BAYFA6 İk_ubaslar: S OU Çoçuk üzerinde — doğru fikrimiz az, yanlış fikrimiz | çoktur. Çocuklar hakkitda sanki ne biliyoruz? Anadan baba- dan kalma, basma kalhıp fi kirler. Bir kerre şu kullon dığımız klişe— fikirlere ba- kın #Çocuk gibi, çocuk mu. sun,çocuk oldun, çocukça iş, haydi sende çocuk!» deme- k ki, kafamızda «çocuk» fi- kri akılsız, duyğusuz, — ira- desiz bir varın fikridir. Bu basma kalıp fikirlarin bir de- ğeri var mı? Yok. . Öyleyse niçin kullanıyoruz? Sırf akı- Isızlıktan, — bilgisizlikten ... Bunları bize bırakan kimdir «Geçmiş zaman» denilen bir tonbell.. Çocuk üzerine doğru fik- irleri nasıl kazanabiliriz? Yalnız ilimle, jimin meto- duyla. Çocukları garezsizce görmiye, anlamıya çalışalım- İlk önce bakalım çocuk bir akilaız midir? Akılh adam kimdir? Dış âlemine bakan gören, bu âlemin vurlarını yoklarını, biribirine yaklaş- | fıran, ayıran, benzerlikleri birleştiren, benzemezlik- leri seçen, en son bir ad ta-| kan — cemiyetlik hayvanın kendisidir. Çocuğa huyların, bu g sini onda buluyorum. Onun için ona bir türlü — akısız demiyorum. Çocuk akıllı bir vardır. bakıyorum, bu Çocuğun aklı büyük adamın | aklı değildir. Çocuğun aklı var. Fakat bu akıl büyük adamınki değildir. «Kaç türlü — akıl olabilir ki?..» En aşağı iki türlüsünü biliyoruz... İnsan aklı yüksek — hayvanların aklı, Maymun, — köpek, ât gibi... Yüksek hayvanlara büs bütün akılsız denemez, Bir de çocuk aklı vardır. Bu akıl büyük adam aklı gibi çok işlenmiş olmamakla be. raber, yeni bir akıl, bir soy akıldır. Alır, düşünür, bular, Ve Verir,.. vergilerin hep- | UK İsmail Hakkı Çocuğun içinde zengin bir | duygu dlemi vardır | Çocuük sevmesini, tiksinm esini bilir, bencg olduğu ka- dar elci, hoyrat olduğu ka- dar ince, tatlar kadar acıl- ara sarkan kendine yonituğu kadar öbürlerine veren içli, sırlı bir yaşayışın taşıyıcısı. dır, Çamlıcada bir. mektep başmualliminin çocuk hafta sında Yoni Adamın baatığı kucağında çocuğu taşıyan ana tablosunun — altındaki bastığı: “çocukları koruyan yazısını okuyarak babasına *baba al bu — gazeteyi al, çocukları — koruyun,, diyor lerden duydum İsteksiz dileksiz — varlık | buna mı derler. İnsaf | bi var buna mı derler. ar- tık insaf! mak için saatlerce, evet do. ğru söylüyorum: Saatlerce bazan sabahtan akşama ka- dar didinirler, terlerler, aç ve susuz kalırlar. Bu yapıda bir irade hangi babayiğitte vardır? Hangimiz bir çam | kütüğünü sandal — yapmak için çakı ile oymak güçlü- günü yenebiliriz. Şimdi, bu çağda?... Çocuğun gücü ona yeter. Çocuk istekli bir va- rdır. | Ne «atıl» balıl adalurımız çocukluktan çıkmış olan bizleri!.. Yalnız biz babalar; siz analar değil, şu mektepçiler, terbiyeciler — mücllifler de birlikte, bizle ne «altı batıl» adamlarımız ki, çocuk nedir, bilmez sonra da sanki ana, baba, hoca, — usta sifati. le onu terbiyeye kalkışırız. Çocuktan evel terbiye edil- mesi hiç olmazsa cehaletinin giderilmesi lâzım gelen biz «kocabebeklerviz. Gehlini bi- lmek, bilmemenin ilk menfi şartıdır. Bu satırları okurken uyu- kluyan eski adam! Çoçuğunu rtık terbiye etmekten vaz geç kendine bak. Mançürinin, işğakınin üçün- Cü yıl dönümü münasebetile «İl Giornale d, İtaliavdan: Japonlar, Mançurinin işğa. linin üçüncü yıl dönümünü büyük tezahürat ile kutlula- dilar ve bu tezahürat adeta cenkeuyane bir. şekil almış- tir, Bu münasebetle Japonya- da hulka, yüz — binlerce el ilüni tevzi edilmiştir. Bu el ilânlarında, Mançnari me- selesinin üçüncü yıl dönümü yazılıdır. Japonyanın neka- dar cengâver bir. millet ol düğünü aşağıdaki | âdise ile görülür, Bu şenlik esnasın- da, Japonyanın bir harp gemisi, Çinin Konk Moon İimanına gitmiş ve bu limana altmış müsellâh :vdhlî)ı' Jık'&fl “ıur'r.