v SAYFA 4 : :İ.İl...ll.lll'l lalalalalekala İMUSİKİBAHSİ: Mi İli Müsikimiz. İnkılâplar — yaratıcısı büy- ük kuracu ve kurtarıcı- nin işareti ve Kültür İş- leri Bakanlığının buyrultu- larıyla — cezaya çoktan hak kazanmış - olan İstan- bul Ankara radyolar- inin Türk müsikisi — namı oltında bir Gdüziye — yave yapan — ağızları — kapandı. Osmanlı saltanatı gibi Ba- tanat — muüsikisi tarihe karıştı. ve buü — tarihten itibaren hakiki Türk mu- sikisinin temelleri atılmağa başlandı. Bana bu hâdise alaturka müsiki — tedrisatı nn — (Koönservatuvar) dan kaldırıldığı zamanı — hatırl- attı. Oyakitki — momnuiyet bugünkü kadar kestirip at. ma değildi, yalnız (Kons- ervatuvar) ve mektepleri al- âkadar ediyordu. Bu hâ- ve de dise ozaman bir alafran. ğa ve alaturka — müsiki davasının orltaya — atılması. na saik olmuştu. Bu se- beple musikiciler iki ta- raf olup makale — düellos- una girişmişlerdi. (Barik- ai hakikat müsademei ef- kârdan — doğar) fehvasınca bu çarpışma mutlak — bir in- kılâp yapacak ve — neticede Türk; Milli musikisine ka- vuşacak demiştik. Başlan &ç eyi idi fakat netice, umduğumuz gibi — hakikat değil bir hiç doğurmuş tu. Bu düolloyu ümit ve hayecanla tekip — edenler sonunda —inkisarı — hayale uğradılar. Her iki taraf kendi noktai nozarını müdafaa ediyor — ve yalnız dediğini dinletmek için yaz- iyordu. Bu arada — şörk ve garp muüsikileri hakkında uzun uzun makaleler okuy- “up dedi kodu hududunu aş- mıyan bir hayli garip mün. akaşalar da dinlemiştik. Ala- turkacılar; Türk musikisinin ıslah kabul etmiyecek kad- ar mükemmel — olduğuna inandıkları için ona el sür- dürmek istemiyorlar hattâ musikimize garp tekniği ka. rıştığı takdirde çok gülünç olacağını iddia ediyorlardı. Zarurt olarak * beynolmilel âletlerin kabulü — icap etse bile piyanoya diş, — klarnet ve saksifona delik. ilâva et- meden alamayız diyorlardı. Musikimizin her alete tatbik edilebilen âlemşümul — bir musiki olması lâzımgeldiği- nini hiç te hatırâ getirmiyor- lardı. Onlar yalnız birşeya inaamışlardı; alatarka musi- ki büsbütün başka bir mus- ikidir ve en mükemmel mu- siki de bizim musikimizdir. Alafrangacılar — ise; hayır dünyada iki türlü musiki ol- amuz. Alatarka, alafranga yoktur. Musiki birdir, o da garp musikisidir. Binaenale- yh onu kendimize mal etm eliyiz diyorlardı. İşte bu su- retle birçok sütun ve sahi- feler dolduruldu ve neticede iakılâp yapmak şöyle durs- ga iddialarını ispat edecek küçük bir eser dahi yapıla- madı. Çünkü kulaktan ziya- do ruha, kalbe hitap #den ve duyguların seslerle ifad- esi demok olan — müsiki; ne bugünün gençliğini tatmin en tek ocihiz LoydCorcu TUKDİ! n Hatıraları Loyd - Gorç hatıralarının — dördüncü - cildinde — umumi | Merkezi karadeniz sahil- karargâha - ve - cenerallara Mr. Loyd Corç, hatıraları- nın dördüncü cildini de bas- tırdı. Ba dördüncü cilt, gene gayet mühim noktaları kavr- amaktadır. Üçüncü ciltte eski başvekil denizaltı gemilerine karşı tedbir almak hususun da mukavemet gösteren ba- hriye başkanlığına ve dona- nma kumandanlığına hücum etmiş ve bu bakımdan o cilt büyük bir alâka uyandırmış tı. Dördüncü ojltte hücum nöbeti harbiye bakanlığına g0 umumi karargâh ile cen- erallara gelmiştir. Mister Loyd Corç, müt- tefelerin ceneralları ara- sında Saray, Mud — ve belki de Peten — müstes- olmak — üzere mundun bahsederken büyük bir öfke ile köpürmektedir. Muharririn devir — devir ayırarak ve şahsiyetler hak- kında fazla duürarak - tarih yazına tarzı, bu — dördüncü ciltte daha ziyade kendini gestermektedir. Kitapta düşman cephesinin