30 Kasım 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 2

30 Kasım 1935 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

» “TÖRKDİLİ İkinci Teşrin 30 Dışarda Türkiye: Yeni Türkiye Ve Onun Ulu Önderi Atatürk .. «Kamâl Atatürk; batmağa mahküm olan bir ulusu adeti bir muciza şeklinde kurtararak yeniden hayata kevuş- turmak imkânını vermiştir.» Münihde çıkan “Völkise- , miyordu Fakat bu tereddüt her Beöbachter,, gazetesinin | ve bekleme zamanr, bir şe 12211 4935 tarihli sayısın | yi idrak ettikten sonr, der dan hal harekete geçmek istiyen Bundan kısa bir bir kimse için çuk acı geli evel cumur başkanı aleyhi | yordu Memleketin dış siya- ne hazırlanan bir komplo- | sası mümkün olduğu kadar nun meydana çıkarılmasile | karışıktı. birkaç mütcessir ve heveca Galip devlevletlerin her nlı gün geçiren Türkiye, bu | birisi Türkiyeyi-diğerine ka seneki u'usa! bayramını her | rşi bir kuvvet faktörü ola- zeman daha büyük bir gö | rak kullandığı için barış m renle tesit etmiştir. Komp'o | üzakercleri gittikçe uzuyor meydana çıkınca böütün me | komşu devletlerin azlıklar mleket şiddet e protesto et | üzerinde iddia ettikleri ha zaman miş ve devlet başkanına — klar her gün biraz daha karşı duyduğu — sadakatı ve | fazlalaşıyor. Türkiyenin Av / sevgiyi bir defa daha teyit rupadaki ayağı tamamile etmiştir. İşte bütün bu ha | kaydırılmak isteniyor vem- diseler ulusal bayram üze rinde derin tesirler bıraka rak onu Türklerin kurtarı- üslüman âlemi mütemadi | yen çöküyor yıkılıyordu. Kamâlin en büyük mezi cısı Kâmal Atatürk için ya- | yeti bu durum — karşısında pılan tek ve muazzam — bir | imkânın sınırlarını açıkca tezahürat haline koymuş- anlamış ve gayesini tesbit etmiş olmasıdır. Bir zaman lor Asyayı ve yarı Avrupayı kaplıyan eski pariak Osm tur Kamâl Atatürke, batma - ğa mahküm ©o'an bir u'usu adeta bir harika şeklinde kurtararak yeniden hayata kavuşturmak ve bütün ku- wvetlerini kaybeden bir mi: İlete sarsılmaz bir. inançla kudretini iade etmek imkânını veren ve nihayet bütün dünyaya ka rşı gelmek cüret ve cesareti ni bahşeden şey, üç haslat- tan ibarettir mak fikrint kolaylıkla terk €derek Ulusal bir Türk da- | vleti kurmak Türk toprağı- nda Türk kanını muhafaza etimek ve Türk ıkrını mak volmaktan kurtarmak öde vini yüklendi, Bunun için de yavaş yavaş adım adım ile mukavemet rliyordu Yabancı unsur'ara karşı duyulması lâzımgelen | mukavemet hislerini aşağı dan yukarıya, halkın ruhu nda kökleştirmek için müt emadiyen çalışıyor ve kaza- nılan merbaleleri nihai za fere ulaştırmak üzere bir- çok fedakârlıklara katlan nağa mecbur oluyordu . Diyebili. riz ki, bir ordu değil fakat bütün bir ulus Türkiyenin istiklâli için savaşmıştır. Bunlar: bir riyaziyecinin en ince ihtimallere kadar hesaplıyan inşa kabiliyeti bir savaş adamının yılmaz atı'. gan'ığı ve nihayet bir. fey- Bu üç âmil kendisinin bu öde vin halline memur - olduğu hakkındakı mukaddes inan- çla birleşerek onu bugün bu'unduğu mevkie çıkarmış lesofun olgun itidalidir Silâhla yapılan savaş ile birlikte memleket — içinde binlerce yı'lık anane ile, in- kiraza uğradığı ha de hâlâ kökleri sağlam — olan telak- kilerile saltanat — ve