Sayfa: 4 — Neler Söylüyprla_r y TÜRKDİLİ Güneş;'nv; Rü;.gâı;ın,r Derenin, i Karıncaların Bize Anlattıkları | Güneş bulutların arasından yavaş yavaş yükseliyor. Ye- şil dağlara, ovalara gülüm- siyerek bakıyor. Bir saniye bile yüks:klerden #ayrılmı- yan, gözlerimiz sile yavaş yavaş kayıp gi diyor. Bu gidişle ve parlak şunları alan zıya ışıklarile sonki bize söylemek istiyor: «Güzel çocuklar , Göz olsun. vakit Jeriniz daima bende Neden mi? Kaybolan lerinizi, uzaklaşmamla — ölçebilirsiniz de ondan.. Eğer bu vakitle. riniz boşu boşunu geçtiyse biliciz ki çok şey kaybetti. niz. » benim her saniye | ğgüt ağaçlarının altından bil- lür gibi akıyor. Ufacık taş- | ları atlıyarak sarp yollarda kıvrılarak yolunda ilerliyor. | Durmiyor, dinlenmiyor. Taşlara çarptıkça lğlarğ gibi dövünüyor, Kıvrımları'ı | dönerken tatlı bir sesle şırı. Idıyor » « Yollarım ne kadar sarp.. Ne kadar güçlükle il- erliyorum biljiyor musunuz!” Fakat bununla zorluğa kat- lanamıyacağımı, geri döne. | ceğimi mi zannediyorsunuz? İ Aldanıyorsunuz küçük dost- larım,. Aldanıyorsunuz.. Gi- deceğim yolların daha on misli sarp olduğunu bilsem senk çiçeklerden, ardıçlar- | yine geri dözmeyi hatırıma dan, çamlardan topladığ gü zel kokularla kurşun gibi koşarken vızıldıyor: ' — « Bir saniye durmak için vaktim yok. Daha çok | koşmalıyım, daha çok . Ya- maçlardaki — Değirmenlerin | ağır kanatları benden yar- | dım bekliyor. Koca taşları döndüreceğim. — Buğdayları üğüteceğim .» | bile getirmem.. Bence baş- lanan bir işi yarıda birak- mak kadar ayıp sayılan şey yoktur. Ham beni ileride bekliyen birçok ağaçlar, tarlalar var. Onları gidip sulamak benim vazifem.. Öyle ise vazifemi nasıl geri birakabilirim.»v Küçücük karıncalar sıra sıra dizilmişler. Usanmadan, Şu dünyada icat edilmiyen ve edilmiyecek olan şey vur- | kiz ile mıdır? Ve olacak ı? İşte Avusturyalı bir adamda ka. natlı bisiklet icat etmiş. Bu bisikletin tecrübelori ya pılmiış herkesa bunu merakla seyre koşmuş . Bisikleti yı- | pan adam sokaklarda her gün halkın üzerinden uçu. yormuş Nasıl hoş bir bisiklet d-- gil mi?.. Çocuklara katiyen, Çatmayın kaşınızı Döğersiniz gün gelir, Siz kendi başınızı Çocukların sıhhati Kendi elinizdedir. i Terbivesi rahatı Tatlı dilinizdedir Bahasının haberi var — Anneciğim, — avludan geçerken ponçereye deyalı duran merdiveni düşürdüm. — O halda gitte babana haber ver. — Babamın haberi var anneciğim. Merdiven düşün- ce, o da pençer:ys yapıştı. Oruda asılı kaldı. ——— iki - bayram — Senin Babanın Adı ne? — Bayram . —< lar. Arpa, buğday tanelerini birer ikişer —ite — kaka yuvalarına - Onlar bu toplu hallerile: — & ÂAyrı ayrı çalışmak — Küçük dere, sıra sıra sö- (#durmadan;boyuna çalışıyor- fayda değil zarar getirir. Gemu c . - T sürüklüyorlar. | Tamamemı vei 23 Nisan 937 Bir At ne kadar uçar? Bir İTagiliz Aâlimi, bütün bir mil (1609 metre) mesafe yol alan bir atın bu mesafenin 396 metresini uç- arac kat ettiğini jddia edi. yormaş. Çüskü bu âlim, atn dört ayağının yerden birer kesildiği — saniyelori | birer saymış, hesap etmiş ve buü rakamı çıkarmış. Âlm haklı değil mi?.. İki metre Can okuldan dönerken du- rmadan göz yaşları dökerek ağlıyordu. Annesi sordu: — Nen var oğlum? Can hı.çkırıklırını koyu- versrek esvap verdi : — B. öğretmen hastaydı. — Öldü mü? — Hayır . Byileşti. — Desene bu gün sizde iki Bayram var. Top'uluk kuvvettir, bereke- ttir.v Demek istiyorlar, Güneş, Rüzgür, Dere, Ka. Üa .. j 3 | rmca, Dağ, Tepe, Orman her şey bize insanlığımızı öğreliyor değil mi?..