Ü Birinci Kânun İ " Yabancı gazetelerde gördüklerimiz.j d00000 ĞAU iv0dT0 01000 .. Sovyetlerin Ticari Ve Mali Vaziyetine Bakış. Sovyetler dış ülkelere karşı ticarette kuvvetli ve birlik bir varlık halinde hareketetmeğe muvaffak oldu. “Pravda,dan: Dış ticaret devleti inhisa Ti a'tına alındıktan — sonra Sovyet Birliği dış ülkelere karşı ticarelte kuvvelli ve bir'ik bir varlık halinde ha reket etmeğe muuaffak ol du İşlerin bir plân dahilinde ceryanı ise ülkenin endüstri tarım ve tecim alanlarında ülkenin kısa bir zaman içi nde düzelmesine ve terakki sine imkân vardı. Altın arama işlerinin ku vetlenmesi ve ihracatın art ması, ülkenin dışarıdan A! manya mecbur olduğu tek- | nik cihazların pek çabuk temin olunmasına ve bu su tet'e de dış ü kelere muhtaç olmaktan onun pek çabuk kurtu'masına imkân verdi I Fakat fabrika mamulâtı | mızın çoğalması bir. zaman | için ham madde'er ihraca- | Uumızı azalttı ve bu süretle | dış ülke'ere olan zinımetle ı rimizin — bir. zaman için çoğa'masını zaruri kı'dı. Pu durum ise, bizi dışarı ü kele- rle daha çetin ticari muka- ve'eler yapmak ve bir man için bahalı da olsa dı- şarıdan malzeme — almak mecburiyetini doğurdu, Fakat bu vaziyet şimdi | artık tamamile değişmiştir. arlık olduğu- | Borçlarımızı hemen ekseriyet!'e ödemiş muz gibi çetin mukaveleler | den bemen tamamiyle kur tulduk; hariçden alacağımız |* ham maddeleri ise peşin pa* ra ile almak kudretini ikti- sab ettik. Bu hal Sovyetler Birliğinin Arsıulusal piyasa - | larda durumunu - sağlamlaş- tırdı. 1932 1934 yıllarında yalmz Almanyaya 1,5 Mil yar Mark ticari borç ödedik 1935 de 140 Milyonluk bir istikrazı aynen Almanyaya şimdi borcumuz pek - azdır Almanyanın ise bizim pet- rol keten, kürk, kereste gi- bi ham maddelerimize ihti- yacı fazladır. Fakat bu ma İlarımıza biz. Almanyadan başka ülkelörde de kolaylık- ULUSAL ROMAN: 4N& 15 la pazar bulabilecağiz. Bun dan dolayı da Almanya ile aramızda o'an licaret müna: sebet'erini yakında yeniden gözden geçirmeğe mecbur uz | İngiltereden, büyük faiz lerden kurtulmak için peşin | mal almayı tercih ediyoruz Bundan ötürü müsbet şart- larla mübayaatta bulunarak dev'etimizin ticaret plânço | sunu gittikçe düzeltmekte yiz, 1933 1934 1935 sene'e- rinde 450 Milşon Rüble ih- TÖRKDİLİ — *Ulus» un dil yazılarından ÖĞLE * Öğle, öğley, iulıyin»rıüılııi dedlikbve dimanp tabir. İarinin etimoloji, morfoloji, ÖĞLE Kelimanin etimo'ojik şe- kli; (©) 12; 18) (öğ H ül 4 eğ) () Öğ: Ana — köktür. Bu- rada şu malarını göz önünde tuta'ım! (AJ) — Güneşin kendisi —| (81 — Güneşin sıcalığı. ICI Yükseklik (2 Üz () , ektir. “Uzak engin, gibi mefhu mlarla objeyi sıfatlandırır. O halde; Öğ — ül — öğül: “Çok sı- cak ve çok yüksek, mana- racat faz'amız vardır. Bu vaziyet aşağıdaki cetvelde de görülmektedir: İhracat faz'ası — | 293 Mi yon Rubel Ü ğ öç | 1931 1932 1933 147 » » 1934 - 186 - » 1935 120 * . A'tın istihsalimiz ise git- tikçe artmaktadır. Yı da PO0) Milyon Rubelden fazla altın islihsa' ediyoruz. Acun ülke- leri arasında Sovyetler Bir- liği a'tın istihsalinden sonra | gelmekte ve ikinci yeri tut- maktadır Hulâsa bu suretle Sovyet ler birliği harici ticaret bor. çlarını 931 de — bir milyar | 400 Milyon Rubelden 1935 | Tikteşrininde (139) — milyon * Rubleye indirmiştir. Bu sene sonunda ise borcumuz an cak 126 milyon Rubleden faz'a olmiyacaktır. Hari; bozçlarımız azaldikça arsıu- lusal keredi ve itimad va | ziyetimiz daha — iyileşmek- İ tedir, ticari — p ânçomuz aktifleştiği — gibi inkilâbin | on sekizinci yılında — artık tediye — muvazenemizi de aktif ha'e getirmiş bulunu- yoruz 1935 de Artık harice altta. yolamaya ihtiyacı mız yoktur, Hattâ dışarıya sattığımız mallar için bilâ kis dışarıdan allın alacağız Bu sebeple Sovyetler hub lesi artık — kuvvetlenmekte ve istikrara doğru yürümek tedir. YAZAN: MUAMMER GÖZALAN BiRİNCİ BÖLÜM Geniş ve kararlık bir çuku- rün basamaklarını iniyormuş gibi, insana baş — dönmesi vern adım'ar'a bu iztirabın sonuna varmık istedi Bu h'ç tanımadığı yaban cıadama göz yaşlarını gös- termemek içn beşini çıplak kol'arının arasına sakladı. Buna rağmen © gördü — Sizler yok musunuz? Diye fısıldadı. Günahtız bir kadın gibi ağlamasını ne güzel bilirsiniz. Şimdi sana sorarsam, hayatımın ik ya bancı erkeği seasin diyecek - sin Sizin bu ilk erkekleriniz K o_hdııpbkld.).,_ ydi ağla- İ ma! Sana beş lirayi göz ya- ş'arını görmek için verme- ilm. Belkis, elekırıkfennlç gi * " bi olduğu yerden fırladı onu kolundan tutup dışarı atmak için içinde derin bir heyecan hissetti. Fakat birden dur du: - Hakkı var. Diye dü şündü parasile eğlenmeğe gelmiş bir adama hakaret etmeğe hakkı yoktu Hiç ses çıkarmadı. tekrar yerine uz- andı Niçin ağ'ıyorsun küç | demektir. larını ifade eder. Burada bu sıfatın sahibi “güneş, oldu ğu meydandadır. | (3) Eği Ckğk (k, &. b, V. . gibi) objeyi tamam ar, * tayin eder. Buradaki — obje, | güreşin bize nazaran en yü* ksekte bulunduğu ve hara- retinin en fazlu olduğu no ktayı gösterir. Öğülleğ—Öğüleğ ÖĞLEY w Son ek olan “ğ, y. dahi : | olabildiğndin kelime “öğü- ley şeklini dahi - elabilir. Her iki kelimenin ton fon etik şekil'erini yazalım: ÖĞLE ÖĞLEY “Öğley, (zeval noktası) | ÜĞLEYİN Öğtey-rin dir. İn: | Arn| ektir. Obje ve. | ya süjenin bitişik sahasında bir mevcudiyeti veya hare- keti işaret eder. | Burada öğley noktası bi- ' tişiğindeki sahada hareket | | andığımız kelime eden, tabil, güneştir. Demek | ki güneşin bu vaziyetinin iladesi öğleyin dir. Hareket | ve saha mefhumlarında tab- I iyatiy'e zaman mefhumu va | rdır. Onun içindir ki öğley. | in sözünden ,güneşin zeval üğüm; genç çocuk cevap ve rdi; — Ağlanıyorum Size öy le geliyor.. — Yalan söyleme işte bak parmaklarımın ucu 18 landı. Ufak mendilile onun göz lerini sildi Bu yirmiiki ya şında genç bir mektepli idi, O akşam eğlenmek için Bey. oğ'una çıkmış, bir. tanıdık onu, (Fatma min| evine getirip bırakmıştı. Belkis; ge nç huvardaya biraz daha sokularak tekrar sordu: Niçin ağladığını söyle miyecekmisin? Böyle gecelerde ağlanmaz Aşk gecelerinin boş geçen her dakikası bir ziyandır Genç adam gözlerini Bel kisin gözlerine kaldırdı: — Ben senin için ağlıyo rTum dedi. -Benim için mi? Neden? — Güzel bir kadınsın. Se: | erkek tip'eri potojik şek'ini yazarken Öğz- | (ör