hilâfet le de mücadele etmek lâz ıimdı ki buna da aynı dere- cede sabır- azım sarfetmek tcap ediyordu. Daha bütün dünya başlanılan de- vrim ve kalkınma eserinin manliki neticesi olduğu ha- Ide Kamâlin aldığı reform tedbirlerine ve bu tedbirle rin Türk ulusu tarafından tereddütsüzce kabulüne ha- yret etmiştir. Biraz fazla ce- surane gibi duran yenilik ler öndere karşı mutlak bir güven, beslendiği ve çürük bi ideolojinin yerine mill2t yani ulusunun yaratıcısı ye nileyicisi ve önderi yapmış tur. Herne kadar okulunda iken riyaziyeye ol- an kabiliyeti herkesin dik kat nazarını çekmiş ve ona onu subay .. y sonra Samâl, adının takı'masını mucip olmuşsa da bilbassa bu kabi iyetinin onu ileride soğuk kanlı ve mantiki dü- şüdüşü ile en büyük siyasa adamlarından biri yapaca | ğını kimse tahmin edeme miştir. O, genç Türk devrimine karışmadan sessiz sedasız yaşamış fakat ondan sonra Gelibolu müdafaasında şe ref kazanmış ve liyakatlı. şöhret sahibi bir general ol | arak savaştan geri dönmü ştü. Artik bütün faaliyeti. | nin bu noktada nihayete er- diği umuluyordu. Halbuki asıl faaliyeti bu ndan sonra başlıyordu. Vatanını fanatik bir şe- kilde şeven Subay memlek etinin yanlış bir yolda yü rüdüğünü idrak ediyor, fa Kat ne yapmak İâzım ge leceğini kati surette kestir- - ve istiklâl mefhumlarını ih- tiva eden bir yenisi geldiği için muvaffak oluyordu. Türkiye devlet olarak da önemli bir mevkie geçti Bir ayağının Avrupada Balkan andlaşmasına işlira ki Yunanistanla Romanya ile Yugos'avya ile mukave leleri onu Avrupa siyasası: nın sayılı faktür erinden bi- olması ri yaptlı Türkiye evelce ol duğu kadar şimdi de Çana kkale Boğazile bütün dün anlı devletini yeniden kur- | Pastörize Olmuş süt çiile birmidir? YAZAN Baylari wücadele Başkanı H.- UZER Pundan — önceki — yazı- larımızda sül vasıtasiyle in- sanlara geçebilen hastalıkla - rın önünü alabilmek için en eyi bir mücadele vasıtasının (Pastörizesiyon) yani südün içindeki mikropların ö'dü rülmesi için (60 65) hararet derecesinin (20 25) dakika kadar isıdi'masından - ibaret bulunduğu söylenmişti. Aca- bu (pastörize) olmuş bir süt: çI süt yerini tutabilir mı? şüp hesiz bilinmesi önemli bir noktadır. Bilindiği Özere süt, içinde bulunan bazı mikropları öl- dürmek ve dölayisiyle uzu nca bir müddet saklanabil. mek için az veya çok yük sek bir hararet derecesinde Pöyle bir bakımından isıdılir; pişirilir. tedbirin sağlık şüphesiz faidesi vardır. Fa kat hararetin. südün giıdai kıymeti üzerine tesiri var dır. Bu tesir hararetin dere- cesine göre değişir - İtmış (60) hararet dereccesinde 15 1d ila n bir sötün tersibinde madeni ve uzvi madde'er, bozulama zlar Fakat süt, yüksek bir hararet derecesinde bir sü tün terkibi madeni ve uzvi maddeler, bozulma'ar. Fakat süt, yüksek bir hararet dere- cesinde — asıldıkta akına benzer maddeleri, az çok pıhti'aştık'arı gibi. (le sitn'er fitrot dö sut gibi limon ekşisi- mürekkepl'eri | dahi değişikliklere uğrarlar, | Bundan başka bazıcmadeni tozların bir kısmı da erimez yumuçta bir hale gelir. Süt şekerise ve yağı ise hararetin tesiri ile hissolunur derecede değiş | mezler. Süt (100| hararet derecesine kadar seksen (8| dereceden