30 İkinci kanun Yabancı gözile Türkiye. “M. Kemal ve Musiki,, « Türk inpılâbcı garb musikisi «Trjlmne İdex N v tu- .); koyuyaruz ü Birkaç haftadanberi bütün Türkiye musiki babsile alâ- kalanıyor. Bu alâka, 0 zaman daha Gazi Mustafa — Kemal Paşa adını taşıyan Reisicumurun büyük ulusol kurültayın ye- niden toblanışı münasebetj;le vordiği söylevle başlıyor. Gazi bütün evelki senele- rde ve yeni kurultay toplan- w ftısında evvelâ şabka, sonra Litin harfleri inkilâbından bahsedmiş, bilâhere de tarih in tedkikini ve dilin islâhını tensib eylemişdir. İşte şimdi de şark musiki- sine karşı mücadele açıyor. Bir çok Avrupalılar şark müsikisini — tanırlar. Meselâ Suriyede şimali veya Koloni ser gisinde olsun bu «mineur» den çalınan — şarkıları yolnız bir iki ton üzerin de saatlerce ayni basid #«Variationw İarı tekrar — e- den movzuu ve çeyreklik ve sekizde birlik — tonla- rile hemen — folen — sesin hudüdünda — bulunan bu «Madulationb ları — işidmi- yön varmıdır?. Bu kide esağen «harmonisnti- one yoktu; osasen büra- da tenevvülü — vucuda ge. tiren aletler, bir. kaç flütü istisna etmek şorti- le çeşidli, Takat hepsi «a- korde» denile nledlörden 3bo. reddir, ve İşde yüksek veya alçak perdeden yapılan birçok « Va- riationsları — alışmış — olub gark müsikisinin yazılışının inceliğini kavrıyamıyan ga rblinin kulağına hoş gelme- yen hem de garbliıyı umumi- yedle yoran amonotonie» ye- knasaklık intibm — buradan geliyor Buradeki şark — musikisi- hin «yazılışır tabirinden kas- deddiğimiz mananın mecazi olduğunu kaydedelim: Zira şark müsikisi yazılı ve no talı değildir; sadece kul akdan kapılan ve her sö- yliyen veya çalanın. jicaded- diği birtakım — «Variationv Tarla — jilâve guıı!mk intikal eden melodilerden ibareddır Gerçi — yark — müsikisini «siyste'matiseri etmek için bilhassa 1931 de toplanan Kahire köngresinde bazı teş- ebbüslerde — bulunulmuştur; fakat muhtelif havalilere gö te kendilerini gösteren deği- Vile olmak Şikliklerin ve mevcut nota yazma sistemlerinin pek çok ' olmaları yüzünden hu teşçb büs pok faide verememişdir. Şark müsikisi — «Dessin musicalvinin zahiri basidliği Ve bilhassa esasının noksa- nlığı, «üceorupagnement vin I8 son derece şematize edil Miş bulunması ve nokdaların da dojma yüksek ve tiz. per delerde dolaşması ,yüzünden Karblı da çarçabuk bir asa- biyed uyandırıyor. Şark mu sikisini şarklıda v ğ Afrikada | | raşmak | Fakat 'sonra bü sistemi attı nin öğretilmesini istiyor. » | siri yabmakla — beraber bu | tesirin başka başka şekiller | de ifadelendiğine yani şar- | klıyı tahrik edib garblıyı da yorduguna kaniiz. Şark musikisj amatörünün | duyduğu zevkin güzelliği ve | inceliği ne olursa — olsun, bu müsikinin Avrupa mus- ikişinasları indinde basiddir edecadeni» — stütsüz ve kü hürsüz. bir sayi, — hemdea kulaktan kapma olmak do layısile — kusurlu fazla olurak büyük üstat ve bü- yük şahsiyetlere de — malik olmadığı gibi «hurmonie» va centrepoint» ih kat'i kaide. : lerinin tesbit eylemediği bir | bünye taşıyan bir saad ol- | duğüa şüphesizdir. Madem ki alaturka müsikiyi alafı- rungadan ayıdan cihedin ne- Üce itibarile bir tefsir ve ilade tarzının ayrılığı olduğu imkün edilemiyen bir şey | dir,şu halde gezinin bu gün mücadele etdiği ibsası ve duyduğu bu gayri muayyen, belirsiz. ve şark kârı ifade tarzıdır. Zira (a- zi pekalâ biliyor ki şark müsikisi kıyafetsiz bir me- deniyet unsuru Olduğu gibi za | manda sahasının dorlığı ve | fazlasile gayri mütekâmil ol- an tekniği yöüzünden her ha lde fakirliğe v mahkümdur. Fâzla ölerak şark musik;- Üsinin, monşei itibarile — de, , durumu müsail değildir. zi- Ora bü müsiki şarklıdır, şark- ta hakikaten Türk değildir. Türkler bu musikiyi aldılar fakat kendilerine maletmed iler. Bu hususta Türkler, tı- | | pkı kendi büyük musikisinin | | esaslarını yetiştirmezden evel,| garb musikisini talim etmi. | ye mecbur olmmuş olan Ru. slar ve çekler gibi, son ama- | nlara kadar malik oldukları natamam ve gayri mütekâmil | daha fazla uğ. istemiyorlar. Aynı waçhile Türkler uzun zaman Arapların yozı siste- mine maliık — bulunuyorlardı ve erastinere musikile lar zira bu sistem Türk d jine göre çok moksan ve fa- zla karışıkdı; Şmdi Türkler kondilerini ancuk garb kül- türü camirsine bağlıyacları uıgnllıyurlıır Ve işte nas | ki bizim kelimeleri — terkib eden seslöri Lütin borfserile tesbit etmek tarzın — oldıl arsa şimdi de yeni bizim 1h | saslari ve duyğulur: musiki dilile anlatıb ifadelendirmek | hususundaki mütenevvi ve mütekâmil tarzımızı tamam- istiyorlar. Bu itibarla Gazınin — bü ie- teği de yine bir yazı inkilâbı tarz ışte | | garb musikisi « j X H URKOİLİ ' * —— lâbı da hemen Kgünü Simdi garb — musikisinin gününe tabmil etdiği zanne. | yayılmasında asıl büyük rol dilmeşin. oynayacak olan — vasıtalra- Garb musikısi esasen Tür-| dyo olduğu için gezeteci- kiyede çokdanberi tarınma- | ler, garb müusikisinin ted- kda ve takdir edilmekte- | ricen” öğretilmesi hususun- da bir. çok metotlar ileri dir. Sultan Abdulhamid'in o- rkestrasi garn musiki çalar di. Koza Bahriye'orkestr- rası da . hükümet adamları tarafından idamoö olunan bu an aneye riayed ederdi. Bunun haricinde garb — musikisiyle oğraşan münevver muhitle- rdikj bulunanlarhemen üç ne sildenberi hiçde takdir etm edikleri — salaturkanyı bıra kımış — bulütuyorlardı. Maa- fih halk yine alaturka ta- rofdar, kaldığı — için gramo- fon ile radyoyu yine kon. di zevkihe bizmet etdir iyordu, Bu iki ayrı musi- ki arastda kalan TSP. proğramları da her — zevke uymıya mecbür - olüyordu. Bu süretle — aldığı - tahsil voterbiye sayesinde garb | müsikisinih zevkine varab. ilen müreffeh sınıf — ile tah sil görmediğinden — dolayı onocak ananeyu uymasını bi len ve diğerlerinin kaba ve aşağı gördüğü — 2e- vklere — münhasır kalan halk arasında — Kitlikce derinleşen bir ayrılık vücu- da geliyordu. Bu esnada tedris - eden Tstanbul konservaturvarı - ile Ankara Musiki muallim me ktebinden bir çok mükem mel müsikişinaslar yetişmiş bulunuyor ve bunlara da sık sık koönserler — vecitaller git | tikce kalabulıklaşan bir ama tör kütlesi katılıyordu Böy- klece memlekote misafir ola- rak golen büyük virtüorzlar da mamlekette gitgide farla anlaşılıyor ve o nisbetde ar- tan bir rağbet görüyorlurdı. Diğer — taraftan artık bir çok — Türk — artistler do — garp müsikisince «Köom pozev ediyorlardı" Şöyleki meselâ — 1931 bu artislerden Bay Cemal Raşid - gibi en tanınmış alanının — eserleri «Orchese Lomoureux — ve Cortot» taralfından çalınmıştı. Bütün bu — ilerlemelere rağmen sade «rontine» ü- zeto — giden halk «ince sazaı sevmekte devam — ettiği için de garbli tahsili göre bilen ittiyazlı ve mesut tabaka ile- cabil kalamıs hal - ara- sındaki — uçürüm — gittiket büyüyordu. İşte — Gazinin istemediğide — budu — Zira Gezi, bhalkı yükseltmek ve halka en ince ve yüksek zevkleri temin etmiye muk tedir bildiğ. yüksek mu- sıkinin bütün Törk — Ulusu tarafından — anlaşılıb — sovil- mesini istiyor ve istiyorki garp müsikisi Ça aPopula- irev — şekli ıılnuî. işte Gazinin yukarda bahse- ttiğimiz söylevinden — sonra Maarif Vekâleti işe başlaya- rük Cemal Reşid Hasan Fe- rid, Zeki ve daha - birçok ? musikisişinasdan mürekkeb | sayılablir Gazi nasıl Lâtin — harfleri sayesinde bülün Türk v Jasuca garbin bütün ontell- ektüel kültür alamı — açtıysa bu gün de yıne bülün Türk ulüsuna Avrupanın — muüsiki hazinesinden haz ve isti. fade temin etmek imkânı ni vermek — istiyor. Bunun- i la beraber Garinin hiç te- Dmeli va mazisi olmıyaufbir işe başladığını ve bu inki. | bir komite teşkil etmiştir. Alınan