtima- linde yenenin arzusuna tamamen teba- iyete mecbur kalmadan donanmanın sı- ğinması ve orada yeniden kurulabilme Si için yarar. Kara tesisatı, gerek kıta üstündeki adalarda olsun, bahr? seferin yapılaca- Bi deniz yola tamamen serbest olma- dıkça böyle bir deniz aşırı seferin mu- vaffakiyetine yardım edemez. Filvaki denizlere sahib olan devlet, kara dev- cekleri ibtimalleri daltma göz önünde tutmak mecburiyetinde ise de bu gibi hücümlara karşı müdafaa, ikinci dere- <e ehemmiyeti haiz bir meseledir. vök İleri sürdüğümüz görüşü teyid için başka yerlerde olup bitenlere Bakalrm. Bugün uzak doğuda hazırlanmalkta olan çok mühim vakalar karşısında bulunu- yoruz. Burada iki büyük devlet aynı tek gayeyi takib ediyorlar. Amerika Birleşik devletleri ve Japonyanın aha- listi fazladır ve her iki devlet de halkın bu fazla kısmını sınırlar dışına atmak istiyorlar. Dünyanın bu kışmında, esa- sen Japonyaya ilhak edilmiş olan Ko- re,den maada, bu fazla halkı kabul ede- bilecek vaziyette tek bir yer vardır ki © da Japonyanın, Üstünde kendi istedi- Bi gibi bir imparatorluk tesis ettiği Mançuri'dir. Ortada halledilecek me- sele, Amerika birleşik devletlerinin gittikçe artan ahali fazlalığını nereye ve nasıl boşaltacağıdır. Vaziyete çok tzaktan bakmamıza rağmen şunu görü- yoruz ki bu mesele Amerika ilc Japon- ya aresında bir anlaşmazlık doğurmuş- tur. Ve muhakkak olan bir şey varsa o da anlaşmazlığı halletmek için bir gün ta- vaş başlarsa, bu savaşın basşlangrreta ve belki de sonuna kadar denizde olacağı keyfiyetidir. Hert iki devlet de Mançuri'den de- nizle ayrılmış . bulunuyorlar. Binaen- ya aralarındaki meseleyi barış yoliyle hallederek Mançurya'da biri- birlerine işgal kısımları ayırıp tanıya- caklar ve yahut eğer bu kabil olmazsa — ki kabil olmıyacak gibi gözüküyor — mukabil donaamayı yenerek denizle- rin hakimiyetine sahib olmak istiyecek- lerdir. Bu Tki devletin, ârzülarını ye- Tüne getirecek kabiliyette donanma vü- €ude getirmek için şimdiden ne kadar gayretler sarfettiklerini görüyoruz. Ge- ne görüyoruz ki Birleşik Amerika dev- letleri, bir tarafta toplanacak olan düş- mana karşı koymak için iki denizdeki kuvvetlerini istediği zaman ve mümkün olduğu kadar çabuk surette bir yerde toplamak niyetiyle Panama kanalına ve bu kanalda pasifik dayanmasını At. Jantiğe veya Atlantik donanmasını pa- sifiğe naki! için yapılan manevralara çok büyük ehemmiyet veriyor. Bütün buralarda, denizaşırı hedef- lere ancak ve yalnız deniz seferleri ile erişilebileceğini görüyoruz. — Bilhassa amerikalılar, ihtilalli bir memlekete va. sıtalı yollarla değil fakat — doğrudan doğruya yapılan bir hareketle ve evel- ce denizlerin hakimiyetini elde ettik- ten sonra asker çıkarmağı düşünüyor- lar. Bundan, deniz aşırı sevkiyat yapıl. ması mexelesi her şeyden önce deniz- lerin hakimiyeti ile elde edilebileceği neticesi çıkar. Biz de, Türkiyeye karşı 1919 dan 1922 ye kadar yapmış oldu- fumuz savaşta ancak türk donanması- nın ortadan kalkmış olması ve bizim denizlerde hâkim bulunmamız sayesin- de bu memlekete asker çıkarabildik ve zada tutumabildik. Aksi tekdirde, da- ba önce denizlere hattim olmak ve on- dan tonta karaya asker çıkarmak moc- buriyetinde kalacaktık, Türklerin — da- nanması yoktu; Eğer donanmaları bu- L idi ihtimalki biz bu sefere bu ka- dar kolaylıkla karar veremezdik. On iki adaya gelince, Türkiyenin yabaner bir donanmanım harekâtına ma- ni olacak bir filoya sahit, olmadığı de- lili ciddi değildir. Zira Türkiye'nin, kara askeri hazırlıklarını - bitirdikten sonra, bir deniz kuvveti hazırlığına doğ- ru yöneleceğini dikkate almak gerek- tiği