ış('r. Büu küvvet zabitlerile beraber bütü, smi ve gayri resmi bınoları foto- limanı gezmişler, re kalelerinin çıkardık ve harp gtaflarını dra gemilerine av- dat Bu — hâdi- go, Çinde büyük bir heyec- &n uyondırmış ve - Japonya- atmişlerdir. so- | Trabzon hanımları va Ta- yare Gemiyeti | Trabzon Vilâyetinde tay- areye yardım için fuydalı | teşebbüslere — girişilmiştir. | .rapzon hanımları - yakında bir umumi toplanlı yapa rak iş programlarını huzır- hıyacaklardır. nın Kovang Tüng eyaletini | de işgal edeceği sannedilm iştir. Japon fılosu Mançuko- nun Dairen sularında topla- lanmıştır. Filo, bu sularda maneyra yapmaktadır. — ve bu — manevralara — seksen harp tayaresi iştirak etmiştır. Mukdende bulunan Ame. aika Petrol şirketi Jepon haydutları tarafından müt- hiş bir taarruza uğrasıştır. Ameriksn konsolosu Japon konsoloshanesine giderek hu hâdiseyi — protasto ve JDipon hükümeti, bu me- sele hakkında tahkikat — ya- pacağını söylemiştir. Japonya Mançukodaki - A- morikalıları ketrol menabiin- den uzaklaştırmak — istiyor, | va tethiş vasıtaları hedefe doğru ilerliyor. ile bu ;arlnnnın bu hâdiseyi | sosyalist bir rejim tesis et- dediğini görenler ve işiden- | | Çocuk... İsteksiz, dileksiz | O varlar ki, bir işi başar. | etmiş | TURKDİLİ ' 5. Rus istihalesinin içer- | iden görünüşü «Sovyatlerin Milletler Ue- miyetine kabulü sırasında dekorun öts tarafına bir göz atmak ve Sovyetler zimamd- Rus milletine nasıl takdim ottip- ini görmek faydadan — hali değildir. Bu bapta evvelâ «İzvestiab nın neşrettiği tebliği kayd edelim, bu gazete diyor ki: | «Milletler Cemiyeti esas | itibarile, yalnız mağlüp mi - Nletler değil, aynı zamanda ve — bilhassa miş olan yegâne iİşçi dev- letine karşı yapılmış bir teşkilât idi. bütün bir husumet dünya- sile çevrilmiş bulunan Sov- yetler devvari — bir. hamlo göstermiş kapitilist müfte- rilerinin söyledikleri kırmızı kapitalizm sözlerine kapıl- mıyarak komşularına el uza- tmış Milletler Cemiyeti ile iş - birliği yapmış — ve sılâhsızlanma hususunda on cezri bir pilâ n hakiki bir surettearzu ettik- leri itiraf — olunmalıdır. İşte Sovyetlerin, militarist devle. tlerin çıkmasından — sonra sulh davasını kolaylaştırabi- lecek olan Milletler Cemiye- tine girmek davetini kabul etmesi ve girmeğe hazırla- nması bundan ileri gelmek- tedir. Masmafih Sovyetler, Milletler Cemiyeti azasından bir çoklarının — haşin bir | karmak isteyenledir, Mües- | ses nilamın idamesin alâka- barolan — devletler, Soyet Rusyanın iştizaki olmadan | sulyun temi ıçin yapılacak mücaeolerin hayalı — ola - cağını anlatmaktadırlar. Bunlar, Milletler Cemiyetinin imazide sulhu müdafaa için en küçük bir almak kabili- yetinde bulunmamış olduğu- nu, bilmez değillerdir. Hal. buki, — milietlerin çoğunun sulhun teminini tokdim — etmiştir. Bu suretle Sovyetler devleti, sulh dava- sını müessir ve mantıki bir surette müdafaa eden yegü- ne devlet olduğunu ispat et - miştir. Kapitalizm dünyası ikiye bölünmüştür, bunlardan biri umumi harpten kâr etmiş olup yeni bir harbin xuhu. runu jistemiyenler, diğerle- ri de bugünkü vaziyetten memnun olmayıp hinç çi- hınç ile komünizme — karşı takikatta bulunduklarını un- utamaz. Bunlar tetik bulun- mak v dikkatli olmak mec- buriyetindedirler. Bunun için en mücssir tedbirin, sulhün ancak Sevyetlerin — kuvveti | sayesinde temin olunabilece. ği hakikatinin — tespitinde meknuz bulunduğunu anla- maktır. — Dolayısile kırmızı | ordu ne kadar kuüvvetli olur-. sa, dünyada o nisbette hu- | zura muzbar olür.» Sovyetler Birliği Budunlar azası dereğine nasıl girdi? Moskova ellik (hükümet) adamlarının içinde bulunma- ga borçlu oldukları üçüncü budunlararası (enternasyo. nol)nin koyduğu konhuya (teze) göre ancak büyük komünist — elliğini yıkmak işini üzerine almış acun öl. | güsünde, bir emperyalist bir lik olan budunlar kurumun- dan Sövyetler Birliği 1920 de istiye istiye uzak kalmıştı. İşin doğrucası, Sovyet Ru- syanın aldığı bu (vaziyet), bolşevik reji. minin ilk çağlalrına kutlu (kutsi) bir jeanç olan acun ayaklanmasının — yukınlığı düşüncesine eyice uygundur. Bununla bereber, acun içinde kendini büsbütün yan- lızlığa düşürmemek, büyük elliklerin arasındaki anlaşma- mazlıklardan — durmaksızın kazanç aramak, büyük sava- şın biraktığı yaralarla hinç- ları kullanmak — istiyen Moskova, birkaç sınama yı- lından sonra, kendi siyasi durumunu pekleştirmek için, büyük — savaşta bırakılmış ve budüanlar korumu dışında bırakılmış ülkelere döndü bu sırada, dış,işler bakkanı Çiçerin de Mussolininin iş başına gelmesinden — önce İtalya ile Rusya arasında sıkı bağlar düğümlemeye kalkmıştı. Bütün bunların sonu, Tü- rkiye ile candan elbirliği etmek oldu; Roma ile yapı. lan uzlaşmalar oldu; ilk Hit- leciler tarafından öldürülen Valter Ratnav ile — Çiçerin arasında, 922 Cenevre ku rultayı uarasında, yapılan Almanya ile Rapallo antlaş- ması oldu. Budunlar derneğine karşı ukınlar, çoğaldı. Bugün— Sovyetler birliği budunlar derneğine girdiıği sırada — bu geçmişi — anmuk Moskovanın asağdan — geri» etmesile alay etmek veya kolay karşılaştırmalar yapm. ak için değildir. Bütün bunl. urdan amaçımız, Sovyet Rus- ya diş seyisinin şimdiye ka | dar almış olduğu yolun ilk bölüğü Ile sonu — arasındaki uymımll-hg' moydana çıkur. arak bu işin büyüklüğünü gö- stermoktedir. Eğer Sovyetler elliği bundan on beş yıl önce budunlar derle- | ğinin, önüne dikilmekle ke- ndini ;daha zorlu sanmış ise o günlerdenberi olup biten- ler onun Genevrede bulunuşu nun erkini (nüfuzunu) azalt- muyıp — kendisine güven ve | çalışma oğuru (imkânı) ver- ebileceğine inandırmış olma lıdır. Böyle olmasaydı bu is. teğinden vazgeçerdi. Bundan başka, on yadi yı- İlik ellik ve sayasa sınama- sı da onu budunlar derleğinin önceleri sanmış olduğu gibi bir savaş makinesi olmadığını yukarı hepsinin birer kapit. alist kuruluşu olan öteki el liklerin var olduklarını tan- ımağa sürüklemiştir. Sovyet Rusyayı Cenevreye götüren gelişme (inkişaf) uz- an sürmüştür. Dış dokunkl- ar (tesirler)göz önüne getir- ilecek olursa denilebilir ki bu, Batı Avrupasında geçen bir işle başlar: Demek isti- yoruz ki 1954 mayısında ya pılan fransız oruntak (mebus) seçimi Eriyo elliğinin iş ba- şına gelmesi ve Parisle Mo- skova arasında seyasa bağ- larının yeniden bağlanması ile başlar. O günleri şimdi andıkça Eriyo ve (şimdi HFransanın Ispanya elçisi olan| Erbetle, Rusyayı — konuştuklarımızı düşünüyorum Komünist elliği ile Alman | elliği ve kızılordu ile Rayş- ver arasındaki yakınlık bü yük ve işlekti.. Ulus birliği Rus-Alman yakınlığına engel olmak için birşey yapma- mıştır. Yitirilen günleri ka. zanmak gerekti; gösterilen | bağışlanmaz öyküleri (ihmu. Meri| onarmak gerekti. Eriyo istek ve açık görüşlülükle bu işe koyuldu. Ve işte onun dokunaklı- gı ile, bir;yıl, sonra Lokarno meydana geldi. Gene bunun | Mecmualar: — Gürbüz Türk Çot Himayeietfal ) mumi merkezinin çıkarmakta olduğu | nın 93 üncü sayısı Ş” | inde (çocuk), (gürbüll cukların yürümesi larda kabız) başlıklı vardır. uııkl;ıgıı;;dın bil ilirdi. Beliklerin azaltılıp * laştırılması konfera& | birkaç ay öncedir K? lerde herkesin bü nü ölçmediği küçük oldu. Bence bu küf (hadise) dir ki büyük yot dişli çemberini lar derneği — mak içine girmeğe sürük” 934 — Seçimleri Sosiyalist bölüğünü? dış işlerinin haşına Eriye, bir gün bile | den, sekiz yıl önce ış olduğu Fransız ” kınlığı için koyuldu. Sataşmamâ ması Eriyonun dü birez önce çeklendi- | ndı. f Bu sırada, Avrupt sı yeni bir biçim cilik ilerliye ilerliye yadaki Sosiyalist ve &” bölükleri yıktı. Yerlf veya İkar kıyılırıl“ gı ayaklanması umü' suya düştü. Gene bu sirada 1f reni |tehlikesi) uzak belirdi, Rataşa (müt” karşı neler yakılaci nülürken Sovyetler elle sarıldılar. Bu dokunaklığı ile — Almanya budunlar derneği içine alındı. Ugündenberi Savyet Rus- yanın dış seyasının yükünü taşıyan adamlar — içlerinden kendi kendilerine demiş ol- malıdırlar ki Cenevrede da- ha uzun uzalar - (müddetler) bulunmıyacek - olurlarsa bu iş onların artakına (zararına) olacaktır. İnanmalı ki 1927 de— AL manyanın budunlar derneği- ne girişinden bir yıl sonra diş — işler — komiserliğinde danışman (müsteşar) olan M. Litfinofan Cenevrede görün. üvermesi gelişi güzel olmuş bir şey değildi. Yıllar geçti. Boliksizlenme (silâhsızlanma) konferansının anılık (hazırlık) işlerinde ça- lşmaya başlıyan — Litvinof Cenevrenin bir alışığı oldu... Ancak o günler Moskova ile Cenevre arasında bir evlen- me uzaktı: denilebilir. ki bir birçok engelleri Sovyetler budunlar ne baha çok yaklı Doğu uantlaşma&i misakı) için yapılağ * malar, Sovyetlerit görünen jlk kong rakmasına çok yar” Doğu antlaşmas!?” | şık — masalarını yer burası değildir. içindir ki, yalmız *" savaş öncesi bidi! birleşme kokusu amaçı ile Sovyetler! lar dernaği — çe N girmeğe zorlamış söyliyeceğim, M işin tersini ve yü biçtikten sonra yolonu tutmağı t4 W çe" Yurttaş! Hilâllahmeri Öz Türkçenin Güzelliğini, Tazt liğini Ve Verimliliğini Anlamıyâ lara Yazıklar Olsun.. Ergani istikrazının son tertip tahvillerinden aldınız * Almadınızsa aman vakit geçirmeyin.. Ziraat bankası Balıkesir şubesi alıcılara kolaylık gösleriyor. Bankadan taksille tahvil tedarik etlmek x' ükr yeniden ç8”) ndi aldı. Sovyetlerif |