en kuvyotli tarafına hücum yaptıran ve daha az zayi- atla daha eyi neticeler al- mak — imkânlarının — cahili olan Stratejiyo yapılan hü. cum çok acıdır. M. Loyd Corç, bütün cep- helerdeki vaziyeti mütoloa ettikten sonra İngiliz asko rlerinin zekice olmıyan te- dbirlerini tatbik — ettirmeleri yüzünden mahvolan birçok hayata esef etmektedir. Müellife göre Somda da bü hata işlenmiş fakat henüz harp tecrübesi kifa- yetsiz. bylunduğu — cihetle talün — yüzü — gülmüştür. Fransızlar, daha 1917 de lâzım gölen dersleri almış. lar ve ceneral Poten yanlış vaziyetleri düzeltmiştir. Kitapta 1917 senesi hâ- diseleri Paşendal çılğınlığına kadar tetkik ve tahlil olun- | makta muharrir iddialarını | tamamile ispat edebildiğine | kani bulunmaktadır. | Loyd Corç aleyhinde bu- l lunduğu 1917 — hücumunu | niçin durdurmamıştır? Akla | gelen bu sorğuya cevap lile ne de frengin tamamen ayrı bir ruh taşıyan musiki- sini olduğu gibi kabul edi- vermekle bir milli musiki yapılamazdı. Nasılki bir (Ro-| men), bir (Macar), bir (Rus) milli musikisinde o milletle- rin karakteristik hususiyet- leri seziliyorsa Türkün milli musikisinde de kendi şahsi- yeti ve karekteri okunmalı ve müsikimiz garp müsiki âleminde de lâyıkolduğu me. *kij bulmalıdır. Hasılı: bu yazıları yazdır- mağa sebep olana cevap ali- rak; Malzeme ve esas mad desini kültür. kaynağı olan Anadolunun bakir melodiler- inden — alan — ve gearp tekniğinden istifade — etmek şartile Türk ruhunu teren- nüm edon musiki, bizim as| muüsikimiz ve — âlemşümul! | bir musiki olabilir derim. | Mouallim : Halit Bedi P ansız sıyasası | heyetinde değişiklik yapmak / pılan barış haröketlerine ay- | cildi, kumandanlarım, lıi;ıtliA hücum — ediyor. M. Loyit Corç veren eski Başvekil kitabında buna mani olmak için elin- birçoklarına hücumdun da çekinmemekte | den geleni yaptığını anlat- Paşendalden ve Mud — hücu. | maktadır. Bu kitaptan bir iki satırı. nı Türkçeye çeviciyoruz: «1918 senesi hâdiselerine baktığım zaman görüyorum ki askert başları değişmedik. çe Stratejiyi — değiştirmeğe imkân yoktur. Her ikisi de güayrı tabii derecede inatçı olan Robertson ve Haig ku- manda mevkiinde kaldıkça bu sahada yeni — bir sıyasa kullanmak jmkânt yoktur.» Burada eski Başvekil baş. vekilliğe geldiği zaman mu- hafazakârlardan birçoğunun kumandanlar arasında değil. şiklik yapılmaması husunda ağır bastıklarını kaydetmek- to; fakat kendisinin böyle bir| şartı kabul etmediğini söy- lemektedir. Bundan — sonra - kitapta kendisinin Ceneral Haige karşı takındığı vaziyet me- wzan — bahsolmakta umumi karargâhın kendisi aleyhinde yaptığı propagandalar anlat- ilmaktadır. Daha ileride Fransız harp plânları tenkit ediliyor — ve | Vilson ile Foşun dostlukların. n bir felâket olduğu söy. leniyor. Loyd Corca göre Pr- İngiliz sıyas. asının yolünu şaşırtmış ve ha. rbin yarıyolunda kumanda imkân altına girmemiştir. Bu taarruzlar ve kuman- danların kifayetsizliği bahs- inden sonra İ917 yılında ya- rılan fasıllar mahiyeltedir. İmparator Kralın — prens Sikst visitasile yaptığı mün- ferit sulh teşebbüsü burada bütün — vesikalarile anlatılı. yor. — Avusturya ile mü- nferit bir sulh yapılınası Loyd Gorca mülâyim geliyor- du. Zira bu suüretle fazla harp etmeksizin — maksada varmak mümkün — olacaktı. İmparator — kral, — ancak münferit bir sulhun Avus- turyayı tamamile harap ve mahvolmaktan — kurtaracığ, hakkındaki kanaati — doğru idi ve Loyd Corç böyle bir iş yapılmasını imkânsız bu- Imuyordu. Yalnız bu teklif suya düştü, Çünkü Avustur- ya İtalya lehine cüxi bir