gibi bundan gayri, Türkiye böyle bit vaziyete, müşterek menfaatler iste- mek için kendisine ihtiyacı olan dev- ltelerle yapacağı başka koömbinezonlar ile de karşı koyabilir. Şimdi, bir memleket için Türkiyeye karşı denizlere hakim olmak ve yahut bu memleketin on iki ada yoliyle Tür- kiyeye karşı yapacağı teşebbüslerde di- ğer bir deniz devleti tarafından iz'ac edilmemek imkânının tetkiki muvafık olur. Bu makalenin — başlangıcında, bizim görüşümüze göre, yabancı bir memleke- tin işgal arzusunun hangi araziye yöne- lebileceğini tayin etmiştik, Şumu kabu- le mecburuz ki Kemal Atatürk, memle- keti himayesiz brrakmıyacaktır ve esa- sen memleketi müdafaa etmek ve zor- la asker çıkarılmasına mani olmak için icabeden tedbiri çoktan almıştır. Napolyon, ingilizler, ruslar ve türk- ler geçen asrın başlangıcında böyle bir tmaksatla yunan İonien adalarını — kul- lanmak istemişlerdi. Banunla beraber hakiket bunların hepsine de bü sıyasal! ham hayali terke mecbur etmiştir. Bütün bu söylediklerimizden ve e- kuyucularımızın hepsinin bizrat tahkik edebilecekleri — hâdiselerden şu netice çıktyor ki on iki adanm sırf askeri mak- satlarla işgali faydasızdır ve bu adala- ra temellükü başka maksatlarla idame etmek istiyen devlet bütçesi için bu te- mellük bir masraf membardır. Anadolu'nun bir kısmımı — birdenbire işgal etmek, bundan birkaç yıl önce, Türkiye kendi dahil? ihtilali İle meşgul iken, kabil olabilirdi. Maamafih bu da daimft telakki olunamazdı; nitekim 1919 Mmayısında, Sevr muahedesi İle bize bı- rakıları yerleri birdenbire işgalimiz de daimi olamazdı. Eğer Yunanistan herhan gi başka bir devlet, bizim 1919 - 1922 de yoptğımız hatayı tekrar ederse ergeç bizim düştüğümüz akrbete uğrıyacaktır. Yaptığımız bu tetkikten çıkan neti- ce, eğer on iki adaya biz sahip olursak bu adaların bizim için hiç bir sergü- zeşteu teşebblise yaramtyacağıdır. Bu usun tetkikle isbat eyledik ki bu adalar hiç bir zaman sevkulceyş için kullanılamaz ve binaenaleyh eğer Yu- nanistanla birleşir — ise, Yunanistanın hasmane bir vaziyet alışı neticesinde herhangi bir yahaner — devlet için bir tehlike teşkil edemez. Bunu isbat eder- ken aymı zamanda gene İsbat eyledik ki bu adalar, Akdenizin Doğu havzasın- da askert ve aryasal teşebhtisler için, başka bir deniz devletine de yaramaz- lar, Bugün vaziyet, bundan yirmi yıl ön- ceki gibi değildir. Yukardakl Iyzahları. mızdan biraz aykırr düşmesi muhtemel bulunan yirmi yıl önceki vaziyet tama- men değişmiştir. Öyle ki o zamanki düşüncelerde ısrar, bizim bugün İyzah ettiğimiz fikirlerden İHiraf edenlere an- ctk maddi zararlar verir. Biz, hiç kim- seye karşı hasmane niyet beslememek- teyiz. Dileriz ki serf sryasal bakımdan bu meseleyi tetkik ederken büyük dev- Yetler, bizim.çıkardığımız — neticelere varsınlar ve kendi şahst menfaatleri e- leyhine de hareket etihekte oldukları- nt görerek, hürriyetlerini bu kadar fe- dakârlık, kan ve para pahasına elde & den, bu devletler ananevf sıyatalarına devamla on iki adanm asıl sekenesine hürriyetlerini versinler. Akdenizin Doğu havzasının sıyasal ehemmiyeti çok büyüktür. Fakat bu se- bebten dolayı, bu havzada ve yahud bu havza vasıtasiyle menfaat elde etmek istiyenler cok dikkat etsinler, Çünkl bü havza, Emperyalist — sıyasalar için bir mezar olabilir. DÜZELTME Dünkü sayımızda çıkan — Ökonomi Bakanı Bay Celâl Bayar'ın değerli söy tevinde küçük bir yanlışlık olmuştur. 6. iner sayrfanın son sütunundaki himaye we fiat kontrolünden bahs - edilirken (Bizim için iki taraf yoktur, bir tek ulu- sal ökonomi ve onun icapları vardır.) cümlesinin başı (Bizim için iki taraf gadür) şeklinde çıkmıştır. Düzeltiriz. 