yukarı bir hara ret derecesinde ısıdıldıkta yumurta akına benzer mad de'erinin midedeki hazımları © nisbette güçleşip azalır. Pastorize olmuş — bir süt gidai kiymet — bakımından çi süt ile birdir. — Halbuki yüz beş |105) dereceden yu karı ve alelâde |108-110) hararet derecesinde ısıdılan sütlerin gıdai kıymetleri de ğişir - Hususile bu kadar yüksek bir hararet der/ cesi- nin tes'rile sütte bulunan — (C) adındaki Vitamin harap olur ki böy le bir süt ile beslenen ço- cuklar İskorbüt - hastalığına uğrarlar ya siyasasını ilgilendiren no- ktalardan birine Asya devletlerile olan mü basebet'er tam bir kavra yışla daha Mmuntazam bir hale konuldu ve İran, Efg anistan ve İrakla an'aşma lar imzalandı Prersiplerin den şaşmaksızın İstiklâl ha. rbindenberi Sovyetler!e do- &t münasebetler tesis etti Şimdi de Doğu Afrika tar aflarında baş gösteren an- laşmazlıklar Akdeniz devle- tlerinden biri olmak ve te hlikei miıntaka - dahilinde bulunmak itibarile yakından alâkalı olunduğundan, büy ük bir sükünetle İâzımge led korunma tedbirleri a'ın Omıştır. sahiptir. | iMZDEN HAB Altı Ayı Elan SerseriBir Halde Dolaşıyorlar. Geçenlerde bir kamyonun önü- nü kesen ayılardan biri çoban- lar ve köpekler tarafından ya- . kalanarak öldürüldü. Aç kalan ayı ahlat ve tomatisle geçinmiş: Fundan on gün kadar ön- ceki bir sayımızda ş-hrimi z21 20 kilometre mesafede sekiz ayının bir kamyonun önüne geçtiğini, bunlardan ikisinin kamyona çarpmak suretile yaralı o arak yaka landığını, diğer kaçtıklarını altısının da yazmıştık. Bu bir halde ormanlarında altı ayı toplu Okuf köyü dört beş gün gizlendikten sonra birer ikişer meydana çıkmışlardır. Bun- lardan biri Çölmekçi ile Gövemçeşmesi arasında ki Ulu ağaçlı çeşme civa- rındaki ormanda gezerken çoban köpekleri tarafından sıkıştırilin iştir. tekrar köyü Çobanlarla on beş kadar çoban köpeği bu ayıya kar şı şiddetli bir hücum yap mışlır. Ayı kendisini bu hü <ümden kurtarmak ve sa suşmak için çok —uğraşmış- sada — muvaffak olamamış, | köpler tarafından yere yı- kılarak boğulmuştur Çobanlar önce hayvanın postunu yüzmüşler sonrada karnını yarmışlardır. nin karnında birçok ahlat, tomatis bulunmuştur. Bun- dan da eyinin acıktıkça bu | gibi şeylerle karnını doyur- duğu anlaşı'maktadır. Diğer beş ayının da birer, ikişer Çağış, Akyar, Çömlekçi ara sındaki ormanlıklarda do laştıkları sürü sahibi koca İbrahimin çobanı Ali — oğlu İbrahim ile diğer bir sürü çobanı tarafından görülmüş ——— —. Un ve zahire fiatları 29 ikinci teşrin Guma Unlar 72 likbir Çuval un Kuruş 60 Randimanlı 1025 70 ğ 925 B0 K 860 Kırma 500 NOT: Bu fiatlara muamele ve buğdayı koruma ver- gisi dahil değildir. Zahire fiatarı beher kilosu: Cinsi Kuruş — Santim Kızılca buğ. 7 Sert n0 25 Çavdar 4 50 Arpa 4 25 Miısir 4 75 Kum darı — 3 Bak'a Kepek 2 25 Ayı- | ve kamunbaylığa haber ve- rilmiştir Bunun üzerine Çağış ka İbr. ahim civar ormanlarda bü yük bir sürek avı tertip et- miştir. Köylüler bütün köy sınırları içersini taramıştır. munu merkez muhtarı Bu sürek avında ayı izl erinin Akyar korusuna do- ğru uzandığı görü'n üştür. Akyar köylülerinin muhaf. aza ettikleri koru çok sık olduğundan ayıların oraya sığındığı