tedbirler arasında ev- elâ şark musikisinin - Radio Ankara ile -Radio - İstanbul '| Sasıtalalile — yayılmalarının | enü alınmış, bundan sonra- da bir nevi kültür. ocakları olan Halkevlerile okullarda halkın bu musikinin terbiy- esini almaya vesile olabilec. ek cihetler ortadan kaldırıl- ! atdir y e Dü li sürmektedirler — Bu itibarla şimdilik gündüz. okul tale besl ve gece de halk için ol mak üzere basit saylabi len müsüki parçalarının ça lınmasıne karar verilmiştir. Şimdi halkın bütün bu yenilikler — karşısında — ne Bibi aksülamellerde buluna- | cağı en doğrüsüdür. sanırız; | her şeyden evel yapılan | değişikliğin yenilik - cozibe. sinden maada asıl Guzinin şa- | hei prestili ile bütün Türk ulusunun büyük önderinin | | a Fakiki! Ağrıların ve sağuk algınlığının seri ve kali teşirli devası, ambalaj ve komprime- lerinde B alâmeti larikasını laşıyan ha- kiki ASPİRİNdir. ea RS İR 2 ve 20 komprimalık ambalajlarda Dulunur hattâ ilk önce anlamad gı ber kararının mükemmelli ğine — itimadı garb müsikisi- Ambalajlarda ve kompri> lerin üzerinde FB — 4 markasının mu! bulunmasına dik- kat ediniz! D nin yayılmasına en eyi ya rayan âmillerden olacakdır. Bununla beraber bu yeni musik; kültürünün halk çin bir dersten ziyade bir ze- vk olabilmesi için halka, kulağının alışık — olduğu se vimli havalar — dinletmek l4 zundır. Bunün içinde da- ha şimdiden türk folkloru- ndan alınmış ve garb tekni ğine göre hormonize edil- miş havalar mevcutdur.Bu nlar çoğaldıkca da insantn medeniyetin en yüksek me rtebelerine erişdiren büyük Vilâyet makamından : Dükkân ve ticaret evlerinin tabelâlarına sa- hiblerinin yalnız soy adlarının - ilâyesi levhala. kom; törlerin — eserlerine — » KA el Bi : yak:gan daha güzel veda- | "!" dfhlqurılım.—ı mahiyetinde uhı:uıjığmd.ııı. ha verimli bir yol açıl- | mezkür levhalardan bu sebebden ötürü yeniden miş ÖkYor; / damga resmi aranılmayacaktır. Keyfiyet ilân Hakikaten» Türklerin Ata- sı olan Gazi işte iradesini bir kerre daha kullanarak bu yeni jakılab için kendine mahsus olan vüzuh ve katis yet dolu görüşünü bu uğurda sarfetmiştir. Bu seno başar- | Dursunboy kezası tayare şubesine ajt mahsullar mıya koyulduğu eser hor | artırma ile satışa çıkarılmıştır zamunkimlen duhn_nnııl bir i 1—Kaza merkezinde (8740) - kilo buğday (17467) kilo i iye Ne, «keltk. | arpa (5268) kilo çavdar (575) kilo mısır, Kavacık — nahi- höş b'k' ";. !ı"lılı'.. SO | yesinde (5222) kilo buğday (4652) kilo arpa, Kireç nahi- müsiki oşkıni maholline me. | Vi L C n L buğdar (3159) kilo arpa, Gökçedeğ ne: Wf Almik ielemenin gok / Tiyeninda (9283) kilo büğrday (3300) kile arya mevroilir. g:d:vşîı?ph: yı»kl.un, a 2 — Muhammen bedelleri merkezde mevcat buğdayın Bertkedbü” hakiketad yer kilonu 3 Arpanın kilosu 2,25 çavdarın kilosu 2,50 mısırın şanmıya değer olan bir tec kilosu 1,75 Kavacık nahiyesinden movcud boğdayın kilosu olunur. ayare ecemiyeti Dursunbey şubesinden: açık rübedir. Kaldıki Gözi bötün “Zlapu 2:75 arpanın kilore 2 Gölcedeğ nekiyeinde dağın tecrübelerinde muvaffak nla- | c buğdayın kilosu 2,50 arpanın kilosu 1, kuruşdur geldi. İşte bugünkü tecrübe- 3 — 3-2-935 pazar günü saad 15,5 de — Dursunbeyde sinde debu günün bütün Belediye düiresinde ihalesi icra — edileceğinden isteklilerin * artistleri onunla beraberdir. — müteşekkil komisyona müracsatları Gazi yine muvaffak olucak- | 4 Bu babdaki şartname parosız olarak Dursunbey | tayare şubesinden . alınır. Bayanlar! yt 935 modeli SABKALAR, HE—' RELER, ELDİVENLER, EEBİSE MODELLERİ, MANTO DÜĞMELE. |) Rİ mağazamıza - gelmisdir. bir fiatle satılmakdadır. Vcuz i'" Kuvayi milliye caddesinde ' Yeniçeşid tuhafiyeci ... 'TÜRKDİLİ Neşriyatından: —— * ocuklar için. Yazan: Mehmet Cevdet Hayat bilgisine uygun olarak ya- zalmıştır. Her kitapcıda satılır P y