fe- dakârlıktan başka — birşey yapmıyordu. Yukarda da söylediğimiz gibi Loyd Corcun dördüncü taar. ruz plânlarını tenkit etmek hususiyetini göstermektedir. alâka verici | devletlerin matmahı ! bulunüyor ve bu hal ihtilafi- Sulhun İerinde bulunuyor. Şarksahillerinden balkanitilâfına) Bükreşte çıkan L'İndepe- ndance Roumaine gazötesi bal- kan itilâfı konseyinin Ankara içtimaı münasebetile şu mak- aleyi yazmaktadır: «Ün dokuzancu asrın tarihi boğazlar meselesi ile Şark meselesinin hâkimiyeti altı nda geçmiştir. — Sultanların Türkiyesi hasta adam, bütün nazarı ara ve harplere — sobebiyet veriyordu. Balkan devleileri ise büyük — diplomatların zekülarını tecelli ettirdikleri bir entrika merkozinden baş. ka birşey değildi. Halbuki bugün vaziyet ta- mamen berakistir. Dünyada hiç bir mıntaka yoktur ki | sulh orada bundan eyi ta- karrür etmiş bulunsun ve devletler bundan daha fazla bir açıklıkla teşriki mesai etajin. Buündan yirmi sene eveline — gelinciye kadar imkânsız addolunan bu hal bugün en bedbinlerin üze- rinde bile tesirini göstere- cek bir hakikat olmuştu | Ankara konferansı Türkiye, Romanyo, Yunanistan — ve Yugoslavya arasında tam itilâfi yeniden tebarüz etti- rmiştir. Bu itilâf, müşte- rek menfnatlerin tam bir anlaşması üzerine kuruldu- ğu gibi büyük deyletlerin yeniden entrikalarını çevir- karşı — gelmek arzuları üze- ringe de — müesses — bul- unmaktadır. Bulyaristan ise, şimdiye kadar Balkan | misakına resmen iltihak et. melerine hususundaki memiş olmakla beraber, bu misaka dahil (devletlere, git- tikçe daha fazla yaklaşmakta ve bir falihayır olmak üzere bir uzlaşma siyaseti takip eylemektedir. Dajma isyan etmeğo ve biribirlerini parçalamağa ha- zır bulunan balkan milletleri, acaba menfaatlerinin icap et- tirdiği bu kiyasetli idrake nasıl vardılar? Bu, derinleş- tirmeğe değer bir siyasi ps- ikoloji meselesidir. Bize gel. ince, biz bunün şerofini de- vletlerin mukadderatını idare eden dirayetli ve makul de vlet adamlarında bulmaktayız Eğer yeniden bir harp Avru- payı tehdit edecok — olursa, buna her halde Şark mese lesi sebebiyet vermiyecek- dir. Büyük devletler, balkanla- rın küçük devletlerden da ha akıllı ve makul gözükm- ektedirler, Eğer onlar da, Ba Ikanların verdiği misali tak- ipeder ve Balkanların göst- erdikleri açıklık ve hüssü niyetle aralarındaki ihtilaf- ları hallederse kıtamiz - için hiç bir korkulu yarın mev. zuu bahsolamaz. Tarihin garip tecellilerin- döndir ki sulhun — merkezi bagün Karadeniz sahillerin- de bulunmaktadır. e u KİNCİTESİ 29 Birinciteşrin.. Yazan: Gönenli M. Ce i EŞimdl Mısırda bulanan muharrir - arka önenli M. Cemal bey cümuriyetin on bi dönümü için oradan gazetemize bir yazı miştir. Bu yazı bize çok geç ve ancak dün gel ö | Bununla beraber sevinçli bir tarihe işaret O'C için gecikmiş olmasına rağmen onu DAS mahzur görmedik. Bilâkis...) | Bugün cümuriyet idare- le bir hükümdarın € | mizin İT inci yıldönümünü | işlerinde oynıyacaği T idrak etmiş — bulunuyoruz. | o memleket için bittabi € Kahır görmüş Türk nesli; | daha mahzurlu ve muhat#? baba voya ecdattan kalma | olması da inkür götürmi” 1 bir miras, bir haktır. diye | bir hakikattir. asırlardanberi — memleketin Diğer taraftan ( ir | idaresini ellerinden — bırak- | etin kendi başına | mak istemiyen ısmarlama hü-, Seği şefini _'Md,"."'" kümdarların tasallutlarından | Teti kendi işlerini görmesi velhasıl kendi T | kadderatına yine — kendll | ni hâkim olması da 07 | büyük bir kıskançlıkla ine titriyeceği en muki bir hakkıdır. Şan ve şerefle dolu hinin bilhassa