İşte bu büyüklük, eğri | eğilmek, | melere tesadüf ederiz: fonalık bakımından analizi noklası etrafında bulunduğu zaman an'aşılır Not | — (Öğle) sözünün işarel ettiği an'am tam ye- rindedir. Hakikaten güneş öğ'ey noktasına geldigi zam- an bize nazaran en yükse- kte bulunur: ve tepeden en fazla hararet saçar. Not: 2 — Kelimenin etim ü tipini almıştık — FPunun Öğel tipi de vardır. Manası *yüksek, çok uzak güneş, | yani ,yıldız, çokluk, ziyade- lik, faz alaşma, kesret, me fhumlarında şu şekiller va- rdir L — Ökiliğ-Ökli |mek — Cesametlenmek, tezayüt etme büyümek, | 11 — Ökiliğ - ökli Jetmek — Tezyit etmek l — ökülüğ öklü |tmek Ükiliğ Ükli Jinek| — Nema landırmak IV — Oğuliğ Oğli (tmek| — Tektir etime V - Ükiliğ - ükil — fa- zla Not: 3 Malümdur. ki güneş öğleye (zeval noktası- na| gelirken ve oradan ay- rilirken çizdiği yol bükükt- mefbumları, gü- neşin bu harehetinden alm mıştır, Bu manada şu keli. | 1 — Eğil—Eğil (mekl; Ey-bil—Eyil (|mek) — kull. 2 — ök-köl - ököl (ün) — Üne eğilmiş olmak. eğilmek 3 - Ök &- öğ — Ököll(ön) — “(Atın üzerinde oturan uzün boylüu adam, hak) na- sıl öne eğilmiş?, Bu kelimenin manası, ki *öne eğilmiş, demektir, bu.- nu izah ederken Türk - bir süje tasavvuru ediyor; onu da nasıl tasavvur — ettiğini pârantez — içinde gönterdik. * “At,, “uzun boylu adam, gündeşi | *hak, bütün bunlar ni kim olsa kendine nikâ hlıya birlidiz. Sen — hangi erkeği istesen bahtiyar — et- mezsin? Böyle olduğu hal- ! de kurada, bu düşkün yerde. . Ne fena ne fena. Ellerile yü- zünü örttü Belkis, kıp kırmızı kesil mişti. Kendi kendine söyle nir gibi: — Hakkın var küçüğüm dedi. Kadife kimenosunu sırtı na geçirerek kapıya doğru yürüdü. Odadan çıkmak, bir | daha dönmemek istiyordu, | Bu ufak adamcıktan utan- | mıştı. Kapıyı açacağı sırada bütün bu temiz düşünceler bir anda müfekkiresinden silindi | Hakarete kar kadın gibi te amış bir geri döndü. Aylar geçti Bu müddet içinde hayatından sayısız ' üstüne yayı | " SAYFA 3 tasavvurdan hasıl olan mef özİ . 3 humlardır Bız'm * — Ök-köyl — Ökör. | Vazifemiz! Ök -H üy - — Ököy — Bü külmek, öne eğilmek, kam- burlaşmak Not: 4 Pekarskinin Ya- kut Dili Lügatinden aldığı- şu kelemeler,de bahis ko- numuz olan kelime ile ilgi lidir 1 — İğil H av — İlay — Aydınlanmak “Kümmüt tahsan ılayan erer — Güneş sakin hava- da tatlı tatlı doğuyor.. H — İğ4-ağ - an— İla ğön — Güneş sıcağı, kizgin sıcak; (böyle bir zamanda hemen hemen bütün hare- ketler dürur; kelime bu dur günluğu da ifada eder| sa- klu “Dık, mefhumu da bah settiğimiz kelimelerden çık mıştır: HL — İğ Aal H ağ X an - iğ — Tiğni — bicak, ilik ıv Iğ 4 al kak — Ihk — Kullandığımız kelim Bu söz, havada hareketin mutedil iği esnasında, yani (mutedil) karşı'dı olarak İs- “tanbu'da kullanılmaktadır. v Uman, — ilman (li | man': Bu söz hava hakkın da “müutedil, anlamına 0'a- rak Ankara, Sıvas, Kayseri, Dörtyo', Kulahya, Orduda kul'anı maktadır. P) İbnü Mühenna Lügati Ve Uygur indeksi; Di vanü Lügat -it - Türk N - Uygur indeksi HLIV.V - Divanü Lügat >it Türk 2 3- Pekarski Ya kut Dili Lügati (Baştarafı birinci sayfada) duğumuzu ameli, top'u bir elden ve