15 İLKKÂANUN 1234 CUMARTESİ Habeşler - İtalyanlar Tecavüz hâdisesi nasıl olmuş, bir ingiliz gazetesi anlatıyor Habeşistan'ın merkeri olan Addir Ababadan 9 ilkkânun tarihli Sonday Taymis gazetesine bildiriliyor: Habeşistan hükümeti yönünden bik dirildiğine göre Somalıdan gelen italyan kuvvetleri Habeş topraklarında on mil daha ilerlemişlerdir. Bu suretle italyan- ların Habeş topraklarından işgal ettik leri toprakların uzunluğu 75 mil tut- muştur. Bu vesile ile iki devlet sınırlarının tamamiyle tayin edilememiş olduğu mey dana çıkmaktadır. Habeş kaynaklarından gelen haber- lere göre Somalı yerlilerinden top, mit- ralyöz, tank, tayyare ile techiz edilmiş ve italyan zabitlerinin kumandası altın- da bulunan bir kıta Ual Ual'da ingilis beyetini muhafara eden habeş askerleri ne hücum etmişlerdir. Bu heyetin vazir fosi Habeşistan'ın hududlarını tayin et> mekdi . Romada buhunan habeş maslahatgü zarı italyan bareketlerinden dolayı itak yan hükümetine protestoda — bulunmak ve bu protestonun sebeblerini izah et * mek hususunda talimat almıştır. Bunda bilhassa şu noktalar protesto edilmektedir : 1 — Habeşistan'ın bir takım noktalâ rının hele Ual Ual mintakasının silâhli İtalyan kuvvetleri tarafından işgali. 2 — İlk kânünun beşinde hiç bir ve sile yökken yapılan hücum. 3 — Somalı kıtalarının Habeşistan * da tetkikatta bulunmakta, olan — ingiliz komisyonunun işini güçleştirmeleri. Bu protestoda bu hareketlerin ne ” 1929 habeş — italyan mukavelesile ne de son zamanlarda karşılıklı beyan edi- len dostluk duygulariyle telifi kabil ol madığı söylenmektedir. İlk kânunun beşinci günü vukua ge len çarpışma alelâde bir. müsademedeni fazla bir şey olmuştur. Bu çarpışma s- atlerce devam etmiş ve tam bir muhare be şeklini almıştır. Bu çarpışma sonunda italyanlardan 60 kişi ölmüş, 400 kişi yaralanmıştır. Habeşlilerden de yaralı ve ölülerin mec- Tmuu 100 kişiye varmıştır. Somalıda bulunan ingiliz memuru bu hâdise olmadan betberi memleketine ge$ miştir. Kendisi, ikinci teşrinin 23 ünde sınır işlerini tetkik etmek üzere Habeş muhafızlarının muhafazası altında orar ya gelmiştir. Bunlar bir kamp kurmak istedikleri kuyu başında başlarında Simmarutt isimli bir italyan yürbaşısı kumandasın da bir Somalı kıtasına rast gelmişler, bu kıta habeş toprağı olması lâzım ge * Ten bu yerlerde onlfarım — duraklamasını ve serbest serbest dolaşmasına mani ol? — muştur. Hattâ eğer bu buyruklar dinlt — nilmiyecek olursa cebren dediğini yap” — tıracağını da bildirmiştir. Bu hadise hakkında ingiliz memuru — yazmış olduğu bir raporu kendi hüküt — metine bildirmiştir. ,.j İtalyan kumandanı bu. protestoyi — Roma'ya bildirmekle beraber, gene F” miszyönun oralarda serbestçe hareket ©& — | mesine müsaade vermemiş, fazla Somalıdan takviye için tank, top, V tayyare istemiştir. İngiliz memuru önce bu ihtilâfr Y *ö tıştırmak için teşebbüslerde fakat derd anlatamıyacağını anlayıt Ci — doğruyt bu kavga kendisini doğrudan alâkadar etmediği için Berbert memir — ketine dönmüş ve orada raporunu 7: mıştır. Vaziyet, her gün bira zdaha 57 — ginleşmektedir . —— Bursa kadınları sevinit içinde 'Türk kadınlığma saylav seçmet seçilme'hakkının verilmesi burâ h: lığında da derin bir sevinç ııyıvulıı 'i tır. Yüzlerce kadın cümhuriyet H4 kası önünde toplanarak nuvuşh' mişler ve bu hakkın verilmesinden aö ğ rü sevinçlerini göstermişlerdir.Bt tuklara C. H. F. Vilayet Başkan? b lrk vermiştir. < . Bundaıı, sonra topluca A“'“'” heykeli önüne gidilmiş; K.d’“ul—“ 1_2 heykele iki çelenk koymuslar VE | lerimize sevinelerini bildiren tel V" rı cekmislerdir Ka ve