son lerinde çok acı hakiket!” karşılaşmış ve hatta da bulunanların bhiy! sıyrılarak kendi mukaddera- tına kendisinin hâkim oldu- ğu bugünü, mutlakıyet ve meşrütiyet idarelerinden kö- tülük görmüş her millet gi- bi, tesit etmekle bahtiyar. dır. Maziden eyi dersler almış olan bu nesil; kötülüğünü gördüğü padişahlar saltana- tını yıkarak — yerine başka | ne bile şahit olmuş bir idare sisteni kurmak yüce Türk milleti, ulu F? kararını alırken kendi duy- | nin kendisine — gös ğu ve menfaatlerine en mü- lâyim gelen yepyeni bir hükümet, bir idare sistemi bulup tesis etmekte hiç te güçlük çekmedi. Muhtelif hükümet şekil- lerini tetkik ve mütalea ed- en bukuku esasiye müollif- leri bu hususa dair neşretti- kleri eserlerinde; cümur. yet idaresinin milletlerin hak | ve menfaatlerine en uyğun | gelen bir idare tarzı, bir hükümet şekli olduğunu is pat sadedinde birçok mül lea ve sebepler zikretmek- tedirler. Bu mütalea ve osba- bın başlıcalarından biri. de irsi hükümdarların milletle- rin mukaddoratı üzerinde ya- pmaları melhbuz menfi tesir- lerin müntahap hükümdar- | larınkine nispetle çok daha yolda bir hissi te değil o yolun kendisini V tıracağı hedefin ne olCU nu bilerekten yürümüf böylece bugünkü sa! erişmiştir. 4 29 Birinciteşrin azi$ | rk yurdunda yeni v yaz bir güneşin, hürri; hükimiyet güneşinin d nu ilân eden bir gündüf Onun için bugünü bi! Ibimizin en derin köşele? den kopup gelen bir miP | ve şürı:nphşııile tebeil © riz. Bu mübececel günü,bu © riyet ve hâkimiyet güni ze idrak ettiren ey Ulu Ğ sana minnet ve şüki UD DA —— Macar fozla ve mahzurlu olacağı ö T ARİ ş noktaşıdır. — | Başvakili Romadan dön Ender istisnaları — bir tara- e z fa birakacak. olursak — bir | (e Viyanaya uğradl milletin — başında bulunan Macar Başvekili M. & hükümdarın memloketin ida- | höş, Budapeşteye, re mesuliyetini omuzlarında | don önce Avuııuryayl; taşıyan Hükümet erkânile | mıştır. Resmi mohafil ' | diğer siyasi, idari ve hattâ | M0 Gömböşün Avuü F yi ricali ile —yapmış 04 çok vaziyetlerde ve muhte- | görüşmeler hakkında | lif — vasıtalarla yapabilecık- | yük bir — gizlilik leri tesirler - neticesi o mem- | mektedir. j leketin gerek dahili ve ge- Macar - Başvekilinin * rek hariet işlerinde bir ke- | anaya — uğramasının men hüsüsi olduğu © lime ile, umumi idaresinde nen. bildirilmiş — olmi bir millet için hayati ehem FO ğ | Avusturya miyeti hajiz olabilecek çok r"ğm.n ü | LA . < ae BK apılan — konuş! mühim rol oynıyabileceğini ı|u nozıuıîur hakkında * inkâr kabul atmiyen bir öyleniyor: hakikattır. Asrı hazır tarihi SEür SN 1 — Ökonomilerinin bu bapta misallerle doludur. | Sltilmesi va bunların ' Alâkadar memleket halkı- | enlenmesine ait teknik ” nin röyini almağa İlüzum | selesidir. görmeden ve sırf ötedenberi 2 — Umumi sıyasa: — miesses sakat bir usule Viyana gazetoleri rüşmelerden asıl — olat baları kaydetmekte VÜ memleketin ökonomi yasal yakınlığının geldiği tezini ileri sü ir Herhülde İtalya V& "j sturya seyahetleri Vi Roma — Budapeşte Üf kuüvvetlendirmiştir. 4 Gömböşün Berline K ği hadkında geçenler” , tevfikan ve sırası gelmiştir diye o memleketin en yük- sek makamına, idaresi başı- na geçecek olan - bir şah- siyetin ekseri ahvalde gerek idare ve akıl kuvvoti ve ge- rek ilmi ve idart müktese. batı bakımından o memle- ket halkının kendi arasından bizzat seçeceği — şahsiyetten | olbetta daha çok dün bir derecede olacağı hattâ onun- taya atılan havadistef la kabili kıyas bile olamıya- | pek o kadar bahsedilm? cağı derkâr ve binnetice öy- | tedir. z250