yalnız hesabına sarfetmekten iba - rettir. Mutlaka büyük sergilerde görüneceğiz. Mutlaka büyük gazetelerde sekiz on satırlık günde'ik bir yerimiz olacak tır. Mutlaka bir kaç resimli resimsiz dergide ayda yılda bir bizim hakkımızda etüt- memleket ler çıkacak ve — okuna- caktır. Brüksel — sergisin - de yalnız. monopol! - içki- leri ile tütün'erimiz için bir paviyyon açmıştık. Sergiyi gezen on milyondan fazla hakın yarısından fazlası di- yordu ki: “Türkiyede halı da yapıldığını — işlirdik. Demek artık o bile yapılmıyor!, Mil - yonlarca Avrupalının, bizim bir endüstri devresinde ol- duğumuzdan ve esaslı bir devrim — yaptığımızdan ha- beri bi'e yoktu. Hepsi t fından tanınan İtalya ise, dikkat ve itibar çekmek için, sergide kasaba büyüklüğünde — bir yer almıştı Sesimizi sınırlar — ötesine faşizm üzerine duyurmak, yeni Türkiye hu- kikatini kafa'ara yerleştir- mek, her gün gazete oku yan'ara Türkiye kelimesini göstermek — zoru altındayız. Vu bize, bizim hakkımızdaki yablış düşüncelerden dolayı ge'ecek olan maddiğ mane- viğ zararlardan kurtulmak gibi, esaslı bir tasarruf te- min edilecektir. F.R. ATAY Balıkesir müddelumumiliğinden: Valıkesir ceza evine a'ınacak ekmek beş aylık olarak ve kapalı zarf usulile 1 12 935 tarihinden itibaren on beş gün müddet'e eksiltmeya konulmuştur. Ekmegi vermeye istek'i olanlar her gün ceza evi direktörlüğüne baş vur- maları ve teminatı muvakkatalarını | günü o'an 16 12 935 gününe müsadıf paza tamamlayarak »bale *i günü saat 14 de Balıkesir C- müddeivumumiliğinde tcplanacak komis yonda hazır bulunmaları ilân olunur. 4-1- 339 Erkek ortaakulu satınalma komisyonu satınalma kuru- Ju haşkanlığından: 1. Pansiyooun ekmek, zeytin yağı, beyaz peynir, kaş ar payniri. patates, kuru fasulye, nohut, kuru soğan, sab- | yan, un, makarna, tuzdan ibaret olan bir yıllık ihtiyaçla- rının açık eksiltmesi 4 Birinci Kânun çarşamba günü sa vurmalart 'arca (Fatma hanımın| evin de bayağı tir kokot olara ka'dı Ömeri düşünmek, hatır Tamak bile istemiyordu. Bir gün yemek yediği mesanın bir gazetede şu satır'ar gözüne ilişti: *Hayvan'ığın fe'sefesi, ya zan Sacit Kerim- Makaleyi okumak zahmetine katlan- madı. - Yemeğini yedi ve kalk'tı *.. (Hokatlıyan| sokağının bir az ilersinde büyük bir kala balık göze çarpıyordu. Yü zlerce kişi yaya kaldırımını kuşatarak bir birini ite kaka hâdisenin ne — olduğunu öğ- renmeğe çalışıyorlardı — Po: lis'er bu meraklı kafilesini dağıtmak için oraya buraya kaşuyor'ar. ldi geçti. Ay- | —— Dılılın_hlı sey yok .| 'at 14 de üçüncü defa yapılacaktır. İstekli'erin okula baş 4-1 265 Diye haykırıyorlardı. Kim senin aldırdığı yoktu. Yaş'ıca bir adam bir başkasına sor- du: Ne ;o'uyor Aliah aşkıba: — Bir kadını vurmuşlar, Ölmüş mü? Ga'iba henüz yaşıyor. Fakat yarası tehlikeli imiş. İmdat otomobilini bekliyor. Lr Mutlaka bir aşk ma cerasıdır. — Kadın eyi ayak - kabı deği'miş İhtiyar adam, çok bi lenlere mahsus bir ifade ile başını salladı: Su testisi su yolunda kırı'ır.. Onlar için”” mukad der olan ya bir bıçak veya bir kurşun. Şemsiyesine da yanarak yürüdü gitti. ü — BİTMEDİ- K e Haiki "e Hü Ha ğinü e eeei Gi —