zannedilmektedir. Diğer taraftan bu domuz sürülerinin de dolaş: tağını söylemektedirler Köylerde hememn hemen | avcı kalmamış gibidir. Şeh rimiz avcı kulübi ziraat da- iresinden yapılacak yardım ile Çağış kamunu ormanla- rında büyük bir sürek avı tertip edecek olursa bu za rarlı hayvanların çoğu orta- dan kaldırılabilir. Bu muzır hayvanlar hem tarlalara hem de hayvanlara musallat olmaktadır Bunun önüne ancak muntazam bir | sürek avı tertip ile geçile bilir. Bunu da başaracak avcı kulübü bu ciheti göz önün de tutarak şu günlerde — bir sörek avı yapmak için ha- zırlıklara başlanmıştır. Bu kulüp üyeleri bu işi tam bir muvaffakiyet'e ba şarabilmek için buna ait ve- sailin ilgii makam taralın dan temin edilmesini dile- mektedirler. | Seller on bi cıvar ' köşlüleri bu koruda birçok uıRl R I I SiRkie . UST AAA Urayın Fakirlere yaptığı yardımlar. Uray Ramazan dolayısile fakirlere yardımda — bu'un: maktadır. Bu arada yoksul: lara her - hafta 1500 pide | ve zeytin dağıtılacaktır. Ay rıca yine muhtaç kimselere ç | tevzi olunmuk üzere bir va” gon kömür getirtilmiştir Yağmur Yüzünden bazı » evlerin Yivarları çöktü. Beş alti gündenberi de vam eden yağmurların ardı dün sabahdan öğleye kadar kesilmişse de akşam tekrar başlamıştır. Sulardan bazı çürük evle rin dıvarları yıkılmıştır. Ovaköy, Tepecik Halal- ca gibi köylerin de az çok yağmurdan müteessir olduk ğ ları anlaşılmaktadır. Halalca Küyünde yapılan ruam savaşı Halalca köyünden bayta- ri mücadele başkanı tara fiından yapılan ruam sava- şında 157 beygir, 200 eşek ve bir katır — seriri olarak muayene edilmiştir. Bundan başka mallein tatbiki sureti- le de yapılan muayene 80 nunda iki kısrakta ruam hasta'ığı olduğu anlaşılmış- tır. Bu iki hayvanın kıymet- leri takrir olunarak öldürü- lerek — toprağa gömülmüş yerleri de temizlenmiştir. Bu suretle Halalca köyü de ru amdan temizlenmiştir. Evi soyanlar aranıyor. Çağış kamununun Okuf köyünden Aziz oğlu Sait ile aynı köyden Şakir oğlu Ahmedin evlerinin meçhul kimseler tarafından soyuld uğunu evelce yazmıştık. Hı rsızlar jandarmaca sıkı bir şekilde aranmaktadır üzeri n çuval ze- ytini denize götürdü. Sözl hastahaneyi sular bastı. Beş altı ev bu yüzden yıkıldı. Bir kız çocuğu da çayda — boğuldu. Edremit. <9 (Özel aytarı: mızdan) — Üç dört günden beri sürekli yağ murlar yüzünden bura süel hastahanesi sular altında kal. da, birçok evlerin - divarları çöktü Su'ar beşaltıevi, bu arı da süel hastahane aşçı ba: şınin yeni yaptırdığı evini de. yıktı, Nüfusça hiç bir yaktur İlçebaylık, Fırka Kamuta nlığı ve uray bu çöken ev lerdeki kadın-ve — çocukları yağan zaylal —a aa di — a'abalarla taşıyarak kurtar mıştır. Süel hastahanedeki hastalar da ihtiyatan hükü - mal konağına — getiri'miştir keçi gibi bazı hayvanlar — boğul: muştur. Zeytin mahsulü de sürekli yağmurlardan önem- Koyun li miktarda ziyan görmüş tür. On bin çuval kadar zeytinin sellere karışarak de- nize döküldüğü tahmin edi liyor. Zeytin toplıyan ame- lelerin çoğu gece, yakın köy- lere şığınmışlardır. Bülbüller köyünden on üç yaş'arında bir kız. çocuğu araba ile geçerken çaya düşerek bö- gulmuştur. , İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: